17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 18 MART 2020 ÇARŞAMBA HABER/YORUM Çanakkale Zaferi neyin habercisiydi? Çanakkale Zaferi’nin 105. yılını kutluyoruz. Tarihin gördüğü en büyük devrimci ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün tarih sahnesine çıktığı gün bugün. Mehmetçiğin “Çanakkale geçilmez” sözünü kanıyla tarihe kazıdığı gün. O nedenle, kimilerinin Atatürk’ün adını anmadan Çanakkale belgeselleri yapmasının, Çanakkale kitapları yazmasının, Çanakkale Zaferi’ni anmasının, hatta Atatürk’ün Harbiye’ye girişinin kutlandığı törende, ayağa kalkmayarak saygısızlık yapmasının önemi yok. Çünkü tarih, onlar görmese de görüyor, anmasa da anıyor, yazmasa da yazıyor. Atatürk’ün, “Balkan Harbi’nde alnımıza sürülen lekeyi, Çanakkale’de temizledik” dediği Çanakkale Muharebelerinin, Türk tarihi dışında, emperyalizmin, mazlum milletlerin, Rusların, Avustralya ve Yeni Zelandalıların tarihinde de yeri büyük. Tartışalım... Çanakkale Muharebeleri, İstiklal Harbi öncesi, önemli bir çıkış, silkiniş ve zaferdir. Vatan savunması anlamında destansıdır. Milli bilinci ve uyanışı pekiştirmiştir. Balkan, Sarıkamış, Kanal harekâtlarındaki yenilgilerden sonra, Çanakkale’de millete ve orduya yeniden özgüven gelmiştir. Çanakkale, emperyalizmin yenilebileceğini kanıtlamıştır. Bu yönüyle de günceldir. “Üzerinde güneş batmayan imparatorluk” olarak nitelenen dönemin en büyük sömürge imparatorluğu İngiltere güç ve itibar kaybetmiştir. Denizlerdeki üstünlüğü darbe almış, yenilmez armadası yenilmiş, komutan ve siyasetçilerinin itibarı sarsılmıştır. Harekâtın sorumluları, kurulan özel komisyonda sorgulanmıştır. İngiltere’nin mali durumu bozulmuş, dış borcu olan bir ülke olmuştur. Savaşın uzaması, mali dengeleri de sarsmıştır. İngiliz emperyalizminin sömürdüğü topraklarda, mazlum milletlerde, ezilen dünyada milli bilincin, ulusal kimliğin uyanışı hızlanmıştır. Bağımsızlık talepleri yükselmiştir. İngiliz Savaş Bakanı Churchill siyaseten büyük darbe yemiştir. Hükümetten ayrılmış, bir piyade taburuna yarbay olarak atanmıştır. Fransız komutan ve siyasetçiler de büyük ölçüde sarsılmıştır. Mazlum milletlerin uyanışı Çanakkale Zaferi, Rusya’daki iç savaşta Lenin önderliğindeki Bolşeviklerin elini güçlendirmiştir. Avrupa’dan gelecek yardıma bel bağlayan, ekonomik ve toplumsal bunalımı aşamayan Rusya’da, Çar devrilmiştir. Rusya’ya yardım yollayamamak, İngilizlerin planlarını bozmuştur. Çanakkale direnişi, savaşı en az 2 yıl uzatmıştır. “Bitti, tükendi, çöktü” denilen Türkler, tarih sahnesine bir kez daha çıkmıştır. Osmanlı ordusunda çarpışanlar arasında, Rum, Yahudi gibi Osmanlı tebaasından azınlık mensubu askerler de vardır ki, o kahramanlar vasiyetlerine “Beni Mehmetçikten ayrı gömmeyin, yan yana gömün bizi” diye yazmışlardır. Osmanlı coğrafyasının farklı yerlerinden gelen ve birlikte savaşan insanlarda, ortak vatan savunması ve milletleşme bilinci güçlenmiştir. Şehit düşen kahramanlar arasında 13 14 yaşında çocukların olması, halkın nasıl bir fedakârlık ve gayret içinde olduğunun da kanıtıdır. Çanakkale’de, 24 ve 25 Nisan muharebeleri çok çetin geçmiştir. Anzakların torunları o nedenle, 25 Nisan sabahı Şafak Ayini yapar, o günü Anzak Günü olarak kutlarlar. Mustafa Kemal, Çanakkale’yi anlatırken, “Kazandığımız an, o andır” der. 57. Alayın kahramanlığını tarihe kaydeder. Çanakkale’de Mehmetçiğe “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum” demesi ise tarihte az görülen bir irade ve kahramanlığın kanıtıdır.    Centilmenler savaşı Harbi Umumi sonrası, Mehmetçiğe Osmanlı yönetimi sahip çıkamamıştır. Sokaklarda dilenen askerler vardır. Savaş gazilerinin, işgal İstanbul’unda azınlıklar tarafından dövülmesi, aşağılanması engellenememiştir. İngiliz başbakanı Lloyd George’un “Harbi Umumi’nin yegâne sebebi Türkleri Boğazlardan atmaktır” derken, savaşın temel nedenini de açıklar. Mustafa Kemal’in tüm itiraz ve eleştirilerine karşın, Çanakkale’de ordunun komutasının Alman generali Otto Liman von Sanders’e verilmesi, Osmanlı ile Almanya’nın nasıl bir ittifak ve kader birliği yaptığının da kanıtıdır. “Türkün Onur Savaşı” olarak tarihe geçen Çanakkale, pek çok kaynakta “Centilmenler Savaşı” olarak da anılır. Mehmetçik çok yiğit, mert savaşmıştır. Ateşkes sırasında taraflar su, sigara, konserve vermiştir birbirlerine. Anzakların “Cony Türk” dediği Mehmetçik ile Anzaklar arasında karşılıklı saygı oluşmuştur. Kendi sargı beziyle düşmanının yarasını saran çok Mehmetçik vardır. Seyit Onbaşılar, Ezineli Yahya Çavuşlar sadece kahramanlığın değil, insanlığın da en seçkin örneklerini vermişlerdir. İngilizlerin çekilirken Hintlilere, Anzaklara “yakın, imha edin” dedikleri erzakları, Hintli ve Anzak neferler çoğu zaman yakmamış, üzerine “Cony Türk zehirli değildir, yiyebilirsin” notu yazarak Mehmetçiğe bırakmışlardır. Çanakkale’de deniz, hava ve kara unsurları ilk kez birlikte kullanılmıştır. Dönemin en ileri teknolojisiyle yüklenmiştir düşman. Müttefikler ayrıca boğucu gaz içeren patlayıcı maddeler, yeşil gaz çıkaran şarapneller de kullanmışlardır. Kimi muharebelerde karşılıklı siper mesafesi, 7 8 metreye kadar inmiştir. Metrekareye 6 bin mermi düşmüştür. Osmanlı, Çanakkale’de iyi yetişmiş kadrolarını da şehit vermiştir. Kısa süre sonra başlayan Kurtuluş Savaşı’nda, ardından kurulan Cumhuriyette, Çanakkale’de şehit düşen nitelikli kadroların boşluğu çok hissedilmiştir. Sözün özü; İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un, şiiriyle ölümsüzleştirdiği; devrimci ozanımız Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, “Çanakkale, Milli Mücadele’nin önsözüdür” dediği Çanakkale, Atatürk ve Mehmetçik tarafından yazılan büyük bir destandır. 18 MART 2020 SAYI: 34496 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:39 07:04 13:17 16:40 19:21 20:40 Ankara 05:25 06:48 13:02 16:25 19:05 20:23 İzmir 05:50 07:11 13:25 16:48 19:28 20:44 Kuzey yarımküre zincirleme bir akıl tutulması yaşadı. Çin’den koronavirüs ile il gili gelen haberlere sanki başka bir gezegendeymiş gibi bakıldı. Oysa her gün milyonlarca, bir Köyde virüs var... yılda ise 4 milyarın üzerinde in san seyahat ediyor. İletişim ve ulaşım çağında uzaklar yakın oldu, internet insanlığın bilgi ve deneyimlerini neredeyse anlık paylaşıyor. Dünya küresel bir köy ve köyde ya dit algılarını ve güvenlik tedbirlerini de ciddi anlamda etkileyecek, dönüştürecektir. şanan her olay tüm haneleri büyük hızda etkiliyor. Korona örneği insanlık âlemine ye Test yok ise hasta da yok... ni bir perspektif katacaktır. Komşuda Çin’de yaşanan kâbus için “Bize olan bir hadisenin yalnızca o evin in bulaşmaz” diyen herkes kaybetti. sanlarını etkilemeyeceğini acı da ol İtalya, “geç ayılmanın” korkunç so sa öğrendik. nucunu yaşıyor. Ancak insanoğlu ba İtalya’da kâbusu yaşayanlar Türki şına gelmeden akıllanmıyor. İtalya ör ye için endişeli. Virüsün merkezi Çin, neğine rağmen İspanya da aşırı iyim kendi söküğünü diktikten sonra di serliğin kurbanı oldu. ğer ülkelere yardım için elinden gele Peki, Türkiye’de durum ne? ni yapıyor. Çin’de salgın sürerken Umre ziya İnsanlık ortak tehdit karşısında bir retlerine izin verilmesi ve binlerce ha likte hareket etmeyi, bilgi paylaşma cının abartılı bir benzetme ile can yı ve bilimin ortak mirasını bir kez da lı bombalar gibi yurda dönmesi haklı ha keşfetti. endişeye neden oldu. H Hacıların çok azı karantinaya alına Korona örneği, insanların virüs taşı bildi. Büyük bölümü evlerinde ve Tür maları halinde neredeyse nükleer bir kiye onlardan talimatlara uymalarını tehdit kadar etkili olabileceğini gös ve kendilerini 14 gün süre ile tecrit et terdi. melerini bekliyor. Yaşadığımız süreç devletlerin teh Yani tehlike seviyesi en üst düzey de olan bir pandemi ile ilgili hükümet, hastalığı taşıma riski olan yurttaşlarından yalnızca “ricacı” olabiliyor! Umreye izin verilmesi hükümetin de virüs konusunda “aşırı iyimserlik” gösterdiğinin bir örneği... Yanı başımızda yaşanan örnekler, Türkiye’nin “testi kırılmadan” üst seviyede önlem alması gerektiğini bizlere söylüyor, öğretiyor. Ülkemizde vaka sayısı düşük çünkü test yapılan kişi sayısı sınırlı... Yani buzdağının görünmeyen yüzünde henüz tespit edilememiş hastalar var. Bu insanlara bir an önce ulaşmalı, hastalığın yoğun yaşandığı yerler belirlenmelidir. Çin’de hastalık merkezlerinin ciddi kontrolünün sonuç aldığını unutmayalım. Türkiye ekonomik olarak hazır mı? Virüse karşı en etkili yöntem mümkün olduğu kadar evden çıkmamak. Yani tüm insanlar evlerinde 1 ay geçirebilseler o süreçte hasta olanlar tespit edilip karantina altında tedavi edilecek. Virüsün yayılması önlenecek. Ancak eve kapanacak büyük çoğunluğun ev kirası, banka borcu, okul taksidi vb. harcamaları için gelirlerin sürmesine ihtiyaç var. Bu durumda hükümet hem ekonomik ve sosyal yaşamı donduracak hem de bu süreçte oluşacak ihtiyaçla rı, işletmeler ve vatandaş cephesinde sübvanse edecek. Vergilerinin büyük çoğunluğunu harcamalar üzerinden elde eden hükümetin, donmuş ekonomide oluşacak vergi kaybına rağmen nasıl kaynak yaratacağı merak konusu. Cehalet virüsü ile de mücadele Virüs, Batılı ülkelerdeki gibi yayılırsa Türkiye ekonomik olarak da sağlık hizmeti açısından da büyük sorunlar yaşayacak. Bu nedenle önleyici tedbirleri en üst seviyede gerçekleştirmek ve virüsün yayılmasını önlemek, yani hasta sayısını düşük tutmak zorundayız. Hasta tespit etmekte bile zorlanan ülkemizde bir başka endişe konusu cehalet. Şeyhlerin, cüppelilerin, tarikatların etkisindeki grup bu süreçte en tehlikeli olanlar. Çünkü bilimi reddediyorlar, dua ile virüsten korunacağına inanıyorlar. Bu cehalet nedeniyle devlet yalnızca vatandaşına güvenerek tedbir almamalı. Kurallara uyan, bilime inanan, tedbir alan milyonlar yanında aklını kiraya verenler de unutulmamalı. Cehalet her ülkede var. İspanya ve İtalya’da da sokağa çıkma yasağının ardından virüsün yayılması durdurulabildi. İtalya’da yaşayan Ayfer Selamoğlu, koronavirüslü günleri anlattı ‘Tsunami gibi’ SİBEL BAHÇETEPE Roma’da yaşayan gazeteci Ayfer Selamoğlu, “Çin Koronavirüsün en çok can aldığı ül Yeni Yılı” ile Venedik karnavalının çakışmasından kelerden olan İtalya’da yaşayan dolayı salgının hızla yayıldığını söyledi. Türk gazeteci Ayfer Selamoğ gecikmeli başladı. Aşa lu, “çağın vebası” olarak nite ma aşama yapıldı. Ha lendirdiği salgının Çinlilerin ta taydı! Yine bana gö til dönemi olan “Çin Yeni Yılı” re temel nedeni eko ile Venedik karnavalının çakış nomik. İtalya ekonomi masından dolayı hızla İtalya’ya sinin büyük bölümünü yayıldığını söyledi. turizm ve moda oluştu Selamoğlu, “Çin’in bu önem ruyor” dedi. li tatil dönemi, İtalya’nın Vene İşlerin kötüye gitme dik şehrinde 828 Şubat ara ye başlamasıyla okul sı gerçekleşen çok önemli kar lardan başlayarak ka naval günleriyle çakışınca ko rantina uygulandığı rona adeta bir tsunami gibi ku Selamoğlu nı belirten Selamoğ zeyden başlayarak tüm ülke lu, “Sonra müzeler, ti yi etkisi altına aldı” dedi. İtalyanların yatrolar, konserler gibi insanların top “hükümetiyle, muhalefetiyle ve hal lu halde bulundukları etkinliklerin ka kıyla, “biz” diyerek, “yeneceğiz” di pıları kapatıldı. Bunlara kiliseler eklen yerek salgına karşı mücadele verdi di. Devamında restoranlar, kafeler ve ğini kaydeden Selamoğlu, “Evlerin barlar geldi. Ancak karantina tam ola pencerelerinde, mağazaların vitrinle rak uygulanamadı. İnsanlar sokakla rinde ‘andra tutto bene’ yani ‘her şey rı, caddeleri ve meydanları bırakmadı güzel olacak’ pankartları ve slogan lar. Ölümlerin sayısı bir günde 200’le lar. Şimdi bir şehirden bir şehire gitmek için önemli gerekçe ve izin olması gerekiyor” dedi. ‘Balkonda müzik’ Bugünkü durumu sorduğumuz Selamoğlu’ndan şu yanıtı aldık: Süpermarketlere, marketlere ya da içki, çeşitli tatlı ve et ürünleri satan mağazalara baktığımızda gayet düzenli işliyor. Ne bir yokluk ne de bir yağma durumu hiç görmedim. Aileden bir kişi alışverişe gidiyor. Ya da komşulardan biri gidiyorsa diğerlerine, ‘Sen bir şey istiyor musun’ diye soruyor. İnsanlar birbirine en az bir metre mesafeyle durarak içeriye giriş sırasını bekliyor. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşıladığı yerler tıkır tıkır işliyor. Asansörleri tek tek ya da iki kişi kullanıyoruz. Meydanlarda görülen o hareketlilik, o canlılık, o müzikler ve danslar, evlerden balkonlara ve pen larıyla toplu bir mücadele dönemine re yaklaşınca hükümet tüm ülkeyi ka cerelerden teraslara taşmış durumda. girmiş durumda” dedi. rantina altına aldı. Hükümetin önce ül İtalyanlar akşam saatlerinde balkonla Koronavirüs ilk ortaya çıktığında kenin kuzeyinde başlattığı sonra her rına ve pencerelerine çıkıp hep bir ağız İtalyanların bunu umursamadığını be yerde uygulamaya karar verdiği karar dan şarkılar söyleyerek morallerini yük lirten Selamoğlu, “İtalyan arkadaşla namenin basına erken sızması da ha sek tutmaya çalışıyor. Hükümetiyle, rımı uyarıyordum. Bana hep, abartma talardan biri oldu. Çünkü kuzeyde ya muhalefetiyle ve halkıyla ‘Her şey güzel diyorlardı. Hükümet de önce ‘abartma şayan İtalyanlar bu sefer panik halin olacak’ sloganlarıyla toplu bir mücade yın’ dedi. Sonra kararlar aldı ama o da de akın akın güneye akmaya başladı le dönemine girmiş durumda. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Gürbulak saldırısında bir şehit daha Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki Gürbulak Sınır Kapısı’nda 2 Mart’ta gerçekleşen saldırıda yaralanan Gürbulak Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdür Yardımcısı Ramazan Turan’ın tedavi gördüğü hastane de şehit olduğunu açıkladı. İran sınırındaki Gürbulak Sınır Kapısı’na 3 kilometre mesafedeki TIR parkı yakınlarında Gürbulak Gümrük Müdürlüğüne ait araca roketli saldırı düzenlenmiş, Özgür Kazastan şehit olmuştu. l ANKARA/Cumhuriyet BASIN MESLEK ÖRGÜTLERİ: Gazetecileri serbest bırakın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tutuklu gazetecilerin bir an önce serbest bırakılmasını istedi. TGC Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada, “İktidar kendi yayımladığı yargı reformunu 2020 yılında da yok saymayı sürdürüyor. Gazeteci tutuklamaları ve erişim engellemeleriyle anayasaya aykırı biçimde basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü engelleniyor” denildi. Gazetemiz yazarı ve OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç, ardından da OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yazı İşleri sorumlusu Aydın Keser, tutuklandığı anımsatılan açıklamada “Gazetecilik suç değildir. Olağanüstü koşullar halkın haber alma hakkını engellemek için kullanılmamalıdır. Cezaevindeki tüm gazetecilerin serbest bırakılması için çağrımızı yineliyoruz.” Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) temsilcisi Erol Önderoğlu da “Yargı yetkililerini, adaletsizlikler üstüne, koronavirüsün aileleriyle birlikte daha savunmasız bıraktığı tutuklu gazetecileri adli kontrol altında da olsa tahliye etmeye çağırıyoruz. Tutuklamanın ‘tedbir’ niteliği daha fazla kötüye kullanılamaz” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL / Cumhuriyet BULMACA SEDAT YAŞAYAN 11 2 3 4 5 6 7 8 9 2 3 4 5 6 7 8 9 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] SOLDAN SAĞA: 1/ İri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 fare... Bir şeyin ek 1 I Ş K I R L A K siğini tamamlamak 2 S U A R E N İ L için ona katılan parça. 2/ Karakter... Avustralya’da yaşayan ve “keseli ayı” da denilen hayvan. 3 KUŞ M İ T O 4 ARKA İ K TR 5 R AVLAKA 6 LAR İ TÜTÜ 3/ Senegal’in başken 7 A B İ Y E T A N ti... Avrupa Yüzme 8 T E K E L L Ü M Birliği’nin kısa yazı 9 S O T A K İ P lışı. 4/ Orta Asya’da yaşayan Şamanist Türklerde yaygın olan bir tür fal... Gökyüzü. 5/ 16131917 yılları arasında Rusya’yı yö neten hanedan. 6/ Bilgisiz, kültürsüz kimse... Şöhret... Bir nota. 7/ Amasya’nın Taşova ilçesinde, doğal güzel liğiyle tanınmış bir göl. 8/ Asya’da bir ülke... Kuşbaşı doğranmış et. 9/ Muğla’nın bir ilçesi... Bilip bilmeden her konuya atlayan kişiye argoda verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Anadolu’da köy seyirlik oyunlarını yönetenlere ve rilen ad. 2/ Maranta adlı kamıştan elde edilen ve çocuk maması yapmaya yarayan un... Aldatma işi, hile. 3/ Bir noktanın deniz yüzeyinden olan yüksekliği... Çok iri ve zehirsiz bir yılan. 4/ Güney Anadolu’da bir dağ. 5/ Aşıboyası... “Bakır lengerlerde kızarmış kuzular idi” (Nâzım Hikmet). 6/ Japon lirik dramı... Bademden yapılan şerbet. 7/ “Yangın kavmindeniz / Ne giysek ” (Hulki Aktunç)... Ayakkabıcıların delik açmakta kullan dıkları çelik tığ. 8/ Acı, üzüntü... Güzel ötüşlü bir kuş. 9/ Yazın giyilen, bol kesimli ve astarsız bir ceket.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle