25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 24 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ Yaklaşık 1 milyon kişi iş bulamadığı için sokak simitçiliği yapıyor ancak şu anda satış yapamıyorlar ‘Entübe odasındayız! Kaleydoskop yine dönmeye başladı Ölüyoruz’ Kısa bir tatile çıkmadan önce, Batı’nın önde gelen yayınlarını geçen hafta meşgul eden konulara bakarken, “büyük resmi” gösteren kaleydoskop dönmeye başlamış, içindeki renkler hareketlenmiş diye düşündüm. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken: 415 mesleğin tamamında sıkıntı büyük. İnsanlar ölüm kalım davasında gidip de mobilya mı alacak? Badana mı yaptıracak? İnsanlar sağlığına yetiştiremiyor ki gidip parayı buralara harcasın. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, pandemi döneminde en büyük darbeyi esnafın yediğini açıkladı. Bu dönemde hükümetin yaptığı desteklerin küçümsenmeyecek boyutta olduğunu anlatan Palandöken, “Ama gün geçtikçe yük daha ağırlaştı. Dün entübe odasındaydık, bugün ölüyoruz diye feryat ediyoruz. İnsanlar aç olduğu sürece, iş yapamadığı sürece, kurallar uygulanmadığı sürece mecburen öyle” dedi. Şu anda esnaf ve sanatkârlara ait 2 milyon 50 bin işyeri bulunduğunu anlatan Palandöken, neredeyse 1 milyon kişinin iş bulamadığı için sokak simitçiliği yaptığını ancak şu anda kimsenin onlardan simit almadığına işaret etti. Pandemi döneminde esnafın en az 10 ayrı kalemde borçlandığına, bunların ödenmesi için tek pencerede toplanması gerektiğine dikkat çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ile koronavirüsün esnaf ve sanatkârlara etkisini konuştuk. Darbeyi esnaf yedi n Koronavirüs esnafı nasıl etkiledi, neler yaşıyorsunuz şu anda? Pandemiden en büyük darbeyi esnaf yedi. Haziran ayına kadar birçok işyeri kapandı. Haziranda birçok işyeri açıldı ama iş yapamıyorlar. Mesela kahvehaneler açıldı ama oyun oynatamıyor. 100 binin üzerinde kahvehane var. Neticede işyeri buralar en küçüğü 4 kişi çalıştırıyor. Daha büyükleri 15 kişi çalıştırıyor. 4 kişi çalıştıranda bile aileleriyle birlikte 2030 kişi ekmek yiyor. Gıda sektörü dışındaki tüm sektörlerde bir tıkanıklık var. Gerçi gıda satanlar da tam toparlanamadı, orada da ciddi haksız rekabete var. Bir gün bile çok önemli n Bu süreçte verilen destekler de vardı, yetersiz mi geldi? n Devlet elinden geldiği desteği verdi, ama sonuçta borçlanma verilen destek. Sosyal güvenlik primleri ötelendi. Bazı ödemeler yıl başına kadar uzatıldıysa da insanlar önlerini göremedi. İşyerleri için bir gün çok önemli. Bir gün dükkânınız kapalı kalsın bir haftada onun zararını temin edemezsiniz. Çünkü elinizdeki malın bir bölümü bozuldu. Son tüketme tarihi doldu. 65 yaş üstündeki esnaflar düne kadar dükkânına gelemedi. Düğün salonları kapandı. Altın fiyatları da çok yükseldiği için insanlar düğün günlerini ertelemek durumunda kaldı. Bin kişilik düğün 100150 kişiyle yapılıyor. Bir düğün demek ev gereçlerinden tutun, yemeği, taksicisi, kuaförü 415 meslek dalını ilgilendiriyor. İki bayram geçirdik. Özel günler esnafın olmazsa olmazı. Konfeksiyon sektörü bitti. Martta tam kışlık ürünlerin satılacağı mevsimde sezon geçti. Elindeki tüm tekstil ürünleri çeklerinin senetleri verilmiş tam satıp paraya çevirecek işler durdu. Pazarcı esnafının sıkıntısı daha beter. Borçlandılar ama mallar elinde kaldı. Taksici için de önce tek çift plaka yapıldı sonra ondan dönüldü. Halk otobüsleri diğer toplu taşıma araçları yarı kapasiteyle çalışmak durumunda kaldı. Bendevi Palandöken 415 meslekte sıkıntı büyük n Başka ne tür sıkıntılar var? Okullar açılacak deniyor gerçekten açılacak mı? Şimdi insanlar aldıkları krediyle ya kırtasiye malzemesi aldı ya da borcunu ödedi ne olacak şimdi. Okul açılmazsa aldığı ürün de elinde kalacak. Zincir marketlerde de esnafın ve kırtasiyecinin sattığının yüzde 30 altında ürün veriyor, ticarette bir ahlak olması gerekiyor. 10 bin noktada satışı olan perakendeci malı toplayıp götürüyor yurttaş da oradan alıyor. Bizim 1 yılda yaptığımız satışı onlar 10 dakikada yapıyor. Ee bizim elimizde mal kaldı. Elimizdeki okul formasını eşofmanını ne yapacağız. Her yıl renk, amblem, modeli değişiyor. 415 mesleğin tamamında sıkıntı büyük. İnsanlar ölüm kalım davasında gidip de mobilya mı alacak. Badana mı yaptıracak. İnsanlar sağlığına yetiştiremiyor ki gidip parayı buralara harcasın. Sektörlerin hepsi hakikaten zor durumda. Tabii devletin yaptığı ötelemeler, hepsi çok olumlu, ama yeterli mi denince esnaf iş yapmak istiyor. Diyor ki dükkânımdaki malı satamazsam ben çocuklarıma ne götüreceğim. İnsanlarda bir bıkkınlık var. Yapılan destekler gerçekten küçümsenecek boyutta değil. Ama gün geçtikçe yük daha ağırlaştı. Dün entübe odasındaydık, bugün ölüyoruz diye feryat ediyor. İnsanlar aç olduğu sürece iş yapamadığı sürece, kurallar uygulanmadığı sürece mecburen öyle. İnsanlar şimdi kuaföre gitmiyor. Artık manikür pedikür kalmadı. Aklınıza gelen tüm sektörlerde herkesin kendine göre sıkıntısı var. İnsanlar alışveriş yapacak ki hayat canlansın. Ama belirsizlik süreci, insanlar kilitleniyor artık. Son dakikalara bakıyor bugün kaç ocak söndü yarın ben olur muyum? Sıkıntı kapıya gelmiş hâlâ hele dur bakalım ne olacak diyoruz. İnsanlar para kazanamadığı sürece alışveriş etmiyor. Bizim velinimetimiz işçi, memur, dar gelirli. Eğer onlar paralı olursa biz de para kazanıyoruz. Sokak simitçisi deyip geçmemek lazım. Neredeyse 1 milyon kişi iş bulamayan gençler buradan geçimini sağlıyor. Şimdi kimse sokak simitçisinden simit almıyor. Nakit destek lazım Borçları tek çatıda ödeyelim n Peki bu dönemde hüküme kilde borçlarımızı yapılandırsın. Al ra takibi görüyorsun. Biz sık sık af çı n Hâlâ açılmayan iş yerleri tin acil adım atmasını beklediğiniz dığımız borçları tek pencereden öde karın diyoruz ya işte affın nedeni bu. de var, onlar ne durumda? alanlar nelerdir? yelim diyoruz. Şimdi 10 tane borçlan Ama özel sektör af maf dinler mi ala Lokantalar açılmasına rağ Keşke demeyeceğimiz bir döneme ma yapmışız hepsi ayrı ayrı. Ev taksi cağını alacak. men masa sayısı azaldı. İnsan girilmesi gerekiyor. O da ancak pan tine girmişsin, kredi kartı borcun, sto Biz diyoruz ki elektrik su parasın ların yeme alışkanlıkları değiş demi sürecinin bitmesiyle olur. pajın var. Mesela gelirin 3 bin TL her da, akaryakıtta ÖTV, KDV kalksın. ti artık dışarıya çıkmıyorlar. Çok Bu dönemde biz esnaf sanatkârlar biri 500300 TL olunca ödeme yapa Kredi kartı gibi borcunu ödemezsen yüksek kiralar ödeyen bu işlet olarak devlete olan borçlarımızı öde mıyorsun. Çeklerin senetlerin geri dö gelen yük tefeci faizini geçiyor. Hiç meler gerçekten mağdur du mek istiyoruz. Vergimizi zamanın nünce kredi alamıyorsun. Bu sefer ic borcun bitmiyor. Vergi borcumuz, sos rumda. da verelim. Ama yal güvenlik borcumuz var, kre Birahaneler eğlence yerleri hâlâ kapalı. Eğlence yerlerinde Yeni dertler ekleniyor diyoruz ki dev let bize ödenebi di borcumuz var. Aldığımız ürüne verdiğimiz çekimiz sene lbhniStsnamseeşeaılııaainlnakzrneinnykdıbbscntakıoiztaaimseautzlriıhıyadlkl.lri3aeayfenoşıeinm0reylçeserstebsrıt4tyıari.usouee0ızkeYanrnkskanalçakeıouapnnoaianşmnvmıatlzıliınassllşçlia.ıakaau.çıaıEzsnnBndınedbknıınıualzkaidaiorışanniarbebptçzralhaeaiidıaatrnvradbnrlidadıkkngşair.rçaaatee.ıaısnrkK,rıdlçnakeaıoerdğrğdşBkalnıııi.zinTEimsEçsanıSksnvaKııylkafaoıvtrnrleaırelont.ibırirlTmafirilaemlbneaOıbzkirsitrzaiiyşilanabuauişklnereyee,nasbparrgtasşırilönzaegıttlkaallarüriaorşinelcmcerendy,aüdbpliahaıkzn.uitpraAüebbmınnazvmioaıbrimbıer?lEriıtaautpçarabinldrlydunrakiidayreoınarağoHfaınğlmtnhıırymaai9aı.auondznnnıibşzre’r3eda.tairznMualtnaebalnyeecmyiraruiiernkeyvamzâenıarnannbtikerçdeltıyluakenıalalamnrtednlıneunlCniaaayıppmmurksoelıaemgkıreszdp.arödnshiBıarmşniaauşilırınddfıirçzlktdbaeekaaaonaarallrdıemkşdraşptaikrafıaaaet9hanmynaskiltıanıa?11 kalifiye elemanı çıkardığında tekrar dimiz var, kira stopa onu bulmak çok zor. Esnaf sanatkârlar jı var. Bunların olarak küçük rötuşlarla büyük işler yapan kah hepsi tek ça raman bir ordu gibiyiz. 900 yıllık geçmişi olan bir tıda top teşkilatız. 2 milyon 50 bin işyeri var. Her biri yanında 5 lansın. kişi istihdam ediyor. Ülke nüfusunun altıda biri. Esnaf eko nominin barometresi. İnsanlar iş yapsın yapmasın farklı işkollarına yöneliyor. Kapanan lar kadar da açılan ve el değiştiren de var. Yeni meslekler ortaya çıkıyor. İstihdam alanı yok. Kimse işçi almıyor. Çalışanın maaşı art mıyor. Onun için de bir güvensizlik var. Yeni olanaklar yeni iş imkan ları olmadığı sürece sıkıntı devam ediyor. İhtiyaç sahiplerine ödemeler başlıyor Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, 5 nakdi sosyal destek programıyla yaklaşık 157 bin ihtiyaç sahibine toplamda 90.1 milyon lira ödeme yapılacağını açıkladı. Bakan Selçuk, ağustos ayına ilişkin muhtaç asker aileleri ve çocuklarına, eşi vefat eden kadınlara, kronik rahatsızlığı olanlara ve öksüz/yetimlere yönelik yapılan sosyal yardım ödemelerinin 24 Ağustos itibarıyla başlayacağını bildirdi. Selçuk, eşi vefat eden yardıma muhtaç kadının da yanında olduklarını ifade ederek, “89 bin ihtiyaç sahibi kadınlarımıza toplam 57.8 milyon TL ile destek sağlayacağız” diye konuştu. Bakan Selçuk, Kronik Hastalık Yardım ödemelerin 25 Ağustos 2020 itibarıyla, diğer ödemelerin de 2428 Ağustos 2020 tarihleri arasında gerçekleşeceğini söyledi. l Ekonomi Servisi Yeme içme sektörünü KDV indirimi canlandırdı Pandemi nedeniyle en fazla etkilenen sektörlerden biri olan yemeiçme sektöründe kaybın önüne geçmek için yüzde 1’e indirilen KDV, sektöre hareket getirdi. Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) Başkanı Ramazan Bingöl, salgından etkilenen sektöre destek için yemeiçme sektöründe KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e düşürüldüğünü hatırlattı. Bingöl, “İki milyon insanın istihdam edildiği, yıllık yaklaşık 140 milyar liralık bir hacme ulaşan sektörümüze yapılan bu indirimin meyvelerini görmeye başladık” dedi. Zam yapılmadı Restoranlarda ciroların henüz geçen yılın aynı dönemine ulaşamadığını da ekleyen Bingöl şunları söyledi: “Bazı restoranlar bu indirimi fiyatlarına yansıtırken, bazıları da pandemi sü recindeki kayıpları nedeniyle yapmayı düşündüğü zammı iptal etti. KDV indirimi sonrası sektörde hareketlilik yüzde 20 arttı” dedi. Bingöl, doluluk oranının geçen yılın aynı dönemine göre AVM restoranlarında yüzde 40, normal işletmelerde yüzde 60, bahçelilerde ise yüzde 100’e ulaştığını bildirdi. Gastronomi Turizm Derneği Üyesi Ahmet Sait Tütünci de indirimin, pandemi sebebiyle 4 aydır durağan olan sektöre can suyu olduğunu söyledi. l Ekonomi Servisi Manisalı üzümcü ihracatta hızlandı Türkiye’nin sofralık üzüm üretim merkezi Manisa’da yeni sezon, pandemi sürecine rağmen hızlı başladı. Türkiye’nin üzüm üretim merkezi Manisa’dan bu sezon 180 milyon dolarlık sofralık yaş üzüm ihracatı bekleniyor. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, Manisa’nın Türkiye’nin üzüm ihracatının önemli bölümünü tek başına karşılayan bir il olduğunu söyleyerek “Sezon sonunda toplam ihracatımızda geçen yılı geride bırakacağımızı düşünüyor, 170180 milyon dolara ulaşmayı hedefliyoruz” dedi. Manisa’da üretilen üzümün yarısı kurutmalık, yüzde 40’ı yaş, yüzde 10’u ise şıralık ve şaraplık olarak değerlendiriliyor. Geçen yılki ihracat ise 59 ülkeye 150 milyon dolar değerinde olmuştu. l Ekonomi Servisi Büyük resmin çarpıcı renkleri Birincisi, Çin “yeni tür devlet kapitalizmi” inşa ediyor. İkincisi, haklar ve özgürlüklerin kısıtlanmasında, ırkçılıktan, adaletsizlikten, “Adamlar”ın baskıcı rejimlerinden illallah diyen öfkeli kitlelerin, özellikle gençlerin(yeni proletarya / prekariat) ve kadınların inisiyatifiyle yükselen protesto gösterileri, ABD’den Hong Kong’a, Zimbabwe’den Tayland’a, Lübnan’dan Belarus’a, Türkiye’ye, sarsıntı yaratıyor. Üçüncüsü, gelir dağılımında Covid19’un toplumsal etkileriyle daha da derinleşen kutuplaşma (Covid döneminde servetlerini ikiye katlayan teknoloji tekelleri vb..), ekonomik, kültürel seçkinlerin halkın günlük yaşamının sorunlarından giderek kopması, kapitalizme yeni, adeta feodalizmi anımsatan özellikler ekliyor. Bu yazıda, yalnızca Çin üzerinde duracağım. Yeni tür bir ‘devlet kapitalizmi’ Geçen hafta, Financial Times, Wall Street Journal, The Economist, Bloomberg, Lowy Institute Çin üzerine, ilginç yorumaraştırma yazıları yayımladılar. Bu yazılarda dört tema dikkat çekiyordu. Birincisi, ticaret savaşları, teknolojik rekabet, karşılıklı yaptırımlar ve Covid19’un tedarik zincirleri üzerindeki etkileri ABD ile Çin arasındaki ekonomik bağları giderek koparıyor. İkincisi, Çin yönetimi, Çin kapitalizminin ticaret ve teknolojik gelişme açısından dış dünyaya bağımlılığını azaltmak için yeni bir devlet kapitalizmi ve teknolojik gelişmelerden yararlanan, teknolojik gelişmeleri teşvik eden bir planlama modeliyle içe dönüyor. The Economist’in “sakın küçümsemeyin” dediği bu yeni tür devlet kapitalizminde, devlet işletmelerinin piyasada rekabet edecek bir verimlilik düzeyinde çalışması, özel sektörden ortak edinmesi bekleniyor. Özel sektörün en önde gelen firmaları, yönetim düzeyinde söz sahibi, Komünist Partisi komiteleri kuruyorlar. Böylece birincisinde devlet işletmelerinin piyasa koşullarına uyması, ikincisinde özel şirketlerin devletten destek alması kolaylaşıyor. Üçüncüsü, Çin devletinin, bilgisayar, yapay zekâ, gibi alanlarda hızlanan tekolojik gelişmelerle beslenen izleme, gözleme, kapasitesinin eli ülke sınırlarınının çok ötesine uzanıyor. Çin, ülke içinde kendi vatandaşlarının özel yaşamlarını yakından denetlemekle kalmıyor, olanaklarını, diğer ülkelerden ekonomik, teknolojik, siyasi bilgi çalmak, dünya medyasında, kültür endüstrisinde, Çin’i olumsuz gösteren yayınları, filmleri vb., bastırmak, ekonomik siyasi hesaplarla, “Adamlar”ın baskıcı rejimlerini desteklemek için de kullanıyor. Araştırmacı Dilip Hiro’nun Tom Dispatch sitesinde yayımlanan bir çalışması, Çin’in dünya ekonomisi içinde ağırlığı hızla artarken, teknolojik gelişmelerin kimi alanlarında ABD’yi yakaladığını, kimilerinde geçmeye başladığını örnekliyordu. Dördüncüsü, Lowy enstitüsünün bir araştırmasına göre Çin, tüm bu olanaklarından yararlanarak, “kurallara dayalı uluslararası düzeni (ABD hegemonyasınıE.Y) içinden yıkıyor”. İsrail gazetesi Haaretz’deki bir yorum, hegemonya dengelerindeki değişmeyi dolaylı olarak da olsa örnekliyordu: Lübnan, siyasi ve ekonomik açıdan tam bir kaos içinde, son patlama bu kaosun üzerine geldi ve bir yeniden inşa sorunu da yarattı. Bu kaosu yönetmek ve yeniden inşayı desteklemek için gereken kaynak, Haaretz yazarına göre yalnızca Çin’de var. Bu bağlamda Çin’in, Lübnan’ı inşa etmeye gelirse, orada bir liman sahibi olması olasılığını unutmamak gerekiyor. Haaretz’de yayımlanan bir başka analiz de Çin’in tam bir büyük devlet (hegemonya kapasitesi olan devlet) olarak İran ve Suudi Arabistan gibi birbirine düşman iki devletle birden işbirliği yapabiliyor olmasına dikkat çekiyor. Bu arada da Suudilerin petrol gelirleri gerilerken, Çin’den nükleer santral edinme olasılığına da. Yalnızca bunlar bile “büyük resmi” gösteren kaleydoskopun yine dönmeye başladığını düşündürüyor. Bu dönüş durunca oluşacak resmi önceden bilmek olanaksız ama içindeki parçalara bakarak, belirginleşecek renkler üzerinde spekülasyon yapabiliriz. Badem üreticisi fiyat bekliyor Türkiye’nin en büyük badem bahçelerinin bulunduğu Adıyaman’ın Kahta ilçesinde üreticiler, Tarım Kredi Kooperatifi’nin badem fiyatını açıklamasını bekliyor. Kahta Ziraat Odası Başkanı Fatih Rüştü Zorlu Turanlı, ilde geçen yıl 6 bin ton olan rekoltenin bu yıl 12 bin ton civarında olacağını anlatarak “Fiyatta belirleyici olan Tarım Kredi Kooperatifi’nden bir an önce sevindirici haber bekliyoruz” dedi. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle