18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 1331 AĞUSTOS 2019 CUMARTESİ Fransızların dünyaca tanınan çizeri Jul, “Mitlerin 50 Tonu” adlı sergisi ile Türkiye’de ‘Türk çizerler çok cesur’ TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Fransızların dünyaca tanınan çizeri Jul’un “Mitlerin 50 Tonu” adlı sergisi, 10 Eylül’e kadar Bayan Ya nı Kafe’nin galerisinde sanatseverle ri bekliyor. Kadıköy Belediyesi’nin dü zenlediği KADFEST Uluslararası Kadı köy Festivali’nin 2’nci etabında Ulusla rarası Çizgi ve Sahaf Gün leri Festivali kapsamın da Türkiye’ye gelen çizer Jul aynı zamanda “Red Kit” (Lucky Luke) hikâyelerinin ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK de yazarı. Jul’un sergide 30 karikatürü sergileni yor. Sergi Jul’un deyimiyle “Çağdaş meselelerle, toplumla, politika ve toplumsal cinsiyet meseleleriyle har manlanmış klasik mitolojinin bir parodi si” niteliğinde. Jul ile Türkiye, çizgi sana tı ve sergisi üzerine sohbet ettik. n Sergide yer alan yapıtlarınız dan bahseder misiniz? Bu çizgilerin hikâyeleri nedir? Sergide çalışmalarımın bir bölümü sergileniyor. Bildiğiniz gibi, şu anda çok fazla zaman isteyen “Red Kit” (Lucky Lu ke) hikâyelerinin yazarıyım, ancak bu rada çoğunlukla “Mitlerin 50 Tonu” se risinden karikatürler var. Çağdaş me selelerle, toplumla, politika ve toplum sal cinsiyet meseleleriyle harmanlan mış klasik mitolojinin bir parodisi. Ki tap Fransa’da büyük bir başarı ile satıl dı; 200 binden fazla kopya basıldı ve her gece Arte FransızcaAlman TV kanalın da günlük bir animasyon programı ola rak gösterildi. n Sergide Herakles ve Zeus’u da Kadıköy Festivali’nin (KADFEST) 2’nci etabında Uluslararası Çizgi ve Sahaf Günleri festivali kapsamında çizer Jul’un sergisi açıldı. görüyoruz... Sergilenen mitolojik diziden 30 kari katür var: Evet, Herakles’in işsizlik krizinde neler olabileceğinin güzel bir örneği ya da Zeus’un eski sevgililerinin düzinelerce açtığı davalara direnmeye çalışan avukatı gibi. n Türkiye’ye kaç kez geldiniz? Ben sadık bir Türkiye âşığım ve yılda birkaç kez, elimden geldiğince sık geliyorum. İstanbul, Konya’da Arte için bir belgesel film çektim, Diyarbakır veya Mardin’e seyahat ederek gazeteler için hikâyeler yazdım... Ve bir sanatçı olarak sık sık Boğaziçi Enstitüsü tarafından konuşmacı olarak davet ediliyorum. n Peki, bildiğim kadarıyla Türkiye’de açılan ilk serginiz... Evet, sergideki eserleri Türk okurlarıyla paylaşmak büyük bir zevk. Animasyon filmlerimin gösterimlerini zaten yaptım ve üniversitelerde atölye çalışmaları yaptım, ancak bu zamana kadar herhangi bir festivalde sergim hiç olmadı. n Ülkemizdeki çizerleri nasıl buluyorsunuz? Özellikle takip ettiğiniz biri ya da birileri var mı? Türkiye’ye ilk seyahatimde karikatürlere ilgili ve canlı bir sahne keşfettim. Çizgi roman gerçek bir Fransız ve Belçika spesiyalitesidir ve beklenmedik kültürlerin de bu tutkuyu paylaşacağını görmek beni çok mutlu etti! Karikatürcüler üzerinde muhtemelen daha fazla baskı var, çünkü mizah çok politik ve bence Türk sanatçılar gerçekten cesurlar. Türk çizerlerden birçok kişiyi takip ediyorum. Ancak Ramize Erer ve Tuncay Akgün’ün, Leman’ın zorlu yıllarından (içinde 14 yıl önce bazı karikatürler yayımladığım!) çalışmalarını biliyorum ve takip ediyorum ve hâlâ hayranlık beslerim. Özge Samancı da favorim Türk karikatür çizerlerinden biridir ABD’ye taşınsa bile... n Festival sizin için nasıl geçti? Birçok tutkulu insanla tanıştım ve Kadıköy’ün kültürel sahnesini daha yakından tanıdım. Ondan önce İstanbul partilere gelip içki içtiğim bir yerdi sadece... Belediye başkanının dahil olmasına, Kadıköy Belediyesi/Sinematek Evi ve tüm belediye kültür müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum. Benim için gerçekten çok anlamlıydı. İstanbul geri döndü! [email protected] Grup Doğuş (Ironhand Records) 1961 yılında Türkiye ile Almanya arasında imzalanan işgücü anlaşmasının ardından oluşan Türk diyasporasının ortaya çıkardığı müzikal ürünlerden Grup Doğuş. 1974 yılında Münih’te kurulan topluluğun kadrosunda vokal ve orgda (askerlik arkadaşı Barış Manço’nun Orglar Fatihi Hammond Tufan dediği) Tufan Aydoğan, basta Muhittin Aydoğan, davulda (önceden Erkut Taçkın ile çalan) Koray Dikmen, gitar ve vokalde Sedat Ürküt var. Minareci adlı firmadan albüm teklifi almış, sekiz parçayı hücum kaydetmiş ve ilk albümünü yapmıştı topluluk. Sadece kaset olarak basılan albüm zaman içinde unutulmuştu. Ney se ki onları tozlu raflardan alıp yeniden takdim eden biri çıktı. Ironhand Records’un sahibi Ercan Demirel bu albümü plak olarak (yanı sıra dijital platformlardan) yeni kuşaklara hediye etti. Sadece şarkıya repertuvara değil, arkasındaki müzikaliteye de önem veren, çalgı ustalığını sergilemede elini korkak alıştırmayan, grup müziği denen şeyi alabildiğine önemseyen Grup Doğuş, sadece bu özelliğiyle bile, gurbetçi başlığında telaffuz edilen sayısız topluluktan kalın çizgilerle ayrılıyor. Yorumlarında şarkıdan öte çalgısal bir şölen öne çıkıyor. Progresif saykodelik gitarlara ve orglara doyuyorsunuz. Sakina & Friends “Bendewari / İntizar / Longing” (Ahenk Müzik) 1973 Varto doğumlu şarkıcı ve söz yazarı Sakina Teyna, KürtAlevi bir ailede büyümüş, doksanlı yıllarda Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) çatısı altında müzik çalışmalarında bulunmuş. Koma Mezrabotan, Trio Mara, Anadolu Quartet gibi topluluklarda yer almış. 2006 yılında politik mülteci olarak geldiği Avusturya’da profesyonel müzisyen olarak çalışmaya başlamış. İlk solo albümü “Roye Mi”yi çıkardıktan sonra “Sakina & Friends” adlı projeyi 2015 yılında oluşturmuş; Viyana’da etnik müzikle ilgilenen caz müzisyenleri ile hafta sonları yaptığı jam sessionlar esnasında. Gitarda Mahan Mirarab, kemanda Efe Tu rumtay, klarnette Oscar Antoli ve vurmalı çalgılarda Jörg Mikula; her biri alanında usta çalgıcı. Mahan ayrıca albümün müzik direktörlüğünü ve düzenlemelerini üstlenmiş. Albümün adı üç dilde yazıyor. Bu bilinçli bir seçim. Beş farklı etnisiteden gelen, beş ayrı dili konuşan ve ortak dil olan müzikte buluşmuş insanların oluşturduğu bir proje olduğu için. Albümde Kürtçe ağırlıklı olmak üzere bir Türkçe, bir Ermenice, bir Farsça ve bir de Azerice eser var. Farsça bir şarkıda Golnar Shahyar sesiyle eşlik etmiş. Geleneksel Anadolu müziğini, caz ve Latin gibi Batı müziği armonileriyle besleyen sofistike bir albüm. 4.GKPÜALNDALIKKEÖRİY 78 EYLÜL’DE Nostaljinin kalbi Kadıköy’de atacak Kadıköy Belediyesi’nin bu yıl 4’üncü kez düzenlediği Kadıköy Plak Günleri, 7 Eylül Cumartesi Moda’da başlıyor. İki gün sürecek Kadıköy Plak Günleri’nin bu yılki onur konuğu analog müziğin önemli temsilcilerinden biri olan Cahit Berkay olacak. Kadıköy Plak Günleri 78 Eylül tarihlerinde Moda’da bulunan Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesinde yapılacak. Etkinlikte başta Kadıköy’ün olmak üzere İstanbul’un önemli plakçılarının standları yer alacak. Plak koleksiyoncularının, plak müdavimlerinin buluşacağı etkinlikte, söyleşi ve plak okuma etkinlikleri katılımcılara yeni pencereler açacak. Plak kültürüne katkı sunmak hedefiyle geliştirilen festivalde, zamanın ruhuna uygun olarak alanda klasik araç yer alacak. Onur Konuğu Berkay Plak Günleri’nin bu yılki onur konuğu Moğollar grubunun efsane ismi Cahit Berkay olacak. Berkay, 8 Eylül saat 18.00’de “Cahit Berkay ile Analog Anılar” adlı bir söyleşiye katılacak. Moğollar grubunun efsa ne ismi Cahit Berkay analog müzikten dijital müziğe geçiş sürecini, müzik yolcuğunu, anılarını anlatacak. Ayrıca, Türk müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Münir Nurettin Selçuk anısına özel bir etkinlik hazırlandı. 7 Eylül saat 19.00’da, plaklar ‘Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış’tan’ dizelerinin bestecisi Münir Nurettin Selçuk’un eserleri ile dönecek. Münir Nurettin Selçuk’un heykeli bu yıl Kadıköy Belediyesi tarafından Kalamış Parkı’na dikilmişti. ‘Semah’ dikildi Elazığ’ın Keban ilçesinin Nimri köyünde mermerden, 4 metre 26 santimetre uzunluğundaki “Semah” heykeli dikildi. Karagöz Sanat Evi, Nimri Muhtarlığı ve Nimri Dayanışma Derneği işbirliğiyle hayata geçirilen “Nimri Köyü Sanat Projesi” kapsamında ünlü heykeltıraş Mehmet Aksoy tarafından yapımı tamamlanan heykelin açılışı yapıldı. Heykeltıraş Aksoy açılışta, “Doğaya, insana duyarlı olalım ve kendimizi bilelim. İnsanız ve doğanın bir parçasıyız. Tüm hikâye bu. Semah heykeli böyle ortaya çıktı” diye konuştu. l AA Sahaflar günleri... Beylikdüzü Belediyesi 6. Barış ve Sevgi Buluşmaları 2. gününde kapılarını Sahaf Festivali ile açıyor. Listesiz Kitap Mezatı ile bugün saat 16.00’da başlayacak etkinlik takvimi saat 17.00’de Sahaf Söyleşileri’nin ilk konuğu olan Serdar Kuzuloğlu’nun “Kitapsız Dünyanın Sahafları” konulu söyleşisi ile devam edecek. Bu yılki teması “Umut” olan Yekta Kopan moderatörlüğündeki Çardak Altı Sohbetleri’nin ilk gün konukları ise Ahmet Ümit ve Gani Müjde olacak. Gecenin sonunda Fettah Can konser verecek. Eylül deyince hüzün gelir nedense aklımıza. Oysa eylülün diğer aylardan hiç de farkı yok. Her ayda olduğu gibi eylülde de doğumlar ve ölümler var. Acılar sevinçler de var, güzellikler ve çirkinlikler de... Eylül sözcüğünün çağrıştırdıkları, yakın tarihimizin öğrettikleri, aynı zamanda bir bellek yenilemesi oluyor. Cumhuriyetimizin temelinin atıldığı Sivas Kongresi (4 Eylül 1919), 13 Eylül 1921’de Sakarya Meydan Savaşı’nı kazanan Ulusal Kurtuluş Ordusu’nun İzmir’e girişi (9 Eylül 1922) geliyor aklıma. Cumhuriyet gazetesinin kuruluşu (7 Eylül 1924)... Dil bayramı Eylül, dilimizin yabancı diller boyunduruğundan kurtarılması yolundaki ilk kurultayını, Dil Bayramı’nı (26 Eylül 1932), bir bilincin, bir duyarlılığın, bir aydınlanma savaşımının, bir devrimin nasıl doğru bir temelde yükseldiğini anımsatıyor. Dağlarca’nın deyişiyle Ses bayrağımız Türkçe ile insanlaşıyor, özgürleşiyor, uluslaşıyor, aydınlanıyoruz. Dil devrimimiz, gönül veren aydınlarımı Eylül deyince zın, Sevgi Özel’in başkanlığındaki Dil Derneğimizin çabalarıyla sürüyor. Bir görkemli savaşımın zorluklarla, engellemelerle karşılaşmasının, devrimin karşıdevrime dönüştürülmesinin ilk adımlarından birinin atılmış olduğu geliyor aklıma: NATO’ya girişimiz (20 Eylül 1951). Yaşamımızda Amerikancı politikalarla dış borç batağı ve sömürgeleştirilme süreci... Aziz Nesin’in Salkım Salkım Asılacak Adamlar’da anlattığı, soğuk savaş politikalarının amansızca uygulandığı ve özgür düşünceye, devrimcilere, solculara nasıl bir yaşamın uygun görüldüğü geliyor aklıma: Azınlıklara yönelen yağmacılık ve şiddet: 6–7 Eylül 1955. 12 Eylül Tabii ki bugüne gelişimizin doruk noktası karşıdevrim, 12 Eylül 1980, Metin Demirtaş’ın deyişiyle gergedanların gelincikleri çiğnemesi geliyor. CIA’nın ABD Başkanı Carter’a “Bizim oğlanlar o işi becerdiler” cümlesiyle haber verdiği ordunun yönetime el koyması... 12 Eylül ülkemizin geleceğini yapılandırdı. Yaşama biçimimiz, toplumsal düzenimiz altyapısıyla değiştirilmeye başlandı 12 Eylül’le. Ulusal bağımsızlıkla kurulan devrimci Cumhuriyet emperyalist ülkelerin sömürgesi olmaya doğru koşar adım giden bir ülke haline getirildi. Baskının, işkencenin, idamların, yargısız infazların, adaletsizliğin, gözaltında kayıpların günlük yaşamın ta kendisi haline geldiği bir faşizm dönemi başladı. Ekonomik, siyasal, askeri, toplumsal, kültürel yapılanmalarla ve uygulamalarla insanlar özgür insan olmaktan çıkarılmaya, ırkçı ve dinci bağnazlıklarla Cumhuriyetin aydınlığını geleceğe taşıyacak olan insanların düşünmelerinin bile önüne geçilmeye çalışıldı. Bu yapılanmanın sonuçlarını ve ülkemizi nerelere getirdiğini hep birlikte yaşıyoruz. Her ne kadar 12 Eylül’le ilgili romanlar, öyküler, şiirler, denemeler, anılar, oyunlar yazıldı, filmler çekilip resimler, incelemeler, araştırmalar yapıldıysa da, şarkılar türküler bestelendiyse de insanı insan olmaktan, toplumu savurup kendisi olmaktan çıkaran bu dönemin verdiği hasarlar hâlâ giderilmiş değil… Barış özlemi Hüzünlendim işte eylül deyince... Çünkü bir de Dünya Barış Günü geliyor aklıma. 1 Eylül 1939’da dönemin en azgın emperyalizmi Nazizm’in ordularının 2. Dünya Savaşı’nı başlatması, dünyayı kana ve ateşe boğmaya başlaması barış günü ilan edilmiş. İnsanlığın barış arayışı her yılın 1 Eylül’ünde daha bir coşkuyla, haykırışa, çığlığa dönüşerek kendini büyütüyor. Ben de kendimi bildim bileli özgürlük ve kardeşliğin egemen olduğu, sömürüsüz bir dünyaya kavuşmak özlemini yeniliyorum her eylülde. Yarın 1 Eylül barış günü... İnsanlığın barış özlemi her geçen gün daha da büyüyor. İNTERAKTIF OYUNLAR VE GIZLI KAMERA DENEYLERI... “Zihin Oyunları” adlı belgesel bugün saat 21.00’de yeni bölümüyle Natio nal Geographic’te ekrana geliyor. Jason Silva, interaktif oyunlar ve gizli kamera deneyleri ile beyinlerin stres, ba ğımlılık, rekabet, yemek, güven ve dil gibi konularla ilgili bilgileri nasıl işlediğini kısa cası beynimizin dünyayı nasıl algıladığının ardında yatan çarpıcı bilimi, özel sezonu ile ekranlara taşımaya devam ediyor. Jason Silva her zamankinden daha eğ lenceli, daha düşündürücü bir Zihin Oyun ları sezonuyla geri dönüyor. Hayatta kalmak, beynin bölümleri ve beynin yaşlanması, hafıza gibi pek çok ko nuyu göreceğimiz Zihin Oyunları’nda, su nucumuz Jason Silva bu sefer pek çok farklı kıtayı da geziyor. Bu olağanüstü ke şiflerin dışında, Silva aynı zamanda inte raktif oyunlar ve heyecanlı deneylerle de zihnimizle oynuyor. Modern nörobilim NATIONAL tekniklerinin kullanıldığı bu sezon, size beyninizi tanıtıyor. GEOGRAPHIC 21.00 YAYIN AKIŞI 10.35 Etme Bulma 12.00 Annemden Uzakta Rikki Roath 13.20 Bilimin Ev Hali 13.50 Bir Dünya Yaşam 15.50 Afrika’nın Avcıları 16.40 Büyük Mücadele 18.35 Aile Olmak 19.05 Bal PorsuğuHayatta Kalma Ustası 20.30 Hanedan 21.55 Harbi Getto 22.25 Başka Bir Öykü “Nasır Ve Diğerleri” 23.00 Ailenin Yeni Üyesi 23.55 Gecenin Ardından 00.50 Bilimin Ev Hali 06.00 Haber 07.00 Güne Merhaba Hafta Sonu 10.00 Hafta Sonu 11.00 Haber 11.20 Teknoloji Her Yerde 12.00 Haber 13.00 Haber 14.00 Haber 14.20 Can’lı Tatlar ( T ) 15.00 Haber 16.00 Haber 19.00 Ana Haber 21.00 5N1K 22.00 Yeşil Doğa ( T ) 23.00 Haber 00.00 Gece Haberleri 09.00 Hafta Sonu 11.00 Büyüteç 13.00 Haberler 14.00 Genç Kılavuz 15.00 Gide Gide Karadeniz 16.00 Haber 16.00 19.00 Ana Haber 21.00 Tarihten Gelen 23.00 Gece Bülteni 23.30 Aşkın Dili Müzik 08.30 Çalar Saat Hafta Sonu 11.15 Şevkat Yerimdar 14.00 Her Yerde Sen 16.30 Yaparsın Aşkım 19.00 FOX Ana Haber Hafta Sonu 20.00 Yaparsın Aşkım 00.15 Bir Aile Hikâyesi 02.45 Aşk Yeniden 09.45 Sinema: “Osmanlı Subayı” 12.20 Fotoğraflar 12.30 Resim Sevinci: Bob Ross 13.00 Evliya Çelebi 13.30 Sinema Dünyası 13.50 Kısa Bir Ara 14.00 Koleksiyoner 14.30 Bir Zamanlar 15.00 Opera Dünyası 15.30 Eskici 16.30 Tarihin Ruhu 17.00 Resim Sevinci: Bob Ross 17.30 Aramızda Müzik Var 18.15 Dünya Müzik Gelenekleri 18.30 Belgesel: Gizli Şehirler: Barselona 19.30 Konsere Davet 20.00 Kısa Bir Ara 20.15 Bir Resim Bir Hikâye 20.45 Sinema + 21.15 Film Önü 21.30 Yabancı Sinema: Ayna 23.15 Film Arkası 08.00 Haber Bülteni 08.40 Spor 09.00 Haber Bülteni 09.10 NTV Belgesel Kuşağı / Paris’in Vahşi Hayatı 10.05 %100 Futbol 11.00 Haber Bülteni 11.10 Kupa Bülteni 11.20 Lezzet Avcısı 12.00 Haber Bülteni 12.10 Spor 12.20 Tülin Şahin ile Hamilelik Günlüğü 13.00 Haber Bülteni 13.45 Tekno Hayat 14.15 Gol 15.00 Haber Bülteni 15.10 Spor 15.20 Ruhun Doysun 15.50 Lifestyle 16.00 Haber Bülteni 16.10 Mete Çubukçu ile Pasaport 17.40 Spor 18.10 Kupa Bülteni 18.15 0’dan 100’e 19.00 Haber Bülteni 19.15 Yaşasın Hayat 20.00 Ana Haber 21.00 NTV Belgesel Kuşağı / Dünyanın Doğal Harikaları 22.00 Haber Bülteni 23.00 Haber Bülteni 23.40 %100 Futbol 10.55 Vahşi Gezegen Derlemeler 12.40 Uçak Kazası Raporu Özel 13.35 Uçak Kazası Raporu Özel 14.30 Uçak Kazası Raporu Özel 15.15 Yıldızlarla Buluşma 16.10 Çığır Açan Buluşlar 17.10 Zihin Oyunları 18.00 Yıldızlarla Buluşma 19.00 Apollo: Ay’a Dönüş 20.00 Vahşi Yolculuk: Endonezya 21.00 Zihin Oyunları 22.00 Apollo 8. Dünyayı Değiştiren Görev 23.00 Yıldızlarla Buluşma 23.55 Mühendislik Harikaları 00.45 Explorer 01.30 Vahşi Gezegen Derlemeler 09.45 İşte Sürat İşte Ses 13.55 Tamirat Tadilat 17.25 Gizli Milyarder 20.05 Hurda Avcıları 21.00 Kindig Garajı 21.55 Gizli Milyarder 22.50 Aaron’un İşe İhtiyacı Var [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle