25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 bin 135 KORONA hastaSINA ne oldu? >> AYKUT KÜÇÜKKAYA 2’de PAZARTESİ 10 AĞUSTOS 2020 96. YIL SAYI: 34638 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 2.5 TL KKTC’DE 3 TL KORONA TESTLERİ NE KADAR GÜVENİLİR? >> SİBEL BAHÇETEPE 6’da LE MONDE diplomatique Cumhuriyet Gazetesi’nin ücretsiz ekidir. 10 AĞUSTOS 2020 Sayı: 7 POPüLİzM GERÇEKTEN DE BİLİMİN DüşMANI MI? ABD’de demokratik korku THOmaS FraNK * B aşkan Donald Trump ve Jair Bolsonaro’nun sağlık krizine karşı kayıtsızlıkları, “popülistlerin bilime özellikle de tıbbi bilime düşman oldukları” fikrini pekiştirdi. Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’nın tarihi ise tam aksini gösteriyor: Doktorlar birliği, bu düzeni zenginler için muhafaza etmeye çalışırken popülistler, bilgi ve sağlığın demokratik leştirilmesi için mücadele verdiler. Pandemi ile geçen bu yılda, siyasi kri zin arka planında bilim insanlarının uzmanlığını reddetmeye devam eden Amerikan halkının inatçılığı olduğu söyleniyor. Korkunç bir salgın ortalığı kasıp kavururken Ozarks Gölü yakınlarında (Missouri) bir restoranın havuzunda oynayan şu insanlara bakın bir hele... Ya da en budala komplo teorilerini etrafa yayan, sosyal medyada uyduruk sağlık talimatlarını paylaşıp alışverişini maskesiz yapmaya devam eden ve sokağın or tasında havai fişek patlatanlara bir bakın. Peki, ya kendi uzmanlarının tavsiyelerini görmezden gelen, zamanını kendisini içine dahil etmediği sorumlular grubuna eleştiri okları yönelterek geçiren ve hatta mutfakta ve tuvalet klozetlerinde etkili sonuç verdiği için insanlara dezenfektan, deterjan kullanma tavsiyesinde bulunabilen o başkanlarına ne demeli? “Cahiller” ve “aydınlar” arasındaki bu acımasız savaş uzun yıllardır Amerikan siyasi hayatının merkezinde (1). Birçok kişinin zihninde, demokratlar, “ileri ciler” nesnel gerçekliği açık ara en yakın takip edip durumdan haberdar olanlar; Nobel ödüllü ya da bilim alanında diğer mükemmeliyet ödülü almış bilim insanlarının görüşlerini aksatmadan uyguluyorlar. Cumhuriyetçiler ise başka bir dünyada yaşıyorlar sanki, gerçeğin kendine yer bulamadığı masallar ve efsaneler dünyasında. Normal zamanda kendini düşünce müdürü ilan etmiş olan bizim yorumcular kulübü bu tartışmadan istifade ederek puanları iki kamp arasında paylaştırırdı. En akıllılar biziz! En salaklar onlar! Ama işte pandeminin de etkisi ile bu kapışma eşi benzeri görülmemiş bir boyuta erişiyor. Saygın Amerikalılar bilime duydukları sonsuz ve sarsılmaz güveni yüksek sesle ifade ederken demokrat politikacılar da dizlerinin üstüne çökmüş bir ulusu uzmanların önerilerini kutsal sözlermiş gibi dikkate alarak uygulamaları yönünde hararetle uyarıyorlar. Devamı 6. sayfada AfGANİSTAN’DAKİ SAvAşIN UzAMASINI KİM İSTİYOR... Yirmi yıllık savaş mı? Serge HalImI B ugün Afganistan’a düğü bir zamanda böyle tar harbe giden on sekiz ya tışılır bir “bilgi” kimin işine şındaki Amerikan askerle yarar? Müttefiki Pakistan ri savaş başladığında he bunu uzun zamandır yapar nüz doğmamışlardı. Do ken ve kendileri de 1980 ile nald Trump, 2012 yılın 1988 yılları arasında, Mos da “Afganistan’dan ayrılma kova ile savaş halinde olan zamanı! (1)” geldiği sonu mücahitlere binlerce Sov cuna vardı. Hedeflerine se yet askerini öldürmeleri için lefi Barack Obama’dan da donanımlı silahlar verirken ha etkin şekilde ulaşır mı ABD’nin baş düşmanların bilinmez. Çünkü ABD’nin dan birinin Afgan isyancıla herhangi bir ülkeden as rına yardım etmesine öfke keri teçhizatını çekme gi lenmek için geçerli bir ne rişimlerinin her biri Su deni var mı? riye, Libya, Kore, Alman Son olarak, üç askerin ya Washington’da kılıçla “Rusya’nın maaşa bağladığı rın çekilmesini kışkırtıyor. Taliban” kurbanı oldukları Savaş lobisi derhal haykı iddia edilen uzun ve etkile rarak devreye giriyor: Rus yici portrelerini biri iri bı lar orada! Ruslar geliyor! yıklıydı ve biraz ağırlık ça ABD’nin askeri bütçesinin lışıyordu, diğeri Star Wars (2020’de 738 milyar dolar) filmini tekrar izlemeyi se Rusya’nınkinin on katın viyordu, sonuncusu üç kızı dan fazla olmasına rağmen, nı da severdi bize sunmak Moskova çanını çalmala ta gecikmeyen New York rı ABD Cumhuriyetçileri gazetesinin öncelikle bir di nin ve Demokratlarının hep ğer ABD istihbarat teşki bir ağızdan korku çığlıkla latı olan Ulusal Güvenlik rı atmalarına yetiyor. Ayrı Ajansı’nın (NSA) CIA’nın ca The New York Times’ın (4) istihbaratına önem ver editörlük desteğine de gü mediği bilgisini yazma Küresel ısınmadan etkilenen bir zamanlar Bolivya’nın ikinci büyük gölü olan Poopo’nun bulunduğu yer, şimdi kurak bir arazi. Geriye kalan tek şey, bir zamanlar gölün en derin bölümünde bulunan üç adet bataklık. venebilirler. ‘Kitle imha silahları’ hikâyesi... yı “unutması” nasıl açıklanır... Bununla birlikte, 1 Temmuz’da geniş bir parlamenter uzlaşması, De AND DAğLARI’NDAKİ ERİME, İÇME SUYUNA ULAşIMI TEHLİKEYE ATIYOR Amerikan gazetesi 26 mokratlar ve Cumhuriyet Haziran’da Merkezi İstihba çiler koalisyonu, ABD’nin rat Teşkilatı’ndan (CIA) sı Afganistan’dan çekilmesini Bolivya buzulları eriyor zan özel bir haber yayımladı. İddiaya göre Rusya, Afgan isyancılarına Amerikan askerlerini öldürmeleri için daha zor hale getirmek için New York Times’ın iddialarını kullandı. Ancak yabancı askerlerin orada öl (2) para vermiş. Ancak her meye devamını önlemenin kes, Irak savaşından önceki en iyi yolu, artık orada ol C g edrIC OuverNeur* D ünyadaki iklim değişikliğinin en ya kın tanığı olan buzullar artık erime dönemine girdiler... And Dağları’nın tropikal kesimlerinde otuz yıldır giderek hızlanan bu erime, toprak sulama, elektrik üretimi ve içme suyuna ulaşımı tehlikeye atıyor. Bolivya’daki La Paz gibi büyük şehirlerin su kaynaklarının önemli bir bölümü tehdit altında. Ekonomi LaPaz’ınveonundahayoksulkomşusu tırmanan dolambaçlı yol, zirveye yüz metre kala, Altiplano Yaylası’nı kuşbakışı gören küçük bir dinlenme tesisinde son buluyor. Çatılarının görünümüyle Alpler’deki dağ evlerini anımsatan terk edilmiş binaların kepenkleri rüzgârın etkisiyle çarpıp duruyor. And Dağları’nın kalbinde yer alan bu beklenmedik mimari, ziyaretçilere Chacaltaya’nın bundan sadece on yıl önce dünyanın en yüksek rakımlı kayak merkezine ev sahipliği yaptığını hatırlatıyor. Keskin virajlara ve irtifa hastalığına göğüs geren hali vakti yerinde bir müşteri kitlesi, güney yarımkürenin yaz aylarında (aralık ayından rek paslanan eğilip bükülmüş metal parçalarının durduğu kayalık bir yamacı işaret eden Edson Ramirez, “şurada 1990’larda on beş metre kalınlığında bir buzul vardı” diye üzülerek anlatıyor. La Paz Mayor de San Andrès üniversitesi’nin Su ürünleri Temelli Bilimler Enstitüsü’nde (UMSA IHH) su ürünleri mühendisi ve buzulbilimci olarak görev alan Profesör Ramirez, And Dağları tropikal buzullarını otuz yıldır yakından gözlemliyor. “2003’te, on sekiz bin yaşındaki bu buzulun 2015’te erime riski taşıdığını söylemiştim. Çok iyimsermişim. Buradaki son buz parça aylarda New York Times’ın Saddam Hüseyin’in “kitle imha silahları” (3) ile ilgili hikâyelerin yayılmasında belirleyici bir rol oynadığını biliyor. Bu büyük liberal gazetenin Rus karşıtı psikoz takıntısı, arama motorunda “Rusya” veya “Putin” terimlerini listeleyen herkesin hemen gözüne çarpıyor. Afganlar, özel haberden New York Times yaygarasından sekiz gün son mamalarından geçiyor. Çeviri: Diane Dilek Cat (1) Twitter, 27 Subat 2012. (2) Referans makalesi: “Yetkililer, ‘Rusya, ABD birliklerini öldürmek için Afganlara para teklif etti’ diyor”, The New York Times, 27 Haziran 2020. (3) Cf. “Sahte Haberler, sahte bir salgın mı?”, Manière de voir, El Alto’nun kiremit çatıları ufukta on binlerce küçük kırmızı nokta gibi beliriyor. Chacaltaya Dağı (5 bin 395 metre) Bolivya’nın başkentinin otuz kilometre kuzeyindeki Cor mart ayına) buraya dinlenmeye geliyordu. Bolivya’da, güney yarımküre kışı kuru geçerken yaz yağmurları zamanı buraya karlar düşer. Daha doğrusu karlar düşerdi... ları bile 2009 ile 2011 arasında eridiler. Bu, çok tedirgin edici bir durum” diyor. ra şüphe ediyor gibiydi. Bu durum, akıllara başka sorular getiriyor. Son Amerikan birliklerinin geri çekil AğustosEylül 2020. (4) “NSA, Rusya istihbaratı konusunda CIA’dan farklı görüşteydi”, The Wall Street Journal, New York, 1 Temmuz dillera Real Sıradağlarının bir parçası. Dağa Artık kullanılmayan bir teleferiğin gide Devamı 4. sayfada mesinin az çok kabul gör 2020. Nereye Gidiyor? Son bir aydır iç politika ile ilgili siyasal tartışmalar sürüp gidiyor. Ayasofya’nın ibadete açılması, İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’na davet edilmesi, CHP’li İnce’nin yeni parti kurma girişimleri, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmek istenmesi gibi konular gündemi işgal ediyor. Ancak asıl gündemin ekonomi olması gerekir. Geçen hafta tüm ekonomik göstergeler altüst oldu. Merkez Bankası’ndaki döviz rezervlerinin erimesiyle birlikte Türk ekonomisinde giderek artan sıkıntılı durum, dolar, Avro ve altındaki rekor artışları gerçekleştirdi. Bu artışların rakamsal anlamı şudur: Yıl başından bu yana Türk Lirası yüzde 24 oranında değer kaybetmiş bulunuyor. Çok çarpıcı bir gerçek şudur: 2018 yılı başında (Ocak Şubat 2018) dolar 3.75 düzeyindeydi. İki yıl sonra Ocak 2018’de dolar 5.98 düzeyini gördü. Ocak ayından bugüne, 7 Ağustos 2020’de dolar 7.37, Avro 8.71, Cumhuriyet Altını 3 bin 234 TL ve 1 gram altın 485.40 TL düzeyine yükseldi. Bu ekonomik yapının faturası kuşkusuz doğrudan olarak yurttaşın sırtına yükleniyor. Bu yüksek kur, sofraya gelecek olan her ürünün zamlanmasına, faizlerin ve kredi maliyetlerinin artmasına neden olacaktır. Bu durum karşısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta ekonominin kriz içinde değil, olumlu bir tırmanışta olduğunu söyledi. AKP’nin sözcüleri, ekonomiyle ilgili eleştirileri, “kriz senaryosu” olarak niteledi ve “Bu senaryo boşa çıkacak, Türkiye yükselmeye devam edecek” dediler. AKP’nin, içinde bulunduğumuz bu ekonomik gerçeği, “kriz senaryosu” olarak nitelemesine karşı, Cumhuriyet gazetesi konuyu “senaryo değil kâbus” olarak birinci sayfadan ve tam manşetle değerlendirdi. Cumhuriyet gazetesi ekonomik değerlendirmesinde, asgari ücretin eridiğini, yurttaşın evine götürdüğü ekmeğin küçüldüğünü, istihdamın yavaşladığını, özellikle dış borç ödemelerinin zorlaştığını, üretim maliyetlerinin arttığını, büyümenin ve istihdamın yavaşladığını ve enflasyonun yükselerek hayat pahalılığının daha da artacağını açık bir biçimde ortaya koydu. Gazetemizin deneyimli ve birikimli ekonomi yazarları “bu gidişle, daha sert ekonomik dalgalar gelebilir” yorumunu yaptılar. bu pazartesi Le Monde diplomatique günü BEYRUT İÇİN TOPLANDILAR BM ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Beyrut’ta 158 kişinin ölümüne yol açan patlama sonrası Lübnan’a yardım için uluslararası konferans düzenledi. Toplantıya 15 devlet başkanı katıldı. >> 7’de Türkiye’nin toplam 27 milyar lira ödediği S400 ve F35’ler ABD’ye takıldı Elde var sıfır UZMANLAR EKONOMİYİ DEĞERLENDİRDİ: Daralmaiflasişsizlik Prof. Korkut Boratav: 2015’ten beri seçim ortamında ekonomiyi zorlayan iktidar, bunun bedelini ödüyor. Kurdaki artış bir yerde dursa bile, artık 6.85’te tutma çabası iflas etti. Ufuktaki çözüm faiz artışı. O da anormal bir işsizlik ve daralan ekonomi demek. Prof. Bilsay Kuruç: Bugünün krizi, para otoritesi yani Merkez Bankası’nın bu sorunla başa çıkamaz hale gelmesi. Çünkü döviz rezervi bitti. Borç alıyor. Döviz borcu almak, rezerv diye bunu göstermek zorunda. Bu, yavru kapitalizm olma krizi. >> MUSTAFA ÇAKIR 10’da Ekonomi artık kepenk kapatıyor Sedefed Başkanı Ali Avcı: Döviz artışıyla sorunlara yenileri eklendi. Kararlar “beklegör” evresine bırakıldı. Anadolu’da şirketlerin yüzde 38’inde çalışan azaldı. Kepenk kapanıyor. Konaklama ve yiyecekte faaliyet yüzde 72 oranında durdu. İflas dalgası yükseliyor. >> ŞEHRİBAN KIRAÇ 11’de TAM BİR FİYASKO Ekonomik kriz yaşayan Türkiye 2.5 milyar dolar (18 milyar lira) ödeyerek Rusya’dan aldığı S400 savunma sistemini ABD’nin yaptırım baskısı nedeniyle depoda bekletiyor. “Salgın” gerekçe gösterildi ancak kurulum belirsizliği sürüyor. ABD, 1.25 milyar dolar (9 milyar lira) ödenen F35’leri de göndermeyerek el koydu. ‘PARA ÇÖPE GİTMESİN’ Emekli Hava Pilot Kurmay Albay Başıbüyük, “S400’lerin çalışıyor olması gerekirdi. Rusya ile işler kötüye giderse sistem elden çıkar. Yapılması gereken, çalışıp S400 sistemini kopyalamalıyız. Madem milyar dolarlar verdik çöpe gitmesin” dedi. Başıbüyük’e göre, F35’ler Türkiye’nin işine yaramaz. >> SENA YAŞAR 5’te EDAM BAŞKANI ÜLGEN’den Akdeniz ve savunma yorumu: F35’e dönüş olabilir YunanistanMısır anlaşmasından sonra Doğu Akdeniz’de bir silahlı çatışma ihtimalini dışlamak mümkün değil. Müslüman Kardeşler politikası Mısır desteğini yok etti. F35 ve S400’lerde stratejik hatalar yapıldı. F35’ler alınabilseydi Libya’da Türkiye’nin elinde güçlü opsiyon olacaktı. >> 9’da Sinan Ülgen AYASOFYA’DA NAMAZ AŞK MI SİYASET Mİ? 1967 ile 1970 yılları arasında başını Milli Türk Talebe Birliği’nin çektiği siyasal İslamcılar Ayasofya’da namaz kılmayı hep bir simge ve idol haline getirdi. Korsan namaz kavgaları çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ağabeyim” diyerek elini öptüğü ve Meclis Başkanı yaptığı MTTB Başkanı Kahraman başrolde oldu. 86 yıl sonra ibadete açılan Ayasofya’da ise Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın 24 Temmuz’da kıldırdığı namazda, minbere elinde kılıçla çıkıp, müze yapılması iradesine beddua okuması tartışmalarına, 8 Ağustos’ta İYİ Parti lideri Akşener’e “evine dön” çağrısı tartışmaları eklendi. >> ŞÜKRAN SONER 8’de Nedenler Çok Ekonomik durumun bu tehlikeli düzeye gelişinde AKP’nin temel ekonomik politikaları etkili olmuştur. Örneğin Türkiye, son iki yıldır dolar kurunu sabit tutmak için ne yazık ki döviz rezervlerini hovardaca harcamıştır. Bir ülkede döviz sıkıntısı varsa, enflasyon dizginlenemiyorsa, tasarruflar kısıtlıysa, Merkez Bankası çok dikkatli hareket etmek zorundadır. Son bir yıldır, Merkez Bankası’nın bilimsel temellere dayanmayan faiz politikası, açıkçası duvara çarpmıştır. Tam bugünlerde Uluslararası Para Fonu (IMF), “Dünya Ölçeğinde Covid19 ve Küresel Dengesizlikler Raporu”nu açıkladı. (6.8.2020) IMF’nin raporunda, Türkiye konusunda çarpıcı noktalar var. Kısa bir özet verelim. 1. Türkiye’nin brüt döviz rezervlerinde erime vardır. Ocakmayıs dönemindeki 5 aylık süreçte Türkiye’nin döviz rezervleri 22 milyar dolar azalmıştır. 2 Merkez Bankası rezervlerinin düşük olması Türkiye’yi ekonomik alanda savunmasız bırakmaktadır. 3 Hızlı kredi büyümesi denetim altına alınmalıdır. >> Arkası 5’te Eski genel başkanlar, Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Parti sessiz CHP’de İnce trafik Nazlıaka, CHP kadın Kolları başkanı seçildi CHP Kadın Kolları’nın 14. Olağan Kurultayı’nda Aylin Nazlıaka 309 oyla başkan seçildi. Fatma Köse 204 oyda kaldı. Delegeye baskı iddiaları nedeniyle gergin geçen kurultayda İstanbul Sözleşmesi’ni korumak için her türlü mücadelenin verileceği mesajı öne çıktı. >> 4’te Nazlıaka Muharrem İnce hafta içinde açıklama yapmaya hazırlanır ken, Hikmet Çetin ve Murat Ka rayalçın, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile görüştü. CHP kaynakları, “İn ce gündeme gelmedi” dedi. Hik met Çetin ise “İnce’yle ilgili ko nu gündeme geldi tabii. Ama şu anda bir şey diyemem” açıkla Köse masını yaptı. >> MAHMUT LICALI 4’te İNSAN YAŞAMINI İNCE’NİN BİR ŞANSI Rejim yine duvara SAVUNMAK >> ERDAL ATABEK 4’te OLABİLİR Mİ? >> ORHAN BURSALI 6’da çarptı >> Ergin Yıldızoğlu 11’de SEVR ANTLAŞMASI 100 yıl sonra unutmamak Sevr Antlaşması’nın şartları İstanbul Hükümeti ve yandaşlarına bile ağır gelmişti ama imzalamaktan başka çare göremiyorlardı. Direnmek, Kurtuluş Savaşı’nı desteklemek akıllarına bile gelmiyordu. Sevr’i geçersiz kılan ise Kurtuluş Savaşı ve Lozan Barış Antlaşması oldu. >> PROF. DR. HAKKI UYAR yazdı 2’de LOZAN, SEVR’İN ANTİTEZİDİR >> MEHMET ALİ GÜLLER 12’de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle