16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 26 NİSAN 2020 PAZAR EDİTÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: MEHMET AMAN OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Orhan Koloğlu’nun ardından BARIŞ DOSTER Türk basını ve tarih bilimi, bir çınarı daha kaybetti. Meslek büyüğümüz, ustamız, ağabeyimiz, hocamız Orhan Koloğlu, 17 Nisan Cuma günü aramızdan ayrıldı. Osmanlı tarihi, basın tarihi, Türk siyasi tarihi, sosyal tarih konularında 90 kitaba, 200’den fazla bilimsel makaleye, binlerce gazete ve dergi yazısına imza atan Koloğlu’nu, eserleri yanında, güler yüzü, nezaketi ve genç kuşaklara elvermesiyle de hatırlayacağız. Koloğlu ile yolumuz, 25 yıl önce kesişti. Cumhuriyet gazetesinde çalışıyor ve yüksek lisans yapıyordum. Doktoraya başlayınca ilişkimiz gelişti. Ustaçırak ilişkisine dönüştü. Tezimde, Atatürk’ün Türk dünyası ve mazlum milletlerle ilişkisini incelediğimden görüşmelerimiz sıklaştı. Tezime, bir diğer ustamız Attilâ İlhan’la birlikte en çok katkı veren isimdi. Bunu tez jürimde olan hocam Erol Manisalı da teyit eder. Gazeteciliğe ara verip akademik kariyere yönelince, Orhan Ağabey’e, hayatını kitaplaştırmak istediğimi, bunu da nehir söyleşi tarzında uzun sohbetlerle yapmayı arzuladığımı söyledim. Mutlu oldu. Böylece haftada bir, bazen de iki gün, onu Gebze Darıca’daki huzurevinde ziyaret etmeye başladım. Küçük odasında, ben onun çalışma koltuğunda dizimde bilgisayarla oturuyordum, o da yatağında oturup sorularımı yanıtlıyordu. Ortaya hem hacimli bir biyografi ve popüler tarih kitabı çıktı hem de benim için 2 doçentliğe, 3 doktoraya bedel bir tarih eğitimi oldu. Kitabımız ilgi gördü. Hakkında güzel yorumlar yazıldı. Bunlar arasında İnsancıl dergisinde, Cengiz Gündoğdu’nun yazdığı yazının özel bir yeri vardır. Darıca’daki huzurevinden ayrılıp Tuzla’daki huzurevine yerleştiğinde de ara ara ziyaret ediyordum Orhan Ağabey’i. Tarih ve basın ağırlıklı sohbetlerimiz oluyordu. Sakin, çalışkan, üretken bir aydın Çelebi, bilge bir insandı Orhan Koloğlu. Sessiz, sakin, saygılı, alçakgönüllü bir aydındı. Güler yüzlüydü. Temiz kalpliydi. İyi huyluydu. Beyefendiydi. Kimse hakkında kötü konuşmazdı. Onca ününe, parlak eğitimine, bürokrasi deneyimine rağmen siyasete atılmayı hiç düşünmemişti. Siyasetle, siyasilerle hep mesafeliydi. Atatürk hayranıydı. Hem zarafeti hem bilgisiyle her kesimden saygı görürdü. Çok farklı dünya görüşleri tarihçiler, Koloğlu’nun yetkinliğini kabul ederlerdi. Sultan Abdülhamit dö 12 Mart ve 12 Eylül’ün mağduru olduğu, soruşturma geçirdiği, fişlendiği halde Türkiye’ye hiç küsmedi, halkına kızmadı, Cumhuriyete kin gütmedi. nemi, Atatürk, basın tarihi ve dünyadaki Türk imgesi çok çalıştığı konular arasındaydı. 1980 öncesinde, Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde aralıklarla iki kez “Basın Yayın Genel Müdürlüğü” yapmıştı. Ecevit’in güvenini kazanmış, yakın çalışma arkadaşı olmuş, yabancı liderlerle yaptığı görüşmelere eşlik etmişti. Ecevit iktidarı kaybedince, Süleyman Demirel’in ricası üzerine “Basın Yayın Genel Müdürlüğü”ne, özel bir durum nedeniyle, kısa süre için devam etmişti. Özel durum, Papa’nın Türkiye ziyaretiydi. Çünkü ziyaret için hazırlık yapanlardan biri de Koloğlu’nun yönettiği birimdi. Ziyaret sonrası, Koloğlu sözünü tutup istifa etmişti. Hem de Demirel, göreve devam etmesini istediği halde. 12 Eylül darbesi sonrası darbecilerin ısrarına rağmen, bu görevi kabul etmemişti. Bu onurlu tavrının bedelini de ödemişti. 12 Mart ve 12 Eylül’ün mağduru olduğu, soruşturma geçirdiği, fişlendiği halde hiç Türkiye’ye küsmemiş, halkına kızmamış, Cumhuriyete kin gütmemişti. Mesleğin mutfağından Çalışkan, üretken bir araştırmacıydı Koloğlu. Yardım etmeyi, elvermeyi severdi. Yanında çok gazeteci, hoca yetişmişti. Muhabirlik, gece şefliği, haber müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü gibi mesleğin mutfağında her kademede çalıştığından deneyimliydi. Hacettepe, Marmara, İstanbul, Eskişehir Anadolu ve Galatasaray üniversitelerinde tarih, basın tarihi, gazetecilik dersleri vermişti. Libya’da doçent olarak El Fateh Üniversitesi’nde çalışmıştı. Hem aile kökleri ve babasının Libya başbakanlığı hem de tarihçi kimliğiyle Libya’yla bağlarını korumuştu. Mülkiye mezunu olan babası Sadullah Koloğlu’nun Milli Mücadele’yi desteklediğini, görev yaptığı yerlerde halk arasında “Arap Kaymakam” olarak anıldığını, dürüstlü ğü ve halka hizmet aşkıyla öne çıktığını anlatırdı. Libya’nın bağımsızlığının ardından bizzat Libya’nın Türkiye’den isteğiyle, bu ülkeye gidip başbakanlık yaptığından tarihteki özgün yerine değinirdi. Mülkiyelilerin, babasından “Mülkiye’nin ilk ihraç ürünü başbakanı” olarak bahsettiklerini söylerdi. Elvermeyi seven, usta gazeteci Koloğlu sıkı bir arşivciydi. İngilizce, Fransızca, Almanca ve Arapçayı çok iyi bilirdi. 20 ülkenin arşivinde çalışmıştı. Bilgisayarların, tarayıcıların olmadığı yıllarda, elle tuttuğu notlarla zengin bir arşiv oluşturmuştu. Kitaplarından başka, çuvallar dolusu gazete, dergi, makale ve haber arşivini de cömertçe bağışlamıştı ders verdiği üniversitelere, Basın Müzesi’ne ve genç araştırmacılara. Galatasaray Lisesi mezunu olmanın ötesinde, sıkı bir Galatasaraylıydı. Huzurevindeki küçük odasında, Cimbom’un maçlarını izlemek için futbol maçlarını naklen veren kanala abone olmuştu. Huzurevinde ziyaretine gelen gençlerin, araştırmacıların, civardaki okullardan gelen öğrencilerin ilgisinden memnundu Orhan Ağabey. Hiç şikâyet etmeden, yakınmadan, kimseye sesini yükseltmeden, sorun çıkarmadan yaşadı, çalıştı, üretti. Huzurevinde yaşamanın, verimini artırdığını söylerdi. Parapul, mevkimakam hesabı yapmadı hiç. Hep ülkesine, halkına, bilime hizmet etmek için yazdı. Son yıllarda yayıncısı, İstanbul Kadıköy’de, Moda’daki Tarihçi Kitabevi’ydi. Tarihçi Kitabevi’nin sahibi Necip Azakoğlu, kitabevindeki cumartesi söyleşilerinde Koloğlu’nu belli aralıklarla konuk ederdi. Azakoğlu’nun nezaketi, vefası ve ilgisinden ötürü çok mutluydu Orhan Ağabey. Sözün özü, Türk basını, bir değerini daha yitirdi. Elverdiği çırakları, öğrencileri, meslektaşları olarak onu çok özleyeceğiz. COVID19 ve adalet reformu: Basit öneriler Koronavirüsle mücadele şu anda sadece Türkiye’nin değil, bütün dünyanın sorunu. Ama Türkiye’nin başka yapısal sorunları da var: Temel Hak ve Özgürlükler sorunu. Bu bağlamda birinci sırada ifade ve medya özgürlüğü sorunu var. Bağımsız adalet sorunu. Bu bağlamda, yargı mekanizmasına güvenin neredeyse sıfırlanmış oluşu, haksız, hukuksuz ve adaletsiz biçimde yargılananların, ceza alanların ve hapsedilmiş olanların sorunları var. Ekonomik kriz ve kaynak sorunu. Bu bağlamda Türk Lirası’nın değer kaybı, enflasyon artışı, dış borcun döndürülmesi, bütçe açığı ve kaynak sorunları var. İlticacılar sorunu. Bu bağlamda Suriye’den ve öteki ülkelerden gelenlerin yaşam, geçim ve sağlık sorunları var. Eğitim sorunu. Bu bağlamda, Milli Eğitimin, hem müfredat açısından hem de bazı vakıflarla işbirliği içinde, dinci bir eğitim uygulamasına kayması sorunu var. Ahlak sorunu, liyakat sorunu, yağma sorunu gibi, daha başka temel sorunlar da var ama, bu yazı bağlamında bu kısa liste ile yetiniyorum. HHH Artık, 2017’den beri geçen üç yıllık süre içinde “Tek Kişi Yönetimi”nin bütün bu sorunları çözmekte yetersiz kaldığı, hatta bir bölümünü daha da şiddetlendirdiği, tarihsel, siyasal, ekonomik ve toplumbilimsel bir gerçek olarak ortadadır. Bu nedenle ben, COVID19 ile mücadele bağlamında, Adalet Reformu için, basit birkaç öneride bulunmak istiyorum. HHH 1) Parti örgütlerinden ve dinci vakıflardan savcılığa ve yargıçlığa atananlar avukatlığa iade edilmelidir. 2) Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hâkimler ve Savcılar Kurulu gibi yüksek yargı ve yönetim organlarına siyasal iktidarın atama yapması yerine, liyakate dayalı nesnel ölçütlere göre belirlenmiş üyeler, kendi aralarından seçilmeli; adalet bakanı ve müsteşarı, bütün öteki bürokratlarla birlikte HSK’den çıkarılmalıdır. 3) Ceza yasasındaki “Terör örgütüne üye olmadan...” diye başlayan muğlak ve kötüye kullanılan madde kaldırılmalıdır. 4) Ceza kanununa, bağımsız, tarafsız, partisiz cumhurbaşkanı için özel olarak konulmuş olan hakaret maddesi, partili cumhurbaşkanı için kaldırılmalıdır. 5) İnfaz yasası denilen af yasası bağlamında, fiilen bireysel ve/veya toplu şiddete karışmış olanlar hariç, bütün tutuklu yargılananlar salıverilmeli, davalarına tutuksuz olarak devam edilmelidir. 6) Koronavirüs önlemleri bağlamında genel nüfusa uygulanan ilkelere uygun olarak, 65 yaş ve üstü mahkumlar, ev hapsi ile cezaevlerinden salıverilmelidir. 7) Bireysel ve/veya toplumsal şiddete karışmamış olan, yaptıkları haberlerden ve/veya yorumlardan dolayı mahkum edilmiş bulunan gazeteciler, yazarlar, televizyoncular, haberciler, yorumcular, cezalarının geri kalanını ev hapsinde geçirmek kaydıyla cezaevlerinden tahliye edilmelidir. HHH Yok edilmiş olan adalete güven bu uygulamalarla, zaman içinde yeniden oluşturulabilir... Ama asıl sorun “Bu uygulamaları yapmalıdır” dediğim siyasal iktidarın “Demokratik bir Hukuk Devleti” arzulayıp arzulamadığıdır! òQVDQODUóQHPHNO?O?NG¾g¾NXUGXáX\DgODUGD\D]PD\DEDgODPóg WDPEDáóPVó]7¾UN?\HDGóQDP¾FDGHOHGHQKDVWD\DWDáóQGDGDK?YD]JH©PHP?g D\GóQODQPógE?U7¾UNJHQ©O?á??©?Q¾UHWPH\?J¸UHYHG?QP?gE?UD\GóQ 0HW?Q$\GRáDQ.?WDSODUó .ò7$3<(5ò1( ZZZJDOHDW?\D\?QHY?FRP JDOHDW?\D\?QF?O?N JOHW?\D\?QF?O?N JDOHDW? 17 NİSAN 25 NİSAN Salgına dair gelişmeler, 23 Nisan ve ramazana yönelik özellikle muhalef oylarıyla seçilen belediyelere dönük baskıların yanı sıra Boğaz’daki kaçak çardağı ortaya çıkan Cumhurbaşkanı İletişim Danışmanı Fahrettin Altun’un öfkesine sahne oldu geçen hafta. Gazetemizde çıkan haberler hakkında soruşturma açılırken konu ile ilgili görüş bildiren, olayı takip edeceklerini açkılayana CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na da dava açıldı. Altun’a bağlı Basın İlan Kurumu da haberler ile ilgili gazetemizden savunma istedi. Aksi takdirde ilan cezası verileceği belirtildi. Virüsparamaske Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, koronavirüs tedbirleri kapsamında ülke genelinde sokağa çıkma yasağı uygulanmamasına ilişkin “Bunun ekonomiye maliyeti çok daha ağır olurdu” dedi. Maske dağıtımı bir türlü istenen boyuta ulaşamadı. Yurttaşların büyük bölününe hâlâ kod gelmediği için ücretsiz maskeler alınamazken, kendi yurttaşına maske dağıtamayan iktidar, maske ihracatına devam etti. Hatta, Resmi Gazete’de yayımlanan, hastaneler maskelerini kendileri üretsin ana temalı karar, iktidarın bu konudaki aczi ve para hırsını tüm çıplıklığı ile ortaya koydu. 2 milyar maske üretim kapasitesine sahip ülkede, üretilen maskeleri başta İngiltere olmak üzere başka ülkelere satan yönetim anlayışı, hasta ile dolup taşan hastanelere bir de “maskenizi kendiniz üretin” dedi. Ücretsiz maske dağıtımında sorunlar yaşandığını kabul eden Kalın, “Bunu düzeltmek lazım. Yaşanan sorunları çözmek için çalışmalarımız sürüyor” ifadelerini kullandı. Denetim raporu gizlendi Türkiye Varlık Fonu’nunun yasaya göre 7 ay önce Meclis’e sunulması gereken 2018 yılı denetim raporunun bir aydır gizlendiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşe hir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’a, salgın önlemlerinden ekonomik olarak etkilenen yurttaşlara destek için başlattığı bağış kampanyası nedeniyle soruşturma açtı. Ayrıca, belediyenin hesabındaki 3 milyon 532 bin lira bloke edildi. Bayram balkonlarda TBMM’nin 100. kuruluş yıldönümünün kutlandığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla Genel Kurul’da düzenlenen özel oturum koronavirüs salgını nedeniyle tarihi anlara sahne oldu. Özel oturumlarda tamamen dolan kordiplomatik ve şeref locaları salgın nedeniyle boş kaldı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan özel oturuma katılmazken, Meclis’te grubu bulunan siyasi parti liderleri Genel Kurul’da hazır bulundu. 23 Nisan kutlamaları, koronavirüs tedbirleri nedeniyle evlerde yapıldı. Yurttaşlar da sokağa çıkma yasağı kapsamında evlerinde kalırken, saat 21.00’de balkonlardan İstiklal Marşı okuyarak 23 Nisan’ı kutladı. Televizyonlar da saat 21.00’de İstiklal Marşı yayımladı. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı dakikalarda konuşmayı başardı. 200 bin ölüm Dünya genelinde yeni tip koronavirüs kaynaklı can kaybı 200 bine, vaka sayısı 2.7 milyona yaklaştı. Can kayıplarının 116 binden fazlası Avrupa’da. En fazla can kaybının yaşandığı ülke 50 bin ile ABD oldu. Trump şaşkınlık yarattı İlaç adı açıkladığı için geçen hafta Dünya Sağlık Örgütü’nü karşısına alan ve fonları kesen ABD Başkanı Donald Turmp’ın dezenfektanların içilerek insanların kendilerini koruyabileceğini söylemesi şaşkınlık yarattı. Trump, sosyal mesafe kurallarıyla ilgili tavsiye kararlarını yaz başına kadar uzatabileceğini açıkladı. DSÖ uyardı Dünya Sağlık Örgütü, kovid19 yüzünden zarar gören tedarik zincirinin sıtma nedenli ölümleri 2000 yılından bu yana görülen en yüksek seviyeye çıkarabileceği uyarısında bulundu. 1 trilyon Avro’luk fon Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinin liderleri dün koronavirüsün etkileriyle mücadele etmek için 1 trilyon Avro’luk acil durum bütçesi oluşturulması üzerinde anlaştı. AB’ye üye 27 üye ülkenin liderlerinin yaptığı dört saatlik görüşme sonrasında 20212027 yılları arasında kullanılacak bütçe kabul edildi. Liderler, daha önce kararlaştırılmış olan ve koronavirüsle boğuşan ülkelere yardım için 540 milyar Avro’luk bir destek paketini onayladı. Cinsiyetçi başkan Japonya’da, koronavirüs salgınında “kadınların bir türlü karar veremeyip çok oyalandığı için” süpermarket alışverişlerini erkeklerin yapması gerektiğini söyleyen Osaka Belediye Başkanı sosyal medyada tepki gördü. Johnson dönüyor Kaptığı virüsü yenerek iyileşmeye başlayan İngiltere Başbakanı Boris Johnson ‘koronavirüs krizinin kontrolünü tekrar ele almak’ için Pazartesi günü Başbakanlık’a dönecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle