15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 9 NİSAN 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ HABER Teröristlerin döşediği el yapımı patlayıcı infilak etti, odun toplamaya giden 5 sivil yaşamını yitirdi Diyarbakır’da hain saldırı Cenazeler otopsi işlemleri için Selahattin Eyyubi morguna getirildi. Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde dün saat 06.30 sıralarında ormanda odun toplamaya giden köylülerin bulunduğu aracın geçişi sırasında PKK’li teröristlerin önceden yerleştirdiği el yapımı patlayıcı infilak etti. Saldırı sonucu Sedat Hazar (39), Burhan Tanrıkulu (38), Ahmet Erboğa (32), Alaattin Yıldız (50) ve Hacı Akdeniz (50) yaşamını yitirdi. 21 çocuk yetim kaldı Patlamada yaşamını yitiren Hazar’ın 4, Tanrıkulu’nun 5, Erboğa’nın 5, Yıldız’ın 5, Akdeniz’in 2 çocuk babası olduğu öğrenildi. Güleç köyünde ya şayan Abdulaziz Teyfur evde bulunduğu sırada bir ses duyduğunu, bunun üzerine muhtarı aradığını ifade ederek “O da bana olaydan bahsetti. Burada odun topluyorlardı. Gidip gelirken selamlaşıyorduk. Allah kimsenin hakkını bırakmasın” dedi. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Hainlerin yakalanması için güvenlik güçlerimiz tarafından operasyon başlatılmıştır” denildi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, “Mücadelemiz yurtiçinde, yurtdışında devam ediyor. Bunların hesabını mutlaka verecekler” ifadelerini kullandı. Terör örgütü PKK tarafından geçen yıl da Kulp’ta odun toplamaya giden köylülerin bulunduğu araca saldırı düzenlenmiş, 7 kişi yaşamını yitirmişti. MİT’ten operasyon PKK’nin sözde Irak/Zap alanı sorumlularından olan ve mavi kategoride aranan Zinar kod adlı Fadıl Ekinci, MİT tarafından gerçekleştirilen operasyonla etkisiz hale getirildi. Ekinci, Hakkâri/ Çukurca’da 20122016 tarihleri arasında gerçekleştirilen yol kesme, adam kaçırma, haraç toplama ve patlayıcı madde yerleştirme gibi birçok eylemin talimatını vermişti. l Haber Merkezi ‘Testi negatif çıkan ancak tedavisi ve tomografisi koronavirüsle uyumlu hastaların ölüm raporuna zatürree, solunum yetmezliği yazılıyor. Gerçek rakamlar açıklananın 2.5 katı’ Kafa karıştıran iddia CHP’li milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel, “Korona tedavisi veriliyor ama ölüm belgelerine bu yazılmıyor. Bakanlık gerçeği saklayarak başarı hikâyesi yaratmaya çalışıyor” dedi. Bilgisayarlı tomografi (BT) sonucu Covid 19 ile uyumlu olan ancak testi sonuçlan madan yaşamını yitiren hastaların ölüm belgesine “viral pnömonu (zatürre), so lunum yetmezliği, sal gın hastalık, kalp krizi” SIBEL BAHÇETEPE gibi sonuçlar yazıldığı, bu nedenle gerçek sa yıların açıklananlardan daha fazla olduğu iddia edildi. CHP Ordu Milletvekili Dr. Musta fa Adıgüzel, bir kişinin BT ve tüm tahlil bulgularının koronavirüse işaret etmesine karşın PCR (burun ve boğazdan örnek alınması) testi nin negatif çıkması durumunda, ko rona tedavisi aldığı ancak kayıtla ra korona olarak geçmediğini söy ledi. Adıgüzel “Oysa testi pozitif ol madığı halde tahlilleri ve tomogra fisi korona olan, tıp camiasında da, tedavi klavuzunda da tedaviye alın ması istenen ve korona kabul edi lerek tedavi edilen bu kişiler neden öldüğü zaman Covid19 kabul edil miyor? Bunu tıp ca miası, bilim kuru lu, dünya bile koro navirüs olarak ka bul ediyor. Tedavi de korona tedavisi veriliyor ama ölüm de verilmiyor” dedi. Hastaların klinik kodlama klavuzun Adıgüzel da test sonucu pozitif olmasına karşın ana tanı kısmına solunum yetmezli ği, bronşit gibi ibarelerin yazıldığı, koronavirüsün ek tanı kısmında yer aldığını öne süren Adıgüzel, “Dok tor buraya ek tanı yazmazsa ana ta nıyı yazar geçerse vaka düşer” dedi. ‘Dünya birincisi yaptılar’ “Hükümetin Covid19’dan ölüm sayılarını düşük gösterme çabası, 60 yaş altında bu hastalıktan ölüm oranında Türkiye’yi dünya birincisi yaptı” diyen Adıgüzel, şöyle devam etti: “DSÖ, Türkiye’de 60 yaş altında Covid19’dan ölümlerin Avrupa’dan 4 kat, dünyadan ise 9 kat fazla olduğunu açıkladı. Ama aslında böyle değil. İleri yaşlarda kişi koronavirüs enfeksiyonundan öldüğü halde, buna yönelik tedavi aldığı, cenazesi de bu usullerle defnedildiği halde ölüm sebebi olarak Covid19 yazmıyor. Test pozitifliği şartı arıyor. Hasta öldükten sonra gelen test pozitifliklerini de ilave etmiyor. Bunun yerine solunum yetmezliği, salgın hastalık, kalp krizi gibi sebepler yazılıyor. Daha genç yaşlarda ise ilave hastalıklar az görüldüğünden ve ölüm sebebi daha fazla sorgulandığından Covid19 nedeniyle ölümler gizlenemiyor. Bu nedenle dünyaya göre yüksek rakam çıkıyor. Ölüm oranlarını düşük gösterip buradan bir başarı hikayesi çıkarmak istiyorlar, bu yüzden verileri düşük tutuyorlar. Yüksek sayılar sokağa çıkma yasağı da dahil ekonomik yükü olan uygulamalara mecbur edecek. Rakamlar açıklanandan yüksek. Ben açıklanan rakamların 2,5 ile çarpılması gerektiğini düşünüyorum.” l İSTANBUL IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN KORKUTAN TÜRKİYE AÇIKLAMASI Birleşmiş Milletler çatısı altında çalışmalarını sürdüren Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Avrupa’dan sorumlu direktörü Dr. Hans Henri P. Kluge, dün internet üzerinden düzenlediği basın toplantısında ülkeler hakkındaki veri ve yorumlarını paylaştı. Dr. Kluge, “Türkiye’de geçen hafta virüsün yayılmasında dramatik bir artış olmasından dolayı endişeliyiz. Vakaların yüzde 60’ı İstanbul’dan raporlandı” dedi. Avrupa’da son durum İspanya ve İtalya hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Kluge, “İki ülkede de günlük ölüm sayısı azalarak eşitleniyor. Almanya’da da geniş önlemler alındıktan 10 gün sonra düşüş yaşandı” dedi. Dr. Kluge Avusturya, Hollanda ve İsviçre’de de iyi yönde ilerleme olduğunu söyledi. l Haber Merkezi ‘ÖLÜM SAYILARI AZ GÖSTERİLİYOR. KAYITLARI GÖZDEN GEÇİRİN’ ÇAĞRISI TTB: DSÖ’nün tanı kodları kullanılmıyor Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, Sağlık Bakanlığı’nın ölüm belgelerinde Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemiye ilişkin önerdiği tanı kodlarını kullanmadığını belirtti. TTB’den yapılan yazılı açıklamada, doğrulanmış olgu sayıları ile ölüm sayıları arasında paralellik bulunmadığı ifade edildi. Verilerin, diğer ülkelerde gözlenen örüntü ile ör tüşmemesinin dikkate alınması gerektiği kaydedilen açıklamada, “Hekimlerden yapılan bildirimler, bilgisayarlı tomografisi ve/veya klinik bulguları hastalığı desteklediği halde PCR testi pozitif olmayan hastaların yaşamlarını yitirdiklerinde kayıtlara Kovid19 olarak geçmediği, bunun yerine ‘viral pnömoni’, ‘doğal ölüm’ veya ‘bulaşıcı hastalık’ olarak geçebildiği biçi mindedir” denildi. Açıklamada, “Bu kodların DSÖ gibi uluslararası kuruluşların önerdiği biçimde kullanılmaması Kovid19 pandemisi sırasında ölüm sayılarının az gösterilmesine yol açmakta, böylece sorunun boyutunun tam olarak belirlenememesi ve alınması gereken halk sağlığı önlemlerinin yeterli düzeyde alınamaması riskini doğurmak tadır” ifadeleri kullanıldı. TTB, Sağlık Bakanlığı’nı “DSÖ tarafından belirlenen kodları kullanmaya, şubattan itibaren ölüm kayıtlarını bu yaklaşım üzerinden gözden geçirmeye ve gerekmesi halinde sözel otopsi tekniğini uygulamaya” çağırdı. Ölüm kayıtlarının açılması halinde de TTB’nin sürece katkı koymaya hazır olduğu vurgulandı. l ANKARA / Cumhuriyet Muratpaşa Belediyesi’nin hesabı İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi sonrası kapatıldı Aşevi hesaplarına bloke UYSAL’DAN GIDA SIKINTISINA ÖNLEM Başkan Ümit Uysal, olası bir gıda sıkıntısına karşı ilçede 35 bin metrekarelik 7 ayrı alanda mısır ekimine başladı. Tarlaya çevrilen Güzeloba Mahallesi’ndeki boş alanda ilk tohumları Başkan Uysal, sivil toplum örgütleriyle birlikte attı. Aşı için ortak çalışma Türkiye’de covid19 aşısının geliştirilmesi için TÜBİTAK tarafından desteklenen aşı geliştirme projeleri arasında ODTÜ, Bilkent ve Hacettepe üniversiteleri akademisyenleri ortak çalışmalarıyla yer aldı. Aşı çalışmaları için ODTÜ’den Prof. Dr. Mayda Gürsel, Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. İhsan Gürsel ve Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Petek Korkusuz ortak çalışacak. Prof. Dr. Mayda Gürsel, koronavirüsün genetik dizilerini kullanarak aşı geliştirmek için çalışacaklarını ve aşı için umutlu olduklarını söyledi. l AA İTO: Enfekte olan bini geçti İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu, İstanbul’da koronavirüsten enfekte olan sağlık çalışanının bini geçtiğini açıkladı. Bakanlığın ayrıntılı verileri kamuoyu ile hâlâ paylaşmamasını da eleştiren İTO açıklamasında, “Hastanelerde covid19 teşhisiyle tedavi edilen hasta sayıları bile açıklanmıyor. Test yapıl(a)madan ya da test sonucu pozitif gelmeden hayatını kaybeden hastalara istatistiklerde yer verilmiyor. Başarısızlığınız apaçık ortadayken ‘başarı hikâyesi yazma’ çabalarınızın kurbanı olmak istemiyoruz! Hayatlarımız politikalarınızdan değerlidir!” denildi. l AA RTÜK’ten Halk TV’ye ceza Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Halk TV’ye idari para cezası verdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın paylaştığı koronavirüsten etkilenen sağlık çalışanlarının sayısını, izleyicilerine yanlışlıkla, “Türkiye’de 601 sağlık çalışanı hayatını kaybetti” ifadeleriyle aktaran Halk TV’nin yayını, RTÜK izleme uzmanlarının raporlarında yer aldı. “Doğru olmayan bilgilerin aktarıldığı” kanaatindeki rapor doğrultusunda Halk TV’ye idari para cezası uygulanmasına hükmetti. Halk TV yetkilileri ifadenin yanlışlıkla kullanıldığını açıklamıştı. l ANKARA/ Cumhuriyet LEYLA KILIÇ İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı genelge sonrası ihtiyaç sahiplerine gıda ulaştıran Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin aşevi bağış hesabı kapatıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, “İnsanlara şuraya bağışla demeye gerek yok, isteyen güvendiği yere bağış yapsın” dedi. Bağış almanın hukuki bir engel taşımadığını belirten Ümit Uysal,“Mülki idareden gelen genelgeyle hesabı kapatmamızı istediler, biz de kapattık. Bağış yapanlara da bağışlarını geri ileterek durumu açıkladık. Aşevi hebası üzerinden bağış alınması hukuki bir engel taşımıyor. Neye bağış yapıldığı belli. Ama biz genelge kesin ve kati olduğu için soruşturmayla uğraşmamak için kapattık. Ama bu genelge mevcut hukuk kurallawrına aykırır”dedi. ‘Siyasi ayrım yapmadık’ Özellikle CHP’li belediyelere böyle kısıtlamalar getirilmesini eleştiren Uysal, “Biz salgının ülkemize girdiğini öğrendiğimiz ilk günden beri o kurumun, bu kurumun görevi demeden çalıştık. Tüm kamu kuruluşlarını ayırt etmeksizin temizledik. Bütün evlere yıkanabilir maske dağıtıyoruz. Biz bunları yaparken siyasi ayrım aklımızın köşesinden geçmiyor. İnsanlara şuraya bağışla demeye gerek yok. İsteyen güvendiği yere bağış yapsın. Bu teferruatlarla kimse uğraşmasın, kamu yararına yönelim. Bütün dünya ortak düşman virüs için birleşti Türkiye mi birleşemeyecek?” diye konuştu. Alım garantisini ÇUŞ’lara değil, çiftçiye verin… Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, koronavirüs salgını işgalinin Türkiye’yi de sarmaya başladığı günlerde, 18 Mart’ta şu demeci verdi: “Temel gıda ürünlerinin üretim, stok ve tedarik zincirinde sıkıntı yok.” Bakan sıkıntı yok dedi, ama Türkiye’nin pek çok yerinden sıkıntı haberleri geliyor. Şu tür haberleri daha sık görmeye başladık: “65 yaşını geçtiği için tarlasını süremeyen çiftçiye jandarma yardım etti...” Geçen gün Ödemiş’ten sevgili Hikmet Güriş’le konuşurken “Asıl mesele bugün değil, yarın” dedi, devam etti: “Şu sıra domatesten bibere pek çok sebzede fideleri üreticiye ulaştırma zamanı. Eğer dikemezlerse haziranda bu sebzeler yok...” Bugüne kadar kaç bakan eskittiğini sayamadığımız tarım yazarı sevgili Ali Ekber Yıldırım’la konuşurken, atılan adımların taksit taksit gelmesine işaret etti: “Salgından sonra pek çok ülkenin ilk el attığı işlerden biri gıda güvenliği oldu. Rusya buğday ihracatını sınırlandırdı. İngiltere işsizleri kırsal alana gönderme adımları attı... Bizde açıklanan 100 milyarlık pakette tarımın T’si yok. Destek dediklerinin çoğu zaten var olanlar...” HHH Bakan Pakdemirli’yi bunlKkonu neydi” diye sordu. “Kendisini eleştiren bir yazı yazacaktım, onun için” yanıtını verdim. Bir süre sonra konuştuk. Pakdemirli, ilk aşamada yükselen daha çok gıda ürünü satın alma eğilimini göğüslediklerini vurguladı. Verdiği rakama göre, Migros’a 200 kamyonun ürün taşıdığı bir zaman diliminde 800 kamyon girmiş. Bunu, stoklar konusunda önceden hazırlıklı olmaya bağladı. Stok tamam da hazıra dağ dayanmaz, ya üretim? Pakdemirli, İçişleri Bakanlığı ile konuşarak 65 yaş üstü olanların da tarlaya giderken sorun yaşanmamasını sağladıklarını söyledi. Birkaç ilde sıkıntı çıkmış, o da çözülmüş. Sorduk: 65 yaş üstünün sokağa çıkması yasak, tarlaya çıkması serbest öyle mi? “Evet” karşılığını verdi, bütün tarım il müdürlükleriyle haftalık video toplantısı yapıp bunu yerleştirmişler. Tarladan gelen bir başka yakınmayı sorduk: Çiftçi, “Biz üretimi bir şekilde gerçekleştiriyoruz, ama alım garantisi yok” diyor. Herkesin içinde ya ürün elde kalırsa korkusu var. Bu konuda bir adımınız var mı? Pakdemirli, peşin bir alım garantisi veremiyor ama sözü şu: “Örneğin sütte sorun çıktı. Hemen müdahale edip çözdük. Üretsinler, sorun olursa mutlaka çözeriz...” Bakana bunun tatmin edici bir yanıt olmadığını vurguladığımızda şu karşılığı verdi: “Göç yolda düzülür...” Pakdemirli’nin başta mazot olmak üzere girdileri ucuzlatma sözü de yok ama ürün fiyatını yüksek tutmaya çalışacaklarını söylüyor. Yeri gelmişken ziraat mühendislerini sorduk. Dörtte biri işsiz. Kendilerine istirahat mühendisi diyorlar. Oysa gerçek planlama yapılsa devletin 100 bin ziraat mühendisi alması gerek. Pakdemirli, bu konuda gereksinimi iletmiş, yanıt bekleniyor. Sayıyı da vermek istemiyor, “bBeklenti oluşmasın” diyor. HHH Tarım devrimi, insanlığın ilk büyük devrimi. Onu sanayi devrimi izledi. Biz, tarım devrimini yakaladık, sanayi devrimini ıskaladık. 300 yıldır onun sancılarını yaşıyoruz. Bugün iletişim devrimini yaşıyoruz. Ülkeler, bilgisi kadar var. Tarım da bilgi ile birleşti. İletişimbilgi devrimini başarabilen ülkeler sadece teknolojide değil, tarımda da ileri gidiyor. Bir anlatıma göre tüm dünyadan insanlar şu soruya yanıt bulmak için bir araya gelmişler: Dünyanın en stratejik ürünü nedir? Şu çıkmış: Buğday! Pakdemirli, tarımda ciddi bir stratejik planlama olmadığını kabul ediyor, sorunlar çıktıkça çözüldüğünü vurguluyor. Salgın işgali bu alanda da aklımızı başımıza getirmeli. İlk önerilerden birini yapalım: Alım garantisini çokuluslu şirketlere (ÇUŞ) değil, çiftçiye verin! BAŞSAVCILIK AÇIKLAMASINDAN SONRA İmamoğlu’nu tehdit eden şüpheli yakalandı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu, 27 Mart’ta “Senin kanını akıtır sana içiririm! Umarım ne kadar ciddi olduğunu anlarsın, yoksa seni paramparça edeceğim. Öldüreceğim kişiye önceden haber veririm” ifadelerini içeren eposta ile tehdit eden T.G. dün Ankara’da gözaltına alındı. Aradan 12 gün geçmesine rağmen henüz bir işlem yapılmadığı yönünde haberlerin ardından dün bir açıklama yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 30 Mart’ta emniyete şüphelinin yakalanması için talimat verildiğini belirtti. Açıklamada, şüphelinin yakalanması için çalışmalara devam edildiği dile getirildi. Dün yapılan açıklamanın ardından Ankara’da ikamet ettiği öğrenilen T.G. gözaltına alındı. Zanlının dijital malzemelerine el konuldu. Öte yandan şüpheli T.G’nin 14 Nisan 2019’da da tehdit içerikli başka bir eposta daha attığı ortaya çıktı. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle