16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 7 KASIM 2020 CUMARTESİ Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a 5 kuruşluk hakaret davası ‘Değeri 5 paradır’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kendisine yönelik hakaretleri nedeniyle her konuşması için 5 kuruşluk tazminat davası açtı. Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik, her konuşma için 5 kuruşluk dava açılmasının gerekçesini, “Neden 5 Kuruş! Genel Başkan talimatı. ‘Adamına, kişiliğine, ederine göre tazminat olmalı, benim için Erdoğan’ın değeri 5 paradır, o nedenle 5 paralık dava açılması lazım, ancak madem para birimi tedavülde yok, o halde 5 kuruşluk dava aç ve bunu da belirt’ dedi” diyerek açıkladı. Avukat Celal Çelik, Ankara nöbetçi Asliye hukuk mahkemesine 10 sayfalık dilekçeyle başvurarak Erdoğan aleyhine, bu hafta Kılıçdaroğlu hakkında yaptığı iki ayrı konuşma nedeniyle, 10 kuruşluk dava açtı. Çelik, Erdoğan’ın konuşmaların dökümünü ve video kayıtlarını da kanıt olarak mahkemeye sundu. Dava dilekçesinde Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik; “Yüreksiz olduğu/ Siyasetle alakası olmadığı/ Paçavraya dönüştürülecek yoksunlukta olduğunu/ Zekâ yoksunu olduğu/ Yalanların ve iftiraların yayılmasına hizmet ettiği, bizzat bunun kaynağı olduğu/ Cahil, izansız, vicdansız olduğu/ Terbiyesiz olduğu/ Beceriksiz, çaresiz, ilgisiz olduğu/ Tescilli yalancı olduğu/ İftiracı olduğu/ Kalbi kin ve nefretle kararmış mahluk olduğu/ İnsanlıktan nasibini almadığı” şeklindeki sözleri yer aldı. Bu sözlerin hakaret olduğunu belirten Çelik, Erdoğan’ın bunu alışkanlık haline getirdiğini belirtti. Çelik’e de iddianame Öte yandan, İstanbul Cumhuriyat Başsavcılığı, avukat Çelik’e, Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında görülen bir başka manevi tazminat davası dilekçesindeki beyanları nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla iddianame hazırladı. İddianamede, Çelik’in Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında görülen manevi tazminat davasında, mahkemeye “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve oğlu arasında geçtiğini iddia ettiği, aslında FETÖ tarafından hukuk dışı yollarla, gerçekdışı, montajlanarak elde edilen sözde ses kaydını ‘Sıfırlama Tapesi’ başlığıyla ibraz etmesi” gerekçe olarak gösterildi. İddianamede, Çelik’in, görülen dava için mahkemeye sunduğu cevap dilekçesindeki şu sözlerine de İstanbul Anadolu Ceza Mahkemesi’nde soruşturma açılması talep edildi: “‘...Bir de bize diyorlar ki siz gayri millisiniz, siz efendim milli değilsiniz, yerli değilsiniz, asıl yerli olmayan, asıl gayri milli olan sizlersiniz, sizler ülkenin her tarafını peşkeş çektiniz’ şeklindeki sözleri de hiçbir şekilde hakaret kapsamlı bulunmadığı gibi bu söz ve değerlendirmelerin doğruluğu tarafımızca ispat edilecek niteliktedir. Zira davacı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin TOKİ Başkanı Haluk Karabel arasında geçen ‘Bundan sonra kupon arazileri benden habersiz satmayacaksınız’ ve yine davacı Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen ‘Sıfırlama’ ve ‘10 milyon doları sakın alma, ne söz verdilerse o, kucağa oturacaklar’ içeriğindeki tapelerdeki konuşmaları okuyan hiçbir kimse vekil eden eleştirisinin haklı olmadığını söylemeyecektir. Niketim bu ve diğer gerçeklikleri açığa çıkaran tape kayıtları delil olarak sunulacaktır.” l ANKARA/Cumhuriyet ‘AKIF HAMZAÇEBI’NIN ANNESI TOPRAĞA VERILDI’ CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebi’nin annesi Memnune Hamzaçebi (96), önceki gün bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Hamzaçebi için dün öğle vakti, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Başkan Vekili Özgür Özel, ailesi, yakınları, sevenleri ve siyasetçiler katıldı. Hamzaçebi’nin naaşı Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. l İç Politika Vicdanımızı kaybettik, hükümsüzdür! Donanmayı Haliç’te çürümüye terk etmekle suçlanan Abdülhamit, nereden esmişse bir gün Altınboynuz’da demirli donanma gemilerinin durumunu merak ederek teftişe çıkmış. Sefere çıkacak durumda çok az gemi olduğunu, kruvazörlerden bazılarının güvertesinin sebze yetiştirmek üzere kullanıldığını ve iki zırhlının ise buharlaştığını görmüş. Donanma envanterinde kayıtlı olan iki zırhlı resmen sırra kadem basmış. Sorumlular cezalandırılmış elbet. Ancak zatı şahanelerinin öfkesi ve üzüntüsü haftalarca geçmemiş. Bu teftişten bir süre sonra Yıldız’da düzenlenen bir eğlencede gösteri yapan sihirbaz birçok küçük kaşığı yutunca yanındakilere dönen Abdülhamit, “Bu da bir şey mi? Benim zırhlı yutmuş Harbiye Nazırım var!” demiş. Abdülhamit günümüzde yaşasaydı, kaybolan maddimanevi değerlerimizi gördüğünde ne tepki verirdi acaba? İki zırhlıyı kaybettiği için kellesini aldığı amirale verdiği cezanın çok ağır kaçtığını düşünürdü belki de... Baksanıza hafta içinde kaybettiklerimizin dökümüne... Sayıştay raporuna göre, DTCF’de 440 el yazması eser kaybolmuş. Daha önce de Mimar Sinan Üniversitesi Resim Heykel Müzesi’nde 404 eser, Gazi Üniversitesi Hacıbektaş Enstitüsü’ndeki yazma eserler ile Ankara Valiliği’nin eski binasının Sosyal Bilimler Üniversitesi’ne devredilmesi sonrasında 210 adet tablo kaybolmuştu. Bilim yuvalarında da emanet envanterler kayboluyorsa asıl kaybolan hem insani hem de bilimsel ahlakımızdır. Vicdan kayıp ahlak izinde İzmir depremi olduğunda bütün ulus enkaz altında kalan insanlarımız için yüreği ağzında kaygıyla beklerken bazı kara vicdanlılar “Allah gavur İzmir’i cezalandırdı” türünden paylaşımlar yaptı. Van depremi olduğunda tüm Türkiye yitirdiğimiz canlara ağlarken kafatasçı ilkel yaratıkların benzer paylaşımlarını okuyup utanmıştık. Biz ne ara vicdanımızı kaybettik Allah aşkına? 1996 yılında da Çorum’da bir deprem olmuş, şükür ki can kaybı olmamıştı. O günlerde AKİT yazarı Mustafa Kaplan, depremle ilgili köşesinde “Memleketim Çorum’daki depremi yerinde görmek için ilçe ve köyleri dolaştım. Gördüm ki yıkımlar daha çok Alevi köy ve mahallelerinde olmuştu. Buralarda büyük ölçüde inanç zaafiyeti vardı. Bu manevi ikazla inşallah akıllarını başlarına alırlar, kabri unutmazlar, Allah’ın emir ve riayetlerine riayet ederler” diye yazmıştı. O zaman biz de kendisine “Van’da deprem oldu ve orada hiç Alevi yoktu; Adapazarı’nda kaç kez deprem oldu ve burada da hiç Alevi yoktu; Bingöl’de deprem oldu Kığı ve Yayledere hariç Alevi yoktu; Afyon’da deprem oldu Emirdağ ve Şuhut ilçeleri hariç Alevi yoktu. Allah buralarda kime ikaz verdi” diye sormuş karşılığında küfür ve hakaret almıştık. Bu tiplerin o inandıkları Allah katında da zerre itibarları yokmuş ki akıl, vicdan ve insanlık gibi duyguları esirgemiş onlardan. Neyse ki içindeki çirkinliği sosyal medya paylaşımları ile dışavuran bu tipler için bu kez anında operasyon yapıldı. Ama komik olan, sosyal medya hesabından provokatif paylaşım yaptığı gerekçesiyle gözaltına alınan Neriman K. hakkında deprem ve afet bilinci ile ilgili eğitim alması şeklinde adli kontrol kararı verilmesi. Bu kişinin ders alması gerektiği kesin de bunun deprem ve afet bilinci konusunda değil, ahlak, vicdan ve insanlık konusunda olması gerekirdi zannımca... Devlet aklı hepten kayıp Peki, ya uzunca süredir kaybettiğimiz devlet aklına ne demeli? 1999 depreminden sonra hepimizden kesilen deprem vergileri de kayıp. Yaklaşık 48 milyar TL tutarındaki deprem vergilerine ne olduğunu soranlara bir yetkili çıkıp da izahat vermiyor. Babalarının parasını değil, kendi paramızı soruyoruz, ona da cevap yok. Deprem vergisi kayıp, işsizlik fonu parası kayıp, korona salgını başladığında IBAN numarası verip bizzat Cumhurbaşkanı tarafından başlatılan bağış paraları kayıp, Elazığ depremi için toplanan paralar kayıp, Beşiktaş katliamında şehit olan polisler için toplanan bağış paraları kayıp, 15 Temmuz gazileri için toplanan paralar kayıp. Bütün bu kayıplar yetmezmiş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan çıkıp, kendi 18 yıllık iktidarı döneminde yapmadıklarının hesabını vereceğine te 1939’da olan depremin hesabını CHP’den sormaya kalkıyor. Vallahi üç kuruşluk aklımız vardı bu sorumsuz sorumlular yüzünden onu da kaybetmek üzereyiz. Gazeteye ilan verip, eskisinin hükmü olmadığını yenisini çıkaracağımızı söylesek işe yarar mı acep? PLAN BÜTÇE KOMİSYONU ‘Özelleşti, verimli hale geldi’ TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Tarım Bakanlığı ve bağlı kuruluşların bütçesi onaylandı. Önceki gece devam eden komisyonda, AKP’li ve CHP’li vekiller arasında gerginlik yaşandı. CHP’li İlhami Özcan Aygun’un şeker fabrikalarının özelleşmesine tepki göstermesi üzerine AKP’li İbrahim Aydemir, “Erzurum Şeker Fabrikası özelleşti, çok velut, çok üretken bir hale geldi. Ezbere konuşmayın. Oralardan fevkalade müspet sonuçlar geliyor ve gayet verimli bir hal var” sözleriyle fabrikaların özelleştirilmesini savundu. Aygun, çiftçiye yönelik destekleri eleştirerek, “Bakınız, mazot, gübre fiyatları uçtu. Sayın Vekiller, Sayın Bakan, herhalde sarayın odaları çok büyük ki odalarda 2020’nin tarımsal destek tebliği kayboldu. Çiftçi üretti, sattı, siz hâlâ çiftçinin o alın teri olan tarımsal desteğinin rakamını dahi ortaya koyamadınız” dedi. AKP’li vekiller ise Aygun’a “Sana yazıklar olsun” sözleriyle tepki gösterdi. Bakanlıklar arası çakışan konular olmasını da eleştiren Ceylan, “Salda Gölü hem tabiat parkı hem özel çevre koruma bölgesi olarak yürütülmeye çalışılıyor. İki bakanlık arasındaki bu aynı görevlerin yapılması da korunan alanlar konusundaki sıkıntılara yol açıyor. Bu konunun da dikkate alınmasını ve 94 yılından bu yana çıkarılmayan biyolojik çeşitlilik yasasının bir an evvel çıkarılması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum” dedi. Vekillerin sorularına yanıt veren Bakan Pakdemirli, çiftçiye destek verilmediği için köylerin boşaldığına ilişkin sorulara, “Tabii ki ister istemez tüm dünyada olduğu gibi bir trend var bu trend: Kır boşalıyor, şehre doğru gidiliyor ve sanayileşiliyor” dedi. Pakdemirli, çiftçi borçlarının artmasını ise “Elbette çiftçi borcunun artması normal, üretim bir yandan çok artıyor. Çiftçi yine bir şekilde finanse oluyordu ve bu işi yapıyordu. Daha önce Ziraat Bankası’na gitmiyordu, tefecinin eline düşmüştü” diye savundu. l ANKARA/Cumhuriyet CHP’den İzmir depremi raporu ‘Yıkılan binaların çürük raporu var’ CHP’nin deprem felaketinin ardından hazırladığı raporda, yıkılan binalar hakkında çürük raporları bulunduğuna, iktidarın da söz konusu riskli binalar için sorumluluğu üzerinden attığına işaret edilerek; “Binaların riskli yapı statüsüne kavuşabilmeleri için illa yurttaşlar tarafından bir başvuru yapılmasını beklemek ihmalleri ortaya koymaktadır” görüşü belirtildi. İzmir’de meydana gelen deprem felaketinin ardından bölgede inceleme ve yardım çalışmaları yapan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke ile CHP genel başkan yardımcıları Seyit Torun, Ali Öztunç ve Ahmet Akın felaketle ilgili hazırladıkları raporu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sundu. CHP’nin raporunda özetle şunlar yer aldı: 34 bin binada tespit yapıldı: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne aktardığı verilere göre, 114 can kaybının yaşandığı depremde, 34 bin 72 binada tespit yapıldı. Buna göre, 231 acil, ağır hasarlı ve yıkılan bina; 251 orta hasarlı bina; 1834 az hasarlı bina tespit edildi. Kampanyada 20 milyon TL toplandı: İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan “Bir Kira Bir Yuva” kampanyası kapsamında yapılan yardım ilk 24 saatlik zaman diliminde 10 milyon 770 bin TL’ye ulaşırken, 5 Kasım günü itibarıyla ise 20 milyon 75 bin TL toplandı. Buna göre kampanya kapsamında 2 binin üzerinde ailenin 5 aylık kirası ödenebilir seviyeye geldi. Binalar hakkında çürük raporu var: Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi tarafından düzenlenen 25 Nisan 2012 tarihli rapora göre, depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı için zemin artı 8 kat olarak 1993 yılında ruhsat verilmiş. Söz konusu raporda, sıklaştırma bölgelerinde sıklaştırma olmadığı, zemin katta dükkânlar ve ağır çıkmalar olduğu, bu ağır çıkmaların bina için risk teşkil ettiği vurgulandı. Depremde yıkılan Doğanlar Apartmanı hakkında düzenlenen 27 Şubat 2018 tarihli raporda ise binada, depremler ve zemindeki sıvılaşmadan kaynaklı zemin kattaki dükkânlarda kapı sıkışması ve deformasyon olduğu kaydedildi. Raporda, dükkân zeminlerinde bombeleşmeler, birinci kat balkonlarında gözle görülecek seviyede sehim, ayrılma ve deformasyon, dış cephede sıva çatlağı ve dökülmeler olduğu tespit edildi. Sorumluluk yurttaşa yüklendi: Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum; Rıza Bey ve Doğanlar apartmanlarına ilişkin herhangi bir riskli bina başvurusu yapılmadığı için, binaya ilişkin riskli bina şerhi olmadığını açıkladı. Ancak bu binalara ilişkin çalışmanın İmar Yasası’na göre değil, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Yasa’ya göre denetlenmesi gerekiyor. İmar affında 2. şehir İzmir: İzmir’de 672 bin 211 bağımsız birim imar affından faydalanırken, imar affından en fazla yararlanan 5 il sırasıyla İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya ve Muğla olarak belirleniyor. l ANKARA/Cumhuriyet ‘ÖNLEM MÜMININ SORUMLULUĞU’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin İzmir’de yaşanan depremde sorumluluğu yurttaşa bırakmasının ardından, Diyanet İşleri Başkanlığı da benzer bir açıklamada bulundu. Diyanet’in hazırladığı cuma hutbesinde, “Depreme engel olmak elbette mümkün değildir. Ancak unutmayalım ki tedbir almak ve doğal afetlerin yol açacağı tahribatı en aza indirmek mümince bir sorumluluğun gereğidir” ifadelerine yer verildi. l ANKARA/Cumhuriyet ACI KAYBIMIZ Gürün eşrafından Kadriye ve Seyfi Moroğlu’nun değerli evladı, Merhum Ahmet Şenyiğit, Mualla Şenyiğit ve Merhum Müyesser Akçaoğlu’nun değerli damadı, Merhum Mehmet Emin Şenyiğit’in eniştesi, Kadriye Zeynep Moroğlu, Erhan Seyfi ve Yonca Moroğlu’nun çok sevgili babası, Nazan Moroğlu’nun çok değerli eşi, hayat, emek ve eser veren, insan yetiştiren Prof. Dr. ERDOĞAN MOROĞLU 06.11.2020 tarihinde sonsuzluğa uğurlandı. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun. AİLESİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle