19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 HAZİRAN 2019 CUMARTESİ “Her çocuk için sosyal uyum” projesi BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Türkiye Judo Federasyonu ve Kilis Belediyesi işbirliğiyle yürütülen projede, 20 ilden 400 sporcunun katıldığı judo turnuvası Kilis’te başladı. Türkiye Judo Federasyonu Teknik Kurulu Başkanı Deniz Şilli, “UNICEF yetkilileri, savaş mağduru çocukların daha rahat bir şekilde hayata hazırlanmaları ve diğer çocuklarla kaynaşmaları için böyle bir organizasyon yaptı” dedi. l AA EDİTÖR: ÖZLEM YÜZAK TASARIM: İLKNUR FİLİZ Her gün en az iki saat piyano çalışıyor. Piyanistbesteci Chopin hayranı. new york’Ta konser verdİ Altın çocuk ödülle döndü İzmir’e pek çok uluslararası ödül kazandıran Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (YÜSEM) Müzik Akademisi öğrencisi Çınara Manaflı (10), New York’ta bulunan dünyanın en ünlü konser salonlarından Carnegie Hall’de başarılı bir konsere imza atarak yurda ödülle döndü. Piyanist anne ve kemancı babanın desteği ile müziğe çok küçük yaşlarda ilgi duyan 5’inci sınıf öğrencisi Çınara Manaflı, ilk ödülünü 5 yaşında aldı. 2014 yılında Mozart Akademi Ulusal Piyano Yarışması’nda jüri özel ödülüne layık görülen genç yetenek aynı yıl İngiltere Newcastle Piyano Yarışması’nda birincilik ödülünü elde etti. Son 5 yıldır uluslararası alan çok sayıda ödül alan ve son ola rak New York’ta “VivaMusic Uluslararası Klasik Müzik Yarışması’nda” ikincilik ödülünün sahibi olarak Türkiye’ye gurur yaşatan Çınara, aynı zamanda Manhattan School of Music’te eğitmenlik yapan Olga Kern ile beraber ustalık sınıfına da katıldı. Yaşar Üniversitesi Müzik Bölümü Öğretim Görevlisi Payam Gül Susanni’nin öğrencisi olan Çınara, “Her gün en az iki saatimi piyano eğitimine ayıruyorum. Piyanistbesteci Chopin hayranıyım. Derslerimi aksatmadan ve kendimi kısıtlamadan müzik eğitimimi sürdürebiliyorum. Küçükken annemi piyanonun başında izleyerek büyüdüm, şimdi de piyanonun başında benim olmam, ödüller kazanabilmem büyük mutluluk veriyor” dedi. l İZMİR / DHA 30 öğrencİ tam burslu Bu lisede tam 90 kulüp var Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) Kocaeli Muallimköy’de hizmet veren yatılı lisesi İnanç Türkeş Özel Lisesi (TEVİTÖL), 2019 2020 dönemi için başvuruları 24 27 Haziran arasında kabul edecek. Müdür Yardımcısı Saygın Gücüm, başvuranlar arasında seçimin, önce LGS puanına, daha sonra okul tarafından belirlenen kriterlere göre yapılacağını açıkladı. Bu yıl 48 mezun verdiklerini ve öğrencilerinin hepsinin üniversitelere yerleştiğini anlatan Gücüm, TEV tarafından verilen bursların ihtiyaca göre belirlendiğini de vurguladı. Okulda ki 200 öğrencinin yüzde 69’u burs olanaklarından faydalanıyor. Bunların 30’u tam burslu. Okulun bu yılki fiyatı 102 bn 500 lira olarak belirlendi. Gücüm’ün verdiği bilgiye göre üniversitede genellikle mühendislik ve tıp bölümlerini tercih eden TEVİTÖL öğrencileri, zamanlarını okul bünyesindeki 90 kulüp ile çeşitli faaliyet ve etkinlikler düzenleyerek geçiriyor. Bir öğrenci en fazla 5 kulübe üye olabiliyor. 414 bin metrekarelik okulda yüzme havuzu, spor salonları, sanat ve müzik atölyeleri de bulunuyor. l Ekonomi Servisi TÜBİTAK’tan çağrı: AB fonlarından daha çok yararlanın #GENÇLİK 100 YAŞINDA ÖDÜLLERİ 16 Yaşındaki Genç Mucitten Göz Alanında Buluş 19 Mayıs 1919’un 100. yılı anısına P&G Türkiye ve Türk Eğitim Vakfı (TEV) tarafından düzenlenen “Gençlik 100 Yaşında” yarışmasında Bilim ve Teknoloji, Spor, Sanat ve Sosyal Fayda kategorilerinde dünyaya ilham veren 19 genç ödüllerini aldı. Fen ve Teknoloji Lisesi 9. sınıf öğrencisi Çınay Dilibal teknoloji kategorisinde hazırladığı “Uzaktan çevrimiçi erişimli mobil göz kontrolü” projesi ile birincilik ödülünü kazandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Avrupa Araştırma Konseyi’nden (ERC) fon alamayan projeler için TÜBİTAK’ın çağrı yaptığını bildirerek “Ülkemizin AB fonlarından daha fazla yararlanmasını istiyoruz” dedi. Varank, TÜBİTAK’ın çağrısına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Varank, 3 yıl içinde ERC’ye sunulan ve eşik değer üzerinde puan almış ancak projeleri fonlanmamış araştırmacıların 2 yıl içinde tekrar başvuru taahhüdünde bulunarak programa başvuruda bulunabileceğini kaydetti. Varank, program kapsamında bu koşulları sağlayan projelere TÜBİTAK tarafından “ERC Projeleri Güçlendirme Desteği” kapsamında proje başına 1 milyon liraya kadar hibe desteği verileceğini belirtti. Varnak, 2007’den beri ERC projelerine dünya genelinde 81 bin 923 yapılan başvurudan 10 bin 14 proje desteğe hak kazandığını belirtti. l ANKARA/Cumhuriyet Parkinson için erken tanı araştırması Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi işbirliği ile Parkinson hastalığında kognitif bozulmanın erken tanı ve teşhisi için interdisipliner bir araştırma yürütülüyor. Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü Bilişimsel Görüntüleme Laboratuvarı kurucusu öğretim üyesi Doç. Dr. Esin Öztürk Işık’ın yürütücülüğünde, Parkinson hastalığında kognitif bozulmanın, bir diğer deyişle, hastanın dikkat, bellek, dil kullanma ve anlama, öğrenme, değerlendirme, sorun çözme ve karar verme gibi zihinsel yetilerindeki bozulma nın, erken evrede teşhisi için bir araştırma yürütülüyor. TÜBİTAK 1001 projesi kapsamın da yürütülen çalışma hakkında bilgi veren Doç. Dr. Esin Öztürk Işık, Türkiye’de 150 bin civarında Parkinson hastası bulunduğunu aktardı. Doç. Dr. Öztürk Işık, hastalığın sebepleri arasında geçmiş beyin travması ve çevresel ve bazı genetik faktörlerin yer aldığını ifade etti. Parkinson hastalarının yüzde 27’sinde görünür motor bozukluklara ila ve olarak, hafif kognitif bozulmalar da saptandığını ve bu durumun ileri dönemde Parkinson hastalığı demansına evrilmede önemli bir öngörücü olabileceğini belir ten Doç. Dr.Öztürk Işık, araştırmada manyetik rezonans görüntüleme sonuçlarından elde edilen verileri, makine öğrenme algoritmaları yoluyla analiz ettiklerini söyledi. A artık evrenselBağırsaklardaki iki mikrop, A grubu kana 0 özelliği kazandıran enzim üretiyor TBİELKİNMOVLEOJİ Psikologlar insanların, benzer kişilikleri olan partnerleri seçme ve eski ile yeni partnerlerinin benzer karakterde olma eğiliminde olduklarını belirtiyorlar Gelen gideni aratmıyor Bir arkadaş veya akrabanız, sizi yeni partneriyle tanıştırdığında “Ben bu anı daha önce yaşamıştım” olarak açıklanabilecek bir dejavu hissine kapılıyor olabilirsiniz. Şimdi araştırmalar, pek çoğumuzun bugüne kadar şüpheyle yaklaştığı bir fenomeni bilimsel olarak destekliyor: Çalışma, mevcut veya eski partnerlerimizin karakter olarak benzer olma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Çalışmanın yazarları, her bireyin kendine has bir tipi olabileceğini öne sürerek, sonuçların belirgin derecede bir partner benzerliği ortaya çıkardığını ifade ediyor. Sonuçların ayrıca, yalnızca kimin kiminle bir araya geleceğini değil, aynı zamanda bir ilişkinin başarı şansını tahmin etmede de yardımcı olabileceğini söylüyorlar. Bununla birlikte, çalışmanın yazarlarından biri olan Toronto Üniversitesi’nden Geoff MacDonald, her zaman aynı karakterdeki (sizin tipiniz) bir part nerle sevgili olmayı, bazı insanların ilişkilerinin neden sürekli yanlış gittiğini açıklayabileceği gibi bir ihtimalin de olduğunu hatırlatıyor. 9 yıllık çalışma MacDonald ve meslektaşı Yoobin Park, uzun süredir devam eden çalışma boyunca verilerin nasıl toplandığını ve sonuçlara ulaşmak için Almanya’da nasıl kullandıklarını ABD Ulusal Bilimler Akademisi’nin resmi yayın organı PNAS’ta açıkladı. Dışadönüklük, dürüstlük ve nevrotiklik de dahil olmak üzere kişilik özelliklerini sorgulayan 21 soruya verilen yanıtlara baktılar. Dokuz yıllık çalışma sırasında, bazı katılımcılar ilişkilerini sonlandırarak başka ilişkilere yelken açtı. Ve yeni partnerleri de bu çalışmaya dahil oldu. Ekip, 332 katılımcının yanı sıra eski ve yeni partnerlerinden elde ettikleri verileri kul lanarak insanların kendilerine benzer karakter özelliklerine sahip partnerleri seçme eğiliminde olduklarını tespit etti. Ayrıca ekip, mevcut ve eski partnerlerin, katılımcıyla olan benzerliklerinin çok üstünde ve ötesinde benzer kişilik özelliklerine sahip olma eğiliminde olduğunu da buldu. Oxford Üniversitesi’nde evrimsel psikoloji profesörü olan Robin Dunbar, ilişkilerde zıt kutupların birbirini çekip çekmeyeceği konusunda çok fazla tartışma olduğunu hatırlattı. Araştırmalarının, arkadaşların birbirine benzeme eğiliminde olduğunu açıkça gösterdiğini dile getiren Dunbar, ayrıca, artık bu durumun, romantik partnerler için de geçerli olduğuna dair kanıtları olduğunu söyledi. https://www.theguardian. com/science/2019/jun/10/justmytypewhynewpartnersareoftenlikeexes sesten yüz oYlaupştauyruzeykoâryDgoinölalreüçdnıikğtaüirskaüıksnaüosokeilsşuişkntliuinbriduniydjioetranl Hiç sadece sesini dinleyerek hiç görmediğiniz bir insanın zihinsel bir görüntüsünü kafanızda oluşturduğunuz oldu mu? Yapay zekâ (AI) artık bunu yapabiliyor. Kişinin görüntü referansı için sadece kısa bir ses klibi kullanarak bir yüzünün dijital görüntüsünü oluşturuyor. Söz konusu algoritma, bireysel özelliklerden ziyade cinsiyet, etnik köken ve yaşa dayalı verilerle bu görüntüleri yaratıyor. Speech2Face adı verilen ve insan beynine benzer bir şekilde «düşünen” bir bilgisayar, bilim insanları tarafından 100 binden fazla farklı insanın ko nuşmalarını içeren milyonlarca videoyla eğitildi. Algoritmaya, bu veri kümesinden vokal ipuçları ile insan yüzündeki belirli fiziksel özellikler arasındaki ilişkiler öğretildi. Yapay zekâ daha sonra sese uyan gerçekçi bir yüz modellemek için bir ses klibi kullandı. Neyse ki yapay zekâ, henüz belirli bir bireyin yalnızca sesini temel alarak yüzünün neye benzediğini tam olarak bilemiyor. Ancak çalışmanın yazarları, söz konusu teknolojinin; konuşmadaki cinsiyet, yaş ve etnik kökene dikkat çeken (ve birçok kişi tarafından pay A İmgeden hareketle yeniden yapılandırılmış yüz işaretleri. B Konuşmadan hareketle yeniden yapılandırılmış yüz işaretleri. laşılan özellikleri gösteren) belirleyicileri tanıdığını belirtti. Speech2Face tarafından üretilen hepsi önden ve nötr ifadelere sahip yüzler, seslerin arkasındaki insanlarla tam olarak eşleşmedi. Ancak görüntüler, genellikle bireylerin doğru yaş aralıklarını, etnik kökenlerini ve cinsiyetlerini doğru tahmin etti. Algoritmanın yorumlarının mükemmel olmaktan uzak olduğu ve bu teknolojinin, dil değişkenleriyle karşılaştığında “karma performans” sergilediği de belirtildi. Örneğin, yapay zekâ, Çince konuşan bir Asyalı adamın ses klibini dinlediğinde program bir Asyalı yüzünün görüntüsünü oluşturuyordu. Bununla birlikte, aynı adam İngilizcede farklı bir ses klibinde konuştuğunda, yapay zekâ yanılıyor ve beyaz bir adamın yüzünü yaratıyordu. https://www.livescience.com/65689aihumanvoiceface.html?utm source=lsnewsletter&utm medium=email&utm campaign=20190616ls Reyhan Oksay Kan stoklarında yaşanan darboğazları aşmaya çalışan bilim insanları, şimdi A grubu kanı O grubu gibi evrensel kan grubuna dönüştürmek için çalışmalar yapıyor. A grubu kanın nakil sırasında uyuşmazlık yaratmaması için bağırsaklardaki bazı mikropların ürettiği enzimlerden yararlanılıyor. Hastaneler dönem dönem yeterli miktarda kan stoklarına sahip olmadıkları için sıkıntı yaşar. Acil servislerde, ameliyatlarda ve rutin nakillerde ihtiyaç duyulan kan grubu bulunmayabilir. Şimdi bilim insanları insan bağırsaklarında yaşayan mikropların ürettiği iki enzimin, yaygın bulunan A grubu kanı evrensel donör kan grubuna dönüştürdüğünü keşfetti. Amerikan Sağlık Enstitüsü’nden kan nakli uzmanı Harvey Klein’e göre, bu yöntem uygulamada yüzde yüz başarılı olursa, kan bağışı ve nakillerinde bir daha yetersizlik yaşanmayacak. Darboğaz aşacak Kan naklinde yaşanan darboğazları aşmak için çok sayıda araştırma yürütülüyor. Vancouver’daki British Columbia Üniversitesi’nden (UBC) kimya biyoloğu Stephen Withers liderliğindeki bir ekip, bu ikinci yöntem üzerinde 4 yıldır uğraşıyor. Bu çalışmada amaç, 0 grubundan sonra gelen ikinci en yaygın A grubu kanın, evrensel tipe dönüştürülmesi. Bunun için A grubuna özgü antijenin yok edilmesi gerekiyor. Withers 4 yıl sonra aradıkları enzimi insan bağırsak bakterilerinde aramaya başladı. Ve bağırsak duvarındaki bazı mikropların, mucin adı verilen şekerprotein bileşimini “yediğini” keşfetti. Mucin’ler alyuvarın üzerindeki kan grubunu oluşturan şekerler ile benzerlik taşıyor. UBC’den Peter Rahfeld ve Withers ekibi, Nature Microbiology dergisinde yayımladıkları çalışmalarında A grubu kanı evrensel verici kanına dönüştürme konusunda umut verici sonuçlar aldıklarını belirtiyorlar. Şu anda A grubu kanın antijenlerinin tümünü yok edebilmiş değiller. A grubu kanı 0 grubu gibi yaygın olarak kullanılabilir kan grubu haline getirdikleri takdirde kan naklinde yaşanan darboğazları aşabilirler. https://www.sciencemag.org/news/2019/06/ typebloodconverteduniversaldonorbloodhelpbacterialenzymes https://futurism.com/thebyte/bloodtypetransformuniversaldonor Tüm Zamanların En Etkili 10 Yazılımcısı 1) Denniz Rictchie (C dilinin mucidi) 2) Donald Knuth (Algoritma üstadı) 3) Linus Torvalds (Linux üstadı) 4) Ken Thompson (Unix’in yaratıcılarından) 5) Bjarne Stroustrup (C++ mucidi) 6) Tim BernersLee (Web’in yaratıcısı) 7) Brian Kernighan (Unix’in yaratıcılarından) 8) Ada Lovelace (İlk programcı) 9) Guido van Rossum (Python’un mucidi) 10) James Gosling (Java’nın yaratıcısı) Kaynak: Ranker.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle