28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr AVRO STERLIN FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA 7 8 MAYIS 2020 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.1950 0.5 kuruş 7.7550 1.5 kuruş 8.8510 5.3 kuruş 8.76 0.29 puan 98.398 173 puan Dövizin yükseliş trendine Londralı bankacılara getirilen yasaklarla önlem aranıyor 2640.34 6.6 lira 392.00 1.06 lira Kurda ateş düşmüyor Dolar/TL, dün tarihi zirvesi olan 7.24’ü aşarak 7.2687 seviyesine ulaşırken; kurdaki bu artışı frenlemek için Bankacılık Düzenleme ve Denet leme Kurumu’ndan (BDDK) bir önlem da ha geldi. BDDK, yurt dışında kurulu BNP GAMZE BAL Paribas, Citibank ve UBS bankalarına TL yükümlülüklerini ye rine getirmedikleri için bir bacağı TL olan döviz işlemini yasakladı. Son birkaç hafta petrol fiyatların daki düşüşün durması ve Merkez’in Dolar/TL, 2018 Ağustosu’ndaki tarihi zirvesini aşarak 7.26 seviyesini gördü. BDDK’nin Londra merkezli üç bankaya getirdiği yasaklarla 7.08’e kadar geriledi. Ancak bu hamleler doların ateşini söndürmeye yetmiyor. rezervlerdeki hızlı kayıplara ilişkin soru işaretleri nedeniyle TL’de değer kaybı hızlanmaya devam ediyor. Hükümet tarafından Türkiye’nin dış kaynak arayışları için swap çalışmalarının sürdüğüne ilişkin söylemler sürse de piyasalarda bu konuya ilişkin süren endişeleri giderecek net bir adım yok. Aksine, önce dövizdeki artışın swap anlaşması beklentisinden değil, Londra merkezli manipülasyon ve sal dırılardan kaynaklandığı suçlamalarına yönelik BDDK’nin yetkilerini genişleten bir yönetmelik yayımlandı. Ardından, BDDK 3 bankaya swap yasağı getirdi. Bu son hamlenin ardından dolar/TL, 7.26 seviyesinden kısa süreliğine 7.08’e kadar indi. Ancak bir saat içerisinde benzer kaygılarla tekrar 7.20 seviyesini aştı. Ekonomist Uğur Gürses’e göre, salgının yarattığı krizin de et kisiyle Türkiye’de ödemeler dengesi bozulmaya başladı. İhracat ve turizm gelirlerinin düşüyor olması, dış borç ödemeleri, sermaye çıkışları, yatırımcının ve yurttaşın güven duymaması gibi sebepler kurdaki artışın ana sebepleri. Gürses’e göre, “Böyle bir tabloda kur yükselir, şeytan avına çıkmanın bir anlamı yok.” Gürses, BDDK’nin son hamlesinden sonra kurdaki kısa süreli düşüşü ve son gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Muhtemelen, bu bankalara yasak geldi o zaman kimse döviz alamayacak, kur düşer diye düşünüp döviz satmış olabilirler. Bu yüzden kısa süreli düşüş oldu. Yasağa ilişkin ise eğer sermaye rejiminiz serbestse yabancı bankalar döviz de alır döviz de satar. Bu sadece beceriksizliğin ve kötü yönetimin bir bahanesi. “Swap çalışması sürüyor” ise tamamen kamuoyu iletişimi için yapılan bir söylem. Merkez’e swap kanalı açmalarını muhtemel görmüyorum.” Korona yoksulu vurdu MAHMUT LICALI Salgın nedeniyle ekonomik durumu kötüleşen vatandaşların büyük bölümünü geliri düşük kesimler oluştururken; her dört kişiden biri temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığını ifade ediyor. Geliri bin TL ve altında olanların yüzde 70’i; bin TL ile 2 bin TL arasında olanların ise yüzde 29’u koronavirüs salgını nedeniyle işsiz kaldığını bildirdi. Metropoll Araştırma Şirketi’nin 28 ilde 1288 katılımcıyla gerçekleştirdiği çalışmada koronavirüs salgınının Salgın sürecinde geliri 1000 TL’nin altında olanların yüzde 70’i işsiz kaldı. ekonomiye etkisiyle ilgili ayrıntılı analizlere yer verildi. Çalışmada özetle şunlar yer aldı: 4 Virüs çalışma hayatını vurdu: Katılımcıların yüzde 26.8’i işsiz kaldığını belirtirken, ücretsiz izne gönderildiğini söyleyenlerin oranı yüzde 6.9 oldu. İşe gitmeye devam ettiğini ancak çalışma saatlerinin azaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 7.1 olurken, evden çalıştığını ifade edenlerin oranı ise yüzde 4.2 oldu. 4 Çalışmama oranı 2’ye katlandı: Zaten çalışmadığını ifade edenlerin oranı yüzde 42 oldu. İşsiz kalanlar, ücretsiz izne çıkarılmayanlar ve zaten çalışmayanların toplam oranı yüzde 76 olarak hesaplandı. 4 İşini kaybedenler yoksullar: Çalışmaya göre, aylık geliri bin TL ve altında olduğunu ifade edenlerin yüzde 70’i işsiz kaldı. Gelir düzeyi bin2 bin TL arasında olanların ise yüzde 29.9’u işsiz kaldı. Bu durum salgın nedeniyle işini kaybedenlerin, en düşük gelir grubuna sahip kesimlerden oluştuğunu gösterdi. 4 4 kişiden 1’i ihtiyacını karşılayamıyor: Katılımcıların yüzde 24.2’si temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını, yüzde 48’i yalnızca beslenme ve barınma gibi ihtiyaçları karşıladığını, yüzde 26’sı her ihtiya cını karşılayabildiğini ifade etti. Ortalama her 4 kişiden 1’i temel ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyledi. 4 Koşullar salgınla kötüleşti: Katılımcıların yüzde 43.9’u koronavirüs salgınından beri bu koşullarda bulunduğunu ifade etti. l ANKARA Jale Özgentürk YAKIN PLAN jale.ozgenturk@cumhuriyet.com.tr Türkiye Futbol Federasyonu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Bilim Kurulu’nun açıkça destek vermemesine rağmen maçları haziran ayında başlatacağını açıkladı. Koronavirüs salgınında maçlar seyircili mi, seyircisiz mi oynanacak? Nasıl olacak? Tartışmalar başlamış durumda. Bu tartışmalar sürerken başka bir konu ise uzun süredir gündemde. Maçların yayını konusu... Aslında futbolla hiç ilgim yok ve konuya da özel bir yakınlığım olmadı ancak son günlerde bu konuda kulisler alevlenmiş görünüyor. Bilindiği gibi Digitürk 2016 yılında Katarlı ünlü işadamı Nasser el Khelaifi’nin şirketi beIN Sports’a yaklaşık 1 milyar dolara satılmıştı. Ancak yayıncı kuruluş ile futbol dünyası arasında sular hiç durulmadı. Şimdi kulislerden aldığım bilgileri sizlere aktarmak istiyorum. Yaklaşık 1 yıl önce yayıncı kuruluş beIN Sports’un Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) başvurarak, “Türkiye’de para kazanamıyoruz, kulüplerden indirim istiyoruz” talebiyle bir kavga yaşanmıştı. Şimdi iddialara göre sona yaklaşıldı. Yayıncı kuruluşun sezon içerisinde maç görüntülerini paylaşan kulüplerden yüksek telif ücreti talep etmesi, mart ayında kulüplere ödeme yapmaması ve son olarak da yine indirim talep etmesi bardağı taşırdı. Sonrası ne olacak? TFF Başkanı Nihat Özdemir de yayıncı kuruluşun bu dönemde ekonomik açıdan zorlandığını, kendilerinin de hazırlık yaptığını açıklamasıyla Katarlı beIN Süper Lig ve 1. Lig’in maçlarının yayını için yeni ihale hazırlığı var Maç yayınında Saran sürprizi BeIN Sports’un en geç bir yıl içinde gitme olasılığı maç yayınları için rekabeti erken başlattı. Demirören Grubu’nun DSmart’ına karşı Kulüpler Birliği’nin gönlü ise sürpriz aday Saran’dan yana. TFF YURTDIŞINDAKI ÖRNEKLERI INCELIYOR DSmart ve yeni aday Saran Holding şimdiden yayın için hazır olduğunu ilan ederken Türkiye Futbol Federasyonu’nun da yeni ihale için çalışmalara başladığı belirtiliyor. Aldığım bilgilere göre özellikle TFF Başkanı Nihat Özdemir, bazı sektör uzmanlarına danışarak yeni ihaleyi nasıl yapacaklarını araştırıyor. Futbol dünyada olduğu gibi Türkiye için çok önemli bir alan. Atılacak adımlar da o nedenle fazlasıyla ses getiriyor, tartışılıyor. beIN kesin kararını açıkladıktan sonra sert bir rekabet yaşanacağı ortada! Sports’un sezon sonu ya da bir yıl sonra Türkiye’den çekileceğine artık kesin gözüyle bakılıyor. Yayıncı kuruluşun Türkiye’den çekilme ihtimalinin kuvvetlenmesi ise sonrası için bir yarış başlatmış durumda. Yeni bir yayın ihalesi yapılması gündemde. Burada da 2 kuruluş dikkat çekiyor. Birisi Demirören Holding’e bağlı DSmart diğeri ise yıllardır spor içeriği pazarının önemli bir temsilcisi Saran Holding. Yine anlatılanlara göre futbol taraftarları ve Kulüpler Birliği, Yıldırım Demirören’in sahibi olduğu DSmart’ın bu ihaleyi almasına sıcak bakmıyor. Özellikle Kulüpler Birliği üyeleri futboldaki mevcut ekonomik şartlara Demirören’in ne den olduğunu düşünüyor. Bu iddiaları dile getirenler ge rekçe olarak da “Çünkü son yayın ihalesi Demirören başkanlığında gerçekleşmiş ve sadece maçların yayın hakkı değil, ligin isim hakkı, ligin sosyal medya hesapları ve uygulama hakları da Katarlılara ücretsiz verilmişti” hatırlatmasını yapıyor. 7 Mayıs Cumhuriyet kutlamalarından 53 yıla kazılı fotoğraf kareleri.. Cumhuriyet çalışanları ile okurlarının anılarında en sıcak köşeye çakılı kalanları, çoğunlukla “Ahşap Pembe Konak”ın bahçesindeki gönüllülük üzerinden davetsiz buluşmalardandır.. Benim için ilk en güzellerinden birinin yılı ’6789 bile olabilir.. Çünkü arkasına not düşmemek gibi kötü bir huyum vardı. Oysa o güzel fotoğrafta yanımda en içten şen şakrak gülüşü ile bizim için arşiv müdürümüz, özelinde ünlü D grubu ressamlarından, daha önce de arkeoloji müdürlüğü yapmış ailemizin unutulmaz sevgili büyüklerinden Elif Naci var. Cumhuriyet ailesi buluşmalarında iz bırakan aslında bir yılın içinde iki büyük kutlamadan biri 7 Mayıs kuruluş yıldönümü, diğeri Yunus Nadi ödüllerinin dağıtım törenleridir.. Dönemin koşullarına göre de, laik Cumhuriyetin, Atatürk devrimciliğinin, çağdaş evrensel insan haklarının ödünsüz savaşımında buluşmuş aydınlanmacıları için koşullar gereği, iz bırakmış fotoğraf karelerinde dönemlerin koşullarına ayna tutan enstantaneler çoktur.. Yılsız, unutulmaz gerçek fotoğraf kaydı bile alınamamışlar arasında, Doğan Nadi’nin aramızdan ayrılması sonrası bir tarihten, gece yarısından sonra aramıza gelip, “Doğan Nadi benim çok özel sevgili dostumdu, izin verirseniz size özel bir konser vermek istiyorum..” diye söze giren Safiye Ayla var. Merdivende, bir taşa oturup, enstrümansız sabaha kadar gönlünden geçtiği gibi, kimileri için “Atatürk de çok severdi” diye göğüs geçirerek gönüllü, saatler süren enstrüman eşliği olmadan birinden diğerine geçerek gün ağarana kadar okudu, okudu.. 12 Mart darbesi, Cumhuriyet gazetesini elbette hedef alacak, aile içi damat darbesi operasyonu bana göre çok çabuk gelecekti.. 1971 ve 1972 7 Mayıs’larında şeklen yapıldıysa da kutlamalara ilişkin hiçbir fikrim yok. Cumhuriyet okurları ile Nadir Nadi, yazarları, okuraile buluşmasının da yaşanmadığını biliyorum. Dünyada bir benzeri görülmemiş okur boykotu yaşanmıştı. HHH Denizlerin, üç fidanın idamlarına ilişkin gelişmelerden, 48 yıl öncesi 6 Mayıs günü gerçekleşmiş idam infazlarının tanıklıklarından da zorunlu çok uzakta kalmıştım. Sonrasında en çok Sevgili Halit Çelenk’in acısı hiç silinmeyen gözlerinden çok fazlası ile okunacaktı. Günümüzde 68 kuşağının birbirinden değerli belgeselleriyle yaşanmış acılara tanıklıkların bugünün kuşaklarına ulaştırılmasına yeri gelmişken teşekkür etmek borcumuz.. İçinde yaşarken ayırdına varamadığımız pek çok gerçeğe ayna tutulması, gerçeklerin yeni kuşaklara taşınabilmesi çok değerli katkılar.. Dünyada bir örneği yaşanmamış Cumhuriyet okurlarının boykotu sayesinde, aile içi operasyonla gerçekleştirilmiş Cumhuriyet gazetesinin kimliğini kırmaya yönelik darbe 1972’nin ikinci yarısında, yine Nadir Nadi yönetiminde, yazarları, okurları buluşması daha bir donanımlı, inaçlı boyutlarda gerçekleşecekti.. Sanırım 1973 yılının sonrası kutlamalarından birinin fotoğraf kareleri arasına, yine bana göre raslantısal Yılmaz Güney’in katılması ilginç bir enstantaneydi. Kimliğine özgü eğilip Nadir Nadi’nin elini öpüşü hâlâ gözlerimin önünde.. Yeri geldikçe Cumhuriyet’ten tanıklıklarda yer alacak anlamlı satır aralarını bu köşeye sığdırmaya kalkışmak kuşkusuz söz konusu olamaz.. Nadir Nadi’nin 12 Mart’tan çıkardığı en büyük dersin, yazarlarının özgürlüğünü koruma kaygısı ile yaptıklarından okuyabiliriz.. Kâr amacı gütmeden içerikli gazete çıkarma önkoşulunu, sermaye, siyasi erk, bankaların kredi gücüne bağımlı olmamak olarak yaşama düsturunu babasından, geçmiş birikimiyle, deneyimleriyle fazlasıyla edinmişti. Yazarlarını koruyabilmenin güvencesi için ise dünya örneklerinin en başarılarının peşine düşmüştü. 12 Mart’ın sınavları ile de güvendiği Oktay Kurtböke’den, Le Monde, El Ahram örneklerinden esinlenen proje üretildi. Yazarların yönetimde söz ve karar sahibi olacakları Cumhuriyet Gazetesi Yayın Kurulu oluşturuldu. Nadir Nadi’li sonraki yıllarda 12 Eylül sürecinde bile travmatik sorunlar yaşanmadı. Gazete kapandı, yazarları yargılandı, ancak Nadir Nadi bir kez bile 12 Eylül konsey üyelerinin karşısına çıkmadı, el sıkmadı. Sonunda Evren sivil kimliği ile Cumhuriyet’i ziyarete geldiğinde bile karşılamadı. Berin Nadi ev sahipliği yapmak zorunda kaldı. Ölümünden sonrasında, yakın tarihlerde yaşananlara geçemeden, Berin Nadi’nin, Atatürk’ün, Yunus Nadi’nin emaneti Cumhuriyet’i yeniden yaşatma sorumluluğu ile aile mirasını sermaye yaparak Cumhuriyet Vakfı’nı kurmasından söz etmemek olanaksız elbet. İlhan Selçuk’un sırtına yüklenen büyük yükleri görmezlikten gelmemek, Cumhuriyet okurlarının her koşulda özverilerini, gazeteye hep aynı inançla bağlılıklarını, desteklerini unutmamak, anlamlarını değerlerini doğru, eksiksiz, yanlışsız okumak gerek.. KIRALARDA VIRÜS KAVGASI BAŞLIYOR Nisan ayının sonuna doğru bu köşeden alışveriş merkezlerinin (AVM) mayıs ayında açılacağına ilişkin bir yazı yazmış ve özellikle mağaza sahipleri ile perakendeciler arasında bu kez kira tartışmalarının patlayacağını hatırlatmıştım. Bu tartışmanın öncü fişeği Ataşehir’de atıldı. Kiracımal sahibi kavgası Migros’la bölgedeki bir mağazasının mal sahipleri arasında başladı. Migros, mal sahiplerine “Salgın nedeniyle zorunlu olarak mağaza mız kapalı kalmıştır. Kapalı kalan günlerin kira bedelleri mahsup edilerek ödenecektir” açıklaması yaparak kirasını yüzde 30 keserek ödedi. Mal sahiplerini temsil eden avukat Ersan Taşdemir ise Migros’a ihtarname göndererek eksik kira ödemesine itiraz etti. Taşdemir, Migros’un ve marketlerin bu süreçte kapalı kalmadığını, aksine bu süreçte en çok kazanan şirketler arasında yer aldığını belirterek “Kira normal ödenmezse icra takibi ve tahliye davasının açılacağını” bildirdi. Başka bir kavga da kiraların yeni duruma uyumlandırılması konusunda gündemde. Danimarkalı ayakkabı markası ECCO’nun Türkiye Genel Müdürü Deniz Erda’nın, “Kira rakamlarında artık 2020 Mart’ından önceki rakamları kimsenin beklememesi gerekiyor. Öyle bir dünya olmayacak” açıklaması da bunun işareti ni veriyor. Taşdemir, sadece mağaza sahiple ri değil ev kiralarında da aynı tartışmaların gündemde olduğunu söylüyor ve işini, gelirini kaybetmiş, zor durumda kalmış kiracılara şu hatırlatmayı da yapıyor: “Zor durumda olandan kira istemek söz konusu olamaz. Borçlar Kanunu’nun 138’inci maddesi ‘ifa imkânsızsa kira ödenmez’ diyor.” Virüsün girmediği yer kalmayacak gibi! İş’ten dijital kolaylık İş Bankası, salgın sürecinde dijital bankacılık hizmetlerine hız verdi. Esnaf ve gerçek kişi tacir müşterilerinin 100 bin TL’ye kadar ticari kredi başvuruları İşCep uygulaması ve internet şubesinden yapılabiliyor. Başvuruda herhangi bir belge ve kefil istenmiyor. Çiftçilere güncel zirai bilgilere ilişkin anlık veriler sunan İmeceMobil uygulaması da ücretsiz. Müşteriler, İmeceMobil içerisinde yer alan “İmece Kart’ım” kısmından Maximum İşyerim uygulamasına ulaşarak bankacılık işlemlerini tamamlayabiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle