10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 OCAK 2020 CUMARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Dış politika askerileşirken Mehmetçik’i Libya’ya gönderme yetkisini Cumhurbaşkanı’na veren tezkere, Meclis’ten geçti. Etkileri ve riskleri ele alalım.  Her şeyden önce bu yetki tezkeresi, ülke içinde hayatımızı ilgilendiren her kritik kararı tek kişinin almasını sağlayan yeni sistemin dış politika alanına da yansıması demek. Meclis’in tek kişiye nasıl bir yetki verdiğine, tezkerenin dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan başlığı üzerinden bakmamız yeterli: “Hudut, Şümul, Miktar ve Zamanı Cumhurbaşkanınca Takdir ve Tayin Olunacak Şekilde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Gerektiği Takdirde Türkiye Sınırları Dışında Harekât ve Müdahalede Bulunmak Üzere Yabancı Ülkelere Gönderilmesi…” Yeni sistemde tüm tezkereler böyle. Artık bir kuruldan oluşan Hükümet yok. Binlerce Mehmetçik’in kaderi, tek kişinin ağzından çıkacak karara bağlı.  Gelelim ikinci etkiye. Dış politika çok boyutlu bir strateji gerektirir. Bu strateji, hedef odaklıdır. Hedef, araçlarla bir bütündür. Hedefe varışı kolaylaştıracak araç çeşitliliği sağlanmazsa dış politika giderek araçsızlaşır; son çare askerileşir. Oysa gelişkin devletler belirledikleri dış politika stratejileri çerçevesinde öncelikle diplomasiyi, silahsız ve çatışmasız müzakere/pazarlık yollarını zorlarlar. Bunu tamamlamak ve yalnızlığı aşmak için de yanlarına yeni müttefikler çekmeye ve kendi stratejileri karşısındaki en etkin bloktan müttefik eksiltmeye çalışırlar. Elbette arkada caydırıcı bir güç olarak ordunun varlığı belirleyicidir. Ancak askeri araçlara başvurulması dış politika açısından son çaredir ve istisnaidir. Hatta günümüzde ekonomi, en etkili dış politika araçlarından birisidir. Trump’ın bizdeki iktidarı kendi dış politika çizgisine çekmek için sürekli sıkıştırdığı konu boşuna mı ekonomidir? Örneğin iktidar sağlam bir ekonomiyle mi böyle büyük askeri maceralara atılmaktadır? Yoksa bu askeri maceralar, sağlam bir ekonomi için elde kalan tek umut mudur? Sözün özü, Türkiye’nin dış politikası giderek askerileşmekte; neredeyse Dışişleri Bakanlığı’nın yerini Milli Savunma Bakanlığı almaktadır. Son tezkere de bunun açık kanıtı.  Bağlantılı olarak soralım: İktidarın Libya’ya Mehmetçik’i yollama kararı, hangi dış politika stratejisinin ürünü? Yanıtı açık: “Türkiye, Doğu Akdeniz’den dışlanıyor. Bu noktada anlaşma yapabildiğimiz tek hükümet Trablus’ta; onlar da doğudan gelen Hafter güçlerince yıkılmak üzere. Orası da giderse Doğu Akdeniz’de ortaklaşacağımız kuvvet kalmayacak. Öyleyse Trablus Hükümeti düşmesin diye apar topar Meclis’i toplantıya çağıralım ve asker gönderme yetkisi isteyelim.” Mantıklı görünüyor ilk bakışta. Bir stratejik hedef var. İyi ama bu stratejik hedef de, iktidarın Doğu Akdeniz’de yalnızlaşmamıza yol açan yanlış tercihlerinin, adım adım örülen karşı ittifaklara göz yummasının, yani iktidarın geçmişteki yanlış stratejik hedeflemelerinin eseri değil mi? Doğu Akdeniz’e bakalım: İktidarın gözünü kör eden İhvancılık aşkı sonunda Suriye ve Mısır ile kavgalıyız. İsrail’le de öyle. Yunanistan da bir yanda. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin statüsünün belirlenmesi ve yalnızlığının aşılması konusunda da tek bir ilerleme yok. Madem iktidar Doğu Akdeniz’deki yalnızlığı aşmak istiyor; bunun tek çaresi, bölünmüş Libya’ya asker yollayarak buradaki yönetime bu denli bel bağladığını, durumun bu kadar vahim olduğunu tüm aktörlere göstermek midir? Yalnızlığı aşmak ve karşıda güçlenen blokları zayıflatmak için yeni bir ittifaklar siyaseti belirlenmiş midir? Hayır. İşte bu yüzden de en sonda yer alacak araçlar, en başa geçmektedir.  Ve son boyut: Açık ki Ortadoğu daha da karışacak. ABD’nin dün Kasım Süleymani’yi öldürmesi bunun kanıtı. “İran’a karşıtlar ve yandaşlar” cepheleşmesi büyüyecek önümüzdeki süreçte. Bir de ABD’nin emperyal projelerinde “Geniş” ya da “Büyük Ortadoğu” olarak adlandırdığı bölgeyi, yani Kuzey Afrika’yı da içeren coğrafyayı düşünelim. Libya da içinde. Bu bölgelerde tam olarak “vekâlet savaşları” yürüyor. Yani kimin eli kimin cebinde belirsiz; sahada bir iç iktidar savaşı var ve birçok aktör, doğrudan sahada askeriyle varlık göstermek yerine, vekil aktörler eliyle bu etki savaşına müdahil oluyor. Böyle bir ortamda, bunca karışıklık varken iktidarın Libya’daki iç iktidar savaşına, dış cepheleşme açısından da bir vekâlet savaşı coğrafyasına doğrudan, asaleten Türk askeriyle müdahil olması, Türkiye’yi bu geniş cepheleşmenin parçası haline getirmesi, gerçekten sonuçları hesaplanmış bir hamle midir? İktidarın 18 yıllık pratiğine bakarsak, buna da HAYIR yanıtını vermemiz kolay.  Geçen yüzyılda Cezayir Türküsü, Yemen Türküsü söyledik; ağıtlarımız Anadolu’nun birçok yöresinde, bu coğrafyalarda yitirdiğimiz Mehmetçiklere yakıldı. Bir de Libya Türküsü yakmayalım; maceracılık ve yalnızlaşma siyasetinin bedelini ülkemizin gariban çocuklarına yıkmayalım. OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK >> Baştarafı 1’de ABD Başkanı Trump, 2019’un son günü İran’ı tehdit ederken İran’ın dini lideri Hamaney, Trump’a sert yanıt verdi. Trump, bundan sonra yapılacak herhangi bir saldırıdan İran’ı sorumlu tutacağını açıkça belirtirken, İran lideri Ali Hamaney, “İran savaş peşinde değil, ancak milletimizin çıkarlarına ve onuruna yönelik tehditlere sert darbe indiririz” dedi. Ali Hamaney, olayı anlatırken, DEAŞ’a karşı sürekli savaş veren Irak’taki Haşdi Şabi üssüne ABD’nin düzenlediği saldırının olayları tetiklediğini belirtti. 2019’un son günü ABD Savunma Bakanı Mark Esper, bölgeye yeni Acil Müdahale Kuvvetine bağlı bir tabur (750 asker) göndermeye karar verildiğini açıkladı. Tüm bu olayların gerçek sebebi nedir? İran’a yakın olduğu bilinen Ketaıb Hizbullah’ın (Hizbullah Tugayları) Irak’ın Kerkük bölgesindeki koalisyon güçlerine saldırması sonucu, bir ABD vatandaşı hayatını kaybetti, 40 ABD ve 2 Irak askeri yaralandı. Bunun üzerine ABD ordusu, 29 Aralık’ta söz konusu örgüte ait Irak ve Suriye’deki 5 hedefi vurdu. Örgütün Enbar’daki El Harş ve Sel lum bölgelerindeki iki konumuna ABD tarafından üç hava saldırısı yapıldı. Haşdi Şabi içindeki Hizbullah Tugayları’nın Enbar’daki üslerine düzenlenen ABD saldırısında 28 kişinin öldüğü, 48 kişinin yaralandığını açıklandı. ABD’nin saldırılarını protesto etmek isteyen yüzlerce kişi, yılbaşından bir gün önce Bağdat’taki ABD Büyükelçiliği önünde protesto gösterileri yaptı. Binanın içine girmeye çalışan göstericiler camları kırıp duvarlara yanıcı madde fırlatmıştı. Bu sıcak çatışmalar olurken 2019’un son haftasında Çin, Rusya ve İran petrollerinin en stratejik geçiş bölgesi olan Hürmüz Körfezi ve Umman Denizi’nde üçlü deniz tatbikatı yaptılar. Kasım Süleymani ve Haşdi Şabi örgütünün liderlerinden Ebu Mehdi el Mühendis, İran’ın Irak’ta kullandığı en güçlü örgütlerin liderleridir. Komutan Kasım Süleymani ve Ebu Mehdi’nin ABD’nin düzenlediği operasyon sonucunda Bağdat’ta öldürülmeleri karşısında İran’ın Ankara Büyükelçisi Muhammed Farazmand, “Her zaman diplomasi kapısının açık olmasına inanan taraf bizdik. Ama bu kapıyı kapatan ABD oldu. Siyasetteki başarısızlıklarını örtmek için askeri ve resmi bir şahsiyeti terörize ettiler” dedi. İran Dışişleri Bakanı Zarif ise “Bugünden sonra savaşın en babasını vereceğiz” diyerek ABD’ye meydan okudu. Kuvvetlerin dokunulmaz olduğunu düşünülüyordu. Bundan sonra Ortadoğu’nun daha da karışacağı kabul edilmelidir. Türkiye, Ortadoğu’dakiCHP lideri Kılıçdaroğlu, televizyonların Ankara temsilcilerine gündemi değerlendirdi: ateşten uzak tutulmalı ‘KANAL İSTANBUL IÇIN KAYNAK YOK’ n Kanal İstanbul olmayacak: Bu proje olmayacak ki. Kaynaklarını söylesinler. Önce finans kaynağı açıklanmalı. Olmayacak şeyi tartışmaya açıyorlar, nedeni halkı Türkiye gündeminden koparmak. n Her üye aday olur (Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı): Her üyenin aday olma hakkı var. Limiti yüzde 5’e indirdik. Muharrem Bey üyemiz, görüşürüz şu an planlama yok. Gündem o kadar yoğun ki bir türlü Ankara’da bulunamıyorum, onun için görüşmemiz kaldı. Kendisini de dinleriz, belki bana anlatacağı özel şeyler vardır. n AYM’ye götüreceğiz (Değerli konut vergisi): Anayasaya aykırı. İyi düşünülmeden getirilmiş bir vergidir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Saray Türkiye’yi Avrupa’nın Çin’i haline getirmeyi düşünüyor. Düşük ücretle düşük maliyetin yakalandığı bir Türkiye. Düşük ücretle katma değeri yüksek ürün üretemesiniz. Saray bunun farkında değil. n Termik santral filtreleri: AKP Meclis Grubu ile Saray iyi polis, kötü polis oynuyor. n Hâkim Saray’a bakıyor (Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın tutuklu yargılanması): Türkiye’de yargı var mı, onu sormak lazım. Özellikle yeni seçilip atanan hâkimlerin yüzde 99’u Saray’a bakıp karar veriyor. Merkel ya da Trump’ın telefon mu etmesi lazım? Trump da zaten Türk yargısına değil Erdoğan’a teşekkür etti. n Trump’ın dediğini yapacaklar (S400 meselesi): Trump ne derse yerine getirecekler. Anlaşmayı iptal etmeyecekler ama depoda tutacaklar. Şahsi kanaat öyle. n Yüzde 99 benzeriz (Yeni partilerle ittifak): Benzer, ortak noktamız çok fazla... Hatta yüzde 99 diyebiliriz. Millet İttifakı’nın öngördüğü ortak noktalarla benzerlik çok fazla. Parlamenter sistem, yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı. İleride ittifak yapılabilir mi, bugünden bir şey söylemek çok zor. n Kararı Erdoğan verecek (Erken seçim): Kararı Erdoğan verecek, başka kimsenin verme şansı var mı? Parlamento bizim anladığımız anlamda parlamento değil. Erdoğan’ın vesayeti altında. Onun taleplerini yerine getirmek için AK Parti vekilleri orada oturuyor. Milletin değil Saray’ın iradesi geçerli şu anda. Onu da AK Parti’ye ve MHP’ye oy veren seçmenin düşünmesi lazım. Toplumun adalete, demokrasiye, özgürlüklere, barışa ve huzura ihtiyacı var. Toplumun bu beklentisini karşılayamadığı için AK Parti ikiz doğurdu. 2019 yılında güzel şeyler oldu. 2020’de daha güzel şeyler olacak. n Gazeteciler sorun arayışında (‘İmamoğlu lider gibi değerlendirmeler yapıyor’ yorumlarına ilişkin sorulan soru üzerine): Sorulara milletvekilleri nasıl yanıt veriyorsa o da öyle yanıt veriyor. Ağırlığı İstanbul’a vermiş durumda. Bazı gazeteciler CHP içinde bir sorun varmış gibi göstermek arayışı içindeler. DINK’E ‘HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK’ MESAJI İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, önceki gün akşam saatlerinde, “23.5 Hrant Dink Hafıza Mekânı”nı ziyaret etti. Katledilen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in eşi Rakel Dink KAMUOYU ARAŞTIRMASI Bölge halkı kayyım istemiyor Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi’nin 10 kentte yaptığı ankete katılanların yüzde 70’i kayyım atamalarına karşı çıkıyor. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, kayyım atamalarına ilişkin Diyarbakır, Mardin, Batman, Van, Siirt, Muş, Iğdır, Kars, Şırnak ve Hakkâri’de 2629 Aralık 2019 tarihleri arasında 5 bin 100 kişiyle yüz yüze saha araştırması yaptı. Katılımcılara yöneltilen “Belediyelere Kayyım Atanmasını Destekliyor musunuz” sorusuna yüzde 69,9’u hayır yanıtını verirken, yüzde 16 evet, yüzde 14.1’i ise kararsız olduğunu belirtti. “Kayyım Atandıktan Sonra Yerel Yönetimlere Dair Siyasal Tercihinizde Nasıl Bir Değişiklik Yaşandı” sorusuna ise katılımcıların yüzde 57.14’ü “Siyasal tercihimi etkilemedi”, yüzde 31.80’i “Oy verdiğim partiyi daha çok desteklemeye karar verdim”, yüzde 6.85’i “Hiçbir partiye oy vermemeye karar verdim”, yüzde 4.21’i ise “Oy verdiğim partiyi değiştirmeye karar verdim” dedi. l Haber Merkezi ve kızı Delal Dink, İmamoğlu’na müzeyi gezdirdi. “Bir barış sözü olan, barışa dair katkı sunmak isteyen bir insan katledildi. Hrant Dink’in bu özelliğinin burada yansıtılması; ne duyduğunun, ne hissettiğinin, aslında ne anlat mak istediğinin burada bire bir kendi kayıtlarından, kendi kaynaklarından aktarılması çok özel” diyen İmamoğlu, Dink anısına oluşturulan mesaj panosuna, “Her şey çok güzel olacak” notunu bıraktı. l İç Politika ‘Asıl çözümİMAMOĞLU, IKINCI KEZ metroda’METROBÜS ARACINI TEST ETTI İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, metrobüs filosuna dahil etmek üzere, ikinci kez yeni araç incelemesinde bulundu. TÜYAP son duraktan, Yenibosna’ya kadar test aracında yolculuk yapan İmamoğlu, gazetecilerin, “Yeni alınacak araçlar, metrobüste yaşanan sorunları ne şekilde çözecek” sorusuna, “Biz, metrobüs hattına gerçekten kapasitesinin çok üstünde yüklenildiğinin farkındayız. Bunu hafifletecek şey metro yatırımıdır. İstanbul’un ön celiği metro. Örneğin, MecidiyeköyMahmutbey arasında bu yıl içinde devreye girecek metronun bile ciddi oranda metrobüs hattını rahatlatacağını düşünüyoruz. Örneğin, İncirliBeylikdüzü hattı. Yıllardır rafta. Bunu oturup hızlıca konuşmak istiyoruz. Bugünü çözüyoruz, ama bir yandan 3 yıl, 5 yıl, 10 yıl sonrasını da düşünüyoruz. Bu hatta, insanları mümkün olduğu kadarıyla metroyla buluşturmakla çözüm bulacağız” yanıtını verdi. l İç Politika AB’den Libya tezkeresi tepkisi Avrupa Birliği (AB), Libya’ya Birleşmiş Milletler’in (BM) tanıdığı Trablus merkezli Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ne destek için asker gönderilmesine ilişkin TBMM’de önceki gün onaylanan tezkerenin “endişe verici” olduğunu savundu. AB Komisyonu Sözcüsü, Libya krizine askeri yollardan çözüm bulunamayacağını, sahada çatışan taraflara destek vermenin ülkenin ve bölgenin istikrarsızlaşmasından öte bir fayda sağlamayacağını kaydet ti. Tüm uluslararası aktörlerin, BM silah ambargosuna, Berlin sürecine saygı duyması gerektiğini söyledi. Macron, Erdoğan’ı aradı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile telefonda görüştü. Macron’un talebi üzerine gerçekleşen görüşmede, Libya ve Suriye başta olmak üzere bölgesel gelişmeler ve ikili ilişkilerin ele alındığı öğrenildi. l Dış Haberler CHP lideri Kılıçdaroğlu, Doğu Akdeniz’de diplomasinin öne çıkarılması gerektiğini belirtti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu televizyonların Ankara temsilcilerini kabul ederek gündeme ilişkin gelişmeleri değer lendirdi. Kılıçdaroğlu, Irak’ta ABD tarafından öl dürülen İranlı General Kasım Süleymani ile il gili, “Ortadoğu’da yeni ve büyük sorunların baş langıcı olabilir. Beklentimiz, Ortado ğu politikalarında daha itidalli dav ranılmasıdır. Türkiye, Ortadoğu’da ki ateşten uzak tutulmalıdır” dedi. Ülkenin gerçek gündeminin ekono SERTAÇ EŞ mi olduğunu, Libya’ya gidecek Türk askerlerinin Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesi altında gidebileceği ni belirten Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul’un yapı lamayacağını, kaynağın gösterilemediğini vurgu ladı. Kurulan yeni partilerle ortak noktalarının yüzde 99 düzeyinde olduğunu, Doğu Akdeniz’de diplomasinin ön plana çıkarılması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a ağırlık verdiğini, S400’lerin aktive edilemeyeceğini anlattı. Kılıçdaroğlu, 100 bin sa tıyor gösterilen ve kapatılan iki gazete aracılığıy la Basın İlan Kurumu’nun (BİK) dolandırıldığına dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, dün sabah saatlerinde tem silcilerle bir araya gelerek soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle: n Türkiye Ortadoğu ateşinden uzak tu tulmalı (Kasım Süleymani suikastı): İran Ortadoğu’da önemli bir aktör. ABD’nin Irak’ı vurmasından sonra İran bölgede etkili bir güç olarak çıkmaya başladı. Kasım Süleymani bu süreçte IŞİD, El Kaide’ye karşı ciddi mücadele verdi. Ortadoğu’daki her olay Türkiye’yi etki leyecektir. Bizim Erdoğan’dan beklentimiz, Or tadoğu politikalarında daha itidalli bir tutum takınmasıdır. Türkiye’yi Ortadoğu’da ateşten uzak tutmasıdır. n Türkiye’nin gündemi ekonomi: Türkiye’nin gerçek gündemi ekonomi. Mutfak larda yangın var. Milyonlarca aile ay başını na sıl getireceğiz diye düşünüyor. Kişi başına ge lirin 10 bin dolar olduğu söylenen bir ülkede, 8 milyon kişi ayda 673 TL ile geçinmek zorun da. Tarım dışa bağımlı hale geldi. Ekonomide dı şa bağımlıyız maalesef. Bir de Saray’ın enflas yonu var. Saray’ın mutfağında enflasyon sıfır ama vatandaşın enflasyonu yüzde 3035’lerde. Türkiye’de bütün kararları Erdoğan alıyor. Tez kerenin parlamentoya gelmesini, enflasyonun kaç olacağını damada o söylüyor. n Libya’da Barış Gücü olmalı: Ülkedeki yö netimi BM meşru hükümet olarak kabul edi yor zaten. Türkiye de kabul ediyor. BM’nin böyle bir işlevi var. Türkiye’nin BM’ye başvu rarak Libya’da barış gücü oluşturulması tale binde bulunması işin doğasına en uygun ola nıdır. BM olaya el koyduğunda, sıcak çatış manın önüne geçilmiş olur. Üç adım sonrası nı görmeyen bir dış politika var. Keşke birile ri Erdoğan’a satranç nasıl oynanır, üç hamle sonrasını düşünerek nasıl taşlarla oynanır di ye cesaret edip anlatsa. Doğu Akdeniz’de bir şeyler kazanmak için diplomasi dediğimiz bir yol var. Bölge ülkeleri ile sıcak samimi ilişki ler kurarsınız. Birlikte çıkaralım dersiniz, ma liyeti düşük tutmak için Türkiye üzerinden ge çirelim dersiniz. Mısır ile niye kavga ediyor sunuz? Asker göndererek oyunu bozduğunuzu söylüyorsunuz. Onlar da Yunanistan ile anlaş ma yaptılar. Şimdi bir asker de Yunanistan’a mı göndereceksiniz? Bir yüz karası durum çık tı ortaya. Libya tezkeresi oylamasında CHP 2 milletvekili fire verdi. Analiz ettik en çok HDP’den katılmayan var. n Çatışma olmaz (Türk Rus ilişkileri): İki ülke arasında bir çatışma olacağına inanmıyo rum. Özellikle ekonomik bağımlılık var iki ül ke arasında. Karşı karşıya gelebilirler ama sı cak çatışma olabileceğini sanmıyorum. İdlib’de 8 ve 9. gözlem noktaları Rus askerler tarafın dan korunuyor. l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle