19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 24 TEMMUZ 2019 ÇARŞAMBA [email protected] olaylar ve görüşler Elektronik sigaralar beyindeki kök hücrelere zarar veriyor Kaliforniya, Riverside Üniversitesi’nden (UC) bir grup araştırmacı, genellikle gençler ve hamile kadınlar tarafından sağlığa daha az zararı olduğu iddiasıyla tercih edilen elektronik sigaraların, beyindeki sinir kök hücrelerinde, baskıya bağlı tepkime yarattığını ortaya koydu. ÇEVİREN: M. BİROL GÜGER İnsan yaşamı boyunca gelişimini sürdüren kök hücreler zamanla beyin, kan ve kemik hücreleri gibi daha belirgin işlevlere sahip özel hücreler haline gelir. Bu özel işlevlerinin de ötesinde kök hücreler, sigara dumanı gibi zehirli maddelerin etkilerine karşı yürütülen çalışmalarda da birer model görevi görür. Nikotin ve aromalı kimyasalları ısı yoluyla buharlaştıran cihazlar olan elektronik sigaralar da bu alanda yapılan çalışmalara konu olmaktadır. Günümüzün yaygın elektronik sigara markalarından Vuse ürünleri üzerinde gerçekleştirilen bu çalışma, açık erişimli bir dergi olan iScience’da yayınlanarak bilim dünyasının ilgisine sunuldu. Elektronik sigaralar zararsız değil Doktora derecesini bu yıl biyomühendislik alanında alan ve söz konusu araştırma makalesinin yazarı olan Atena Zahedi, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Başlangıçta ‘da muhtemeldir” dedi. Zahedi’ye göre, SIMH reaksiyonu sırasında mitokondri kendini korumak ve parçalanmaya karşı direnç geliştirebilmek için bir tür birleşme hareketi sergiliyor. Sinir kök hücrelerinde ölüme yol açabilir Zahedi, elektronik sigaralardan temin edilen yüksek oranda nikotinin, sinir kök hücre zarındaki özel reseptörlerde nikotin taşmasına neden olduğunu belirtiyor. Stres kaynaklı mitokondriyal hiperfüzyon Bilim insanları henüz, elektronik sigaralardaki kimyasalların, hücre sağlığını düzenlemede kritik öneme sahip mitokondri gibi yapıları nasıl etkilediği konusunda kesin bilgiye sahip değil. Ancak, Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacılar, fare kök hücrelerinden faydalanarak yaptıkları araştırma neticesinde önemli bulgulara ulaştılar. Kök hücrelerin, elektronik sigara yoluyla alınan nikotine karşı doğal bir tepkime geliştirdiğini tespit eden araştırmacılar söz konusu tepkiyi, “Stres kaynaklı mitokondriyal hiperfüzyon (SIMH)” olarak tanımladılar. Araştırmaya öncülük eden, Moleküler, Hücre ve Sistem Biyolojisi bölümünden Profesör Prue Talbot, “SIMH, (hücre tarafından geliştirilen) koruyucu özellikte bir hayatta kalma tepkisidir” dedi. Talbot ayrıca, “Elimizdeki veriler, kök hücrelerin, nikotin ve elektronik sigara yoluyla alınan diğer kimyasallara karşı, SIMH olarak adlandırdığımız tepkimeyi geliştirdiğini göstermektedir” ifadelerini kullandı. Araştırmacılar Atena Zahedi (oturan) ve Prue Talbot (ayakta) ha güvenli’ olarak tanıtılsa da, Vuse ve JUUL gibi elektronik sigaralar zararsız değil” ifadelerini kullandı. Zahedi ayrıca, “Kısa süreli maruz kalma bile hücrelerde, uzun süreli kullanımda karşılaşılan hücre ölümlerine veya hastalıklara yol açabilir. Gözlemlerimizin, nikotin içeren herhangi bir ürün için geçerli olması Bu durumun reseptörlerde açılmaya neden olduğunu ifade eden Zahedi, söz konusu açıktan hücreye kalsiyum ve diğer iyonların da girmeye başladığını, hücrede aşırı kalsiyum yükü oluştuğunu ifade ediyor. Zahedi’ye göre, mitokondriye çok fazla kalsiyumun nüfuz etmesi oldukça zararlı. Zira, bu yüklenme mi tokondrinin iç yapısı ve fonksiyonlarında bozulmalara yol açıyor. Bunun neticesinde moleküller, hücre ölümüne neden olabilecek şekilde parçalanıp sızabiliyor. Zahedi’ye göre, “Nikotin baskısı devam ederse, geliştirilen SIMH reaksiyonu çöker; sinir kök hücreleri zarar görür ve sonunda ölebilirler. Bu durumda artık kök hücrelerden astrosit (1) ve sinir hücreleri gibi özel hücreler üretilemez. Hasar görmüş kök hücre mitokondrisi, yaşlanmayı hızlandırabileceği gibi nörodejeneratif (2) hastalıklara da yol açabilir.” Gençler ve hamile kadınlara çağrı Talbot ve Zahedi, özellikle gençlerin ve hamile kadınların, söz konusu araştırmanın sonuçlarına değer vermeleri gerektiğinin altını çiziyor. Gençlerin ve hamile kadınların beyinlerinin son derece kritik bir gelişim sürecinde olduğunu vurgulayan UCR Kök Hücre Merkezi yöneticisi Profesör Talbot, doğum öncesi ya da ergenlik gelişimi sırasında alınan nikotinin, beyni, hafıza, öğrenme ve %1,49’dan başlayan faiz oranlarıyla konut krediniz Akbank’ta Kredi tutarı Vade Aylık faiz oranı 100.000 TL 60 ay 100.000 TL 120 ay %1,49 %1,49 Aylık taksit tutarı 2.532,82 TL 1.794,13 TL Kredi tahsis ücreti* 500,00 TL 500,00 TL Taşınır taşınmaz rehin ücreti 126,26 TL 126,26 TL Ekspertiz ücreti 980,00 TL Yıllık maliyet oranı** %20,3153 Toplam geri ödeme tutarı*** 153.575,38 TL 980,00 TL %19,9560 216.903,05 TL *Kredi Tahsis Ücreti kredi tutarının binde 5’idir. ** Yıllık maliyet oranı hesaplamasına Kredi Tahsis, Ekspertiz ve Taşınır Taşınmaz Rehin Ücreti dahil edilmiştir. *** Toplam Geri Ödeme Tutarı; kredinin, faiz, fon, vergi, ücret ve diğer maliyetler dahil toplam fiyatıdır. %1,49’dan başlayan faiz oranı, Akbank Şubelerinden 49120 ay vadeli, konut kredisi kullandırımları için geçerlidir. Faiz oranı farklı vadelerde değişiklik gösterebilir. Banka kredi koşullarını değiştirebilir, ek bilgi ve belge talebinde bulunabilir. Detaylı bilgi için: www.akbank.com Sizin için bilişselliği bozabilecek şekilde etkileyebileceğini ifade ediyor. “Sinir kök hücrelerine ve mitokondriye zarar veren asıl etken maddenin nikotin olduğunu vurgulamakta fayda var” diyen Talbot, elektronik sigara sıvılarında da yaygın olarak nikotin bulunduğu için bu durumun herkesi kaygılandırması gerektiğini sözlerine ekliyor. (1) Astrosit, beyin ve omurilikte bulunan yıldız şeklindeki bir hücre türüdür. Adını yıldız şeklinde olmasından alır; “astron” Yunanca yıldız, “kitos” ise “hücre” demektir. (2) Nörodejeneratif hastalıklar, sinir hücrelerinin kaybı ile başlayan ve bu kayba bağlı olarak sinir sistemi fonksiyonlarının yitimine neden olan hastalıklardır. (Örn: Alzheimer, Parkinson) Kaynaklar: Elektronik Sigaraya Maruz Kalmış Nöral Kök Hücrelerdeki Mitokondrial Stres Tepkisi, iScience, 2019; 16: 250 DOI: 10.1016/j.isci.2019.05.034 Araştırmacılar: Atena Zahedi, Rattapol Phandthong, Angela Chaili, Sara Leung, Esther Omaiye, Prue Talbot. Yazar: İkbal Pittalwala, California Riverside Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Link: https://news.ucr.edu/articles/2019/07/01/studyfindselectroniccigarettesdamagebrainstemcells İhanetin mi, onurun mu manevi mirasçılığı? Av. Hüseyin Özbek TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKAN YARDIMCISI İki lanetli isimle başlayalım söze. Kurtuluş Savaşı’nın zor günleridir. Yunan ilerleyişi sürmektedir. Aralıksız 22 gün sürecek olan Sakarya Meydan Muharebesi’ne daha 1 ay vardır. Yunan Kralı Konstantin, 22 Temmuz 1921 günü, işgallerindeki Eskişehir’e gelir. Küçük Asya’yı fethe çıkan Yunan ordusunu denetleyecektir!  Denetleme son derece başarılı geçmiştir. Büyük saldırı için gün sayan Yunan ordusuna tarihi emrini verir: “Ordular, ilk hedefiniz Ankara’dır!” Birinci hain   Elhac Ömer Fevzi, Şeyhülislam Mustafa Sabri tarafından Bursa Müftülüğü’ne tayin edilir. Hem müftü hem de Hürriyet ve İtilaf Partisi Bursa Şubesi başkanıdır. Ayrıca İngiliz Muhipleri Cemiyeti, İslam Teali Cemiyeti üyesidir. Parti ve her iki cemiyet, İngiliz beslemesidir. Ömer Fevzi, “Yunan ordusu halifenin ordusudur. Kasabanıza, köyünüze geldiğinde hürmette kusur etmeyin” diyen Şehülislam Mustafa Sabri’nin güvenini boşa çıkarmaz! Bursa Müftüsü sıfatıyla, Eskişehir’de bulunan Yunan Kralı’na tebrik telgrafı çeker. Teşrifleriyle Anadolu’yu şereflendirdiği için şükranlarını arz eder!  Kürsüdeki siyah örtü  Yunan ordusu, 20 Temmuz 1920’de, Osmanlı’nın ilk payitahtı Bursa’yı işgal eder. Yunan komutanları, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’nin kabirleri başında rövanş coşkusuyla fotoğraf çektirirp sandukaları tekmelerler! Müftü Efendi, konuklara hizmet ve hürmet telaşından olsa gerek, bu durumu es geçer!  İzmir’in işgalinin ardından Türk milletinin yaşadığı ikinci travma, Bursa’nın işgalidir. TBMM başkanlık kürsüsü siyah örtü ile kaplanır. Heyecanlı konuşmalar yapılır. Bursa, işgalden kurtuluncaya kadar örtünün kaldırılmaması için ant içilir. Gerçekten de 11 Eylül 1922’de Türk ordusu Bursa’ya girinceye kadar örtü TBMM riyaset kürsüsünde kalacaktır! İkinci hain   Mütareke İstanbul’unun paralel yargısı “Divanı Harbi Örfi” mahkemeleridir. İngiliz güdümlü, Damat Ferit patentli mahkemelerde adil yargılamanın esamisi okunmaz. O mahkemeler, adi yargılama yapmak, vatanseverleri, millicileri infaz etmek için kurulmuştur.   Dönemin paralel yargısının lanetli ismi Nemrut Mustafa’dır. Süleymaniyeli Mirliva Mustafa Paşa, İngiliz Muhipleri Cemiyeti ve Kürdistan Teali Cemiyeti üyesidir. İngiliz Yüksek Komiseri Sir Horace Roumbold’a; “Bu Kürt önder iyi yönetilirse, Irak’taki İngiliz yetkililerine yararlı olabilir” dedirtecek kadar İngilizlerin takdirlerini kazanmış biridir.  Nemrut Mustafa, Damat Ferit’in güvenini boşa çıkarmayacak, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey başta olmak üzere çok sayıda masumu, savunmalarına hiç olanak vermeden bir çırpıda idam sephasına gönderiverecektir!   Nemrut’un 10 günlük valiliği  Damat Ferit, Divanı Harbi Örfi’deki ilk dönem sınavını başarıyla veren Nemrut Mustafa’yı Bursa Valiliği ile ödüllendirir. 25 Eylül 1919’da makamına kurulan Nemrut Mustafa, meşru bir taleple huzuruna çıkan şehit ailelerini aşağılayarak kovar. “Birinci Dünya Savaşı’nda şehit düşen Türk askerlerinin bırakın şehit olmayı, köpek ölüsünden farkı yoktur” der. Bu sözleri duyan Bursa ahalisinin galeyana gelip Valilik kapısına dayanması üzerine İstanbul’a kapağı zor atar. On günlük Bursa valiliği de böylece sona erer! 30 Ağustos zaferinin ardından, Mustafa Kemal’in; “TBMM orduları, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” emri, Yunan Kralı Konstantin’in Eskişehir’den Ankara’yı hedef göstermesine verilen en anlamlı cevaptır. 30 Ağustos 9 Eylül arası, Afyon Ovası ile İzmir arasında hızlandırılmış film şeridi gibidir. Türk ordusu kovalamakta, Mustafa Kemal’in; “Askerlik şerefinden yoksun katiller sürüsü” dediği Yunan ordusu kasabaları, köyleri yakarak, sivil halkı vahşice öldürerek kaçmaktadır!  30 Ağustosun manevi mirasçıları  30 Ağustos, tutsaklıktan özgürlüğe, işgal utancından bağımsızlığın onuruna ulaşıldığı gündür. 30 Ağustos, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Gazi’nin, Orhan Gazi’’nin sandukalarını tekmeleyenlere en uygun cevabın verildiği gündür. 30 Ağustos’un manevi mirasçısı tekmil Türk milletidir. Ankara’nın, Denizli’nin Kuvvacı müftülerinin de öyle. Ömer Fevzi’lerin, Mustafa Sabri’lerin manevi mirasçıları kimlerdir acaba?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle