18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 18 MART 2020 ÇARŞAMBA [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY Koopİş Başkanı Alemdar: Çalışanların ekonomik ve sosyal hakları korunmalı EMEK İşçi değil işveren de fedakârlık etsin Aaçsglalaetelığrmınlşeıaakdkntaalialrlğaar,irındnnıünevınnidhryiküakakosykrelıaaukternıtaçmkrkeişkaasıdtsiiıa.r Büro, Ticaret, Eğitim ve Güzel Sanatlar işkolunda faaliyet gösteren ve IKEA, H&M gibi ulus olcay lararası mağazalar büyüktaş zincirlerinde örgütlü, TÜRKİŞ’e bağlı Koopİş Sendika sı Genel Başkanı Eyüp Alemdar, koronavirüs salgını nedeniyle AVM ve mağazalarda çalışan iş çilerin büyük risk altında olduk larını belirtti. Acil önlem alınma sı gerektiğini savunan Alemdar, “Günde on binlerce insanın bir araya geldiği AVM’lerde önlem ler en üst düzeyde alınmalı. AVM ve mağazalarda çalışan işçiler ge rek kendi mağazalarındaki gerek diğer mağazalardaki çalışanlarla bir arada olmaya mecbur bırakıl makta, yetmezmiş gibi mağazala rına gelen yüzlerce müşteriyle de yakın temasta olmak zorunda ka lıyor” dedi. Yasalara aykırı Çalışanların istekleri dışında yıllık izne veya ücretsiz izne çıkarıldığını, kimi çalışanların da çalışma süresinin düşürüldüğünü ve ücretlerinden kesinti yapıldığını söyleyen Alemdar, bunun kabul edilemez olduğu kadar yasalara da aykırı bir durum olduğunu dile getirdi. Alemdar, koronavirüs salgını dolayısıyMUSTAFA la AVM çalışanlarıÇAKIR nın büyük risk altında olduğunu belirtti, “İşçiden fedakârlık bekleniyorsa işverenden de beklenmeli” dedi. İnisiyatife bırakılamaz Alemdar yapılması gerekenleri şöyle özetledi: 4 AVM’lerin salgın döneminde vardiya sayısını azaltmayı mağazaların ve AVM’lerin inisiyatifine bırakmak doğru değil. 4 AVM ve mağazalarda çalışan işçiler için kolayca ulaşılabilecek yerlerde ve yeterli miktarda el dezenfektanı bulunmalı. 4 İhtiyaç halinde çalışanların maske takmasının sağlanması ve çalışanların koronavirüsten korunma yolları hakkında detaylıca bilgilendirilmesi gerekiyor. 4 Mağazalara gelen müşteriler de el dezenfektanı, maske gibi malzemeler kullanmaya teşvik edilmeli. 4 Çalışanların istekleri dışında yıllık izne veya ücretsiz izne çıkarılıyor. Bu kabul edilemez. Yapılan kesinlikle yasalara aykırı bir durum. KURTULUŞ ARI Ufukta izin ya da işsizlik var Salgın başladıktan sonra alınan önlemler, bazı işkollarında hemen izin ya da işsizliği gündeme getirdi. Okulların tatil edilmesiyle okul servis çalışanları, hostes ve şoförler hemen idari izinli sayıldı. Özel kurumlardaki öğretmenlerin bu dönem için ücretlerinin ödenip ödenmeyeceğine ilişkin durum ise hâlâ belirsiz... Sokağa çıkışların zorunlu haller dışında tercih edilmemesi ve başta sinema, tiyatro ve konser salonları ile pek çok eğlence mekânlarının kapanması, buralarda çalışan emekçiler için eve ekmek götürememesi olarak gündeme geldi. İstanbul’da eğlence mekânlarının yanı sıra tarihi mekânlar bile müşterisiz kalınca, çalışanlar için de tehlike çanları çalmaya başladı. Sürecin uzaması halinde, çalışmama halinin hem emekçi hem de işyeri sahibi için sorun yaratacağı hatırlatıldı. İşçi temsilcileri, önlemlerin şimdiden alınması ve faturanın emekçiye kesilmemesini istedi. Emekçiyi Sosyal tahribat önlenmeli koruyun! Koronavirüs nedeniyle okullar ve işyerlerinin kapalı olduğu dönemde çalışanlara ücretli izin verilmesi gerekirken, bazı işverenler tam tersini yapmaya başladı. Bazı işyerlerinde çalışanlar ücretsiz izne çıkarılıyor. İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, bazı özel okulların çalışanlarına imza karşılığı kararı tebliğ ettiğine dikkat çekti. Öztürk’ün paylaştığı belgede, Bursa’da bir özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde müdür tarafından çalışanlara şu tebligat yapıldı: “Koronavirüs nedeniyle okulların tatil edilmesi sonucu çalışılmayan süreler, çalışanların yıllık izin veya ücretsiz izinlerine sayılacaktır.” Oysa çalışanların okulların kapalı olduğu sürelerde ücretli izinli olmaları gerekiyordu. Öztürk, önergesinde, bu kurumlar hakkında idari işlem başlatılıp başlatılmayacağı, okul yönetimlerinin bu konularda uyarılıp uyarılmadığı hakkında bilgi istedi. Bu arada kamu ve özel sektördeki toplu çalışma alanlarında faaliyetler devam ediyor. Sadece kamuda hamileler, yasal süt izni kullananlar, engelli çalışanlar, yönetici pozisyonundakiler hariç 60 yaş ve üzerinde olanlar, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği de zavantajlı gruplara 12 gün idari izin verildi. Bunun dışında kreşe ve ilköğretime giden çocuğu olan annelere de yıllık izin ya da mazeret izni kullandırılıyor. Diğer kamu personeli ile özel sektördeki işyerlerinde ise toplu çalışma devam ediyor. Sendikalar kamuda “dönüşümlü çalışmayı” da öneriyor. Türk BüroSen Genel Başkanı Osman Eksert, “Kamu kurum ve kuruluşlarında dönüşümlü hizmet uygulamasına geçilerek hem trafikte, toplu taşım araçlarında yoğunluk önlenmeli hem de kurumlardaki risk en aza indirilmelidir” dedi. ‘Kaçınma hakkı var’ Salgına karşı çalışanların korunmasını isteyen Genelİş Sendikası ise çalışanların “çalışmaktan kaçınma hakkına” dikkat çekti. İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’ndaki maddeye işaret eden Genelİş, çalışanların “ciddi ve yakın tehlikeyle” karşılaşmaları durumunda işyerinde iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, bu kurul yoksa işverene başvurarak durumun tespiti ve önlem alınmasını isteme hakları bulunduğunu vurguladı. Genelİş, “Bu tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilirler. İşçilerin bu dönemdeki ücretleri ile yasa ve sözleşmelerinden kaynaklanan hakları saklıdır” değerlendirmesini yaptı. l ANKARA Amazon 100 bin kişi alacak ABD’li eticaret şirketi Amazon, koronavirüs salgını nedeniyle online alışverişe artan talebi karşılayabilmek için ABD’de 100 bin yeni depo ve teslimat ağı personeli alacak. Müşteriler karantina veya ürün kıtlığı korkusuyla rafları tamamen boşaltıyor. Amazon gibi ABD süpermarket zincirleri Albertsons, Kroger, yoğun bölümlere personel sağlamak ve online siparişleri karşılamak için yeni personel aldı. Çin’de 5 milyon kişi işsiz kaldı Çin’de koronavirüsün etkisiyle şubat ayında işsizlik yüzde 6.2 ile rekor kırdı. Ocakşubat döneminde yaklaşık 5 milyon kişi işini kaybetti. Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun yaptığı açıklamaya göre, Çin’de istihdam edilenlerin sayısı 2019 sonunda 442.47 milyon olmuştu. DİSK, koronavirüs salgını süresince işten çıkarmaların yasaklanmasını, işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanmanın kolaylaştırılmasını istedi. DİSK Yönetim Kurulu, bir açıklama yaparak koronavirüsün artan ekonomik etkilerinin emekçilere verdiği zararın sınırlaması için bir dizi önlem alınmasını istedi. DİSK Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, virüsle mücadelenin yaratabileceği sosyal tahribatı azaltılması ve Arzu Çerkezoğlu çalışanların korunması için önerilerini şöyle sıraladı: 4 Koronavirüs salgını süresince işten çıkarmalar (suçlu çıkarmalar dışında) yasaklanmalı. 4 Ekonomideki olumsuz gelişmelere paralel olarak işsizlikte yaşanabilecek artışlara karşı işsizlik sigortası ödeneğinden yararlanma koşulları kolaylaştırılmalı. İşsizlik sigortası ödeneği alabilmek için son üç yılda 600 gün çalışma koşulu virüsle mücadele döneminde 90 güne indirilmeli. 4 Koranavirüs salgını süresince işsiz kalanların ve gelir kaybına uğrayanların elektrik, su, doğalgaz, iletişim temel ihtiyaçlarına ilişkin faturaları ile kredi borçları er telenmeli. 4 Okullarının tatil sü resine paralel olarak 15 yaşından küçük çocuğu olan çalışan anne babalardan birine kamuda idari izin özel sektörde ise ücretli izin verilmeli. 4 Koronavirüs kapsamında verilen ücretli izinler yıllık ücretli izin hakkından mahsup edilmemeli. 4 Salgınla mücadele döneminde 14 gün olarak öngörülen karantina hali, SGK ve Bakanlık tarafından “hastalık hali” kapsamına alınmalı ve bu sürede çalışanların gelir kaybı önlenmeli. 4 İşten çıkarmalar ve ücretsiz izinler yerine kısa çalışma ödeneği ve ücretli izin uygulaması yaygınlaştırılmalı. Salgın, krizi derinleştirdi Koronavirüs sürecinde yurttaşa fatura yardımı yapılması talep edildi. Birleşik Kamuİş Genel Başkanı Mehmet Balık, koronavirüsün ekonomik etkilerinin kriz ortamını daha da derinleştirdiğini dile getirdi. Balık, salgın süresince yurttaşların su, elektirik ve doğalgaz faturalarının ücretsiz olarak sağlanmasını, temel temizlik malzemeleri ve tıbbi maske gibi koruyucu malzemelerin tüm yurttaşlar için ücretsiz verilmesini istedi. Büroİş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi ise kamu kurumlarında koronavirüse ilişkin yeterli önlem alınmadığına işaret etti. Hamzaçebi, dezenfektan çalışması yapılmadığını, çalışanlara koruyucu maske ve eldiven dağıtılmadığını, işyerlerinde dezenfektan bulundurulmadığını, personelin asgari seviyeye indirilmediğini kaydetti. Kuryelerin mesaisi arttı Koronavirüs nedeniyle bazı ürünlerin internetten satışı artınca, kuryeler de fazladan çalışmaya başladı. İzmir’deki kuryeler, önceki aya oranla yaklaşık 3 saat fazla çalışıyor. İzmir Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Burhan Akgül, “En çok sipariş makarna, şeker, un, yağ gibi market ürünlerinden veriliyor. Öyle bir korku sardı ki ne varsa almaya başladılar. Peçete, ıslak mendil, kolonya alıyorlar. Kolonya karaborsa gibi satılıyor. Bir kurye günde 20 pa ket taşıyorsa şu anda 50 paketin üstüne çıktı” diye konuştu. İzmir’de kurye olarak çalışan Kerem Kaçmaz ise, virüs korkusunun birçok davranışı etkilediğini belirterek, “Eskiden müşteriyle yakın temas halindeyken, şimdi tedirginiz. Ürünleri teslim ederken bir şeye dokunmamaya çalışıyoruz. Özellikle POS makinesi hem bizim hem de müşterilerimizin el temasına maruz kalıyor. Artık kullandıktan sonra ıslak mendille temizlemeye başladık” dedi. l DHA Merkez bankalarını işlevsizleştirme süreci Merkez bankacılığının tarihsel gelişme süreci incelendiğinde, ilk merkez bankalarının Hazine’nin mali ihtiyaçlarını karşılamak amac ıyla oluşturuldukları; MB’lerin, banknot çıkarma imtiyazı, bankacılık sistemini denetim, para politikası araçlarını saptama ve kullanma, kredinin son kaynağı olma gibi işlevlerini zamanla kazand ıkları görülmektedir. MB’ler 192930 dünya büyük ekonomik krizi ardından, savaş hazırlıkları, Il. Dünya Savaşı’nın finansmanı ile Hazine’nin, siyasal otoritenin güdümüne girmişlerdir. I. Dünya Savaşı sonrası MB’ler genelde devlet bankaları olarak kurulmuşlar, II. Dünya Savaşı sonrası da özel ticaret bankası olarak kurulmuş MB’ler de örneğin; Fransız Merkez Bankası (Banque de France) 1945, Birleşik Krallık Merkez Bankası (Bank of England BoE), 1946, Hollanda Merkez Bankası da (De Nederlandshe Bank) 1948 yılında devletleştirilmiştir. Merkez bankalarının devlet bankası olmaları, devletleştirilmeleri Hazine’nin MB’ler üzerindeki denetimini güçlendirmiştir. FED, mülk iyetinin özel bankalara ait olması nedeniyle daha bağımsız hareket etmekle beraber Hazine’nin etkisi ile faizin düşük tutulmasını sağlay arak, kamunun borçlanma maliyetini azaltmıştır. Dünya genelinde 1960’lı yıllarda enflasyonun süreğenleşmesi, MB’lerin kamu kesimini finanse etmesinin enflasyonun başlıca dinamiğ i olduğu görüşünün güçlenmesi; IMF ve Dünya Bankası’nın etkin liklerinin artması; uluslararası sermaye hareketlerinin hızlanması, iletişim teknolojisinde gelişmeler, Avrodolar piyasalarının oluşması, siyasi otoritenin MB’ler üzerindeki hegemonyasının azalmasına yol açmıştır. Dünya genelinde 1990’lı yıllarda neoliberal politikaların izlenm esi, ekonomik istikrarın sağlanmasında para politikasının temel araç olarak benimsenmesi, başarının ancak bağımsız merkez bankalarınca sağlanabileceği öngörüsü, merkez bankacılığında neoliberal dönemin başlamasına yol açmıştır. 2000’li yılların başlarında dünya ekonomisinin, düşük enflasyon, yüksek istihdam, genişleyen küresel ticaret hacmi ile hızlı büyüme sürecine girmesi, MB’lere itibar kaz andırmış, başarı büyük ölçüde MB’lere atfedilmiştir. Hızlı büyüme süreci sürerken ekonomilerde riskler de oluşmaya başlamış, ancak görmezden gelinmiştir. Risklerin belirginleşmesi ile dünya ekonomis i 20078 finansal krizine girmiştir. MB’lerden, finansal istikrar yanısıra istihdam ve ekonomik büyüme sorunlarına çözüm getirmeleri de beklenmiştir. Merkez bankaları, düşük faiz, zorunlu karşılık oranı indirimi, bank alara kredi kolaylıkları sağlama gibi geleneksel para politikası araçları yanı sıra varlık alım programları, şirket kurtarma gibi olağandışı araçlara da başvurmuşlardır. FED, 20079 döneminde Federal Hükümetin Varlığa Dayalı Menk ul Kıymet Pazarına Yardım Programı’na katılmış, varlık alımlarıyla şirket kurtarma programını desteklemiştir. Bu bağlamda federal kuruluş Fannie Nea ile Freddie Mae tarafından garanti edilmiş ipotekli borç senetlerini, finansman bonosu fonlama kolaylığı (CPFF) ile büy ük şirketlerin kamuya satamadıkları finansman bonolarını almış; finansal aracılara esnek krediler sağlamış (PDCF); finansal kurumlarla Hazine bonosu, ipotek teminatlı senetler takası yaparak (TSLF) likidite sağlamıştır. Avrupa Merkez Bankası (ECB) 2009 yılında süre belirlemeden başlattığı varlık alım programlarını sürdürme yanı sıra 2014 yılından itibaren, uzun vadeli uyumlu yeniden fonlama (TLTRO) programı uygulayarak bankalara esnek vade ve tutar ile vadesi dört yıla kadar uzayan krediler vermeye başlamıştır. İngiltere de Hazine bakanı, 2008 yılında BoE’ye Hazine bonoları ve kaliteli menkul kıymet satın alma programını (APF) oluşturma ve uygulama yetkisi vermiştir. BoE, BEAPFF unvanlı fılyal bir şirket kurarak varlık alım programı uygulamasına başlamıştır. 2015’te 375 milyar £ olan program hedef 2017 yılında 435 milyar £’e yükseltilmiştir. Alınan önlemlere, izlenen politikalara karşın özellikle Japonya ve AB ülkelerinde yatırım ve tüketim harcamaları artırılamamış, yeterli istihdam yaratılamamış, ekonomi büyüme sürecine sokulamamış, istikrar için hedeflenen yüzde 2.0 düzeyinde enflasyon yaratılamamış, resesyon tehlikesi de tümüyle giderilememiştir. Sonuçta ülkeler arası gelir dağılımı, gelişmekte olan ülkeler, özellikle emekçiler aleyhine bozulmuş, merkez bankalarının bilançoları toksik olarak nitelendirilen varlıklarla kabarmış, merkez bankaları başarılı bir sınav verememiştir. Koronavirüsün ekonomik etkilerini gidermek için merkez bankaları faiz indirimi, ekonominin likiditesini genişletmeye yönelik önlemler almaya başlamıştır. FED, faiz aralığını yüzde 0.00 0.25 indirmiş; BoE politika faizini yüzde 0.75’ten 0.25’e çekmiş; ECB yüzde 000 politika faizini sabit tutmuş, banka mevduat faizini eksi yüzde 0.50 olarak belirlemiştir. FED’in NYFRB aracılığıyla gerçekleştirdiği APİ de günlük repo limitinin tükseltilmesine, 700 milyar dolar finansal genişleme programı açılmasına ECB’de varlık alım programının sürdürülmesine karşın başarılı sonuç beklenmemektedir. MB, FED, Maliye politikasının ön plana çıkması, siyasal otorite güdümüne girmeleriyle ana işlevlerini yitirme sürecine girmişlerdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle