19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 5 HAZİRAN 2020 CUMA EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN KÜLTÜR “Efe 85” François Ozon ‘He French Dispatch’ Wes Anderson Sanal gerçeklik 73. CANNES FESTIVALI ortamında Cannes... HEM VAR HEM DE YOK... MEHMET BASUTÇU / PARIS başladıktan sonra perdelerini kapamak zorunda kaldı ğından bu yana ilk kez yapılamıyor ama yine de var... Yer aynı: ChampsÉlysées üzerindeki en büyük sine Bu sanal gerçekliğin baş tasarımcısı Covid19 kuş ma salonu “Normandie”. Anfi biçiminde sıralanmış kusuz. Mimarlarıysa karşımızda. Önlerindeki engelle 800 geniş koltuktan en ortadakine simgesel bir iz ri gerçekçi bir yaklaşımla aşarak, nasıl ana damara, leyici oturmuş. Hepimiz oradayız. Sahnede, görme sanat sinemasını tanıtmak ve desteklemek hedefine ye alışageldiğimiz kürsünün yerine konan odaklandıklarını anlatıyorlar. iki koltukta aynı kişiler var: Cannes Bu arada elleri mahkum; sinema Festivali başkanlığı görevi bir endüstrisinin genel ve yerel ko kaç saat önce yapılan yöne şullarını da dikkate almak zo tim kurulu toplantısında ye rundalar. Fransa’da perdele nilenen Pierre Lescure ile rini 22 Haziran tarihinde kı etkinliğin içeriğini 2000’le sıtlamalar içeren yeni ko rin başından bu yana “Ge şullarda açacak olan sine nel Delege” sıfatıyla belir ma salonlarını destekle leyen sanat yönetmeni Thierry Frémaux. Karşılarındaki üçüncü koltuğa, her yıl heye Cannes Film Festivali direktörü Thierry Fremaux (solda) ve başkanı Pierre Lescure (sağda)... mek, aynı zamanda da seyirciye ulaşmakta zorluk çeken yaratıcı sinemasını ve genç canla izlenen basın açıklamasını yönetmenleri desteklemek hedef tüm dünyaya telekonferans biçiminde lerine odaklanmışlar... Bilinmeyeni bol duyurma görevini üstlenen simgesel bir gaze bu gerçeklik içinde, zor koşullarda cambazlık teci oturmuş... yapmaktalar başka bir deyişle. Yer gerçek, açıklanan listeler ve bunları açıklayan Ayrıca, Venedik ve Toronto gibi iptal edilme olası lanlar da gerçek, ancak etkinlik sanal. İlk kez yaşa lığı düşük rakip “kardeş” festivallere de meydanı boş ma geçeceği 1939’da, son anda savaş nedeniyle ip bırakmaları herhalde düşünülemezdi. İlk aşamada, tal edilen Uluslararası Cannes Film Festivali, 1968’de Venedik’e yaklaşarak ortak bir çözüm aranmaya baş lansa da, gerçekçilik yine ağır basmıştı. Öncelikle, karantina döneminin de etkisiyle aday filmlerin rekor kırarak 2 bin sınırını aşması sonucu verimli bir ortamda yapılan seçici kurul çalışmalarını iyi değerlendirmek gerekmekteydi. Ayrıca, yaşanan ekonomik bunalımda, Fransız yönetmen, yapımcı, dağıtımcı ve salon işletmecilerine destek olunmalıydı... Bu konumda, açıklanan seçkilerdeki 56 filmin yüzde 40’a yakın bir bölümünün Fransız sinemasından geliyor olması, bir noktada “Biz Bize Yeteriz” türü milliyetçi bir yaklaşımdan çok, gerçekçiliğin yerel ve küresel boyutlarıyla ele alınmasının sonucu olarak değerlendirilmelidir. Amerikan sinemasının seçkilerdeki düşük oranı yanında, İtalyan sinemasının yokluğu da, eylül başında yapılacağı açıklanan Venedik Festivali’nde, hem birkaç ay erteleneceği düşünülen Oscar adaylarının, hem de İtalyan filmlerinin yoğun olacağına işaret etmekte... Bazı Fransız filmlerinin bile Cannes seçkisinden çekilerek diğer festivalleri, hatta Cannes 2021’i beklemeyi tercih ettikleri de bilinen başka bir gerçek... 73. Cannes Festivali, bu olağanüstü ortamda ideal bir seçki sunamasa da, temel sinefil ideallerinden taviz vermeden, 360 derecelik sanal gerçeklik ortamında olabildiğince gerçekçi bir çizgi izlemeye çalışmış... Nâzım Hikmet ölüm yıldönümünde anıldı Maltepe Belediyesi, dünya ca ünlü şair Nâzım Hikmet’i 57. ölüm yıldönümünde dü zenlediği program la andı. Ünlü şairin anma programına Rutkay Aziz Nâzım Hikmet Vak fı Başkanı, Türk si nema ve tiyatro sunun duayen is mi Rutkay Aziz ko nuk oldu. Gazeteci belgesel yapımcısı Nebil Özgentürk Nebil Özgentürk’ün “Sanat Duvarla rı Aşar” isimli programı, Maltepe Belediye Başka nı Ali Kılıç’ın YouTube kanalından canlı yayımlandı. Rutkay Aziz, Nâzım Hikmet ve Atatürk’ün, bereket li Anadolu topraklarının dünyaya, insanlığa iki he diyesi olduğuna değinerek anıları önünde sevgi ve saygıyla eğildiğini söyledi. Vakıf çalışmalarının so rumluluğunun katlanarak büyüdüğüne değinen Aziz, “Değerli arkadaşlarla birlikte vakıf çalışmasını yü rütmekteyiz. Hiçbir zaman umudumuzu yitirmeden yarınları yaşayan insanlarız” diye konuştu. Nâzım Hikmet, şiirleriyle ümidin resmini çizdi Düşün ve eylem adamı Nâzım Hikmet’in sevdanın, aşkın, hasretin kavgasının, emeğin, barışın, özgürlüğün şairi olduğuna dikkat çeken Aziz, “Nâzım Hikmet, Abidin Dino’ya mutluluğun resmini yapabilir misin diye sorar. Nâzım Hikmet’in bütün şiirlerinde bir mutluluğun resmi vardır onla biter. Ümidin resmini çizer” diye konuştu. Nâzım Hikmet’in “Bugün yaşasaydı Memleketimden İnsan Manzaraları isimli eserinde neler yazardı” sorusunu Rutkay Aziz, “Herhalde çok acılı ve hüzünlü dizeler yazardı. Adaletsizliğe, yoksulluğa, işsizliğe karşı, genç arkadaşlarımızın işsizler ordusuna katılmasına karşı. Eminim Gezi Parkı’nda olurdu. Marşları söylerdi. Dans ederdi. Adalet yürüyüşünde en önde yürürdü. O destan gene de umutla biterdi. Geleceğe duyduğu umutla” şeklinde yanıtladı. Nebil Özgentürk, usta şairin “Kerem Gibi” isimli şiirini okudu. Program, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun, Bursa Cezaevi’nde yatarken, Nâzım Hikmet’e ithafen yazdığı, Zülfü Livaneli’nin bestelediği “Yiğidim Aslanım” isimli eserin, usta yazarın fotoğrafları eşliğinde seslendirilmesiyle sona erdi. Usta şairi anlattılar Usta şair Nazım Hikmet Ran, ölümünün 57’nci yıldönümünde Bayraklı Belediyesi tarafından düzenlenen söyleşide de anıldı. İnternet üzerinden gerçekleştirilen program, belediyenin sosyal medya hesapları üzerinden yayınlandı. Moderatörlüğünü Yavuz Emre Behiç’in yaptığı; Ahmet Ümit, Pelin Batu ve Cengiz Özkarabekir’in konuşmacı olarak katıldığı söyleşide ünlü şair Nâzım’ın hayatı, ideolojisi, kitapları ve dünyaya bakışı anlatıldı. Etkinlikte ayrıca senaryosunu Ahmet Ümit’in yazdığı, yönetmenliğini Cengiz Özkarabekir’in yaptığı, başrollerini Yetkin Dikinciler, Serkan Altıntaş, Berna Laçin, Pelin Batu, Umut Başkırma, Levent Üzümcü, İskender Bağcılar ve Alper Türedi’nin paylaştığı “Merhaba Güzel Vatanım” filmi konuşuldu. Ümit: Olduğu gibi görünen bir yazardı Nâzım Hikmet’in yazarlık yönünü anlatan Ahmet Ümit, “Nâzım, yaşadığı gibi yazan, olduğu gibi görünen bir yazardı. Yaşamım boyunca Nazım’ın şiirlerinden çok etkilendim ve bana hep yön verdi” dedi. Batu: Nâzım, tutkunun vücut bulmuş halidir Şair, Yazar ve Tarihçi Pelin Batu ise “Nazım’da beni en çok etkileyen konu hümanizmidir. İnsanları çok sevdiğini hissedersiniz dizelerinde. Buram buram coşku, cesaret ve aşk kokar yazıları” diye konuştu. Özkarabekir: Memleket sevdalısı yazar Nâzım’ın gerçekçilik yönünü anlatan Özkarabekir de, “ Nâzım, müthiş bir vatansever ve memleket sevdalısıdır. Ölene kadar da bunu hep yansıtıyor. Onun gibi memleket sevdalısı bir insan bence çok zor gelir. O nedenle bizim için hep sembol olmaya devam edecek. Onu sevgi ve saygıyla anıyoruz” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet Dünyayı giydirdi ve gitti Yakın zamanda hayata veda eden kavramsal sanatın ünlü ismi Christo, dünyanın ünlü binalarını ‘paketlemiş’, köprülerini giydirmiş, adalarına etekler biçmiş, göllerini batmaz kumaşla kaplamıştı İkisi el ele, omuz omuza 50 yıla yakın dünyanın ünlü binalarını “paketlemiş”, köprülerini giydirmiş, adalarına etekler biçmiş, göllerini batmaz kumaşla kaplamıştı. Kavramsal sanatın ünlü çiftinden, 2009 yılın da aramızdan ayrılan JeanneClaude ile geçen gün lerde 84 yaşında hayata veda eden KONUK Christo’dan söz ediyorum. YAZAR Gerçek isimleri JeanneClaude De GILA nat de Guillebon ile Christo Vladimi BENMAYOR rov Javacheff olan çifti ile yıllar önce Davos’ta tanıma fırsatını bulmuştum. Davos’a yolu düşenlerin iki dirhem bir çekirdek katıldıkları toplantılarda parkaları ve çizmeleriyle dolanıyorlardı. JeanneClaude’un kınalı, Christo’nun ise beyaz saç larıyla çevrilmiş yüzleri devasa işlerinin hayata geç mesi için verdikleri mücadelenin izlerini taşıyordu. 1935 yılında aynı gün biri Fransa’da, diğe ri Bulgaristan’da doğan JeanneClaude ile Christo 1958 yılında Paris’te karşılaşmış ve bir daha ayrıl mamıştı. Annesinin portresini yapan Christo ile tanıştığı sırada nişanlı olan sonra evlenen JeanneClaude üç hafta evli kalıp sevdiği adama koşmuştu. Hikâyenin devamında çift Cyril adındaki oğulla rıyla 1964 yılında New York’a yerleşiyor. Ellerinde doğru dürüst belgeleri yok, Christo İngi lizce konuşmaktan aciz ama hayalleri büyük. Bir çocuğunki kadar naif hayallerinin peşinde durmadan çiziyor. Kaplanarak heykele dönüştürülmüş binalar, or tasından kumaş çitlerin geçtiği uçsuz bucaksız ara ziler, paketlenmiş kayalar şiirsel çizgileriyle sanat eserine dönüşüyor. İki haftada 5 milyon ziyaretçi Almanya Parlamentosu Reichstag’ı giydirmeyi 1971 yılından itibaren hayal etmeye başlayarak çizmeye başlıyor. O tarihlerde iyi bir müzakereci olan JeanneClaude ile birlikte Alman politikacıların kapısını çalmaya başlıyorlar. Binanın giydirilmesine yeşil ışığı yakan Willy Brandt, karşı çıkan Helmut Kohl. Brandt çiftin New York Soho’daki stüdyolarını ziyaret ediyor “Proje çok önemli işin peşini sakın bırakmayın” diyor. 1992 yılında ölen Brandt ne yazık ki, Reicnstag’ın 1995 yılı haziran ayında, 100 bin metre gümüşi kumaş ve 90 kaya tırmanıcısının alın teriyle dev bir heykele dönüşmüş halini göremiyor. Çift bu proje için Almanya’yı 1971 ile 1994 yılında 50 kez ziyaret ediyor, 350 milletvekili ile yüz yüze görüşüyor. Sanatçının Alman Parlamento Binası Reichstag’ı giydirmesi 20 yıldan fazla sürdü. Christo Vladimirov Javacheff Jeanne Claude O yıllarda 7 milyon dolara mal olan proje sadece iki hafta sürüyor ve 5 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. Komünist Bulgaristan’da dünyaya gelen, Marksist bir eğitim gören Christo şöyle düşünüyor: “Bir proje kaya tırmanıcısı, kumaş imalatçısı, milletvekilleri, asker, avukat gibi çeşitli mesleklerden insanları ne kadar çok kapsarsa o kadar demokratik olur”. Finansman nereden? Jeanne Claude ve Christo’nun dünyada ünlenmesini sağlayan iş ise Paris’teki Pont Neuf’un 1985 yılında 40 bin metre bal rengi kumaşla kaplanması. İki haftada 3 milyon ziyaretçi Sanatçının giydirdiği Paris Seine Nehri üzerinde Pont Neuf Köprüsü. çeken projeyle ilgili ilginç bir anekdot var. Dönemin Paris Belediye Başkanı Jacques Chirac karşı çıktığı projeyi bir yardımcısının imzalayacağı belgelerin arasına koymasıyla farkına varmadan imzalıyor. Proje iki ezeli rakibi Chirac ile Mitterrand’ı da karşı karşıya getiriyor. Oysa Chirac, Mitterrand kadar sanata düşkün bir isim. Ne garip ki çiftin hemen hemen tüm büyük projelerine sahip çıkan politikacılar olduğu gibi karşı çıkanlar da var. New York’ta Central Park’taki “Kapılar” projesi, 1981 yılında parklar sorumlusu Gordon Davis’in karşı çıkması üzerine ancak 2005 yılında hayata geçiyor. Dönemin Belediye Başkanı Michael Bloomberg, parka turuncu perdelerin uçuştuğu 7 bin 503 çerçevenin yerleştirilmesini onaylıyor. Peki, bu milyon dolarlık dev projeler nasıl finanse ediliyor? İşin bu yanı oldukça ilginç. Her proje için JeanneClaude’in direktörü, Christo’nun ise maaşlı çalışanı olduğu bir şirket kuruluyor. Finansman Christo’nun çizimlerinden, koleksiyonerler ve müzeler için yaptığı küçük modellerden geliyor. Christo hiçbir zaman kamu parası ya da kredi kabul etmemişti. Son projesi Paris’teki Zafer Takı’nın paketlenme sini göremeden gitti Christo giydirmeyi o kadar sevdiği bu dünyadan. Nâzım Hikmet anısına ‘Yazıdan Görsele’ tasarım yarışması sonuçlandı TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı tarafından, Nâzım Hikmet’in ölüm yıldönümünde, şairin eserlerinden yola çıkarak onun duygu, düşünce ve hayallerini bugüne taşıyacak görsel bir anma oluşturmak hedefiyle düzenlenen “Nâzım Hikmet Anısına ‘Yazıdan Görsele’ Tasarım Yarışması” sonuçlandı. Herkesin katılımına açık olan yarışmaya 157 katılımcıdan gelen toplam 180 adet tasarım değerlendirildi. Tüm çalışmalar rumuzları silinip, yerine sıra numarası verilerek jüri üyelerinin değerlendirmesine sunuldu. Buna göre, 4 Defne rumuzuyla Defne Kıran, (40 numara) Nâzım Hikmet tasvirinin özgün şekilde işlenme si nedeniyle; 4 905862 rumuzuyla Carilla Kara han, (58 numara) Alıntı yapılan şiirde Nâzım Hikmet’in güneşle olan ilişkisinin klişelerden uzak farklı bir yorumla yansıtılması nedeniyle; 4 arch123 rumuzuyla Fulya Ersöz, (139 numara) deniz tasvirinin farklılığı ve tasarımın yalın anlatımı nedeniyle; 4 183HYK rumuzuyla Habip Yılmaz, (150 numara) Tasarımda seçilen eserin tipografik anlatım ile şiirin başlığının ve ritminin ilk bakışta hissettirecek şekilde tasvir edilmesi nedeniyle, eşdeğer ödüle değer görüldü. Seçici Kurul üyeleri tarafından sergilenmeye değer görülen tasarımlara http:// yedi24.mimarlarodasiankara.org/ Traian heykelinin restorasyonu bitti Denizli’deki Laodikya antik kentinde devam eden kazı çalışmalarında bulunan M.S. 113 yılına ait Roma İmparatoru Traian’ın heykeli, yakın bir zamanda Hierapolis Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek. Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında yürütülen kazılarda geçen yıl bulunan, üzerindeki sembol ve özellikleri bakımından arkeoloji dünyasının eşsiz eserleri arasına eklenen heykel, 356 parçaya bölünmüş bulundu. 3 metre boyunda olan heykelin yanında elleri arkadan bağlı Dacialı düşman askerinin de tasvir edildiği görüldü. Traian heykelinin üzerinde zırh ve ayrıca düşmanlara karşı acımasız ancak dostlara karşı koruyucu, dostluk ve bereketi anlatan, sanatı koruyan ve güçlü bir imparator olduğunu anlatan simgeler bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle