Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 7 KASIM 2020 CUMARTESİ HABER OKTAY VE ÇAVUŞOĞLU, KİM BAŞKAN SEÇİLİRSE SEÇİLSİN DİYALOĞU GELİŞTİRECEKLERİNİ VURGULADI ‘ABD ile ilişkilerimiz siyaset üstü’ Trump’sız Trumpizm Amerikan seçimleri ülkemizde bu sefer daha fazla ilgi çekti. Galiba çoğu kişi Trump’ın yenilgisinde bir siyaset tarzının yenilmesinin olanaklarını görüyor, umuyor. Oysa koşullar farklı; Trump’ın siyaset tarzı benzese de Türkiye’deki gibi bir rejim inşa etme sürecinde daha yolun başında, başaramayacağı da ortada. İlginçtir; ABD müesses nizamı, Türkiye’de izin verdiği, önünü açtığı otoriter rejim dönüşümünün kendi topraklarında gerçekleşmesine direniyor şimdi. Müesses nizam, Amerikan emperyal devlet aklının taktik ve stratejik hedefleriyle uyumlu bir siyaset arzuluyor. Trump, sermaye sınıfından olmakla birlikte, Amerikan hegemonyasına dair taktik araç ve hedeflerde kurulu düzen siyasetinden ayrışıyor. Bu ayrışmada, yönetici sınıflar içinde destekçi unsur bulamayan hareketler, kendilerini bu sınıfların dışındaki “halk”ın, “sıradan insan”ın temsilcisi konumuna yerleştiriyorlar. Popülizm de burada devreye giriyor. Bir yanda “seçimi çalmak isteyenler” var; diğer yanda “sıradan bir halk adamı” gibi davranan, yaptığı iyi işleri “siyasetçi olmaması” nedeniyle başarabilen bir “lider”. Trump, düzen siyasetinin alışıldık davranış tarzını kırdığı, ekonomik milliyetçiliği öne çıkardığı ve Amerikan rüyasını yeniden canlandırma yolunda bir ümit vaat ettiği ölçüde son seçimi kazanmıştı. Bugün seçimi kaybetse bile, gücünden büyük oranda bir kayıp yaşamaması ve “seçimi çaldılar” anlatısı sayesinde kendisiyle “müesses nizam” arasındaki politik zıtlığa vurgu yaparak stratejisini sürdürmesi, gerçekten de “Trumpizm”in kalıcı olabileceğine işaret ediyor. Sloven düşünür Zizek, bir kitabında, bittiği düşünülen bir olgunun ya da gittiği düşünülen bir liderin mesajının, ardılı tarafından yumuşatılması ve destekçi olmayan diğer kitlelere doğru genişletilmesi sayesinde bir “izm” haline gelebildiğini söyler. Örneğin Thatcher, İngiltere’de neoliberalizmi sert bir yumrukla yerleştirmiştir; ama İşçi Partisi lideri Blair’in yumuşatılmış neoliberalizmi sayesinde bu proje çok daha hegemonik hale gelmiş; Thatcherizm işte o zaman zafer kazanmıştır. Trumpizm mi? Amerika’da da bu yolla mı olur? Bir yanıyla evet, bir yanıyla hayır. Amerikan seçimlerinde Trump karşıtı blok, Trump’ın ekonomik milliyetçilik ve popülizm stratejisine doğrudan meyletmedi. Rakibe benzemenin rakibi güçlendireceğini bilerek elbette. Bu ortamda Biden etrafında inşa edilen muhalif projenin içeriksizliği, seçmenin sadece Trump karşıtlığı üzerinden seferber edilmesine dayalı dar bir programla bütünleşti. Bunun ne denli riskli olduğu, anketlerde açık ara kazanıyor gösterilen Biden’in Trump karşısında zorlanmasından anlaşılıyor. Covid19 süreci yaşanmasaydı, büyük olasılıkla Trump seçimi rahatlıkla kazanacaktı. Demokrat Biden, “Trumpizm”e kaymasa da “Trumpizm”in zeminini güçlendirmeyi sürdürebilir. Nasıl mı? Demokratlar, son iki seçimdir Trump’ın karşısına önce H. Clinton ve sonra da Biden ile çıktı. Amerikan devlet/siyaset koridorlarından, bakanlık ya da başkan yardımcılığı görevlerinden gelmeyen Trump’ın, karşısındakileri “müesses nizam”ın temsilcisi gibi yansıtabilmesinde rakiplerinin bu özelliklerinin payı büyüktü. Ama asıl mesele, Demokratların (kimi Cumhuriyetçileri de kapsayarak genel olarak müesses nizamın) Trump’ın kazanması pahasına, Demokrat aday adayı Bernie Sanders’ın önünü kesmek için gösterdikleri çabada saklı. Sanders, demokratik sosyalizm olarak görülen, daha halkçı bir ekonomi politikası öneriyordu ve son seçimde Trump karşısında aday olması kesinleşmek üzereyken müesses nizam onun karşısında birleşip Biden’ı aday seçtirdi. Özetle Biden’ın adaylığı, önce Sanders’ın temsil ettiği sol çizgiye karşı şekillendi, sonra da Trump’ın sağ popülist çizgisine karşı. Biden, bu ruhsuz zeminin, siyasetsizleştirilmiş merkezin temsilcisi. İşte tam da bu “merkez” çizgi, “Trumpizm”in Trump seçilemese bile zemininin güçlenmesini sağlayabilir. Zira Trump popülizmi, Amerikan orta sınıflarıyla işçi sınıfı ve kır yoksulları arasında “milliyetçilik ve otoriterlik” ekseninde yeni bir bağ kurma potansiyeline sahip ve tam da bu, “merkezdeki siyasetsizlik” karşısında bir başka yol ümidi sunuyor. Peki, dünyada yükselen yeni otoriter dalgayı göğüslemede Sanders tarzı antineoliberal ekonomi programı ya da Biden tipi siyasetsiz siyaset taktiği yeterli olur mu? Çarşamba günü bize bakarak devam. Erdoğan Moroğlu yaşamını yitirdi İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ticaret hukuku kürsüsü öğretim üyesi avukat Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu yaşamını yitirdi. İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı, MEF Üniversitesi öğretim üyesi ve İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Prof. Dr. Nazan Moroğlu’nun da eşi olan Moroğlu’nun cenazesi dün Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. l Haber Merkezi Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD ile ilişkilerini partiler üstü ya da siyaset üstü gördüklerini belirterek “Kim seçilirse seçilsin, herhangi bir ülkeye nasıl yaklaşıyorsak yeni Amerikan yönetimine de aynı şekilde yaklaşacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise “Türkiye’yi kimse yaptırımlarla tehdit etmemeli. Biz çıkarız, S400 muadili kendi sistemlerimizi geliştiririz” açıklamasında bulundu. Çavuşoğlu, Antalya’da yaptığı açıklamada, “Kim göreve getirilirse getirilsin ABD halkı tarafından, biz Türkiye olarak ilişkilerimizi geliştirme konusunda samimi bir tutum belirleyeceğiz. Var olan sorunların çözümü konusunda da samimi adımlar atmak istiyoruz. Bu süreçte Sayın Cumhurbaşkanımız ile Trump arasındaki bu samimi dostluk en zor zamanlarda bile faydasını gösterdi” diye konuştu. ‘Yaptırımdan korkmayız’ Bir televizyon kanalına katılan Oktay da “Seçim sonuçlandığı zaman da kazanan adayla Türkiye olarak, diğer ülkeler gibi yolumuza devam edeceğiz. Yoksa bizim bir tercihimiz olması söz konusu olmaz” dedi. Yeni ABD başkanının S400 füzeleri konusunda bir ambargo yolunu seçerse Türkiye’nin tepkisinin ne olacağı sorulan Oktay, “Dün buna S400 diyorlar, bugün başka bir şey, yarın başka bir şey diyebilirler. Ben hâlâ gerçek nedenin S400 olduğuna inananlardan değilim. Türkiye’yi kimse yaptırımlarla tehdit etmemeli. Türkiye yaptırımlardan korkan bir ülke olmaktan çıkmıştır. Yaptırımlar bizim azmimizi, kararlılığımızı daha da artırır. Biz çıkarız, S400 muadili kendi sistemlerimizi geliştiririz. Zaten bunun üzerinde de çalışıyoruz, bu da gizli değil” diye konuştu. Yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesini verme ve denetim yetkisinin belediyelerde olduğunu söyleyen Oktay, “Bu denetimle alakalıdır. Dolayısıyla bu hata değildir, suçtur. Bu suçun cezası kim olursa olsun verilecektir. Soruşturmalar gerekli birimlerdedir. Şu anda da yapılıyor bu. Bu sadece oradaki mühendis veya bir mimarla kalacak konu da değildir” dedi. l ANKARA İSTANBUL / Cumhuriyet AKP’li Beykoz Belediyesi hakkında ‘ihaleye fesat karıştırma’dan suç duyurusu Halkın parası yandaşa İYİ PARTİ Özdağ’dan bir FETÖ iddiası daha İYİ Parti, Ümit Özdağ’ın İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu ile ilgili açıklamalarının ardından savunmasını istedi. Özdağ, bunun üzerine yeni bir paylaşımda bulundu. “Bir genel başkan yardımcısı”nın FETÖ ile ilişkili olduğuna işaret eden Özdağ, onun da disipline verilip verilmeyeceğini sordu. Özdağ’ın ismini vermediği kişinin İYİ Ümit Özdağ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ünzile Yüksel olduğu öğrenildi. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Özdağ’ın İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu hakkındaki “FETÖ’cü” iddialarının ardından parti teşkilatlarından iletilen Özdağ’ın ihracına yönelik dilekçelerini değerlendirerek Özdağ’ı disiplin kuruluna sevk etmişti. Merkez disiplin kurulu (MDK) ve meclis disiplin kurulundan oluşan müşterek disiplin kurulu toplandı ve Özdağ’a ilişkin dosyayı görüştü. Özdağ’dan iddiaları ve açıklamalarıyla ilgili savunmasının alınması kararını veren kurul, bu kararı Özdağ’a iletti. Tüzüğe göre Özdağ, tebliğin kendisine ulaşmasının ardından 7 gün içerisinde yazılı veya sözlü ya da hem yazılı hem sözlü cevap verebilecek. Kurul, savunmaya göre tekrar toplanarak Özdağ hakkındaki kararını verecek. Koncuk’tan destek İYİ Parti’de “oy verilmeyecekler listesi” iddiaları üzerine TBMM grup toplantılarına katılmayarak durumu protesto eden vekillerden Adana milletvekili İsmail Koncuk, savunma istenmesinin ardından sosyal medya hesabından Özdağ’a destek açıklaması yayımladı. Koncuk, İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem’e gönderme yaparak “Erdem’li davranmanız lazımdı Ümit Hocam! Fincancı katırlarını ürkütmenin bedeli vardır! ‘Türklük tanımı değişsin’ demez, FETÖ’ye, Zana’ya güzelleme yapmazsanız olacağı budur” ifadelerini kullandı. Koncuk’un paylaşımını etiketleyen Özdağ ise “Merak ediyorum vekilim, 10 gün önce Giresun’da lokantada FETÖ’nün adliye imamı olmakla suçlanan, davası devam eden avukat ile bütün il protokolunun oturduğu masanın karşısında yemek yiyen genel başkan yardımcısını da disipline verecekler mi?” dedi. Özdağ’ın genel başkan yardımcısı diyerek söz ettiği kişinin İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı Ünzile Yüksel olduğu öğrenildi. l ANKARA / Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ASKERİ CEZAEVİNDE ÖLDÜRÜLMÜŞTÜ İlhan Erdost anılacak Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nca “yasak yayın bulundurduğu” gerekçesiyle gözaltına alınan ve Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost, ölümünün 40. yılında, bugün Karşıyaka Mezarlığı’nda saat 12.00’de gömütü başında anılacak. Sol ve Onur Yayınları’nın sahibi İlhan Erdost, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında “yasak yayın basmak ve bulundurmak” iddiasıyla ağabeyi Muzaffer Erdost ile gözaltına alındı ve Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürüldü. Erdost, öldürülüşünün 40. yılında bugün Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda saat 12.00’de gömütü başında anılacak. Anmanın ardından sırasında 25 Şubat’ta yaşamını yitiren Sol ve Onur Yayınları’nın sahibi, yazar ve yayıncı Muzaffer Erdost’un mezarına İlhan Erdost da ziyaret düzenlenecek. Erdost’un ölüm yıldönümü nedeniyle Ankara’da İlhanilhan Kitabevi’nde, Sol ve Onur Yayınları, okura yüzde 50 indirimle sunulacak. Dileyen okur, istedikleri kitapların listesini (ilhanilhankitabevi@yahoo.com) eposta adresine göndererek kitaplarını posta yoluyla edinebilecek. İndirim,14 Kasım Cumartesi gününe dek sürecek. l ANKARA SORUMLULUK HALKA, CEZA SAĞLIKÇILARA İKTIDAR TUTARSIZ SARP SAĞKAL Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şube Eşbaşkanı Kubilay Yalçınkaya, Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de koronavirüs vakalarının Kubilay Yalçınkaya artması üzerine sağlık çalışanlarına izin ve istifa yasağı getirirken yurttaşlara tedbir olarak yurtiçi seyahatlerde salgına dikkat etmeleri gibi “ricalarda” bulunmasıyla salgının yönetilemeyeceğini belirtti. Yalçınkaya, “Sorumluluk halka, ceza sağlıkçıya kesilerek süreç yürütülemez” dedi. Genel Sağlıkİş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız da bakanlığın sağlıkçılara getirdiği izin yasağı nedeniyle yıllık izin haklarını 2021’e devredemeyen sağlıkçılar olursa bunun için yargıya başvurabileceklerini belirtti. ‘İl başkanları geziyor’ Sağlık Bakanlığı, yayımladığı genelgeyle sağlık çalışanlarına izin, istifa ve emeklilik yasağı getirirken yurttaşlar için saat 22.00’den sonra yeme içme mekânlarının kapatılması ve mesai saatlerinde düzenleme yapılması gibi tedbirlerle yetindi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise yurttaşlara “İstanbul’dan ayrılmayın. İstanbul’a dönen büyüklerinizi bir süre ziyaret etmeyin” gibi çağrılarda bulundu. İktidarın salgınla mücadeledeki çelişkilerine dikkat çeken Genel Sağlıkİş Başkanı Bacaksız, “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir konuşmasında ‘Zorunda olmadıkça bir araZekiye Bacaksız ya gelmeyin’ diyor ama il başkanlarına yaptığı konuşmada ‘Kapı kapı gezin’ diyor. Salgını kontrol altına alma dertleri yok. Keyfe keder, bilimden uzak bir salgın yönetimi var” dedi. Bakanlığın getirdiği izin yasağı nedeniyle 2020 yılının izinlerini 2021’de kullanamayacak sağlıkçılar olabileceğine işaret eden Bacaksız, “Sözleşmelilerde ve kamu dışında çalışanlarda izin devretmiyor. Bununla ilgili bir düzenleme yapılması gerek. İzin devrinde sorun yaşayan arkadaşımız olursa da bunu yargıya taşıyacağız” diye konuştu. SES Kubilay Yalçınkaya ise açıklanan yeni tedbirleri Ankara’daki günlük vaka sayısı üzerinden değerlendirerek “Ankara’da günlük vaka 2 bin civarında. Keçiören’de günlük vaka 550, Yenimahalle’de günlük vaka 200 civarında. Bunların sebebi insanların saat 22.00’den sonra sokağa çıkması mı” sorusunu yöneltti. Kubilay, “Özel okullarda vaka artışı devlete göre daha fazla. Apartmandan bozma özel okullar var. Bunlar denetlenmeli” çağrısı yaptı. l ANKARA AKP’li Beykoz Belediyesi’nin yaptığı ihalelerden dolayı mahkemelik olduğu ortaya çıktı. İlçe belediyesi Meclis Denetim Komisyonu 2019 yılı Denetim Raporu’na muhalefet şerhi koyan CHP’li Meclis üyesi Cemal Sataloğlu, “ihaleye fesat karıştırma” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından ilçe HAZAL belediyesi ve belediye encümeni OCAK hakkında Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Başsavcılığa sunulan dilekçeye göre belediye, kendi reklam alanlarını AKP’ye yakın vakıflardan İnsani Yardım Vakfı’na (İHH) ücret almadan kullandırmış. Sataloğlu, sorumlu kişiler hakkında kamu davaları açılarak cezalandırılmalarını istedi. ‘Suçun üzerini kapattı’ Dilekçede, kanunen suç duyurusunda bulunması gerekenin belediye başkanlığı olduğu ancak bu şikâyeti yapmadığı belirtilerek “Harekete geçmemiş, işlenmiş olan suçların üzerini kapamıştır” denildi. Belediyelerin kendisine ait taşınmazları, istediklerine diledikleri fiyatla devredemeyecekleri belirtilen dilekçede, taşınmazların ihale yapılarak kiraya verilmesi gerektiği anlatıldı. Dilekçede, ilçe belediyesine ait Rüzgârlıbahçe Mahallesi Cumhuriyet Caddesi’ndeki otopark nedeniyle belediyenin 250 bin 336 lira zarara uğratıldığı kaydedildi. Dilekçede, Canlı Tasarım Reklam Ajansı’na ihaleye çıkmadan Beykoz Belediyesi’ne ait 100 noktada toplam 300 adet sabit ve hareketli reklam alanı sağlandığı, firmanın da bu alanları kiraladığı anlatıldı. Dilekçede, “Dolayısıyla Beykoz Belediyesi, Canlı Tasarım Reklam Ajansı’nı ihale yapılmaksızın sebepsiz olarak zenginleştirmiştir. Zenginleştirme bedeli hesaplandığında en son ay kira bedeli olan 54.641.30TL üzerinden hesaplama yapılırsa idare, Canlı Tasarım Reklam Ajansı’nı 2018 yılı (8 ay) + 2019 yılı (12 ay) = 1.092.826.00 TL sebepsiz zenginleştirmiştir” denildi. 2019 yılı hediyelik tatil seti yaptırılması ve dağıtım hizmeti alımı işinin, başka firmalardan teklif alınmadan sonuçlandırıldığı ve ilgili evraka ulaşılamadığının anlatıldığı dilekçede, “Asfalt serimi, bakımı ve onarım işi ihalesi için yaklaşık maliyet tutarı fiyat hesaplama endeksleri dikkate alınmadan yapılmış olduğundan ihale usulüne uygun yapılmamış, rekabet ve şeffaflık sağlanamamıştır. İhaleyi alan firmanın işi yapmadığı, alt yüklenici sıfatını haiz olduğunun görülmesi nedeniyle işbu ihale usulsüz ve hukuka aykırı niteliktedir. İdare, İHH vakfı tarafından yapılan reklam ve ilanın gelirini almamış, söz konusu gelirin elde edildiğine dair herhangi bir evrak sunamamış, kamu kaynaklarını koruyamamıştır” ifadeleri yer aldı. KHK’LİLER BEKLİYOR Gözler OHAL Komisyonu’nda ZEHRA ÖZDİLEK Darbe girişiminin ardından kanun hükmünde kararname ile ihraç edilenler için adaletsizliği gidermek amacıyla 2017 yılında kurulan Olağanüstü Hal (OHAL) Komisyonu’nda sonuçlanmayı bekleyen16 bini aşkın dosya var. Mağduriyetlerinin giderilmesi için komisyon kararını bekleyenlerden Hakan Adlı, Şırnak’ta kâtipken ihraç edildi. Hakkındaki soruşturmada takipsizlik kararı verilen Adlı, görevine iade edilmediğini, komisyon kararını beklediğini belirterek “İnceleme yaklaşık 4 yıldır sürüyor. Dosyalar bir an önce neticelenmeli” dedi. Selçuk Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mustafa Aksoy ise başta Süleyman Soylu olmak üzere birçok bakanın beraat veya takipsizlik almış olanların işlemlerini öne aldıklarını ve onları iade edeceklerini söylediklerini belirterek “Takipsizlik kararını OHAL Komisyonu’na sundum. Hâlâ beklemedeyim. İşin tuhaf tarafı, komisyondan bilgi almak da mümkün değil. Adeta sonsuz, kudretli, gizemli bir yapı var orada. Dipsiz kuyuya attığımız taş var, ses de yok” dedi. l İSTANBUL