09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 20 EYLÜL 2020 PAZAR [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Basın özgürlüğü hakları Av. Turan Karakaş Yasama, yürütme ve yargı erklerinin yanında anayasa öğretisinde günümüz için dördüncü erk olabilecek kadar önem verilen ve bu bağlamda bağımsızlığı demokrasinin önemli taşlarından biri olarak değerlendirilen basın özgürlüğü kavramı toplumsal huzur ve demokrasi açısından son derece önemlidir. Konu anayasanın 28. maddesinde daha ayrıntılı ve kapsamlı olarak düzenlenmiş olmakla birlikte Basın Kanunu basın özgürlüğü ve sınırlanması hususunu düzenleyen başlıca hukuk metnidir. 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesi gereğince basın özgürdür. Basın özgürlüğünü açıklayan anılan maddenin 1. fıkrasında basın özgürlüğünün hangi haklar temelinde kurulduğu konusu düzenlenmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında da hangi amaçlarla basın özgürlüğünün sınırlandırılabileceği diğer bir ifade ile basın özgürlüğünün sınırları düzenlenmiştir. Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlıgˆının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir. Devletin pozitif yükümlülüğü Demokratik bir toplumda olmazsa olmazlardan olan ifade ve basın özgürlüğünü korumak başta devlet olmak üzere herkesin görevidir. Devletin pozitif yükümlülüğü konusunda AİHM’nin Özgür Gündem/ Türkiye Kararı önem arz etmektedir. Söz konusu kararda Yüksek Mahkeme “Demokrasinin işlemesinin önşartlarından biri olan ifade özgürlüğünün etkin bir şekilde kullanılması sadece devletin müdahale etmeme görevine dayanmamaktadır. Bireyler arasındaki ilişkilerde bile koruma tedbirleri almayı gerektirebilmektedir. Pozitif bir sorumluluğun var olup olmadığına karar verirken, sözleşmeyle toplumun genel çıkarı ve bireyin çıkarı arasında ulaşılmaya çalışılan dengeye önem verilmelidir. Bu sorumluluk kaçınılmaz olarak sözleşmeci devletlerde var olan farklı durumlara, modern toplumların idare edilmesiyle ilgili zorluklara, öncelikler ve kaynaklar hakkındaki seçimlere bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Böyle bir sorumluluk yetkililer için imkânsız veya adil olmayan bir yük oluşturduğu şeklinde yorumlanmamalıdır” değerlendirmesinde bulunmaktadır. Basın özgürlüğü bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını içerir. 1. Bilgi edinme hakkı 2. Edinilmiş bilgileri yayma hakkı 3. Eleştirme ve yorumlama hakkı 4. Eser yaratma hakkı Basın özgürlüğünün kullanılması ancak demokratik bir toplumun gereklerine uygun olarak başkalarının şöhret ve haklarının, toplum sağlığının ve ahlakının, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği ve toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanmasının veya suç işlenmesinin önlenmesi, yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması amacıyla sınırlanabilir. 5. Haber kaynağını açıklamama hakkı. 1 Bilgi edinme hakkı Anayasanın 26. maddesinin başlığı “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti” olarak düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında ifade özgürlüğünün resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak veya vermek serbestisini de kapsadığı belirtilmiştir. Basının özgür olduğundan bahsedebilmek için öncelikle haber alma, haberin kaynağına sağlıklı bir şekilde ulaşabilmenin varlığından söz edebilmek gerekmektedir. Toplumu bilgilendirme yükümlülüğü olan basın ve yayın organlarının habere ulaşabilme tına bağlanamaz hükmü mevcuttur. Bu suretle elde edilen bilgileri yayma amacıyla basılan eserlerin yayılmasının herhangi bir izin ya da mali teminat şartına bağlanamayacağı anayasal güvence altına alınmıştır. 3 Eleştirme ve yorumlama hakkı Genel anlamda eleştiri bir olay, durum ya da kişi hakkında fikir ve düşünce beyan etmektir. Yorum ise bir konu hakkında yeterince anlaşılamayan ya da anlaşılmadığı düşünülen yönlerin ayrıntılı bir ifade ile izahını sağlamaktır. Eleştiri herhangi bir kişiyi, eseri, olayı ve konuyu enine boyuna derinleme sine her yönü ile incelemek ve belirli kriterlere göre ölçmek, değerlendirmek, doğru ve yanlış yanlarını sergilemek amacıyla ortaya konulan görüş ve düşüncelerdir. Eleştiri bir zihin faaliyetidir ve zor bir sanattır. Genelde beğenmemek, kusur bulmak olarak kabul görmekte ise de eleştirinin bir amacının da konuyu anlaşılır kılmak, sonuç çıkarmak ve toplumu yönlendirmek olduğunda kuşku yoktur. Görsel: www.voiceoftheisland.com imkân ve güvencesi basın haklarının vazgeçilmez unsurudur. Basının en önemli haber kaynağını bireyleri doğrudan ilgilendiren ve çok geniş oranda bilgi ve belgelere sahip olan devlet kurumları oluşturmaktadır. Türkiye’de bu amaçla 2003 yılında Bilgi Edinme Hakkı Kanunu düzenlenmiştir. Kanunun 1. maddesinde “Bu kanunun amacı demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme haklarını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektedir” denilmiş ve yine 5. maddede “Kurum ve kuruluşlar bu kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, sürekli ve doğru şekilde sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü oldukları” belirtilmiştir. 2 Edinilmiş bilgiyi yayma hakkı Basın organlarının haber alma hakkının anlamlı kılınabilmesi elbette alınan haberi yayma hakkının güvencede olması ile mümkündür. Bu nedenle basın organlarına elde ettikleri haberi yayma hak ve güvencesinin temini gerekmektedir. Anayasanın 28. maddesi gereğince basımevi kurmak, izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz ve yine anayasanın 29. maddesinde ise süreli ve süresiz yayın önceden izin alma ve mali teminat yatırma şar 4 Eser yaratma hakkı Basın özgürlüğünün içerdiği haklar arasında son olarak da eser yaratma hakkı sayılmıştır. Eser, o zamana kadar var olmayan bir değeri, ürünü ya da bir yapıtı kişisel emek ve çaba sonucu var etmektir. Yaratmak kavramı ise var olmayan bir şeyi var etmek anlamında kullanılan bir sözcüktür. Türk Dil Kurumu sözlüğünde yaratmak kavramı o zamana kadar var olmayan, görülmeyen bir şeyin düşünce hayal gücünden faydalanılarak ortaya konması olarak tanımlanmıştır. Basın özgürlüğü kavramının içeriğine eser yaratma hakkının da alınmış olması, kişilerin hayal gücü ve düşüncelerini ortaya koyarak istediği bir sonucu sınırlamadan var edebilmesini ve ortaya çıkardığı eseri yine kamuoyuna sunabilmesini kapsamaktadır. 5 Haber kaynağını açıklamama hakkı Haber kaynağını açıklamama hakkı basın özgürlüğünün özünü oluşturur. Eğer haber kaynağını açıklama hakkı olmasa idi basın özgürlüğünün varlığından söz edilemezdi. Haber kaynağını açıklama konusunda basın mensubuna baskı yapılması da mümkün değildir. Haber, Basın Kanunu’nun 3. maddesinin 2. fıkrası sınırları içinde üretilmişse gazetecinin her türlü güvenliğini sağlamak devletin görevidir. Haber kaynağının açıklanmaması hakkı hukuk devletinin ve demokrasinin temelini oluşturur. SÜRECEK Günümüzde Atatürkçülük nedir? 3 İki giriş yazısından sonra, sıra Atatürkçülüğün günümüzdeki tanımına geldi. Atatürkçülüğün günümüzdeki tanımı, ancak onun gerçekleştirdiklerini ve günümüzün sorunlarını iyi kavramak ve anlamakla yapılabilir. Atatürk, tarih ve toplumbilim açısından iki mucizevi (mucize gibi olduğu için beklenmedik ve şaşırtıcı) olayı gerçekleştirdi: 1) Kazanılamaz sanılan ve gerçekten de kazanılması olanaksız görünen İstiklal Savaşı’nı kazandı. 2) İnsanlığın yüzlerce yılda kan ve gözyaşı dökerek gerçekleştirebildiği bir dönüşümün, DinTarım Toplumu aşamasından ve Padişahlıktan, Endüstri Toplumu aşamasına ve Cumhuriyete geçişin temellerini, 15 yıl gibi inanılmaz kısa bir sürede attı. HHH Atatürkçülüğün günümüzdeki tanımını yapmadan önce, günümüzün sorunlarını kavramak için iki soruyu daha yanıtlamamız gerekiyor: 1) Eskiden beri süregelen bu Atatürkçülük tartışması neden özellikle AKP’nin üç büyük kenti kaybettiği 31 Mart ve 23 Haziran yerel seçimlerinden sonra gündemin yeniden başına oturdu ve neden CHP’ye yapılan Atatürkçülük eleştirileri bu tarihlerden sonra tekrar yoğunluk kazandı? 2) Benim perşembe ve cuma günkü yazılarıma, bir iki iyi niyetli eleştiri dışında, neden genellikle birtakım yalanlar, iftiralar ve nefret suçu içeren söylemlerle, yazmadığım şeyleri de yazdığım iddia edilerek... Sahip olmadığım bazı etnik/dinsel kimliklere ve dernek üyeliklerine de hakaretler yağdırılarak... Seviyesizce saldırılıyor?* HHH Bu iki sorunun yanıtı da aynıdır... Aslında perşembe günkü yazımda bunu anlatmıştım ama bir kez daha ayrıntılı olarak tekrarlayayım: 1) Artık elindeki bütün kozlar bitmiş ve yolun sonuna gelmiş olan Erdoğan/AKP iktidarı, bütün umudunu, demokratik muhalefeti zayıflatmak ve bölmek stratejisine bağlamış görünüyor! 2) Demokratik muhalefetin ana sürükleyicisi, doğal olarak en fazla oy potansiyeli olan CHP’dir; o halde CHP, Atatürkçülük tartışmalarıyla zayıflatılır ve parçalanırsa, “Demokratik Cephe” de büyük bir darbe almış olur. Ayrıca, iktidarın “Şahıs Rejimi”ne karşı resmen kurulmuş olan “Millet İttifakı” da kendiliğinden oluşan “Demokratik Cephe” de Atatürkçülük tartışmalarıyla zayıflatılabilir ve hatta belki tümüyle çökertilebilir bile. HHH Şimdi gelelim Atatürkçülüğü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiklerine göre, günümüzdeki sorunlar açısından tanımlamaya... Önce ilkeler: 1) İstiklal Savaşı, Atatürk’ün Bağımsızlıkçı, Özgürlükçü ve Anti Emperyalist niteliklerini simgeler. Bağımsızlık, Özgürlük ve Anti Emperyalizm bugünkü sorunlarımızın çözümü için de anlamlı ve geçerli ilkelerdir. 2) 6 Ok ile özetlenen Atatürk Devrimleri, Atatürk’ün 1920’ler, 1930’lardaki Feodal Toplumu, Çağdaş Demokratik Cumhuriyete uygun bir yapıya dönüştürmek için yaptığı reformları simgeler. Bunlar da bugünkü sorunlarımızın çözümleri için güncellenerek kullanılabilecek ilkelerdir ve nitekim üzerlerine, bunları açıklayıcı olan 6 yeni ilke ilavesi bile yapılmıştır (Bakınız Ecevit’le birlikte yazdığımız 1977 CHP Programı). HHH Peki, ülkemizin bugün sorunları nelerdir? Türkiye Cumhuriyeti, bugünlerde tarihinin en şiddetli siyasal, hukuki, ekonomik, toplumsal, kültürel ve ahlaki krizi ile karşı karşıyadır. Çünkü Atatürk ve arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet Rejimi değiştirilmiş ve yerine Ucube bir Anayasa ile ona dayalı olan bir “Şahıs Devleti” getirilmiştir. Bu nedenle, günümüzde Atatürkçülüğün anlamı ve önemi, onun hedeflediği biçimde, Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerine dayalı Bağımsız ve Demokratik Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni, barışçı ve demokratik yollarla yeniden kurmak ve korumak olarak ortaya çıkmaktadır. HHH Bu düşüncelerin ışığında “Günümüzdeki Atatürkçülük” şöyle tanımlanabilir: Günümüzdeki Atatürkçülük, ülkemizdeki temel hak ve özgürlükleri, adaleti, güvenliği ve refahı tesis etmek için Bağımsız, Özgür, Anti Emperyalist, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni, barış içinde yeniden kurmak ve ilelebet korumaktır! *Elbette bu saldırılara yanıt vermeye tenezzül etmem. Çünkü bütün etnik/dinsel kimlikler benim için mukaddestir. Bunlardan biriyle bir kişiyi “itham etmek” nasıl bir nefret suçu ise buna karşı “değilim” diyerek savunma yapmak da aynı suça iştirak anlamını taşır. Ayrıca benim aile ve tartışma terbiyem de yapılan seviyesiz ve ilkel saldırılara yanıt vermeye uygun değil! Propaganda merkezi İç ve dış politikada inandırıcılığını yitiren iktidar sorunları perdelemek için yeni bir adım attı. Yeni bir kararnameyle İletişim Başkanlığı’nın yetkileri artırıldı. Başkanlığa bağlı “Stratejik İletişim ve Kriz Yönetimi Dairesi” kuruldu. Daire, “Türkiye’ye yönelik iç ve dış psikolojik harekât, propaganda ve algı operasyonuna karşı faaliyette bulunacak.” Baskıcı rejimlerdeki “propaganda bakanlıklarını” anımsatan daire uluslararası alanda da “stratejik iletişim faaliyetlerinde” bulunacak. Yeni daire, “Dışişleri Bakanlığı ne iş yapıyor” sorusunu da gündeme getirdi. Kayak vurgunu Gençlik ve Spor Bakanlığı 2017’de kayak malzemesi alım ihalesi açtı. İddiaya göre ihaleyi alan firma bakanlığa teslim ettiği malzemeleri Türkiye Kayak Federasyonu deposundan temin etti. 2018’de federasyon yönetimi değişti. Yeni yönetim federasyonun depolarındaki malzemeyi, ihaleyi alan firmaya verdi. Eski federasyon yöneticilerinin kurumu 4 milyon lira zarara uğrattıkları saptandı. Milli Takıma verilmesi gereken malzemelerin federasyona teslim edilmiş gibi işlem yapıldığı da aktarıldı. Kuzen’in işleri beş bürokratı yedi Tarım ve Orman Bakanlığı’nun Eskişehir yolu üzerindeki kampusu için aydınlatma direği alım işi yapıldı. Doğrudan “Bakanlık makamı” talimatıyla gelen iş için Emine Erdoğan’ın kuzeni Veysel Baran olduğu ileri sürülen 4A Pazarlama adres gösterildi. Destek Hizmetleri Dairesi Başkanı Fatih Sarıkaya’nın, daha ucuza yapılabilecek iş için ihale açmaması, konuşulmaya başlayınca çalışanları 1319 EYLÜL nın ifadesi alındı. Kriz üzerine işin talimatını veren Bakan Pakdemirli, Sarıkaya ile birlikte 5 daire başkanını görevden aldı. TPAO ve BOTAŞ satılıyor CHP’li Necdet Pamir, iktidarın “yerli ve milli enerji politikası” güttüğünü iddia etmesine karşın, elde kalan son iki “kale” olan TPAO ve BOTAŞ “halka arz” denilerek özelleştirileceğini söyledi. Pamir TPAO’nun alt kuruluşları olan TÜPRAŞ, Petrol Ofisi, BOTAŞ, PETKİM, İGSAŞ, DİTAŞ’ın ardından elde kalan son iki kalenin de gözden çıkarıldığını ve burada da yine en büyük alıcı olarak Katarlılar öne çıkıyor. Suna Kıraç veda etti Koç Topluluğu’nun önemli isimlerinden, Koç Üniversitesi, Koç Okulu ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın kuruluşuna öncülük eden; sanayi, eğitim, kültür ve sanat alanlarında önemli katkılar sunan Suna Kıraç yaşamını yitirdi. Ankara’da ‘dirsek teması’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etti. Görüşmede Türkiye’de otoriterliğe karşı demokrasi vurgusunda bulunulması; iki parti arasında önümüzdeki süreçte olası bir dirsek temasına yönelik karşılıklı adım atılması olarak yorumlandı. Soylu, Aslan’ı hedef aldı İçişleri Bakanı Soylu, gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’nun ardından AYM Başkanı Zühtü Arslan’ı hedef aldı. AYM’nin “Karayollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez” kararını iptal etmesine tepki gösteren Soylu, “Madem özgür bir ülkeyiz, ana caddelerde, sokaklarda polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım” diye seslendi. Bahçeli, TTB’yi hedef aldı MHP lideri Bahçeli, Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef alarak “TTB, bugünkü hassas dönemde, insan ve toplum sağlığı hakkında asılsız şaibe ve şüpheleri körüklemekte. Bu nedenle sadece adında Türk bulunan Tabipler Birliği derhal ve gecikmeksizin kapatılmalı. Yöneticileriyle ilgili adli işlem yapılmalı” dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti lideri Akşener, TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman’ı ararken, meslek örgütleri ve çok sayıda siyasetçi Bahçeli’ye tepki gösterdi. AYM’den Berberoğlu için hak ihlali kararı Anayasa Mahkemesi (AYM), eski CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AYM’nin kararı Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesini ise kapsamıyor. Vekillik verilmeli Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, AYM’nin ihlal kararının Meclis Genel Kurulu’nda okutularak Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin geri verilmesi gerektiğini söyledi. Yargıtay Onursal Daire Başkanı Aktan, “AYM kararı TBMM’yi bağlar. Bu karara karşı direnilemez” dedi. Çelişkili Oruç Reis açıklamaları Ağustos sonunda Oruç Reis gemisinin sismik araştırmalarının 90 gün daha süreceğini açıklayan Bakan Çavuşoğlu, geminin Antalya Limanı’na demirlemesinin “aylık rutin bakım ve ikmal” sebebiyle olduğunu, bunun geri adım olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Oruç Reis’i bakım için limana çektiysek bunun da bir anlamı var. Diplomasiye bir fırsat yaratalım, Yunanistan bu fırsatı olumlu karşılasın diye yaptık” ifadelerini kullandı. Yunanistan ile görüşmeler Türk ve Yunan askeri heyetleri, NATO çatısı altında üçüncü ve dördüncü toplantıları yapıldı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Doğu Akdeniz’de tercihimiz önkoşulsuz diplomasidir” dedi. O anlaşma tehlikede Erdoğan, “Sarraj’ın istifa kararı bizi üzdü” diyerek Libya’daki gelişmelerden rahatsız olduğunun işaretini verdi. TürkiyeLibya anlaşmasının riske girebileceğini belirten E. Tümgeneral Ahmet Yavuz, “Politikamız Sarraj’a aşırı odaklıydı” dedi. Emekli Büyükelçi Uluç Özülker göre Türkiye’nin Katar gibi zayıf ülkelerle başarı kazanması zor. TürkRus görüşmeleri Türkiye ile Rusya heyetleri arasında marttan beri ateşkesin sürdüğü İdlib konusunda görüşmeler yapıldı. İki ülke askeri heyetleri görüşürken İdlib’de Suriye ordusunun kontrol ettiği bölgelerin ortasında kalan 7 ayrı Türk askeri gözlem noktasının önünde siviller protesto eylemleri gerçekleştirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle