09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 26 EYLÜL 2020 CUMARTESİ Soylu’nun ‘Silahlanan derneklerle ilgili bildiklerini anlatacak’ dediği Ünlü, ifade verdi İstihbarat Cübbeli’ye kaldı “Türkiye’de 2 bin civarı Selefi yanlısı derneğin silahlandığı” iddiasını gündeme getiren, kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ünlü’nün ifadesinde silahlanan derneklerin ismini vermediği öğrenildi. Kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, selefi derneklerinin silahlandığı iddiasıyla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında Emniyet’e ifade verdi. Ünlü, katıldığı bir TV programında “Türkiye’de 2 bin civarı Selefi yanlısı derneğin silahlandığı” iddiasını gündeme getirmişti. Ahmet Ünlü, ardından Sözcü’den Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada, “Evet, ben 2 bin civarında dedim ama aslında isim isim çıkarttım, şu şu illerimizde başta olmak üzere. Savcılar beni çağırsalar ‘Ne biliyorsunuz? Hangi silahlanma konusunda sen böyle şeyler söylüyorsun, hangi dernekler, hangi yapılar?’ dese ben en azından 150’sinin ismini vermeye hazırım” ifadelerini kullanmıştı. Ünlü’nün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı doğrultusunda dün sabah saatlerinde Beykoz’da bulunan karakola giderek ifade verdiği öğrenildi. Ünlü’nün ifadesinde silahlandığı iddia edilen herhangi bir dernek, yapılanma veya şahıs ismi vermediği belirtildi. Ünlü’nün ifadesi, soruşturmayı yürüten savcılığa gönderildi. Önümüzdeki günlerde Ünlü’ye söz konusu silahlanma bilgilerini getiren kişilerin bilgisine başvurulacağı öğrenildi. ‘Bilgiye ihtiyaç var’ İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı TV programında, Ünlü'nün açıklamalarına ve bilgisine başvurulmasına ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı: “Yaklaşık 28 dernek ve vakfa operasyon yaptık. 350 kişiyi gözaltına alıp tutuklamışız. Türkiye'de bu mücadele devam ediyor ama atladığımız olabilir. Bizim bilgiye her zaman ihtiyacımız var. Göremediğimiz var. Perşembe ve cuma günlerinden birinde bildiklerini anlatacak. ‘Devlet bir kişinin ifadesini...' Evet, bir kişinin ifadesi de bizim için önemli. Belki başka bir şey görüyor. Belki bir değerlendirme ortaya koydu. Ben bilmek zorundayım.” l İSTANBUL / Cumhuriyet İDDİAYI DOĞRULAYAN ADIYAMAN CHP MİLLETVEKİLİ TUTDERE: IŞİD’de de uyardık dinlemediler MUSTAFA ÇAKIR CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, 2015’te yaptıkları saha çalışmalarını, çocukları IŞİD’e katılan ailelerle yaptıkları görüşmeleri rapor haline getirdiklerini belirterek “İktidarı uyarmıştık. İktidarın bu uyarıları dikkate almadığını ve akabinde yaşanan kanlı eylemleri, geride kalan gözü yaşlı aileleri hepimiz hatırlıyoruz” dedi. O tarihlerde yaşananları anımsatan Tutdere, şöyle devam etti: “IŞİD denen eli kanlı yapılanmanın ‘İslam Çay Evi’ adlı küçük bir çay ocağında din istismarıyla gençleri kandırarak örgüte dahil ettiğini gördük. Akabinde başka çay ocakları ve kahvehaneleri de irtibat noktası haline getiren örgüt, buralarda ‘dini sohbet’ adı altında çeşitli buluşmalar düzenleyerek propagandalar gerçekleştirmiş, gençleri, hatta çocukları örgütün ağına düşürmüştür. Annelerine çarşafa girme baskısı yapan çocukların, camide namaz kılan babalarına ise ‘devletin imamının arkasında namaz kılınmayacağı’ gerekçesi ile ‘Sizin yolunuz yol değil, Hak yoluna gelin’ diye çağrıda bulundukları o dönem hazırlamış olduğumuz raporumuzda mevcuttur.” Tutdere, raporlarında, çocuklarının evi terk edeTutdere rek Suriye’ye gidip gelmesi karşısında ailelerin kendi çocuklarını Emniyet’e ihbar ettiklerini, hatta “Diyarbakır bombacısı” olduğu iddia edilen kişinin ailesinin, çocukları evi terk etmeden 6 ay önce, Diyarbakır’daki patlamadan ise yaklaşık bir yıl önce 2014 yılında Emniyet’e gittiği ve şikâyette bulunduğunu belirttiklerine dikkat çekti. Buna karşın bir adım atılmadığına ve “Suç işlemedilerse bir şey yapamayız” denilerek durumun geçiştirildiğine işaret eden Tutdere, “Benzer şekilde eli kanlı FETÖ terör örgütü de eylemler gerçekleştirmiş, din istismarı ile örgüte pek çok mensup kazandırmış, devletin içine sızarak darbeye kalkışmıştı. Bütün bu yaşananlardan ders alınması gerekiyor” dedi. Soru önergesi Konuyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi de veren Tutdere, şunları kaydetti: “Selefi derneklerinin geçen yıllarda şahit olduğumuz IŞİD ve FETÖ yapılanmasına benzer bir yapılanma içerisinde oldukları anlaşılmaktadır. Yaşanan elim olaylara yeniden sebebiyet vermeden önlemler alınması, gerekli çalışmaların ivedilikle yapılması önem arz etmektedir.” l ANKARA RTÜK’ÜN KARARINA TEPKI YAĞDI: SÖZ BITTI, HUKUK DA IĞNELI FIRÇA Halk TV ekranı da ZAFER TEMOÇIN 5 gün karartılıyor 1 EKİM’DE TOPLANACAK ‘Çoklu baro’ yasası AYM gündeminde Anayasa Mahkemesi (AYM), çoklu baro düzenlemesine ilişkin yapılan iptal talebini 1 Ekim’de esastan görüşecek. Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve 80 baronun karşı çıktığı, muhalefetin “hayır” oyu verdiği “çoklu baro” teklifi, itirazlara karşın AKP ve MHP oylarıyla kabul edilerek yasalaşmıştı. Düzenlemesinin yasalaşması ardından CHP, AYM’ye yürütmeyi durdurma ve iptal başvurusu yapmıştı. 23 Temmuz’da başvurunun ilk incelemesini yapan AYM, usul yönünden eksik tespit etmemiş, yürütmeyi durdurma kararını reddetmişti. Yaşanan bu gelişmelerin ardından AYM’nin 1 Ekim’de “çoklu baro” düzenlemesinin iptali istemini esastan görüşeceği duyuruldu. l ANKARA/Cumhuriyet İşkence iddiaları Meclis’e taşındı CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, Servet Turgut ve Osman Şiban adlı vatandaşların Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından gözaltına alınıp işkence edilerek helikopterden atıldığı iddialarının araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığı’na önerge sundu. Karaca Araştırma komisyonu kurulmasını gerektiğini belirten Karaca, “Sorumlular da cezalandırılmalıdır. İşkence yasağının uygulanması ancak ve ancak cezasızlık kültüründen vazgeçerek olur” diye konuştu. Karaca, önergenin gerekçesinde Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni en çok ihlal eden Avrupa Konseyi üyesi devlet olma rekorunu koruduğunu anımsattı. l ANKARA Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kararıyla TELE 1’den sonra Halk TV ekranı da 5 gün karartılıyor. Karara tepki yağarken Halk TV’den yapılan açklamada, “RTÜK aynı maddeden bir daha ceza verirse Halk TV tamamen kapatılacak” ifadeleri kullanıldı. RTÜK, Halk TV’deki Medya Mahallesi programının yapımcısı ve sunucusu Ayşenur Arslan ve programın canlı yayın konuğu Hüsnü Mahalli’nin 16 Haziran 2020 tarihindeki yayında, Türkiye’nin Suriye’de asker bulundurmasına ve hükümetin dış politikasına dair eleştirilerine dayandırılarak kanala 5 gün yayın durdurma kararını temmuz ayında verdi. RTÜK’ün kararında Halk TV’nin, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlık ve bagˆımsızlıgˆına, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlügˆüne, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı olamaz” maddesini ikinci kez ihlal ettiği ileri sürüldü. Karara muhalif kalan bazı RTÜK üyelerinin ve kanalın itirazları mahkeme tarafından reddedildi. 5 günlük ekran karartma cezası dün kanala tebliğ edildi. ‘Telafisi imkânsız’ Halk TV ekranı 27 Eylül Pazar gününü 28 Eylül Pazartesi gününe bağlayan gece yarısı saat 00.00’da kararacak ve 2 Ekim Cuma gününü 3 Ekim Cumartesi gününe bağlayan gece yarısı saat 00.00’da yeniden yayında olacak. Kararı Twitter’dan duyuran Halk TV, “Ekran karartma kararı RTÜK’ün kuruluş yasası ve yerleşik uygulamalardan dolayı hukuki süreçler tamamlanmadan uygulanıyor. Buna rağmen anayasa ve yasalara saygı gereği ekranı karartmak zorunda kalıyoruz. Şu aşamada esastan bir karar çıkmış değil. Yani dosya esastan karara bağlandığında mahkemenin RTÜK’ü haksız bulma olasılığı da var. Mahkeme, esastan kararında, RTÜK’ü haksız bulur ve 5 günlük karartma cezasını iptal ederse, telafisi imkânsız bir sonuç ortaya çıkacak. Dahası, bu dava sürerken, RTÜK’ün aynı maddeden bir kez daha ceza vermesi durumunda Halk TV tamamen kapatılmış olacak. Buradaki hukuk garabetini yasa yapıcıların ve hukukçuların dikkatine sunuyoruz. Söz bitti. Hukuk da...” açıklamasında bulundu. Halk TV’nin karartılmasına sosyal medya üzerinden paylaşım yapan binlerce yurttaş tepki gösterdi. TELE 1’den destek Yine RTÜK kararıyla 38 Eylül 2020 tarihleri arasında 5 günlüğüne karartılan TELE 1 kanalının genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ, karara tepki göstermek ve Halk TV’ye destek olmak amacıyla 28 Eylül’den itibaren 5 günlük süre boyunca saat 21.00’de ekranlarını bir dakikalığına karartacaklarını açıkladı. l Haber Merkezi ‘İsimsizler Hareketi’ne operasyon: 24 gözaltı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla, sosyal medya üzerinde “İsimsizler Hareketi” adıyla faaliyet gösterdiği belirlenen ve “hükümete karşı organize bir şekilde halkı kin, nefret ve düşmanlığa sevk ederek geçmiş dönemde yaşanan Gezi olayları benzeri toplumsal hareketleri planlayarak kitleleri sokağa dökme çabası içinde oldukları” iddia edilen kişilere yönelik gözaltı ve yakalama kararı çıkarıldı. “DHKPC üyeliği” iddiasıyla cezaevinde olan Taylan Kulaçoğlu’nun paylaşımları yaptığı ve etiket (hashtag) faaliyetlerini ise Kulaçoğlu cezaevinde iken avukat Tamer Doğan’ın sürdürdüğü savunuldu. Operasyonda İstanbul’da 18, Balıkesir’de 2, Aydın’da, Denizli’de, Diyarbakır ve Tekirdağ’da 1’er olmak üzere 24 kişi gözaltına alındı. Soruşturma kapsamında gözaltı kararı verilen 10 kişinin yurtdışında olduğu belirtildi. Balıkesir’de sabah Taylan Kulaçoğlu’nun evine baskın düzenleyen polis, Kulaçoğlu’nun kardeşi Özen Kulaçoğlu gözaltına aldı. Twitter’dan paylaşım yapan anne Saliha Kulaçoğlu, “An itibari ile kızım Özen gözaltına alındı arama devam ediyor...” ifadeleriyle polis baskınını duyurdu. Özen Kulaçoğlu ise paylaşımında, “20 tane polis bastı, gözaltına alınıyorum evden” diye yazdı. Gazeteci Zeynep Kuray’ın da evine baskın düzenlendiği, ancak Kuray’ın evde olmadığı öğrenildi. Temel Demirer’in gözaltına alınmasıyla ilgili Twitter’dan paylaşım yapan Sibel Özbudun Demirer, “Az önce 3. sulh ceza hâkimliği arama emriyle evimizi basan polisler Temel Demirer’i gözaltına aldılar. Temel’in gözaltı nedeni İsimsizler Hareketi hashtag’inde Cumhurbaşkanına hakaret” ifadelerini kullandı. Gazeteci Hakan Gülseven de “Yine gidiyoruz” diyerek sosyal medya hesabından gözaltına alındığını duyurdu. Gülseven, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet AYM’den Boğaziçi iptali AYM, İstanbul’da Boğaziçi öngörünümünü imar barışı kapsamına alan düzenlemeyi, 2 yıl sonra iptal etti. Gözler bölgedeki yapıların durumuna çevrildi. AKP’nin 2018’de Meclis’e sunduğu yasa teklifiyle, İstanbul’da Sarıyer, Üsküdar, Beykoz ilçelerinin Boğaziçi öngörünümünde kalan bazı mahalleleri imar barışı kapsamına dahil edildi. Yasa sonrası, 3 ilçedeki 40 mahallede, kaçak ve imara aykırı yapılar, düzenleme uyarınca yapı kayıt belgesi alarak yasal hale geldi. Ancak CHP düzenlemenin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Habertürk’ün haberine göre o başvuruda karar 2 yıl sonra çıktı. AYM Genel Kurulu, düzenlemenin oybirliğiyle iptaline karar verdi. AYM üyelerinin, düzenlemenin Boğaziçi Kanunu ve Çevrenin Korunması Hakkına aykırı olduğu konusunda görüş birliğine vardığı öğrenildi. Düzenleme Sarıyer’de Rumeli Kavağı, Yeni Mahalle, Merkez, Kocataş, Maden, Büyükdere, Çayırbaşı, İstinye, Kireçburnu, Tarabya Üstü, Rumeli Feneri, Rumelihisarı İle Baltalimanı ve Yeniköy’ün bazı bölümlerini, Beykoz’da Anadolu Kavağı, Anadolu Feneri, Yalıköy, Merkez, Gümüşsuyu, İncirköy, Çubuklu, Çiğdem, Paşabahçe, Anadolu Hisarı, Göksu ve Göztepe’yi, Üsküdar’da ise Kuzguncuk, Beylerbeyi, Küplüce, Kirazlıtepe, Çengelköy, Kuleli ile Kandilli’nin bir kısmını kapsıyordu. l Haber Merkezi Erdoğan Cuma namazı sonrası cami hoparlöründen seslendi ‘ALLAH’IN IPINE SIMSIKI SARILIN’ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı için geldiği Büyük Çamlıca Camii'ni miting alanına çevirdi. Erdoğan, namaz sonrası cami hoparlöründen yaptığı konuşmasında, “Hepiniz toptan sımsıkı Allah’ın ipine sarılın. Ayrılığa düşmeyin. Eğer toptan sımsıkı Allah’ın ipi Kuran’a sarılırsak bilesiniz ki hiçbir beşeri güç bizi birbirimize düşüremeyecek. Birbirimizi Allah için seveceğiz. Menfaat makam için değil. Ve birbirimizi Allah için sevdiğimiz sürece bu millete Allah’ın izniyle kimse herhangi bir şey yapamayacaktır. Hep dua edelim” dedi. l İHA Balayı yaramış Ucunda mahpusluk ya da yüklü tazminat cezaları gibi tehlikeler olmasa bizim memleket gazetecilik mesleği açısından bir nimet aslında. Elin memleketlerinde gazeteciler, “bugün ne yazsam” sıkıntısıyla mustaripken biz ise “hangisini yazsak birader” diyerek pirinç ayıklar gibi gündeme düşenleri ayıklamakla cebelleşiyoruz. Hafta başında “Kemalizm virüstür” diye tweet atan ve bu paylaşımını konuşmak için çağrıldığı stüdyoda moderatöre “Otur bakiyim yerine!” diye komut veren malum yalı eşrafının küçük mahdumunu yazacaktık güya. Yok öyle eleştirel bir yazı da olmayacaktı... Zira söylediği “Kemalizm bir virüstür” sözlerine katıldığımı yazacaktım. Evet, Kemalizm bir virüstür. Ancak bu virüs, girdiği bünyelerde birbirinden farklı iki semptom gösteriyor. Bazı bünyelere sirayet ettiğinde, beynin daha iyi çalışmasına, aydınlanmasına ve analitik düşünmesine yol açarken bazılarında ise ters etki yapıyor. Beyni kemiriyor, düşünme ve algılama yeteneğini zayıflatıyor, kartvizitinde bilim insanı yazsa bile IQ’sunu vasatın altına çekiyor. Ama öyle bir memlekette yaşıyoruz ki birader, her güne yeni aksiyonla uyanıyoruz. Yazacağın konu, bırakın günü, saat başı değişiyor. Sabah sabah güne yine hareketli başladık. HDP eski yöneticileri, milletvekili ve belediye başkanlarına yönelik operasyon haberini aldığımızda, daha haber portallarına göz atmadan operasyonun amacına ve olacaklara yönelik kurguyu da yaptık. 2014’te meydana gelen ve 50 yurttaşımızın ölümüne neden olan, kamuoyunda “Kobani olayları” olarak bilinen eylemle ilgili dört yıl önce dava açılmış, tutuklamalar yapılmış, tutuklular daha sonra serbest bırakılmış, hatta haksız tutuklu kalanlara AYM tarafından tazminat ödenmesine karar verilmişken balayından dönen meşhur savcımız işe başlar başlamaz bu dosyayı yeniden açmış. Vallahi balayı yaramış savcımıza. Böyle bir dava bekliyor muyduk? Sizi bilmem ama ben bekliyordum. “Kobani olayları” olmasa bile HDP üzerinden geniş çaplı bir operasyon bir süreden beri beklediğim bir şeydi. “Ne oldu da bekliyordun” diye soruyorsunuz haklı olarak. Anlatalım o zaman. Bir taşla yedi kuş Merkez Bankası’nın politika fazini artırmasına rağmen piyasaların ateşinin sönmemesi. Sarraf davası, Trump sayesinde bugüne kadar üstü örtülerek zamana yayıldı ve Türkiye’deki ayağı ifşa edilmedi. Ama Sarraf’ın para kuryesi konuşunca, bu dosya yeniden açılacağa ve 800 milyon doların Türkiye’deki hangi etkili kişi ya da kişilere rüşvet olarak verildiği bilgisi öyle görünüyor ki flaş olmak üzere. ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’in, “Türkiye, Suriye’deki PKK uzantılı örgüte operasyon yapmayacağı sözü verdi” açıklamasının yarattığı panikleme vaziyeti. İYİ Parti’de yaşanan kurultay krizini avantaja çevirme ve ülkücü kanadın HDP operasyonu üzerinden arıza çıkarmasına zemin hazırlama. HDP’ye yapılacak hukuksuz bir operasyona itiraz edecek CHP’ye karşı “gördünüz mü bak, Kobani olaylarında 50 kişinin ölümünden sorumluları nasıl da savunuyorlar” algısına abanma çabası. Epeydir kayyım atamak istedikleri ancak ne siyasi ne de belediyecilik anlamında suç unsuru bulabildikleri Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen’i başkanlıktan indirme sevdası. Kobani olayları sırasında hazırlanan bildiride imzası olmadığı ve o toplantıya katılmadığı halde 9 ay tutuklu kalan Ayhan Bilgen’in salınması ve kendisine tutuklu kaldığı süre için tazminat ödenmesine karar veren AYM ile hesaplaşma. Bir taşla birkaç kuş. Hem hükümeti zorda bırakan konular gündemden düşecek hem de Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin arasına HDP operasyonuyla nifak sokulacak. Peki, Kobani olaylarına gelinceye kadar neler oldu? Kobani’yi IŞİD kuşatmasından kurtarmak için Türkiye topraklarını peşmergelere ve PKK’lilere açan karara kim imza attı? Onlara yolluk olsun diye lahmacunları bugün gözaltına alınan HDP’liler mi ikram etti? Hendek savaşlarında kullanılan roketattarlar, ağır silahlar bölgeye ne zaman sokuldu? Açılım sürecinde valilere güvenlik görevlilerine “operasyon yapmayın” talimatını kim verdi? Bu soruları sormanın şimdi sırası değil, önemli olan zarf değil mazruf. Yargımız “Altın Çağı”nı yaşıyor... Yeni Yaşam’a erişim engeli Daha öncede internet sitesi kapatılan Yeni Yaşam gazetesinin “yeniyasamgazetesi1.com” adlı internet sitesine de Hatay 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından alınan kararla erişim engeli konuldu. Gazete tarafından yapılan açıklamada, erişim engeline hangi haber ya da yazının gerekçe gösterildiği açıklanmadığı belirtildi. Öte yandan gazete, “yeniyasamgazetesi2.com” adlı internet sitesi üzerinden internet yayınına devam edeceğini duyurdu. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle