16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 13 NİSAN 2020 PAZARTESİ ‘EVDEYİM AMA YALNIZ DEĞİLİM’ ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak ve ihtiyaç sahiplerine kitap iletmek için çalışmalar yapan Herkese Kitap Vakfı evlerde kapalı kalan 20 yaş altı ve 65 yaş üstündeki kişiler için “Evdeyim Ama Yalnız Değilim” sloganı ile bir kampanya başlattı. Evde kalan insanlara kitap okumayı tavsiye eden bu kampanya ya katılan kişiler cep telefonları ile özel bir video çekerek başka bir sevdiğine kitap okuma görevi vererek onları harekete geçiriyor. Herkese Kitap Vakfı Kurucu Genel Başkanı Bülent Şenver’e kampanyanın oluşum ve uygulama sürecini sorduk. Şenver, “Koronavirüs nedeni ile herkesin eve kapandığı bir dönemde insanları evlerinde faydalı bireyler yaptırabilmek için ‘Şimdi Kitap Okuma Zamanı’ ‘Şimdi Tam Zamanı’ diyerek insanları evde kalıp kitap okumaya teşvik etmek istedik” diyor. Herkese Kitap Vakfı’nın amacının insanlara kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak ve ihtiyaç sahiplerine kitap göndermek olduğunun altını çizen Şenver, “Bu dönemde okullar kapalı olduğu için okullara kitap gönderemiyoruz. Bağışçılar D&R mağazalarında bulunan Kitapcan kitap bağış kum baralarına gidip kitap bağışı yapamıyorlar. Biz de evde kitap okumayı nasıl özendiririz diye düşünürken ‘Evdeyim Ama Yalnız Değilim’ kampanyası başlatma fikri aklımıza geldi” diyor. Katılımın çok iyi oldugunu ve her yaştan katılanların giderek arttığını belirten Şenver, “Kampanyaya katılan her kişi bir sevdiğinin adını vererek onu da kampanyaya katılmaya davet ettiği için ilgi giderek büyüyor” diyor. Kitap okumada Tekin Yayınevi Genel Yayın Koordinatörü Elif Akkaya, koronavirüs salgını sürecinde düşünüldüğü gibi bir artış olmadığını savunuyor Karamsar tablo Koronavirüs salgını sonrası evlerinde kalan insanların nasıl vakit geçirdiği bir merak konusu. Kimileri internet üzerinden çevrimiçi yapılan konserlere katılım gösteriyor. Kimileriyse dijital platformlarda dizi ve film izleme maratonuna dahil oluyor. Görece boş vaktin çoğaldığı düşüncesi, kitap okuma alışkanlığının da ar tacağını düşündürdü. Bazı yayınevlerinin açıklamaları da bunu doğrular nitelikteydi. Biz de bu soruyla birlikte sürece dair merak ORHUN edilenleri yayınevlerine ATMIŞ sormaya başladık. Tekin Yayınevi’nin genel koordinatörü Elif Akkaya sorularımızı yanıtladı. O sorular şöyle: Kitap okuma veya satın alma sayısında bu süreçte bir artış yaşandı mı? Yaşandıysa bunların ne kadarı internet üzerinden? Akkaya’nın yanıtları şöyle: “Koronavirüs salgınına dair ülkemizde yapılan ilk resmi açıklamayla birlikte alınan önlemler zinciri ve iptal edilen işler arasında yayıncıların göbekten bağlı olduğu kültürel sanatsal etkinlikler ve fuarlar geldi. Bu alan yayıncılığın ana beslenme kaynağıdır. Kültürel sanatsal etkinlikler ve fuarlar okura kitlesel olarak ulaştığımız ve hızlıca dönüşüm sağladığımız aktivitelerdi. Hemen ardından, çok kısa bir süre içinde yayınevlerinin kapanması veya kısmi çalışması gündeme geldi. Alınan önlemler kapsamında bağımsız kitabevlerinin ve AVM’lerin kapanmasıyla birlikte zincir mağazaların da faaliyeti durdurdu. Yakın zamanda Okuyay Platformu’nun yaptırdığı Türkiye’de Okuma Kültürü araştırmasındaki bazı veriler bize kitabın daha çok nereden satın alındığını gösteriyordu. Bunu satışlarımızdan bizler de çıkarabiliyoruz. Araştırmaya göre okurların yüzde 28’i küçük, bağımsız kitabevlerinden, yüz Elif Akkaya ‘Basımlar iptal’ “Bu süreçte gelişen en önemli sorunlarımızdan biri de ‘bazı zincir mağazaların’ ödemesi gereken yüklü alacakların (satışı gerçekleşmiş kitaplarımızın) kısmi olarak ödeneceği haberini almamız oldu. Bu, çok kısıtlı imkânlarla yayın yapan, kültürel zenginliği ve kitap çeşitliliğini sağlayan bizim gibi yayınevlerini çok zorlayacak. Hatta birçoğumuzun faaliyetini tamamen durdurma noktasına getirecek. Böylesi zor zamanlarda personel maaşları ve kiraların ödenmesini sağlayacak asıl finans kaynağımız kesilme tehdidi ile karşı karşıya. Salgının azalıp, normale döneceğimiz süreçte ise daralmış ve enflasyonist bir piyasa bizi bekliyor olacak. Birikmiş ve tahsil edilememiş ala caklar, ödenmemiş çekler, ertelenmiş vergiler ve SGK primlerinin yanında hareket kabiliyetini büyük oranda yitirmiş bir ekonomiyle, büyük bir krizle daha karşı karşıya kalacağız. Mart, nisan ve mayıs ayları için yayımlamayı planladığımız 12 yeni kitabımız vardı. Oldukça sürprizli ve ses getirecek önemli çalışmalar. Bunları da ertelemek zorunda kaldık. Umarız ülkeyi yönetenler bu durumu görecek, umarız birtakım önlemler acilen alınacak... Bugünlerde dikkat etmemiz gereken en önemli şey sağlımız. Öncelikle kaybedeceğimiz her şey için ‘sağlık olsun’ diyoruz. Elbette güzel günler gelecek ve kitaplarımızı yeniden yayımlamaya başlayacağız. Okurlarımızla yeniden sağlıklı günlerde buluşacağımızı umut ediyoruz.” de 24’ü D&R, Remzi gibi zincir mağazalardan, yani AVM’lerden, yüzde 18’i internet satış sitelerinden, yüzde 14’ü 2. el satış yerlerinden (sahaf), yüzde 5’i marketlerden ve yüzde 1’i havaalanı, otogar gibi yerlerdeki büfe tipi kitap/ dergi satış noktalarından kitap alıyor. Satışlarımızın yaklaşık yüzde 20 25’ini internet alışverişi oluşturuyor. İnternet satışlarında yüzde 810 civa rı bir artış görünüyor. Biz de bunu satışlarımızda görüyoruz. Çok az bir artış var. Neredeyse kitap edinilen diğer yerlerin yani yüzde 7580 satış sağlanan diğer mecralardaki satışların yüzde 10’u internete yönelmiş. ‘Söylenenle uyuşmuyor’ Ne yazık ki kitap satışlarında düşünüldüğü gibi bir artış olmadı. Yapılan açıklamalar da gerçeği çok yansıtmıyor. Biz ‘kitap satışları arttı’ açıklamaları yapanların söylediği gibi bir durum yaşamıyoruz. Gerçekliğimiz, söylenenlerle uyuşmuyor ne yazık ki... Süreç öncelikli olarak, ülkemizde uzun yıllardır hiçbir devlet desteği almadan ayakta kalmaya çalışan ve kültürel sanatsal aktivitelerle halka, okura ulaşmaya çalışan yayınevleri ve kültürsanat alanındaki çalışmaları etkiledi. Buna rağmen ilk önlem paketi açıklandığında (19 Mart’ta yayımlanan Mücbir Sebep Halinden Faydalanacak Mükellef Grupları tebliği) mücbir sebep nedeniyle etkilenen sektörler arasında adımız yoktu. Şaşkınlıkla izledik o gelişmeleri. Yani öncelikle kültürel çalışmaları, fuar ve organizasyonları iptal ediyorsunuz ama o alanda faaliyet gösterenleri ‘mücbir sebeple iş yapamaz’ görmüyorsunuz. Ülkeyi yönetenlerin önceliğinde inşaat şirketleri, demir çelik sanayi, otomotiv gibi büyük iş hacmiyle her türlü destek ve krediden yararlanan şirketler var. (Yayıncılar Meslek Birlikleri ve derneklerin girişimiyle o listeye sonradan yayınevleri de alındı. Ama yeterli değildi.) Diğer ülkelerin yaptığı açıklamalar ve önlemlerle kıyasladığımızda gerek sağlığımız açısından gerek ekonomik destek açısından halkın reel talepleri ve ihtiyacı olan bir paket değildi. Süreç eksik ve sıkıntılı başladı, bakış açısındaki öncelikler ne yazık ki toplumsal ihtiyaçlara denk düşmüyor. Kitap Yurdu siparişleri kıstı Repar Tanıtım İletişim Matbaacılık Ltd. Şti. tarafından kurulan internet satış noktası kitapyurdu.com sipariş yoğunluğu nedeniyle personeli risk altında tutmamak için günlük sevkıyat kapasitesini aşmama kararı aldığını duyurdu. Siteden yapılan duyuruda; salgın için alınan ön lemler kapsamında, yayıncıların sevkıyatlarını durdurmak veya yavaşlatmak zorunda kalmaları, kargo firmalarının personel problemiyle sevkıyatlara yetişememesi, teslim noktalarının bazılarının önlem amaçlı kapalı olması, birçok personelin izinli olması nedenleriyle sevkiyatlarda aksaklıklar yaşandığı belirtildi. Sipariş sisteminin, günlük kapasite dolduğunda kapanacağı ve her gece 24.00’ten sonra yeni açılacağı vurgulandı. Türkiye Yayıncılar Birliği’nden dayanışma çağrısı yapıldı Türkiye Yayıncılar Birliği, salgın nedeniyle zor günler geçiren yayıncılık sektörünü ve tüm paydaşlarını, dayanışmaya çağırdı. Yapılan açıklamada sektör paydaşlarının bu süreçte birbirine destek olması gerektiği vurgulandı. Yapılan açıklamada “Türkiye Yayıncılar Birliği olarak biz de sektörümüzün yaşadığımız bu zor günleri atlatıp yoluna sağlıklı ve güçlü bir şekilde devam edebilmesi için gerek yurt içinde gerekse yurt dışında yaptığımız ya da yapmaya hazırlandığımız girişimlerle yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz. Bu minvalde ge rek Cumhurbaşkanlığına gerekse Kültür ve Turizm Bakanlığına sektöre destek çağrılarımızı, gönderdiğimiz mektuplarla yaptık. Bunun yanı sıra üyesi olduğumuz Uluslara rası Yayıncılar Birliği (IPA)’ne de bir yazı yazarak ülkemizde Yayıncılık sektörünün durumunu, global olarak etkilenen Yayıncılık sektörünün birbirine destek olmasını ve bu krize birlikte göğüs germemiz gerektiğini söyleyeceğiz.” İfadeleri yer alırken, üyelerine “Korona virüs’ün Sektöre Etkisi” başlıklı bir anket gönderdiğini ve üyeleriyle düzenli iletişimini koruyacağını duyurdu. Aziz Nesin Kabare “Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Bütün dünyada, siyasetçilerin, gazetecilerin, yorumcuların dilinden düşmeyen ortak cümle bu herhalde. Ama buna sevinmek mi gerekecek, yoksa üzülmek mi, doğrusu buna karar vermek için biraz erken diye düşünüyorum. Salgından sonra karşımıza nasıl bir dünya çıkacak, bekleyip göreceğiz. Fakat “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” değerlendirmesini doğru kabul edersek, öyle ya da böyle, iyi ya da kötü, salgından sonraki dünyayı “yeni dünya” diye adlandırabiliriz şimdiden. Dolayısıyla salgın başlamadan önceki dünya “eski dünya”, şu an içinde yaşadığımız zaman dilimi de “araf” oluyor. Tabii salgın, adı üstünde, yayılarak ilerlediği ve insanlar ancak kendi başlarına geldiğinde boyut değiştirdikleri için, dünyanın çeşitli noktalarının “eski dünya” sınırları değişiyor. ‘Eski dünya’da son oyun Bu yazıda, bizim “eski dünya”mızın son günlerinde, 16 Şubat’ta seyrettiğim bir oyundan, daha doğru bir ifadeyle “eski dünya”da seyrettiğim son oyundan söz etmek istiyorum: “Aziz Nesin Kabare.” Aziz Nesin’in öykülerinden, yazılarından, şiirlerinden Cengiz Toraman tarafından uyarlanmış ve sahneye konmuş “Kabare”de, Levent Üzümcü, Cengiz Toraman, Ali Hakan Beşen ve Mehmet Küçükgünaydın oynuyorlar. Şarkı sözleri de Cengiz Toraman’a ait. Müzikler ise Sedat Utku Güçoğlu’nun. Tam Aziz Nesin’e yakışır tarzda zekice uyarlanmış oyun, büyük bir enerji ve keyifle oynanıyor, sözünü seyirciyle içtenlikle paylaşıyor. Levent Üzümcü Tiyatrosu ile İzmir Halk Tiyatrosu’nun ortak prodüksiyonu olan “Aziz Nesin Kabare”de kadro o kadar iyi seçilmiş ki, oyunculuk kalitelerinin yanı sıra, iki uzun (ama epey uzun) ve iki kısa oyuncu yan yana durdukları anda sanki oyunun bütün “çevre düzeni”ni de kurmuş oluyorlar. Ondan sonrası yaklaşık iki saat süren şarkılı, müzikli, danslı, zaman zaman hüzünlü, ama çok bol kahkahalı tam bir “kabare”… Bol kahkaha derken biraz daha açıklayıcı olmalıyım: Oyunun başlarında bir ara o kadar çok güldüm ki herhalde fazla hava yuttum, göğsüme sancılar girdi. Oyuncular rollerin bir içinde, bir dışında; hem kendi aralarında çok keyifli ve tuluata da açık bir ilişki kuruyorlar, hem de seyirciyle doğrudan temas halindeler. Sahnesalon ayrımını istedikleri zaman kurup istedikleri zaman kaldırıyorlar. Büyük başarı bu. 4 iskemle, 4 baston, 1 portmanto ile Aziz Nesin’in ve tabii ki günümüzün Türkiyesi’ni gözlerimizin önünde kuruyorlar. Gülmek düşünceyi de tetikliyor, şarkılar ve danslar epizodları birbirine bağlarken biz de Aziz Nesin’den bu yana katettiğimiz ve yönünü kestiremediğimiz “arpa boyu yollar” üzerinde derin derin düşünmeye başlıyoruz. Salgın belası bitince, “Aziz Nesin Kabare”ye bir yerde denk gelirseniz kaçırmayın derim. Erhan Gökgücü ve Nurtekin Odabaşı Tiyatro dünyası peşpeşe iki değerini daha yitirdi. Devlet Tiyatroları eski başrejisörü, yazar, yönetmen, oyuncu, eğitmen Erhan Gökgücü’nü 14 Şubat’ta, yine Devlet Tiyatroları’ndan oyuncu, yönetmen, oyun yazarı, senarist Nurtekin Odabaşı’nı ise 29 Mart’ta kaybettik. Erhan Gökgücü iyi bir oyun yazarı, iyi bir yönetmen olmanın yanı sıra kültürsanat alanında bilgisi geniş bir sahaya yayılan, çok okuyan, artık nesilleri yavaş yavaş tükenen çok yönlü tiyatro insanlarındandı. Nurtekin Odabaşı ile iki oyunda çalışma olanağı bulmuştum. Sevgili Tuncer Cücenoğlu’nun “Çığ” adlı oyununda dedeyi büyük bir başarıyla oynamış, sonra da altı sezon boyunca “Kerbela”nın Fuzuli’si olmuştu. Çok yönlü bir tiyatrocuydu o da. Belki de en önemlisi hem Gökgücü, hem de Odabaşı tiyatro ile yaşayan, hayatları hep tiyatroyla dolu insanlardı. Onlar gidiyor, hep birlikte eksiliyoruz. Marina Abramovic’den online performans Koronavirüs pandemi dünyaca ünlü performans sanatçısı Marina Abramovic’i etkiledi ancak durduramadı. Maria Callas’ın 7 Ölümü (7 Deaths of Maria Callas) adlı performansını 9 Nisan’da Münih’teki Bavarya Operası’nda sergileyeceğini duyuran sanatçı kararından vazgeçmedi. Abramovic, boş salonda performansının ilkini gerçekleş tirdi. Video ve performans sanatının harmanlandığı bu projede Abramovic, besteci Marko Nikodijevic ile işbirliği yaptı. Performansı online olarak izleyebilirsiniz. Marvel kütüphanesini ücretsiz erişime açtı Marvel?’ın resmi dijital yayın abonelik hizmeti olan Marvel Unlimited, önceki günlerde pandemi nedeniyle evde kendini izole edenler için kütüphanesini açtığını duyurdu. Platformun Marvel’ın internet sitesinde paylaştığı haberde, aralarında Avengers, SpiderMan, Black Widow ve Captain America’nın da yer aldığı birçok ikonik kahramanın öyküleri ücretsiz olarak okunabilecek. Çizgi roman severler, bu romanlara 4 Mayıs tarihine kadar Ios ve Android cihazlarına indirerek ulaşabilirler. Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatı sanal ortama aktardı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Youtube kanalına bu hafta, İstanbul Devlet Opera ve Balesi, orkestra ve balesinin sahneye koyduğu bale temsilleri Giuseppe Verdi’nin Üç Silahşör’ü ve Gaeta no Donizetti’nin Don Pasquale’si ile İstanbul Devlet Opera ve Balesi, orkestra ve korosunun seslendirdiği Giuseppe Verdi’nin bestesi Giovanna D’arco [Jan Dark] konseri eklendi. DT’den küçük sanat severler için içerikler Youtube kanalında, Devlet Tiyatroları’nın özellikle küçük sanatsever dostların keyifle izleyeceği, sahnelendiği zamanlarda büyük ilgi gören, Çizmeli Kedi, Uğur Böceği Benekli, Eşek Kulaklı Kral Midas, Sihirli Kitap, Mikrobik ile Gribik, Sinco Akıllı Sincap, Papağan Kaçtı, Dünyanın Eski Zamanlarında, Turta Girmemiş Orman ve Tembel Memiş oyunlar yer alıyor. Van, Ankara, Bursa ve İstanbul Devlet Tiyatroları sanatçılarınca Necip Fazıl’dan Tarık Buğra’ya usta yazarların önemli eserlerinden sahneye uyarlanan Kahvede Şenlik Var, Reis Bey, Osmancık, Bir Nefes Dede Korkut, Leyla ile Mecnun ve Şair Şiir Şuur Mehmet Akif Ersoy oyunları da YouTube’dan izlenebiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle