Katalog

8 2 AĞUSTOS 2019 CUMA EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: İLKNUR FİLİZ HABER Etik ve yasa Farkında mısınız? On yıllardır hep aynı şeyleri konuşuyoruz. “Oğlunukızınıgelininidamadınıyeğeninianasınıdanasını işe alan başkan...” haberlerinden söz ediyorum. Ama şimdi bir önemli farkla. Bugüne kadar merkezi iktidarın yanısıra çok önemli büyük şehirler de dahil olmak üzere yerelde de makam koltuklarının çoğunluğundan oturan “AKMuktedir”leri değil, öteden beri AKP’nin yalandolantalaniltimasirtikaprüşvetzimmetkayırmacılıkkollamacılık uygulamalarını eleştiren CHP’nin kendi elemanlarından gelen haberleri konuşuyoruz. İnsanlara “Bunların alayı aynı abi. Siyasetçi değil mi? Mührü eline geçirdi mi hemen yakınını kollamaya, küpünü doldurmaya çalıp çırpmaya başlıyor işte” dedirten bir tatsız durum. CHP’nin, hem yönetim olarak hem de tabanda tepkisi tabii ki farklı oldu. “Ne olmuş yahu? Çalıyor ama çalışıyor. Hem o atamaları yaparken işi en iyi yapanı düşünmüş adam. Kardeşi iyi yapıyorsa o atanacak tabii ki” gibi pişkin ve arsız (AK üslup) bir karşılık bulmuyor ana muhalefetin tabanında. Bu densizliğe ve açık ahlaksızlığa tevessül eden başkanlar, derhal kararı geri almaya zorlanıyor. İyi, güzel de.. Mesele burada bitiyor mu?  CHP Grup Başkanvekili Sayın Özgür Özel’in, görünürde hoş ve kulağa güzel gelen bir önerisine de tanık olduk: “Vereceğimiz bir yasa teklifi ile 1’nci derecede yakınların tayinine engel olmayı düşünüyoruz.” Bu mudur yani? Yasal zorunlulukla mı engel olunacak buna? Yolu bu mu? CHP’nin onca kadrosunun içinden aday gösterip seçtirdiği ve bugüne kadarki talanvurgun ve kayırmacı düzene alternatif diye getirdiği insanları ancak yasa ile mi durdurabiliyorsunuz? Bu insanlar, salt siyasi etik gereği (haydi daha açık yazayım) “sırf utanma arlanmaları olduğu için” böyle bir terbiyesizlikten ve arsızlıktan geri duramıyor mu, kendiliklerinden? Yani, 31 Mart öncesinde binlerce kişi arasından “En layığı” diye aday gösterip seçtirdikleriniz bu mu? Bu mu, 17 yıllık (bazı büyükşehirlerde 25 yıllık) arsızlık döneminden çıkış alternatifi? Elini kolunu ancak yasa ile mi bağlayabiliyorsunuz bu adamların/kadınların? Yazıklar olsun o zaman. Meselenin bir kanun değil, bir “ahlak” sorunu, bir “maya” sorunu olduğunu anlatmaya ben sıkılıyorum. CHP lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yıllardır savunduğu “Siyasi Etik Yasası” son derece yerinde önerilerle dolu, özellikle “şeffaflık ve hesap verebilirlik” konularında, Türkiye’nin gerçekten ihtiyacı olan bir anlayışın yerleşmesi için siyasi hayata (merkezi yönetimde de yerelde de) hâkim olmasını arzuladığımız ilkelerden söz ediyouz. Ama önemli olan kafanızdaki zihniyetin, parti olarak ilkelerinizin ve o ilkelere bağlı, uygulamasını da becerebilen kadrolarla donanmış olmanız değil mi? Mahalle, belde, ilçe, il seviyesinden başlayarak seçimlerde göstereceğiniz adaylar da dahil, bu “kalıba” uygun insanlarla dolu kadrolardan söz ediyorum. Yoksa, bundan sonraki seçimlerde bu halk artık patlamış, paslanmış, çürümüş ve nefret edilen “Ampul”ü terk edip neden “Altı Ok”a yönelsin? İngilizcede sevdiğim bir laf vardır: “One is one too many” derler. Türkçeye “Kötü bir şeyin (örneğin) bir tanesi bile aşırı (ifrat) derecede kötüdür” anlamında. Yani, pis kokular yayan hadiselere “münferit” diye bakıp geçmenin sakıncalarına dair söylenmiştir. CHP’nin, bu son lekeleri gömleğinin üzerinden bir an önce çıkarması ve arınması, bundan sonra yapacaklarının, seçeceklerinin ve geleceğe yönelik vereceği (ya da veremeyeceği) güvenin, mihenk taşı olacaktır. Barış vs. Malazgirt Bu ülkede demokrasi ve özgürlüklerin baş düşmanı AKZihniyet, en ufak bir eleştiriye tahammülü olmadığını, hatta eleştiri ve protesto özgürlüğünün sınırlarını bugüne kadar olduğundan biraz daha esnek belirleyen bir mahkeme kararına (son AYM kararı) bile dayanamadığını bir kez daha gösterdi. Barış Akademisyenleri olarak adlandırılan örgütlü itiraz hareketinin bu kutsal ve doğal hakkı kullanmasının “teröre destek diye algılanamayacağını” savunan AYM kararının karşısına bile “Malazgirt 1071” ruhu ile çıkmayı ancak o kafa düşünebilirdi. İşte biz de yıllardır bunun için, Türkiye’nin “o kafa”dan bir an önce kurtulması gerektiğini savunuyoruz. Bir kez daha teyit ettikleri için teşekkür ederiz. İflah olmaz bu kafa, Türkiye’nin frenine basmanın da ötesinde, en az 100 yıl geriye götürmek üzere tam gaz geri vitese soktu bu ülkeyi. Durdurmak için el ele örgütlü mücadeleyi daha yükseltmeliyiz.  POLİS YÜKSEKOKULU’NA ÖĞRENCİ 2 bin 500 polis adayı Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Meslek Yüksekokulu’na (PMYO) 250’si kadın 2 bin 500 öğrenci alınacağını açıkladı. Emniyet Genel Müdürlüğü, Polis Akademisi Başkanlığı’na bağlı PMYO’ya 20192020 eğitim öğretim dönemi için 250’si kadın 2 bin 500 öğrenci alınacağını duyurdu. Başvuru için 2019 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) TYT puan türünden en az 250 bin ham taban puan almış olmak şartı aranırken ön başvurular 519 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştirilecek. l ANKARA / Cumhuriyet Soma’da işten Madenciyiçıkarılan ve emekli olan yaklaşık 3 bin 500 işçi 5 yıldır tazminatlarını perişan alamadı. Madenci Ankara’ya ettiler yürüyecek mustafa çakır Bakırlıoğlu, “TKİ, Konya Şeker tarafından işletilen santrala sattığı kömürün parasını alamadı. Taşeron şirketlere ödeme yapamadı. Şirketler de esnafa olan borcunu ödeyemedi. Soma’da ciddi sıkıntı var” dedi. 301işçinin yaşamını yitirdiği Soma faciasının ardından Soma Kömürleri A.Ş. tarafından işten çıkarılan 2 bin 831 madencinin tazminatları aradan 5 yıl geçmesine karşın hâlâ ödenmedi. Üstüne emekli olan 600 işçi daha eklendi. İşçiler sonuç alamazlarsa Ankara’ya yürüme kararı aldı. İşçilere şimdiye kadar 36 taksitten yalnızca 3’ünün ödendiği, bu ödemelerin de hep seçim öncesine getirildiği bildirildi. CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, Soma’da ekonomik krizle birlikte ciddi bir geçim sıkıntısı olduğuna dikkat çekti. CHP’li Bakırlıoğlu, Soma’da Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi ile Soma Nakliyeciler Kooperatifi’ni ziyaret etti, esnaf ile görüştü. Görüşmelerden izle Soma emekçisine bugüne kadar 36 taksidin sadece 3’ü ödendi. O da seçim öncesinde. “Erdoğan’ın her Manisa’ya gelişinde bir taksit ödenmiş” diyen CHP’li Bakırlıoğlu, 21 Ağustos’ta Soma’da eylem kararı alındığına dikkat çekti. nimlerini aktaran Bakırlıoğlu, madencilerin 21 Ağustos’ta Soma’da eylem yapma kararı aldıklarını, sonuç alınamazsa da 13 Eylül’de Ankara’ya yürüyeceklerini söyledi. 36 taksit... Bakırlıoğlu, şunları anlattı: “Soma Kömürleri A.Ş.’nin patronları Alp ve Can Gürkan’ın malvarlıkları TMSF’ye devredildi. TMSF bu malvarlıklarını satışa çıkartarak önce işçilerin ihbar ve kıdem tazminatlarını ödeyecekti. Ancak daha sonra Türkiye Madenİş Sendikası devreye giri yor. Patronla protokol yapıyor. Tazminatların 24 taksitte ödeneceği konusunda anlaşılıyor. Sonra bir protokol daha yapılıyor. Taksit sayısı bu kez 36’ya çıkarılıyor. Şimdiye kadar sadece 3 taksit ödeniyor.” CHP’li Bakırlıoğlu, işçilere yapılan 3 taksit ödemelerinin de tamamının seçimler öncesine denk getirildiğine dikkat çekerek “Her seçim öncesinde bir taksit ödenmiş. 24 Haziran seçimlerinde, 16 Nisan referandumundan önce ödeme yapılmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan her Manisa’ya geldiğinde bir taksit ödenmiş” dedi. Nakliyeciler Kooperatifi’nin de Soma Kömürleri A.Ş.’den 2.5 milyon liralık alacağını tahsil edemediğini belirten Bakırlıoğlu, şirketin kooperatif ile birlikte esnafa 12 milyon lira borcu bulunduğunu kaydetti. Kömür parası... Bakırlıoğlu, Türkiye Kömür İşletmeleri’nin (TKİ) de Konya Şeker tarafından işletilen termik santrala verdiği kömürün parasını alamadığına işaret ederek “TKİ’nin 500 milyon lira alacağı olduğu söyleniyor. TKİ, Konya Şeker tarafından işletilen santraldan kömürün parasını alamıyor. Bu nedenle de diğer taşeron maden şirketlerine ödeme yapamıyor. Bu kez de taşeron şirketlerin esnafa ödemelerinde sıkıntı yaşanıyor” dedi. l ANKARA İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 5. yılı NAZAN ‘Kadına şiddetMOrOĞLU insan hakkı ihlali’ İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü Nazan Moroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girişinin 5. yılı nedeniyle yaptığı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin son dönemlerde “kaldırılsın, feshedilsin, aile kurumunu yıkıyor” gibi söylemlerle çok yönlü saldırı altında olduğunu belirterek “Kadını birey olarak görmeyen zihniyetin söylemlerinden kaygılıyız, ancak demokrasiye ve kazanılmış haklarına sahip çıkmaya, eşit hakların yaşama geçmesini sağ lamak için mücadeleyi sürdürmeye kararlıyız” diye konuştu. Moroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası hukukta, şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin ve kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın bir sonucu olduğunun vurgulandığı ilk sözleşme olduğunu anımsatarak “İstanbul Sözleşmesi aynı zamanda şiddetle mücadelede bağımsız bir izleme mekanizması bulunan ve yaptırım gücü olan bağlayıcı ilk sözleşmedir. Kadına yöne lik şiddet de bir insan hakları ihlalidir. Bu insan hakları ihlalinin önlenmesi açısından İstanbul Sözleşmesi büyük önem taşıyor” dedi. Türkiye’nin tek yönlü olarak Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne “Ben bu sözleşmeyi uygulamak istemiyorum” demesinin mümkün olamayacağını kaydeden Moroğlu, “Sözleşmeyi feshetmek demek, kadınlara karşı şiddete, bu insan hakları ihlaline göz yummak demektir” dedi. l Haber Merkezi Nazan Bozkurt Para cezası iptal: Hakkaniyetle bağdaşmıyor ZEHRA ÖZDİLEK Ankara Yüksel Caddesi’ndeki OHAL KHK’leri ile ihraçlara karşı yapılan eylemlere katılan ve polis tarafından elmacık kemiği kırılan Nazan Bozkurt’a verilen bir kısım idari para cezaları Ankara 8. ve 9. idare mahkemeleri tarafından iptal edildi. Kararlarda, “Polis memurlarınca düzenlenen tutanak gerekçe gösterilerek ödeme emri düzenlenmesinin hakkaniyetle bağdaşmayacağı sonucuna ulaşılmıştır” denildi. Çankaya Nüfus Müdürlüğü’nde memur Bozkurt, 23 Ocak 2017’de çıkarılan KHK ile ihraç edilmişti. Yüksel Caddesi’ndeki “İşimizi geri istiyoruz” eylemlerine katılan Bozkurt’un 250 bin TL idari para cezası bulunuyordu. l İSTANBUL Yok edilmesinden korkuyor, AİHM’e gidecek Avukatın Maraş dosyası mücadelesi ZEHRA ÖZDİLEK bilmek için yıllardır Maraş katliamı dava dosyasına yıllardır mücadele veren avukat Seyit Sönmez’in başvurusunu geçen günlerde ulaşma mücadelesi veren AYM reddetti. avukat Seyit Sönmez’in Kararda, “Başvuru dosyanın örneğini isteme da ileri sürülen iddia talebi Anayasa Mahkeme lar, mahkemelerce delil si (AYM) tarafından red Seyit Sönmez lerin değerlendirilmesi dedildi. Bu talebi daha ön ve hukuk kurallarının ce de Genelkurmay tarafından red yorumlanmasına ilişkin olup mah dedilen Sönmez, “Özellikle 67 yıldır keme kararlarında bariz takdir ha bu dosyanın mücadelesini veriyo tası veya açık bir keyfilik oluşturan rum. Dosyanın arşive kaldırılıp kay bir hususun da bulunmadığı dikka bedilmesinden, yok edilmesinden te alındığında ihlal edilen iddiaların korkuyorum. Çünkü ses kayıtlarıyla kanun yolu şikâayeti niteliğinde ol 45 gün süren keşiflerle dönemi çok duğu anlaşılmaktadır. Açıklanan ge iyi anlatan bir metin. 225 klasör var. rekçelerle başvurunun açıkça daya Bunun yok edilmesinden korkuyo naktan yoksun olması nedeniyle ka rum. AİHM’ye başvuracağız” dedi. bul edilemez olduğuna karar veril Kahramanmaraş’ta 1926 Aralık miştir” denildi. 1978’de Alevi oldukları için 111 ki Seyit Sönmez, “AYM, ‘mahkemele şinin katledilmesinin üzerinden 41 rin takdir hakkıdır’ diyor. Yani idari yıl geçti. Hukuki süreçlerde kayda görevler, yargıçlar, idarenin çalışan değer bir ilerleme yaşanmadığı gibi ları yanlış karar verdikleri zaman dosyayı incelemek isteyen müdahil bunun bir yaptırımı yok. Dolayısıyla avukatlara da zorluklar çıkarılıyor. çok rahat bir şekilde hareket edebili Katliam dosyasının örneğini ala yorlar” dedi. l İSTANBUL SİLAHLANMA ÇAĞRISI YAPMIŞTI Sedat Peker’e takipsizlik kararı İstanbul Ataşehir’de yaptığı konuşmada “silah lanma çağrısı” yaptığı ge rekçesiyle “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik et mek” ve “Suç işlemeye tahrik” suçlamasıyla so ruşturma başlatılan Se dat Peker için takipsizlik kararı verildi. Sedat Peker İstanbul Anadolu Cum huriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda verilen takipsizlik kararında, şüphelinin soruşturmaya konu konuşmasında, “Silah iyi insanların elinde olduğu zaman bir sigortadır, güvencedir. Bu sebeple imkânı olan kardeşlerimiz mut laka ruhsatlı silahlar alsınlar. Mutlaka av tüfekleri alsınlar, mutlaka hazırlıklı olsunlar kardeşlerim” dediği belirtildi. Kararda, “Si lahlanma çağrısının ruhsatlı silah vurgusu şeklinde yapılmış olması ve bunun tüm va tandaşlar için yasal bir hak olması nedeni” gerekçe gösterilerek “Suç işlemeye tahrik etmek” suçunun unsurlarının da oluşmadı ğı kaydedildi. l DHA İMAMOĞLU TALİMAT VERDİ İBB’den mezarlık için inceleme İstanbul’da Eyüpsultan Mezarlığı’nda bu lunan tarihi, eski, sahipsiz mezarların kırılarak kaldırıldığı, yerlerinin yeni gömü için hazırlandığı iddiaları üzerine, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu tarafından inceleme talimatı verildi ve İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı görevlendirilerek iddialar incelemeye alındı. İncelemeler sürerken konuyla ilgili İBB Basın Koordinatörlüğü üzerinden açıklama yapıldı. Açıklamada, “Koruma altında bulunan tarihi mezarların son günlerde gündem olmuş örnekleri dışında da Eyüp, Aşiyan, Kozlu, Seyyid Nizam, Edirnekapı, Zincirlikuyu mezarlıklarında meydana gelen bazı uygulamalar ve tahripkâr sonuçları üzerine belediye başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından inceleme başlatılmıştır” denildi. l DHA Valilik: 15 bin kaçak gönderildi İstanbul Valiliği, kaçak göçmenlerle ilgili yapılan çalışmalarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, 1231 Temmuz arasında 12 bin 474 yabancı uyruklu düzensiz göçmenin geri gönderme merkezlerine, kaydı bulunmayan 2 bin 630 Suriyelinin ise geçici barınma merkezlerine sevk edildiği belirtildi. Valilik tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Yabancıların ülkelerine geri gönderilme işlemleri, sevk edildikleri merkezlerde sürdürülmektedir. Aynı zamanda, hiçbir ilde kaydı bulunmayan 2 bin 630 Suriyeli, Bakanlığımızın belirlediği illerdeki Geçici Barınma Merkezleri’ne sevk edilmiştir. Başka illere kayıtlı geçici koruma kapsamındaki Suriyelilerin ise, kayıtlı bulundukları illere geri dönüşleriyle ilgili süreç devam etmektedir” denildi. l Haber Merkezi