19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: EMİNE BİLGET 98 TEMMUZ 2019 PAZARTESİ ÇORLU’DA İHMALİN NEDEN OLDUĞU KAZANIN SORUMLULARI ARANIYOR Ç orlu’da 25 canın yitirildiği tren faciasının üzerinden 1 yıl geçti. Kazada yakınlarını kaybeden aileler acılarını paylaşmak için birbirine kenetlendiler. Adalet arayışına başladılar. Çorlu, İstanbul ve Ankara’da “Adalet Nöbetleri” tuttular. Ankara’da AYM önünde açıklama yapacakken polisin copuyla tanıştılar. Geçen bir yılın ardından adalet yerini bulsun diye Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne koştular. Fakat orada da bin bir türlü zorluklara ve polisin şiddetine maruz kaldılar. E dirneİstanbul seferini yapan, 362 yolcu ve 6 personelin bulunduğu yolcu treni, 8 Temmuz 2018’de Sarılar Mahallesi yakınlarında raydan çıktı. Kazada 7’si çocuk 25 kişi yaşamını yitirdi, 338 kişi de yaralandı. Kazanın menfez ile rayların arasındaki dolgunun sağanak nedeniyle boşalması sonucu meydana geldiği belirtildi. Kazadan 10 gün önce uyarılmasına rağmen gerekli bakım ve kontrollerin yapılmadığı ortaya çıktı. Ancak üst düzey bürakratlardan hiçbiri sorumluluğu üstlenmedi. Aileler asıl sorumluların yargı önüne çıkarılmasını istiyor. Devlet bize sırtını döndüKaza sonrası Cumhurbaşkanı, ‘Gerçek sorumlular yargılanacak’ dedi. Aileler gereğinin yapılmasını istiyor Çorlu faciasında yakınlarını kaybeden acılı aileler, hep adalet haykırdı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaza sonrası yaptığı, “Gerçek sorumlular yargıla nacak” açıklamasının yerine getirilmesini is tiyor. Ancak geçen hafta yapılan duruşmada tutuksuz bir sanığın ağlayan ailelere “gülüm semesi” acılarını bir kat daha artırdı. Eşini kaybeden Saliha Erbil, bir yıllık süreci bin yıl olarak tanımlaya rak Devlet Demir Yolları’nda 22 yıl boyunca güvenlik olarak ça ZEHRA ÖZDİLEK lışan eşini çok özlediğini söylüyor. Anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal, babasının göm leklerini giyiyor annesinin “oğlum gel soluk lan” sözlerine hasret. Kazada yaralı kurtu lan ve boynunda üç platinle yaşayan Emre Kocaağa artık trene binemiyor, uykusundan kâbuslarla uyanıyor. Oğlunu kaybeden anne Mısra Öz Sel ise Cumhurbaşkanı’nın kendi lerine “gerçek sorumlular yargılanacak” diye verdiği sözü tutmasını bekliyor. Çorlu tren faciasının 1. yılında acılı aileler Cumhuriyet’e konuştu; n Anne ve babasını kaybeden İsmail Kartal: Hayatımızda derin yaralar bırakan, hayatlarımızı altüst eden bir kaza. Hayata da ir neler planlıyorduk fakat kendini bilmez bazı sorumlular nedeniyle annem ve babam feci bir şekilde can vererek toprak oldu. Oğ lum ve kızım her gün onların anılarıyla yaşı yor, eşim her kapı çalı şında, her merdivenler den gelen sesle acaba deyip uyanıyor. Ben ba bamın gömleklerini gi yiyorum. Annemin “Yo rulmuşsundur, gel biraz İsmail Kartal dinlen ,soluklan” deyişini özlüyorum. Vefat et melerinden birkaç hafta öncesi kız karde şimin nişan törenini yapmıştık. Vefatların dan 5 ay sonra düğününü yaptık, en zor gü nümüzdü o gün. Babamla annemin kız kar deşime “Seni bi evlendirsek, gözümüz ar kada kalmayacak” deyişlerini hatırlıyorum. Annemin düğün telaşı aylar öncesinde baş lamıştı. Maalesef göremediler kızlarını o bembeyaz gelinliğin içinde. Çünkü kendi leri bembeyaz bir kefene sarılmışlardı. Kız kardeşimin, eşimin, çocuklarımın, benim bu yaşadıklarımızın hesabını kim verecek. Ma alesef bunları duymak istemeyen, yaşadık larımızı öğrenmek istemeyen devlet yetkili leride bizlere sırtını dönmüş durumda. ‘Hayatım altüst oldu’ n Kazada yaralı kurtulan Emre Ko caağa: Boynumda 3 tane platinle yaşıyo rum. Şu ana kadar kimse arayıp “bir ihti yacınız var mı” diye sormadı. Kazadan ön ce çalışıyordum, askere gidecektim. Şim di ikisini de yapamayacak durumdayım. Kimse işe almıyor. Askere kabul edilme dim. Psikolojik tedavi görüyorum. Keşke böy le bir kazaya şahit ol masaydım. Hayatım al tüst oldu. Uyku uyuya mıyorum. Trene binemi yorum. İlaç kullanıyo rum. Uyuduğum zaman kâbuslarla uyanıyorum. Emre Kocaağa Kolum, bacağım kilitleniyor. İhmallerin kur banı olduk. Duruşmaya 4 kişi getirildi. Asıl sorumlular getirilmedi. İçeriye giremedik. Mağdur olduk. Heyet kaçtı. Davayı kapat maya çalışıyorlar ama ben eninde sonunda adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Kabul Mısra Sel Oğuz Arda edemiyorum Oğlunu kaybeden Mısra Sel: Tam bir yıldır oğlum Oğuz Arda’nın yokluğunu kabul edemiyorum. Bu ülkede birilerinin “hizmet ediyoruz” deyip yaptıkları şov altında insanların hayatlarını hiçe saydıklarını bir kez daha gördük. Çorlu tren katliamı tüm delilleri ile apaçık ortadayken üzeri örtülmeye çalışılan Türkiye’nin en acı katliamlarından biridir. Başka canlar yanmasın ve adalet yerini bulsun diye verdiğimiz mücadelede uğradığımız haksızlıkları bizler hak etmiyoruz. Çorlu katliamında giden, 25 can için tüm yetkilileri, savcıları, hâkimleri adil yargıya davet ediyorum. Ve bir yıl önce oğlumun dedesine bizzat telefon açıp “Davayı yakından takip edeceğim. Gerçek sorumlular yargılanacak” diyen Cumhurbaşkanına giden 25 vatandaşı için bir dedeye verdiği sözü tutup, sahip çıkmasını bekliyorum. Yavrum geri gelmeyecek. Ama ancak o zaman huzurla uyuyacak. Oğuz Arda hep 9 yaşında kalacak. Onu çok özlüyorum. Giden 25 canımızı sevgi, saygı ve büyük özlemle anıyorum. Gerçek sorumluların yargılanması için çağrılar yapan aileler, başta Çorlu olmak üzere birçok kentte Adalet Nöbeti tuttu. Kazanın ihmal nedeniyle meydana gelediğini söyleyen aileler, gerçek sorumluların korunduğunu haykırdı. Baro ve hukukçular aileleri adalet arayışında yalnız bırakmayarak destek verdi. 22 YILLIK ÇALIŞAN VE KAZADA YAŞAMINI YİTİREN SEYFİ ERBİL’İN EŞİ SALİHA ERBİL: Başsağlığı bile dilemediler Bir yıl bin yıl gibi geçti.12 ay 12 asır gibi çok iyi anlaşırlardı. Ama eşim öldükten sonra te geldi. Ben hemşireyim, lefonlarıma çıkmadılar. o gün nöbetçiydim. Düşenin dostu olmuyor Eşim de 22 yıldır Devlet muş. İki kızım var, bi Demir Yolları’nda gü ri 10 diğeri 7 yaşında. venlik olarak çalıyordu. Çok mutluyduk. Yarım Eşim o gün çocukları kaldık. Ben dul bir eş ol babaannelerine bırakıp dum. Çocuklarım yetim nöbete ulaşmak için o kaldı. Lojmanda oturu trene bindi... İş malulü yordum Bursa’ya anne olsun diye müraacat ettim. Bana ‘iş malulü sa Seyfi Erbil min yanına geldim. Kızlarım ve ben tedavi gö yılmaz’ dediler. İş saa rüyoruz. Dünyamız ka tinde eşim rayların altındaydı. 22 rardı. Eşimle birbirimizi çok sevi yıl hizmet verdiği rayların altında yorduk. Kazadan sonra eşimin yü henüz çıkarılmamıştı. Ne ölüleri züğünü de bana verdiler. mize ne de bize değer verildi. Ku Ben hep 8 Temmuz’da kaldım. rumdan yetkililer arayıp başsağ En çok kaybetmekten korktuğum lığı dilemedi. Eşim hayattayken insanı o gece soğuk bir dolaba bırakıp eve geldim. Çocuklarım hâlâ babalarını bekliyorlar. Hayata dair planlarımız vardı. Hepsi kaldı... Duruşmaya gittik. 30 dakika sürmeyen duruşma için 9 saatten fazla yol gittik. Bizlere çok kötü davranıldı. Coplarla polisler salona girdi. Bizleri içeri almadılar. Ne bize, ne ölenlerimize saygı duyuldu. Yaz lütfen; bir lütfen insanı ipe götürür bir lütfen ipten alır. Bazı insanların vebali ağır olur, kimse taşıyamaz. Ben de mi marjinal grubum. Bana da mı diyecekler şov yapıyor! Para için yapıyor. Yazın lütfen, devlet eğer koruyacaksa memurunu, beni ve evlatlarımı da korusun. Hak âleme göç eden eşimi de korusun. Bir yıl boyunca ilk duruşmayı bekleyen aileler, duruşma salonuna kilitlendi, polis şiddetine maruz kaldı. İlk duruşmada heyet dosyadan çekildi Tren faciasının davasının ilk duruşması 3 Temmuz’da olaylı başladı. Konferans salonunun duruşma salonuna dönüştürüldüğü ilk celsede ailelerin bir kısmı, duruşma salonunun kapısının kilitlenmesi üzerine içeri alınmadı. Salona giremeyen aileler dışarıda tepki gösterirken, kilitli kapının açılmaması üzerine salonu dolduran aileler alkışlarla kapının kilitli olma sını protesto etti. Ailelerin “Yeter bizi mahvettiniz” diye bağırdığı sırada bir görevli, “Siz daha çok beklersiniz” dedi. “Biz terörist miyiz? İçimiz daralmış zaten, açın şu kapıları ya” sözleriyle kapının açılması talep edildiği sırada duruşma salonunun kapısı kırıldı. Yaşananlardan sonra mahkeme heyeti davadan çekildiğini açıkladı ve duruşma salonunu terk etti. AYM önünde polis şiddetine uğradılar Dört TCDD personelinin “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçlamasıyla hâkim karşısına çıkacağı tarihten önce kazada hayatını kaybedenlerin yakınları Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde bir araya gelmek istedi. Soruşturma sürecinde haklarında ta kipsizlik kararı verilen kişilerin de yargılanmasını talep eden ailelerin AYM önündeki açıklaması engellendi. Polis, yakınlarını kaybeden ailelere müdahale etti. Kazada yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel’in dedesi fenalık geçirdi ve ambulansla alandan götürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle