28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 12 MAYIS 2020 SALI EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: EMİNE BİLGET HABER Seçimi kaybettikten sonra memur yapılan AKP’li Durmaz Bayraktar, CHP’li belediyeye saldırdı ‘Parti devletinin resmi’ İzmir’in Menemen ilçesinde, 31 Mart belediye seçimlerini yaklaşık 10 bin oy farkı ile kaybeden AKP’li Durmaz Bayraktar devlet memuru yapılarak İçişleri Bakanlığı’nda hukuk müşavirliğine getirilmişti. Devlet memuru olmasına rağmen Menemen siyasetinde etkin olmaya çalışan Bayraktar, sosyal medya hesaplarından Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’u hedef alan paylaşımlar yaptı. Başkan Aksoy için “ahlaksız” ifadelerini kullanan Bayraktar’a Menemen CHP ilçe örgütü tepki gösterdi. Bayraktar’ın devlet memuru olduğunu hatırlatan CHP örgütü, suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Açıklamada Bayraktar için, “Seçimi 9 bin 500 oy farkla kaybetmiş olmasının getirdiği hazımsızlıkla gerek partimize gerekse de seçilmiş Menemen Belediye Başkanımız Serdar Aksoy’a saldırmaktan ve hakaret etmekten geri kalmamıştır. Devlet adabından ve örfünden nasiplenmemiş, AKP propagandası yapan bu devlet memurunun Menemen Belediyesine “ahlaksız” diyerek devlet memurluğu görevini, olmayacak siyasi hedefleri doğrultusunda kullanan Durmaz Bayraktar’ı ‘bağımsız ve tarafsız’ yargınıza havale ediyoruz. Bizler karşımızda AKP memuru değil devlet memuru olduğunu görmek isteriz” ifadeleri kullanıldı. İKI SUÇ BIRDEN IŞLIYOR n CHP İzmir Milletvekili Mu rat Bakan, Bayraktar’ın iki ayrı suç işlediğini söyleyerek tepki gösterdi ve İçişleri Bakanlığı’na “soruşturma açacak mısı nız” diye sordu. Bakan, “Bay raktar hem Devlet Memurla Murat Bakan rı Kanunu’nu hem de Türk Ceza Kanunu’nu çiğniyor. 657 sayılı kanuna tabiyken siyaset yapamazsınız. Aynı zamanda hakaret, Türk Ceza Kanunu’nda açık şekilde suç sayılan bir fiildir. Bayraktar iki suç birden işliyor. Bu ha karetlerin karşılığında bakanlığın acilen hareket etmesi gerekir” dedi. Bakan, “Eğer bu şahıs si yaset yapmayı çok arzuluyorsa devlet memurlu ğu görevinden istifa eder, AKP ilçe başkanı ola rak karşımıza gelir” diye konuştu. ‘ISTIFA EDİP SİYASET YAPSIN’ NE SÖYLEMIŞTI? ‘Yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ başlıklı paylaşımda, “Hani diyorsunuz ya belediye gelirleri düştü. Müsaade buyurun ülkemizin de bütçe gelirleri düştü. Belediyelere de genel bütçe gelirinin yüzde 6.5’i dağıtılıyor. Bütçe geliri düştüğü için belediyelere gönderilen paranın düşmesi normal. Bu durumu “Kesinti yapılıyor, hizmet yapmamız engelleniyor, Menemen Belediyesi zor duruma düşürülmek isteniyor, bize ayrımcılık yapılıyor, hizmetlerimizin önü kesiliyor nidaları ile servis etmek ahlaksızlık. Allah sizi ıslah etsin” demişti. Bayraktar DURMAZ BAYRAKTAR Menemen’de 8 yıl KIMDIR? avukatlık yapmasının ardından Van, İzmir ve Denizli’de cumhuriyet savcısı olarak görev yaptı. 31 Mart 2019 yerel Seçimlerinde de AKP’den Menemen Belediyesi başkan adayı oldu. Seçimi kaybettikten sonra İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği’nde göreve başladı. Tarım işçileri maske, dezenfektan ve güvenli ulaşımdan yoksun EN AZ ÜÇ MASKE GEREK Adana’da 80 işçiden sorumlu ‘dayıbaşı’ Vedat Akyüz, şu sıralarda patates sökümü için tarlalara gittiklerini söyledi ve yaşadıkları sıkıntıları anlattı: “Her işçinin günde en az üç maskeye ihtiyacı var. Yevmiyemiz 80 lira, dayıbaşı olarak ben işçilerime o kadar çok maske temin edemem ki. Tarla sahipleri de servislerde uygulanması gereken yarı yarıya kuralına itiraz ediyor, kabul etmiyorlar. Sıkış tepiş seyahat ediyoruz. Çoğunda maske de yok. İşe gitmezsek koronadan değil açlıktan ölecek bu insanlar. Bizim isteğimiz, dezenfektan ve maske. Kendim ateşölçer aldım. Ateşi olan varsa işe götürmüyoruz.” Dayıbaşı Akyüz, trafik cezalarından da yakınarak “Böyle giderse ben ve işçi arkadaşlarımız artık işe gitmeyeceğiz. Valla tarla sahibi zarar eder, ürün tarlada çürür, memlekette karaborsa olur” diyerek ilgililerden destek beklediklerini anlattı. ‘Çalışmazsak koronadan değil açlıktan ölürüz’ n CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’da, Bayraktar’a “siyaset yapacak ise devlet kurumunu işgal etmemelidir” dedi. Polat, “Kendisi bir hukukçu, 657 sayılı kanun maddesi gaMahir Polat yet açık, açıp baksın, ‘Devlet memurları kanununa tabi olanlar siyaset yapamaz’ maddesi var. Siyaset yapacak ise devlet kurumunu işgal etmemelidir” dedi. İktidarın kurumları ve memurlarının halka hizmet etmekten çok, partililerine yönelik saldırılarla gündeme gelmeye çalıştığını belirten Polat, “Durmaz Bayraktar kişisel hırslarını devlet kurumunun önüne koymamalıdır. Siyaset yapacak ise devlet kurumunu işgal etmesin. O mevki halka hizmet yeridir, siyaset yapma yeri değil. Devletin kurumları AKP’nin propaganda yeri olamaz. Seçilmiş bir belediye başkanına saldırmak ahlakdışıdır ve hadsizliktir” diye konuştu. ‘YENILGIYI HAZMEDEMEDI’ n CHP İzmir MilletvekiliTBMM KİT Komisyonu Üyesi A. Sevda Erdan Kılıç: “Derdi siyaset yapmak değil yalakalık yapmaktır! Menemen Belediye Başkanlığı seçiminde yenilgiyi hazmedemeyip hemen ağa Sevda Kılıç babalarının kapısına koşup devlet memuru olan, ancak devlet terbiyesi olmayan Durmaz Bayraktar’ın halkın seçtiği belediye başkanına laf söylemek haddi değildir” dedi. ‘İKI AYRI SORUŞTURMA’ n Eski CHP milletvekili ve parti meclisi üyesi Haluk Pekşen: “Belediye başkanının şahsına bir hakaret var. Bu bir suç. İçişleri Bakanlığı, bir devlet memurunun siyaset yapma yasağı olHaluk Pekşen duğu için gereğini bir an önce yapmalıdır. Ayrıca bu şahsın görev suçu işleyip işlemediği de bu paylaşımlara göre araştırılmalı. Yani Menemen Cumhuriyet Savcılığı ve İçişleri Bakanlığı soruşturma açmalı. Belediye Başkanı ise maddi manevi suç duyurusunda bulunmalı. Siz siyaset yapacaksınız, o zaman o koltukta oturamazsınız. Vatandaşın verdiği vergilerden maaş alıp bir partinin propagandasını yapamazsınız. Yasalar yasaklamıştır. Bugüne kadar bu şahsa verilmiş maaşlar da dahil geri alınmalı ve memuriyetten ihraç edilmeli.” ‘PERVASIZCA SİYASET’ n CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel: Bu kadar pervasızca si yaset yapmaları ülkenin geldiği durumu gösteriyor. Gittikçe bir parti devleti haline getirilmeye çalışılıyor. Açık açık siyaset ya pıyor. Belediye ve başkanımızı karalıyor ve hakaret ediyor. Deniz Yücel: Hem devlet memurları kanununa aykırı hem de TCK’ye aykırı bir durum ve suç teşkil eden ey lem. Bürokrasinin bu kadar siyasileşmesinin bu ülkeye faydası yok. l İZMİR / Cumhuriyet BÜLENT ECEVİT Mevsimlik tarım işçileri, ulaşımda ve tarlada çalışırken alınan önlemlerin yetersizliğinden yakınıyor. İşçiler, maske ve dezenfektan sıkıntıları yaşıyor, taşıma araçlarında da üst üste ve ayakta yolculuk yapıyor. İşçilerin sorumlusu “Dayıbaşı” Vedat Akyüz, tarla sahiplerinin servis araçlarında yolcu sayısının yarı yarıya uygulanmasına yönelik kuralına uymadıklarını, itiraz ettiklerini ve maske konusunda da hiçbir desteğin gelmediğini söyledi. Türkiye’nin birçok bölgesinde şu sıralarda soğan, patates hasadı, çapalama, meyve seyreltme işleri sürüyor. Kalkınma Atölyesi’nden Ertan Karabıyık, “Özellikle Adana’dan tarım aracılarından her gün şikâyetler alıyoruz. Mevsimlik gezici tarım işçileri maske, tarla ve bahçeye ulaşım ile dezenfektan konusunda çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını dile getiriyorlar. Tarla/bahçe sahipleri, tüccarlar tarla/bahçe ulaşımında tedbirlere uygun seyahat için ortaya çıkan maliyetleri karşılamadıkları, maske temin etmedikleri ve dezenfektan satın alacak yer bulamadıklarını dile getiriyorlar” dedi. Tedbirler nedeniyle tarlaya ulaşım maliyetinin 23 kat arttığını dile getiren Karabıyık, “Bu ma liyetleri karşılaması Mevsimlik gereken çiftçiler, tüctarım carlar veya firmalar işçilerinin kendi maliyetleri de tek artacağı için ödemeye sorunu yanaşmıyorlar. Bu da maske değil. Tarlaya giderken sıkış tepiş araçlarda yolculuk yapıyorlar. Tarla hem işçileri hem de tarım aracılarını zor durumda bırakıyor. Yol kontrolünde kişisel mesafeye uyulmadığı için ceza da ödüyorlar. Ayrıca mevsimlik gezici tarım iş sahipleri çilerinin hem ulaşım de trafik esnasında hem de cezalarını tarlada maske kullanödemek maları gerekiyor. An istemiyor. cak maske bulunmu yor ve bunun kim ta rafından karşılanacağı belli değil. Adana Ovası için en azından gün de 100 bine yakın maske ihtiya cı olduğunu sanıyoruz. Ziraat oda ları, kamu kurumları, insani yar dım kuruluşları, belediyeler, tica ret odaları, firmalar, ihracatçılar bu sürece aktif olarak katılmalı” diye konuştu. l ANTALYA GÖNÜLLÜLER ÜRETICININ BAHÇESINE KOŞTU SGK’DEN TARTIŞMALI KARAR Covid19 ‘iş kazası’ statüsünden çıkarıldı Tunç Soyer İzmir’in kirazları imeceyle toplanıyor İzmir Büyükşehir Belediyesi “üreticinin ürünü dalında kalmasın” diye 250 gönüllüyle Kemalpaşa’da kiraz hasadına katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Çağrımıza 647 kişi başvurmuş. 18 köyde 46 üreticinin bahçesinde 252 gönüllü ile hasat yapıyoruz” dedi. Kiraz hasadına CHP milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç ve Mahir Polat, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı ile İzmir Köy Koop Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Neptün Soyer katıldı. Hasat öncesi Bağyurdu Meydanı’nda üreticilerle ve Kemalpaşa halkıyla bir araya gelen Tunç Soyer, “İmece bu topraklarda binlerce yıllık bir gelenek. Bizler o kadim kültürün evlatlarıyız. Bu çok gurur verici bir şey. İnsanlık imeceyi, yani birlikte yaşadığın yeri iyileştirmek için emeğini, zamanını feda edebilmeyi bizden öğrendi. Biz bugün sadece hafızamızı tazeliyoruz. Gençler bugün üreticiyle beraber ürün hasadı yapacak. Onlarla iftihar ediyorum ve Türkiye’ye örnek olacaklarını düşünüyorum” dedi. Soyer, “Korona günlerinde üreticinin üretmeye devam etmesi için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz. Çünkü içine düştüğümüz tarım politikalarının bir kader olmadığını biliyoruz. Başka bir tarım mümkün diyoruz” diye konuştu. l İZMİR/Cumhuriyet Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Covid19’u iş kazası statüsünden çıkardı. Böylece salgın nedeniyle Covid19 hastası olan çalışanlar iş kazası statüsünden yararlanamayacak. SGK Başkanlığı’nın 7 Mayıs 2020 tarih genelgesinde, “Covid19 virüsünün bulaşıcı bir hastalık olduğu dikkate alındığında, salgına maruz kalan ve sağlık hizmeti sunucularına müracaat eden sigortalılara hastalık kapsamında provizyon alınması gerekmektedir” denildi. Genelge ile birlikte Covid19 hastası olan bir sigortalı çalışan, doğrudan manevi ve maddi tazminat davası açamayacak. Önce tespit davasının sonucunu bekleyecek. İş müfettişleri bu davanın da en az 3 yıl süreceğini belirtti. Covid19 nedeniyle ölen bir işçinin ailesi genelge nedeniyle doğrudan gelir bağlanma hakkından da mahrum kalacak. SağlıkSen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu, virüse yakalanan sağlık çalışanları için hastalığın “iş kazası” veya “meslek hastalığı” kapsamına alınmasını talep ederek, kararın gözden geçirilmesini istedi. l Haber Merkezi Dünya daha iyi olacaksa bu silah yarışı neden? Yeni koronavirüsün yakın gelecek için yol açtığı umut/umutsuzluk ikileminde, değişecek çok şeyin olacağı kesin de ana fotoğrafta ne değişecek, merak etmemiz gereken bu. Mesela askeri harcamalar, yani silahlanma, savunma/savaş harcamaları. Şüphesiz başı çeken dünya üzerinde hegemonya yarışı içinde olan ülkeler. Hegemonya, emperyalist emel demek. Bu emeli ayakta tutmak, gerçekleştirmek ancak büyük askeri güçle mümkün. Bu değişmeyen bir emperyalist karakterdir. Askeri gücünüzün büyüklüğü ile dünyada borunuzu öttürebilirsiniz, milletlerin emeği üzerinden daha çok kazanç elde edebilir ve istekleriniz için bastırabilirsiniz. SIPRI (Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü) silahlanmanın en doğru gelişmelerinin hesaplarını tutan ve analizlerini yapan kurumdur. Çin yükseliyor Yeni yayımladığı 2019 küresel askeri harcamalar raporu hiç de olumlu işaretler içermiyor. Askeri harcamalar yüzde 3.6 artmış ve 1.9 trilyon dolara yükselmiş. 1988’den bu yana en yüksek düzeye ulaşmış. En son bu konuda yazdığım sırada, 1.7 trilyon dolardı toplam harcamalar. 1988’e gitmeye gerek yok, 2010 yılına göre artış yüzde 7.2. Tabii ki ABD 5.3 artışla 732 milyar dolar harcamaya ulaşmış. Bu toplam harcamaların yüzde 38’ine denk geliyor. SIPRI’den diğer bilgileri özetliyorum.. En çok harcama yapan 5 ülke ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve Suudi Arabistan. Bunların harcamalarının toplamı, tüm askeri harcamaların yüzde 62’sini oluşturuyor. Çin, yüzde 5.1 artış, 261 milyar dolar. Hindistan, yüzde 6.8 artış, 71.1 milyar dolar. Rusya dördüncü sırada Rusya yüzde 4.5 artırmış, 65.1 milyar dolara yükselmiş. (Dünyanın dördüncüsü ve GSYİH’sinin yüzde 3.9’una askeri harcamalara ayırmış.) Japonya 47.6 milyar, Güney Kore 43.9 milyar. Küresel mali krizin yaşandığı 2008 ve izleyen 45 yıl boyunca düşen harcamalar, kriz derinliğini kaybedince yeniden yükselme eğilimine girdi. Toplam askeri harcamalar dünya gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 2.2’sine denk geliyor ve kişi başı harcama 249 dolar! Almanya, 49.3 milyar dolarla, Avrupa’daki silahlanmada başı çekiyor. NATO’ya üye olduktan sonra örneğin Bulgaristan harcamalarını yüzde 127 oranında (yeni savaş uçakları) ve Romanya yüzde 17 oranında artırdı. NATO üyesi 29 ülkenin toplam harcamaları 1035 trilyon dolar. Suudi Arabistan 61.9 milyar dolarla harcamada düşüş yaşadı ama GSYİH’sinin yüzde 8’ini ayırıyor. Savaş dünyası doludizgin Daha tekin bir dünyaya değil, daha savaşçı bir dünyaya doğru gidiş var. SIPRI analizcileri, doğru bir şekilde “büyük güçler arasındaki rekabete” geri dönüldüğü yorumunu yapıyor. Hindistan’ın Çin ve Pakistan arasındaki büyük çekişme, bölgede ayrıca silahlanmayı körükleyen çok önemli bir etken. Yani dünya cephesinde değişen bir şey yok. Rekabet, en büyük güce ulaşmak, askeri güçle boyun eğdirmek.. ABD’nin öncelikle Çin ile giriştiği büyük rekabet, Çin’in bir şekilde ABD egemenliğine son vereceği endişesi var. Dünyanın dört bir yanında filoları dolaşan ve üsleri olan en büyük ülke ABD. Dolayısıyla silahlanma yarışını körükleyen de o. Zaten en iyi bildiği konudur Amerikan emperyalistlerinin. Dünya bilgi toplumuna geçiyor falan diyoruz, ama dünyayı savaş sanayisi güdülüyor, bu sanayinin iktidarlardaki gücü, hegemonyayı körüklüyor. Bu ticarette üstünlüğü ve doların egemenliğini dayatıyor. Dünyanın geleceğini korona falan değil, ÇinABD rekabeti çizecek. HHH Peki, Türkiye? İki yıldır 16. sırada yer alıyorduk, yüzde 5.8’lik artış oranıyla toplamda 20.4 milyar $’lık askeri harcama yapmışız. Bu harcamanın GSYİH’sindeki payı ise yüzde 2.7. Atatürk Uluslararası Barış Ödülü yönetmeliği değişti Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesi doğrultusunda dünya barışına, uluslararası dostluk ve iyi niyetin geliştirilmesine hizmet eden gerçek ve tüzelkişilere devlet ödülü niteliğinde verilen “Atatürk Uluslararası Barış Ödülü”nün yönetmeliğinde değişikliğe gidildi. Buna göre, daha önceden adayları bakanlar kuruluna sunmakla görevli olan Atatürk Uluslararası Barış Ödülü Kurulu, adayları değerlendireceği komisyonları oluşturmak ve en fazla üç adayı Cumhurbaşkanı’na sunmakla görevli olacak. Son karar, değişiklik öncesinde olduğu gibi Cumhurbaşkanı’nda olacak. 29 Ekim gününde açıklanacak ödül için 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ya da Cumhurbaşkanı’nın uygun göreceği diğer bir günde tören düzenlenecek. Cumhurbaşkanı veya yetkili kılacağı bir kimse tarafından, ödüle hak kazanan kişiye ve temsilcisine verilecek. l ANKARA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle