22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR AVRO STERLIN FAİZ ekonomi@cumhuriyet.com.tr BORSA 9 26 EYLÜL 2020 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.6470 1.8 kuruş 8.8870 0.8 kuruş 9.7780 3 kuruş 13.16 0.4 puan 1.124 4.61 puan 3070.08 4.07 lira 458.77 64 kuruş İstanbul’da yetkinin Belediyeİş yerine Hizmetİş’e verilmesine Genelİş’ten sert tepki ‘Başka tezgâh var’ Çalışma Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili kararını eleştiren Genelİş Başkanı Çalışkan, “Tek yetki tespiti verilmesi yasaya aykırı“ dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde yetki tespitinin, uygulamalara aykırı olarak Türkİş’e bağlı Belediyeİş Sendikası yerine Hakİş’e bağlı Hizmetİş Sendikası’na verilmesine DİSK de karşı çıktı. “Burada başka bir tezgâh var” diyen Genelİş Başkanı Remzi ÇaMUSTAFA ÇAKIR lışkan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kararının kabul edilemez olduğunu söyledi. Yetki tespitinin tek bir işyeri üzerinden verilemeyeceğini, ayrı ayrı işletmeler üzerinden verilmesi gerektiğini belirten Çalışkan, şöyle devam etti: “İstanbul’daki uygulama bakanlık ile Hizmetİş’in ortak çalıştığının ifadesidir. Lamı cimi yok. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bu uygulama yasal da değildir ahlaki de değildir. Bir defa orada yetki mahkemeye düşer. Sözleşme süreci mahkemelik olur. Buna itirazlar gelir. Çoğunluk tespiti yapılan işletmeye yetki belgesi verilir.” Çalışkan ayrıca, İzmir’de, Ankara Yenimahalle ve Çankaya’da örgütlü olduklarını, oralarda hep iştirakler için ayrı ayrı yetki verildiğine dikkat çekti. Türkiye’nin her yerindeki bütün beledyelerde uygulamanın böyle olduğunu dile getiren Çalışkan, “İşçilerin özgür iradeleri ile başka sendikalara geçmeleri engelleniyor. İşçilerin başka sendikalara geçmelerinin önü kesiliyor. Tezgâh budur” dedi. l ANKARA Genelİş Başkanı Remzi Çalışkan (ayakta ortada), Çalışma Bakanlığı’nın İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki yetki tespitiyle ilgili olarak şimdiye kadar olmamış bir uygulama yaptığını vurguladı. Kıdem tazminatı yeni sürüm istihdam paketinde yeniden gündemde ‘ESNEKLEŞME’ KILIFI MUSTAFA ÇAKIR Hükümet, işçi sendikalarından gelen tepkiler üzerine ertelediği kıdem tazminatı değişikliğini 1 Ekim’de Meclis’in açılmasının ardından “esnek çalışma modelleri” adı altında yeniden gündeme getiriyor. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un “yeni sürüm istihdam paketi” olarak adlandırdığı paketin içerisinde yer alacak esnek çalışma modelleri ile işçinin kıdem tazminatını alabilmesi zora girecek. “Fesih kısıtı kalktığında örneğin kadınların bir bölümü yarı zamanlı çalışmak istiyor” diyen Selçuk, esnekleşme maddelerinin gençlerin istihdamı açısından da önemli olduğunu kaydetti. Bakan Selçuk’un daha fazla ayrıntı vermediği “kısmi zamanlı çalışma, yarı zamanlı çalışma, uzaktan çalışma” gibi esnek çalışma modelleri emekçilerin kıdem tazminatını almalarını zorlaştırıyor. Bu durumda işçi ile işveren arasında imzalanacak olan sözleşmenin “belirli süreli mi” yoksa “belirsiz süreli mi” olacağı çok önemli. İş ilişkisinin bir süreye bağlı olmadığı hallerde sözleşme “belirsiz süreli” sayılıyor. Şu anda genel olarak işçilerin büyük bir bölümü bu kapsamda çalışıyor. Belirli süreli sözleşmede ise süre dolduğunda sözleşme de kendiliğinden sona eriyor. Bu durumda yasaya göre işçi kıdem tazminatı alamıyor. l ANKARA BDDK’dan geri adım Dolar, Merkez Bankası’na faiz yükselttirirken BDDK’ya da ‘swap’ı yumuşattırdı. Türk Lirası erir, dolar yeni zirveler peşinde koşarken, önceki gün yükselen enflasyon vurgusuyla politika faizini 200 baz puan artıran Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’ndan sonra, dün de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan (BDDK) dolardaki hareketi sınırlandıracak yeni hamle geldi. BDDK yurtiçindeki bankaların yurtdışındaki yerleşiklerle yaptığı vadede TL alım yönünde para “swap”ı ve diğer türev işlemlerin toplam büyüklüğünü yasal özkaynakların yüzde 1’inden yüzde 10’una yükseltti. Limitler de artırıldı. BDDK, 2018 yılındaki kur krizinden sonra TL’nin değer kaybını önlemek için yabancı paraTL takas işlemlerin hacmini sınırlamaya başlamıştı. Türk bankaları yabancı bankalar ile dolarTL takası ve benzeri türev işlemler yaparak uzun vadeli TL kaynak temin ediyorlar. Yabancı yatırımcılar da swap piyasasını TL’ye taşımanın getirdiği kur riskini azaltmak için kullanıyorlar. İşlemlerin bir kısmı ise yatırımcılar tarafından TL’ye karşı kısa vadeli spekülatif pozisyon almak için kullanılabiliyor. BDDK’nın açıklamasında Covid19 nedeniyle alınan ilgili kararın, normalleşme adımları çerçevesinde tekrar değerlendirildiğini belirtti. Dolar indiçıktı BDDK kararının ardından dolar/ TL, Merkez Bankası’nın faiz adımı sonrası gevşediği 7.62’ye yakın seviyeden 7.51’e kadar geriledi. Ancak öğlene doğru gelen alımlarla yeniden yükselişe geçti. Dolar/TL dün 7.51667.6811 arasında yukarı yönlü hareket etti. Avro/TL de 8.76308.9236 arasında işlem gördü. Yine BDDK kararı sonrası en dikkat çekici hareket, Borsa İstanbul’da ve özellikle bankacılık hisselerinde görüldü. Bankacılık endeksi yüzde 3’e kadar yükseldi. Ancak daha sonra satışlar yiyen BİST 100 Endeksi gün içinde 1124 1135 puan arasında hareket etti ve günü yüzde 0.41 yükselişle kapattı. l Ekonomi Servisi ‘UZAKTAN KREDI KARTI’ YASALAŞTI Banka ve kredi kartları “uzaktan sözleşme”yle alınabilecek. BDDK’nin, Resmi Gazete’deki yeni yönetmeliğiyle ilgili maddedeki “bilgi alışverişi ile takas ve mahsup işlem kuruluşları” ibaresi “bilgi alışverişi yapan kuruluşlar” şeklinde değiştirildi. Buna göre, kart çıkaran kuruluşlar ile kart hamilleri arasında bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden müşteri kimliğinin doğrulanmasına imkân verecek yöntemler yoluyla sözleşmeler düzenlenecek. Hitler faşisti gibi.. Dünkü gazetemizin manşetinde yer alan, arkadaşımız Mustafa Çakır’ın haberinin başlığına takıldım. Sendika karşıtı işveren istifa eden emekçilere ikişer bin lira dağıtmış. İşçiye “zekât”la rüşvet vermiş.. Bizim gariban işçiler, iş kaybetme korkusu ile doğrusu çok ucuza gitmişler.. Almanya’da, Hamburg’da sendikal haklarını satan işçilerimize, ünlü bir tersane sahibi, Nazi kültürü kökenli, Hitler hayranı olduğu söylenen patronları, bedavadan yaşayacakları kocaman mahalleyi açmıştı. Üstüne üstlük, Almanya’da bilindiği üzere minareli cami istenmediğinden, göçmen işçilerimizi yerleştirdiği getto, bağımsız villa tipi evlerin olduğu mahalleye bir de sözde cami yaptırmıştı. Cami resmi çizilmiş binada namaz kılmaları ile yetinilmemiş, her bir eve bağlanmış mikrofonla bir de 24 saat açık dinlenebilecek Kuran yayını düzeni kurulmuştu.. Uydurmuyorum, o getto evlerde yaşayan göçmen işçilerimize, göçmenlere dönük sosyal çalışmalar yapan bir derneğin yardım çalışmaları kapsamındaki bir dava dosyası ile bağlantılı ulaşmıştım.. Üç göçmen çocuğumuzun dava dosyasında, hem uyuşturucu kullandıkları hem de sattıkları bilgisi vardı. SPD’nin, Alman Sosyal Demokratları’nın, 1983 yılında önerdiği bir proje çalışması kapsamında ulaşmıştım.. 1983 yılında Almanya’da çalışan işçilerimizin olabildiğince büyük gruplarının geri gönderilmeleri çalışmaları gündemdeydi. Bizden ilk işçi alımı yıllarından, dişlerinden sağlık muayenesi yapılarak gönderilmeleri günlerinden söz konusu yıla kadar, işçi sorunları ile ilgili gazeteci kotasından, benden bizim işçilerin durumlarına ilişkin bir gözlem raporu istenmişti. Yanıma danışman olarak o tarihlere kadar çok uzun soluklu işçilerimize dönük bilimsel çalışmaların içinde olmuş Türkiye kökenli Prof. Harun Gümrükçü önerilmişti. Birlikte gitmeden Alman siyasal partilerinin olabildiğince en üst düzey yöneticileri, akla gelebilecek ilgili çalışmalara bulaşmış bilim insanları, toplumsal örgütlenmeler, işçilerimizle bağlantılı yaşanan sorunlar, elbette her türden hakların kullanılabilirliği, yargıya yansıyan boyutlarıyla da göçmenler, siyasal sığınmacıların örgütlenmeleri, elbette işçilerimiz sendikal ilişkileri, örgütlenmeleri.. farklı merkezlerden randevulu olarak sıkı bir program yapmıştık.. HHH Uzatmadan sözünü ettiğim Hamburg sahillerine yakın gettoya geldiğimizde, sokakta in cin top oynuyor tablosu ile yüzleştik. Seyyar bir araçtan gıda satışı için sokağa başı kapalı, elinde kız çocuğu ile çıkmış bir kadının uzaktan fotoğrafını çektiğim için ağlaması gerçeği ile önce çarpılıverdim. Evlendiğinden beri kent içine, alışveriş merkezleri de dahil hiç gitmemişti. Kocası fotoğrafının çekildiğini öğrenirse, hele de gazetede çıkarsa, boşarmış.. Yere oturmuş dövünüyor, filmi istiyordu.. O tarihlerde ilkel makineden bir kareyi yakmak, filmi de yakmak olacağı için, daha önce çektiklerimi kurtarmak zorunluluğu içinde, asla fotoğrafını kullanmayacağımın sözünü vermek yetmemiş, yere çökmüş ağlıyordu.. Çaresizliğine galiba ben de katılıyordum. Sonunda Türkiye’ye döndükten sonra tekrar aramak, sözümü tutmak koşulu ile yemin ederek anlaşabildim. Dediğimi de elbette yaptım. İsimsiz, fotoğrafsız mahallenin portresini yazı dizime aktardım. Adresleri elimde olan uyuşturucu kullanıcı ve satıcısı üç çocuğu, üniversite çağlarında gençler olarak yatakta, annelerini başlarında çaresiz çırpınış içinde buldum. Kuran yayını onların evine de uzanıyordu. Ancak anne çocuklarını kurtarmaya kararlı, bilinçli bir kadındı. Yıllar süren işçilik yaşamlarından sonra çocuklarını, ailelerini yaşadığı köyden Almanya’ya aldırmışlardı. İşsiz, çaresiz başlarında duramadıkları için bu durumlara düşmüşlerdi. İstanbul’da, AMATEM’i öğrenmişti. Oradaki güvenlik sistemi içinde, olmadı, emekli olmayı göze alarak çocuklarını tedavi ettirip kurtarmaya kararlı gözüküyordu.. Ha Hitler faşizmi kültüründen gelen Alman tersane sahibi patron, ha bizim cemaatlerin militanı olmuş patronların ellerine düşenler.. Ne farkları var? Biri sendikal hakları satma karşılığı bedavaya gettosunda villa tipi ev tahsis ediyor. Siyasal İslamcı en bağnaz duygularla beslenmelerini sağlıyor. Diğeri günümüzdeki ülkemizin zorlu koşullarında işçinin çaresizliğinden yararlanarak sendikadan istifa etmeleri karşılığında ikişer bin liralık zekât vermeyi yeterli görüyor. Nâzım’ın ünlü “23 sentlik askere dair” şiirinde yerleştirdiği son sözlerle “Ucuzdur, vardır illeti” diyeceğim geliyor ama olmuyor. İçinde yuvarlanılan toplumsal kirlilikler girdabında, siyasal İslamın, tarikatlar, cemaatler ellerinde kullanılmasının sömürü boyutları karşısında canlar çok yanıyor..
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle