12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 14 OCAK 2020 SALI EDİTÖR: CAFER KURT HABER Ey Nobel Komitesi, niye Trump’ın hakkını yediniz? (!) Trump, Nobel Barış Ödülü’nün Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed Ali’ye verilmesine çok bozulmuş, “Ödül benim hakkımdı!” demiş.  Politikacıların gerçeklikten kopuşu karşısında bir kez daha afalladım. Kimdir Trump? Amerika’da göçmen krizini derinleştiren, insanları kökenlerine, dinlerine ve sınıflarına göre ayrıştıran,  Kadınları aşağılayan, Kendisini eleştiren medyayı “Fake News” (sahte haber) diyerek itibarsızlaştırmaya çalışan, Uluslararası kuralları yerle bir ederek kabadayılık diplomasisi uygulayan, “İranlı general Kasım Süleymani benim talimatımla öldürüldü” diyen bir politikacı... ABD Başkanı olduğundan bu yana hem kendi ülkesinde hem de dünyada sadece düşmanlığı artırdı.  İzlediği kutuplaştırma politikası yüzünden siyah ölümlerinin oranını yükseltti.  Amerikan toplumunun derinliklerinde var olan ve belki bir süreliğine üstü örtülü tutulan ırkçı hücreleri açığa çıkardı. Ve bu kişi, sanki bunları hiç o yapmamış gibi, Nobel Barış Ödülü’nü kendisinin alması gerektiğini söyleyebiliyor... Gerçeklik sonrası dünyada gerçeklerden kopuş “Posttruth” yani “gerçeklik sonrası” denilen döneme uygun bir olay bu... Nesnel gerçeklerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel görüşlerden daha az etkili olması durumunu tanımlıyor bu ifade. Gerçeklik sonrası dünyada, insanlar artık nesnel gerçeklikten kopmuş, somut veriler ve bilim önemini yitirmiş; politika da buna uygun olarak kişisel duygu ve düşüncelerin manipülasyonuyla belirlenir olmuştur.   Trump da, sanal dünya Twitter’daki salvolarıyla, bu dönemin ana aktörlerinden biridir. Söyledikleri ya da yazdıkları bizi afallatsa bile kendi söylediğine inandığına hiç şüphe yok.  Savaşı savunarak barış ödülü almak... Konunun bir başka yönü daha var. Obama’ya Nobel Barış Ödülü verildiğini hatırlarsak, Trump’ın kendisini aynı ödüle layık görmesi, çok tuhaf değil belki de... “Obama ile Trump bir olur mu!” diye tepki gösterenler olabileceğini tahmin ediyorum. Özellikle Demokratik Partili Amerikalıların buna şiddetle karşı çıkacağından eminim.  Obama, insanları kökenlerine, dinlerine ve sınıflarına göre ayrıştırmadı, kadınları aşağılamadı, kendisini eleştiren medyayı itibarsızlaştırmaya çalışmadı. Doğru. Ancak Amerika’nın dışında da bir dünya var ve orada yaptıklarıyla savaşları tırmandırdı. ABD askerlerini Irak’tan çekerken Afganistan’daki yığılmayı artırdı.  Pakistan, Yemen, Libya, Somali ve Suriye’de insansız savaş uçaklarının kullanımına onay vererek sivil ölümlerini artıran da Obama... 11 yıl önce bu hafta, Obama, ABD Başkanı olalı henüz dokuz ay dolmamıştı. Üstelik o sırada Afganistan’a 30 bin Amerikan askeri daha gönderme kararı vermişti. Nobel Ödülü’nü o sırada iki ayrı savaşta ordunun lideri konumundayken aldı.  Emperyalist emeller ve sivil ölümleri Ödülü alırken yaptığı konuşmayı hiç unutmuyorum. “Savaştayız ve ben binlerce genç Amerikalının uzak bölgelerde savaşmak için gönderilmesinden sorumluyum. Bazıları öldürecek, bazıları ölecek” demiş, savaşı savunmuştu.   Savunduğu savaş, ABD’nin Ortadoğu ve Afrika’daki emperyalist emelleri için yaratıp büyüttüğü El Kaide/Taliban/IŞİD örgütleri ile yürüttüğü savaştı... İnsansız savaş uçaklarıyla sivil ölümlerini kat kat artıran ve iki ayrı yerde emperyalist savaşı yürüten bir Başkan’a Nobel Barış Ödülü veriliyorsa, Trump da bugün kendini aynı ödüle layık görür! Kavramların içinin boşaldığı bu sahte dünyada, o da törene katılır ve siviller öldürülürken dünyaya nasıl barış getireceğini anlatır!  Nobel Komitesi ve “özgürlükçü” Batı da alkışlar! Ali Tezel’e gözaltı Sosyal güvenlik uzmanı ve yazar Ali Tezel dün sabah saatlerinde gözaltına alındı. Tezel gözaltına alındığını Twitter üzerinden “Gözaltına alınıyorum sebebini bilmiyorum” açıklaması ile duyurdu. Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülen Tezel’in İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtildi. Hakkında FETÖ bağlantısına dair ifade bulunduğu öne sürülen Ali Tezel’in gözaltı gerekçesinde Twitter’dan attığı mesajlarla FETÖ’ye destek verdiği iddialarının da bulunduğu öğrenildi. Tezel, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Sosyal medyadan paylaşım yapan Tezel, “Şu an bürodayım. Serbest bırakıldım. Nazik Davranışları sebebiyle TEM polislerine teşekkür ediyorum” şeklinde yazdı. l İSTANBUL Delil ‘yüzlerce haber’Mahkeme, Sözcü gazetesi davasında verilen cezaların gerekçeli kararını açıkladı Yazar Necati Doğru’nun köşe yazılarından örnekler verilen gerekçeli kararda, haberler ve yazıların FETÖ’nün algı operasyonuna hizmet ettiği ileri sürüldü. Örgüt üyelerinin yazıları sosyal medyadan paylaşması da delil sayıldı. Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay, yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile genel yayın yönetme de hakkında kısıtlama kararı bulunmasına karşın MİT’e ait tırların durdurulmasına ilişkin görüntüler yayımlama ni Metin Yılmaz’ın da aralarında bulun sının “FETO¨’nün olus¸turmak istedigˆi duğu 9 sanığın yargılandığı ve hükme Türkiye’yi tero¨r o¨rgu¨tlerine silah yardı bağlanan davanın gerekçeli kararı açık mı yapıyor” algısına hizmet eder nite landı. Gerekçeli kararda, davaya konu likte oldugˆu belirtildi. haber kupürleri ve konulara yer verildi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, ‘Naylon darbe’ 27 Aralık 2019 tarihinde davaya ilişkin Gerekçeli kararda, FETO¨’nu¨n med verdiği kısa kararın gerekçesini yaz ya yapılanması ile ilgili hazırla ma işlemini tamamladı. Mahkeme he nan raporda, medya yapılanmasının yetince hazırlanan 165 sayfalık gerek amac¸larından birinin de “Devletin, çeli kararda, iddianame, savcılık müta u¨lkenin gelecegˆini ilgilendiren milli ko laası, tanık beyanları, sanık savunma nularda tersine algı yapmak” oldugˆuna ları, gazete kupürleri, FETO¨/PDY’nin si işaret edilerek, “Sözcü gazetesinde ya lahlı tero¨r o¨rgu¨tu¨ne ilişkin bilgiler, de pılan bu tu¨r haberlerin de amacı bu lillerin değerlendirilmesi, sanıkların dur” iddiasında bulunuldu. Necati hukuki durumu ile kısa karar yer al Doğru’nun 17 Temmuz 2016 tarihin dı. Davaya konu haber kupürlerine ve de gazetede yayımlanan “Naylon dar konularına yer verilen gerekçeli karar be!” bas¸lıklı yazısının da “o¨rgu¨tsel al da, gazetenin 30 Mayıs 2015 tarihin gıyı yayma hedefine hizmet ettiği” id dia edildi. Yazının sosyal medya üzerinden FETÖ örgütü üyelerince “retweet” edilmesi de delil sayıldı. Kararda, MİT tırlarının durdurulması dışında “1725 Aralık operasyonu” da sayılırken “yüzlerce haber” ifadesinin kullanılması dikkat çekti. Gerekçeli kararda, “Sözcü gazetesi, yapmıs¸ oldugˆu bu haberlerle o¨rgu¨tu¨n emellerinin degˆis¸ik kitlelere ulas¸masına yardım etmis¸tir. 15 Temmuz darbe giris¸imden sonra aynı s¸ekilde o¨rgu¨tu¨n algı faaliyetlerinin toplumun farklı kesimlerine yayılmasına c¸abalamıs¸tır” denildi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 27 Aralık 2019 tarihinde yazarlar Emin Çölaşan’a ve Necati Doğru’ya 3 yıl 6 ay 15 gün, genel yayın yönetmeni Metin Yılmaz’a 3 yıl 4 ay, internet sitesi yayın yönetmeni Mustafa Çetin’e 3 yıl 4 ay, haber koordinatörü Yücel Arı’ya 2 yıl 1 ay, Gökmen Ulu’ya 2 yıl 1 ay, muhasebe görevlisi Yonca Yücekaleli’ye 2 yıl 1 ay hapis cezası verdi. Gazetenin sahibi Burak Akbay’ın dosyası ise ayrıldı. Eski çalışanlardan Mediha Olgun’un ise beraatına hükmedildi. l Haber Merkezi GAZILERDEN EYLEM ÇAĞRISI 15Temmuz gazi ve şehit yakınları, darbe girişimi sonrası toplanan 300 milyon TL’den fazla bağış parasının kendilerine ödenmemesini protesto etmek için eylem çağrısı yaptı. FETÖ’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası başlatılan bağış kampanyasında toplanan 300 milyon liradan fazla paranın aradan yıllar geçmesine rağmen şehit yakınları ve gazilere dağıtılmaması protesto edilecek. Kahramankazan Gaziler ve Şehit Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Emre Baloğlu sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 23 ve 24 Ocak tarihlerinde 15 Temmuz gazilerinin sokağa çıkıp eylemde bulunacağını vurgulayarak, “Gazilerin meydanlara inmesi için kararlar alındı, gümbür gümbür geliyoruz” dedi. Eylem çağrısına onlarca yurttaş katılım için destek verdi. l Haber Merkezi Sultangazi Mahallesi’nde gözaltına alınan Taylan Gültekin ve Deniz Aydın hastaneden rapor aldı Karakolda işkence iddiası Gülistan Doku GÜLISTAN SAĞ BULUNSUN MEHMET KIZMAZ Tunceli’de, 10 gündür kayıp olan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’nun (21) ailesi, Tunceli Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku, tek isteklerinin, kardeşinin sağ bulunması olduğunu dile getirdi. Ayşegül Doku, “Şimdiye kadar Dinar Köprüsü’nde ona ait olduğu iddia edilen makas ve saat 16.26’da Gülistan ile arkadaşı Zaynar Abarakov ile yapılan 4 saniyelik arama dışında elimizde bizi sonuca götürecek delil bulunmamaktadır” dedi. Gülistan Doku’nun bulunması ve olayın örtbas edilme şüphesine karşı Gülistan’ın arkadaşları önceki gece üniversite yurdunda eylem yaptı. Tunceli Baro Başkanı Kenan Çetin de savcılığa 1015 soru sorduklarını ve cevap beklediklerini söyledi. Gülistan Doku’nun dayısı Mehmet Kan da, “Dinar Köprüsü’nde çalışma yürüten yetkililer, en azından çalışma yürüttükleri noktada Gülistan’ın yüzde 95 suda olmadığını söylüyor. Zayinal Abarakov’ın ailesinin verdiği ifadelerde çelişki olduğunu öğrendik. Neyi gizlemeye çalışıyorlar” diye sordu. Bu arada Gülistan Doku’nun bulunması için sürdürülen aramalar, polis özel harekât ekiplerinin de katılmasıyla genişletildi. Askerdeyken öldürülen Balıkçı davasında Ağaoğlu 16 yıl 8 ay ceza aldı 9 yıl sonra gelen tutuklama Askerlik görevini yaparken öldürülen Sevag Balıkçı davasının dün görülen duruşmasında karar çıktı. Sanık Kıvanç Ağaoğlu, “olası kastla öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası aldı ve tutuklandı. Balıkçı 24 Nisan 2011’de, Bat man Kozluk’ta Ağaoğlu’nun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti. Balıkçı’nın ölümüyle ilgili 2011’de hazırlanan iddianamede, silahın kendiliğinden ateş almasına neden olabilecek bir arızasının olmadığı ve yapılan testler sonucu tüfeğin ken ÖZGÜR GÜNDEM DAVASINDA SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI Yazar ve gazetecilere ağır ceza istemi SEYHAN AVŞAR Kapatılan Özgür Gündem gazetesi davasında yazar Aslı Erdoğan’a 9 yıla kadar, İHD Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin için ise 15 yıla kadar hapis cezası istendi. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tutuksuz sanıklar dilbilimci Necmiye Alpay ve Eren Keskin ile avukatları katıldı. Duruşmada, savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, yazar Aslı Erdoğan ile eski Özgür Gündem Gazetesi genelyayın yönetmeni Zana Bilir Kaya’nın “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl 9 aydan 9 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Bir dönem gazetenin Genel Yayın Yönetmeni olan Eren Kes kin ile eski genel yayın yönetmeni İnan Kızılkaya ve imtiyaz sahibi Kemal Sancılı hakkında ise “Silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istendi. Necmiye Alpay’ın ve Bilge Aykut’un üzerlerine atılı tüm suçlardan beraat etmesi istenen mütalaada savcı savunması alınmayan sanıklar Filiz Koçali ve Ragıp Zarakolu’nun dosyalarının ise ayrılması istendi. Necmiye Alpay’ın ise beraatına karar verilmesi talep edildi. Mütalaanın ardından söz alan Eren Keskin, iddia makamı tarafından, silahlı örgüt üyesi olarak adlandırıldığını belirterek, “Bu bir süredir uygulanan düşman hukuku. Ben insan hakları savunucusuyum. 30 yıldır insan hakları mücadelesi verdim” dedi. Duruşma ek savunmaların alınması için ertelendi. l İSTANBUL diliğinden patlamadığı yönündeki tespitlere dikkat çekilerek Ağaoğlu hakkında bilinçli taksirle insan öldürmek suçundan dokuz yıla kadar hapis cezası istendi. Dosyadaki bilirkişi raporları da Ağaoğlu’nun kusurlu olduğunu tespit etti. Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde açılan dava iki yıl sonra sonuçlandı. Askeri Mahkeme, 26 Mart 2013’teki kararında Ağaoğlu’nu “bilinçli taksirle insan öldürmek” suçundan 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırdı. Balıkçı ailesi karara itiraz ederek dosyayı Askeri Yargıtay’a taşıdı. Askeri Yargıtay, yerel mahkemenin kararını usul yönünde bozarak yeniden yerel mahkemeye gönderdi. 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra çıkarılan 668 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile askeri yargı kaldırıldı. Dosya, Batman’ın Kozluk ilçesine gönderildi. Mahkeme dün sanık Kıvanç Ağaoğlu hakkında, “olası kastla öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezası vererek duruşmada tutuklanmasına hükmetti. l Haber Merkezi MEHMET KIZMAZ İstanbul Sultangazi Mahallesi’nde 5 Ocak’ta gözaltına alınan Deniz Aydın (24) ve Taylan Gültekin’in (30), karakolda kaldıkları 4 saat boyunca işkenceye uğradıkları iddia edildi. Aydın, “3 kat merdivenlerde sürükleyerek karakolda bizi özel bir bölüme çıkardılar. İşkence yaparken, ‘Bugün sporumu üzerinizde yaptım’ diyordu. 80’lerin işkencesini, beyaz Toros’ları geri getirmek istiyorlar” derken; Gültekin ise “Sanki, özellikle kemiklerimizi kırmak istiyorlardı. Böbreğimizi sıkıyorlardı” diye konuştu. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Deniz Aydın ile işçi Taylan Gültekin, bir poşetin içinde bulunan bildirilerden dolayı 5 Ocak’ta Gazi Mahallesi’nde gözaltına alındı. Saat 16.10’da önlerinde duran beyaz bir araçtan inen siviller tarafından ters kelepçeyle gözaltına alındıklarını kaydeden Aydın, o anları şöyle anlattı: “Çelik kapısı ve zili olan ama kameranın olmadığı bir bölümde bir grup, bizi yere atar atmaz tekme tokat üzerimize saldırdı. Kalıcı hasar verme amacıyla özellikle baldırlara ve omurgalara vuruyorlardı. Silahla tehdit ettiler. Vatan Emniyeti’ne götürülmeden önce, ‘Beyaz Torosların devri bitti, artık beyaz transitler var, bizi gördüğünüzde kaçın’ dediler. 80’lerin işkencesini geri getirmek istiyorlar” dedi. Gültekin ise yapılan darpların özellikle iç organlara zarar vermek amacını taşıdığını belirterek işkenceye ilişkin darp raporu aldıklarını söyledi. l İSTANBUL EĞITIM SEN’LI ÖĞRETMEN 29 yılda 3 kez ihraç edildi ZEHRA ÖZDİLEK Adana’da öğretmenlik yaparken 2016 yılında 675 sayılı KHK ile hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ihraç edilen Münir Korkmaz, 29 yıllık öğretmenlik hayatında üç kere ihraç edildiğini söyledi. Eğitim Sen üyesi olan Korkmaz, “İhracımın ardından 1 Mart seçimlerinde CHP listesinde Adana Çukurova ilçesinden meclis üyesi olarak seçildim. Mazbatamı aldım, çeşitli komisyonlarda 2 ay görev yaptıktan sonra YSK tarafından mazbatam iptal edildi. 3. ihracımı yaşamış oldum” dedi. Korkmaz hiçbir davası olmadığını, sadece sendikası Eğitim Sen’in eylemlerine katıldığı için ihraç edildiğini söyledi. “Herkes için demokrasi isteyen” biri olduğunu dile getiren Korkmaz, “29 yıl çok severek yaptığım öğretmenlik görevimden ihraç edildim. 25 yılım sendikal mücadele ile geçti. Eğitim Sen ve KESK’in yönetim kurullarında görev aldım. Barış talebi olmayan, terörü destekleyen hiçbir eylemde ve etkinlikte bulunmadım” dedi. İlk gençlik döneminde 12 Eylül cuntasına karşı olduğu için 4 yıl öğretmenlik görevini yapamadığını anlatan Korkmaz, “O zaman mahkeme kararı ile göreve dönmüştüm. Şimdi mahkeme hakkımız da yok. Dosyam hala OHAL komisyosunda inceleniyor” dedi. l İSTANBUL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle