13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 17 OCAK 2020 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Siyasi arsızlık Ö  yle bir sanattır ki siyaset... Günlük hayatta çok olağan, normal, rutin, makul hatta meşru sayılabilecek kriterlerin uygulanmasını her zaman beklememek gerekir. Biraz daha esnetilmiş ve sıkça sınırların da zorlandığı bir alandan söz ediyoruz. Daha açık yazayım: Ahlaki sınırları aşmanın olağanlaştığı, ayrı bir “davranış gezegeni”dir. Yalanın, ikiyüzlülüğün, “dün dündür’cülüğün” sık sık da “Ne olmuş yani? Yaptıysam yaptım’cılığın”, tüm aktörlerce artık kabullenildiği bir dokunulmaz evrenidir. Ama bizim ülkemizde yapılan siyasette işin “esneklik sınırları” akıllara durgunluk verici boyutta aşılmıştır. Ben, gelinen noktayı sadece tek bir sözcükle açıklayabiliyorum artık: Arsızlık... Siyasi arsızlık öylesine bir seviyeye ulaştı ki, insanlar artık “Bu kadarı da olamaz be birader!” demekten yorulmuş, “Dur bakalım bundan daha ötesinde ne göreceğiz, ne duyacağız?” noktasına gelmiştir. En çarpıcı iki örneğini, bugünkü siyasi iktidar ve yandaşlarının FETÖ ve Kürt meselesindeki tavırlarında görmekteyiz. ‘Sensin FETÖ’cü’ Tekrarlamaktan dilimizde tüy bitti, ama suratlarına vurmak, kitlelere yorulmadan anlatmak ve tarihe not düşmek adına asla vazgeçmeden söylemeliyiz. Gençlere hatırlatmakta yarar var... Bu ülkede sol hiçbir zaman iktidar olmadı. Zaten sağcılar da böbürlenerek bu gerçeğin altını “gururla” çizerler. On yıllardır tüm sağ iktidarlar ve koalisyonlar devrinde, bilcümle tarikat ve cemaat ve yaklaşık 40 yıldır da bunların en çok “tebarüz” edeni Fethullahçı çete bu ülkede at koşturdu ve maalesef amaçlarına ulaştı. Devleti sinsice bile değil, açık açık ele geçiren ve iktidarı (paylaşmak şöyle dursun) tam anlamıyla fetheden bu alçak paralel teşkilat, mevcut yasal siyasi yapı ile bir şekilde çatışmaya başlayınca iyice deşifre oldu. 15 Temmuz menfur darbe girişiminde hedef gösterilseler ve toplumsal bir “umacı” statüsü kazanmış olsalar da, maalesef yargı sürecinde yaşananlar, bize tam tersini göstermekte. Bugün ülkeyi yöneten kadroların ve arkasındaki zihniyetin, FETÖ ruhunu hiçbir zaman “öldürmekten” yana olmadığı aşikâr. Bununla da kalmıyorlar, yazının başında altını çizdiğim “Siyasi arsızlık”ın doğası gereği, “hem suçlu hem güçlü”yü oynayarak kendilerinden başka herkese bu “FETÖ çamurunu” bulaştırmaktan da geri durmuyorlar. Siyasi ayağın ortaya çıkarılmasından öcü gibi kaçan yönetici tayfası, medyadaki tescilli FETÖ’cüler aracılığı ile, SETA’sı, META’sı, Pelikan’ı, Kuğu’su, Ördeği, Çaylağı, Akbabası ile “Allah’ın bildiğini kuldan saklama” çabasını da iğrenç bir biçimde sürdürüyorlar. ‘Sensin terörist’ İkinci bir örneği de, Kürt meselesinde sergileniyor bu arsızlığın. Uyduruk, karanlık, sahte, sözde ve mide bulandırıcı “Çözüm sürecinde” de görüldüğü üzere, iktidar sahipleri kirli ve karanlık hesaplarla ve o dönem Kürt siyasi hareketinin temsilcilerini de maalesef peşlerine katarak bu topluma bir “Çözüm bulunacağı” yalanını yutturmaya çalıştılar. Tutmadı tabii. Tutamazdı. Sonunda, eli kanlı terör örgütünün hain provokasyon çabalarını da bahane ederek güneydoğunun ve doğunun köylerinin köylülerinin tepesine bomba olup yağdı bu “sahte çözüm tiyatrosu”. Ben diyeyim “Megri Megri” adlı çadır tiyatrosu şovu. Siz oradan (hatırlayın o günleri ve) anlayın. Arsızlık diyorum ya. Sınır tanımayan bir alandır siyasi arsızlık. Bugün kalkıp işlerine gelmeyen hoşlarına gitmeyen herkese FETÖ çamuru bulaştırmak isteyenlerin, bunu yapamadıklarına (ve hatta katmerli pislemek istediklerinde) karşı başvurdukları bir yöntem de “Terör yandaşlığı, terör seviciliği” yaftası iliştirmek. En son örneği, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Devran” adlı kitabının “Okuma Tiyatrosu” biçimindeki temsiline katılanlara reva görülen muamele. Kadir İnanır’dan başlayarak Başak Demirtaş, Dilek İmamoğlu, Selvi Kılıçdaroğlu, Canan Kaftancıoğlu’ndan bir “Terörist PKK’li Çete” yaratacaklar neredeyse. Kendini iktidarın kucağında onursuz birer “fino” haline getirmiş yazarçizer tayfasına ısmarladıkları yazılarla, TV ekranlarında ellerine tutuşturdukları ve telefonlarına attıkları notlar üzerinden yaptırdıkları alçakça propaganda ile adeta bir “Kandil Mahreçli Operasyon” süsü verdiler olaya. Daha, neredeyse üç vakit önce (Haziran 2019) İmralı’dan teröristbaşı Apo’dan ısmarlama mektup, Kandil’den Osman Öcalan röportajı ile vıcık vıcık oy avcılığı yapan kendileri değilmiş gibi, siyasi arsızlığın ansiklopedilerine girecek utanmazlık destanları yazdılar.  İstanbul’da ve Ankara’da çeyrek asır sonra çöken (aslında hemen her seçimde hilelerle tesis ettikleri) dükalıkların yitirilmesinin intikamını almak için başvurdukları ve son dönemde iyice gemi azıya almış görünen “Ne olmuş kazandıysanız? Biz de yönettirmeyiz. Hizmet ettirmeyiz. Deviririz” arsızlığını ise başka bir yazıya bırakıyorum. Ama bunun bir bedeli var hanımlar/beyler. Bu ülke halkı bu arsızlığı cezasız bırakmayacak. 31 Mart ve 23 Haziran geceleri ne olduğunu, ne olduğunuzu, uykularınızın nasıl kaçtığını hatırlayın. Daha beteri bekliyor sizleri. Dediydin dersiniz. Sonra, darılmaca gücenmece yok. Yalakalarınızla, kiralık yalancılarınızla, küstah ve yılışık muktedir gülüşleriyle ekranlara dizdiğiniz ve yavşak sunucuların çanak sorularıyla öttürdüğünüz onursuz ve uğursuz kalemler ve ağızlar yetmiyor bu düzeni sürdürmeye.   Bu kadar arsızlığa daha fazla tahammül etmez bu halk. İlk seçimi büyük bir “iştahla” bekliyor. İyi hazırlanın bence. Çünkü onlar öyle hazırlanıyorlar. Demedi demeyin. Yargıda tahliye savaşıFETÖ’den beraat kararı verilen eski EDOK Komutanı İyidil, yeniden tutuklandı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi’nin 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle ağırlaş tırılmış müebbet hapse mahkum edi len eski Korgeneral Metin İyidil’e bera at kararı verip tahliye etmesi sonrasın da yargıda olağanüstü ge lişmeler yaşandı. Savcının itirazı üzerine 21. Ceza Da iresi, Metin İyidil hakkın ALICAN ULUDAĞ da yakalama kararı çıkardı. Yeniden gözaltına alınan Metin İyidil istinaf ta rafından tutuklandı. İyidil’i kaçırma ya çalıştıkları iddiasıyla gözaltına alı nan İyidil’in kayınbiraderi Limak Hol ding ve TFF Başkanı Nihat Özdemir’in oğlu, gelini ve avukatı akşam serbest bırakıldı. Hâkimler ve Savcılar Kuru lu (HSK) İyidil’e beraat veren 20. Ceza Dairesi’nin başkan ve üyelerini görev den alarak il dışına atadı. Ankara BAM 20. Ceza Dairesi, 14 Ocak’ta yaptığı incelemede 15 Temmuz darbe girişimi nedeniyle dönemin Ka ra Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) Eğitim ve Doktrin Komutanlığı (EDOK) Muha bere ve Muharebe Eğitim Destek Komu tanı Metin İyidil’e verilen ağırlaştırıl mış müebbet hapis cezasını kaldırarak sanığın darbeye teşebbüs ve FETÖ üye liği suçlarını “işlediğinin sabit olmama sı nedeniyle” beraatına hükmetti. Dai re, beraatla birlikte İyidil’in tahliyesi ne karar verdi. Karar üzerine İyidil, 15 Ocak’ı 16 Ocak’a bağlayan gece Sincan Cezaevi’nden tahliye edildi. Savcı itiraz etti Bu arada istinaf savcısı Osman Turan Şahin, 15 Ocak tarihli dilekçesiyle 20. Ceza Dairesi’ne itiraz ederek karar düzeltme talebinde bulundu. Dilekçede, dairenin duruşma açmadan dosya üzerinden inceleme yaparak karar vermesinin hukuka aykırı olduğu, bu nedenle hükmen tutuklu sanığın tahliyesine yönelik kararın da hukuka aykırı olduğu bildirildi. Savcı, sanığın suç işlediğine yönelik kuvvetli şüphe, delilleri karartma ve kaçma şüphesi nedeniyle tahliye kararının itirazen incelenerek kaldırılmasını, aksi durumda dosyanın bir üst daireye gönderilmesini istedi. Daire reddetti 20. Ceza Dairesi, “sanığın, atılı suçla 20. Ceza Dairesi, Metin İyidil’in beraatına ve tahliyesine karar verdi. Yeniden yakalama kararı verilen İyidil tutuklandı. İyidil’i kaçırmaya çalıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan İyidil’in kayınbiraderi Nihat Özdemir’in oğlu, gelini ve avukatı akşam serbest bırakıldı. HSK, beraat kararı verip tahliye eden heyetin başkan ve iki üyesini görevden aldı. ‘DARBEYI ENGELLEMEYE ÇALIŞTIM’ İyidil, savunmasında, 44 yıl dır devlete ve millete hizmet ettiğini belirterek “Mankurt değilim. Darbe gecesi yaptığım tüm faaliyetler darbenin engellenmesine yöneliktir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin dikkatli şekilde incelenmesi halinde bunlar açıkça görülecektir. 20. Ceza Dairesi’nin kararında bunlar detaylı olarak anlatıldı. Darbeye karışmadığım tespit edildi” dedi. Devlete ve millete hep bağlı kaldığını ifade eden İyidil, serbest bırakılmasını istedi. rı işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, somut, kesin ve her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı gerekçesiyle dairemizce verilen beraat kararına bağlı olarak sanığın tahliyesine karar verilmiş olması karşısında hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır” diyerek kararın düzeltilmesine yer olmadığına karar verdi. Daire, dosyayı itirazı değerlendirmesi için 21. Ceza Dairesi’ne gönderdi. 21. Ceza Dairesi, yaptığı inceleme sonucunda Metin İyidil’in tahliye edilmesine yönelik kararın kaldırılmasına ve sanığın tutuklanmasına yönelik yakalama müzekkeresi çıkardı. Kararın gerekçesinde, sanığa isnat edilen darbeye teşebbüs ve örgüt üyeliği suçları, hükmün henüz kesinleşmemiş olması, sanığa isnat edilen suçların gerektirdiği cezalar ile kaçma şüphesi gösterildi. Yakınlarına gözaltı Bunun üzerine polis, İyidil’in evine gitti. Ancak iddiaya göre İyidil bulunamadı. Bu defa polis, İyidil’i yakalamak için çalışma başlattı. İddiaya göre İyidil, kayınbiraderi olan LİMAK Holding’in sahibi Nihat Özdemir’in oğlu Batuhan’ın eşi Aslı Özdemir’in anne babasının yaşadığı evde yakalandı. İyidil’i sakladıkları iddiasıyla Batuhan ve Aslı Özdemir ile İyidil’in avukatı Abdullah Kaya gözaltına alındı. 3 kişi akşam savcılık sorgularının ardından serbest bırakıldı. Avukat Nazmi Tekin, Aslı ve Batuhan Özdemir’in bilgi ve ifadesine başvurulduğunu belirterek “Kamuoyuna yansıyan haberler gerçeği yansıtmamaktadır” açıklamasını yaptı. Önceki gün sabah saatlerinde yakalanan İyidil, Emniyet’teki işlemlerinin ardından tutuklamaya yönelik yakalama kararını çıkaran Ankara İstinaf 21. Ceza Dairesi’ne sevk edildi. Tutuklanan İyidil, cezaevine konuldu. l ANKARA HSK GÖREVDEN ALDI HSK, Metin İyidil’in tahliye edilmesi üzerine dün olağanüstü toplandı. Beraat ve tahliye veren 20. Ceza Dairesi heyeti hakkında inceleme ve soruşturma başlatan kurul, daire başkanı Hulusi Gül, üyeler Hakan Tural ve Alaadtin Akdere’yi görevden alarak, Ankara dışında başka görevlere atadı. HSK tarafından “görevlerinin gereklerine aykırı hareket ettikleri” gerekçesiyle haklarında inceleme başlatılan Hulusi Gül Çorum’a, Daire üyeleri Hakan Tural Eskişehir’e, İsa Karakoç ve Alaadtin Akdere Konya’ya tayin edildi. HSK’nin gerekçe olarak kararın toplumda infial yaratması ve darbe ile mücadelede zafiyet oluşturmasını gösterdiği öğrenildi. Hâkim Albay Hulusi Gül, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından askeri mahkemelerin kapatılması üzerine HSK tarafından istinafa atanmıştı. Meslekten atıldılarCumhuriyet’in duyurduğu ‘FETÖ borsası’ndaki savcılar için meslekten çıkarma kararı SEYHAN AVŞAR Cumhuriyet’in kamuoyuna duyurduğu İstanbul Adliyesi’ndeki “FETÖ borsası”nda açığa alınan Cumhuriyet savcıları Lütfi Karabacak ve İsmet Bozkurt’un HSK 2. Dairesi tarafından meslekten çıkarılmalarına karar verildi. İki savcı 10 Aralık 2019’da HSK tarafından açığa alınmıştı. Daire verdiği kararı HSK Kanunu madde 69’un son fıkrasına dayandırdı. Bu madde ise şu şekilde: “Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmezse bile mesleğin şeref ve onurunu, memuriyet nüfus ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde meslekten çıkarma cezası verilir.” Ayrıca 2. Daire, karar kesinleşinceye kadar iki savcının açıkta kal AVŞAR HAKKINDAKI DAVA DÜŞÜRÜLDÜ ‘FETÖ borsası’nı haberleştirdiği için “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanan gazetemiz yargı muhabiri Seyhan Avşar’ın davası ise dün görüldü. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada hâkim, Avşar hakkında “Kamu görevlisine ha karet” suçundan dava açıldığını ancak davaya konu şikâyetin 25 Mart 2019 tarihinde yapıldığını davanın ise 9 Ekim 2019 tarihinde açıldığını belirtti. Basın Kanunu’na göre 4 aylık dava açma süresinin aşıldığını belirten hâkim davanın düşürülmesine karar verdi. maya devam etmesini de kararlaştırdı. Yargılanıyorlar İstanbul Adliyesi’ndeki “FETÖ borsası”na ilişkin yürütülen soruşturma sonunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, HSK tarafından açığa alınan savcılar İsmet Bozkurt ve Lütfi Karabacak’ın sorumluluklarında ol mayan soruşturmalar hakkında sorgulamalar yaptıkları, edindikleri bilgileri paylaştıkları ve maddi menfaat temin ettikleri iddia ediliyor. Sanık iki savcının, “rüşvet”, “görevi kötüye kullanma”, “nüfuz ticareti”, “göreve ilişkin sırrın açıklanması” ve “gizliliğin ihlali” suçlarından 7 yıl 10 aydan 28 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor. l İSTANBUL Eski başyavere FETÖ’den hapis FETÖ’ye yönelik davada yargılanan eski Cumhurbaşkanlığı Başyave ri Kurmay Albay Be kir Furkan Özdaban’a, “silahlı terör örgütüne üyelik” suçundan 10 yıl hapis cezası verildi. Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde söz alan Özdaban, dar Özdaban be girişiminin ardından KKTC’de görevi ne devam ettiğini belirterek diploma tik pasaportu olmasına rağmen ülke yi terk etmediğini söyledi. 11. Cum hurbaşkanı Abdullah Gül dönemin de başyaverlik yapan Özdaban, Cum hurbaşkanı Erdoğan’ın da kısa süre başyaverliğini yapmıştı. Öte yandan eski Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) üyesi Yaşar Yüce için Yargıtay 9. Dairesi’nce “FE TÖ üyeliği” suçundan 7 yıl 6 ay ha pis cezası verilirken hakkındaki ad li kontrol tedbirlerinin devamına hük medildi. l ANKARA/Cumhuriyet Bilir Miyanyedi Alpaklı Tombul Kaplan Suriye’de 3, Hakkâri’de 2 şehit Suriye’de Barış Pınarı Harekatı bölgesinde bulunan Tel Abyad ilçesi Sulud kasabasında dün saat 16.30 sıralarında bombalı araçla saldırı sonucu 3 asker şehit oldu. Patlamada bir ÖSO komutanının da bulunduğu 5 kişinin daha öldüğü bildirildi. Milli Savunma Bakanlığı’ndan (MSB) yapılan açıklamada, “Barış Pınarı Harekât bölgesinde, 16 Ocak 2020 tarihinde yol kontrolü sırasında meydana gelen bombalı araç saldırısı sonucunda üç kahraman silah arkadaşımız şehit olmuştur” denildi. Saldırıda şehit olan evli ve iki çocuk babası Piyade Binbaşı Şevket Tombul’un acı haberi Eskişehir’de yaşayan ailesine verildi. Haberi alan baba Necdet Tombul fenalaşarak hasta neye kaldırıldı. Aynı saldırıda şehit düşen Piyade Teğmen Sinan Bilir’in (29) acı haberi de Tokat’ta oturan ailesine ulaştı. Şehidin eşi Sibel Bilir , annesi Nevriye Bilir ve kardeşleri büyük üzüntü yaşadı. Şehit Uzman Onbaşı Mustafa Alpaklı’nın acı haberi ise Şanlıurfa’da yaşayan aielesine ulaştı. Anne Aysel Alpaklı gözyaşlarına boğulurken şehidin bir ay önce evlendiği öğrenildi. Hakkâri Çukurca’da atış eğitimi sırasında meydana gelen kazada sözleşmeli er Sait Miyanyedi (25) ile sözleşmeli er Tolga Kaplan (28) şehit oldu, iki asker de yaralandı. Kaplan’ın cenazesi Mersin’e, şehit Miyanyedi’nin ise Zonguldak’a yollandı. l ANKARA/Cumhuriyet Savcıyı FETÖ sanığı için hangi vekil aradı? Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, Kocaeli’de bir kamu kurumunda çaycı olarak çalışan ve FETÖ’den yargılanan kadın için bir milletvekili tarafından arandığını belirterek “Ben baskıya boyun eğmem. Yarın görevden alınabilirim” dedi. Bugün Kocaeli’de yer alan habere göre, 2019 yılına ilişkin bilgilendirme toplantısında konuşan Başsavcı Korkmaz, kamu kurumunda çalışan bir kadının Bank Asya’da iki tane katılım hesabı açtığını öğrendiklerini ve bunun üzerine soruşturmayı genişleterek 34 kişiyle ilgili gözaltı talimatı verdiklerini belirtti. Bir milletvekilinin bu şahıs ile ilgili kendisini aradığını aktaran Korkmaz “Buraya minnetle gelmedim. Yarın görevden alınabilirim. Allah’a şükür ben baskıya boyun eğmem” ifadelerini kullandı. Korkmaz’ın “Vekil Bey” diye hitap etmesinden erkek olduğu anlaşılan o milletvekilinin AKP’li olduğu iddia edildi. l Haber Merkezi Ergenekon savcısı Dalkuş’a tahliye yok FETÖ’ye iltisakı nedeniyle meslekten ihraç edilen Ergenekon davasının savcılarından Mehmet Murat Dalkuş dün “Terör örgütü üyeliği”nden yargılandığı davada hâkim karşısına çıktı. İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Dalkuş, “İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fikret Seçen, ‘Ergenekon davasına bakan savcıların mütalaaya vakit ayırabilmesi için duruşmalara girecek yetkili bir savcıya ihtiyaç var’ diyerek beni Ergenekon’a duruşma savcısı olarak görevlendirdi” dedi. Ergenekon davasına karşı olduğunu iddia eden Dalkuş, “Önyargım olsa ek takipsizlik mi veririm, Ergenekon sanığı Arif Doğan’la mı görüşürüm” dedi. Dalkuş, “Bylock’um, Bank Asya’da hesabım yok. Karartacağım delil yoktur. FETÖ’cülüğü bırakın suçlu değilim” diyerek tahliyesini talep etti. Mahkeme, Dalkuş’un tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle