23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 11 21 ARALIK 2020 PAZARTESİ IŞ INSANLARI YENI ABD BAŞKANI JOE BIDEN’A MEKTUP YAZDI, ÖNERİLERİNİ SUNDU İkili komisyon kurulsun Joe Biden 2013 yılında AmerikanTürk Konferansı’na (ATC) katılmıştı. TAİK Bakanı Mehmet Ali Yalçındağ’ın kaleme aldığı mektupta Biden 2021’de yapılacak 39. ATC’ye de davet edildi. TürkiyeABD İş Konseyi’nin elden yolladığı mektup Biden’a ulaştı. CAATSA yaptırımlarından iş dünyasının etkilenmemesini isteyen iş insanları bu komisyonla düzenli iletişim kurulmasını önerdi. Türkiye’nin başı bir yandan Avrupa Birliği (AB) diğer yandan Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yaptırımlarıyla dertte. Sert bulunmasa da yaptırımlar iş dünyası için endişe kaynağı. Biden’a hem tebrik hem de önerilerini içeren mektup yazan iş insanları, “ikili uluJALE sal komisyon” kurulmasını ÖZGENTÜRK ve serbest ticaret anlaşması yapılmasını önerdi. ABD’nin seçimi kaybeden başkanı Donald Trump’la Türkiye’nin ilişkilerini yaptıkları girişimlerle yakınlaştıran Türk iş insanları, şimdi de yeni başkan Joe Biden için devrede. Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye karşı bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğini örnek almak için merakla beklediği Biden’a gönderilen mektup, aralarında Koç, Sabancı gibi büyük grupların yer aldığı DEİK TürkiyeABD İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ tarafından yazıldı. Biden’ı 2013 yılında AmerikanTürk Konferansı’nda (ATC) ağırlayan Türk iş insanları, 18 Aralık’ta elden teslim edilen mektupta Başkan’ı 39. ATC’ye de davet ederek şunları söyledi: n Türkiye ve ABD’nin en büyük iş dünyası grupları TAİK üyesidir. TAİK, ABD’de milyarlarca dolar yatırıma sahiptir, Amerikalılara on binlerce istihdam sağlamaktadır. n Türkiye, Amerikalı firmalar için çok önemli bir denizaşırı pazardır. TAİK, ikili ticaret hacminin 100 milyar dolar seviyesine çıkarılmasını sonuna kadar desteklemektedir. n ABD’li şirketlerin özellikle de COVID19 süreciyle birlikte tedarik zincirlerini çeşitlendirmelerine yardımcı olmak için Türk üreticileri önemli bir konumdadır. n ABD Dışişleri Bakanlığı’nın son günlerde uygulamaya koyduğu CAATSA yaptırımlarının iki ülke iş dünyasını etkilemesinden kaygı duyulmaktadır. TAİK, Biden yönetiminin ikili ilişkileri güçlendirmeyi bir öncelik haline getirmesini temenni etmektedir. Bu bağlamda, Türkiye ve ABD arasında ikili ticaret hacminin artırılması noktasında yeni ABD yönetimiyle çalışmaya hazırdır. n İkili ilişkilerin güçlendirilmesi adına TAİK, Türk ve Amerikalı bakanların düzenli olarak iletişim kuracağı, sorunları tartışacağı, işbirliği yolları arayacakları ve fikir alışverişinde bulunacakları bir “İkili Ulusal Komisyon” (Binational Commission) kurulmasını önermektedir. Bir açık forum niteliğindeki İkili Ulusal Komisyonlar, ABD’nin zorluklar yaşadığı ülkelerle ilişkilerini güçlendirmek adına 1990’lardan beri Demokrat yönetimler tarafından uygulanmaktadır. Önceliğimiz serbest ticaret anlaşması Mektupta TAİK’in uzun süredir ısrarla dile getirdiği Serbest Ticaret Anlaşması’nın (STA) yeni dönemde kilit rol oynayabileceği belirtilerek şu görüşlere yer verildi: n Uzun zamandır dile getirilen Serbest Ticaret, iki ülke ortak yönlerini geliştirmek ve iki ülkenin birbirine yakınlaşması için en güçlü araçtır. n Hedeflenen ticaret hacmi yakalandığında askeri ve siyasi gerginliklere çözüm bulmak her iki ülke açısından kolaylaşacaktır. n İki ülke arasında yaptırımlar ve anlaşmazlıkların değil, ticaret ve yatırımların konuşulduğu bir pozitif gündem oluşturulmasına ihtiyaç var. Bu bağlamda STA konusu önceliğimiz. Alım gücü de yüzde 40 düşen emekli daha zor bir kış geçirecek Emekli intibak bekliyor Berna Akyıldız WiLAT TÜRKİYE KURULDU Lojistikçi kadınlar Platformda buluştu Erkek egemen sektörlerden lojistik ve taşımacılıkta 101 yıllık uluslararası meslek kuruluşu CİLT’in kadın kanadı WILAT, Türkiye’de de kuruldu. WiLAT Türkiye Başkanı Berna Akyıldız liderliğinde, 12 kadın ile kurulan WiLAT Türkiye’nin online ilk toplantısı yapıldı. TGL Transtaş Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akyıldız şunları söyledi: ‘‘Bizler erkek egemen lojistik ve taşımacılık sektöründe lider kadınlar olarak, sektörde kadın olmanın güçlüklerinin farkındayız. Fakat, tüm zorluklara rağmen başarının mümkün olduğunu biliyoruz, Amacımız, yeni nesillere de bunun mümkün olduğunu göstermek olacak.’’ l Ekonomi Servisi TESK BAŞKANI PALANDÖKEN Faturadaki vergi 6 ay alınmasın Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, esnafın ve vatandaşın elektrik, su ve doğalgaz faturalarına uygulanan vergilerden 6 ay vazgeçilmesini talep etti. Palandöken, şunları kaydetti: “Faturalarda doğalgazdan yüzde 18 KDV, elektrikten enerji fonu, TRT payı, vergi, KDV olmak üzere yüzde 20 oranında vergi, sudan ise yüzde 40 oranında olmak üzere atık su, çevre temizlik, KDV gibi kalemlerden vergi alınıyor. Esnafın ve vatandaşın üzerinden en azından 6 ay süreyle bu vergilerin kaldırılması faturaları önemli oranda düşürecek, herkese bir nebze de olsa nefes aldıracaktır.” l Ekonomi Servisi 40 MİLYAR TL OLDU Deprem sigortasında ödeme gücü arttı Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Türker Gürsoy, kasım ayı itibarıyla Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) hasar ödeme gücünün 40 milyar TL’ye yükseltildiğini açıkladı. Gürsoy, “DASK, tüm planlarını olası İstanbul depremini göz önünde bulundurarak yapıyor. Depreme hazır olmak için DASK’ın finansal gücünü artıracak çalışmalar gerçekleştiriliyor. DASK olarak hedef, ülke genelinde depreme karşı Türkiye kumbarasını oluşturmak. Bunun için sadece günde ortalama 44 kuruş ayırmak yeterli. Türkiye geneli için ortalama prim senelik 162 TL” dedi. l Ekonomi Servisi Türkiye’deki 13 milyon emeklinin sadece yüzde 23’ü aldığı emekli aylığıyla geçinebiliyor. İkinci işte çalışan 7 milyon civarında emekli, pandemide işini kaybetti. ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’de milyonlarca emekli açlık sınırının da altında, 1500 TL’ye hayatta kalma mücadelesi veriyor. Emekli örgütleri emekli aylıklarının asgari ücrete eşitlenmesi ve intibak yasası çıkarılmasını isterken, SSK ve BAĞKUR emekliler ise Ocak 2021’de açıklanacak bu yılın ikinci yarısında gerçekleşen enflasyon oranında yapılacak zam oranına kilitlendi. Haziran ayından bu yana Tüketici Fiyat Endeksi artışı yüzde 7.03 olarak gerçekleşti. Aralık ayı enflasyonuna bağlı olarak emekliler en iyi ihtimalle yüzde 7 zam alacak. Aldığı zamlar ve ücretlerle ayakta kalamayan emeklilerin çalışma kanalları da tıkanıyor ve iş bulma ümitleri tükeniyor. Kasım 2020 itibarıyla İŞKUR kapısında iş bekleyen 55 65 yaş üstü kişilerin sayısı 60 bin 877. İşe yerleştirilenler yarıya düştü İŞKUR verilerine göre OcakKasım 2019 döneminde 55 65 üstü yaş grubunda 32 bin 97 kişi işe yerleştirilirken bu yıl aynı dönemde aynı yaş grubunda işe yerleştirilenlerin sayısı 15 bin 757’ye geriledi. DİSK’e bağlı Emekliler Sendikası (EmekliSen) Genel Başkanı Cengiz Yavuz, sokaktaki enflasyonun yüzde 4050’lere ulaştığı, pandemi koşullarında giderlerin arttığını vurguladı. Şu anda Türkiye’de 9 milyonu aşkın emeklinin açlık sınırının altında ücretle geçinmek durumunda kaldığını anlatan Cengiz Yavuz şu değerlendimeyi yaptı: İntibak Yasası çıkarılmalı n Henüz açıklanmayan aralık ayı enflasyon oranı var. Ocak 2021’de açıklanacak. Ama yüzdelik olarak gelecek bir zam emeklilere insanca yaşama koşulları sunmaz. n 1500 TL’nin altında ücret alan ve ancak Hazine yardımıyla 1500 TL’ye çekilen emekli ücretlerine sıfır zam gelecektir. n Bizim mücadelemiz bir yasa değişikliğinin hayata geçirilmesi ve ondan sonra da toplu pazarlık ve toplu sözleşme masasından temsil edilmemiz üzerine kurulu. n Talebimiz İntibak Yasasının hayata geçirilmesidir. 2000 yılı öncesi ve 20002008 sonrası emekli olanların ücretleri arasında ve farklı kurumlarda emekli olanlar arasında ciddi uçurum var. Aylık bağlanma oranları yeniden güncellenmeli. n Emeklinin alım gücü yılbaşından bu yana yüzde 40 düştü. En düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine getirilmeli. DİSK asgari ücretin 3.800 TL net olmasını istedi. Bu son derece yerinde bir istek. İşsiz kaldılar, sorunları arttı n Pandemi öncesinde 7 milyon civarında emekli ikinci bir işte çalışıyordu. Büyük kısmı bu dönemde işsiz kaldı ve sorunları katlanarak arttı. Kış koşullarını doğalgaz, elektrik ve diğer her şeye gelen zamları da düşünürsek bu kışı emekliler için çok zor geçecek. n Emeklilerin sadece yüzde 23’ü aldığı emeklilik maaşıyla geçinebiliyor. Onlar da yoksulluk sınırında ya da altında ücret alan arkadaşlarımız. n İkinci bir işte çalışan arkadaşlarımız pandemiden kaynaklı çalıştıkları ek işlerden ayrılmak durmunda kaldı. Gençlerin bile iş umudunun olmadığı bir dönemde yaşlılarımızın iş ümidinin olmaması doğal. Belediyede kadro aldatmacası Yaklaşık 3 yıl önce çıkan 696 sayılı KHK ile belediSGK’DEN BORÇLAR IÇIN KAMU SPOTU düzenleme sağlanmadığının altını çizdi. ye kadrolarına alınmaları gerekirken, belediyelerin kendi bünyelerinde kurdukları şirketlere alınan çalışanların mağduriyeti sürüyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, daimi kadro beklerken belediSosyal Güvenlik Kurumu (SGK), borç yapılandırması için kamu spotu hazırladı. SGK prim ve vergi borçları, Kredi Yurtlar Kurumu borçları ile trafik ve idari para cezalarına yapılandırma imkânını duyuran kamu şıldı. Kamu spotu ile borç yapılandırılması imkânından bütün yurttaşların haberdar olması ve sunulan avantajlardan faydalanması hedefleniyor. Yapılandırmaya son başvuru tarihinin 31 Aralık olduğunun vurgulandığı kamu spotunda, Çalışanlar arasında ayrım Gürer, şunları talep etti: “Belediyelerde halen firmada çalışan temizlik ve kiralık araç şoförleri var. Bu işçiler belediye bünyeye şirketine alınan bu işçispotu, Radyo ve Televizborçluların faiz ve gecikme sine alınmalı. Belediye ve lerinin mağduriyetini Meclis gündemine taşıdı. TBMM Başkanlığı’na sunulan Mecyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) onayının ardından tüm televizyon kanalları ile paylazamlarından önemli indirimler yapılacağı bilgisine de yer veriliyor. l ANKARA il özel idarede 5 ay 29 gün çalıştırılıp işten çıkarılan çoğu usta işçilerin de sülis araştırma önergesi’nde, rekli kadroya alınması sağCumhurbaşkanı kararnameAyrıca, bu şirketlerde çalışanlar lanmalı. Taşeron firmada kasi ile hak ettikleri şartları edinmeyi için 60 günlük ikramiye verilmedi lan ve 5 ay 29 gün çalıştırılarak işten bekleyen işçilerin haklarının sınır ğine de dikkat çeken Gürer, belediye çıkarılan belediye çalışanlarının solandığını ve enflasyonun altında üc şirket, çalışanlarının ücretlerine yö runların kapsamlı olarak ele alınmarete mahkum edildiklerini belirtildi. nelik mağduriyetlerini giderecek bir lı.” l Ekonomi Servisi Yeni on yıl Yeni dönem Salt yeni bir yıla değil, büyük olasılıkla, gelecekte tarihçilerin, yeni bir “dönem” olarak betimleyeceği bir 10 yıla giriyoruz. Ebeliğini, “bir kopuş noktası” yaratan, Covid19 salgınının yaptığı bu on yılda çok şey değişecek. Gelin, yeni döneme ilişkin kimi şekillendirici dinamiklere kısaca bakalım. Büyük gerginlik Bu yıl, çok şey hızlandı. Pandemi, kapitalist uygarlığın ekonomik, ekolojik ve insan sağlığı bağlamında, zincirlerinden boşanmış bir finansallaşmayla, oligarşik demokrasiyle, plütokratik “piyasa popülizmiyle”, “bireysel hazlara, en kısa döneme, odaklı tüketim tarzıyla” artık daha fazla devam edemeyeceğini gösterdi. Dahası, kapitalizm artık devletin mali desteği, kaynak dağıtım ağlarının katkısı olmadan ayakta duramıyor. Önümüzdeki dönemde “her şeyin aynı kalması için birçok şeyi değiştirmeyi” kabullenme eğilimiyle, “her şeyin aynı kalmaması için, her şeyi gerçekten değiştirme arzusu” arasında yaşanacak büyük bir gerginliğe tanık olacağız. Bir taraftan, “her şeyin aynı kalmasını” güvenceye alacak değişiklikleri belirlemeye çalışacak, eski ve yeni hegemonya merkezleri arasındaki rekabet sertleşecek, diğer taraftan da “yeni bir üretim ve yaşam tarzı” arayışı ile bunu engellemeye yönelik, dinci, faşist, hatta liberal akımlar ve tabii kapitalist devlet arasındaki çatışmalar… Her gerginliğin de uygarlığı hem ateşe verme hem de yenileme potansiyelleri yüksek! Teknoloji ve distopya Covid19 döneminde, 74 milyon vaka, 1.7 milyon can kaybı, küresel çapta yüzde 7 ekonomik daralma bir yana, ekonomi, kültür, gözlemeizleme, ulusal güvenlik, jeopolitik rekabet alanında, dijitalleşmenin rolü, “büyük veri” için çalışan algoritmaların özel hayata nüfuz etme hızı çok arttı. Günlük yaşam, “Gösteri Toplumu” durumunun çok ötesine geçiyor. Artık adeta, sosyal medya ve Amazon gibi sanal dükkânlar, Netflix gibi eğlence platformları bizi, yeni veriler ürettirmek üzere “Matrix”e bağlanmış, “ücretsiz işçilere” dönüştürmeye başladı. Gelecek on yıl içinde bu sürecin nereye varacağını bugünden kestirmek olanaksız, iyimser olmak da… Yüz yıl önce, bir başka pandemi, kapitalizmin kırılganlıklarını derinleştirmiş yukarıda değindiğim gerginliği ve çatışmaları tetiklemişti. 1920’ler geride kaldığında, insanlık, “Büyük Bunalım”, faşizm, nazizm ve yeni bir “paylaşım savaşı” arzusuyla, ama aynı zamanda büyük bir sanatta ve kültürde bir canlanmayla, Komünist Enternasyonal’de ifadesini bulan bir işçi hareketiyle yüz yüzeydi… Bu kez ne büyük bir kültürel canlanma ne de bir uluslararası işçi hareketi var. Halbuki, “büyük veri kapitalizmi”, yenifaşizm, gelecek on yılda haklar, özgürlükler için ve ekolojik taleplerle isyan eden toplumsal hareketlerle karşı karşıya gelecek, hatta çatışmak zorunda kalacak. Korkular korkular… Çin, ekonomik, teknolojik ve kültürel bir “süper güç” konumuna ulaştı. Ancak siyasi etkinliğini yayma süreci yavaşlamaya başladı. ABD’de gelecek on yılın ilk yarısını belirleyecek olan Biden yönetimi, Çin’in yükselme sürecini durdurmak için, “Batı Bloku”nu, “Demokrasiler ittifakı” adı altında yeniden canlandırmayı planlıyor. Bir hegemonya rekabetinin en kritik aşamasındayız: Çin’in uluslararası konumunu geri çevrilemez biçimde güvenceye alacak olanaklara açılan “pencere” kapanmaya başlıyor. ABD, Çin’in yükselme sürecinin sonuçlarından korkuyor. Çin bu süreçte, fırsatı kaçırmaktan… Önümüzde, 2021’in sınırlarını aşan, çok tehlikeli olasılıklarla dolu süreç var. Türkiye’ye gelince, siyasal İslamın AKP liderliği, bu yeni on yıla, güçlü bir “iktidardan düşme korkusuyla” giriyor. Haksız da değiller. AKP’yi yaratan, iktidara getiren dış ve iç “dinamikler” çoktan tükendi; AKP’nin talan düzenini ayakta tutan dış kredi ortamı da… Büyük Ortadoğu ve Doğu Akdeniz jeopolitiği içinde hareket alanı da iyice daraldı. AKP, halkın en dinamik, eğitimli kesimlerinin, liberal işbirlikçilerin yardımıyla bir ara alır gibi olduğu rızasını kaybetti; dolayısıyla seçim kazanma kapasitesini de… Boşuna mı “Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz” gibi skandal ifadeleri kolaylıkla dillendirebiliyorlar. Bu on yılın öbür ucundan, baskıyla, terörle, ülkeyi yangın yerine çevirmeyi göze alsalar da çıkabileceklerini hiç sanmıyorum!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle