17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 24 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ HABER YENI MADEN SAHALARI Ormanlar 300 yılda geri gelmez SARP SAĞKAL Tarım Ormanİş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün (MAPEG) bugün ihaleleri başlayacak 766 maden arama ve işletme sahasına ilişkin, “Maden sahası olarak işletilen ormanların geriye bıraktığı enkaz alan, 300 yıl geçse dahi ormana dönüşemez” dedi. Durmuş konuya ilişkin yargı yoluna başvuracaklarını belirterek, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarına “Bu ihaneti birlikte durduralım” çağrısı yaptı. MAPEG, 68 ilde toplam 766 maden arama ve işletme sahasını ihaleye çıkardı. Bugün başlayacak ihaleler 28 Eylül’e kadar devam edecek. Bu ihaleler toplam 893 bin hektarlık orman alanını kapsayacak. İhalelere ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmede bulunan Tarım Ormanİş Sendikası Genel Başkanı Durmuş, “Bu ihalelerle 893 bin hektarlık orman alanı yerli ve yabancı maden şirketlerine peşkeş çekilecektir, bu tam anlamıyla bir yıkımdır” dedi. ‘Yangından daha zararlı’ Türkiye’de yaşanan orman yangınlarıyla yok olan ormanlık alanlara da dikkat çeken Durmuş, “2019’da, Orman Genel Müdürlüğü’nün resmi kayıtlarına göre, 2 bin 688 adet orman yangını çıkmış, yangın sonucu 11 bin 332 hektarlık ormanlık alan yanmıştır. 2020 yılında ise şu ana kadar bin 854 yangın çıkmış ve 6 bin 316 hektar alan yanmıştır” bilgisini verdi. Ormanların maden sahasına dönüştürüldüğünde yangından daha büyük zarar alacağının altını çizen Durmuş, “Yanan alanlar hiç müdahale edilmeden olduğu gibi bırakılmış olsa dahi yangından bir yıl sonra kendiliğinden fidanlar yeşerir ve zaman içerisinde de ormana dönüşür. Maden sahası olarak işletilen ormanların geriye bıraktığı enkaz alan, 300 yıl geçse dahi ormana dönüşemez” ifadelerini kullandı. ‘İhaneti durdurun’ Karadeniz’de yaşanan sel felaketlerini de anımsatan Durmuş, şunları kaydetti: “Bunların nedeni asla kader değildir. Yüksek rakımdaki orman tahribatı, yağan yağmurların giderek sele dönüşmesine ve yıkıcı tahribatlara yol açmaktadır. Giresun’da yaşanmakta olan felaketin gerçek nedeni, sermayenin çıkarları uğruna doğanın katledilmesinin sonucudur. Yapılması düşünülen ihalelerin tamamı derhal durdurulmalıdır. Tarım Ormanİş Sendikası olarak başta Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’i uyarıyoruz: Yapmış olduğunuz uygulamalar ormancılık tarihine ihanet olarak yazıldığı gibi günü geldiğinde bağımsız yargı önünde de yaptığınız hukuksuzluğun bedelini ödeyeceksiniz. Tarım Ormanİş Sendikası, yargı sürecini başlattığı gibi bu yıkımın durdurulması adına başta ana muhalefet partisi olmak üzere bu ülkede geleceğinden kaygı duyan tüm duyarlı yurttaşlara sesleniyor ve diyoruz ki, gelin bu ihaneti birlikte durduralım.” l ANKARA EKOLOJI BIRLIĞI Yerin üstü ‘altın’dan değerli Ekoloji Birliği, Türkiye’nin 766 yeni maden sahasının arama ve işletmeleri için ihaleye açılmasına karşı hukuk mücadelesi başlatacağını duyurdu. Ekoloji Birliği’nden yapılan yazılı açıklamada “Bizler toprağımızı, suyumuzu zehirleyecek; tarımı yok edecek; dağların, ormanların yok edilmesiyle iklim değişikliğine neden olacak bu ihalenin iptal edilmesini istiyoruz. Bu nedenle ülkenin dört bir tarafında 766 alanının maden şirketlerine ihale edilmesinin iptali için Ekoloji Birliği olarak bileşenlerimizle birlikte ‘İhalenin iptali’ için dava açacağız” ifadelerine yer verildi. Tarım arazilerinin, ormanların, meraların; derelerin, dağların bir bir yok edildiğini, maden işletmelerinin HES’ler, RES’ler, JES’ler, BES’ler, GES’ler, termik ve nükleer santrallar, taş ocaklarıyla doğa ve yaşam alanlarının sermayenin yeni pazar alanları olduğu savulan açıklamada, “Karadeniz dağlarından Kazdağı’na, Murat Dağı’ndan Munzur’a, Ege’den Akdeniz’e, Güneydoğu’dan Trakya’ya her taraf talan ediliyor. Şu an topraklar, sular kirletilmiş ve gelecek risk altında. İklim değişikliği tehlikeli biçimde devam ediyor” denildi. l Haber Merkezi ORD. PROF. DR. HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU’NU DOĞUM GÜNÜNDE ANIYORUZ Aydınlanma yolunda bir ömür 88yıllık yaşamını laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Atatürk ilkelerini, evrensel insan haklarını, hukuk devletini anlatmaya ve savunmaya, haksızlıkların ve her türlü sömürünün karşısına dikilmeye adayan Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nu doğum gününde anıyoruz. Velidedeoğlu, 24 Ağustos 1904 günü İstanbul’da doğdu. 1928 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Doktorasını İsviçre’de yaptı. 1934 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne asistan olarak girdi. Aynı yıl doçent, 1942 yılında profesör oldu. 1975 yılında emekli ye ayrıldı. 1961 Anayasası’nı kaleme alan Velidedeoğlu, hukuki terimlerin Türkçeleşmesi için büyük çaba sarf etti. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Söylev’ini 1927 yılında yapılan CHP kongresinde altı günde okuyuşuna, Meclis’in bir çalışanı ve bir üniversite öğrencisi olarak tanık olan Velidedeoğlu, herkes tarafından okunup doğru şekilde anlaşılması için, Söylev’i dilini sadeleştirerek yayımladı. Gazetemizde 50 yıl boyunca yazılar kaleme alan Velidedeoğlu, 24 Şubat 1992 günü aramızdan ayrıldı. Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nu, başyazarımız İlhan Selçuk’un 8 Eylül 1988 günü kendisi için yazdığı bir yazıyla anıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığı, davalık yönetmelik ile sınav açtı Bu ne acele? SEFA UYAR Tarım ve Orman Bakanlığı, zirai ilaç satışı yapabilecek meslek gruplarına yönelik yönetmeliğe ilişkin yargı süreci devam ederken, “bayilik ve toptancılık” sınavının 17 Ekim’de yapılacağını açıkladı. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Yargı süreci devam ederken sınav açılması hukuka aykırı. Sonuçlanmamış davaların olduğu süreçte, ‘Bu ne acele?’ diyoruz” tepkisini gösterdi. Suiçmez, sınava ilişkin yürütmeyi durdurma ve iptal davası açıklarını belirtti. Resmi Gazete’de, 18 Temmuz’da zirai ilaçların satışını ve depolanmasını düzenleyen “Bitki Koruma Ürünlerinin Toptan ve Perakende Satılması ile Uygulanması Hakkında Yönetmelik”te yapılan değişiklik ile orman mühendisleri ile orman endüstri mühendislerine de zirai ilaç satma yetkisi verilmişti. ZMO; zirai ilaçların, kullanıma kadarki sürecin iyi yönetilmediğinde zehre dönüştüğüne dikkat çekerek, söz konusu değişikliği yürütmeyi durdurma ve kararın iptal edilmesi talebiyle yargıya taşımıştı. Tarım ve Orman Bakanlığı, 11 Nisan’da yapılması gereken ancak Kovid19 nedeniyle ertelenen “Bitki Koruma Ürünleri Bayilik ve Toptancılık Sınavı”nın, 17 Ekim’de yapılacağını açıkladı. Sınava, 18 Temmuz’da yapılan değişiklik ile zirai ilaç satma yetkisi verilen orman mühendisleri ile orman endüstri mühendisleri de girebilecek. ‘Hukuka aykırı’ Cumhuriyet’e konuşan ZMO Genel Başkanı Suiçmez, söz konusu yönetmelik değişikliğinin, Orman Mühendisleri Odası’nın (OMO) yönetmeliğe orman mühendislerinin de dahil edilmesi için açtığı dava sonrası yapıldığına dikkat çekerken, OMO’nun davasının henüz sonuçlanmadığını ve davaya karşı müdahil olduklarını söyledi. ZMO olarak da değişikliği yargıya taşıdıklarını anımsatan Suiçmez, “Yargı süreci devam ederken sınav açılması hukuka aykırı. Hukuk devletiysek önce yargı süreçleri tamamlanmalı, daha sonra da kesinleşmiş yargı kararlarına göre uygulamalar yapılmalı” dedi. Sınavın yapılacağı ilk tarih açıklandığında, orman mühendislerinin yönetmeliğe dahil olmadığına, bu nedenle sınava giremediklerine işaret eden Suiçmez, “Sınavın ertlenmesinin ardından değiştirilen yönetmelik nedeniyle orman mühendisleri sınava girebiliyor. Eğer sınav, açıklandığı ilk tarihte yapılsaydı, böyle bir hak olmayacaktı. Sonuçlanmamış davaların olduğu süreçte, ‘Bu ne acele?’ diyoruz. Sınavın iptal edilmesi ya da ertelenmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’na yazı yazmıştık. Yazımıza yanıt gelmedi” ifadelerini kullandı. ‘Suç duyurusunda bulunacağız’ Sınava ilişkin yürütmeyi durdurma ve iptal davası açtıklarını söyleyen Suiçmez, “Kamu yönetimini, hukuk devleti ilkelerini uygulamaya davet ediyoruz. Yanlış işlemler yapanlar hakkında da suç duyurusunda bulunacağımızı duyuruyoruz” dedi. l ANKARA Türkkye İşçç Parttss (1961 1988) Kayserr İl Başkanı, Ankara Örgütü üyess, başta TİP ve TBKP davaları olmak üzere karanlık dönemlerdekk bütün davaların avukatlarından, bağımsızlık, demokrass ve sosyallzm mücadelessnnn emektarlarından HAYRİ ERTEK’’ yyttrddk. Katkılarıyla her zaman hatırlayacağız. Anısı ve mücadeless önünde saygıyla eğğllyoruz. TÜRKİYE İŞÇİ PARTİLİ ARKADAŞLARI PENCERE Okurun Bencilliği Trabzon Lisesi’nde din bilgisi hocası Recep Efendi, on ikinci sınıfın programına göre “Kitabünnikâh” (dini evlenme ve boşanma) kurallarını okutuyordu. Öğrencilerden Hıfzı, bir gün ayağa kalkıp sordu: Milli Mücadele cihat mıdır? Yıl 1922’ydi... Hoca öfkelendi: Sen, dedi, talebesin; böyle şeylere karışma!.. Hem otur yerine bakayım. Oysa sorunun önemi büyüktü; çünkü vereceği yanıt Recep Hoca’nın Ankara’dan mı İstanbul’dan mı yana olduğunu ortaya koyacaktı. Yine bir gün, Recep Hoca, zifaf (gerdek) konusunu anlatırken Arapça dualar okuyarak sureti haktan görünüp çirkin ayrıntılara girdi. Hıfzı yine ayağa kalktı: Bağışlayın Hocam, diye sordu, bu anlattıklarınız Kuranı kerimde var mıdır? Vardır... Hıfzı, 18 yaşın ataklığıyla hocayı bozdu: Olamaz... Ne biliyorsun? Çünkü benim bildiğim kadarıyla Cenabı Hak, böyle süfli şeylerle uğraşmaz. Recep Hoca: Çık dışarı!.. Hıfzı dışarı çıkmadı. Öğretmen “dine, Kuran’a küfretmek ve öğretmene karşı gelmek” suçlarını işlediği gerekçesiyle ve okuldan kovulması istemiyle öğrencisini müdüre rapor etti; ama amacına ulaşamadı. Küçük Hıfzı’nın bu yoldaki ilginç serüveni daha önce başlamıştı. Liseyi bitirmeden hayata atılmış, ilk açıldığı günden başlayarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev üstlenmişti. Çocuk yaşta kendisini Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nın Meclisi’nde bulan küçük Hıfzı, daha sonra Cumhuriyet Türkiyesi’nin Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’su olacak, 1920’lerde girdiği yolda duraksamaksız yürüyecek, 20’nci yüzyılı boydan boya kat ederek bugüne ulaşacaktı. Hocayı ben ilk kez İstanbul Hukuk Fakültesi’nde görmüştüm. O kürsüdeydi, ben öğrenci sırasında. O anlatıyordu, biz dinliyorduk. Velidedeoğlu, pırıl pırıl bir mantıkla konuyu açıyor, yalın bir dille en karmaşık sorunları saydamlaştırıyordu. Yalnız derslerinde değil, bütün kitaplarında ve yazılarında, bu aydınlık görülür, insanın gönlüne ışık serper. Öğrencilik yıllarımda hiç aklıma gelir miydi? Hocam Hıfzı Veldet’le Cumhuriyet’te, aynı sayfada, yan yana yazmak onuruna erişeceğimi düşünebilir miydim? H Ne var ki birkaç haftadır Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun yazıları çıkmıyor. Hoca hasta. İyi biliyorum ki hocam, şimdiye dek bir sürü hastalık geçirmiş, hepsini de yenmiştir. Bedenine saldıran, kimi zaman da yerleşen hastalıklara karşı yaman bir savaşımcıdır hocam; bu alanda bir gerillaya benzer; önce düşmanını yakından tanımaya çalışır nelerin düşmana yaradığını, nelerin kendisine güç taşıdığını adamakıllı öğrenir; sonra uzun süreli, uzun soluklu bir savaşı göze alır. Ancak bu kez düşman sanıldığından daha güçlüymüş, kurnazmış, inatçıymış; hocamı sarstı; en sonunda Hıfzı Veldet, yazılarına bir süre ara vermek zorunda kaldı. H Bencilliğin güzeli olur mu? Olur... Okurun yazarına dönük bencilliği güzeldir. Hıfzı Veldet hastaymış; umurumda değil. Ayağının acısıyla geceleri kıvranıyormuş; bana ne!. Uykusuzluk canına tak demişse, ne yapalım efendim!.. Sabah akşam içtiği ilaçlardan midesi tersine mi dönmüş? Haydi canım sen de... Pazar günü gazeteyi açtığımda, ben, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun yazısını okumak istiyorum. Hocam, bir an önce şu hastalığın sırtını yere vur; al güzelim kalemini eline...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle