09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 20 EYLÜL 2020 PAZAR 270/1 7 0 330/2 4 0 230/1 6 0 250/1 8 0 250/1 6 0 280/1 1 0 260/6 0 250/1 3 0 340/2 0 0 330/2 0 0 270/1 8 0 270/2 0 0 230/9 0 300/2 4 0 250/1 5 0 130/6 0 260/1 7 0 230/1 3 0 220/1 0 0 300/1 8 0 170/9 0 250/1 8 0 TARİHTE BUGÜN 1633: İtalyan astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçi Galileo Galilei, engizisyon mahkemesinde, Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü söylediği için yargılandı. 1985: Türk halk müziği sanatçısı Ruhi Su’nun (73) ölüm yıldönümü. 1992: Özgür Gündem gazetesi yazarı Musa Anter (72), Diyarbakır’da öldürüldü. YENİ DALGA KORKUSU: EKİPTEKİ ÖĞRETMENLER SINIFA DA GIRECEK Filyasyondan derse BÜLENT TANIK Eski başkan yoğun bakımda Eski Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ı İzmir’in Foça ilçesinde zehirli örümcek ısırdı. İzmir Büyükşehir Bülent Tanık Belediyesi’nde danışmanlık yapan Bülent Tanık önceki gün fenalaştı. Ege Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan Tanık, yoğun bakımda tedaviye alındı. l İZMİR / Cumhuriyet KAMU KURULUŞLARI İstanbul’da HES kodu şartı İstanbul Valiliği, 23 Eylül tarihinden itibaren tüm kamu kurumlarına girmeden önce Hayat Eve Sığar (HES) kodu alınması gerektiğini duyurdu. İstanbul Valiliği’nce yapılan yazılı açıklamaya göre valilik, kaymakamlıklar, il nüfus ve vatandaşlık müdürlüğü, tapu ve kadastro 2. bölge müdürlüğü, ilçe nüfus müdürlükleri ve ilçe tapu müdürlüklerine randevu talepleri öncesi ve bu kurumlara girişlerde HES kodu almak zorunlu oldu. Kurala uymayanlar hakkında yasal işlem başlatılacak. l Haber Merkezi Arkadaşımızın mutlu günü Arkadaşımız Canberk Adsalan ile Ayşegül Çoban yaşamlarını birleştirdi. Kadıköy Fenerbahçe Orduevi’nde önceki gün yapılan nikâh törenine çiftin aileleri, yakınları ve dostları katıldı. l Cumhuriyet SEFA UYAR Eğitimİş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, yarın yaklaşık 2 milyon öğrencinin yüz yüze eğitime başlayacağını belirtirken okulöncesi ve ilkokul öğretmenleri ile okul idarecilerinin filyasyon ekiplerinde görevlendirildiğine dikkat çekti. En ufak bir hatada çığ gibi büyüyebilecek bir vaka dalgası oluşabileceğini, ilk etapta okulöncesi ve ilkokul öğretmenlerine test yapılması ve testin sonucu ge lene kadar yüz yüze eğitimin ertelenmesi gerektiğini söyleyen Yıldırım, “Böyle bir bulaştırma alanı yaratılırsa bunun önüne geçmek mümkün olmaz. Kontrolden çıkmış yeni bir dalgayla karşı karşıya kalırız ve bunun birinci müsebbibi MEB yetkilileri olur” dedi. Sendika kararı Yıldırım, gönüllü olmadığında öğretmenlerin resen görevlendirildiğini söylerken bu görevlendirmelerin hem öğretmenle ri hem de öğrenci ve velileri riske attığına dikkat çekti. Sendika üyesi öğretmenlerin filyasyon ekiplerinde görevlendirilmemeleri yönünde karar aldıklarına işaret eden Yıldırım, atanmayan binlerce sağlık görevlisinin filyasyon ekiplerine çağrılabileceğini söyledi. Yıldırım, “Hükümet, mali sorunlar nedeniyle bu tür bir yola girmiyor, elindeki öğretmenleri kullanmak gibi bir gaflet içerisine düşüyor” diye konuştu. l ANKARA CHP’li İlgezdi uyardı: Çocuk hastanelerine yetişkinler yatırılıyor Kontrolden çıkıyor! İki sağlık çalışanı daha yaşamını yitirdi Elazığ’da özel bir hastanede göz hekimliği ya pan Dr. Necdet Oğuzer, koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdi. Türk Eczacıları Birliği, Diyarbakır’da Merih Eczanesi sahibi eczacı Emine Akyıldız’ın Covid19 mücadelesinde kaybettiğini açıkladı. Bursa Tabip Odası, dün sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Bir meslektaşımızı daha yitirmenin acısını yaşıyoruz” ifadelerine yer verdi. l Haber Merkezi 19 EYLÜL CUMARTESI 97 BIN 416 68 1538 9 MILYON 173 BIN 694 7 BIN 445 1312 301 BIN 348 1432 % 7.0 266 BIN 117 AYDIN TABİP ODASI: FERYADIMIZI HAINLIK OLARAK GÖRMEYIN Aydın Tabip Odası’ndan yapılan açıklamada, pandemi döneminde sağlık çalışanlarının takdir görmesi gerektiği belirtilerek “Sağlık çalışanlarının tükeniyoruz feryadının yansımasını hainlik olarak değerlendirenlerin izanını vicdanını za bırakıyoruz. Sağlık emekçilerine yönelik şiddet tırmanmaktayken bir yandan yitirdiğimiz arkadaşlarımızın yasını tutup yeminimize bağlı kalarak halkın sağlığını önceleyerek onurumuzla mücadele etmekteyiz” denildi. l İZMİR / Cumhuriyet MAHMUT LICALI CHPGenel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi, koronavirüs salgınının Türkiye genelinde artış eğiliminin kaygı verici boyutlara ulaştığına işaret ederek “Salgın kontrolden çıkıyor. Ankara’da durum o kadar kötü ki Ankara Şehir Hastanesi’nde normalleşme döneminde yalnızca 3. kule pandemi hastanesiyken şu an 1. ve 2. kule de pandemi hastanesi oldu. Odalar iki kişiliğe çıkarıldı, Numune Hastanesi’nin bir kısmı tekrar açılarak hasta kabulüne başlandı ama yine yetmediği için şimdi de çocuk hastanesine yetişkin Covid19 hastaları yatırılmaya başlandı” açıklamasında bulundu. İnsanüstü çalışma İlgezdi, “Uzmanlar, ekim kasım gibi durumun daha da kötüleşeceğini ifade ediyor. Sağlık çalışanları arasında ölümler ve bulaşma oranları sürekli artmaya devam ediyor. İnsanüstü bir çalışma ile 7 aydır çalışan hekimler ve sağlık çalışanları bu şartlarda daha ne kadar çalışabilecekler? Bu çalışma temposu ve yaşananlar hekimlerde ve sağlık çalışanlarında psikoloji bırakmamaktadır. Sağlıkçılar tükenmişlik içinde hizmet vermeye çalışıyorlar. Bu süreçte yaklaşık 800 istifa gerçekleşti” dedi. l ANKARA Türkçe edebiyat ne demek? (1) 17Eylül 2020 tarihli Cumhuriyet’in kitap ekinde Oğuz Demiralp’in “Önemli bir sanat kişisi” başlıklı bir yazısı yayımlandı. Yazıda bir yerde “Türkçe edebiyat”, bir yerde de “Türkçe deneme” deyişlerini kullanıyor. Uluslararası terminolojide “Fransızca edebiyat” diye bir kavram yoktur, “Macarca deneme” de yoktur. Bu gibi durumlarda dilin milliyeti kullanılır: “Türk edebiyatı, Türk denemesi (deneme sanatı)” gibi... Bu türden sapkınlıkların kökü çok derinlerde, etnik ayrımcılığa kadar gider. Bu konuda son 20 yılda 10’dan fazla yazı yayımladım. Bunlardan ikisini bir başlangıç olarak bilginize sunuyorum: HHH Türkçe sözlü Arapça şarkılı Türkiyeli tanımlaması damdan düşmeden önce edebiyat dünyasında Türkçe şiir, Türkçe edebiyat gibi kavramları kullananlar, genelleşmesi için çaba gösterenler vardı. Bu zorlamalarla edebiyat dünyası güya demokratikleştiriliyordu. Bunların dışında Türkiye şiiri, Türkiye edebiyatı deyişlerine de rastladığımız oldu. Böylece, Avrupa Birliği standartlarına uygun olarak (!) Türkiye’nin çokkültürlülüğü vurgulanmış oluyor(du). Vurgulanan ne şu, ne bu! Türkçeyi yazınsal ifade aracı olarak kullanan her yazarın Türk kökenli olmadığına ya da kendini Türk saymadığına dikkat çekilmek isteniyor(du). Edebiyat ortamı toplumun başka ortamlarına benzemez. Bir devletin vatandaşı olmanın belgesi kimlik ve pasaporttur. Ama bu kimlik belgesi ve pasaport, edebiyat ortamında geçmez. Bu ortamda yapıtınızda kullandığınız dil (lisan) geçerlidir; tanımlayan, belirleyen bu dildir. HHH “Türk” sözcüğünü “ırk” göstereni olduğu kaygısıyla ad ve sıfat olarak kullanmak istemeyenlerin içtenliğine inanmıyorum. Tam aksine, üst kimliği reddetmek için seçilen Türkiyeli, Türkiye şiiri, Türkiye edebiyatı gibi zorlamalar, etnisite gösterenini aşıp alt kimlikle örtüşen ırkçı bir göstergeye dönüşmekte. Kulaktan dolma yöntemiyle kendilerine örnek aldıkları Francophone (Fransızca konuşan) sözcüğünün ne anlama geldiğine dikkat etmeliyiz: Fransız olmayan, (belki) Fransa’da oturmayan ama Fransızca konuşan kimselere Frankofon denir. Anadili Fransızca olmayıp Fransızcayı yazınsal dil olarak kullanan yazarların edebiyatı da Fransa’da “Littérature francophone” olarak tanımlanıyor. Bu sınıfa giren yazar lar, genellikle Cezayir, Tunus, Fas gibi eski Fransız sömürgesi çıkışlı ya da denizötesi Fransız topraklarından gelen ve anadillerini değil de Fransızcayı edebiyat dili olarak kullanan yazarlar. Bunlara Lübnan ve Vietnam kökenli yazarlar eklenebileceği gibi (varsa) Fransızca yazan Türkler de eklenebilir. Ama Fransa’da doğup büyümüş, bütün eğitimini Fransızca yapmış ve yazın dili olarak Fransız dilini kullanan Bröton, Katalan, Bask, Korsika kökenli yazarlara Frankofon yazarlar denmez, “Fransız yazar” denir. HHH Nereden bakarsak bakalım: Fransa ve Frankofon örneğini Türkiye ve Türkofona çevirmek son derece güç. Ancak, bir başka devletin vatandaşı olup Türkiye sınırları dışında yaşayan ve Türkçeyi edebiyat dili olarak kullanan Türk kökenli olmayan yazarların edebiyatına Türkofon edebiyat denebilir. Ama bu sözcüğü, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Türkçeyi yazın dili olarak kullanan ve kendini bir alt kimlikle (Kürt, Rum, Ermeni, Gürcü, Boşnak, Laz, Çerkez, Roman vb.) de tanımlayan yazarlar için kullanamayız. Canları isterse kendilerini alt kimlikleriyle tanımlayabilirler ama yapıtlarını yazdıkları dilin edebiyatı ve o edebiyatın adı (Türk edebiyatı) kendileri istemese de onları da kapsar. Eğer alt kimlikleri kendileri için çok önemliyse o zaman o alt kimliğin diliyle yazarlar. Örneğin Ermeni dilinin yaşayan en büyük şairlerinden olan değerli dostum Zahrad (Zareh Yaldızcıyan) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak İstanbul’da yaşamakta, şiirlerini Ermenice yazmakta ve bütün dünyada Ermeni şair olarak tanınmaktadır. Zahrad’ın Ermeniliği etnisitesinden değil, kullandığı dilden kaynaklanmaktadır. Türkçe yazsaydı Ermeni kökenine karşın Türk edebiyatının içinde yer alırdı. HHH Bir başka çarpıcı örnek: William Saroyan kimdir, Amerikan yazarı mıdır, yoksa Ermeni yazar mıdır, yoksa Ermeni asıllı Amerikan yazarı mıdır? Saroyan’a sonuncu tanım uyar. Dikkat! Türkiye edebiyatı, Türkçe edebiyat, Türkçe şiir gibi tanımlamalar yazın dilinin ulusal kimliğinin reddi anlamına gelir. Kimsenin paşa gönlü için ne dilin doğası ne de uluslararası kural ve töreler zorlanır. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlık numarasına sahip birini Türkiyeli olarak tanımlamak hem dil bilincinden hem de ulusal bilinçten yoksunluğun göstergesidir. (Hürriyet, 10 Ekim 2003)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle