Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 27 HAZİRAN 2019 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER 3. Havalimanı işçilerinin yargılanmasına devam edilirken hâkimin tutumu tepki çekti Ayrıntılar Silahların gölgesinde davaKucaklaşmak! Ayrıntılar Ayrıntılar Ekrem İmamoğlu kolları sıvadı iki kez, gençti, enerjisi vardı. Ustaca kullandığı dil, herkese uzattığı el onu kitlelerle buluşturdu. Bir de kazanılan seçim çalınınca, kahraman arayan ahali için önemli bir simge haline geldi. Üstelik yılların saldırgan yandaş basını vurdukça büyüdü. İyi yazılmış metinleri, dört eğilimi içine alan tutumu patlama yapmasına neden oldu. Yirmi beş yıl sonra İstanbul Kötü çalışma koşulları ve iş cinayetlerini protesto eden işçi ve sen dikacıların yargılandığı davanın 3. duruşmasında bir güvenlik gö revlisi silahıyla duruşmaya girdi. Sanık ve avukatların “Silahların gölgesinde mahkeme yapılmaz” itirazını hâkim görmezden geldi. İstanbul Havalimanı şantiyesindeki kötü çalışma koşulları ve iş cinayetlerine karşı gerçek lahıyla duruşmaya katılmasına işçiler ve avukatları “Silahların gölgesinde mahkeme yapılmaz” ceğini söyledi. Çelik’in “Ben gariban, biriyim hatırlayamam” sözleri üzerine Karabulut, “Garibanların hafızası iyidir” diyerek itiraz etti. Karabulut’un ifadesini hâkimin kayda geçirmesi üzerine, birçok işçi de isimlerini ekletti. Hâkim duruşmanın akışını bozanlara zorlama hapsi verebileceği tehdidinde bulundu. Avukatlar ise kazanıldı, Erdoğan’ın sırtını mindere ge leştirdikleri eylemlerin ardından diyerek tepki gösterdi. Avukat hâkimin Çelik’in ifadelerini yönlendi tiren ilk adam olarak tarihe adını yazdırdı. Ben dahil, kimsenin İmamoğlu zaferine diyeceği yok. HHH Türkiye olağanüstü koşulları yaşıyor uzun zamandır. Her şeyin güzel olması için büyük uzlaşı gerekiyordu, bunu sağlayan kahramanları yakından tanıyoruz aslında. Asıl mesele şu, bu sürecin mimarlarından biri kendi olarak, önümüzdeki tutuklanan, ilk duruşmada serbest bırakılan işçi ve sendikacıla mehmet lar mahkemeye silahla girişin kızmaz kanunsuz olduğunu ve güven rın yargılandığı davanın 3. duruş lik görevlisinin silahsız kalma ması Gaziosmanpaşa Adliyesi’nde gö sını talep etti. Hâkim ise “Bunu sonra rüldü. Duruşmaya güvenlik görevlisi talep edersiniz” dedi. nin silahla girmesine işçiler ve avukat İşçilere destek verdiği için tutukla ları, “Silahların gölgesinde mahkeme nan Dev Yapıİş Başkanı Özgür Kara yapılmaz” diyerek tepki gösterdi. bulut, “O gün 40 kişilik işçi otobüsü Gaziosmanpaşa Adliyesi 14. Asli ne 75 kişi bindiriliyordu, bugün de 30 rip müdahale ettiğini zapta geçirdi. ‘Tahta kuruları ısırdı’ Şantiye alanında jandarma uzman erbaş olarak görev yapan Tarık Metin, “İşçilerin servis beklerken uzun kuyruklar oluşturduğuna tanık oldum. Beklerken yağmurda ıslanıyorlardı. Tahtakuruları bir güvenlikçi arkada Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olsa, ye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmayı kişilik bir duruşma salonuna 80 kişi şımı ısırdı” dedi. Verilen ara karada sandıktan çıkabilir mi? Başka türlü söylersek, sahiden herkes için her şey güzel oldu mu, olacak mı? Öyleyse başlayalım, keyif kaçırmak pahasına! HHH Kılıçdaroğlu, Dersimli bir Alevi olarak CHP milletvekili Dr. Ali Şeker, 3. Havalimanı İşçileriyle Dayanışma Platformu, Dev Yapıİş ve İnşaat İşçileri Sendikası yöneticileri ve çok sayıda işçi izledi. Bir güvenlik görevlisinin si alınmaya çalışılıyor” dedi. Eylemler sırasında darp edildiğini ve aracına zarar verildiğini iddia eden kafe çalışanı İrfan Çelik, darp raporu olmadığını ve şiddet uygulayanları teşhis edemeye yargılananların sonraki duruşmalara katılma zorunluluğu kaldırılırken, İGA’nın zarar gören sıfatı ile mahkemeye katılması kararlaştırıldı. Dava, 27 Kasım’a ertelendi. l İSTANBUL CHP Genel Başkanlığı’na seçildiğinde herkes şaştı. Halen “Dersim” sözcüğü bile tüyleri diken diken ederken, bölge insanı kurucu partiye baş olsun! Kamer Genç’in Meclis Başkanı’yken söylediklerini anım sıyorum: “Benimle alay ediyorsunuz, hazmedemediğiniz, dağdan gelip Meclis’i yönetmemdir.” Cumhurbaşkanını halkın seçmesi kararı alındıktan sonra, artık ittifaklar dönemi başlıyordu. Kılıçdaroğlu muhafazakâr seçmene sevimli görünecek isim arayışına düştü. “Ekmeleddin” felaketi yaşandı. Aklına asla kendini getirmedi. RTE sürekli sahaya davet ediyordu onu. Aleviyi yen mek kolaydı çünkü. Yeniden seçim geldi, bu kez rejim değişmişti ama. Aday kabine kuracak, ülkeyi yönetecekti. Kılıçdaroğlu’na çevresi “aman sakın kendini düşünme Aleviden Cumhurbaşkanı olmaz” telkininde bulun du. Abdullah Gül’e bile göz kırptı. Sonun da mecburen Muharrem İnce’de karar kıldı. Hem Cumhuriyetçi, hem annesi/kar Sanatçılar Hasankeyf için sahneDEdeşi başı bağlı, Sünni aday bulunmuştu. “Demokrasi Cephesi”ni kuran, yöneten, binlerce adım atarak “Adalet Yürüyüşü” yapan, daha dün öldürülmek istenen Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olabilir mi sizce? HHH Yıllardır kanayan yaraya barış söylemiyle yön verdi, silahın yerini sözün almasını sağladı. Genç ve halka sıcak gelen tutumuyla hemen öne çıktı. “Seni başkan yaptırmayacağız” diyerek herkesin takdirini kazandı. Korkmadı, aday da oldu karşısına. Ama işte Kürttü o. Olmadı. Boyun MEHMET KIZMAZ “Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi” çağrısıyla bir araya gelen ve aralarında Erkan Oğur, İsmail Hakkı Demircioğlu, Apolas Lermi, Cem Erdost İleri, Pınar Aydınlar ve Sema Mortiz’in bulunduğu 20’ye yakın sanatçı “Hasankeyf sular altında kalmasın” diyerek konser verdi. İlk yerleşimin yaklaşık 12 bin yıl önce gerçekleştiği, bir açık hava müze si olan Hasankeyf için Devlet Su İşleri, su tutma işleminin en geç temmuz ayının sonuna doğru yapılacağı belirtmişti. Önceki gece Beyoğlu Collective Terrace’da “Hasankeyf İçin Geç Değil Sanatçı Buluşması” adı altında düzenlenen etkinlikte Ali Doğan Gönültaş, Apolas Lermi, Cem Erdost İleri, Çiğdem Karaman, Çiğdem Ülkü, Diljen Roni, Dodan, Doğan Çelik, Erkan Oğur ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Fungİstanbul ve İlker İsabetli, Gerduni ve Seyr i Cem, Luxus, Meltem Taşkıran, Merih Aşkın, Musa Baki, Mübin Dünen, Pınar Aydınlar, Sema Mortiz, Bizon Murat, Mısırlı Ahmet Ritimhanesi ve Taylan Yıldız sahneye çıktı. Geceye birçok yazar ve aydın da katıldı. Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi adına “Bu tarih senin ve benim, bu doğa ve Dicle Nehri hepimizin, Hasankeyf tüm insanlığın” başlığıyla yapılan açıklamada “Biliyoruz, bir gün bu projeyi durduracağız ve taşınan 7 eseri tekrar eski yerine taşıyacağız!” denildi. eğmeden yolu yürüdü, inatla “demokrasi” dedi. Dokunulmazlığı gasp edildi, hapse kondu, o sözünden ve yolundan vazgeçmedi. Bunca zulme karşın İstanbul’da İmamoğlu’na, üstelik demir parmaklıklar Ayşe öğretmen beraat etti ardından açık destek verdi. Kazanılan ba şarıda payı büyük elbet! Kürtler firesiz gitti sandığa. Acaba salıverilse, yeniden aday olsa ülkeyi yönetmeye bu fedakârlıkları anımsanır mı Selahattin Demirtaş’ın? Oy verir mi şimdi mutluluktan çılgına dönen insanlar ona? Yoksa ancak Kürtler yanda durduğu zaman mı güzel sadece, gölge etmediklerinde mi? (Kürtler derken, tüm gayrimüslimler ve ötekileri kast ediyorum elbette.) TÜRKİYE’YE DÖNEN BARIŞ AKADEMİSYENİ Tezcan’a havalimanında gözaltı Akademisyenlerin barış bildirisine imza attığı gerekçesiyle hakkında dava açılan ve yaka ği öğrenildi. Tezcan, hakkında açılan davanın bugüne kadar yapılan duruşmaları AYM’nin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdiği Ayşe Çelik, “Sözlerimiz bizim onurumuzdur. Her zaman her yerde yineleyeceğim” dedi. HHH Kaftancıoğlu, İstanbul’u almayı kafasına koymuştu. İlk zamanlar gülünç gelen bu sav için araştırma yaptırdı seçimlerden çok zaman önce. Seçmen: Erkek, alnı secdeye değmiş, Türk (Karadenizli ideal kuşkusuz), orta yaşlı birine oy vereceğini söylemişti. Zaten İmamoğlu radarındaydı Kemal Bey’in. Kimileri soyadı bile uygun dedi bu iş için. Şaka gibi görünen bu cümle, işe yaradı; “İmamoğlu varsa, çözüm var!” Örgütü ayağa kaldırdı. Seçimi çalmaya çalışanlara teslim olmadı. Ne kadınlığından ödün verdi, ne solculuğundan. Sözünü esirgemedi, akla alınmayacak hakaretlere karşı dimdik durdu. Cuma sabahı başarısının ödülü olarak yargılanacak Çağlayan’da Canan Kaftancıoğlu. Hayal bile edilemeyen günlerde, “İstanbul’u alan il başkanı olacağım” diyen bir kadın o! Acaba yarın, ülkeyi yönetmek için aday olabilir mi? Aday olsa şimdi mutlu olan milyonlar oy verir mi bir kadına ülkeyi yönetsin diye? HHH Gerçeği tam da şimdi konuşalım. “Elbette bir Alevi, Kürt, kadın, sosyalist bu ülkeyi yönetmeye aday olur ve kazanır” diyebilir misiniz gönül rahatlığıyla? Yoksa, “Şimdi sırası değil” günlerinde miyiz? lama kararı çıkartılan Kaliforni na ABD’de olduğu için katı ya Üniversitesi Davis Kampusu lamamıştı. Yargılandığı 27. Tarih Bölümü’nde öğretim üye Ağır Ceza Mahkemesi, ABD si Doç. Dr. Baki Tezcan, İstan Adalet Bakanlığı’na ifadesi bul Havalimanı’ndan ülkeye giriş Baki Tezcan nin “istinabe” yoluyla alın yaparken gözaltına alınarak Çağlayan ması talebini iletmiş ancak, hakkında Adliyesi’ne getirildi. İfadesi alındık somut delil olmadığı gerekçesiyle ifa tan sonra serbest bırakılan Tezcan’ın de alınmayacağı yanıtı verilmişti. bu sabah da adliyede ifade verece l Haber Merkezi GEZİ DAVASINDA TAHLİYE EDİLDİ Aksakoğlu: Ülkeye adalet gelmeli Gezi Direnişi’ne ilişkin, iş insanı Osman Kavala’nın da araların dı. Aksakoğlu, cezaevi önünde yaptığı konuşmada “Ne tutuk da bulunduğu 2’si tutuklu 6’sı fira lanmayı ne de tahliyeyi bekli ri 16 sanığın, “Türkiye Cumhuriye yordum. Bugün çıktığım için ti hükümetini ortadan kaldırmaya çok mutluyum. Ama Osman teşebbüs” suçundan yargılandığı Bey için çok üzgünüm. 20 ay davada tahliye edilen Yiğit Aksa dır sebepsiz içeride. İçeride koğlu, Silivri Cezaevi’nden çıktı. Yiğit Aksakoğlu haksız yere tutuklu çok sayıda Karardan saatler sonra cezaevinden insan var. Bize piyango çıkmadı. Bir an tahliye edilen Aksakoğlu’nu eşi Ünzile önce bu ülkeye adalet gelmeli” diyerek Aksakoğlu ve yakınları alkışlarla karşıla konuştu. l Haber Merkezi ZEHRA ÖZDİLEK Bir televizyon programında “terör örgütü propagandası” yaptığı iddiasıyla mahkum edildikten sonra Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) ifade özgürlüğü ihlali kararı çıkan öğretmen Ayşe Çelik’in duruşması Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün yeniden görüldü. Mahkeme heyeti AYM kararını esas alarak Çelik’in beraatine karar verdi. Çelik, yazılı savunmasında kendisini bir sanık olarak görmediğini belirterek, “Kendimi iç sesini dinleyen, vicdani sorumluluk duyarak mağduriyetleri dile getiren fakat bir kısım medya eliyle mağdur edilmiş bir olarak görüyorum. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin yazık; insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, insanlar ağlamasın” ifadelerini kullandı. Cumhuriyet savcısı verdiği mütalaasında, AYM kararını gerekçe göstererek beraat istedi. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali olduğuna dair tespitini de gözeterek Çelik’in suç teşkil etmeyen eyleminden dolayı beraatine karar verdi. Kucaklaşacağız ya, anımsatmak istedim. CHP’li Çakırözer, Silivri’deYDİ ‘Sözlerimin arkasındayım’ ‘İşkencesiz bir dünya mümkün’ 26Haziran İşkence Görenlerle Dayanışma Günü nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), HAK İnisiyatifi, Diyarbakır Tabip Odası ile Diyarbakır Barosu, merkez Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi. Ortak açıklamada işkencesiz bir dünyanın mümkün olduğuna dikkat çekilerek “Halfeti ve Ankara’da yaşananlar işkence ve diğer kötü muamele uygulamalarının ne denli hissedilir ve ne denli yaygın bir pratik hale getirildiğini ortaya koymaktadır” denildi. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR ‘Erdem’in bir kulağı hiç duymuyor’ CHP’nin gazeteci milletvekili Utku Çakırözer, eski CHP katında bir odada yine yatağa bağlı olarak geçirecek. Tüm milletvekili ve PM üyesi Eren bunları istemediği için acil tıb Erdem’i Silivri Cezaevi’nde ziya bi müdahaleyi reddediyor” de ret etti. Ziyaretinin ardından “Bu di. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaletsizlik bir önce son bulmalı” açıkladığı yargı reformu pake diyen Çakırözer, Erdem’in ceza Eren Erdem tinin haftalardır Meclis’e su evine girdiğinde yüzde 30 işitme nulmadığını belirten Çakırözer, kaybı olan kulağının artık hiç duymadı “Bu reform ABD’de bile tanıtıldı. Ancak ğını söyledi. Meclis’e sunulmuyor. Gecikilen her gün Çakırözer, “Hastaneye kelepçeli ola insanların hayatlarından, özgürlüklerin rak götürülecek. Ameliyatın ardından den çalıyor. Neyi ertelediğinizin farkın iyileşme sürecini hastanenin bodrum da mısınız?” dedi. l Haber Merkezi Duruşma sonrasında Ayşe Çelik, geç verilmiş bir karar olduğunu belirterek “Bana destek çıkan herkese teşekkür ediyorum. Kendimi şanslı olarak görüyorum. İçerde tutuklu olan 700’ün üzerinde bebek mahkum var. Ve sayısını bilmediğim annesinden babasından ayrı çocuklar var. Bebeklerin annelerine kavuştuğunu duyduğum an kendimi gerçekten özgür hissedeceğim. Biz kimseden bir şey dilenmedik. Direnerek kazandık. Sözlerimizin her zaman arkasında olduk. Sözlerimiz bizim onurumuzdur. Her zaman her yerde yineleyeceğim; çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın. Hiçbir çocuğun saçının bir teline bile zarar gelmesin” dedi. l İSTANBUL Cumhuriyet gazetesi davası AYM’den ‘temelsiz’ gerekçe ALİCAN ULUDAĞ Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhuriyet davası kapsamında gazetemiz eski yazar ve yöneticilerinin tutuklanmasına ilişkin “hak ihlali olmadığına” ilişkin kararının gerekçesini açıkladı. Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ile Önder Çelik ve diğerleri olmak üzere ayrı ayrı yazılan kararların gerekçesi, neredeyse birbirinin aynısı oldu. Gazeteci ve yöneticilerin manşet, haber ve köşe yazılarından dolayı tutuklandığını kabul eden AYM, bu tutuklamaların “keyfi ve temelsiz olmadığını” iddia etti. AYM Genel Kurulu, gazetemiz eski İcra Kurulu Başkanı Akan Atalay, eski Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, eski Cumhuriyet Vakfı üyeleri Önder Çelik, Bülent Utku, Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Mustafa Kemal Güngör ile muhabirimiz Ahmet Şık’ın yaptıkları başvuruları 2 Mayıs 2019’da görüşmüş ve hak ihlali olmadığına karar vermişti. Yüksek mahkeme, gerekçeli kararını dün açıkladı. l Murat Sabuncu: Başvurucunun sorumlu olduğu dönemde yayımlanan haber, yazı ve manşetler ile sosyal medya paylaşımlarında eleştirel olma ve haber yapmanın ötesinde süreklilik arz edecek şekilde devletin PKK ve FETÖ/PDY’ye karşı verdiği mücadeleyi zayıflatacak yayınlar yapıldığı, toplumu kamplaştırmaya yönelik mesajlar verildiği, anılan örgütlerin masum ve mağdur olarak gösterilmeye ve lehlerine algı oluşturulmaya çalışıldığı, böylece başvurucuya yüklenen suçun işlendiği yönünde tutuklama için gerekli olan kuvvetli belirtinin bulunduğu sonucuna varılmasının keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez. l Akın Atalay: Başvurucunun suçlamaya konu yazı, haber ve sosyal medya mesajlarında kullanılan dil, yayımlandıkları tarihlerde toplumda algılanışı ve etkisi, yazıların bağlamıyla birlikte dikkate alındığında suç işlediğine dair kuvvetli belirti bulunduğu yönündeki değerlendirmenin keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez. l Önder Çelik ve diğerleri: Suçlamaya konu yazı, haber ve sosyal medya mesajlarında kullanılan dil, toplumda algılanışı ve etkisi dikkate alındığında soruşturma makamlarının başvurucuların suç işlediğine dair kuvvetli belirti bulunduğu yönündeki değerlendirmesinin keyfî ve temelsiz olduğu söylenemez. Tüm başvuruculara isnat edilen suçlara ilişkin kanunda öngörülen cezanın ağırlığı kaçma şüphesine işaret eden durumlardan biridir. l Ahmet Şık: Darbe teşebbüsü sonrasındaki koşullar dolayısıyla soruşturmaların güvenlik içinde yürütülebilmesi için tutuklama dışındaki koruma tedbirlerinin yetersiz kalması söz konusu olabilir. Bu dönemde ortaya çıkan kargaşadan yararlanmak suretiyle kaçma imkânı ve bu dönemde delillere etki edilmesi ihtimali normal zamanda işlenen suçlara göre çok daha fazladır. Başvurucu yönünden özellikle kaçma ve delilleri etkileme şüphesine yönelen tutuklama nedenlerinin olgusal temellerden yoksun ve tutuklama tedbirinin ölçüsüz olduğu söylenemez. Muhalif üyeler ders verdi AYM’nin kararına Başkan Zühtü Arslan, Başkanvekilleri Engin Yıldırım, Hasan Tahsin Gökcan ile üyeler Celal Mümtaz Akıncı, Yusuf Şevki Hakyemez ile Emin Kuz muhalefet etti. Başkan Arslan, karşı oy yazısında gazetecilerin tutuklanmasına ilişkin “suç işlendiğine dair kuvvetli belirti”nin ortaya konulmadığını ve hukukilik şartını sağlamadığını vurguladı. Tutuklama tedbirinin ifade ve basın hürriyetleri bakımından demokratik toplumda gerekli ve ölçülü bir müdahale olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını kaydeden Arslan, “Başvurucunun esas olarak gazetede yayımlanan haber ve yazılardan dolayı tutuklanmasının ifade ve basın özgürlüklerine yönelik caydırıcı bir etki doğurabileceği açıktır” dedi. Diğer muhalif üyeler ise şunları vurguladı: l Başkanvekili Engin Yıldırım: Haber ve yazıların içeriğindeki bazı ibarelerden hareketle öznel bir değerlendirme yaparak bunların terör örgütü propagandasına hizmet için yapıldığının kabul edilmesi ifade ve basın özgürlükleri üzerinde caydırıcı bir etki yaparak, bu özgürlükleri anlamsız hale getirerek basının kamuoyu üzerindeki gözetleyici rolünün gerçekleşmesine zarar verecektir. Özgür ve demokratik bir toplumsal düzende basından beklenen iliştirilmiş (embedded) ve sadece resmi açıklamalara itabar eden bir gazetecilik değil, olayları soruşturan, sorgulayan ve arkaplanını ortaya çıkartmaya çalışan bağımsız bir gazetecilik faaliyeti yürütmesidir. Başvurucunun yöneticisi olduğu gazete muhalif yayın politikası ile tanınan bir yayın organıdır. Yöneticiler ve gazetecilerin, gazetenin salt yayın politikasındaki değişiklikten ve haberlerden dolayı kriminalize edilmesi, onlara suç isnat edilmesi kabul edilemez. Özgür ve bağımsız basının varlığı demokratik bir toplumsal yaşamın oluşması ve sürdürülmesi için havadaki oksijen gibi hayati bir öneme sahiptir. Sürekli bir suç isnat edilme ve ceza yaptırımına maruz kalma endişesi taşıyan basın kamusal görevlerini hakkıyla yerine getirmekten uzaklaşır, kendi derdine düşer. Bu durum bir demokrasi için tehlike çanlarının çalmaya başlaması demektir. l Celal Mümtaz Akıncı ve Yusuf Şevki Hakyemez: Bir gazetenin salt muhalif duruşundan hareketle FETÖ/PDY veya PKK gibi terör örgütlerinin amaçlarına hizmet ettiği iddiasıyla bu gazetenin veya gazetecilerin sorumlu tutulması demokratik hukuk devletinde ciddi sorunlara yol açacaktır. İfade ve basın hürriyetinin konumu açısından düşünüldüğünde bir gazetenin muhalif duruş sergilemesi ve kendi yayın politikasını değiştirmesi tamamen kendi takdirindedir. l ANKARA