13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: İLKNUR FİLİZ 517 OCAK 2020 CUMA MAHKEME KAYYIM ATANAN DIYARBAKIR BÜYÜKŞEHIR BELEDIYESI’NE ILIŞKIN 12 GÜNDE 2 AYRI KARAR VERDI Önce durdurma, sonra ‘düzeltme’! Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasına karşı, yürütmenin durdurulması ve işlemin iptali için Ankara 2. İdare Mahkemesi’e dava açtı. Ankara 2. İdare Mahkemesi 18 Aralık’ta dava ile ilgili yürütmenin durdurulması kararını verdi. Alınan karar 8 Ocak’ta Diyarbakır Barosu’na tebliğ edildi. Aynı Mahkeme, 20 Aralık’ta bu kez, “Yanlışlığın düzeltilmesi” başlığı ile yeni bir karar aldı. Düzeltme yazısında, “Davalı idare tarafından dava konusu işlemin Diyarba kır Büyükşehir Belediyesi’ne başkan vekili atanması istemine ilişkin olduğu ancak anılan kararın hüküm fıkrasının işyeri kapatılmasına ilişkin olduğu belirtilerek yanlışlığın düzeltilmesi istenilmesi üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun’un 30. maddesi uyarınca dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü;… bu durumda davalı idarenin mahkememizin 18.12.2019 günlü yürütmeyi durdurma kararının davacı iddiaları sonucuna dair yanlışlığın düzeltilmesi isteminin kabulüne... 30.12.2019 tarihinde oybir liğiyle karar verildi” denildi. Aydın: Bu bir skandal Mahkemenin 12 gün ara ile aldığı kararı iptal etmesini değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, karar metinlerini sosyal medyada, “Skandala bakın. Ankara 2 .İdare Mahkemesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanması kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için açtığımız davada yürütmenin durdurulması kararı vermiş. Sonra yanlış karar verdik diye kara rını geri almış. Yorumu kamuoyuna ait” mesajı ile paylaştı. Aydın, düzeltmelerin maddi hataların yani yazım yanlışlarının düzeltilmesiyle olacağını, mahkeme kararının değiştirilemeyeceğini belirterek “Mahkemenin verdiği ikinci karar hukuksuzdur. Zaten bakanlık itirazı da ‘hüküm fıkrasındaki işyeri kapatma’ kısmının düzeltilmesini talep etmiş. Bu durumda mahkemenin yapması gereken hüküm fıkrasındaki yazım hatasını düzeltip kararın geri kalan kısmına dokunmaması gerekirdi” diye konuştu. l Haber Merkezi Saray’da kiralık salonCHP’li Tanal, kira bedelinin nereye harcandığını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay’a sordu DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ Mızraklı’yla fotoğrafa Erdoğan, katlanan işsizliği, kadın cinayetlerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Milletin Evi” olarak adlandırdığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda kiralık salon olduğu ortaya çıktı. Saray’da yer alan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi salonunun, kurumlara sosyal ve kültürel etkin soruşturma maddi sıkıntı intiharlarını unuttu lik için kiraya verildiği öğrenildi. Konuyu Cumhurbaşkanı Yar dımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önerge Dokuz Eylül Üniversitesi’nde (DEÜ) yerine kayyıma tanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’yla fotoğraf çektirip kayyımları eleştiren öğrencilere soruşturma açıldı. Öğrencilerden birine, daha sonra Rektör Nükhet Hotar’ı eleştirdiği için uzaklaştırma cezası verildi. İzmir’de 7 Eylül 2019’da düzenlenen “Yerel Yönetimler, Kriz ve Çıkışlar” başlıklı panele, siyle Meclis’e taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nin saatlik, günlük, haftalık kira bedelinin ne kadar olduğunu sordu. Beştepe Millet Kongre ve Kül İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç So tür Merkezi’nden yer ile Selçuk Mızraklı katılmıştı. Panel sonrası, öğrencilerden Serenay Sevimli, Mızraklı’yla toplu çektikleri fotoğrafı sosyal medyada hesaplarından “Kayyımlar gidecek” yazısıyla Tozpembe 2019 tablosu elde edilen kira be dellerinin hangi Mahmut Tanal hesapta toplandığı na ilişkin bilgi talep eden Tanal, paylaşmış, DEÜ yönetimi de 26 Eylül’de, fotoğraftaki öğrenciler hakkında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) soruşturma başlatmıştı. 6 Aralık’ta tamamlanan soruşturma sonucunda ise “YÖK Öğrenci Disiplin Yönetmeliği kapsamında değerlendirme yapılamadığından” öğrencilere herhangi bir ceza da verilmedi. ‘Hotar’ soruşturması Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) 9 Ekim’de Suriye’ye yönelik başlattığı harekâta, DEÜ tarafından, AKP’li eski milletvekili olan Rektör Nükhet Hotar’ın imzasıyla yapılan açıklamada destek verilmişti. Hotar’ın bu paylaşımını alıntılayan Sevimli ise sosyal medyadan“Nükhet Hanım’ı niye bakan falan yapmadınız? Üniversite dışında her işe bakıyor mübarek, harcanıyor buralarda” şeklinde bir paylaşım yaptı. Bu paylaşım dolayısıyla Sevimli hakkında “Rektör Hotar’ın şeref ve haysiyetini zedelediği” gerekçesiyle 15 gün uzaklaştırma cezası verildi. l Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, işsizliğin katlandığı, ailelerin topluca intihar ettiği, yüzlerce kadının öldürüldüğü, üniversite öğrencilerinin maddi sıkıntılar nedeniyle intihar ettiği, yüzlerce şirketin iflas noktasına geldiği 2019 yılı için Saray’da düzenlenen toplantıda “2019 yılını yeniden yükseliş yılı haline dönüştürdük” dedi. Erdoğan, eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın kitabından uyarlanan Devran isimli oyunu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu ve Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş birlikte izlemesine tepki göstererek “Bir de bakıyorsunuz ki ana muhalefetin başı ve heyeti yanında yine o partiyle birlikte bir teröristin yazmış olduğu kitabın sahnelendiği tiyatroda tiyatro izliyorlar. Ülkemizin nereden nereye, kimler vasıtasıyla, nasıl geldiğini göstermesi bakı mından bu çok enteresandır” dedi. İnfaz düzenlemesini de içeren ikinci yargı paketinin hazırlıklarının tamamlandığını birkaç hafta içinde Meclis gündemine geleceğini söyleyen Erdoğan, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın İstanbul şubesinin açılacağını ve Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nın da yakında faaliyete geçirileceğini ifade etti. Erdoğan Kanal İstanbul’a ilişkin de “Bu proje bir anda ortaya çıkmış da değildir. Bu kanal, Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan beri savunduğumuz, 2011 yılında da milletimize sunduğumuz, taahhüt ettiğimiz bir projedir. İnşa maliyeti 75 milyar lira olarak hesaplanan Kanal İstanbul bünyesinde 2 liman, 1 yat limanı, 1 lojistik merkezi, 7 köprü, 2 demir yolu hattı, 2 hafif raylı sistem hattı ve 500 bin kişilik konut alanları burada yer alacak. Projenin finansmanında ve inşasında herhangi bir sorun yaşanmayacaktır” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet bu gelirlerin nerelere harcandığına ilişkin bilgi talep etti. ‘Gençler düğün yapsın’ Tanal, “Madem Cumhurbaşkanı, gençlerin evde kalmasına çok üzülüyor ve kızıyor, kendisine bir önerim var. Düğün salonu fiyatları cep yakıyor. Gençlerimizin düğün ve nişan merasimleri, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılsın. Gençlerden de salon kirası almayıversinler. Evlenmek isteyenlere, kendi ifadesiyle evde kalmış gençlere bir katkı olsun” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın “En az 3 çocuk yapın” açıklamasını da anımsatan Tanal “Madem sünnet düğünü törenleri de masraflı, çocukların sünnet düğünlerini de Beştepe’nin salonlarında yapalım” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet BİNALİ YILDIRIM’IN YEĞENİ Sosyal medyadan ayaklanma çağrısı AKP’li Binali Yıldırım’ın yeğeni olduğu iddia edilen Ömer Önder Haberdar’ın İYİ Parti lideri Akşener parlamenter sisteme dönüş istedi, Putin’i örnek gösterdi ‘Türkiye’ye nefes aldırır’ sosyal medya hesabından ayaklanma çağrısı yaptığı ortaya çıktı. Haberdar hakkında, “Anayasal kamu düzenine karşı ayaklanma/darbe hazırlığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu. Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Haberdar’ın, “Hep birlikte ayaklandığımız vakit, yer yerinden oynayacak. Hazırlanıyoruz derinde, kimse kalmayacak şu anki yerinde...” ifadelerini kullandığı görüldü. Nuri Başkapan isimli yurttaş, Türk Hava Yolları’nda müfettiş olduğu da iddia edilen Milli Birlik Cemiyeti Kurucu Genel Başkanı Haberdar hakkında “Anayasal kamu düzenine karşı ayaklanma / darbe hazırlığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. l İç Politika İYİParti Genel Başkanı Meral Akşener, “iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin Türkiye’ye nefes aldıracağını” belirterek “Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni taşıyamadığını” vurguladı. Akşener, partisince, Hilton Garden Inn’de düzenlenen “Enerjide Türkiye’nin Yönü” paneli öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ülkesinde yeniden parlamenter sisteme geçileceğini söylemesini nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna Akşener, “Türkiye’de de İYİ Parti’nin 4 aydır iyileştirilmiş, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin Türkiye’ye nefes aldıracağını savunduğunu” anımsattı. Akşener, “20. yüzyılın değerlerine, gençlerin taleplerine uygun bir bakış açısıyla yeniden demokrasi nin, hukukun üstünlüğünün ve kuvvetler ayrılığının tesis edileceği bir yöntem öneriyoruz” dedi. Türkiye’nin, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini taşıyamadığını söyleyen Akşener, “Türkiye’de hukukun üstünlüğü, adalet ve güven ortamının olmaması nedeniyle yerli ve yabancıların yatırım yapmadığını” belirtti. Akşener, Putin’in parlamenter sisteme geçiş isteğini çağın ihtiyacı olarak nitelendirerek “Rusya bu konuda böyle bir adım attığına göre demek ki çağın ihtiyaçları bu yönde. Sayın Putin ile Sayın Erdoğan’ın da kankalığını bildiğimize göre, umarım birbirlerini etkilerler. Türkiye de nefes alır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Valla ‘oh ne âlâ’ Sistemin devamlılığını umursamadan... Sadece kendi keyifleri için çocuk doğurmayanların rahat hayatıyla; Sistemin devamlılığı için... Kendini, çocuk uğruna, madden ve manen helak edenlerin hayat kalitesini mukayese eden; Ve neticesinde kazancı iyi olan çocuksuz insanlara, çocuklu insanlardan daha fazla vergi zorunluluğu getirme önerisini sunan; Çocuk doğurmayarak soylarını sürdürmemeyi göze alan insanları... Çocuk doğurmaya zorlayarak soylarını sürdürmeye zorlamanın nasıl bir soykırım olduğunu düşünmeyen gazeteci Mevlüt Tezer’in restini görelim; Ve artıralım. Bu suç sadece devlet tarafından vergiyle değil; Başka kurumlar ve oluşumlar tarafından daha büyük yaptırımlarla da cezalandırılsın. Misal; Çocuğa hamile kalındığı anda elini ailenin cebine atan özel sağlık sektörü, çocuk yapmayanları katrana bulasın. Anaokulundan üniversiteye kadar para basan özel okullar katranın üzerine kuş tüyü bocalasın. Çocukları gece gündüz şehrin bir ucundan öbür ucuna fahiş fiyatlara taşıyan okul servis şoförleri arabaları çocuk doğurmayanların üzerine üzerine sürsün. Çocuk odası yapan mobilyacılar, çocuk kıyafeti satan tekstilciler uzaktan zehirli oklarla vursun hepsini. Oyuncakçılar yollarına mayın döşesin. Yaz okulları, piyano, sörf, bale, yüzme hocaları evlerine bombalar atsın. Çocuk havuzlu tatil köyleri adam tutup dövdürtsün hepsini. Şekerlemeciler, dondurmacılar, pizzacılar yüzlerine yüzlerine tükürsün. Her tartışmada çocuklarına “Sen de anne baba olunca anlarsın” diyen ebeveynler onları eşek sudan gelinceye kadar pataklasın. Çünkü bu, hali vakti yerinde olduğu halde çocuk yapmayan insanlar sadece egoist değiller. Aynı zamanda; Memlekete faydalı olmanın tek yolunun üremek olduğunu düşünemeyecek... Memlekete hatta dünyaya faydayı bambaşka alanlarda arayacak kadar tehlikeliler. İnsanlığın, kendi yapacakları çocuğa ihtiyacı olma minik olasılığına tüm varlıklarını kurban vermeyecek kadar kötücüller. Tıkır tıkır işleyen mevcut çarklara çomak sokacak kadar hainler. Kendilerine gıpta edenleri yoldan çıkarabilecek kadar zehirliler. Dünya nüfusunun kendileri yüzünden azalmasını umursamıyorlar. Hatta bu felaketten medet umuyorlar. Bilinçli ve kontrollü bir çoğalma stratejisiyle azalacak olan dünya nüfusu yüzünden artık eskisi kadar kıymeti harbiyesi kalmayacak olan savaşların dünya ekonomisini ne hale getireceğini düşünmüyorlar. Daha az insanın yaşayacağı bir dünyada daha insani sistemlerin kurulmasının, daha adil bir eğitim ve sağlık politikasının inşa edilmesinin, daha uygar bir paylaşım modelinin var edilmesinin olasılığının, genel tüketim ekonomisi açısından bedelini hesaplamıyorlar. Besinlerin ve suların herkese yeter hale gelmesine yol açmanın tehlikelerini göremiyorlar. İnsanın kendine değer vermesi ve özgür iradesine sahip çıkması her halükârda küstahlıktır. Ve çoğalma ya da çoğalmama tercihini bilinçli olarak kullananlar... Yani kasten çocuk doğurmayanlar... Kapitalizmin de faşizmin de pabucunu dama atacak yeni bir düzenin bilinçli şeytanıdır. Görüldükleri yerde... taşlana! BASIN MESLEK ÖRGÜTLERINDEN MISIR’A TEPKI ELAZIĞ’DA CUMHUR İTTİFAKI ÇATLAĞI Balcı serbest bırakıldı 5 MHP’li üye istifa etti Mısır polisinin önceki gün Anadolu Ajansı (AA) Kahire ofisine yaptığı baskında gözaltına alınan 4 AA çalışanından Türk vatandaşı Hilmi Balcı, dün akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Basın meslek örgütleri AA ofisine yapılan baskını kınadı. AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, “Gözaltına alınan 4 çalışanımızdan Hilmi Balcı serbest bırakıldı. Diğerlerinin de kefaletle salıverilmesini bekliyoruz” dedi. Mısır makamlarının baskın zaptının “Anadolu Ajansı Kahire Ofisi” değil “terör örgütü hücre evi” olarak tutulduğunu ve “İhvancı terörist gazeteciler”in gözaltına alındığı ifadesiyle Mısır basınına sızdırıldığını belirten Kazancı, ofiste bulunan gaz maskelerine ilişkin “Bunları bir terör örgütünün illegal bir faaliyetinin par çasıymış gibi göstermek akılla bağdaşır mı?” ifadelerini kullandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, AA Kahire ofisine yapılan baskını kınayarak AA çalışanlarının serbest bırakılması çağrısı yaptı. Basın Konseyi de “Mısır polisi hiçbir gerekçe göstermeden, görev yapan Türk basın kuruluşuna yönelik düşmanca tavır sergilemiştir. Bu, basın özgürlüğüne açıkça saldırıdır” açıklaması yaptı. Türkiye Gazeteciler Federasyonu ise gözaltı kararını “demokrasiden uzak basın özgürlüğüne yönelik bir tacizdir” şeklinde nitelendirdi. Mısır’ın, baskına ilişkin Kahire’deki Türkiye Maslahatgüzarı’nı Dışişleri Bakanlığı’na çağırdığı bildirildi. Mısır İçişleri Bakanlığı, AA’yı “yalan haberleri yaymaktan” suçlamıştı. l Haber Merkezi Elazığ’da Cumhur İttifakı’nı hedef alan söylemleri nedeniyle partisi tarafından kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edilen MHP Palu İl Genel Meclis üyesi Haşim Karaçimşit ve Palu Belediyesi’nin 4 MHP’li meclis üyesi istifa etti. İl Genel Meclisi toplantısında Sosyal Yardımlaşma Vakfı Fonu üyeliği için yapılan seçimlerde, vakıf üyeliğine iki AKP’li ismin seçilmesine tepki göstererek Cumhur İttifakı’nı hedef alan söylemlerde bulunan MHP Palu İl Genel Meclis üyesi Haşim Karacimşit, partisi tarafından sevk edildiği disiplin sürecinin tamamlanmasını beklemeden istifa etti. İl genel meclisi üyesi Karaçimşit ile birlikte Palu Belediyesi’nin 4 MHP’li üyesi de istifasını verdi. Ka raçimşit, istifalara ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “31 Mart yerel seçimlerinde MHP’nin kazandığı bir seçimde pozisyon alamadığımız için Palu Belediyesi’ni de AKP’ye kaptırmıştık. O gün teşkilat olarak seçim sonuçlarını hakkıyla takip edip üzerinde durmuş olsaydık bugün Palu Belediyesi siyaseten bizim olacaktı. Dolayısıyla sıkıntıları haklı olarak meclis kürsüsünden dile getirdiğimiz için medyada kesin ihraç talebiyle disipline verildiğimiz haberini aldık. Kendi meclis üyelerini ihraç etmek isteyen bir partide disiplin kurulunun kararını beklemek her şeyden önce bize oy veren seçmenlere saygısızlık olduğu için MHP’den istifa ettiğimizi duyuruyoruz.” l İç Politika VEFAT İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi (20102014) TTB Yüksek Onur Kurulu Üyesi (20162020) Meslek örgütümüzün 30 yıllık aktivisti, emekçisi DOKTOR ALI ÖZYURT Mücadelen, umudun, heyecanın, enerjin bize her daim yol gösterecek. 1963 ... Unutulmayacaksın… Sevgili arkadaşımız Dr. Ali Özyurt için 17 Ocak 2020 Cuma (bugün) saat: 12.30’da İstanbul Tabip Odası (Cağaloğlu binası) önünde tören düzenlenecek, aynı gün Gaziosmanpaşa Merkez Camii’nde kılınacak ikindi namazını takiben, 500 Evler Mezarlığı’nda (Metris Cezaevi karşısı) sonsuzluğa uğurlanacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle