09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 30 AĞUSTOS 2020 PAZAR HABER CHP lideri Kılıçdaroğlu, Zafer Bayramı mesajında tek adam rejimini de eleştirdi: Dumlupınar’daki ışık yolumuzu aydınlatıyor CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos mesajında, “Dumlupınar’da yakılan ışık, hâlâ yolumuzu, geleceğimizi aydınlatmaktadır. Ve bizler, dün olduğu gibi bugün de hem özgürlük ve bağımsızlığımıza hem de millet egemenliğine aynı inanç ile gönülden bağlıyız. Atatürk ve arkadaşlarının emaneti olan güzel cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak ‘millet egemenliği’ düşünü eksiksiz şekilde hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, şunları dile getirdi: “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde, 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, bundan tam 98 yıl önce, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da, eşsiz bir zaferle taçlandırıldı. Kudretli Başkomutan’ın Kemal Kılıçdaroğlu ‘Ya istiklal ya ölüm’ emri, milletimizin genle rinde bulunan özgürlük ve bağımsızlık aşkı ile bütünleşerek, esaret zincirlerini söküp attı. 30 Ağustos’u yalnız ‘askeri bir zafer’ olarak tanımlamak mümkün değildir. 30 Ağustos aynı zamanda, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlik yıllarından itibaren kurduğu ‘milletin egemenliği’ düşü için atılmış en önemli adımlardan biridir. Hiç kimse aradan geçen 98 yıla aldanmasın, Dumlupınar’da yakılan ışık, hâlâ yolumuzu, geleceğimizi aydınlatmaktadır. Ve bizler, dün olduğu gibi bugün de hem özgürlük ve bağımsızlığımıza hem de millet egemenliğine aynı inanç ile gönülden bağlıyız. Atatürk ve arkadaşlarının emaneti olan güzel cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak ‘millet egemenliği’ düşünü eksiksiz şekilde hayata geçireceğiz. Tek adam rejiminin yerini, milletimizin hak ettiği şekilde demokratik, laik, sosyal hukuk devleti alacak. Unutulmasın ki o gün geldiğinde, yalnız ülkemiz değil, içinde bulunduğumuz coğrafya da ‘barışın güneşi’ ile aydınlanacak.” l ANKARA / Cumhuriyet ERDOĞAN AÇILIŞA KATILDI Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün MESS Teknoloji Merkezi’nde düzenlenen, “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi: MESS Teknoloji Merkezi ve 40 Fabrika Açılış Töreni”ne katıldı. Erdoğan, “30 Ağustos Zafer Bayramı’nın arefesinde böyle bir töreni yapmak gerçekten büyük anlam taşıyor. Bugün burada alanında dünyada tek olan MESS Teknoloji Merkezi’nin ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz. 200 milyon liralık yatırımla hayata geçen ve yılda 40 bin kişiye 400 bin saat ücretsiz eğitim verebileceğimiz bu merkezle inşallah rekabetçi teknoloji ala nında bir çığır açacağız” dedi. 30 Ağustos mesajı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı. Erdoğan, 30 Ağustos zaferinin, tarihe gömülmek istenen bir milletin doğuşunun ilanı olduğunu belirterek, “Doğu Akdeniz’den ülkemizi dışlamaya çalışanlarla, bir asır önce vatanımızı işgale yeltenenlerin aynı müstevliler olması tesadüf değil. Milletimiz nasıl kurtuluş mücadelesini zafere taşımışsa, bugün de Mavi Vatan’daki Sevr hamlelerini boşa çıkarmakta tereddüt göstermeyecek” dedi. l İç Politika BAHÇELİ’DEN ‘30 AĞUSTOS’U YASAKLADILAR’A YANIT Yine ‘İftira ve ihanet’ dedi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek 30 Ağustos kutlamalarına getirilen “yasak” eleştirilerine yanıt verdi. Bahçeli, “Boyalı medyanın, köksüz bazı siyasetçilerin ‘Malazgirt’i kutladılar, 30 Ağustos’u yasakladılar’ iftiraları yalnızca ecdada hakaret değil, kesif olarak vatana ve millete ihanettir” dedi. Bahçeli, Yunanistan ile tırmanan gerilime ilişkin ise “Yunanistan’ın denize dökülme istek ve iştahı yeniden kabarmıştır” ifadelerini kullandı. 12 Ada mesajı Daha sonra ikinci bir açıklama yayımlayan Bahçeli, “12 Ada Türk milletinin kanayan yarasıdır. 12 Ada’nın statüsü yeniden değerlendirilmelidir” dedi. Bahçeli, şunları söyledi: “Dokuzuncu ayın doku zunda, saat dokuzda, yani 9 Eylül 2020 günü, İzmir’de düşmanın denize döküldüğü muhit ve mıntıkaya kadar, 12 Ada’yı temsilen teşkil edilecek 12 heyetin her birinde seksen bir ülküdaşımın bulunması suretiyle, istiklal için kararlılık yürüyüşü yapacağız. İnanıyorum ki, ülkücü Türk gençliği bugünden itibaren gerekli tüm hazırlık ve çalışmayı heyecanla temin edecektir.” l ANKARA ESKİ GENELKURMAY BAŞKANI İLKER BAŞBUĞ: 30 Ağustos’un önemini anlamayanlar kördür 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarına ilişkin tartışmalara, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da sosyal medya hesabından attığı mesajla tepki gösterdi. Sos yal medya hesabından, “Türk Ordusu İzmir’i kurtarınca, Yunan Kralı ve Sultan Vahdeddin ülkelerinden kaçtı, İngiltere Başbakanı ise makamını terk etti” diye yazan Başbuğ, “Bunların önemini anlamamak için insanın kör olması gerekir, eğer kafasında Atatürk’ün gerçekleştirdiği Cumhuriyet ile sorunu yoksa” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Mahalleler Yolsuzluğa karşıydı ama amcasının oğlu yapınca ses çıkarmadı. Ülkede demokrasi istiyordu ama kendi partisinde milletvekili adaylarının ön seçimle belirlenmesine karşı çıktı. Çevreci olduğunu söylerdi ama çevreye en çok zarar veren endüstrileri destekleyen bir tüketim içindeydi. Arkadaşları onu kadın haklarını savunuyor diye bilirdi oysa o evde kendi eşine karşı bir zorbaydı. Yaşam hakkını savunduğunu anlatırdı ama Suriyeli göçmenlere yapılan insancıl yardımlara karşıydı. Hayvanları sevdiğini her fırsatta söylerdi ama kuzunun da yaşam hakkı olduğunu söyleyene ateş püskürürdü. Görünüşe göre atları çok seviyordu ama atlı faytonu “nostalji” diye savunurdu. Özgürlükçü olduğu iddiasındaydı ama farklı bir görüşü olana linç uygulardı. Adaletten yanayım derdi ama adaleti her bilinç sahibi duyarlı canlı için isteyene “deli” muamelesi yapardı. İlkeli bir insanmış havasındaydı ama yanlışa yanlış demek yerine, o yanlışı kimin yaptığına bakarak kararını verirdi. Hayvanların avlanmasından nefret ediyordu ama mezbahadaki vahşete karşı daima suskundu. Medeni olduğunu tekrarlayıp dururdu ama sakince tartışmak yerine hakaret ederdi, iftira atardı. Nepotizme karşıydı ama bunu yapan kendi desteklediği siyasi parti olursa üzerini örterdi. Tanımadığı ya da farklı siyasi görüşten biri, tecavüzü mizah konusu yaparak şehvetli ifadelerle anlatırsa eleştirirdi ama kendi mahallesin dense, ya susar ya da gerekçeler bulurdu. HHH Birileri sürekli kendi mahallesini korurdu. Herkes birilerine yandaştı. Herkesin ölesiye savunduğu bir cemaati vardı. Diyorlardı ki: “Benim görüşümdeki herkes, ne yaparsa yapsın, daima haklıdır.” İlkeler, ne ülke yönetiminde hâkim olabildi ne de insanların hayatında... Birileri, kendine yakın olanın yanlışını hep mazur gördü. Birileri, kendi adamının usulsüzlüğünü hiç görmedi. Birileri, kendi mahallesini her zaman temize çıkardı. Çoğunluk, mahallesinde kabul edilmek için tribünlere oynadı. Sürekli ve sadece karşı mahalleye saldırıp ilkeli, demokrat, özgürlükçü görünmek kolaydı. HHH Ne zaman ki bazıları kişileri değil, ilkeleri savundu... Ne zaman ki kendi mahallesinde olan yanlışları da eleştirdi, onlar anında “vurun abalıya” yaklaşımıyla mahalleden dışlandı. Saygı çerçevesinde eleştirmeye, doğru bildiklerini söylemeye, görüşlerini paylaşmaya bile hakları yoktu. “Susacaksın!” dediler. Çoğunluğun baskısından ve iktidarın şerrinden korkan herkes sustu. Baskıcı yandaş ortamda kişileri değil, ilkeleri savunanlar bertaraf oldu. Ataları, bu durumu, “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye yorumladı. Aradan yüzyıllar geçse de hiçbir şey değişmedi. Ne eleştiri kültürü gelişti o coğrafyada ne de toplum ilerledi... Kin ve nefret, kutuplaşmış toplumun en ince damarlarına yayıldı. Herkes kendi mahallesindeki ayrıksıları linç ederek kahraman oldu. Alkışlar hiç dinmedi, tribünler coşkuluydu. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle