10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 22 OCAK 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Zenginler ve fakirler K adir Has Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi her yıl “Türkiye Eğilimleri” başlıklı bir saha çalışmasının sonuçlarını kamuoyu ile paylaşıyor. Pazartesi günü gazetemizde, söyleşilerini keyifle okuduğum İpek Özbey’in, proje koordinatörü Prof. Dr. Mustafa Aydın ile bu rapor üzerine verimli bir söyleşisi vardı. Dikkatinizi çekmiştir. Ben de her yıl özellikle bakmaya çalışırım bu rapora. Sosyal, ekonomik ve siyasal açıdan değişimin işaretlerini verir. Bu yılki rapor da hacimli; okudum ve ön açıcı olabileceğini düşündüğüm bazı verileri paylaşmak, yorumlamak isterim. Dikkatimi çeken ilk veri, Türkiye’de bir kutuplaşma olduğunu söyleyenlerin bu kutuplaşmanın eksenine dair algılarındaki değişimle ilgili. Buna göre 2017’de Türkiye’de kutuplaşmanın laikler ve dindarlar arasında olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 52’ydi; bu oran 2019’da yüzde 43.5’e gerilemiş. Buna karşın, “kutuplaşma zenginle fakir arasındadır” diyenler yüzde 9.5’ten yüzde 20.5’e çıkmış. İki katın da üstünde bir artış. Veri bize iktidarın bugüne kadar epey işine gelmiş olan kültürel kutuplaşma ekseninin eskisi kadar geçerli olmadığını, buna karşın ekonomik ve sınıfsal karşıtlığa dair farkındalığın hızla yükselişe geçtiğini anlatıyor. İki yılda büyük dönüşüm. Yaşasın başkanlık sistemi! Raporda yer alan bir diğer veri, “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna verilen yanıtlardaki değişimi sergiliyor. 2017’de “Türkiye’nin en önemli sorunu terördür” diyenlerin oranı yüzde 29’un üstündeydi, 2019’da bu oran yüzde 20’nin altına inmiş. Oysa “asıl sorun hayat pahalılığıdır” diyenlerin oranı yüzde 13.2’den yüzde 18.1’e yükselmiş. Bunu yüzde 16.8 ile “işsizlik” seçeneği izliyor. Yüzde 6.7’lik “ekonomik durgunluk” diyen kesimi de eklediğimizde, ekonomik sorunları birincil görenlerin oranının yüzde 45’e yaklaştığını anlıyoruz. Yani ekonomi ile güvenlik arasındaki temel sorun algılarında ibre ekonomiden yana dönüyor. Önümüzdeki süreçte siyasal gidişatı etkileyebilecek olan da bu dönüşüm. Bölgelere göre sorunlar “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir” sorusuna coğrafi bölgeler hangi yanıtı vermiş, buna bakalım bir de. Marmara ve Ege, “hayat pahalılığı”; Akdeniz, “ekonomik durgunluk”; Doğu ve Güneydoğu “işsizlik”; İç Anadolu ve Karadeniz ise “terör” yanıtını vermiş. Muhalefet partilerinin siyasal ağırlığının olduğu bölgelerde ekonomi, AKP ve MHP ittifakının önde olduğu bölgelerde ise güvenlik konusu birinci sorun olarak görülüyor. Ancak bu tablo, ülkeyi güvenlik kaygılarını canlı tutmaya dayalı bir siyaset tarzıyla yöneterek iktidarda kalmaya çalışan AKP ve MHP ittifakı açısından endişe verici ipuçları barındırıyor. Zira metropollerde iktidarın “güvenlik sorunu” söylemi inandırıcılığını yitiriyor. Muhalefetin ekonomik gündem aracılığıyla kurduğu hegemonyanın tabanı ise giderek genişliyor. İktidarın “ekonomi çok iyi” demesiyle tersine çevrilecek bir tablo değil bu. AKPMHP ittifakı, kırsal nüfusun yoğun olduğu bölgelere sıkışmaya başlamış, bunun dışındaki bölgelerde temel sorunlara çözüm üretmek adına sözü kalmamış bir siyaset tarzını temsil ediyor giderek. Yerel seçimler bunun kanıtıydı; veriler daha da pekiştiriyor. Demek ki son iki yıldaki değişim oldukça anlamlı. Yıllardır kültürel çatışma, dindarlıklaiklik gerilimleri ve güvenlik tehditleri üzerinden kitle desteğini canlı tutmaya çalışan iktidar koalisyonu, şimdi ekonomik sorunlar nedeniyle gündemi yönetmekte ve halkın hayatını iyileştirmekte zorluklar yaşıyor. Sınıfsal sorunlar yeniden yükseliyor; “solsağ bitti, sınıf mı kaldı?” söylemlerinin bu yeni sosyal tabloyu okuyup okuyamadığı ise ayrı bir tartışma konusu. Son olarak vergi sistemine dair soruya verilen yanıta da değineyim. Halkın yüzde 84.5’i vergi sistemini adil bulmadığını belirtmiş. İşin ilginci, tüm partilerin seçmenleri bu konuda geniş bir uzlaşma içinde. AKP seçmeninin yüzde 74.8’i, MHP seçmeninin yüzde 78.4’ü, vergi sisteminin adil olmadığını düşünüyor. Muhalefetin “ekonomi kötü” demenin ötesine geçerek bir vergi sistemi tartışması başlatması için bundan daha birleştirici ve uygun zemin var mı? Öncelikle vergi politikalarındaki adaletsizliklere vurgu yapılmalı; alternatif bir vergi modeli, halka dokunacak örneklerle sunulmalı. İşsizlik, hayat pahalılığı gibi halkın yakından hissettiği her mesele, neredeyse her seçmenin üzerinde uzlaştığı vergi adaletsizliği olgusu üzerinden gündeme getirilebilir. Bu verileri iyi değerlendirmek gerek özetle. BİSAV’a kayyım AKP’li eski Başbakan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kurucuları arasında bulunduğu İstanbul’daki Bilim ve Sanat Vakfı’na (BİSAV) kayyım atandı. Daha önce de vakfa ait İstanbul Şehir Üniversitesi’ne kayyım atanmıştı. Karara tepki gösteren BİSAV Kurucu Başkanı Mustafa Özel, “Bu keyfi tutum yüzlerce yıllık vakıf geleneğimizde büyük bir tahribata yol açabilecek vahim bir adımdır” açıklamasında bulundu. l Haber Merkezi Varlık Fonu raporlarıTürkiye Varlık Fonu’nun her yıl ekim ayında TBMM’de denetlenmesi gerekiyor ama... Meclis’e getirilmiyor Türkiye Varlık Fonu’nun yasaya göre her yıl ekim ayında önceki yıla ilişkin denetiminin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yapılması gerekmesine karşın 2018’e ilişkin denetim raporları hâlâ gelme di. Kurumun, 2016 ve 2017 yılına ilişkin denetimlerinin de zamanından sonra yapılması tartışmalara neden olurken MAHMUT CHP Grup BaşkanvekiLICALI li Özgür Özel, “Erdoğan, Türkiye Varlık Fonu’nun başında kendisi, yönetiminde damadı olduğu için şirketi bir aile şirketi olarak görebilir, ancak bu şirket bir aile şirketi değil” diye tepki gösterdi. Kuruluşundan bu yana bünyesine dahil edilen şirketlerlerle gündeme gelen ve 2018’e ilişkin dene CHP’li Özel, yasal sürenin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen TBMM’ye getirilmeyen rapor için tepki gösterdi. Özel, “Türkiye Varlık Fonu bir aile şirketi değil” dedi. tim raporları yasal süresinin üzerinden 3 ay geçmesine karşın hâlâ TBMM’ye sunulmayan Türkiye Varlık Fonu’nun bünyesinde Ziraat Bankası, Halkbank, Türkiye Petrolleri, BOTAŞ, PTT, TÜRKSAT, Borsa İstanbul, Milli Piyango, TCDD, Türkiye Denizcilik İşletmeleri, Eti Maden, Kayseri Şeker Fabrikası, ÇAYKUR, Türk Hava Yolları, Türk Telekom ve mülkiyeti Hazine’ye ait bazı taşınmazlar bulunuyor. ‘Sanki aile şirketi’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Türkiye Varlık Fonu’nun 2018 yılı denetim raporlarının yasal sürenin üzerinden geçen 3 aya karşın TBMM’ye gelmemesine tepki gösterdi. Özel, “Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Varlık Fonu’nun başında kendisi, yönetiminde damadı olduğu için şirketi bir aile şirketi olarak görebilir ancak bu şirket bir aile şirketi değil. Bu raporun TBMM’ye sunulması gerekiyor. Nasıl bir durumla karşı karşıyayız? Varlık Fonu’nu parlamentonun denetiminden kaçıran, kendi yaptığı kanuna, kendi değiştirdiği anayasaya uymayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Bu iktidar şimdi de kendi çıkardığı Varlık Fo nu Kanunu’nun denetim maddesine uymuyor” değerlendirmesinde bulundu. Varlık Fonu’nun yandaş kurtarma fonuna dönüştüğünü kaydeden Özel, en son İstanbul Finans Merkezi müteahhitlerinin kurtarıldığını ifade etti. Yandaşların kurtarılması için kamu şirketlerinin zararlarının katlandığına işaret eden Özel, fonun denetiminin ortadan kaldırılmasının kabul edilebilir olmadığını belirtti. Özel, “Tüm siyasi partilere ve özellikle AK Parti’ye Varlık Fonu raporunun bir an önce Meclis’e gelmesi ve Plan Bütçe Komisyonu’nda incelenmesi konusunda çağrı yapıyoruz. Parlamento çıkardığı kanuna sahip çıkmalı ve bu gecikmenin hesabını sormalıdır” diye konuştu. l ANKARA KILIÇDAROĞLU, KOMBASSAN MAĞDURLARI İLE BULUŞTU: Kul hakkı ve emek korunmalı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kombassan Holding mağdurlarını TBMM’deki makamında kabul etti. Türkiye ve yurtdışından çok sayıda Kombassan mağdurunun katıldığı görüşmede Kılıçdaroğlu, yurtdışında yaşayan vatandaşların yıllardır büyük bir mağduriyet yaşadığını belirterek kamuoyunda dijital hizmet vergisi olarak bilinen düzenleme içine eklenen bir maddeyle mağduriyetlerin giderilmesinin engellendiğine işaret etti. Kılıçdaroğlu, şunları dile getirdi: “Sadece Kombassan’ı değil Almanya, Fransa ve diğer ülkelerde çalışan, birikim yapan insanların pek çok nedenle, din unsuru kullanılarak ellerinden alınan birikimleri var. Binlerce kişiden alınan paralar var. Bu paralar getirildi Türkiye’ye, pek çok şeyler yapıldı ama sonuçta vatandaşlarımız mağdur oldu. Parlamentoda bununla ilgili komisyonda kuruldu. Ben milletvekili olarak komisyonda görev aldım. Hayatın bir gerçeği var. İnsanların manevi dünyalarını istismar etmek, istismarla para toplayıp o parayla kendi dünyalıklarını yapmak kadar kötü bir şey yoktur. Siz çalışıyorsunuz, emek harcıyorsunuz, bir birikim yapıyorsunuz. Bu birikimi ‘faiz değil kâr payı istiyoruz’ diye yatırıyorsunuz. Kişilerin inancı, dünya görüşü vardır. Biz buna saygılıyız. Ama korunması gereken emektir. Bunun adı kul hakkıdır. Biz hep sahip çıktık. Türkiye’de sahip çıkan, yargı dahil, pek fazla kişi olmadı.” ‘AYM’ye başvurduk’ Söz konusu düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurduklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, “Anayasa Mahkemesi büyük ihtimal iptal edecektir. İstanbul’da 3 tane müteahhit batmasın diye dünyanın parasını verdiler, binlerce insan var, hak mağduru var, alın teri ile kazandıkları paralar var, onların hakkı teslim edilmiyor. Kurtaracaksan bu insanları kurtar, niye onları kurtarıyorsun? AYM kararına göre yeni bir yol haritası belirlemek gerekir. Bunun takipçisi olacağız” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ‘FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI’ TARTIŞMASI ‘Ayrı bir mecraya gerek var mı?’ TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “FETÖ’nün siyasi ayağının” araştırılmasına ilişkin, “Hangi ayakla ilgili olursa olsun bütün mücadele sürecini Emniyet, yargı ekseninde yürütüyoruz. Si Şentop yasi ayak için ayrı bir mecra düşünmeye gerek var mı?” dedi. Meclis’te gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şentop, FETÖ’cüler arasında ayrım yapılmadığını söyleyerek “Siyasi ayakla ilgili de Emniyet ve yargı kurumlarımız yürütüyor. Nitekim bu nunla ilgili yakalananlar, yargılananlar, mahkum olanlar var. Demek ki bunu kendi olağan akışı içinde sürdürmemiz gerekir diye düşünüyorum” dedi. Kurtulmuş Katıldığı bir canlı yayında konuşan AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş da FETÖ’nün siyasi ayağının Meclis Araştırma Komisyonu’nun görevi olmadığını söyleyerek, “Bu mesele Cumhuriyet başsavcılıklarının görevidir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet İBB BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU’NDAN YURTTAŞLARA KANAL İSTANBUL ÇAĞRISI: Herkesi itiraza davet etti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilçe belediyesi ziyaretleri kapsamında dün Zeytinburnu Belediyesi’ne gitti. Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy ile bir araya gelen İmamoğlu, “Bugün, 22’nci belediye ziyaretimizi yapıyoruz. İBB ve Zeytinburnu Belediyesi olarak ortak çalışma alanlarımızı konuşacağız” dedi. Arısoy da ziyaretlerinden dolayı İmamoğlu’na teşekkür ederek, “İnşallah, İBB’den beklentilerimizi konuşma imkânımız olacak. Bundan sonra birlikte yürüteceğimiz işlerle ilgili bir sunum yapma imkânımız olacak” diye konuştu. İmamoğlu, gazetecilerin Kanal İstanbul’la ilgili sorularını da yanıtladı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul’a iliş rar verdiğini defalarca an latıyoruz. Burada bir tek ki şisel faydalar var. Onun dı şında kamuya hiçbir fayda sı yok. Hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Bu, bazen mahkemeye ver mek olacak, bazen itiraz di lekçeleri vermek olacak ki, ayın 30’una kadar ‘planlara itiraz sürecinde’ ben, İstan bul halkını, itiraz etmeye, vakti olan, sürece dair kat İmamoğlu, Zeytinburnu Belediyesi’ni ziyaret etti. kı sunmak isteyen herkesi Şehircilik Bakanlığı’nın İs kin açıklamalarına İmamoğlu, “Muha tanbul temsilciliklerine iti tabım bakanlar değil. Her gün bir baş raz etmeye davet ediyorum” dedi. İma ka bakan ‘kanal uzmanı’ oluyor ama moğlu, açıklamalarının ardından Zey biz, bu işe gerçekten eğiliyoruz. Ger tinburnu’ndaki Kazlıçeşme Kültür çekten bu sürecin ne kadar büyük za Merkezi’ni ziyaret etti. l İç Politika CHP’Lİ ALTAY’DAN ERKEN SEÇİM ÇIKIŞI: Türkiye bu yükü 2023’e kadar taşıyamaz CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. FETÖ’nün siyasi ayağına yönelik tartışmalara değinen Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Yurtta Sulh Konseyi üyeleri konusunda “birbirleriyle sadece göz göze gelmeleri” gerektiğini söyledi. Erdoğan ve Bahçeli’nin, darbe girişimi direkt rejime, milli iradeye ve Meclis’e yönelik olmasına karşın, Meclis’in bu konuya karıştırılmasını istemediklerini kaydeden Altay; Erdoğan ve Bahçeli’nin, FETÖ’nün siyasi uzantı ve merkezlerinin üstünü örtme çabası içerisinde olduklarını kaydetti. Altay, “Siyasi ayak, yargı üzerinden açığa çıkacak olsa çıkardı. Metin İyidil kararında olduğu gibi Sayın Erdoğan’ın talimat vermesine de gerek kalmazdı, çıkardı” diye konuştu. FETÖ’nün TSK içinde örgütlenmesine yönelik zamanında AKP tarafından verilen yasa tekliflerini gösteren Altay, “İşte delil. Çok sayıda albayın emekli edilerek aşağıdan FETÖ’nün tezgâhından geçmişlerin yükselmesi için bir kanun teklifi” diye konuştu. ‘Her şey mümkün’ Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Altay, İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan’ın erken seçime yönelik açıklamasına ilişkin bir soruya karşılık şunları kaydetti: “Türkiye bana göre seçim koşullarındadır. Türkiye’deki ekonomik göstergelere, dış politikada yapılan yanlışlara, milletin geçim derdi konusundaki stırabı ile yenilenen 24 Haziran İstanbul seçim sonuçlarına baktığınızda Erdoğan, 23 Haziran 2018’de milletten aldığı güveni kaybetmiştir. Biz Erdoğan’a seçim dayatması yapmayız. Ama şu mümkün, hani Ali İhsan Yavuz’un İstanbul seçimleriyle ilgili açıklaması vardı, hiçbir şey olmasa da bir şey olur. Türkiye bu yükü 2023’e kadar taşıyamaz. Siyasette de her şey mümkün, hiçbir şey imkânsız değil.” l ANKARA/Cumhuriyet AĞBABA’DAN BAHÇELİ’YE TEPKİ FETÖ ayağı için ortağına baksın CHP Genel Başkan Yardımcısı Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, CHP Malatya İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, FETÖ’nün siyasi ayağının araştırılması ile ilgili açıklamalarına cevap veren Ağbaba, “Bahçeli, FETÖ’nün siyasi ayağını arıyorsa ittifak ortağına bakarak rahatlıkla görebilir. Orada çok sayıda siyasi ayak var” dedi. Erdoğan’ın “AKP’de, MHP’de FETÖ’nün ne işi var; haydi ispatla” sözlerini de sert biçimde eleştiren Ağbaba, “İspatla diyor, ben de ispatlayacağım. FETÖ’nün siyasi ayağının fotoğraflarını göstereceğim” diyerek Erdoğan’ın, AKP’li üst düzey yöneticilerin milletvekillerinin Fethullah Gülen’le birlikte çektirdiği fotoğrafları gösterdi. l MALATYA/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle