21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 2 AĞUSTOS 2019 CUMA EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ / ASLAN YILDIZ HABER Seçmen tavrını koyunca... Yıllar yılı Türkiye’de, temelsiz bir ezber yinelenip, duruldu: Yerel yönetimler, demokrasinin beşiğidir. Oysa, henüz bir köylü toplumu görüntüsünde olan, kentleri “ne köy olur, ne kasaba” statüsündeki, daha kentleşme sürecinin ilk aşamasında bulunan, kentlilerin kentlilik bilincinden dolayısıyla davranış biçiminden uzak olduğu ülkemizde yerel yönetimler, aslında yeni bir rant paylaşım odağıydı. Ürettiğinden çok üreyen yağma ve talan ekonomisi toplumunda, talan düzeninin, yerel aktarma kayışı konumundaki yerel yönetimlerde nepotizm almış yürmüştü. “İş bitirici köşe dönücü” kavramını toplumsal yaşamımıza armağan eden ANAP’ın bu pratiği yerel yönetim alanında da yeni bir akımın yerleşmesine neden olmuştu. Belediye başkanları, makam odalarının kapılarını söktürürek güya şeffaflık örneği verirken, işleri başka yerlerde, “sen ben yeğenler ve de bizim çocuklar” aracılığıyla yürütüyorlardı. Yağma ve talan ekonomisi ne devlet katında, ne de yerel yönetimde liyakata gereksinim duyuyordu. Devleti ve kamuyu işletmek değil, işgal etmek amacıyla erki eline geçirmiş olan, AKP döneminde nepotizm doruğa erişmiş durumdaydı. HHH İşe almada, yakınlarını ve yandaşlarını kayırma, nimet dağıtımında bizimkileri kollamadan şikâyet ayyuka çıkmasına karşın, son 15 yılda kollama kayırma sistemi, AKP’nin fütursuzluğuyla engel tanımaz biçimde gelişiyordu. Bundan herkes yakınıyor, ama kimse önüne geçemiyordu. Yerel yönetimlerin, ilk kez gerçekten demokrasinin beşiği haline geldiği 31 Mart ve de 23 Haziran İstanbul seçimlerinden sonra, oylamanın büyük galibi, CHP Genel Başkanı’nın ağzından, nepotizme son verecek yeni yönetimin temel ilkelerini açıklıyordu. CHP altı okunun yanına yerel yönetimlerdeki yedi ilkesini de katıyordu. Ama yine de, Türkiye’nin dört bir yanından akraba eş dost kayırmanın haberleri geliyordu. Bunların arasında CHP’li belediyelerin de olması, “böyle gelmiş, böyle gider” düzeninin süreceğinin işareti olarak kabul ediliyordu kimilerince. Siyasetin, hemen hemen her yerde bir paylaşım kavgası oluduğunu ve Türkiye’de seçim aday delege yapısının niteliğini bilenler, nepotizme son vermenin kolay olmadığının farkındaydılar. İktidarda olan AKP’nin zaten nepotizme karşı bir tavrı yoktu. Milleten ümmet yaratma amacını her şeyin üstünde tutan biat kültüründe tabii ki, bizden olmak, liyakattan önce gelecekti. Ama, biat düzenine karşı olan CHP, nepotizme son verileceğini, yönetimde saydamlığın egemen olacağını dirençle vaat etmişti. Seçmen 31 Mart’ta ve de özellikle 23 Haziran’da altını daha da kalın şekilde çizerek mesajı aldığını bildirmişti. CHP de, genel başkanının ağzından seçmenin mesajını aldığını ilan ediyordu. Anlaşılan bu defa yerel yönetimlerde, böyle gelmiş böyle gider düzeni bozulacaktı. Bizzat CHP’nin örgütü bu vaatlerin takipçisi olacaktı. HHH Aklın yolu da buydu. CHP yeni seçimlerde kazanarak işbaşına geldiği yerlerde, borca batık yönetimler devralmıştır. Bu durumun yanı sıra iktidarın dizginlerini elinde tutan AKP, engellemelerle CHP’li başkanları çalıştırmama yolunu izlemektedir. Bu durumda, seçmenin desteğine sahip yeni belediye başkanlarının tek güçleri, dayanakları seçmene her şeyi açık açık anlatacak, her şeyi gözler önüne serecek saydamlıktır. Saydamlık nepotizme ve yolsuzluğa karşı en iyi yöntemdir, yeter ki seçmen saydamlığın devamı için elzem olan dikkat ve ilgisini tavsatmasın! SONAR’ın sahibi Bayrakçı’ya saldırı SONAR Araştırma şirketinin sahibi Hakan Bayrakçı, geçen salı günü İstanbul Mecidiyeköy’de saldırıya uğradı. Ortaklar Caddesi’nin paralelindeki sokakta uğradığı saldırıya ilişkin OdaTV’ye açıklama ya pan Bayrakçı, “Bir kasıt ve siyasi olduğu bel li. Park yerine giderken, 34 kişi geçerken omuz çarptı bana bir tanesi. Ben de ‘pardon’ dedim. O da haka ret etti, ben de ‘Hiç mi yaşlıya saygı kalmadı. Hadi onu bırak böyle küfür edilir mi’ dedim, o anda saldırdılar. Bir iki tane vurmaya çalıştım ancak bıçak layıp öldüreceklerini de dü Bayrakçı “Vücudumda çürük çok” dedi. şündüm. Yaya olarak kaçtılar. Saldırı planlı. Suni bir sebepten kavga çıkarıyor ve hiçbir şey konuşmamaları da ilginç. Neye kızdığını söyler insan saldırırken. Profes yonelce saldırdılar. Başımda ciddi çürükler var. Sol diz bölgemde ve vücudumun çeşitli yerlerin de çürükler var” dedi. Bayrakçı saldırganlardan şikâyetçi olmadığını belirtti. l Haber Merkezi Son dönemin en kısa YAŞ toplantısında 126 generalden 14’ü terfi etti Orgeneralliğe terfi yok Atama sırasında bekleyen 8 korgeneral/koramiralden, orgeneral/oramiralliğe yükseltilen olmadı. Bir tümgeneral korgeneralliğe yükseltilirken 13 tuğgeneral/tuğamiral, tümgeneral/tümamiralliğe atandı. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) terfi ve atama dosyala rını değerlendiren Yüksek HÜSEYİN HAYATSEVER Askeri Şura’da (YAŞ) terfi sırasında olan 126 general ve amiralden 14’ü bir üst rütbeye yükseltildi. İki orgeneral emekliye sevk edilerek kad ro boşalmasına karşın atama sırasın da bekleyen 8 korgeneral/koramiral den orgeneral/oramiralliğe yükseltilen olmadı. Bir tümgeneral korgeneralliğe yükseltilirken 13 tuğgeneral/tuğami ral, tümgeneral/tümamiralliğe atandı. YAŞ, dün Beştepe’deki Cumhurbaş kanlığı Sarayı’nda toplandı. Cumhur başkanı Tayyip Erdoğan başkanlığın daki toplantıya YAŞ üyeleri Cumhur başkanı Yardımcısı Fuat Oktay, bakan lar Hulusi Akar, Abdulhamit Gül, Sü leyman Soylu, Berat Albayrak, Ziya Selçuk, Genelkurmay Başkanı Orgene ral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Ko mutanı Orgeneral Ümit Dündar, Ha va Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ha san Küçükakyüz ve Deniz Kuvvetle ri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ka tıldı. Toplantı öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki YAŞ üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti. YAŞ toplantısı, 1.5 saatte tamamlanırken bu toplantı son dönemin en kısa toplantısı oldu. 48 generale emeklilik Toplantının ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, alınan kararlara ilişkin bilgi verdi. Buna göre 14 general ve amiral bir üst rütbeye yükseltildi, 40 albay da general ve amiral oldu. 12 general ve amiralin görev süreleri bir yıl, 313 albayın görev süreleri ise iki yıl süreyle uzatıldı. Kumpas Mağdurlarına hem terfi hem emeklilik Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda yapılan atamalarda kumpas davası mağduru komutanlardan bazıları terfi ettirilirken bir bölümü de emekliye sevk edildi. YAŞ kararıyla tümamiralliğe terfi eden Yankı Bağcıoğlu, albay rütbesindeyken İstanbul’daki Askeri Casusluk davası kapsamında 3 yıl tutuklu kalmış ve 5 yıl hapse mahkum olmuştu. Bağcıoğlu, bu davanın beraatla sonuçlanmasının ardından 2016’da tuğamiralliğe terfi etmişti. Albaylıktan tuğamiralliğe terfi eden isimlerden Özgür Özcan Altunbulak, Mehmet Emre Sezenler, Rafet Oktar ve Refik Le vent Tezcan da Balyoz ve Askeri Casusluk davalarında yargılanmışlardı. Balyoz davasında yargılanan ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından tuğamiralliğe terfi ettirilen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Plan Prensipler Başkanı Bülent Olcay, Donanma Kurmay Başkanı Berker Emre Tok, Genelkurmay Yönetim Başkan Yardımcısı Önder Çelebi, Ege Deniz Bölge Komutanı Cemalettin Bozdağ ve Deniz Kuvvetleri Personel Başkanı Şafak Duruer ise normal bekleme süresi dolmadan kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilenler arasında yer aldı. 1 general yaş haddinden, 47 general ve amiral ise kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edildi. Halihazırda 241 olan general sayısı, YAŞ kararlarının yürürlüğe gireceği 30 Ağustos’tan itibaren 233’e düşecek. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan tümgeneral İrfan Özsert korgeneralliğe, tuğgeneraller Bahtiyar Ersay, Sezai Öztürk, Ömer Ertuğrul Erbakan, Ahmet Kurumahmut ve Selami Arslan tümgeneralliğe, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan tuğamiral Yankı Bağcıoğlu tümamiralliğe, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan tuğgeneraller Erdoğan Gür, İsmail Günaydın, İsmail Üner, Kutlay Demir, Ali Serin, Olcay Yılmaz ve Selçuk Aygün tümgeneralliğe terfi ettirildi. 126 isim terfi bekliyordu YAŞ öncesi toplam 126 general ve amiral bir üst rütbeye terfi bekliyordu. Erdoğan başkanlığındaki YAŞ üyeleri Anıtkabir’i ziyaret etti. Bunlardan 7’si korgenerallikten orgeneralliğe, biri koramirallikten oramiralliğe terfi bekleyen isimlerdi. Rütbede 4 yıllık bekleme sürelerini tamamlayan Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep ve 3. Ordu Komutanı İsmail Serdar Savaş temdit alamayarak emekliye sevk edildi. İki orgeneral kadrosu boşalmasına karşın bu yılki YAŞ’ta korgenerallikten orgeneralliğe terfi yapılmadı. Kara Kuvvetleri’nde, rütbelerinde 4 yılı tamamlayan korgeneraller Genelkurmay İkinci Başkanı Metin Gürak ve Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Şeref Öngay terfi sırasının başında bulunuyordu. Bu isimlerin görev süreleri bir yıl uzatıldı. Rütbelerinde 3 yılı tamamlayan ve terfi bekleyen korgeneraller 2. Kolordu Komutanı Zekai Aksakallı, 4. Kolordu Komutanı Ali Sivri, 8. Kolordu Komutanı Osman Erbaş, Genelkurmay Personel Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Yavuz Türkgenci ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda Donanma Komutanı Koramiral Ercüment Tatlıoğlu için ise YAŞ’ta bir karar alınmadı. l ANKARA ‘Truva’ sendromuYeni parti hazırlıklarını takip eden partililer, iki olasılık üzerinde duruyor Partide “Ya yüzde 1520’lik bir kitleyi harekete geçirecek bir potansiyelle yola çıkarlar ya da sadece Truva Atı olabilirler” değerlendirmesi yapılıyor. iğneli fırça zafer temoçin Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’nun parti hazırlıkları sürerken, AKP içinde de bunların partiemine ye etkisinin ne ölçüde olakaplan cağı kestirilmeye çalışılıyor. Konuyla ilgili çok sayıda olasılık dillendirilirken, bu iki siyasi hareketin başarılı olup olmayacağı konusunda önümüzdeki dönemde ekonomi ve dış politika başta olmak üzere yaşanacak gelişmelerin seyrinin de etkili olacağı konuşuluyor. AKP’nin de bu süreçte atacağı adımların çok önemli olacağını vurgulayan parti yöneticileri, her alanda hata yapılmaması ve çok dikkatli olunması gereken bir döneme girildiğine dikkat çekiyor. Bu partilere daha çok eski milletvekili ve il başkanlarının rağbet gösterebileceğini, mevcut milletvekillerinden bir geçişin olmayacağını, olsa bile sınırlı sayıda olacağı tahmini yapan parti yöneticileri, partilerin kurulma zeminiyle ilgili iki olasılığa dikkat çekiyor. “Ya yüzde 1520’lik bir kitleyi harekete geçirecek bir potansiyelle yola çıkarlar ya da sadece Truva Atı olabilirler” değerlendirmesi yapılırken, bu olasılıklarla ilgili de şu değerlendirme yapılıyor: “Öncelikle bir parti kurabilecekler mi ona bakmak lazım. Eğer kuracaklarsa yüzde 1520’lik bir kitleyi harekete geçirecek bir potansiyeli hedefleyerek çıkmaları lazım. Ama öyle bir potansiyelleri olsa havadan onu alırsınız. Öyle bir hava yok. Bunun dışında bir ihtimalle yola çıkacaklarsa Truva Atı olabilirler. O da yüzde 2’lik oy oranını hedefleyip ‘yeter ki Tayyip Erdoğan gitsin’ hesabıyla iktidar değişikliği yapmaya çalışan bir siyaset üzerine olursa ekmek yiyemezler. Bu coğrafya böyle bir siyaset anlayışını kabul etmez.” Babacan ve Davutoğlu ekiplerinin 31 Mart ve 23 Haziran seçim sonuçları ve ekonomideki olumsuz gelişmele ri zemin yapmaya çalıştığı değerlendirmesi yapılırken, ekonomideki verilerin daha iyiye gittiği ve yıl sonuna kadar da daha iyi olacağı, Türkiye’nin uluslararası alanda da önünün açılmasını sağlayacak gelişmelerin yaşanabileceğine işaret ediliyor. Erken seçim seçeneği Bu gelişmelerin kurulsalar bile yeni partilere olan ilgiyi azaltacağı ve etkili olmalarını engelleyeceği tahminleri yapılırken, yeni siyasi oluşumlar için erken seçimin avantaj olarak görülebileceği, ancak erken seçim olmasını gerektirecek bir durumun da olmadığı değerlendirmesi yapılıyor. Parti kulislerinde, “Erken seçim için şartların uygun olması lazım. Ekonomi çok kötüye gidecek, iktidar çok bunalacak ki seçim zorunluluğu ortaya çıksın. Ancak gelişmeler tam tersine bir tablo ortaya çıkarıyor” görüşü dile getiriliyor. l ANKARA BAHÇELİ ‘DÖNÜN’ DEDİ, AKŞENER KAHKAHA ATTI MHP lideri Devlet Bahçeli, “Her ne yaşandıysa geride kalmıştır. Kucaklaşma zamanı gelmiştir” diyerek İYİ Partililere “geri dönün” çağrısında bulundu. İYİ Parti’nin 4. Olağanüstü Kurultayı öncesi sosyal medyadan açıklama yapan yapan Bahçeli, “Fiziken orada, fikren aramızda bulunan dava arkadaşlarımın müştereken karar alıp MHP’ye dönüşün tarihi sorumluluğunu yerine getirmeleri halisane ve samimi beklentimdir. Buluşma yerimiz zillet değil millettir. Kucaklaşma zamanı gelmiştir. İYİ Parti’nin Olağanüstü Kurultay’ında MHP’yle bütünleşme ve birleşme hamlesi Türkiye’nin gücüne güç katacaktır” dedi. Akşener’den videolu yanıt İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin sosyal medya üzerinden daha önce paylaştığı video ile Bahçeli’ye yanıt verdi. Videoda Akşener’in kahkaha atarak “Ay harika. Canım benim” dediği duyuldu. Akşener ayrıca başka bir paylaşımında Cumhurbaşkanı’nı etiketleyerek “Sn. Recep Tayyip Erdoğan, yine ne dedin bu arkadaşa?” sorusunu yöneltti. l ANKARA ‘5 YIL DÜZELMEZ’ Vatandaş ekonomiden umutsuz Optimar Araştırma Şirketi, 26 ilde bin 826 kişi ile yapılan görüşmede yurttaşlara Türkiye gündemi, siyasi kimlik, ekonomi, FETÖ ile mücadele ve yeni parti kurulması gibi birçok başlık altında sorular yöneltti. Ankette yurttaşlara “Siyasal kimlik olarak kendinizi nasıl tanımlarsınız” sorusuna katılımcıların yüzde 25.2’si “atatürkçü”; yüzde 22.1’i “milliyetçi”; yüzde 9.7’si ise “muhafazakâr” yanıtını verdi. EKONOMİ TEMEL SORUN: Türkiye’nin en temel sorunu nedir diye sorulan yurttaşların yüzde 44.8’i ekonomik sorun derken; ikinci sırayı yüzde 15.5 ile işsizlik aldı. Ankette yurttaşların yüzde 40.9’u son 5 yılda ekonomik krizin değişmeyeceğini söylerken, yüzde 25.9’u ise aynı kalacağını belirtti. Yüzde 33.2’si ise daha iyi olacağını kaydetti. FETÖ MÜCADELESİ YETERSİZ: Yapılan araştırma da FETÖ ile mücadelenin yeterli olup olmadığının sorulması üzerine yurttaşların yüzde 38.7’si yetersiz olduğunu ve mücadele edilmediğini söyledi. Yüzde 31.7’si mücadele edildiğini belirtirken, yüzde 29.6’sı ise fikrinin olmadığını kaydetti. Yeni parti kurulmasına ihtiyaç olup olmadığının sorulması üzerine yurttaşların yüzde 67’si gerek olmadığını söyledi. YENİ PARTİYE SOĞUK: Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın parti kurması halinde oy verip vermeyeceğine ilişkin yöneltilen soruya Davutoğlu için yüzde 68, Babacan için yüzde 60 oranında “Oy vermem” yanıtı verildi. Türkiye ile ABD arasında krize neden olan S400 füzelerine ilişkin Türkiye’nin tavrının sorulması üzerine yurttaşların yüzde 63.2’si “doğru tavır” yanıtını verirken, yüzde 10.06’lık bir kesim ise “yanlış tavır” dedi. KURUMLARA GÜVEN YOK: Türkiye’de en güvenilir kurumların da sorulduğu araştırmada, yüzde 20.4 oranı ile ilk sırada Cumhurbaşkanlığı, yüzde 8.6 ile ikinci sırada emniyet gelirken yüzde 37.3 oranında katılımcı ise hiçbir kuruma güveni olmadığı belirtti. ABD’YE TAVIR: Katılımcıların yüzde 63.9’u ABD’nin yaptırım tehditlerine karşılık geri adım atılmaması gerektiğini belirtirken, yüzde 8.9’u ise ambargo uygulanması halinde geri adım atılması gerektiğini söyledi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle