28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Haber EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 921 AĞUSTOS 2019 ÇARŞAMBA Vali, avukatı darp eden Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkında soruşturma izni vermedi İşkenceye bildik savunma İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, avukat Sertuğ Sürenoğlu’nu darp eden Cumhurbaşkanlığı korumaları hak kında soruşturma izni vermedi. Vali Yerlikaya, gözaltı sırasında polislerin Sürenoğlu’na orantılı şe kilde güç kullanmalarının “görevleri gereği olduğu nu” savunurken, yüzünde Alican uludağ ki yaralara ilişkin de “Götürüldüğü araç içerisinde beklerken aracın sert kı sımlarına kafasını vurarak kendisine zarar verdi” iddiasında bulundu. Avukat Sertuğ Sürenoğlu, Demirö renKalyoncu ailelerinin düğününün yapıldığı Çırağan Sarayı’nın önünde ki trafiğin neden kesildiğini sorduğu için Cumhurbaşkanlığı korumaları ta rafından gözaltına alınarak araç içe risinde darp edilmişti. Başta Türki ye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu’nun aralarında bulunduğu baro başkanlarının şikâyeti üzerine İs tanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruş turma başlatmış ve korumalar hakkın da valilikten soruşturma izni istemişti. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, “polisler E.T. ve E.F.A. hakkında soruşturma iz ni verilmemesine” karar verdi. Sürenoğlu’nun “polislerin tutanağı zorla imzalattıklarına” ilişkin ifadesi ne değinilen kararda, “Kendisinin hu Vali Ali Yerlikaya, gözaltı sırasında polislerin Sürenoğlu’na orantılı şekilde güç kullanmalarının “görevleri gereği olduğunu” savunurken, yüzündeki yaralara ilişkin de “Götürüldüğü araç içerisinde beklerken aracın sert kısımlarına kafasını vurarak kendisine zarar verdi” iddiasında bulundu. kuk fakültesi mezunu ve aynı dalda doktora öğrencisi olduğu düşünüldüğünde, bu tür hukuki konularda nasıl davranması gerektiğini biliyor olması gerektiği, 35 yaşında olgun ve eğitimli bir insan olduğu döşünüldüğünde, Çırağan Oteli’nde, merkezi bir yerde, kalabalık bir ortamda, kendisini tehlikede hissetmesi ve bu tutanağı imzalamak zorunda kaldığını söylemesinin hayatın olağan akışına uymadığının değerlendirildiği” savunuldu. ‘Görevlerini yaptılar’ Kararda, hastaneden alınan raporda belirtilen yaralanmalara dikkat çekilip bu konuda Sürenoğlu suçlanırken, “polislerin görevini yaptığı” savunul Sürenoğlu, darp edilmişti. du. Kararda Sürenoğlu’nun hastaneden aldığı darp raporundaki bulgular tek tek sıralanarak “Bu bulguların avukat Sürenoğlu’nun kamera kayıtlarından da anlaşıldığı üzere görevli polislere agresif davranışlarda bulunması ve direnmesi sonucu görevli polislerin de bu direnişe karşı PVSK’nin 16. maddesi uyarınca yetkilerini kullanması sonucu meydana gelebileceği değerlendirilmiştir. Zira avukat Sürenoğlu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın makam aracına hamle yapmadan önce üç aynı noktada trafik polislerine tepkide bulunduğunu ifadesinde belirttiği, bu durumun da hayatın olağan akışına uymadığı ve agresif davranış olabileceği değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verildi. İtiraz edecek Karar, soruşturmayı yürüten savcılığa gönderildi. Avukat Sürenoğlu, valiliğin kararının kaldırılması için İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde dava açacağını söyledi. Ayrıca TBB’nin de İstanbul Valiliği’nin soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararına itiraz edeceği ve idare mahkemesinde dava açacağı öğrenildi. Kararda, bir ülkenin cumhurbaşkanı veya devlet başkanının korunması gereken kişiler içerisinde birinci sırada olduğu belirtilerek, bu korumayı yapan görevlilerin en ufak bir ihmal veya hatalarının telafisi mümkün olmayan çok büyük olaylara sebebiyet verebileceği iddia edildi. “Bu sebeple, bahse konu olayda, Cumhurbaşkanı’nı korumakla görevli polislerin, Cumhurbaşkanı’nın makam aracına doğru hamlede bulunan ve yüksek sesle bağırarak el kol hareketleri yapan Sürenoğlu’nu yakalamaları, muhafaza altına almaları ve bu esnada orantılı şekilde bir güç kullanmalarının görevleri gereği olduğu” savunuldu. l ANKARA DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ Öğrencileri ‘kışkırttınız’ soruşturması MEHMET İNMEZ Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nin depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle 32 kilometre uzaklıkta bulunan kampusa taşınmasıyla ilgili öğrenciler ve rektörlük arasında yaşanan kriz devam ederken, öğrencilere destek olduğu iddia edilen 6 akademisyen hakkında soruşturma başlatıldı. Güzel sanatlar fakültesinin Narlıdere’deki kampusu mühendislik fakültesi görevlilerinin denetiminde depreme dayanıksız olduğu tespit edildi. Rektörlük, fakültenin Buca ilçesindeki Tınaztepe Yerleşkesi’ne taşınma kararı aldı, ancak öğrenciler karara karşı çıktı ve deprem raporunun açıklanmasını isteyerek eylem yaptı. Öğrencilere destek veren 6 akademisyen de görevden alındı. Öğrencilerin eğiSemih Çelenk tim için direnişi de vam ederken, görevden alınan 6 akademisyene idari soruşturma açıldı. Rektörlük tarafından 6 öğretim elemanı hakkında, “Öğrencileri ve kamuoyunu kışkırtmak”, “Raporun güvenirliğini zedelemek”, “Eylem yapan öğrencileri teşvik etmek”, “Taşınmayı zorlaştırmak” ve “İdarenin haklı gerekçesinin haksız duruma düşürmek” gibi suçlardan idari soruşturma açıldı. 6 akademisyenin eylül ayında ifade vereceği öğrenildi. ‘Kışkırtmadık’ Hakkında soruşturma açılan sahne sanatlar bülümünde görevli Prof. Dr. Semih Çelenkde suçlamaların asılsız ve dayanaksız olduğunu söyledi. İdari soruşturma için yazı geldiğini belirten Çelenk, “5 arkadaşımla birlikte soruşturma açılmış. Soruşturma gerekçeleri olarak ‘öğrencileri kışkırtmam, depreme dayanaksız raporunu sormam ve taşınmaya engel olmam’ gibi nedenler sıralanmış. Ben hiçbir öğrenciyi kışkırtmadım. Öğrenciler, depreme dayanaksız raporunu istedi, ben de bir çalışan olarak bu raporu resmi olarak istedim. En doğal hakkım olan talebi suç olarak göstermişler. Ben ve arkadaşlarım hiçbir zaman öğrencileri kışkırtmadık. Sadece hakkımızı aradık ve fikir beyan ettik” dedi. Çelenk, soruşturmanın 100 kilometre uzaklıkta yapılmasını da ayrı bir mobbing olarak değerlendirdi. Soruşturma açılan Akademisyenler şöyle: Prof. Dr. Semih Çelenk (Sahne Sanatları Bölümü), Prof. Dr. İbrahim Yavuz Yükselsin (Müzik Bilimleri Bölümü), Prof. Mümtaz Sağlam (Resim Bölümü), Prof. Gülay Sağlam (Resim Bölümü), Zuhal Çetin Özkan (Öğretim üyesi), Burak Bakır (Öğretim üyesi) l İZMİR Ali Sirmen ve Mine Sirmen. Mine Sirmen’i uğurladık Pazar günü yitirdiğimiz gazetemiz yazarı Ali Sirmen’in 54 yıllık eşi avukat Mine Sirmen’in cenazesi, dün Bebek Camii’nde kılınan öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekili, Yayın Kurulu Başkan Yardımcısı ve gazetemiz yazarı Ali Sirmen’in 54 yıllık eşi avukat Mine Sirmen (77), dün sonsuzluğa uğurladık. Pazar gü nü yitirdiğimiz Mine Sirmen’in ce nazesi Bebek Camii’nde kılınan öğle namazından sonra Aşiyan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenazeye Sirmen’in eşi gazete CHP milletvekilleri Erdoğan Toprak, Utku Çakırö miz yazarı Ali Sirmen, oğlu Dev zer, gazeteci Altan Öy rim Sirmen, Sirmen’in kız karde men, Beşiktaş Belediye şi Zeynep Türkeri ve Türkeri ai Başkanı Rıza Akpolat ve lesi, aile dostları Mehmet Karaören, katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun eşi ve eski TBMM TFF Onursal Başkanı Şenes Erzik, Mine Sirmen’i son yolculuğuna uğurladı. Başkan Vekili Güldal Mumcu, eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP milletvekilleri Erdoğan Toprak, Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve yazarımız Işık Kansu, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Tayfun Akgüner, emekli general Ahmet Yavuz, iş insanı Murat Yasa, yazarlarımız Meriç Velidedeoğlu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Erdal Atabek, Zeynep Oral, Miyase İlknur, Mehmet Ali lan, eski İFSAK Başka nı ve KoopC kurucula rından Nevzat Yıldıran, CUMOK Koordinatö rü Namık Kemal Boya, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Ali Sirmen’e taziye dileklerini iletti. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin çok sayıda şube başkanı ve milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci, hukukçu Turgut Kazan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, sanatçı Can Kolukısa, gazeteciyazarlar Melih Aşık, Sedat Ergin, Nazım Alpman, Oktay Ekşi, Yalçın Bayer, Mehmet Yaşin, Mustafa Sağlamer, Özgür Mumcu, Hasan Cemal, Murat Sabuncu, Meral Tamer, üyeleri, okuyucularımız ve Sirmen’in dostları katıldı. Ayrıca cenazeye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet gazetesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Kırmızı Kedi Kitabevi ve birçok kuruluş çelenk gönderdi. Güller, Enver Aysever, Yazgülü Aldoğan, Barış Doster, Örsan Öymen, çizerlerimiz Behiç Ak, Kamil Masa Deniz Gökçe, Osman ve Melek Ulagay, çizer Ercan Akyol, Prof. Süheyl Batum, İstanbul Kadın Kuruluşları Barış Derneği Davası’nda eşinin avukatlığını üstlendi racı, Cumhuriyet Vakfı’nın kurucu Birliği (İKKB) Koordinatörü Nazan Mine Sirmen, 12 Eylül dönemin yönetiminden avukat Atilla Coşkun, Moroğlu, eski Anayasa Mahkeme de Barış Derneği davasında yargıla gazetemiz eski yöneticilerinden si yargıcı Prof. Fazıl Sağlam, Ana nan eşi Ali Sirmen’in avukatlığını da Emine Uşaklıgil, TFF Onursal Baş yasa ve İş Hukukçusu Prof. Devrim yapmıştı. Avukat Mine Sirmen, uzun kanı Şenes Erzik, eski CHP milletve Ulucan, Lefke Avrupa Üniversitesi süredir akciğer kanseri tedavisi gö kili Onur Öymen, eski CHP ve SHP öğretim üyesi Prof. Dr. Gencay Şay rüyordu. l İSTANBUL/Cumhuriyet ABD Suriye yerine  Türkiye’ye mi girecek? Gündemdeki şu haberleri alt alta sıralayalım: Suriye’de Şam rejiminin kontrolü dışındaki İdlib’de Türk konvoyu vuruldu; 3 sivil öldü.  ABD ile Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması konusundaki soru işaretleri giderilemedi. İstanbul’daki kaçak yaşayan Suriyelilerin kenti terk etmesi için tanınan süre 20 Ağustos’ta doldu. Bayramda ülkelerine giden Suriyeliler, Türkiye’ye dönmeye başladı. Hatay Cilvegözü Sınır Kapısı’nda kuyruklar oluştu. Yunanistan, Mısır, İtalya, İsrail, Filistin, Güney Kıbrıs ve Ürdün’ün katıldığı Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun üçüncü toplantısı Ocak 2020’de Kahire’de yapılacak. HHH Bu haberler gerçek bilgiler ışığında irdelendiğinde ve birbiriyle bağlantıları kurulup birleştirdiğinde ortaya şu çıkıyor: Şuurdan uzak dış politikanın acı sonuçlarını yaşıyoruz.  Ayrıntılarına geçelim...  İdlib’de konvoyumuzun vurulmasının ardından olayı kınadık. Kınadık da kimi kınadık? Suriye’yi mi? Rusya’yı mı? Saldırıyı Suriye yapmış görünüyor, ama Şam’ın Moskova’nın izni, kabulü olmadan böyle bir işe girişmesi mümkün değil. Değil ama Rusya ile de tam diyalog halinde değil miydik? 910 Eylül’de İstanbul’da Suriyeİdlib için Türkiye, Rusya, İran bir araya gelecek. Bu durumda Rusya, Türk konvoyunun vurulmasına izin vererek “ABD ile güvenli bölge anlaşması yaparsan, burası güvensiz bölge olur” demek mi istiyor? Bu haberle bağlantılı ikinci habere geçelim. ABD ile Suriye’de güvenli bölge görüşmeleri pürüzlü. Sınırı, hedefi bir yana adı bile belli değil; güvenli bölge mi, barış koridoru mu, yeni bir cephe mi? Bu sorular güncelliğini korurken, kontrol merkezi olarak Şanlıurfa bölgesi seçiliyor. ABD askerlerinin de burada konuşlanması söz konusu. Bu durumda güvenli bölge adı altında topraklarımıza tezkeresiz Amerikan askeri mi gelecek? ABD, Türkiye’ye rağmen Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü uzantısı YPG’yi desteklemeye devam ediyor, sonra dönüp Türkiye ile “güvenlik” konuşuyor! Bunlar olurken Türkiye’nin içindeki Suriye sorunu da devam ediyor. İstanbul Valiliği, bir ay önce şehirdeki kaçak Suriyelerin, yani Türkiye’nin başka kentlerinde kayıtlı olanların oraya geri dönmesi için 20 Ağustos’a kadar süre tanışmıştı. Bu konuda sadece “sürenin dolduğu” haberi var!  Suriyelilerle ilgili öteki haber ise bayramda gidenlerin geri dönüş kuyruğu. Onların da “kayıtlı oldukları” illere dönüp dönmeyeceğine dair kesin bilgi yok. Türkiye’de yaşamaya karar verenler arasında terör örgütleriyle bağlantılı olanlara ilişkin de sağlıklı bilgi yok. Bu konuda dış basında çıkan haberler kaygı verici! HHH Yukarıda sıraladığımız olayların her biri ötekinin olumsuz etkisini artıracak biçimde gelişirken, Doğu Akdeniz’de de “paylaşım” sürüyor. Buradaki gaz rezervlerinin zenginliği 2003’ten beri bölge ve dünya gündeminde. Güney Kıbrıs, İsrail ve Mısır’la işbirliği yaparak Türkiye’ye karşı kendini sağlama aldı. O işbirliği gelişti, örgütlü harekete dönüştü. Biz Suriye’yi adım adım bataklık haline getirirken, Suriye sorununu içimize taşırken, Akdeniz fiilen paylaşıldı. Ege ile birlikte Akdeniz’de 4.4 bin kilometre kıyımız var. Şimdi Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nun içinde biz yokuz, Akdeniz’de hiç kıyısı olmayan Ürdün var. Bu iş Akdeniz’de gemi gezdirerek değil, zamanında adımlar atıp ittifaklar kurarak olur.  Bölge ülkeleri Akdeniz’e girdi, Türkiye ile Suriye birbirine girdi! EvlerE tehdit mesajı TİT Meclis gündeminde MAHMUT LICALI CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, İzmir Bornova’daki Tuna Mahallesi’nde evlerin pencerelerine “Türk İntikam Tugayı” (TİT) imzalı tehdit mesajlarının bırakılmasını TBMM gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi veren Polat, “Mesajlarda, atık toplayanların ve simit satanların PKK’li oldukları iddia edilerek ‘Bunlara bir şey verenler ve simit satın alanlar bu ikazımıza uymazlarsa öldürülecektir’ yazılı notların bırakılması mahalle sakinleri arasında paniğe yol açmıştır” dedi. Mahalle sakinleriyle gerçekleştirdiği görüşmelerde vatandaşların tedirginliğini dile getirdiğini söyleyen Polat, Soylu’yu göreve davet ederek şu soruları yöneltti: “Olaydan bakanlığınızın bilgisi var mıdır? Gerekli tedbirler alınmış mıdır? Örgüte herhangi bir operasyon yapılmış mıdır? Yapıldıysa kaç kişi tutuklanmıştır? Tutuklananlardan kaç kişi hüküm giymiştir? Türk İntikam Tugayı örgütünün faaliyetlerinin önlenmesi adına bakanlığınız tarafından yürütülen bir çalışma var mıdır?” l ANKARA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle