22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 12 AĞUSTOS 2020 ÇARŞAMBA 14 yaşındaki çocuğa dayısı ve ağabeyi tecavüz etti, doğum yapan A.B’ye kimse sahip çıkmadı Siverek’te vicdansız olay ‘Çocuğun İnsan Hakları Ödülü’ Figen Atalay’a Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi tara fından verilen Çocuğun İnsan Hakla rı Ödülleri’ni kazanan isimler belli ol du. Vakfın 2012 yılından bugüne dü zenli olarak verdiği Çocuğun İnsan Hak ları Ödülleri’ni gaze temizin Eğitim Editö rü Figen Atalay, Bir gün muhabiri Hüseyin Atalay Şimşek ile Evrensel gazetesinden Volkan Pekal aldı. Atalay, son 5 yılda yaygın laştırılan açık lise uygulamasının özel likle yoksul çocuklar açısından tarikat kurslarını ve çocuk işçiliğini nasıl bes lediğini ortaya koyan “Hayalet Liseli ler” başlıklı haberi ile ödüle değer bu lundu. Pandemi nedeniyle tören ileri bir tarihe bırakıldı. l Haber Merkezi İZMİR’DE POLİS ŞİDDETİ İHD: Kadın eylemlerinde hak ihlali var İHD İzmir Şubesi Kadın Komisyonu, kadın eylemlerine yönelik polisin saldırısına tepki göstererek, “Kadın eylemlerinde çoklu hak ihlalleri uygulanmıştır” açıklaması yaptı. Şube binasındaki basın toplantısına Özgür Genç Kadın (ÖGK) üyesi Berivan Oğuz ve Kızıl Okyanus LGBTİ+ Derneği’nden İsmail Temel de katıldı. İHD İzmir Şubesi Kadın Komisyonu adına konuşan Ayşenur Kizaroğlu, İzmir’de 21 Temmuz’da Pınar Gültekin’in katledilmesinin ardından gerçekleştirilmek istenen yürüyüşte de polisin şiddet uygulayarak ve hakaret ederek kadınları gözaltına aldığını hatırlattı. Kizaroğlu, çevredeki insanların durumu protesto etmesi üzerine çevik kuvvet ekiplerince koridor oluşturulduğunu, basının ve çevredeki kişilerin görüntü almasının da engellendiğini belirtti. ‘Araçta işkence’ Kizaroğlu, “Gözaltı aracına bindirilen kadınların çığlıklar attıkları gözlemcilerimizce duyulmuş, araç kapıları açıldığında kadınların içeride dövüldüğü, küfürlere maruz kaldıkları görülmüştür. 12 kadın gözaltına alınmıştır” diye konuştu. Türkiye’nin de altına imza attığı Birleşmiş Milletler (BM) İşkenceye Karşı Sözleşme’ye işaret eden Kizaroğlu, düşünce ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının engellendiğini, işkence yasağının ihlal edildiğinin altını çizdi. Kizaroğlu, İHD’li kadınlar olarak yaşananların takipçisi olacaklarını söyleyerek, İHD Eş Genel Başkanı ve Cinsel Şiddetle Mücadele Hukuk Derneği Başkanı Eren Keskin’in de hukuksal süreçleri başlattığını belirtti. l Haber Merkezi MSKÜ’DEN ÖNCÜ ADIM ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ dersi müfredatta Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinde (MSKÜ) “Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Eşitliği” dersinin müfredata eklenmesi kararlaştırıldı. MSKÜ’den yapılan açıklamada, üniversitenin, kadına yönelik şiddet başta olmak üzere şiddetin tüm biçimlerini önlemek ve toplumsal eşitliğe yönelik politikalar geliştirmek amacıyla çalışmalarına devam ettiği belirtildi. Geçen ay üniversite üst yönetimi tarafından, toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı şiddetle mücadelenin temel alındığı bir toplantı gerçekleştirildiği hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Toplantıda konuyla ilgili oryantasyon çalışmaları yapma, üniversitenin tüm bölüm ve programlarında söz konusu sorunlara karşı alınacak önlemler konusunda yapılanmalara gitme, sosyal sorumluluk kapsamında Muğla Valiliği, Belediye Başkanlığı, Emniyet Müdürlüğü, sivil toplum kuruluşları, öğrenci toplulukları ve basınla ortak çalışmalar yürütme ve müfredata toplumsal cinsiyet eşitliği temalı dersi seçmeli olarak koyma kararı alındı. Derse son şekli senato tarafından gerçekleştirilen toplantıyla verildi”. l AA Şanlıurfa Siverek’te A.B. 2017’nin ekim, kasım aylarında ağabeyi ve öz dayı meyilli birisi değil. Hamile olduğunu ilk defa hastenede öğren mesi ise sanıklara ‘Kişiyi Davayı takip hürriyetinden yoksun eden bir yurttaş kılma’ suçundan be sının tecavüzüne uğradı. Kork dim. Kızıma ke tuğu ve tehdit edildiği için durumunu kimseye anlatamadı. ZEHRA sinlikle zorla bir ÖZDİLEK şeyler yapıldı” 2018’in temmuz ayında hasta dedi. Anne S.B. neye de giden A.B. doğum yaptı. Do oğlundan şikâyetçi ol ğum yapan A.B. ailesi tarafından has madığını ancak ken tanede bırakıldı ve sahip çıkılmadı. di erkek kardeşinden Emniyetteki ifadesinde sanık dayı şikâyetçi olduğunu söyle KAYYIM ATANDI ise tecavüze uğra raat, ‘çocuğun nite yan çocuğun doğur likli cinsel istisma duğu bebek ile birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’nda kaldığını ve aile tarafından sahip çıkılmadığı için rı’ suçundan ise 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Hüküm ile birlikte tutuklu kayyım atandığı luklarına devam ka nı söyledi. rarı verildi. M.İ. mağdur A.B’nin kendisini birlik di. Mağdur A.B. duruşmalar Ayrıca kararda, “Her ne teliğe zorladığını belirterek kendisi da dayısı ve abisinden şikâyetçi kadar sanıklar hakkında zin nin kör olduğunu söyledi. Suçlamala olmadığını belirterek, “Çünkü abim cirleme suç hükümlerinin uygulan rı emniyet ve savcılık ifadesinde ka ve dayım ceza alırlarsa hapishaneden ması talep edilmiş ise de sanıkların bul eden M.B. kardeşinin kendisi ile çıktıklarında beni döverler. Aileme aynı suçu işleme kararı icrası kapsa birlikte olmak istediğini, kendisinin teslim edilmek istiyorum” dedi. mında değişik zamanlarda mağdura de kabul ettiğini söyledi. Mahkeme aşamasında ise M.B. savcılık ve em Karar bozuldu karşı aynı suçu birden fazla işledikleri hususunda her türlü şüpheden niyet ifadelerini değiştirerek suçla Gaziantep Bölge Adliye Mahke uzak kesin ve inandırıcı bir delile maları kabul etmedi. mesi ise kararı bozararak mağdur ulaşılmadığı ndan sanıklar hakkında Annesi oğlunu korudu A.B’nin doğum yaptığı sırada biyo zincirleme suç hükümleri uygulanlojik yaşının öğrenilmesi ve bebeğin mamıştır” ifadeleri yer aldı. Anne S.B. ise kızının kilo aldığı babasının kim olduğunun sorulma Mahkeme tarafından bebeğin ba nı fakat hamile olduğunu bilmediği sını isteyerek kararı bozdu. Dosyaya basının kim olduğuna ilişkin soruya ni söyleyerek, “Kızım böyle konulara bakan Siverek 1. Ağır Ceza Mahke ise A.B. cevap vermedi. l İSTANBUL 10 yıl önce oğlu bıçaklanan Alıcı, adalet talebi için Ankara’ya yürüyecek Bir annenin feryadı Saçı uzun ve gözünde lens olduğu için öldürülen oğlu için adalet arayışından vazgeçmeyen anne Songül Alıcı, “Oğlum bıçaklanınca hastaneye çıplak ayakla gitmişti, o yüzden ben de çıplak ayakla yürüyeceğim” diyor. SİBEL BAHÇETEPE İstanbul İkitelli’de 10 yıl önce evinin önünde saçı uzun ve gözünde lens olduğu bahanesiyle bıçaklanarak öldürülen Aykut Alıcı’nın (20) annesi Songül Alıcı, oğlunun öldürüldüğü tarih olan 14 Ağustos günü saat 12.00’de İstanbul İkitelli’deki evinden Ankara’ya çıplak ayaklarla yürüyüş başlatacak. “Adalet için yürüyeceğim” diyen anne Alıcı “Oğlum bıçaklanınca hastaneye çıplak ayakla gitmişti, o yüzden ben de çıplak ayakla yürüyeceğim. Oğlumun bıçaklanması olayına karışan 9 sanıktan 8’i tahliye oldu, yalnızca bir kişi cezaevinde. En son olayın azmettiricisi olarak yargılanan Yavuz İ.’nin tahliyesi üzerine dosya Yargıtay’a gitti. 3 yıldır ses yok. Bunun için Yargıtay önüne Adalet Yürüyüşü baş Songül Alıcı latıyorum” dedi. Anne Alıcı, 14 Ağustos’ta oğlunun öldürülmesinin tam 10. yılı olduğunu anımsatarak şunları söyledi: “Oğlumun öldürülmesinin ardından çok fazla eylem yaptım. Şimdi Ankara’ya yürüyüş başlatıyorum, izin vermeyeceklermiş, olsun ben yine de yürüyeceğim. Defalarca yetkililere seslen Aykut Alıcı dim, ‘adalet arıyorum’ dedim, sesimi duyan olmadı. 14 Ağustos sabahı çıplak ayakla Ankara’ya gideceğim. Beni bu hallere düşürenler utansın. Adalet talebim yerine gelmedi, artık avukat tutacak gücüm yok. KOAH ve tansiyon hastasıyım, ruh sağlığım bozuldu ama buna rağmen yürüyeceğim. Ölürsem de evladım için ölürüm. DOSYA YARGITAY’DA Aykut Alıcı, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi öğrencisiydi. 14 Ağustos 2010’da evinin önünde oturduğu sırada saldırıya uğradı. Kalbinden bıçaklanan Alıcı, kendi imkânlarıyla gittiği hastanede hayatını kaybetti. 2013 yılında Alıcı’nın ölümüne neden olduğu için yargılanan sanıklardan yalnızca Celal Toprak’a müebbet hapis cezası verildi. Diğer sanıklar ise beraat etti. Olayın üzerinden geçen 7 yılın sonunda, cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Yavuz İ. de beraat etti. Karara itiraz eden Alıcı ailesi, 2017’de Yargıtay’a başvurdu. Dosya halen Yargıtay’da. Gittiğim yere kadar yürüyeceğim, ölürsem de ölürüm. Olaya karışan 9 kişiden neden bir kişi alındı, azmettiren neden serbest? İkitelli Karakolu’nun kamera kayıtları çıksaydı bu dava çoktan çözülmüştü. Davadan geri adım atmayacağım. Adalet arıyorum. Evladım için son nefesime kadar davasının peşindeyim.” l İSTANBUL Savcı, uzaklaştırma kararı olan zanlıyla ilgili suç duyurusunu dikkate almadı Öldürmesi mi gerekiyor? AKPMHP ittifakının çıkmak istediği İstanbul Sözleşmesi’ne dair tartışmalar devam ederken, İstanbul’da yaşayan ve O.K. isimli bir kişinin tacizlerine maruz kalan Sevdi Aycil isimli kadın, yaşadıklarını avukatları ile birlikte İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasında düzenlediği basın toplantısı ile anlattı. Sevdi Aycil, O.K. hakkında defalarca savcılığa suç duyurusunda bulunmasına rağmen hiçbir şey yapılmadığını söyledi. Aycil, “Buradan kadına şiddeti meş Sevdi Aycil isimli kadın, hakkında uzaklaştırma kararı olmasına karşın kendisini ısrarlı bir şekilde takip ve tehdit eden O.K’ye dair suç duyurusunda bulunduğu savcının bir şey yapmadığını açıkladı. rulaştıran zihniyete sesleniyorum; özgürlüğümüzden, mücadelemizden, kazandığımız hiçbir haktan vazgeçmeyeceğiz” dedi. Uzaklaştırma yetmedi Hukuki süreç hakkında bilgi veren Avukat Gülhan Kaya ise, O.K’nin defalarca müvekkillerine dönük dijital şiddete başvu rup, tehditlerde bulunduğunu kaydetti. Avukat Kaya, “Uzaklaştırma kararına rağmen müvekkilin çalıştığı işyerine yeniden gelebilmiş, müvekkili yine tehdit etmiştir. O.K. hakkında ikinci defa suç duyurusunda bulunulmuş, bu suç duyurumuza ise ‘takipsizlik’ kararı verilmiştir. Soruşturmayı yürü ten savcı; daha önce yaptığımız suç duyurusu ve koruma kararını dikkate almamış; O.K’nin müvekkilimizi son kez görmeye gittiği şeklindeki savunmasına itibar etmiş ve ‘şüphelinin müştekiye dönük eylemlerinin ısrarlı bir takiple devamlılık arz eden eylemler olmadığı, müştekinin sırf huzur ve sükununu bozmak saikiyle hareket etmediği, müsnet suçun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşıldığından kovuşturmaya yer olmadığına’ karar vermiştir” diye konuştu. l Haber Merkezi Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi: Sözleşmeyi uygulatacağız Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi’nin her ayın 11’inde kadın cinayetlerine karşı düzenlediği eylem, dün İstanbul Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde yapıldı. Eylemde, “Erkekleri aklama, İstanbul Sözleşmesi’ni uygula” pankartı açıldı ve “O sözleşme uygulanacak”, “Kadına yönelik şiddete son”, “Sen bağır ki şiddet sussun”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” dövizleri taşındı. Basın metnini okuyan Ümmühan Özdemir, İstanbul Sözleşmesi ile “aile parçalanıyor”, “LGBTİ+’lara dair maddesi var dinimizde uygun değil” denilerek erkek egemen söylemlerle kadınların kazanımlarının yok edilmek istendiğini belirtti. Özdemir, “Bu sözleşmeyi erkek egemen devlet, kendi rızasıyla değil, kadınların mücadelesi ile imzalamak zorunda kaldı. Bu sözleşme için Güldünya’ya, Münevver’e, Ayşe’ye, Nevin’e sözümüz var. Bu sözleşme için bu kadar bedel ödemişken; katledilen, bedel ödeyen tüm kadınların isyanı olup sözleşmeyi madde madde uygulatacağız” dedi. l Haber Merkezi Okullar açılacak mı? 13Mart Cuma gününden bu yana kapalı olan okulların 31 Ağustos’ta açılacağı resmen duyuruldu. Ancak eğitimin nasıl yapılacağı, alınan önlemlerin kuşkuları gidermekte yeterli olup olmayacağı henüz belli değil. Salgın küresel ölçekte her alanı etkiledi ama olumsuz etkilenen alanların başında eğitimin geldiği kesin. 10 Ağustos’taki “bakanlar kurulu” toplantısında Cumhurbaşkanı’na konuya ilişkin bir açıklama yapılmadı. Belki Erdoğan’ın ağzından bilgilendirme olur diye beklendi, olmadı. Başkentteki genel görünüm şu: Sağlık Bakanlığı ağırlıklı olarak okulların açılmamasından yana. Bakan Fahrettin Koca’nın bu konudaki görüşünü ifade ettiği bilgisi var. Ancak Bakan’ı dinleyen var mı, bilemiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı’nda ise düşünceler çeşitli. Bakan’ın da özel okul sahibi olması, bakanlığın bakışını etkiliyor olmalı! Bakanlık gerek kendi bünyesindeki gerekse öteki bakanlıklardaki uzmanları da devreye sokarak bir plan yapmaya çalışıyor. Plan, okulları açmak üzerine. Okullar bu karara hazır mı? HHH Salgın ortamında eğitim kolay planlanabilecek bir durum değil. Kaldı ki dünyanın gelişmiş ülkelerinde bile bocalama var. Örneğin Almanya okulları açtı; ilk pozitif vaka haberinden sonra yeniden kapatma kararı aldı. ABD’de bir öğrencinin 44 öğrenciye hastalığı bulaştırdığı ortaya çıkınca, okullar yeniden tatil edildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın işi gerçekten kolay değil. Alacağı her kararın tersinin daha doğru olacağı mantıklı nedenlerle birlikte anlatılabilir! Sızan bilgilere göre, bakanlığın yol haritası şöyle: 1 Hele bir açalım, sonrasına bakarız. 2 31 Ağustos’tan itibaren bir hafta gelişmeleri gözlemleriz, sonraki hafta nasıl devam edeceğini netleştiririz. 3 Birinci, beşinci, sekizinci sınıf gibi yeni eğitim aşamasına geçen öğrencilerle başlayıp ara sınıfları daha sonra alabiliriz. 4 Hafta sonlarını da eğitim günü ilan edip öğrencilerin günaşırı okula gelmelerini sağlayabiliriz. 5 Belli dersleri okulda görüp bazılarının uzaktan eğitim ve benzeri yöntemlerle alınmasını sağlayabiliriz. Gördüğümüz kadarıyla en ciddi madde, birinci şık! Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıklamalarından bunlardan öte bir adımın olmadığı anlaşılıyor. HHH Başta işin zorluklarını paylaştık. Ne var ki AKP’nin icraat anlayışı bu zorlukları ortak akılla aşmaya elverişli değil. Örneğin, öğretmen sendikaları devreye sokulup onların önerileri dikkate alınabilirdi. Eğitimle ilgili en geçerli tarif şudur: Eğitim eşittir öğretmen! Bu anlamda hem öğretmenlerin çözüme katılması sağlanır hem de onlardan istenecek özveri karşılıklı paylaşımla daha güzel sonuçlar verebilirdi. Yaptığımız araştırmaya göre, öğretmen sendikalarıyla buna ilişkin bir bağ kurulmamış. Yukarıda ilgili bakanlıkların durumunu anlattık, ama herkes biliyor ki ana karar verici Saray. Aşağıdan hangi bilgi giderse gitsin, Saray kriterleri farklı. Nedir o kriterler? Çok fazla değil aslında. Tek kriter var: Ekonomi. Biri çıkıp dese ki: Efendim, okullar tatil olursa aileler de tatile devam eder, bu da turizm sektöründe yazın bulamadığımızı sonbaharda bulmamızı sağlar... O gün tatilin uzaması kararı çıkabilir! Biri çıkıp dese ki: Efendim, okullar açılırsa işler de açılır, piyasa açılır, eğitim sektörü büyür, çarpan etkisi fazla olur. Ekonomi toparlanır! O gün ne olursa olsun açılma kararı çıkabilir! Durumun özeti bu. Üniversiteye giriş sınav tarihini turizme göre esneten zihniyetin başka türlü bakması zor. Sözün özü: Eğitim sadece Milli Eğitim Bakanlığı’na bırakılamayacak kadar önemli bir konu. Salgından önce de “Yaşam boyu eğitim” başlığı evrensel olarak kurumlaşıyordu. Ülkelerin toplam gücünü belirleyen eğitimin nasıl devam edeceği velilerden öğretmenlere, iktidardan muhalefete, öğrencilerden okullara tüm kesimlerin ortak sorumluluğundadır. Öğrenmeyi ne kadar öğrendik? Hepimiz bu sınavın içindeyiz. Koronavirüsü yenmemiz de bu sınavı vermemize bağlı... Gülistan Doku için karada arama çalışması başlatıldı Tunceli’de 5 Ocak’tan bu yana haber alınamayan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku (21) için dün polis özel harekat ekiplerinin katılımıyla uzun bir aradan sonra karadan da arama çalışması başlatıldı. Doku için başlatılan arama çalışmalarının 220’nci gününde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki Su Altı Arama Kurtarma (SAK) Timi, 3 su altı robot kamerayla (ROV) Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı 4 Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekibi ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı 4 su altı arama kurtarma ekibi ile 7 ilden gelen AFAD ekiplerinden oluşan toplam 70 kişilik ekip, su altında ve su yüzeyinde arama çalışmaları gerçekleştiriyor. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle