25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 9 HAZİRAN 2020 SALI DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr AVRO STERLIN FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.8080 2.7 kuruş 7.6800 2.2 kuruş 8.6420 8.81 2 kuruş Sabit 109.637 385 puan Kamu şirketlerinin yeni başkanı Benli Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) kurduğu TVF Fi nansal Yatırımlar’ın his selerini büyük oranda sa tın aldığı Güneş Sigorta, Halk Sigorta, Ziraat Sigor ta, Vakıf Emeklilik ve Ha yat, Halk Hayat ve Emek Atilla Benli lilik ile Ziraat Hayat ve Emeklilik’in yönetim ku rullarında önemli değişiklikler yapıldı. Bu şir ketlerin yeni yönetim kurulu başkanı Güneş Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli oldu. Gü neş Sigorta’daki genel müdürlük görevini de sürdürecek olan Benli, ayrıca halen Türkiye Sigorta Birliği Yönetim Kurulu Başkanı. Bilindiği gibi, kamu sigorta şirketleri bir leştirilerek hem “sigorta” hem ”bireysel emeklilik” tarafında birer şirkete dönüştü rülecek. Daha önce bu sürecin 1 Nisan iti barıyla biteceği açıklanmıştı. Levent Uluçeçen Ahmet Yaşar Yaşar: Üç yılda 5.7 milyon poliçe ürettik Quick Sigorta, 12 Mayıs’ta kuruluşunun üçüncü yılını kutladı. Bu süreçle ilgili değerlendirme yapan Genel Müdür Ahmet Yaşar, başarılarının rakamlara yansıdığını belirterek, “Özsermayemiz 50 milyon TL’den 310 milyon TL’ye ulaştı. Toplam 5 milyon 700 bin poliçe üretildi ve aktif büyüklüğümüz 50 milyon TL’den 1 milyar 650 milyon TL’ye ulaştı” dedi. Yaşar, geçen 3 yıllık zamanda 81 il, 561 ilçeye dağılmış 2 bin 163 acenteden oluşan bir satış ağı oluşturulduğunu belirtti. Maher Holding Üst Yöneticisi Levent Uluçeçen de şu değerlendirmeyi yaptı: “Quick Sigorta Maher Holding’in amiral gemisi durumunda. Sigorta Grubumuzda Corpus Sigorta da bulunuyor. Farklı alanlarda sayısız başarılı girişimimiz var.” Eksper raporlarına konu hasar dosyalarında dikkat çekici değişim oldu Trafik kaskoyu solladı Geçen yılın ilk 3 ayında hasar dosyalarındaki payı yüzde 47 olan zorunlu trafik sigortası, bu yıl yüzde 52’ye yükseldi. Kaskoda ise yüzde 53’ten yüzde 48’e düştü. Yılın ilk 3 ayında geçen yılın aynı dönemine göre zorunlu trafik sigortası kapsamındaki eksper raporlarına konu hasar dosyası sayısı yüzde 4.5 azalarak 149 bin 572 adede düştü. Kasko sigortası kapsamındaki hasar dosyası sayısı da yüzde 20.3 azalarak 139 bin 645 adede düştü. Böylece geçen yılın hasar dosyalarındaki payı yüzde 47 olan trafik sigortası, bu yıl yüzde 52 pay aldı. Kaskonun payı ise yüzde 53’ten yüzde 48’e düştü. Ucuz hasar azaldı Görünen o ki kasko yaptıranlardaki azalış, parça maliyetlerindeki artış nedeniyle küçük hasarların sigortaya konu edilmemesi ve tam etkileri bu dönemde görülmese de Covid19 nedeniyle neredeyse durma noktasına gelen araç kullanımı hem hasarlardaki genel azalışta hem kaskodaki durumda etkili oldu. Sigor Yılın ilk 3 ayında trafik sigortası kapsamındaki hasarların yüzde 74’ü otomobil, yüzde 14’ü ise kamyonet grubu araçlarda oluştu. ta Bilgi Merkezi verilerinden Allianz Sigorta’nın hazırladığı raporun diğer detayları şöyle: 4 Raporlara ‘hasar tutar aralığı”ndan bakınca, kaskoda en çok düşüş yüzde 35 ile ‘5011000 lira’ arasında. Dosya sayısı 8 bin 181 adet oldu. 4 Düşüş “500 lira ve altı”nda yüzde 33 (2 bin 412 adet), ‘10011500 lira”da yüzde 31 (10 bin 321 adet), ’15012000 lira”da yüzde 30 (9 bin 872 adet), ‘20013000 lira”da yüzde 25 (17 bin 166 adet) ve ‘3001 li ra ve üstü’nde yüzde 14 (91 bin 693 adet) oldu. 4 Zorunlu trafikte ise ‘3001 TL ve üzeri’ maliyetli dosya sayısı yüzde 7 artışla 60 bin 342 adede yükseldi. Ayrıca ‘20013000 lira’lık hasar dosyalarında yüzde 4 artış (25 bin 658 adet) artış oldu. Buna karşın ‘500 lira ve altı’nda yüzde 35 (5 bin 905 adet), ‘5011000 lira’da yüzde 23 (18 bin 914 adet), ‘10011500 lira’da yüzde 12 (20 bin 935 adet), ’15012000 lira’da yüzde 2 (17 bin 818 adet) düşüş oldu. Murat Atalay ACENTELERINI COVID19’DAN KORUYOR Anadolu Hayat Emeklilik’in, Covid19 salgını kapsamında hızla acenteleri için koruyucu tedbir ve destekleri hayata geçirdiği açıklandı. Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Murat Atalay, “Online eğitimlere ağırlık verdik. Dijital uygulamalar ve acentelerimizin çalışanlarına sağladığımız tabletler sayesinde hizmet seviyelerini yük selterek müşteri memnuniyetini artırdık. Avans ödemeleri, bir kısım giderleri üstlenme, vb. uygulamalarla acentelerimizin likidite yönetimine destek olduk” dedi. Tolga Gürkan TÜM SALGINLAR POLIÇEYE DAHIL OLACAK Pandemi olarak ilan edilmesinin ardından sağlık branşında hizmet verdiği 1.3 milyon müşterisinin, “poliçe kapsamı dahilinde olmamasına rağmen”, Covid19 masraflarını ödeme kararı alan Allianz Türkiye’nin, şimdi de tüm salgın hastalıkları sigorta kapsamına aldığı açıklandı. Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, bundan sonra ortaya çıkabilecek salgın hastalıklarda da, bunlara yönelik masrafları sağlık sigortalılarının poliçe teminat ve limitleri kapsamında karşılayacaklarını belirtti. Moodys: Türkiye net İlaçta 232 milyar dolarlık ‘birleşme’ Bloomberg, İngiliz ilaç şirketi AstraZeneca’nın, dünyanın en büyük ilaç şirketlerinden birini oluşturacak olası bir birleşme için ABD’li rakibi Gilead Sciences ile görüştüğünü duyurdu. Bu olursa Covid19’la mücadelenin ön saflarında yer alan ilaç üreticilerinden ikisini birleştirecek. Habere göre AstraZeneca geçen ay da birleşme için Gilead ile temasa geçmişti, ancak Gilead başka bir büyük ilaç şirketi ile birleşmekle ilgilenmediğini bildirmişti. Hem AstraZeneca sözcüsü hem en büyük HIV ilaç üreticisi Gilead haber hakkında yorum yapmadı. Birleşme halinde, iki şirket cuma günkü hisse kapanış fiyatlarına göre yaklaşık 232 milyar dolar büyüklükte bir piyasa değerine sahip olacaklar. l Ekonomi Servisi Covid 19 ve ABD Gazprom’u salladı Rusya’nın en büyük enerji şirketlerinden Gazprom, Covid 19 nedeniyle düşen doğalgaz talebi ve fiyatının yanı sıra ABD’nin Kuzey Akım 2 projesine yönelik yaptırım tehditleri nedeniyle zor günler geçiriyor. Rusya Gümrük Servisi verilerinden derlenen bilgilere göre, şirketin boru hatlarıyla gaz ihracat geliri yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 51.6 azalarak 6.8 milyar dolar oldu. İhracat miktarı da yüzde 24 azalarak 46.6 milyar metreküpe indi. Ayrıca gelir mart ayında bir önceki aya göre yüzde 13 azalarak 1.7 milyar dolar oldu. Bu yıla ilişkin fiyat tahmini bin metreküpte 194 dolardan 123 dolara düşerken, mevcut fiyatların Gazprom’un ihracat masraflarını karşılamıyor. l AA rezervin yarısını tüketti İSO İhracat İklimi Endeksi mayısta 34.1 yükseldi ancak Ocak 2002’den beri ikinci en zayıf seviyede ölçüldü. İhracatçı moral arıyor ancak koşullar zorlu İstanbul Sanayi Odası (İSO) tarafından açıklanan Türkiye ihracat iklimi endeksi nisan ayındaki veri tarihinin en düşük seviyesi olan 19.1’den mayısta 34.1’e yükseldi. Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen endeks, koronavirüs salgını nedeniyle şubat ayındaki 50.4 seviyesinden martta 40.9’a nisan’da 19.1’e gerileyerek 2008 krizinden bile daha ciddi bir bozulma göstermişti. İSO’dan yapılan açıklamada, “Şubat ve Mart’ta düşen endeks mayıs ayında hızlı bir yükselişle 34.1 düzeyinde gerçekleşti ancak veri serisinin başladığı Ocak 2002’den beri ikinci en zayıf seviyede ölçüldü dendi. IHS Markit Direktörü Andrew Harker ise “Kısıtlamaların sürmesi ve talebin düşük seyri, yakın dönemde ihracatçılar için zorlu koşulların devam edeceğini gösteriyor” dedi. l Ekonomi Servisi Tahvil faizi yüzde 9.22 Mali piyasalar dün hareketli bir gün geçirdi. Hazine, haziran ayı borçlanma programına 4 Mayıs 2020 itfalı 6 ayda bir yüzde 4.5 sabit kuponlu tahvilin yeniden ihracı başladı. Bu kapsamda Hazine’nin 2 yıllık gösterge tahvili yeniden ihracında ortalama bile şik faiz yüzde 9.22 oldu. Bugün ise iki borçlanma daha var. Dolar/ TL ise 6.76806.7960 lira arasında dalgalandı ve günü 6.79 seviyesinde kapattı. Borsa İstanbul ise sürekli yükselişte 14’üncü güne ulaşamadı ve yüzde 0.35 değer kaybetti. l Ekonomi Servisi Türkiye’nin kredi notunu açıklamayan Moodys’e göre “Koronavirüs salgını sermaye çıkışlarını tetikleyerek problemi şiddetlendirdi.” Türkiye’nin kredi notunu açıklamayan kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, yayımladığı iki raporda ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçen cuma günü yayınlanan raporda, Türkiye’nin 2008 yılından bu yana aralıklarla kur krizleri ile karşı karşıya kaldığı belirtilerek, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın kuru savunmak için bu yılın başından bu yana net döviz rezervlerinin neredeyse yarısını tükettiğine işaret etti. Foreks’te yer alan habere göre, “Koronavirüs salgını sermaye çıkışlarını tetikleyerek ve turizm sektörü yoluyla kazanılan dövizi ortadan kaldırarak problemi şidddetlendirdi” değerlendirmesini yapan Moody’s, “Bu küçülen dış tamponlar hükümetin ekonomiyi daha negatif bir patika dan uzaklaştırma kabiliyetini zayıflattı” dedi. İşsizlik artacak Raporda Türkiye’nin dış borcunun büyük bölümünün özel sektöre ait olması nedeniyle Türk hükümetinin finansman risklerini sınırlı olduğunu belirten Moody’s, bununla birlikte Türk özel sektörünün krize güçlü bir ekonomik durumda girmediğine dikkat çekti. “Ekonomi geçen yıl sadece yüzde 1 büyüdü, hükümet politika cephanesinin çoğunu koronavirüs salgını öncesinde harcadı ve zayıflayan lira büyük ölçüde KOBİ’lerden olan kırılgan şirketleri gerecektir” değerlendirmesinde bulunan Moody’s, koronavirüs etkisinin ötesindeki bu etkiler ekonomiyi yavaşlatacak ve işsizliği artıracak” yorumunu yaptı. Motorine 32 kuruş zam Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası’nın (EPGİS) açıklamasına göre bugünden geçerli olmak üzere benzine 37 kuruş, motorine ise 32 kuruş zam geldi. Benzinin litresi İstanbul’da 5.76 TL’den 6.13 TL’ye, Ankara ve İzmir’de ise ortalama 5.81 TL’den 6,18 TL’ye çıkacak. Motorinin litre fiyatı ise İstanbul’da 5.31 TL’den 5.63 TL’ye, Ankara ve İzmir’de ise ortalama 5.39 TL’den 5.71 TLye çıkacak. Akaryakıt fiyatları, şirketler ve kentlere göre küçük çaplı değişiklik gösterebiliyor. l Ekonomi Servisi 2494.46 23.53 lira 369.75 3.13 lira Bağımsız Merkez Bankası’nın toplumsal önemi T.C. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı konusu, özel sektöre doğrudan kredi vereceğini açıklamasıyla, artık tartışılması gereksiz bir noktaya geldi. Unutulan husus ise Merkez Bankalarının bağımsızlığının ekonomik istikrar ve halkın uzun vadeli refahı, hatta özgürlüğü için gerekli olduğu gerçeği. Eğer kapalı bir ekonomi tercihi yapıyorsanız, sadece kendi yağımla kavrulacağım derseniz, o zaman faizi dövizi siyasi otoritenin belirlediği bir kumanda sistemi kurar, uygun bir banka olarak Merkez Bankası’nı kullanırsınız. Eğer küresel sistemin içinde yer almaya devam edeceğim diyorsanız, hele ki benim ulusal param konvertibl kalacak, tasarrufu kıt ülke olarak dışarıdan sermaye getirerek yüksek büyüme sağlayacağım diyorsanız, o zaman Merkez Bankası’nın bağımsız olması şarttır. Bu bir siyasi tercihtir ama öyle küçük bir karar değil, o ülkenin siyasi ve ekonomik sistemini etkileyecek kadar hayati öneme sahip bir tercihtir. Ekonomik istikrar ve halkın uzun vadeli refahı için bu karar neden bu kadar önemli derseniz, “Toplumun geleceğinin tek bir siyasi otoritenin iki dudağı arasına bırakılmasını önlemesi nedeniyle” diye özetleyebilirim. Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de politikacıların kısa vadeli siyasi çıkarları için, iktidara gelmek, ya da iktidarlarını sürdürebilmek için kısa vadeli hesaplar içine girdiğini biliyoruz. Bu hesaplar çoğu kez ülkenin ve geniş toplum kesimlerinin aleyhine olabilir. Onun için demokrasilerde politikacıları dengeleyecek mekanizmalar kurulmuştur ve yargı bağımsızlığı gibi, Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomideki bağımsız kurumlar da bu nedenle oluşturulmuştur. Politikacıların kısa vadeli çıkarları için ekonomiyi istikrarsızlığa götürecek, yani halkın uzun vadeli çıkarlarına aykırı kararlar almasını önlemek için kurallar getirilmiştir. Enflasyonla mücadele, ekonomik istikrar ve halkın refahı için temel şartlardan biridir. Türkiye’de 2000’li yıllara kadar enflasyonla doğru dürüst mücadele edilemediği için, bu mücadeleyi güçlendirmek amacıyla yapılan reformların başında Merkez Bankası bağımsızlığı gelmiştir. Batan kamu bankaları. KİT’ler, fonlar, SGK, hemen hepsinin batışında yıllarca verilen yanlış politik kararlar, kısa vadeli siyasi çıkarlarını gözeten ülke yönetimleridir suçlu olan. Ama unutulmasın; bu politik kararların faturasını halk, en çok da dar gelirliler ödedi. Geçen hafta Merkez Bankası’nın yatırım kredileri için özel sektöre 20 milyar TL kredi vereceğini açıklamasıyla Merkez Bankası bağımsızlığının tümüyle sakatlandığını söylersek yanlış olmaz. Böyle bir kurumda gerçekten merkez bankacı, meslek etiğine sahip, uzman, liyakatli yöneticiler de çalışamaz. Hele, bu kararın yasalara aykırı olduğu yönünde geniş mutabakat ortadayken… Zorla yatırım olur mu? Merkez Bankası’nın saygınlığını yitireceği biline biline alınan bu karar için, “Uzun zamandır yatırım yok, ekonominin ihtiyacı var, bunu desteklemek için Merkez Bankası devreye sokuldu” deniyor. İyi de Merkez Bankası’nın görevi bu değil ki... Merkez Bankası ticari banka değil ki proje değerlendirmesi yapsın. Bankalar kanalıyla verecekse, neden “ben veriyorum” diyor, sorumluluğu kime ait olacak? Merkez Bankası’nın asli görevi olan fiyat istikrarını sağlama görevine ters, 2008 krizinden sonra moda olan “finansal istikrarı sağlamak” amacıyla da bir ilgisi olamaz. Gelelim yatırımları artırma iddiasına... Herkes biliyor ki yatırımların durmasının nedeni ekonomiye güven kalmaması, kimsenin önünü görememesi ve bu ortamda parasını tehlikeye atmak istememesi. Kamu bankalarını o kadar devreye sokup kredileri patlattınız, özel bankaları aktif rasyosu gibi cin fikirlerle zorladınız olmadı da, Merkez Bankası kredi verince mi yatırım olacak? 460 milyar TL parasal genişleme yaptınız olmadı da, 20 milyar TL ile mi olacak? Sorun yatırım için kaynak bulunmaması değil ki, Merkez buna kaynak yaratsın. Siz birilerine zorla yatırım yaptırmaya kalkışır ya da yabancıya “bak ben de bu kadar finansman sağlayacağım” deseniz bile, rasyonel bir yatırım ülkeye gelir mi? Hem de verdiğiniz 20 milyar TL’yi bu kadar küçük parçalara bölmüşsünüz, bu büyüklükteki bir yatırım kimin derdine ilaç olacak? Ülkenin yatırımları bunlarla mı artacak? Ülkenin geleceğini düşündüğümüz için Merkez Bankası’nın saygınlığını tehlikeye attım deseniz, kim inanır? Şimdi Merkez’in vereceği kredilerin kimlere gideceği konusunda baştan yaratılan şüpheleri nasıl gidereceksiniz? Ekonomik mantığı olmayan, ülkenin kurumlarını tümüyle tehlikeye atan, sadece kaçınılmaz sonu bir süre uzatma amacı taşıyan kararlarla ekonomik istikrarın, halkın refahı ve özgürlüğünün tehlikeye atıldığını herkes görmeli…
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle