02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 10 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ HABER Siyasetin Ayasofya’da Ayrıntılar AKP’nin görünmez ortakları! Geçen gün bir hekim arkadaşım “Sana özür borçluyum” dedi, devam etti “ben hekimlerin tümünün evrensel etik kurallara bağlı olduğunu sanıyordum, sen haklı çıktın, içinden geçtiğimiz süreç herkesin maskesini düşürüyor”. Salgının başlarında Fahrettin Koca ve bilim kurulu üstüne tartışmıştık; ben, “Kurula güvenim yok, Bakan’a hiç yok, sadece algı yönetimi yapıyorlar” demiştim, Arkadaşım, “Biz hekimiz, evrensel ölçülere bağlıyız, Dünya Sağlık Örgütü’ne yanlış veri sunmak suçtur” demişti. Salgın süreci berbat yönetildi. Bilimsel değerlere, hekim yeminine bağlı kalması beklenen Bilim Kurulu üyeleri, sadece siyasal iktidara koltuk değneği oldu. Ekranları seven kurul üyelerinden biri çıkıp istifa edeydi, o zaman kralın çıplak olduğu anlaşılacaktı. Bilim insanı korkak olamaz. Ülke büyük bir felaketin eşiğinde, içinde aslında! İktisadi çöküş varken konuşmak yürek istiyor. İyi de ya mesleğin değerleri ne olacak, ya evrensel ölçüler ne olacak? Hekimler bağımsız bir kurul oluşturmalı ve halkı bilgilendirmelidir. HHH Geçen gün plajlardan görüntüler paylaşıldı. Millet dip dibe eğleniyor, yüzüyor, öpüşüyordu. Tamam, Ayasofya gösterisinde yüzlerce yeni hasta eklendi tabloya, bunu iktidar göze aldı, sonuç ortada. Tarikatlar, cemaatler, yobazlık ülkeyi esir almış durumda, kabul. İyi de o plaj kalabalığına ne diyeceğiz? Sorsanız o tiplere, hepsi laik, cumhuriyetçi. Sözde modern yaşama dahiller. Nasıl aşı karşıtı Dilipak’la ulusalcı kanaat önderi kimileri kolayca yan yana geliyorsa, burada da tablo öyle. Halk sağlığı için can veren hekimlerden de utanmıyor kimse. Buna görevlerini yapmayan kurul üyeleri de dahil. Evet, sağlık bakanlığı Menzilcilerin elinde; evet, herkes iktidardan korkuyor, para pul derdi büyük, hekimler özel hastanelere mahkum. Bunların hiçbiri bahane sayılamaz. Eğer toplumsal ödevinizi yapmıyorsanız suça ortaksınız demektir! Baştan beri Bakan Koca’ya, verilerine kuşkuyla bakan benim gibi düşünenlere o laik çevrelerden de sert eleştiri geliyordu. “Adam çalışıyor, son derece iyi yönetiyor süreci” diyorlardı. Maalesef öyle değildi; “haklıyım” diye sevinecek halim yok, ama laiklerin iyimserliği, körlüğü ürkütücü halde. HHH “Okullar açılacak mı” diye soruyor veliler birbirine. Hâlâ bakandan açıklama bekleyenler var. Yahu bakan nerden bilecek bunu, yanıtı Saray verecek. Ülkede yeni moda bu, RTE’yi eleştirmeye cesareti olmayanlar kolay hedef peşinde. Sağlık Bakanı dese ki “Bu koşullarda okullar açılamaz”, yanında da Eğitim Bakanı olsa “Okullarımız bu koşullara uygun da değil, hazırlanması da olanaksız” diye, sorun biter aslında. Mümkün mü? İkisi de “Biz bilmeyiz, reis bilir” diyor. Mecburlar, atamayla gelirsen fikrin olsa da söyleyemezsin. CHP’de geçen dönemlerde genel başkan yardımcısı olan bir dostum Ziya Bey göreve gelince pek sevinmişti. AKP iktidarının Cumhuriyetçi tercihine şaşmıştı! Kimi öğretmenler, özel okul sahipleri arasında da “Ziya Hoca” efsanesi vardı. Bana verip veriştiriyorlardı. Ziya Selçuk özel okul patronu, yani tüccar, eğitim satıyor. Daha geçen hafta tarlada çalışan çocuk işçiyle fotoğraf verip durumu meşrulaştıracak kadar evrensel değerlerden uzak, ya da doğrusu bildiğin piyasacı işte! AKP, okullarda gericiliği Ziya Hoca’ları eliyle yayıyor. HHH Diyeceğim: Ne Sağlık, ne Eğitim Bakanı Saray’dan bağımsız. Sorun ideolojiktir. Geçen gün kendini Atatürkçü sayan biri, ileti yazmış bana: “İkide bir yeni Cumhuriyet deyip duruyorsun, bir tane Cumhuriyet var o da Atatürk’ün ki” diyor. Maalesef o sandığı Cumhuriyetin çoktan yıkıldığını fark etmemiş bile. Dünyayı kendi çevresinden ibaret sayıyor. Şükretsin ki hâlâ benim gibi Cumhuriyet diye direnenler var, yenisini kurmaya çalışıyoruz. Geçen gün dolar laf dinlemeyip alıp başını gidince tüm bakanlar: “Berat Albayrak yalnız değildir” diye yazdı sosyal medya hesaplarından. Doğru söylediler, yalnız değildir, hepsi bütünün parçasıdır. Tamamı doğrudan Saray’dan emir alırlar. Artık olupbiten gün gibi ortadayken, kimse “kandırıldım” bahanesi ardına saklanamaz. Unutmayalım, cehenneme giden yol, iyi niyet taşlarıyla döşelidir! Grup Yorum konseri engellendi Grup Yorum’un Yenikapı Miting Alanı’nda düzenlemek istediği konser engellendi. Grup Yorum’un iki üyesi Helin Bölek ve İbrahim Gökçek, üç yıldır devam eden konser yasaklarına son verilmesi için ölüm orucu başlatmış ve yaşamlarını yitirmişti. Grup Yorum, 9 Ağustos’ta miting düzenlemek için İstanbul Valiliği’ne yaptığı başvurudan olumlu sonuç alamamıştı. Valiliğin kararına rağmen konser düzenleyeceklerini açıklayan grup üyeleri dün Yenikapı’ya gittiklerinde polis engeli ile karşılaştı. Miting alanı çevresinde yoğun güvenlik önlemi alan polis grup üyeleri ve konseri izlemek için gelenleri alana yaklaştırmadı. Polis ekiplerinin ara sokaklarda yaşanan tartışmalar sırasında bazı kişileri gözaltına aldığı öğrenildi. l İSTANBUL / Cumhuriyet namaz kılma kriterleri Ayrıntılar Ayrıntılar Başkan’ın, 24 Temmuz günü kıldırdığı namazda, hutbeye elinde kılıçla çıkıp, müze yapılması iradesine beddua okuması tartışmalarına, 8 Ağustos’ta Akşener’in ‘evine dön’ tartışmaları eklendi.. 24Temmuz gününe denk düşürülmüş ilk cuma namazından iki hafta sonrası, 7 Ağustos Cuma günü kılınan öğle namazında, Cumhurbaşkanı Erdoğan yine Ayasofya’da, “Ayasofyai Kebir Camii Şerifi”nde Diyanet İşleri Başkanı’nın arkasındaydı. Başkan’ın, 24 Temmuz günü kıldırdığı namazda, ŞÜKRAN hutbeye elinde kılıçla çıSONER kıp, müze yapılması iradesine beddua okuması tartışmalarına, kolaylıkla nokta konulması söz konusu değilken.. Siyasetin, Ayasofya’da namaz kılma kriterleri üzerinden yaratmayı, üretmeyi başardığı yeni tartışma gündemleri, yaşamsal sorunlarımızın hepsinin üzerinde konuşulur olmaları sağlanmıştı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, çevresinden virüs bulaşıklıklarının çıkması gerekçeli, 24 Temmuz cuma namazına katılmamış ancak sonrasında özel bir gün içinde Ayasofya’da namazını kılmıştı. MHP lideri fırsatı kaçırmamış İYİ Parti liderine kamuoyu üzerinden “evine dön” çağrısını yapmıştı. Günler, geceler, kastının eski partisine mi, yoksa evine mi dönmesi olduğu tartışılıp duruldu.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, kestirmeden bir cumayı atlamış olarak katıldığı Ayasofya’daki cuma namazı üzerinden devreye girdi. Diyanet İşleri Başkanı’na yöneltilen istifa etmesi zorunluluğu baskılarına karşı arkasında duruşu ile de yetinmeden, BahçeliAkşener üzerinden tartışmalarda da doğrudan Bahçeli’den yana ağırlık koyarak taraf oldu. Namaz çıkışı, Ayasofya görüntüsü eşlikli hazırlanmış düzenekte gazetecilerin sorularını yanıtlarken Akşener’e yakışanın, Bahçeli’nin partiye dönüş davetini kabul etmesi olduğu açıklamasını yaptı. Muhalefet cephesi söz konusu tabloyu, Saray yönetiminin yaşamın her alanına dönük sıkışıklıklarının açık itirafı olarak değerlendirse de cuma namazı üzerinden zıt yaklaşımlı değerlendirmeler de her zamanki gibi çelişkili, çatışmacılık içerikliydi. Doğrusu muhalefet cephesinin kullandığı cuma namazı fotoğraf kareleri arasında yer alan, salgın sürecinde bulaşıyı göz ardı eden, Erdoğan’la birlikte fotoğraf çektirebilme yarışı bir başka çaresizliğin, çarpıklığın belgesi gibiydi.. Sevgiden mi? Yoksa çaresizlik içinde, iş, torpil, öncelik başvurularında belge olarak kullanılabilmesi amaçlı da olabilir miydi? Tarihten, Ayasofya’da kılınan korsan namaz savaşları Siyasal İslamcıların, hele de Sünni mezhep üzerinden yürüyen cemaatler, tarikatler ağırlıklı, Türkİslam, Kürtİslam ayrımcılığı bile yapmadan, tarikatmezhep ağırlıklı Ayasofya’da namaz kılmayı simge, idol yaptıkları bilinmez değil ki.. 27 Temmuz 1967 İsmail Kahraman Önce, çoğunluğu aktif gazeteciliğimin içinde yaşanmış olan eylemler için “Bu kadar çok, bu boyutta sertlik, taşkınlık içerikli miydiler?” sorgulamasını yapmış olsam da.. Bir tek zarfı çok da doldurmamış, var olan görselleri tarih sıralamasına aldım. Anlam, içerikleriyle sizlerle de paylaşmak görevimiz.. “Kanlı Pazar” olaylarının birinci elden örgütlenmesi sorumluluğunun doğrudan doğruya MTTB’ye ait olduğunu kamuoyu, hele de Cumhuriyet okurları bilmez değiller. MTTB Başkanı İsmail Kahraman, bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “ağbeyim” diyerek elini saygı ile öptüğü, Meclis Başkanlığı’na da getirdiği bir kişi. Doğrusu 2002’de Milli Görüş’ten, partilerinden kopup AKP kurucuları arasında giren ünlü isimler arasında Gül ve Arınç başta olmak üzere birkaç MTTB’li sayılıyordu. İsmail Kahraman ve arkadaşları müzede korsan namaz kıldıklarında, dua ederlerken görüntüleri müzeyi gezen turistler tarafından filme alınmış. Uzatmadan MTTB yöneticilerinin, başkanları İsmail Kahraman başta Ayasofya’da kıldıkları namazın görüntülü haberi, 27 Temmuz 1967 tarihli Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasında. İsmail Kahraman ve arkadaşları müzede korsan namaz kıldıklarında, dua ederlerken görüntüleri müzeyi gezen turistler tarafından filme alınmış. Kahraman bir de basın toplantısı düzenlemiş, Papa Paul’ün Türkiye’yi ziyaretinin Hıristiyanlık âlemi için bazı menfaatlar sağlamak amaçlı olduğunu söylemiş. Papanın Athenagoras’la yaptığı gizli görüşmeyi sorgulamış. 30 Mayıs 1970 30 Mayıs 1970 tarihli Cumhuriyet’in yine görselli 1. sayfa haber kupüründe “Fethin yıldönümünde iki sağcı grubun birbirine girdiği” başlığı var. Ayasofya’yı cami yapma andında buluşan taraflar arasındaki kavgada 5 kişi yaralanmış. Çatışanları polis ayırmış. 14Mayıs tarihli haber kupürümüzdeki fotoğraftan bu kez Ayasofya’da toplu namaz kılanların kalabalık olduklarına tanıklık ediyoruz. Şükür namazı kılıyorlar. Kuşkusuz korsan namazda kilisenin simge görüntüleri perdelenmemiş. Dönemin MTTB Başkanı Cemalettin Taylan, 29 Mayıs’ta Fetih mitingi düzenleyeceklerini ilan etmekle kalmamış, Fatih Haftası olarak düzenledikleri etkinlikler kapsamında Ayasofya’nın ebedi açılışının yakında olacağını ilan etmiş. Bir gün sonraki haberimizin kupüründe savcılığın Ayasofya Müzesi’nde namaz kılanlara ilişkin polisten bilgi istediği haberi yayımlanmış. 24 Mayıs tarihli haberde ise MTTB Başkanı “Ayasofya’nın ibadete açılmaması Bizans’a geri verilmesi demektir” değerlendimesini yapmış. Olayın gelişmesine ilişkin haberlerin kupürleri. 27Mayıs tarihli Cumhuriyet’in birinci sayfasında, bu kez cami içinde çok daha büyük bir kalabalığın toplu namaz kıldıklarının görüntüsü eşliğinde ayrıntıları verilen haberde, çok daha büyük bir kalabalığın cami önüne kadar geldikleri, 250 kadar müzeye giriş bileti de satın aldıkları, sonrasında içe ride 400 kişiyi bulabilen bir kalabalıkla toplu namaz kıldıklarının ayrıntıları veriliyor, yollarda ve sokak gösterilerinde engellenmedikleri belirtiliyor. Ayrıca MSP’li Bakan Aksay’ın Başbakan Süleyman Demirel’e bir telgraf çekerek Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını istediği bildiriliyor. 30Mayıs tarihli Cumhuriyet’in haberinde ise “Erbakan, dün akşam Ayasofya’da kılacağını söylediği namazı gelecek yıla erteledi” başlığı var. Haberin içeriğinde 30 bin kişinin katıldığı Taksim Alanı’ndaki Fetih mitinginde, sabah İzmir’den başlayan etkinlikleri kapsamındaki açıklamalarının bütününde söz konusu erteleme kararını da bildirdiğine işaret ediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle