21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR [email protected] AVRO STERLIN FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA 9 18 TEMMUZ 2020 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.8860 0.5 kuruş 7.8530 0.5 kuruş 8.6140 4.1 kuruş 10.22 sabit 118.786 21 puan 2689.62 5.63 lira 400.79 77 kuruş Paydaş kapitalizmi kavramını benimseyen Sabancı sürdürülebilir yeni yol haritası çizdi İşten çıkarmadı eğitti Sabancı CEO’su Cenk Alper, pandeminin yarattığı en büyük sorunun işsizlik olduğunu belirterek “İşten çıkarma yasaklarından önce tek kişiyi geride bırakmayacağız, dedik. Bıçak kemiğe dayansaydı maaşlarımızı azaltacaktık” dedi. Sabancı Grubu CEO’su Cenk Alper, pandemi sürecini iyi hayal edip son rasına hazırlanarak yönet tiklerini belirterek bu süreç te işten adam çıkarmak ye rine onları eğite rek yeni beceriler kazandırdıkları nı söyledi. Alper, JALE ÖZGENTÜRK “Adamın işiyle ilgili kaygısı var ken, kendi gelece ğiyle ilgili kaygısı varken şir ketin geleceğini düşünmez. Biz bu kaygıyı ortadan kaldır dık” dedi. İşsizlik en büyük sorun Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, Sabancı Gönüllüleri’nin Birleşmiş Milletler (BM) tarafından Türkiye’den en iyi örnek seçildiğini açıkladı. Önceki gün Türkiye’den sadece Sabancı Holding’in katıldığı BM’nin “2030 Gündemi İçin Gönüllülüğün Yeniden Canlandırılması” toplantısına katıların ve buna ilişkin gazetecilere bilgi vermek için online bir toplantı düzenleyen Alper, grubun pandemi sürecine ilişkin faaliyetlerini de anlattı. Dünyada “paydaş kapitalizmi” kavramının gündemde olduğunu söyleyen Alper, “Artık şirketlerin sadece kâr odaklı değil, bir toplumsal üst amaç peşinde de koşuyor olması gerekliliği ortaya çıktı. Eskiden şirketler kâr için işten adam çıkarırdı. Şimdi yeniden eğitim gündeme geldi” dedi. Salgın nedeniyle şu anda tüm dünya şirketlerinin konuştuğu meselenin de işsizlik olduğunu belirten Alper, şunları söyledi: “Eğer siz işten adam çıkarırsanız çıkardığınız adamların toplumda bıraktığı negatif etki, öbür tarafta sizin finansal performansınızı negatif etkileyecek. Yeni yetenekler kazandırmak çok daha faydalı olur. Paydaş kapitalizmin en önemli adımlarından bir tanesi bu diyebilirim.” En başta karar aldık Sabancı Grubu olarak salgın başladığında bu kararı aldıklarını belirten Alper, şunla Cenk Alper pandemide ilk dalganın sonuna gelindiğini belirterek “Ancak aşı bulunmadığı sürece ben riskin devam ettiğini düşünüyorum, önlemlerimizin hiçbirini gevşetmedik” dedi. Sabancı Gönüllüleri en iyi örnek Cenk Alper, “2030 Gündemi İçin Gönüllülüğün Yeniden Canlandırılması” toplantısında ise Birleşmiş Milletler tarafından Türkiye’den en iyi örnek seçilen Sabancı Gönüllüleri’ni ve Topluluğun sürdürülebilirlik yol haritasını anlattı. Özel sektör, akademi, sivil toplum üyelerinden yaklaşık 10 bin kişinin takip ettiği toplantıda Alper, Sabancı Gönüllüleri hakkında şu bilgileri verdi: 4 Sabancı Gönüllüleri Prog ramı 2.000 gönüllüsü ile Türkiye’nin en büyük kurumsal gönüllülük programıdır. 4 16 Sabancı şirketi programa dahil olmuş, 13 şehirde projeler yürütülmüştür. En çok proje Istanbul, Ankara ve Adana’da hayata geçirilmiştir. 2015 yılından beri Sabancı Gönüllüleri 71 proje hayata geçirmiş, 40.000’in üzerinde çalışan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği online eğitimi almıştır. 4 Sabancı üniversitesine gi ren her bir öğren ci zorunlu bir ders olarak bir sosyal sorumluluk proje si yapmak zorunda ilk yılında. 15 bin den fazla öğrenci bu sürece da hil oldu. 1300 proje yaptılar ve yaklaşık 70 bin kişiye do kundular. Cenk Alper rı söyledi: “İşten çıkarma yasakları başlamadan önce arkadaşlarıma ‘salgın döneminde tek bir kişiyi geride bırakmayacağım. Eğer bıçak kemiğe dayanırsa maaşlarımızı azaltırız’ dedim. Ancak pandemi dönemindeki performansımız gayet iyi gidiyor ve böyle bir noktaya gelmedik. Maaşlarda da değişikliğe gitmedik. Ayrıca yeni beceri kazandır maktan başka alternatif yok. Amerika’daki duruma bakın Amerika’da inanılmaz şekilde işsizlik arttı. İşsizliğe katkıda bulunan firmalar borsada cezalandırılıyorlar.” Kredi borcu olanlar 1ayda 428 bin arttı İkramiye 1500 TL olsun CHP emekliye verilen bayram ikramiyelerinin yeniden düzenlenmesini önerdi. CHP grup başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç imzasıyla TBMM’ye sunulan yasa teklifi, emeklilere dini bayramlarda 1000’er TL olarak verilen ikramiyenin 1500 TL’ye yükseltilmesi ve bankalar, sigorta şirketleri, ticaret ve sanayi odaları ve borsalardan emekli olanların da bu ikramiyeden yararlanmalarını öngörüyor. Alımgücü eridi Teklifin gerekçesinde ise 2018’de başlayan ve sabit olan bayram ikramiyesinin, enflasyon karşısında etkinliğini yitirdiği vurgulandı. Ayrıca Covid19 nedeniyle emeklilerin zorunlu harcamalarının arttığı da belirtilerek “Sosyal devlet anlayışının önemli göstergelerinden birisi de yaşlılarını koruma ve onlara insan onuruna yakışır bir hayat seviyesi sunma yükümlülüğüdür. Bu çerçevede pandemi nedeniyle emekli aylıklarının en düşük seviyesinin 1500 TL’ye çıkarılmasına ilişkin düzenlemeye paralel olarak emekli ikramiyelerinde de satınalma gücündeki düşüşü önleyecek düzeyde bir iyileştirme yapılması gerekmektedir” denildi. l ANKARA Bankaların mayıs ayı verileri, yurttaşın salgında bireysel krediye yüklendiğini ortaya koydu. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi’nin dün açıkladığı “Aylık Bülten”e göre mayıs ayı sonu itibarıyla bireysel kredi borcu olan kişi sayısı, önceki aya kıyasla 428 bin kişi artarak 32 milyon 813 bine ulaştı. Bu rakam geçen yılın aynı ayına kıyasla da 1 milyon 277 bin kişi arttı. Tüketimi canlandırmak için başlatılan kredi kampanyalarının bu sayıyı haziran ayında daha fazla artırması da kaçınılmaz görünüyor. İşte diğer detaylar: 4 Mayıs sonu itibarıyla toplam bireysel kredi borcu, önceki aya göre 15.8 milyar lira, Mayıs 2019’a göre 132 milyar lira artarak 679.4 milyar liraya çıktı. 4 Bu kapsamda konut kre di kullanan kişi sayısı, önceki aya göre 15 bin kişi azalarak 2 milyon 475 bin oldu. Mayıs 2019’a göre 18 bin kişi arttı. Taşıt kredisi kullananlar önceki aya göre 9 bin, Mayıs 2019’a göre 159 bin azalarak 396 bin kişiye indi. ‘İhtiyaç’ büyüyor 4 İhtiyaç kredisi kullananlar ise önceki aya göre 661 bin, önceki yılın aynı ayına göre 2 milyon 248 bin artarak 27 milyon 294 bin kişi oldu. 4 Verilere göre ayrıca, mayıs ayında 699 bin kişi ilk defa ihtiyaç kredisi, 43 bin kişi ilk defa kredi kartı ve 25 bin kişi ilk defa kredili mevduat hesabı kullandı. l Ekonomi Servisi ‘Temizlik’te KDV düşsün Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, küresel Covid19 salgın sürecinin ekonomiye olumsuz etkisinin azaltılması ve enflasyonun düşürülmesi için KDV oranının indirilmesine her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Gıda ürünleri ile temizlik malzemelerindeki KDV’nin düşürülmesiyle salgın döneminde özel likle dar gelirli vatandaşların rahat bir nefes alacağına dikkati çeken Palandöken “Vatandaşın zaruri ihtiyaçları arasında başı çeken ve sofralardan eksik olmayan patates, soğan, domates gibi gıda ürünleri ile virüsten korunmak için kullanılan sabun, deterjan, kolonya, dezenfektan gibi temizlik malzemelerindeki KDV geçici süreyle kaldırılmalı ya da oranı yüzde 1’e düşürülmeli” dedi. Şirketini kapatan kapatana Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) haziran ayı şirket istatistikleri, Covid19 salgınıyla ilgili atılan normalleşme adımlarının bu süreci de etkilediğini gösterdi. Haziranda kurulan şirket sayısı, mayısa kıyasla yüzde 179, Haziran 2019’a kıyasla yüzde 109 artarak 9 bin 596 oldu. Kapanan şirket sayısı ise mayısa kıyasla yüzde 55, Haziran 2019’a kıyasla yüzde 117 artarak 1112’ye yükseldi. İlk 6 ayda ise kurulan şirket sayısı yüzde 9.4 artarak 43 bin 755’e çıkarken, kapanan şirket sayısı ise yüzde 4.2 artarak 5 bin 746 oldu. Ayrıca tasfiye edilen şir ket sayısı, önceki yılın aynı dönemine kıyasla haziranda yüzde 30 artarak 1242’ye çıkarken, ilk 6 ayda yüzde 1 düşerek 6 bin 880 oldu. İnşaatta ‘takibe düşme’ hızı yüksek Türkiye Müteahhitler Birliği’nin “İnşaat Sektörü Analizi”nin Temmuz 2020 sayısına göre, inşaat sektörünün kaynak sıkıntısı kapsamında bankalardan kullandığı kredi büyüklüğü ile bu kredilerin takibe düşme hızı da belirgin biçimde artmış durumda. Analizde şu vurgu dikkat çekti: “BDDK’nin verilerine göre, Nisan 2019’da 14.7 milyar lira olan takibe düşen kredi borcu tutarının bu yılın aynı ayında 25.4 milyar TL düzeyine ulaşmış olması, müteahhitlik sektörünün bir süredir yaşadığı finansman sıkıntısının ağırlaşarak sürdüğünün göstergesidir.” Nisan 2020 itibarıy la tasfiye olunacak alacak oranı en yüksek sektör yüzde 10 ile inşaat. Yine bu analize göre, salgının ardından ivme kazanacak kalkınma planları çerçevesinde gerçekleştirilecek projeler ile Sahraaltı Afrika ülkeleri Türk müteahhitleri için krizden çıkış fırsatı sunuyor. SPK Twitter’da sıkı takipte Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Twitter takipçilerine ‘tut tavsiyesi’ (satma) veren @derinhisse isimli Twitter kullanıcı Önder Tavukçuoğlu’na, takipçilerine hisseleri elinde tutma tavsiyesi verdikten sonra kendi hisselerini sattığı gerekçesiyle 1 milyon 175 bin 29 TL para cezası kesildi. Bu hesap sahibine aynı gerekçeyle daha önce de aynı miktarda ceza verilmişti. SPK ayrıca, Mehmet Halil Şahin’e de ”piyasa bozucu işlemler” gerçekleştirdiği gerekçesiyle 2.5 milyon TL para cezası kesti. Veri kullanımında patlama İnternetin yoğun kullanımına uzaktan eğitim ve evden çalışma eklenince Türkiye’nin veri (data) kullanımı da arttı. Türk Telekom’un sabit internet abonelerinin yılın ilk yarısındaki abone başı aylık ortalama veri kullanımı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 artarak 178 GB oldu. Veri kullanımı ilk 3 ayda yüzde 30 artışla 159 GB, ikinci üç ayda yüzde 53 artarak 195 GB ol du. Türkiye’nin abone başı data kullanımı haritasına bakıldığında, özellikle Muğla, Malatya, Antalya, Mersin ve Sinop illerindeki artış dikkat çekti. l Ekonomi Servisi SANAL TICARET HEYETI NİJERYA’DA Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Covid19’un etkilerini azaltmak hedefiyle oluşturduğu Sanal Ticaret Heyeti programlarına Nijerya ile devam etti. TİM Başkanı İsmail Gülle, ihraçatçıların hedefinin Nijerya’nın ithalatı içinde Türkiye’nin payını yüzde 1’in üzerine çıkarmak olduğunu açıkladı. l Ekonomi Servisi ‘Bütçe disiplini’ de çıpa olmaktan çıkıyor Yıllardır AB kriterleri doğrultusunda gerçekleşen, bu nedenle ekonomideki bozulmaları frenleyen bütçe disiplininin, bu yıl sağlanamayacağı görülüyor. Bu yıl milli gelire oranı yüzde 5’lere kadar çıkması beklenen bütçe açığı kalıcı hale gelirse işte o zaman ekonomik bozulmada fren mekanizması kalmayacak. 20002001 yıllarında yapılan ekonomik reformlar sonrası, 2002 sonunda iktidara gelen AKP hükümetleri ilk dönemlerinde, ekonomide 45 önemli çıpaya birden sahipti. Her şeyden önce standby anlaşması nedeniyle IMF çıpası önemli bir dayanaktı. Bununla birlikte doğal olarak bütçe dahil tümüyle mali disiplin çıpası, Merkez Bankası bağımsızlığı başta olmak üzere bağımsız kurumlar çıpalarına sahipti. Bu arada ekonomideki iyileşmede çok önemli rol oynayan AB çıpası vardı ki demokrasi ve insan hakları konusunda tüm dünyaya güven verip yabancı sermayenin Türkiye’ye akışında çok önemli rol oynamıştı. Zaman içinde AKP iktidarı teker teker bu çıpaları atmayı tercih etti. IMF çıpası 2007 yılında gidince, 2. nesil reformlara ilişkin umut da gitti, disiplin de bozulmaya başladı. Gelir gelmez Kamu İhale Kurumu’ndan başlayarak bağımsız kurumlar çıpasını gevşeten AKP iktidarı, son olarak önemli çıpalardan biri olan Merkez Bankası çıpasından da vazgeçti. “Merkez Bankası’nın iktidarın politik kararlarına rağmen disiplini koruduğu” algısı, Türkiye ekonomisinin olumlu seyrinde çok önemli rol oynuyordu. Son 23 yıl içinde Merkez Bankası tümüyle siyasi otoriteye bağlı karar alan bir devlet kurumu haline getirilmiş durumda. Ekonominin gelişmesinde çok önemli rol oynayan, 2010’lara kadar önemli yabancı sermaye yatırımlarının motoru olan AB çıpasından ise uzun zamandır söz edemiyoruz. Türkiye’nin AB’ye tam üyelik hedefi kâğıt üzerinde durmasına rağmen, pratikte hayal olmuş gözüküyor. Bu ilişkinin AB tarafı, neredeyse tümüyle göçmen sorunu nedeniyle Türkiye ile ipleri koparmayı göze alamıyor. Ancak son yıllarda demokraside atılan geri adımlar, temel haklarda, ifade ve basın özgürlüklerinde geriye gidiş, siyasi olarak AB ile ilişkilerde son 20 yılın en kötü dönemini yaşamamıza neden oluyor. Son olarak zayıflamasına rağmen hâlâ ekonominin tutamak noktası olarak kalan mali disiplin çıpası da artık bu yıl yok oluyor diyebiliriz. Geçen hafta gelen haziran ayı bütçe rakamları ile birlikte mali disiplinin kalmayacağı noktasında piyasalarda önemli bir kanı oluşmaya başladı. Burada önemli noktalardan biri, pandemi sonrası neredeyse tüm ülkelerde bütçe disiplininin ve tümüyle mali disiplinin çok zayıfladığı gerçeği. Bu nedenle yıl sonuna kadar zayıf seyredecek olan bütçe açığının önümüzdeki yıl için nasıl oluşturulacağı, düzeltilmesi için gereken rasyonel adımların atılıp atılamayacağı ekonominin geleceği açısından çok ciddi rol oynayacak. Yeniden disiplin zor Haziran ayında bütçe gelirleri 66.3 milyar TL, bütçe giderleri ise 85.6 milyar TL olarak gerçekleşti. Geçen yılın haziranına kıyasla gelirlerde yüzde 13, giderlerde ise yüzde 17.3 oranlarında artış kaydedildi. Bu rakamlarla birlikte yılın ilk yarısında bütçe gelirleri yüzde 13 yükselerek 455 milyar 411 milyon lirayı, bütçe giderleri yüzde 17.3 artarak 564 milyar 862 milyon lirayı buldu. Böylece merkezi yönetim bütçesi haziranda 19 milyar 370 milyon lira ve ocakhaziran döneminde 109 milyar 450 milyon lira açık verdi. Faiz hariç bütçe giderleri ilk 6 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14.6 artarak 493 milyar 605 milyon liraya ulaştı. Aynı dönemde faiz giderleri ise yüzde 40.4 yükselişle 71 milyar 257 milyon lira olarak gerçekleşti. Bütçenin yanı sıra toplam kamu dengesi olarak bakıldığında da tablonun İşsizlik Fonu etkisiyle daha da ağırlaştığı görülüyor. Pandemi nedeniyle istihdama verilen desteklerin neredeyse tümünün İşsizlik Fonu’ndan ödenmesi, hem tasarruf oranlarında ciddi düşüşler hem de kamu borçlanmasında önemli artışlara neden olmaya devam ediyor. Bunun yanında piyasalarda acil olmayan kamu alacaklarının ödenmediği, bunlar ödenmek zorunda kalındığında açığın çok daha büyük gözükeceği bir gerçek. Bütçenin gelirlerinde, özellikle vergi gelirlerinde ilk yarı itibarıyla önemli düşüşler yaşandı. Haziranda vergi gelirlerinin, ekonomik aktivitenin başlamasıyla, kıpırdanmaya başladığı bir gerçek. Dolayısıyla ikinci yarıda vergi gelirlerinin normale döneceği umut ediliyor. Mevcut gelir tablosunda martnisanmayıs aylarında vadesi gelen vergi ve SGK primlerinin ödenmesinin 6 ay ötelenmesinin etkili olduğunu biliyoruz. İş âlemi yılın son aylarına ötelenen bu ödemelerin, o dönem yapılacak normal ödemelerle birleştiğinde önemli bir yük oluşacağını, iki ödemenin birden ödenmesi yerine yeni ödeme takvimi yapılması gerektiğini şimdiden dillendirmeye başladılar. Dolayısıyla yılın son çeyreğindeki gelirler normal tahsil edilip ötelenenlerin ödemesinin gelecek yıla kalması kimse için sürpriz olmayacak. Bu yıl bozulacak bütçelerin 2021’de düzeltilebileceği konusunda Türkiye’ye duyulan güvensizlik ise hükümetin ve ekonomi yönetiminin şimdiye kadarki tavrından ve yanlış adımlarından kaynaklanıyor. Mevcut politikalar dengelerin giderek daha fazla bozulmasına neden oluyor, o nedenle mali disiplinin yeniden sağlanabileceğine ilişkin güven bulunmuyor. Ekonomi yönetimi piyasaya aykırı kısıtlamalarla, gelen bu yükü de yine öteleme yolunu tercih edebilir. Ancak bozulan dengelere rağmen faizleri ve kurları suni biçimde düşük tutmaya devam etmesi, bütçe disiplinin bozulması ve kalıcı olması halinde artık çok daha zor olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle