28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YORUM TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 8 MAYIS 2020 CUMA Gerginlik! “Her aşırılıktan bir başka aşırılığın, her gerginlikten bir başka gerginliğin doğacağı’ kuralı, yadsınamaz ‘toplumsal bir yasadır!’ ” der, Cumhuriyet’in yarım yüzyıllık yazarı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, “Toplumsal Yaşam ve Hukuk” adlı kitabında. Ve değerli dostlar, anımsanacağı gibi, bu köşenin düşünürü olan Kierkegaard (18131815) “Hayatı ileriye dönük yaşar, geriye dönüp anlarız!” der. Bu doğrultuda, şöyle bir geriye dönelim diyorum, öyle pek uzaklara değil, geçen yılın, “2019 yılı”nın, “27 Eylül” Cuma gününe; o gün bu köşede yayımlanan “Küresel Adaletsizlik!” başlıklı yazıya; yazı bir “alıntı” ile başlıyor, şöyle: “İnsanlığın kaderi, sınırlı sayıda ülkenin insafına bırakılamaz!’ diye haykırıyor, kürsüdeki konuşmacı Birleşmiş Milletler’in (BM) dünya liderlerine özgülenen ‘74. Genel Kurul Toplantısı’nda”. Ayrıca, “BM”nin “Yönetim Kurulu”nu da işaret ederek: “Dünya ‘beş’ten büyüktür!” diye de sesleniyor, üstelik beş parmağını gösterip, sallayarak... Belli ki, “BM”nin yönetiminin almış olduğu bir “karar”a karşı çıkıyor, “muhalefet” ediyor nedenini de belirtiyor; milyonların hakkını, bu “beş kişinin ağzını açıp kapamasına” bırakılır mı? diye, önlenemez taşkın bir kızgınlıkla “isyan” ediyor... Haklı! Dinleyicilerin sayısı artıyor; salon iyice dolmaya başlıyor. Kürsüde vargücüyle haykıran, yüzü kıpkırmızının da ötesinde bir hayli kızarmış konuşmacı, “yönetim”e yükleniyor da yükleniyor... Eee haklı! Hem de yüzde yüz haklı... Geri kalmış ülkelerle, ya da bu durumdan çıkma çabasında olan ülkelerle ilgili “kararlar” alıp uygulamaya başlayacaksın, “onlara hiç sormadan, görüşlerini almadan...” Katılmamak olası değil... Anlaşılacağı gibi değerli dostlar, kürsüdeki konuşmacı R.T. Erdoğan... Evet öyle; ne var ki, Erdoğan bu konuşmayı yaptığı “Birleşmiş Milletler Toplantısı”na katılmak üzere uçağa binmeden önce basınla buluşmuştu; bilmem anımsanır mı, “FOX TV” muhabiri, Kılıçdaroğlu’nu kaynak göstererek o sıralarda sıcak gündemi oluşturan “Tank Palet Fabrikası” konusuyla ilgili sorusuna şu sözlere yanıt vermişti: “Kılıçdaroğlu hayatını yalanlar yalanlar üzerine düzenlemiş bir siyasidir!” diyerek... (22.9.2019) Ve iki gün sonra, New York’ta, “BM”de yaptığı bir konuşmada, “nefret söylemi”nin ne denli tehlikeli oluşundan, söz edecek uzun uzun... Kısaca şunu söyleyebiliriz, sık sık değindiğimiz bu “Devlet Dili’nin geçerli olması, kuşkusuz “Devlet Adamı”nın varlığına bağlı, bunu da unutmamak gerekiyor... Kimi siyasilerden, kimi sorumlulardan saçılan, dökülen konuşmalar, sözler, öyle kontrolsüz ki, Anadolu halkının sık kullandığı bir atasözünü anımsatıyor, şöyle: “Testinin içinde ne varsa ağzından o dökülür!”... Ne var ki, ekonomik durumun yarattığı gerginliği, çaresizliği, bir de “söz”le derinleştirmemek gerek. En tepeden en uca yönetimde yer alanların, bu tutuma daha dikkat etmeleri, özen göstermeleri gerekiyor... 29 firma hakkında soruşturma başlatıldı Rekabet Kurumu, içlerinde zincir marketlerin de bulunduğu 29 teşebbüs hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’u ihlal edip etmediklerinin belirlenmesi amacıyla soruşturma başlatıldığını açıkladı. Bazı firmalar şunlar: “Watson, Banvit Bandırma Vitaminli Yem, Beypi, ColgatePalmolive Temizlik Ürünler, Çağrı, Dalan Kimya, Dentavit Sağlık Ürünleri., Evpaş Evyap, Gratis, Johnson and Johnson, Karizma Beşler Et, Katmer Un, Küçükbay Yağ, Migros., Metro Grosmarket, Nestle, Nivea Beiersdorf , Procter&Gamble, Savola Gıda, Söke Değirmencilik, Şok Marketler, Türk Henkel, Unilever, Yeni Çağdaş İhtiyaç, Yeni Mağazacılık ve Yunus Market. l Ekonomi Servisi 8 MAYIS 2020 SAYI: 34547 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:04 05:46 13:06 16:59 20:15 21:50 Ankara 03:54 05:33 12:50 16:42 19:57 21:30 İzmir 04:23 06:00 13:13 17:02 20:16 21:46 İktidar, Türkiye’nin çoğunluğundaki ve ülke ekonomisinin temelindeki “tarımcı nüfusu” her nedense dikkate almıyor! HHH Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası, (TMMOB ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, virüs salgınının ülkemize en az zarar vermesi için, Cumhurbaşkanı’nca 18 Mart’ta açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanındaki” önlemlerde ve ayrıca, 25 Mart tarihli “Ekonomik Destek Paketi’nde” de “tarım” sektörüne yer verilmeyişine dikkati çekti! HHH Suiçmez, “Dünyayı tehdit eden ‘koronavirüs’ karşısında, çiftçilerimiz bir yandan sağlık tehdidiyle uğraşırken, bir yandan da geçim için üretim telaşındalar...” diyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: “Sağlığımızı korumanın tıbbi yöntemler dışındaki en önemli etkenlerden biri de, tarımsal üretimimizi artırmanın mutlak bir zorunluluk olmasıdır. Tarımsal örgüt enflasyonunda, aslında örgütsüz olan çiftçilerimiz üretimden çekilirken, son yirmi yılda 3.5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisini ekmekten vazgeçti!” Suiçmez ayrıca, ülkemizde mart ve nisan aylarının; özellikle sebze tohumu ve fidesi ile pamuk, ayçiçeği, mısır gibi ürünlerin ekim, dikim, gübreleme ve ilaçlama zamanları olduğunu anımsatarak “Üreticilerimiz, çiftçilerimiz ise bugün maalesef önlerini görememekte. Bir aylık ekim sezonunu kaçırırsak, bir yıllık mahsulü kaybederiz” demişti! HHH Dünya Gazetesi Yazarı Ali Ekber Yıldırım da değişik sektörlerde, “Vergi, borç ötelemeleri, finansman kolaylıkları gibi destekler” içeren “Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi’nde tarıma yer verilmeyişini” eleştirdi! HHH Yıldırım, “Amerika’nın Sesi (VOA)” Türkçe programının sorularını şöyle yanıtladı: “Açıklanan pakette, tarımla ilgili hiçbir destek ya da önlem yer almadı! ‘Tarım sektörünün’ adı bile geçmedi. Oysa bu dönemde, sağlıktan sonra, belki de sağlıkla birlikte en önemli sektör, tarım... Özellikle bu dönemde, tarım sektö kir. Eğer bu süre ci iyi yönetemezsek aşırı fiyat dalgalan maları, açlık, kıtlık, yoksulluk ve sonra sında gıda bunalımı yaşamamız kaçınıl Tarım ülkesi Türkiye! maz olacaktır!” HHH Ziraat Mühendisle rü açısından hem ekimdikim ri Odası, “İzmir Şube zamanı hem de bazı ürünlerde Başkanı” Tevfik Türk de “Ziraat hasat başladı. Dolayısıyla bu fa Bankası ve tarım kredi kooperatif aliyetlerin sürdürülmesi gereki lerinin düşük faizli yatırım ve işlet yor. Eğer yapılmazsa birkaç ay me kredisi sunumunun virüse kar sonra raflarda ürün bulmakta şı önlemler paketi içinde yer veril zorlanacağız!” mesine” tepki gösterdi! HHH Türk, VOA Türkçeye şunları söy “Gübre, ilaç, tohum gibi gir ledi: “Bu kredi, 2 Ocak 2020 tarihin de Cumhurbaşkanlığı Kararna mesi ile çıkmıştı. Bir de kısa bir süre önce bir destekleme öde mesi yapıldı. Bu, 2020 destek lemesi gibi sunuldu!” Ama aslında çiftçimizin 2019 yılında üretip hasadını bitirdiği ürünlere yönelik des teklerin bir kısmının ödeme siydi. Biz 2019 ödemelerinin yanı sıra 2020 ödemelerinin bir kısmının da yapılmasını ta lep ediyorduk...” dilere erişimde şu anda sorun HHH yaşanmadığını” söyleyen Yıldı Türk, bazı tarım kalemlerine rım, yakın gelecekte bu girdile uygulanan yüzde 1’lik KDV ora rin “ithalatında” ve tarlaya ulaş nının genişletilmesi ve çiftçile tırılmasında “ikmal” sorunları rin de balıkçılar gibi ÖTV’siz ma yaşanabileceği uyarısında bu zot kullanması gerektiğine de lundu! ğindi... Türk, girdi maliyetlerinin Yıldırım’a göre: “Dövizdeki artışını anımsattı, “Örneğin, kü artışa bağlı olarak maliyetler de çük çiftçi patates üretiminden yükselecek! Bu maliyet artışı, uzaklaşıyor!” dedi... Son 15 yılda önce üreticiye, sonra da tüketi Türkiye’de çiftçi sayısının 700 ciye yansıyacak! bin azaldığını, mevcut çiftçilerin Bu nedenle devlet; bu aşa yaş ortalamasının da 5859 ol mada, özellikle tohum, fide, duğunu, virüs karşısında tehlike gübre, ilaç gibi girdileri ve ana ye dikkati çekti. kalemleri destekleyerek karşıla HHH malıdır! AKP Reisi Umumisi, Reisi Ayrıca, yaz mevsiminde tü Cumhur, Veziri Azam Recep Tay ketilecek sebzelerin, dikimleri yip Erdoğan’ın, ancak nisan so nin şu anda yapılmaları gerekir! nunda, o da AK Parti il başkan Eğer domates, biber, patlıcan, ları ile “tele konferans” yoluyla salatalık, kabak gibi ürünlerin düzenlediği toplantıda, Erzurum dikimleri şu sıralarda yapılmaz İl Başkanı Mehmet Emin Öz’ün sa, varın düşünün gerisini!” “tohum talebi” yanıt buldu. HHH Erdoğan, bu istekten bir haf Ziraat Mühendisleri Odası, ta sonra “Bitkisel Üretimin Ge “Trabzon Şube Başkanı” Cemil liştirilmesi” programı çerçeve Pehlevan, virüs salgınının tarı sinde yüzde 75’i olmak üzere, ma etkileri nedeniyle şu uyarı köylüye 21 ilde tohum dağıtıla larda bulundu: cağını açıkladı... “Önümüzdeki günler, gele HHH cek yılın hasatı için ekim, dikim, Ayrıca, 3 gün önce Tarım Ba bakım, ilaçlama ve gübreleme kanlığı sözcülüğü rolünü yükle nin yapılacağı önemli günler nerek buğday, arpa ve bakliyat dir... Bu çalışmaların ağır aksak taban alım fiyatı ile destek prim da olsa devam ettirilmesi gere lerini de açıkladı! BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Antalya ilinde bir yayla. 2/ Kaz Dağı’nın antik dönemlerdeki adı... Niteliği düşük mal. 3/ Balıkesir yöresine özgü bir halk oyunu. 4/ İzmir’in Tire ilçesine özgü, ısırgan otu ve peynirle yapılan zeytinyağlı bir yemek... Gözün renkli bölümü. 5/ Ormanlarda yaygın olarak bulunan bir mantar cinsi. 6/ “Eğlenecek bulaman / Gönlümdeki köşk olmasa” (Âşık Veysel)... Bir tür çörek. 7/ Damarlı ve yarı saydam bir taş... Küçük erkek kardeş. 8/ Kars’ın doğusundaki ünlü eskiçağ kenti... Doğanın neden olduğu yıkım. 9/ Resmi bir erkek giysisi... İlgi eki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Rezene bitkisine verilen bir başka ad. 2/ Kısa çizme... Yaratıl 1 234 5 678 9 1 MAKRAME K 2 A TU BUKL E 3 HA YMA T LOS 4 V MA T ED İ 5 İ MAR T ROK 6 YAKUZA SS 7 EL Z İ YA U 8 TATAR SAY 9 K İ T F İ YU 1 1 2 3 4 5 6 mış olan bütün canlılar. 3/ 7 Avrupa’da küçük bir ülke. 8 4/ Şöhret... Dar, uzun ve hafif bir yarış kayığı. 9 5/ Verme, ödeme... Dingil. 6/ Büyük Menderes Irmağı’nın deltasında, birçok kuş türünü barındıran bir göl... En kısa zaman süresi. 7/ Yemek 23 4 5 6789 ten önce içilen içki. 8/ Japon lirik dramı... Piston. 9/ Kuran’da bir sure... İtici neden, güdü. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Düşman aranıyor… Sürekli “düşman” arayışı içinde, vazgeçilemez bir “kavga” arayışı içindeki zihniyetten söz ediyorum. Attığı her adımda “maraza” çıkarmaya çalışan insanlar vardır. Hani zaman zaman gazetelerde 3’üncü sayfa haberlerine konu olan “Kaldırımda, karşıdan gelen adamı, ‘ne bakıyorsun lan?! diye bıçaklayan” tipler vardır ya. Öyle bir haleti ruhiye. Etrafında edilen her lafı, olumsuz bir yerlere çekmeye çalışıp “Dur bir dakka! Sen şimdi bana bir laf mı çakmaya çalıştın? Var ya… O lafı sana yediririm lan!..” diye atarlanan işkilli, pinpirikli karakterleri kastediyorum. Hep “takılacak, takışacak, dalaşacak, dövüşecek, başını belaya sokacak” birini arar bunlar. Yaralar ve yaralanır tabii, bu arada. Ama önemli değildir. Karakter budur. Bir nevi “gıda” da diyebilirsiniz. Bundan beslenen bir bünye. Bundan beslenen bir ego. Yani, adeta bu saydıklarımı yapmazsa nefes alamayacağına, hareket edemeyeceğine inanan bir fizyolojikpsikolojik yapı. Buraya kadar yazdıklarımı okuyanlar arasında psikolog ve psikiyatrlar varsa, adını da koyacaklardır. Hatta, bu konuda öğrenciliklerinden itibaren karşılarına çıkan “case study”leri (örnek vaka) ve belki de yazdıkları tezlerikitapları anımsatıp suratlarına bir acı gülümseme oturtmuş da olabilirim. Bu bilim insanlarının uzmanlık alanına daha fazla tecavüz etmeden, meseleyi “teşbih” ile siyaset sahnesine taşımak istediğimi anlamışsınızdır. Başarısız siyasetçilerin, daha doğrusu “yolu yanlış, yolunu şaşırmış, tekerleği patlamış” siyasi hareketlerin tipik tavrıdır bu. Evrensel bir olgudur. Her ülkede böyledir. Hele ki demokrasiden nasibini almamış, demokrasinin bulaştığı her şeyden nefret eden siyasi çizgilere sahip kişi ve kurumların “tedavi edilemez” hastalığıdır. Bugünün Türkiyesi’ne baktığınızda da ülkeyi yönetenlerin öteden beri mustarip oldukları bu “virüsün” çaresini siyaset bilimi bulamamıştır. Ekonomiden dış politikaya, sosyal politikalardan spora, sağlık sisteminden altyapı sorunlarına, bilimden din işlerini düzenlemeye kadar her alanda olağanüstü seviyede başarısızlıklarla dolu bir karneye sahip bu iktidar, kaçınılmaz olarak bu sözünü ettiğimiz “virüs”ün semptomatik özelliklerini sergiliyor. Yeni de değil bu. Aslında kimi “Pembiş Liboşlarımızın” sandığı gibi “İlk 35 sene iyiydiler…” de sonradan bu hale dönüşmüş filan da değiller. Hep böyleydi. Huylunun vazgeçemediği huyundan söz ediyorum yani. Paramızın değerini pul haline getiren politikalardan vazgeçmeleri için bas bas bağıranları dinlemez. Hatta onları “düşman” ilan eder, ama duvara toslayıp da Amerikan Doları 7.5 liraya doğru koşarken gerekçesi hazırdır: “Kur saldırısı”. Önüne gelenle kavgalı bir dış politika anlayışı ile tüm komşularla “Azami sorun” anlayışına angaje olur. Eleştirilince, “Kimse bizi sevmiyo zaten.. Şerefsizlerin alayı birden cephe aldı...” sözde savunması. İçeride herkesi birbirine düşman edip, arada kendine dönemsel müttefikler edinerek geçici çoğunluklar sağlama uyanıklığı ile iktidarı sürdürmeye kalkar. Ama iki gün önce küfür ettiği ya da küfür yediğinin suratına rahat rahat bakar. Sonra da eleştirilince, “Vatan hainleri!.. Teröristler!...” atarlanması. Şimdi de koronavirüs pandemisi ile mücadeledeki başarısızlıkları unutturmaya çalışmak, bir küçücük bez parçasının bile 57 gündür dağıtımını becerememiş olmanın, bilime sırtını dönen, ekonomik, ticari ve dinsel kaygılarla karantina politikalarını yönlendirmeye çalışmanın yarattığı aksaklıkları gözden kaçırmaya çalışmak için başka umacılar gerekiyor. Klasik, eskipüskü, raflarda tozlanmış, üzeri çiziklerle dolu, kırık dökük bir “taş plak”, harap haldeki gramofona yerleştirildi bile. “Darbe de darbe. Darbe de darbe…” Hayali bir “Darbe umacısı, gulyabanisi” ile kavga edecekler. Neymiş efendim, ana muhalefet partisinin il başkanı “Bir şekilde” diye yuvarlak ifade kullanmış. Neymiş efendim, zevzek (evet, olağanüstü bir zevzeklik örneğidir) bir köşe yazarı, “ErdoğanMenderes paralelliği kuran bir yazı ve fotoğraf” yayımlamış. Bu da “Bakın sonunuz böyle olacak” iması ile darbeye çağrı niteliği taşıyormuş. Bunlar mı yani? Bu mu yani? Hangi ordunun hangi taburu, alayı, tümeni, kolordusu, o “zevzek”in çağrısı üzerine tanklarını çıkaracakmış da demokrasi dışı yollarla iktidarı indirecekmiş? Üstelik de bu hayali umacıyı gösterirken, bu ülkede en son darbe girişiminin, kendi imzaları ile üniforma giydirdikleri. Rütbe verdikleri ve komuta kademesine yerleştirdikleri Cumhuriyet düşmanı FETÖ’cü hainler tarafından yapıldığını herkes unuttu sanıyorlar. Yani, milleti açıkça aptal yerine koyarak. Pandemi ile mücadele koşullarında milletin yarasını sarmaya çalışan, ekmek dağıtan “askıda fatura” ödemeye kalkan, bağış toplamak isteyen, hatta bayramda bando mızıka dolaştıran belediyeye bile çelme takmaya çalışmak, nasıl bir kafanın, bir ruh halinin ürünüdür? Sonra da karşı tarafa dönüp parmak sallayacaksın. Yok efendim “şeamet” filan. Her ağızlarını açtıklarında bir “hücum” üslubu. Her söylenen lafın sahibine “Asarız, keseriz” atarlanmaları. Bu tavırla ülkeyi iyi bir yere sürüklemiyorsunuz. Faturayı hepimiz ödedik, bunca yıl. Ödüyoruz, ödeyeceğiz de. Yapmayın… Yazıktır beyler. Can derdindeyiz hepimiz. Virüs “istisna” tanımıyor. Bari bugün yapmayın. Bari bugün vazgeçin bu (haydi biraz doktorculuk oynayayım) kroniksemptomatikakut huylarınızdan.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle