10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 922 OCAK 2020 ÇARŞAMBA ESKI MİT’ÇI ENVER ALTAYLI IDDIANAMESINDE ÇARPICI AYRINTILAR YER ALDI Darbe öncesi Ankara’da FETÖ yöneticisi olmak ve casusluk suçlamasıyla dava açılan tutuklu eski MİT mensubu Enver Altaylı’nın 15 Temmuz darbe girişiminden 12 gün önce Ankara’ya geldiği ortaya çıktı. Altaylı’nın darbe gecesi Cumhurbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın danışmanlarından Mücahit Arslan ile konuştuğu ifade edilen iddianamede, şüpheliden ele geçirilen dijital materyallerde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bir askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı destabilizasyon faaliyeti yürütülmesi gerektiğine dair 18 Şubat 2016 tarihli rapor ve notlar bulunduğu ifade edildi. ‘Olçok’a ulaşamadım’ İddianamede, gözaltına alındığında 26 Ağustos 2017’de verdiği ifadeye yer verilen Altaylı, 15 Temmuz darbe giri şimi öncesinde yurtdışından Ankara’ya geldiğini şöyle an lattı: “Ben Ankara’ya sık sık dostlarım la bir araya gel mek için gelir gi derim. 15 Tem muz 2016’da Ankara’da oldu ğumu hatırlıyo Enver Altaylı rum. Bu tarihten 12 gün ön ce Ankara’ya geldiğimi hatırlıyorum. Çünkü Temmuz ayının 14’ünde Anka ra’daydım. O gece Furkan Torlak, Mü cahit Arslan ve eşim ile görüştüm. Önce Erol Olçok’u aradım, ulaşama yınca Mücahit Arslan’ı aradım. O da bulamamış, gecenin ilerleyen saat lerinde Erol Bey’in İstanbul’da dar be girişimi sırasında öldüğünü öğren dim. 15 Temmuz sonrasında 12 gün Ankara’da kaldığımı hatırlıyorum.” Gülen’in mektupları Şüpheli Enver Altaylı’nın konutunda birçok dijital materyal ele geçirildiği anlatılırken 14 sayfadan oluşan “Hizmet Hareketinin Siyasete Yaklaşımı Üzerine Düşünceler” başlıklı slayt sunumu bulunduğu vurgulandı. İddianamede, “Bu materyaller içeri İddianamede, Enver Altaylı’nın “devlet güvenliği açısından çok hassas sayılabilecek bilgileri dezenforme ederek yurtdışında CIA bağlantılı ALICAN ULUDAĞ kişilere servis ettiği” aktarıldı. Darbe girişimi gecesi toplantı ‘DARBE ORTAMI’ RAPORU FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki darbecilerin görev dağılımı yaptığı anların görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde, darbe girişiminin ilk saatlerinde silahlı askerler, nizamiye binasının önünde toplanıyor. l AA ‘KARGAŞAYA HAZIRLIK’ İddianamede, bir dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanlığını yapan Rasim Bölücek ile eski İYİ Parti sözcüsü ve şimdiki İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu’nun Enver Altaylı ile ilişkli olduğu öne sürüldü. İddianamede buna ilişkin “Yine bazı siyasi parti genel başkanlarının örgüt mensubu olduğu tespit edilen danışmanları aracılığıyla, bu partilere etki etme faaliyetinde bulunduğu, ürettiği raporlarda geçen jargonların ülke içinde operasyonel olarak kullanıldığı ve tıpkı 1970’li yıllarda olduğu gibi bir kargaşa ortamına hazırlık yaptığı anlaşılmıştır” denildi. sinde Fethullah Gülen’in eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, dershanelerin kapatılmasına yönelik çalışmaların başladığı dönemde yazdığı değerlendirilen mektupta özetle FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü yapılanmasını müdafaa ettiği, örgütün faaliyetlerini övücü sözler sarf ettiği, destek ve uzlaşma arayışı içerisinde bulunduğu, örgüt dershanelerinin kapanmaması için talepte ve destek arayışında bulunduğu yönünde tespitte bulunulmuştur” bilgisi verildi. Soğuk savaş metotları Altaylı’nın İran masasında gö rev yapmış bulunan şüpheli Mehmet Barıner’in dezenformatif bilgiler üretme amacıyla yurtdışına kaçışını organize ettiği ifade edilen iddianamede, “devlet güvenliği açısından çok hassas sayılabilecek bilgileri dezenforme ederek yurtdışında CIA bağlantılı kişilere servis ettiği, bağlantılı olduğu ülkelerin ve devletlerin çıkarları doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti’nde destabilizasyon, dezenformasyon, kara propaganda ve soğuk savaş metotlarını kullanarak ülkede kaos ortamı oluşturacak nitelikte faaliyetler yürüttüğü” aktarıldı. l ANKARA Dijital Materyal İnceleme Raporuna değinilen iddianamede, şüphelinin darbe girişiminden 5 ay önce Türkiye’de askeri darbe ortamı hazırlanmasına yönelik rapor hazırladığı belirtilerek şu tespitlere yer verildi: “Rapora göre; şüpheli Enver Altaylı’dan ele geçirilen dijital materyallerde birçok özel ve istihbari bilgiler ile raporlar bulundu. Resimlerde CIA görevlileri, bazı uluslararası kişilerle fotoğrafları görüldü. Operasyonel İstihbarat ve İstihbarata Karşı Koyma faaliyeti sayılabilecek raporlar bulundu. Dezenformatif ve provakatif raporlar hazırlandı. Türkiye’de bir askeri darbe ortamı hazırlamak amaçlı destabilizasyon faaliyeti yürütülmesi gerektiğine dair 18 Şubat 2016 tarihli rapor ve notlar bulundu. Notta açıkça, ‘Devlete ve devlet yönetimine karşı adım adım ve planlı olarak kamuoyunu yaratmak ve miting hazırlıklarını yapmak, bu arada da, bizimle işbirliği içinde olan, İçişleri Bakanlığı (polisin) bünyesindeki ajanlarımızı kullanarak önümüzdeki dönemde mitinglerde ve gösterilerde, polise maksimum yetki vererek aşırı kaba kuvvet kullanmasını temin etmek, böylece milletin ve en önemlisi gençlerin, devlete ve polisine karşı öfkesini artırmak’ gibi ifadeler bulunduğu tespit edidi.” İddianamede, “dosya içerisinde yer alan harita üzerinde; özellikle darbe girişimi gecesi darbeye katılan askeri hava üsleri ile Erdoğan’ın hedef olarak tespit edildiği Marmaris Koyu, Akıncı 4. Ana Jet Üssü ve İstanbul’un simgesel olarak işaretlenmesinin, raporu hazırlayan kişilerin darbe öncesi ve sonrası olaylara ne kadar hâkim olduğunun açık bir kanıtı olduğu” vurgulandı. VPapaaltıkikSoasynal ’BailimTleür Arkkadeimkisti’inseaattançdıı Türk iktisatçı Prof. Dr. Dani Rodrik, Vatikan’da ekonomi politikası dersleri veriyor. Rodrik’in uzmanlı bulunan Papalık Sos ğı ise “Küreselleşme, ulus yal Bilimler Akademisi’ne lararası ekonomi, politik atandı. Rodrik, Harvard ekonomi, ekonomik kalkın Üniversitesi’nde ekonomi ma, ekonomik büyüme, ge politikası dersleri veriyor. lir ve ücret dengesi eşitsiz Vatikan’dan dün yapı liği” konuları üzerine. Rod lan açıklamada Prof. Dr. rik, 2016 yılında kapatılan Rodrik’in akademide iktisat Radikal gazetesinde eko ve ekonomi dersleri verece Prof. Dani Rodrik nomi alanında köşe yazıla ği kaydedildi. İstanbullu Ya rı kaleme almıştı. 1994 yı hudi bir aileye mensup 62 yaşında lında Vatikan’da kurulan akademi, ki ekonomist Dani Rodrik, 1982 yı sosyal bilimleri teşvik etmeyi amaç lından beri Harvard Üniversitesi’nde lıyor. l Haber Merkezi Bilgibelge kuryesi Bekmezci 22 kez ABD’ye gitmiş İzmir’de FETÖ’nün hücre evinde yakalanan örgütte “kadim abi, irşatçı” olarak nitelendirilen Yusuf Bekmezci’nin, Fethullah Gülen’e bilgi ve belge ulaştırmak amacıyla 22 kez ABD’ye gittiği belirlendi. Gizlendiği lüks sitedeki evde 11 cep telefonu yakalanan Bekmezci’nin 3 ay önce kalça ameliyatı olduğu ortaya çıktı. İstanbul’da FETÖ’ye aktif olarak para yardımında bulunan kişilere yönelik operasyon yapıldı. 15 şüphelinin FETÖ’ye bağlı hücre evlerini oluşturdukları ve bu evleri finanse ettikleri öğrenildi. Yakalanan 13 şüphelinin arasında iş insanları olduğu bildirildi. Hâkimlere hapis cezası Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ üyeliğinden yargılanan eski Yargıtay tetkik hâkimi Mehmet Murat Kamar, 7.5 yıl hapse çarptırıldı. Gaziantep’te 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde FETÖ’ye ilişkin davada, eski hâkim Sabit Numan Kaya’ya 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verildi. Balıkesir merkezli 8 ilde yapılan operasyonda FETÖ’nün adliye yapılanmasının deşifre edilmesi için adliye mahrem imamları ile icra müdür yardımcısı, infaz koruma memuru ve mübaşir 10 kişi gözaltına alındı. ‘Damat’rak bir durum! Yazı aramızda 7 Eylül 2018’de yeniden Cumhuriyet’e dönüşle günlük yazılara başlarken kendime şunu söylemiştim: “Arkadaş, kelime oyunlarını azalt. Çok olursa kelime oyunun, yazının özünün önüne geçiyor...” Yazıya otururken sık sık kelime oyunu aklıma gelse de vazgeçiyorum. Ancak dün iktidar gazetelerinde Hazine ve Malıye, affedersiniz Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın ekonomi basını yöneticilerine hitaben yaptığı yıllık değerlendirme toplantısına ilişkin haberleri okurken elim kâğıt kaleme gitti. Çağrıştırdıklarını not etmeye başladım: Halkın ekonomisi mat, ama mutlu görünüyor damat... Damat! Bakanın verdiği bunca pembe haberlerle gerçekleri karşılaştırınca matrak bir yazı çıkar! HHH Hani Aziz Nesin yeri geldikçe söylerdi ya, Türkiye’de mizah yazmak için çok çaba harcaman gerekmez, olanı yaz yeter! Berat Bey’in açıklamalarına tam sayfa yer veren gazeteler işlerini o kadar güzel yapmışlar ki; oya gibi işlemişler! İşte en vizyoner başlık: “Çılgın büyüme ve küçülme dönemi kapandı, artık dengeleme zamanı.” “20182019 zor yıllardı, 2020 daha iyi olacak.” Bu başlığı okuyan doğal olarak şöyle düşünür: Demek ki, yıllardır iktidarda başka bir parti, başka bir anlayış vardı. Malum bakan geldi, her şey düzeldi! Gel gör ki, bakan aynı bakan, kendi deyimiyle “çılgınlıkları” yapan kendisi, ama o dönemin kapandığını söyleyen yine kendisi! Bakan müjde veriyor: “Yeni bir paket geliyor!” Okuyunca insana bir gülme geliyor. Son iki yılda açılan paketleri saysak, bakanın makam odasında metrekareye beş paket düşer. Artık paketleri dörde ayırmak gerekiyor: Açılmış paketler, açılmaya hazır paketler, açılması için çalışma yapılan paketler, müstakbel paketler! “Müstakbel”i çıkarabiliriz, “müstakbel damat” gibi duruyor. Ama paket ekonomisinin devam edeceği görülüyor. Açılan paket işe yaramadığı için gözler hemen yenisine çevriliyor! Berat Bey güzel ve uyumlu bir açılım daha yapıyor: “Plaza bankacılığı mı, piyasa bankacılığı mı? Yani sahaya mı ineceğiz yoksa yüksek katlı binalardan gökyüzünü mü süzeceğiz?” Yok, kanal seyredeceğiz! İlahi Berat Bey, bu ikilem de soru mu? Hemen cevabı verelim: Ne plaza ne piyasa bankacılığı, asıl olan peder bankacılığı! Faizi indir indir, bindir bindir! Ee haram da değil! Bakan diyor ki: “Ekonomimiz çok dayanıklı!” Sözün özü doğru, bakan demek istiyor ki: “Fransa’dan İran’a, benzine üç kuruş zam gelse, halk üç koldan sokağa iniyor. Bizde, benzine zam geleceği haberi verilse, halkımız akaryakıt istasyonuna gidip, depoyu dolduruyor. Zamsız doldurdum diye büyük bir mutluluk yaşıyor. Böyle bir ülkede ekonomiyi kim yıkabilir?” Bakan enflasyonla mücadeleyi başarılı buluyor, “2019’da enflasyonu dizginledik” diyor. Dizginlisi buysa, dizginsizinden Allah korusun! Berat Bey’in sevdiği sözlerden biri; devrim. Yapılan reformlar devrim niteliğindeymiş. Bir yasa çıkıyor; devrim niteliğinde! 3 gün sonra yasanın işi daha da bozduğu anlaşılıyor; bir yasayla düzeltiliyor. O da devrim! Devrim benim devrim! HHH Bütün yayın organlarına baktım; ekonominin başındaki kişiye, acaba 130 bin işçiyi ilgilendiren metal işkolundaki toplusözleşme süreci sorulmuş mu, diye. Sorulmamış. Ekonominin nakaratı şu: Banka, faiz, rant, borsa, Ya biri buna takoz korsa! İşin matrak yanlarını bir tarafa koyalım. Bakanın ülke ekonomisine yaptığı en büyük katkı; Kanal İstanbul çevresinden arazi almak. Neden almış? Yabancılar almasın diye? Yabancılara satan kim? Kendi iktidarı! Başka yorum yok! AVUKATLIK RUHSATI VERİLMEYEN GÜRBOSTAN’DAN TEPKİ: Bakanlık açıkça suç işliyor ZEHRA ÖZDİLEK Hakkında hükmün açıklamasının geri bırakılması (HAGB) kararı olduğu için avukatlık ruhsatı verilmeyen Fatoş Gürbostan ile ilişkin Adalet Bakanlığı gerekçeli kararını açıklandı. Kararda Gürbostan’ın “terör örgütü propagandası” suçunu işlediği iddiasıyla hüküm verildiği belirtilerek avukatlığının kanuna aykırı olduğu belirtildi. Gürbostan, “Açıkça anayasa madde 38 masumiyet karinesi ihlal ediliyor. Adalet Bakanlığı kanunu hiçe sayarak açıkça suç işliyor. Koskoca Adalet Bakanlığı’nda görevli hâkimlere HAGB’nin sanık hakkında hüküm oluşturmadığını anlatmaya çalışıyoruz” dedi. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu Fatoş Gürbostan’a hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verildiği için Adalet Bakanlığı tarafından avukatlık ruhsatı verilmiyordu. Bakanlığın gerekçeli kararında Gürbostan’nın avukatlık stajını yaptığı, avukatlık için İstanbul Barosu ve Türkiye Barolar Birliği tarafından uygun görüldüğü belirtildi. Kararda, baro ve TTB kararına karşın Gürbostan’ın “silahlı terör örgü tü propagandası yaptığı” iddiasıyla 10 ay ceza aldığı belirtilerek “Verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmaması ve sanığın belirli bir denetim süresi içinde denetimli serbestliğe tabi tutulması anlamında bulunduğu, genel veya özel af niteliği taşımadığı, mahkemenin söz konusu kararla işten elini çektiği, verilen kararın itiraz kanun yolundan da geçmek suretiyle kesinleştiği, böylece ortada şekli anlamda bir kesin hüküm buluduğu açıktır. Bu durumda adı geçen kişinin baro levhasına avukat olarak yazılmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir” denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle