Katalog

KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BİLETE BU YILBELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI’NDA ZAM YOKBİRİLK İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, kültür sanat alanındaki olumlu çalışmalarını tüm hızıyla sürdürü yor. İBB, bu yıl aldığı bir kararla İs tanbul Büyükşehir Bele diyesi Şehir Tiyatroları biletlerine zam yapma yacaklarını gazetemize bildirdi. Önceki dönem ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK lerde her yıl düzenli olarak biletlere zam yapı lırken bu karar İBBŞT’de uzun bir aradan sonra bir ilk oldu. Ödenekli tiyatrolarda, tiyatro se zonunun başlamasına yaklaşık bir ay kala biletlere yapılan zamlar da belli oldu. Devlet Tiyatroları, bu yıl biletlere yüzde 20 zam yaptı. Türkiye’nin üçüncü ödenekli tiyatrosu Bakırköy Belediye Tiyatroları ise önümüzdeki ocak ayında “bilete bir zam olabilir” açıklamasını yaptı. DT’den 12 liralık fark! Hatırlayalım, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, yakın zamanda bir açıklama yaptı ve şu sözlere yer verdi: “Bilet fiyat larıyla ilgili küçük bir ayarlamamız oldu. Bilet fiyatlarımız yüzde 20 arttı. Zaten biliyorsunuz ‘Devlet Tiyatrosu’nun bilet fiyatları küçük rakamlarda seyrediyor. Yüzde 20 artsa bile 12 liralık bir fark oldu.” Son duruma göre Devlet Tiyatroları’nda biletler tam 15, müzikal tam bilet ise 22.5 TL iken yeni zamma göre, tam bilet 18 TL, müzikal tam bilet 27 TL, çocuk oyunu ise 7.50 TL oldu. Devlet Tiyatroları’nda bilet fiyatları 3 ila 5 TL arasında bir farkla 15 Eylül’de satışa çıkacak. Zam yapmayan İBBŞT, bu yıl tiyatro seyircisi tam bileti 20 TL’ye, müzikal tam bileti 27 TL’ye, çocuk oyununu ise 5 TL’ye seyredebilecek. Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın (BBT) eski belediye başkanı Ateş Ünal Erzen’in görevde kaldığı süre boyunca, yani 8 yıl bilete zam yapılmamıştı. Son olarak BBT’de 11 Aralık 2015 tarihinde alınan bir kararla tam bilet 6 TL iken 10 TL’ye çıkarıldı. Bu sezon yapılacak zam oranı ise ocak ayında belli olacak. VENEDİK ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ Müjdeci Venedik’e gidiyor İlk filmi “Sivas” ile dünya çapında birçok ödüle layık görülen Kaan Müjdeci’nin ikinci uzun metraj film projesi “Iguana Tokyo”, 76. Venedik Uluslararası Film Festivali kapsamındaki Venice Gap Financing Market’a katılmaya hak kazandı. Sektör profesyonellerini bir araya getirmeyi amaçlayan market, gelecek vaat eden yapımcı ve yönetmenlerin projelerini tamamlamaları için gerekli görüşmeleri gerçekleştirmelerine imkân sağlıyor. Çekimlerinin büyük bölümü Tokyo’da yapılan, Saadet Işıl Aksoy, Ertan Saban ve Deniz Ülkü’nün başrolleri ni paylaştığı bilimkurgu filmi “Iguana Tokyo”; Tokyo’nun merkezindeki küçük evlerinde sanal gerçeklik oyunu M2’yi oynamaya başlayan bir aileyi anlatıyor. Kurallar basittir, kim kazanırsa evi yönetecektir. Oyun zamanla hayatlarının merkezine oturur, kendi gerçekliklerine dönüşür ve hızlıca aile dinamiklerini değiştirir. Oyunda ne derece iyi oynadıklarına bağlı olarak, aile üyelerinin odaları büyür ya da küçülür. Anne, baba ve kızları Tokyo arasında tırmanan tehlikeli gerginliği yalnızca, besledikleri iguana fark eder. l Kültür Servisi Bitimsiz! 6 Eylül’de Evin Sanat Galerisi’nde 16. İstanbul Bienali’nin “Yedinci Kıta” konseptinden esinlenilerek hazırlanan Bitimsiz! sergisi 6 Eylül 26 Ekim tarihleri arasında Evin Sanat Galerisi’nde görülebilir. Sergide, modern zamanları öncesi ve sonrası ile düşünen, güncel/malzeme/teknik/ anlayışları kullanarak “tarih”i, “bugün”ü, “ben”i, “beden”i, doğayı yorumlayan dokuz sanatçı bulunuyor. Vahap Avşar, Konstantin Boja nov, Ergin Çavuşoğlu, Ahmet Elhan, Işık Güner, Hakan Gürsoytrak, Nasip İyem, Ekin Saçlıoğlu ve Tuğçe Ulugün Tuna galeri mekânının tamamına yayılan resim, heykel, enstalasyon, fotoğraf ve performanslarıyla yer alıyor. Ayrıca sergi süresince her cuma günü Tuğçe Ulugün Tuna’nın küratörlüğünde performanslar düzenlenecek. Sergi kataloğunun tanıtımı 28 Eylül Cumartesi günü saat 15.00’te yapılacak. Gizli dansçının teması... İtalyan Matroos Dance Theatre Company’den “Cute (Skin)” adlı gösteri, 19 Eylül’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Çağdaş Dans ASD Sahnesi’nde saat 20.30’da yapılacak. “Cute (Skin)” bugüne kadarki karşılaşmalarımızdan, kelimelerimizden, duygularımızdan, derimize kazınmış görülemez izlerin hikâyesini anlatıyor. Dev bir bez tuvalini arkasındaki gizli dansçının sürekli temasları, derinin iç hareketlerini, eğilip bükülmelerini, derin kesik yaralanmalarını, bir değişim hikâyesini, ayrılmaları, hatıraları ve görselleri seyirciye aktaracak. Kısa filmcilerden Bauhaus’a dair Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Goethe Institut Ankara Bauhaus’un kuruluşunun 100. yılı etkinlikleri çerçevesinde “Bauhaus’u Yeniden Düşünmek” temasıyla bir kısa film yarışması düzenliyor. 12 yaş üstü gençler için eğitim materyalleri oluşturmak ve bu materyaller aracılığıyla sanat okulunun işaret ettiği, sanat ve zanaat arasındaki bağlantıyı anlaşılır kılmak için düzenlenen yarışmaya 6 Eylül 2019 tarihine kadar başvuru yapılabilecek. “Bauhaus’u Yeniden Düşünmek” başlıklı kısa film yarışmasıyla genç kuşakları; sanat, doğa, teknik, mimari, edebiyat, ışık, renk, ses, doku, hareket ile meşgul olma ları yönünde motive ederek 4.0 endüstri çağındaki insan, makine ve doğa arasındaki ilişkiyi kavramalarını sağlamak amaçlanıyor. 7 Ekim 2019 tarihinde düzenlenecek gala gösterimi ve ödül töreninin ardından, 714 Ekim tarihleri arasında bir kısa film festivali düzenlenecek. Her disiplinden ve yaş grubundan katılımın açık olduğu yarışmada eserler en fazla 5 dk süreli olması ve Bauhaus’un 100. yılının teması gereği Bauhaus ve Modernizm, çocuk mimarlık, kent ve çevre konularını kapsıyor. 6. Zeytinli Rock Festivali’ne 3. sahne Bu yıl 6. kez gerçekleşecek Zeytinli Rock Festivali, 28 Ağustos 1 Eylül tarihleri arasında Ed remit Akçay Sahili’nde dü zenlenecek. Daha önce iki sahnesi bulunan festivale, bu yıl 3. bir sahne eklendi. “Akus tik Sahne”de festival boyunca Mehmet Güreli, Jehan Barbur Hüsnü Arkan, Bülent Or taçgil, Yaşar Kurt, Yeni Türkü, Erkan Oğur & İ.Hakkı Demircioğlu, Jehan Barbur, Zuhal Olcay gibi önem li isimler sahne alacak ve şarkılarını akustik olarak seslendirecek. CAZ FESTİVALİ 1 EYLÜL’DE BAŞLIYOR Bodrum’da caz rüzgârı Caz Derneği tarafından düzenlenen Bodrum Caz Festivali 19 Eylül arasında düzenlenecek. Festivalin üçüncü yılında tema, Saz ve Caz / Jazz with an Ethnic Touch olarak belirlendi. Bu senenin bir özelliği de Rhodes Jazz Festival ile Bodrum Caz Festivali’nin “Kardeş Festival” olması. Festivalde Bodrum Kalesi, Denizciler Meydanı, Off Gümüşlük, Dibeklihan ve the Edition Hotel gibi yarımadanın çeşitli mekânlarında birbirinden özel projelerle yerli ve yabancı sanatçılar yer alacak. ‘Saz ve Caz’ temalı festivalin programı: n 1 Eylül 2019 Pazar Açılış Konseri Bodrum Kalesi: Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Yıldızları Caz Orkestrası feat. Hüsnü Şenlendirici Şef: Bülent Yıldız n 2 Eylül 2019 Pazartesi Bir Bilet İki Konser: Off Gümüşlük 20.00 OTO Trip: Onur AymergenGitar, Turgut Alp BekoğluDavul, Orhan DenizBas 22.00 Dimitri Vassilakis Quartet Daedalus ProjectLabyrinth (RodosBodrum Kardeş Festival Konseri) Dimitri VassilakisSaksofon&vokal, Manos LoutasBas, Emmanuel Sarida kisPiyano, George PolyhronakosBateri n 3 Eylül 2019 Salı 18.00 Atölye: Jazz Democracy & Jazz Improvisation and Artificial Intelligence – Dimitri Vassilakis’ın Anlatımı ile OFF Gümüşlük Arka Bahçe Bir Bilet İki Konser: Off Gümüşlük 20.00 Kula Baraka (Israil) 22.00 Stanpolites Project feat. Okay Temiz : OFF Gümüşlük n 5 Eylül 2019 Perşembe Dibeklihan Tanini TrioBurçin BükePiyano, Tahir AydoğduKanun, Bilgin CanazNey n 6 Eylül 2019 Cuma The Bodrum Edition 21.45 Anatolian Blues / Erkan Oğur, Turgut Alp Bekoğlu, Kaan Yıldız, Can Çankaya 22.00 Şenay Lambaoğlu & Derya Türkan Off Gümüşlük n 7 Eylül 2019 Cumartesi Bodrum Kalesi 21.00 Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars feat. Buzuki Orhan n 8 Eylül 2019 Pazar Bodrum Kalesi 21.00 Burhan Öçal’s Jazz Dream n 9 Eylül Pazartesi 21.00 Bodrum Denizciler Meydanı Muğla Büyükşehir Belediyesi Orkestrası feŞenay Lambaoğlu at. Cenk Güray Milas Bandosu 1327 AĞUSTOS 2019 SALI Cehalet, şiddet, ölüm... 2015 yılında yine bu sütunda yazdığım yazının başlığı, “Cehalet, şiddet, ölüm.” Ne yazık, değişen bir şey yok dünden bugüne... Bilakis, giderek tırmanıyor şiddet. Cehaletle, nefretle, öfkeyle kuşatılmış bir toplumda sürekli şiddetle yüzleşiyoruz... Bıçaklanan ve “ölmek istemiyorum” diye haykıran bir genç kadına, bir anaya ve ona sarılarak “lütfen ölme anne” diyen küçük kızına yardıma koşmak yerine telefondan videosunu çeken yaratık da, bir arabanın çarparak yere çaldığı bir yavru kedinin son çırpınışlarını kaydeden ve “ne yapıyorsun sen” diye sorduğumda kafasını çevirip yürüyen vicdansız da, “kurban kesiyorumsevap işliyorum” diye bir ineği ayaklarından vince asarak pala sallayan insan müsveddesi bir cahil de yaşanmakta olan toplumsal çöküntünün iç acıtan örneklerinden sadece birkaçı... Kin ve nefret tohumları Bugün, dün yazdıklarım arasında dolaşıyorum biraz: Evet, şiddet ve baskı dört bir yanımızı sarmış... Her gün insanlar, hayvanlar türlü şekillerde öldürülüyor... Hele de kadınlar... Her gün nice ocaklar sönüyor... Daha onların hesabı sorulmadan yenileri ekleniyor bu yıkımlara... Her gün kimi televizyon kanallarından yapılan yayınlarda tehditkâr dil, dalga dalga yükseliyor... Öyle ya da böyle, her gün kin ve nefret tohumları ekiliyor yürüdüğümüz yollara... Boğucu bir atmosfer üstümüze çökmüş... İngiliz oyun yazarı Edward Bond, “Yönetenlere baktığımızda şiddetin sokaklara taşması olağan” der. Sağlam bir toplumsal düzenin gerekleri olan ekonomik ve sosyal altyapıların geliştirilmediği toplumlarda cehalet ve şiddetin iç içe geçmesi kaçınılmaz. “Kültür, insanın ekonomik, politik, sosyal tüm etkinliklerinin mantıksal bütünüdür” diye devam eder Bond. “İnsanca yaşamak, kültürü özümsemek, onun içerdiği bilimsel, siyasal, ekonomik değerler bütünüyle yoğrulmakla mümkündür. Kültür insanın ne olduğu ve ne olacağıdır. Kültür, insanın beyninde oluşur, onu uyandırır, sorgulamaya iter, ona düşünme yetisi kazandırır.” Cehaletin bilinçli olarak beslendiği, insanların bastırıldığı ortamlarda sorgulamalara yer olabilir mi? Böyle toplumlarda şiddet kaçınılmaz olarak tırmanacak ve onca kadının yaşam hakları ellerinden alınacaktır. Sonra? Sonra? Bu, “sonra” sorusu 2000’lerin başında Garaj İstanbul’da, (Mustafa ve Övül Avkıran ekibinden izlediğim “Namus Oyunları”nı getiriyor aklıma.. O gün şunu sormuşum. Bugün de soruyorum aynı soruyu: Geri kalmış bir ülkede namus uğruna recm edilen bir kadınla bu ülke topraklarında namus uğruna öldürülen kadının kaderi farklı mı? Bir kadın boşanmak istediği için ya da ilişkiye girmek istemediği için öldürülebilir mi? Sonsuz ve kontrolsüz bir cinsel açlık, kadını “mal” olarak görme içgüdüsü... Bütün bu yaşananlarda sanki cahil insanlar sürüsü yetiştirmeye odaklı, her fırsatta kadın erkek eşitliğini değil, kadın erkek ayrımını körükleyen, kadını adeta indirgeyen bir eğitim sisteminin payı yok mu? Akılcılığa giden yolun önünü özellikle de son yirmi yılda her geçen gün biraz daha kesen bir mekanizma bu... Şiddet olgusu, yönetenlerin dilinden başlayarak bireysel ilişkilere kadar uzanıyor. Edward Bond’un dediği gibi ekonomik, siyasal, sosyal çöküntü içinde olan bir sistemde kültürün altyapısını oluşturan etmenlerle içgüdüler yer değiştiriyor... Piyanist Odelia Sever, Zorlu’da Dünyaca ünlü Piyanist Odelia Sever, 12 Eylül’de saat 20.30’da Zorlu PSM’de konser verecek. Konserin gelirleri, 927 yetenekli öğrencinin nitelikli bir eğitimle geleceğe hazırlanması için Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlanacak. #iyilikresitali adlı konserde Sever, hem piyano çalıp hem de dans ederek şarkılar seslendirecek. Howden Group’un tüm dünyada düzenlediği Sosyal Sorumluluk Projesi’nin Türkiye ayağı olarak Darüşşafaka Cemiyeti’nin “eğitimde fırsat eşitliği” misyonuna katkı sağlayacak.