25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 24 HAZİRAN 2020 ÇARŞAMBA DOLAR AVRO STERLIN FAİZ [email protected] TASARIM: SERHAN EREN BORSA ALTIN CUMHURİYET EKONOMİ ALTIN 24 AYAR 6.8690 0.4 kuruş 7.7650 6.5 kuruş 8.5900 3.1 kuruş 8.94 sabit 115.338 148 puan 2624.94 10.77 lira 389.01 1.40 lira Memurların farklı kurumlardan elde ettiği tüm gelirler toplam olarak vergilendirilecek Vergide yeni cinlik Memurun aldığı maaş, gelir vergisi nedeniyle yıl içinde düşerken, hükümet çıkardığı yeni bir tebliğ ile kamu çalışanlarından daha fazla vergi alınmasının önünü açtı. Sendikalar, tebliğdeki düzenlemenin iptali için Danıştay’da dava açtı. Hazine ve Maliye Bakanlığı, 27 Mayıs’ta Gelir Vergisi Genel Tebliği’ni yayımladı. Tebliğin “Genel Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Tek İşveren Olarak Değerlendirilmesi” başlıklı maddesine göre, genel yönetim kapsamınMUSTAFA da bulunan kamu idareÇAKIR leri ile bu idarelere bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlarda çalışan personelin, yıl içerisinde bu kapsamdaki diğer kurum kuruluşlardan da ücret alması veya bu kapsamdaki diğer bir kurum ve kuruluşa nakil olması durumunda elde ettikleri ücretler, tek işverenden alınan ücret olarak değerlendirilecek. Personelin elde ettiği ücret gelirlerinin toplamı vergilendirilirken, kümülatif matrah esas alınacak. Sendikalar hükümetin kamu çalışanlarından daha fazla vergi almak için bu tebliği çıkardığını belirterek yasaya aykırı olarak niteledikleri tebliğin iptali için Danıştay’da dava açtı. Maaş, ek ders, fazla çalışma ücretleri, eğitim yılına hazırlık ödeneği ile doğum, ölüm, ödül, ikramiye gibi ödemeler diğer kurum ve kuruluşlardan alınmış olsa bile, ayrı ayrı değil birlikte vergilendirilecek. Türkiye KamuSen’e bağlı Türk BüroSen ile MemurSen’e bağlı Büro MemurSen tebliğdeki maddelerin yürütmesinin durdurulması ve iptali is temiyle Danıştay’da dava açtı. Dava dilekçesinde, tebliğin yasaya açıkça aykırı olduğuna dikkat çekildi. Ayrı ayrı olmalı Sendikalar yasaya göre bu gelirlerin ayrı ayrı vergilendirilmesi gerekti ği görüşünde. Fazla çalışma ücreti alınan durumda maaş ile çalışma ücretinin ayrı ayrı vergilendirilmesi gerekirken, birleştirilerek vergilendirilmesinin vergi matrahının artmasına neden olacağı belirtiliyor. Bu durumda zaten yıl içinde bir üst dilime girdiği için daha fazla gelir vergisi ödeyen memur, bir de bu değişiklik nedeniyle ayrıca daha fazla vergi ödemek zorunda kalacak. Dava dilekçesinde, bu konuda Trabzon Vergi Mahkemesi’nin örnek bir kararı hatırlatıldı. Buna göre mahkeme maaş ödemesi ile fazla çalışma ücretinin ayrı ayrı vergilendirilmesi gerekirken birleştirilerek vergilendirilmesini hukuka aykırı bulmuş ve fazla kesilen gelir vergisinin yasal faizi ile birlikte memura ödenmesine karar vermişti. Bu karar da Danıştay 9. Dairesi tarafından da onanmış, idarenin karar düzeltme başvurusunun reddi ile kesinleşmişti. Sendikalar bu kararın hemen ardından tebliğin çıkarıldığına işaret ederken dilekçede, “İdarenin fazla hesapladığı gelir vergilerinin faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi yönünde verilen yargı kararlarının çoğalmasını takiben böyle bir düzenleme yapılmış olması da idarenin hakkaniyete aykırı ve iyi niyetten uzak bir tutumla hareket ettiğinin açık göstergesidir” denildi. l ANKARA PETROL OFISI ‘SIFTAH LIDERDEN’ DIYOR Petrol Ofisi, pandemi süresince verdiği desteklere bir yenisini ekledi. “Siftah Liderden” adını verdiği kampanya ile “yeni bir başlangıç olsun” hedefi ile 22 Haziran’da başlattığı kampanyada, Türkiye’nin dört bir yanındaki oto sanayi siteleri ve özel servislere giderek koşulsuz ve ücretsiz olarak motor yağı dağıtmaya başladı. Kampanya kapsamında, ayırt edilmeksizin 17 bin ustaya, hizmet verdiği araç tipine göre 4 litrelik motor yağı ile birlikte birer kutu maske de dağıtılacak. 3 milyon TL’lik değer ile işyerlerinde çarkların daha hızlı dönmeye başlamasına katkı sağlıyor. Petrol Ofisi Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu, “İyi günde olduğu gibi kötü günde de müşterilerimizin hep yanındayız” dedi. MURATBEY’IN IHRACATI ARTTI Pandemi sürecinde Avrupa’ya ihracatlarını yüzde 20 artırdıklarını söyleyen Muratbey Yönetim Kurulu Başkanı Necmi Erol, “İhracatın ciromuz içindeki payı yüzde 5’ten yüzde 21’e yükseldi. İnovatif ürünlerimizle birlikte bu oranı 5 yılda yüzde 40’a çıkarmak istiyoruz” dedi. Önemli ihracat pazarlarını Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa ve İngiltere olarak sıralayan Erol, şöyle devam etti: “Üretim potansiyelimiz Çin’e ihracat için uygun. Bu pazarın da sektörümüz için olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz.” Üretim ve ihracattaki düşüş sürüyor. İç satışlar da mayısta yüzde 17 düştü Beyaz eşyada sert düşüş TÜRKBESD verilerine göre, satışlardaki düşüş üretimin de mayısta yüzde 44 azalmasına yol açtı. Mayıs ihracatı ise yüzde 38 geriledi. Büyümenin itici gücü olan sanayi üretiminin artmasında en çok payı olan sektörlerin başındaki beyaz eşyada, işler kötüleşmeye devam ediyor. Mayıs ayına ilişkin açıklanan veriler üretimin, satışların ve ihracatın sert düştüğünü ortaya koydu. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) verilerine göre; buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinesi ve fırından oluşan dört ana ürün grubunda iç satışlar mayısta dört ana ürün bazında yüzde 17 düşüşle 461 bin 267 adete geriledi. Aynı dönemde ihracat da yüzde 38 gerileyerek 1.08 milyon adete indi. Ocakmayıs döneminde iç satışlar yüzde 6 düşüşle 2.25 milyon adete, ihracat ise yüzde 20 düşüşle 5.94 milyon adete gerilemiş oldu. Satışlardaki gerilemeye paralel beyaz eşya üretimi de mayıs ayında yüzde Can Dinçer 44, ocakmayıs’ta da yüzde 25 geriledi. Umut düğünde TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer yaptığı değerlendirmede, “Haziran ayında başlayan normalleşme süreci, konut satışlarındaki artış ve düğün sezonunun etkisi ile satışlarımızın yeniden toparlanma eğilimine geçmesini öngörüyoruz. Sektörümüzün ÖTV sıfırlanması uygulaması ve Arge teşvikleri ile krizin etkilerini daha hızlı şekilde atlatabileceğine ve uluslararası rekabet gücünü koruyabileceğine inanıyoruz” diye konuştu. Öte yandan, sektördeki üretim büyümesi son üç yılda durmuş, 2019’da yüzde 2 gerileme yaşan mıştı. Bu gelişme, sektör olarak tüm dünyada yaşananlara paralel olmakla birlikte, ağırlıklı olarak iç piyasada yaşanan talep daralmasıyla ortaya çıkmıştı. l Ekonomi Servisi PERAKENDECI YÜZDE 50 CIRO KAYBINA RAZI Erkek giyim mağazası Kiğılı Giyim’in Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, Covid19 döneminde yaşanan sıkıntılara ilişkin, “Cirolarımızdaki düşüş yüzde 50 ile sınırlı kalırsa kendimizi şanslı sayacağız ama maalesef bu gidişle onu da yapamayacağız” dedi. “Elimizden geleni yapıyoruz. Hepimiz Allah’a emanetiz” diyen Kiğılı, “AVM’lerin tam kapasiteyle çalışması 1 Haziran’da başladı. Geçen 21 günde eskiyi yakalamış değiliz” diye konuştu. Bloomberg HT’ye konuk olan Kiğılı, sağlık tedbirleri kapsamında klimaların çalış mamasının da satışlarda sıkıntı yarattığına dikkat çekerek şu açıklamayı yaptı: “Anlayamadığım bir konu var: Otobüslere, minibüslere bindiriyorsunuz, açık pazarlarda insanları dolaştırıyorsunuz, maske taktıktan sonra mağazalarda klimaların çalışmaması abesle iştigal etmekten başka bir şey değil. O zaman hiç açmayalım işleri” diye konuştu. Abdullah Kiğılı T.C. İSTANBUL ANADOLU 16. AİLE MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NDEN Esas No: 2018/275 Karar No: 2020/164 Davacı MÜJGAN BERNA DEMİR tarafından davalı RECAİ DEMİR aleyhine açılan Boşanma davası sonunda verilen karar gereğince; Davanın KABULÜ İLE; Erzincan ili, Otlukbeli ilçesi, Umurlu mah/köy, Cilt No: 60, Hane No:10 Bsn: 135’da nüfusa kayıtlı Zeynel ve Gülser’denolma, 1975 doğumlu, 15445432682 TC kimlik nolu davacı MÜJGAN BERNA DEMİR ile aynı yer ve hanede BSN:76’de nüfusa kayıtlıİdiris ve Emine’den olma 1981 doğumlu, 18550927906 TC kimlik nolu davalı RECAİ DEMİR’nun TMK 166/1. maddesi gereğince BOŞANMALARINA, tarafların müşterek çocuk 27/07/2009 doğumlu, 56926653912 T.C Kimlik numaralı MUSTAFA KUTSİ DEMİR’in velayetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü sabah saat 10:00’dan Pazar günü akşam saat 18:00’e kadar, dini bayramların 2. Günü sabah saat 10:00’dan 3. günü akşam saat 18:00’e kadar, okulların yarıyıl tatilinin 1. tatil sabahı sabah saat 10:00’dan 7. tatil akşamı saat 18:00’e kadar, her yıl 1 Temmuz sabah saat 10:00’dan 30 Temmuz akşam saat 18:00’e kadar yanına almak ve masrafını karşılamak suretiyle şahsi ilişki tesisine, süre bitiminde küçüğünteslimine, velayeti davacı anneye verilen küçük MUSTAFA KUTSİ DEMİR ‘e harcanmak üzere daha önce tedbir nafakası belirlendiği de dikkate alınarak 20/02/2020 tarihinden itibaren karar kesinleşene kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devam etmek üzere 250,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmakla daha önce tedbir nafakası belirlendiği de dikkate alınarak 20/02/2020 tarihinden itibaren karar kesinleşene kadar tedbir, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere aylık 250,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının TMK 174/1. Madde kapsamındaki maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının TMK 174/2. Madde kapsamındaki manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar kesinleştiğinde iki suretin nüfus müdürlüğüne gönderilmesine, davacınınadli müzaheret talebi kabul edilmişolduğundan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL kararve ilam harcı olmak üzere toplam108,80 TLharcındavalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacının adli müzaharet talebi kabul edilmiş olduğundan resen yapılan 168,00 TL tebligat gideri ile 26,00 TL müzekkere gideri ve 354,00 TL ilan bedeli olmak üzere toplam 548,50TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dairdavacı vekilinin yüzlerine karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf başvuru yolu açık olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1177948) İslam ekonomisi ve bankacılığı İslam ekonomisi; İslam ilkelerini ekonomik yaşama uygulanmasını, faizsiz bir finansal sistem geliştirmeyi amaçlar. İslam da faizin haram olmasına karşı, kâr payı, kira ve ürün paylaşımının sakıncasız, kabulü, paranın bir mal, bir birikim aracı değil, yalnız değişim aracı olması, finansal hizmetlerin İslam ilkelerine uygun olarak yerine getirilmesi, İslam ekonomisinin özünü oluşturur. İslam bankaları da finansal aracılık faaliyetinde bulunmakta, kârzarara katılma, katılma fonu hesaplarıyla sağladıkları kaynakları, anahatları aşağıda açıklanan işlemlerle kaynak açığı olan kişi ve kuruluşlara aktarmaktadır. Mudaraba: Bir iş ortaklığı olarak, bankanın bilgi, beceri, emeğini koyarak faaliyeti yürütmesi, oluşacak kârı sermaye koyan tarafla bölüşmesi işlemidir. Bu işlemde bankanın belli bir oranda kâr elde etme, sermayeyi aynen geri ödeme gibi mükellefiyeti yoktur. Zarar, faaliyeti denetim yetkisi bulunan, sermaye koyan tarafa aittir. Murabaha: Bankanın, müşterisinin yazılı talimatı üzerine, bir malı, makine donanımı satın alarak talimatı veren müşterisine vadeli olarak, alış bedeline kâr payı ekleyerek satmasıdır. Bu işlemde, kaynak para olarak değil mal olarak sağlanmakta, vade farkı da işlemin kârını oluşturmaktadır. Murabaha, özü itibarıyla vadeli ayni kredi verilmesi işlemidir. Muşaraka: Bankanın, başka bir kuruluşun sermayesine katılarak ortak olması, riski paylaşması, kârdan pay alabileceği gibi zarara da katlanmasıdır. Banka, sermaye iştirakiyle işletmenin yönetimine katılabileceği, işletme üzerinde önemli bir etkisi olabileceği gibi, yönetime katılmayabilir. Sermaye iştiraki İslam bankalarına özgü bir faaliyet olmayıp genel bir bankacılık işlemidir. Muşaraka Mutanakısa: Bankanın, bir girişimci ile bir yatırım projesini gerçekleştirmek üzere ortaklık kurması, projenin tamamlanması sonrası girişimci ortağın bankanın payını payderpey satın alarak, bankanın iştirakteki payının giderek azalmasıdır. Bu tür proje finansmanını, kalkınma bankaları da yapmaktadır. Projenin başarılı olması halinde sağlanacak getiri kredi vermekten daha yüksek olmaktadır. Icara: Girişimcinin, iş sahibinin yazılı başvurusu üzerine bankanın, makinedonanımı, maddi duran varlığı satın alarak, girişimciye uzun süreli kiralayarak kira almasıdır. Kira, amortisman giderine kâr payı ekleyerek belirlenmektedir. İcara, bir finansal kiralama (leasing) işlemidir. İcara va İktina: Finansal kiralamanın özel bir şekli olup, kira sözleşmesi sonunda bir bedel karşılığında kiracıya satın alma, varlığın mülkiyetine sahip olma hakkının tanınmasıdır. Müzaraa: Tarım alanında kurulan bir ortaklık olup, banka, araziyi sağlamakta, karşı taraf emeğini, becerisini koyarak üretim faaliyetini yürütmekte, oluşacak kâr veya ürün önceden belirlenen oranda ortaklar arasında bölüşülmektedir. Musakat: Tarım alanında kurulan bir ortaklık olup, banka, sermaye olarak bağ, bahçe, meyvelik, zeytinliği sağlamakta, karşı taraf ürünü toplama, değerlendirme işlerini yerine getirmekte, oluşacak kâr taraflar arasında bölüşülmektedir. Müzaraa, musakat, tarımda yarıcılık anlaşması olup, ürünün paylaşılmasıdır. Sukuk ihracı: Bankanın, müşterisi işletmenin talebi üzerine, karşılığı kira olarak ödenmek üzere boçlanma senedi (sukuk) ihraç ederek sağladığı kaynakla, başvuran işletmeden duran varlık satın alarak yine işletmeye uzun süreli olarak kiralaması, kira sözleşmesi sonunda işletmenin, kiraladığı duran varlığın mülkiyetini geri almasıdır. Banka, bu işlemde varlık kiralama şirketi işlevi görmektedir. İslam bankası, yaptığı işlemlerde faiz almamakta, ancak işlemler, verilen ödüncün üstünde bir fazlalık alınması, alınan fazlalık ile zaman arasında ilişki kurulması gibi özü itibarıyla, faizin ana öğelerini içermektedir. İslam bankaları, ticaret ve kalkınma bankalarına özgü işlemleri, değişik isimler altında yapmakta; örtülü faiz almaktadır. İslami bankacılık, finansal sistemimize Bakanlar Kurulu’nun 83/7506 sayılı kararı ile 1984 yılında Özel Finans Kurumu (ÖFK) olarak girmiş, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile unvanları Katılım Bankası’na dönüştürülerek faaliyetleri yasa kapsamına alınmıştır. İslami bankacılık, ülkemiz açısından yeni bir uygulama olmamasına karşın, kirize karşı kurtarıcı bir yenilik olarak kamuoyuna sunulmaktadır. Bu söylemle, İslami kavramlara duyarlı olan kesimin desteğini alma, yenilik getiriliyormuş izlenimi yaratma, algı yönetimi yapma, bankalara yönelecek mevduatı, yüksek getiri beklentisiyle katılım fonu olarak İslam bankalarına yöneltme, yurtdışı İslam bankalarından kaynak sağlama amaçları güdülmektedir. Krizin derinleştiği, ekonomide her şeyin baştankara gittiği bir ortamda İslam ekonomisi, İslami bankacılık söylemi, krizden çıkmada anlamlı olmadığı gibi, söylem olmaktan ileri gidemez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle