23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 10 HAZİRAN 2019 PAZARTESİ EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: FUNDA YAŞAR ER HABER Avcılar’da oy sınırlamasıİlçe seçim kurulundan sandık kurulu üyelerine: Sadece kayıtlı olduğunuz yerde oy kullanabilirsiniz Avcılar 2. İlçe Seçim Kurulu Başkanı Gül Pak imzası ile sandık kurulu üyelerine gönderilen yazı YSK’nin kararlarıyla çelişiyor. CEMİL CİĞERİM Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçiminin iptal gerekçelerinden biri olarak gösterdiği sandık kurullarının yapısı ile ilgili tartışmalar sürerken, Avcılar İlçe Seçim Kurulu tartışılacak bir karar aldı. İlçe Seçim Kurulu’ndan sandık görevlilerine gönderilen yazıda, kayıtlı oldukları sandık dışında görevlendirilen sandık kurulu üyelerinin görev aldıkları sandıkta oy kullanamayacakları belirtildi. Avcılar 2. İlçe Seçim Kurulu Başkanı Gül Pak imzası ile sandık ku rulu memur üyelerine gönderilen “Sandık Kurulu Üyeliği” konulu atama yazısında şu ifadeler yer aldı: “23/06/2019 Pazar günü en geç saat 07.00’de görevlendirildiğiniz sandığın başında hazır bulunmanız, kayıtlı olduğunuz sandıktan başka bir sandık kurulunda görevlendirilmiş olsanız dahi sadece esas kayıtlı olduğunuz sandıkta oy kullanabileceğiniz, sandık kurulunda görev aldıysanız sandık kurulu başkanına Örnek 142 sayılı belge ibraz etseniz dahi görev yaptığınız sandıkta oy kullanamayacağınız hususu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütük leri Hakkında Kanu’nun ilgili hükümleri uyarınca tebliğ olunur.” Avcılar İlçe Seçim Kurulu’nun aldığı bu karar YSK’nin konuyla ilgili genelgesi ile çelişti. YSK’nın genelgesine göre, sandık kurulu üyeleri yapılan seçimlerde görev aldıkları sandıkta oy kullabiliyordu. YSK’nin genelgesinde sandık kurullarının Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde oy kullanması ile ilgili “büyükşehir belediye sınırları içinde ancak kayıtlı olduğu ilçe dışında görev alan bir kişi, yalnız büyükşehir belediye başkanlığı için oy kullanır” hükmü bulunuyor. Kılıçdaroğlu, ‘İmamoğlu yeniden seçilecek ‘dedi Seçmen darbeyi kabul etmez CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Akkuzulu köyünde şehit cenazesinde kendisine yönelik gerçekleştirilen saldırının önceden planlandığını belirterek, “Kimin planladığını öğrenmek istiyorsa Sayın Erdoğan MİT Müsteşarı’nı çağırıp sorabilir” dedi. Kılıçdaroğlu ODA TV’den Nurzen Amuran’ın sorularını yanıtladı. İstanbul seçimlerinin iktidara güven oylamasına dünüşüp dönüşmeyeceğine ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, “Elbette ki bir sorgulama olacak. Kaldı ki bu sorgulamayı sadece biz veya Türkiye’deki aydınlar yapmıyor. Bu sorgulamayı tüm dünya yapıyor. YSK kararında, aynı zarftan çıkan 4 pusuladan nasıl oluyor da birisini iptal edip, diğer üç pusulayı geçerli sayılıyor bunun gerekçesini şu ana kadar öğrenmiş değiliz. Bu açıkça YSK eliyle milli iradeye darbe yapmaktır. En acı olanı ise milli iradeye darbeyi YSK içindeki 7 sözde yargıcın yapmasıdır. İstanbul seçimleri yeniden yapılacak ve yeniden kazanacağız” yanıtını verdi. ‘İstanbullu İmamoğlu diyecek’ Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik saldırının “HDP ile işbirliği gerekçesiyle yapıldığı” iddiasının sorulması üzerine şu yanıtı verdi: “Akkuzulu köyünde yapılan saldırı önceden planlanmış bir saldırıydı. Bir linç girişimine sahip çıkmak, linç girişiminde bulunanları savunmak, bırakın demokrasiyi insanlık açısından da büyük bir ayıp. HDP bu ülkenin legal partisi, tıpkı AKP gibi. Biz bir siyasal partiyiz ve bütün vatandaşların oyuna doğal olarak talibiz. Tıpkı diğer siyasal partiler gibi.” İstanbul seçmeninin yeniden “Ben İmamoğlu’nu seçmek de kararlıyım” demesi halinde ülkede yaşanabilecek değişikliklerin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, “İstanbullu yeniden İmamoğlu diyecek. Çünkü İmamoğlu’nun 18 günde neler yapabildiğini gördüler. Üstelik İstanbullu iradesine darbeyi asla ve asla kabul etmez. Ortada ciddi bir haksızlığın olduğunu vicdan sahibi her kişi kabul ediyor. Kaldı ki artık İmamoğlu CHP’nin değil, 16 milyon İstanbullunun seçilmiş belediye başkan adayıdır. Sandığa gidin ve haksızlığa karşı tavrınızı gösterin” ifadelerini kullandı. l İç Politika Dava açacağını duyurdu Kaftancıoğlu’ndan AKİT TV’ye tepki CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yandaş AKİT TV’nin yaptığı haberlerle oluşturmak istediği algıya tepki göstererek, haklarında dava açacağını duyurdu. İktidara yakınlığıyla bilinen AKİT TV muhabirinin yaptığı sokak röportajını sosyal medya hesabından paylaşan Kaftancıoğlu, “Yalan tutmuyor, iftira tutmuyor en güzel cevabı vatandaş veriyor. AKİT TV sözde muhabiri Mert Armağan, mahkemede de yalan ve iftiralarını anlatırsın çok yakında” dedi. l İç Politika Özcan: CNN isim hakkını çeksin Atlanta’da ‘yalan haber’ protestosu CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan, CNN Türk’ü, CNN Genel Merkezi’nde protesto edeceklerini duyurdu. Özcan, CNN’in CNN Türk’ten isim haklarını çekmesi için protesto gösterisinde bulunacaklarını belirterek “Atlanta CNN Genel Merkezi, New York ofisi ve Washington’da Beyaz Saray önünde CNN Türk’ü ve yalan haberlerini protesto edeceğiz. CNN isim haklarını CNN Türk’ten geri çekinceye kadar bu mücadelemiz sürecek” dedi. Özcan, “Mart ayında yaptığımız iki şikâyet sonrası CNN, soruşturma başlatıp sonrasında da eğitim için bir heyet göndermeye karar vermişti. Görünen o ki, CNN Türk, gazeteciliğe dair hâlâ hiçbir şey öğrenememiş” ifadelerini kullandı. l İç Politika Başdanışman Türkoğlu firari Öztürk’le buluştu Yıldırım’a sert tepki: İstanbul’u almak için Diyarbakır’da ağladı Yargılandığı davada “Öldürmeye azmettirme” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılan ve Gürcistan’a kaçan Metro Turizm’in sahibi firari Galip Öztürk, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Hidayet Türkoğlu’yla görüntülendi. Metro Turizm’in sahibi olan Galip Öztürk hakkında “öldürmeye azmettirme” suçundan verilen müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından onanmıştı. Öztürk, Yargıtay’ın kararından önce, yurtdışına çıkmış, firari duruma düşmüştü. Samsun’un AKP’li Ayvacık Belediye Başkanı Halil Kalaycı dün sosyal medya hesabından bir fotoğraf paylaştı. Fotoğrafta, AKP’li Başkan Kalaycı, firari Galip Öztürk ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanı ve Basketbol Federasyonu Başkanı Türkoğlu vardı. Ne zaman ve nerede çekildiği belli olmayan fotoğrafa sosyal medyadan tepkiler yağdı. Cezası kesinleştikten sonra yurtdışına çıkan Öztürk, en son geçen yıl yapılan Gürcistan seçimlerinde oy kullanırken görüntülenmişti. l Haber Merkezi İMAMETKEOHRĞEDLMİTU’NA Soylu ‘vur’ derse vururuz! CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara’daki şehit cenazesinde yumruk atan Osman Sarıgün’ün elini öpen AKP Etimesgut Belediyesi başkan aday adayı Önder Gökçekaya, sosyal medyadan Ekrem İmamoğlu’nu tehdit etti. Gökçekaya, sosyal medya hesabından 2 elinde 2 ayrı ağır silahla verdiği pozu “Soylu Bakanımın emirlerini bekliyoruz. Vur derse vururuz, öldür derse öldürürüz. Terörist bize vız gelir tırıs gider” ifadesiyle paylaştı. Gökçakaya, önceki gün ise Kılıçdaroğlu’na yumruk atan Sarıgün ile fotoğrafını paylaşıp, İmamoğlu’na hitaben küfürlü ifadeler yazarak “Yollarım Osman dayıyı” dedi. l İç Politika İLAYDA KAYA İYİParti Genel Başkanı Me ral Akşener, AKP’li Binali Yıldırım’ın “Pekeke” ve “Kürdis Meral Akşener tan” kelimelerini kullanmasıyla il gili, “Sen Kürtlere terörist diyecek sin sonra İstanbul’u alabilmek için gidip Diyarbakır’da ağlayacaksın. Bunu İstanbul’da yaşayan hiç kim se yemeyecek” ifadelerini kullandı. Meral Akşener, 23 Haziran’da yapılacak İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı seçi minde Ekrem İmamoğlu’na des tek istemek amacıyla dün Şişli ve Beşiktaş’ta partisinin kurduğu de mokrasi çadırlarını ziyaret etti. Şişli’de “Her şey çok güzel olacak” sloganlarıyla karşılanan Akşener’e yurttaşlar büyük ilgi gösterdi, fo toğraf çektirmek için adeta sıra ya girdi. Burada konuşan Akşener, “Kürt’ü Türk’e, Türk’ü Kürt’e karşı getirmeye çalışıyorlar. Sanki hen dekleri CHP ve İYİ Parti kazmış gibi suçladılar. Şehitlerin kanla rı ellerinde olanlar da bizi suçladı. İstanbul’da yaşayan herkes bir ara ya geldi ve bu çirkin dile ‘Dur’ de di. Ekrem İmamoğlu’nu seçti” dedi. ‘Satmayacakları değer yok’ Akşener, Binali Yıldırım’ın “Pekeke” ve “Kürdistan” kelimelerini kullanmasıyla ilgili de “İllet, zillet, terörist dediler ama bunlar sahtekâr. Binali Bey, Diyarbakır’a gidip Pkk’lıların söylediği ‘Pekeke’yi dedi. Sanki biz Kürdistan istiyormuşuz gibi bize ‘Defolun gidin Irak’ın kuzeyinde Kürdistan vardır’ dedi. El hak! Irak’ın kuzeyinde Kürdistan yok. Orası Türkmen evi. Tarih bilmeyen gafil. Sen Kürtlere terörist diyeceksin sonra İstanbul’u alabilmek için gidip Diyarbakır’da ağlayacaksın. Bunu İstanbul’da yaşayan hiç kimse yemeyecek. Her kılığa girenleri tanıdınız. Bir tane oy için satamayacakları değer yok” ifadelerini kullandı. l İSTANBUL CHP’Lİ VELİ AĞBABA CEZAEVİ İZLENİMLERİNİ AKTARDI: Af beklentisine soktular CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba af söylentilerinin mahkumları ve ailelerini beklentiye soktuğunu gördüklerini belirterek “İnsanları bir af beklentisine sokarak seçimlerde oya dönüştürecek biçimde duygularını istismar etmek ve seçimden sonra unutmak kabul edilebilir değildir. Sonuçlanmayan af tartışmalarının hem mahkumlar, hem aileleri hem de suçtan zarar görenlerin kendileri ve yakınları açısından da tahrip edici olduğunu not ediyoruz” dedi. Ağbaba ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in öncülüğündeki 26 CHP milletvekili, Şeker Bayramı’nda cezaevlerinde tutuklu ve hükümlüleri ziyaret etti. CHP milletvekilleri 27 ayrı cezaevinde gazeteciler, akademisyenler, aydınlar ve siyasetçilerin yanı sıra adli hükümlüleri de ziyaret etti. Ziyaretlere ilişkin bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, cezaevi ziyareti yaparken kimin han gi suçtan dolayı cezae toya getirilmeli ve siyasi vinde yattığıyla ilgilen partilerin konuya ilişkin mediklerini belirterek görüşleri dinlenmelidir. “Bir siyasi parti olarak CHP olarak bu konuda ya buna körüz. Ziyaretleri pıcı katkı vermeye hazı mizi ayırmadan gerçek rız. Ama insanları bir af leştirdik. Milletvekille beklentisine sokarak se rimiz hem cezaevinde çimlerde oya dönüştüre ki mahkumların hem de cek biçimde duygularını cezaevi çalışanlarının istismar etmek ve seçim bayramlarını kutlama den sonra unutmak ka ve sorunlarını dinleme şansı buldu” dedi. Veli Ağbaba bul edilebilir değildir. Sonuçlanmayan af tartışma Ağbaba, AKP ve MHP’nin cezaev larının hem mahkumlar, hem aile lerini “oy deposu” olarak gördüğü leri hem de suçtan zarar görenlerin nü, ilk olarak MHP’nin gündeme ge kendileri ve yakınları açısından da tirdiği af teklifinin mahkumları ve tahrip edici olduğunu not ediyoruz” ailelerini umutlandırdığına dikkat ifadesini kullandı. çekerek “Ziyaretlerimizde af söylen Af için toplumsal mutabaka tilerinin mahkumları ve ailelerini tın sağlanması gerektiğini vurgu umutlandırdığı ve ciddi bir beklenti layan Ağbaba, “Eğer bu düzenle ye soktuğu görülmüştür. Türkiye’de me Parlamento’ya gelmeyecekse ki tüm sorunların olduğu gibi bu so mahkumların umutlarını devşirecek runun çözüm yeri de TBMM’dir. söylemlerden tüm siyasi partilerin Eğer siyasi partiler bu söylemlerinde kaçınması gerekmektedir” dedi. samimilerse düzenleme parlamen l ANKARA/Cumhuriyet Doğruyu bilmenin sorumluluğu... Türk Tabipleri Birliği Genel Kurulu’na su nuyorum. Cephedeki doktorlar şaşırmışlardı. Getirilen genç asker yaralı değildi. Ancak görmüyor, duymuyor, eli ayağı tutmuyordu. Hiçbir yerinde yara bere olmadığı için ne karar vereceklerini bilemiyordu doktorlar. Bir korkak mıydı bu genç asker, yoksa savaştan kaçmak için numara mı yapıyordu? Birinci Dünya Savaşı kanlı bir cephe savaşıdır. Somme’de, Ypres’de binlerce ölü, daha fazla yaralısıyla yaşanan savaşlar “bomba şoku” denen bir sonuca yol açıyordu. Genç asker donup kalıyor, her şeyin dışında gibi davranıyordu. 2. Dünya Savaşı da bu durumu pekiştirdi ve cephe hekimleri bunun numara olmadığını, korkaklık olmadığını, kişiyi bu duruma getiren ruhsal bir bozukluk olduğunu anladılar. Travma sonrası stres bozukluğunun öyküsü budur. Sonraları, bu sendromun savaşa özgü olmadığını, başa çıkılamayan, karşı konamayan stresin yol açtığı bir tepki sistemi olduğu kabul edildi. Doğruyu bilmenin sorumluluğu vardır. Çoğu kez, doğruyu bilenlerle yanlışı kabul etmiş olanlar arasında tartışma, kimi zaman da çatışma çıkar. Ama doğruyu bilen artık bu sorumluluktan kaçamaz. Galileo’nin trajedisi budur. Sokrates’in ölümü bundan olmuştur. Tarih, doğruyu bilenlerle yanlışı kabul edenler arasındaki çatışmaların tarihidir. Bilim ile dogmanın çatışması günümüzde de sürmektedir. Beyaz gömlekliler Beyaz gömlekliler yaşamı savunurlar. Varlık nedenleri budur. Hekimler, hemşireler, hasta başındakiler, laboratuvarlarda çalışanlar, mikroplarla uğraşanlar, ameliyat yapanlar, hepsi hepsi insan yaşamı için çaba harcarlar. Beyaz gömleğin anlamı budur. Işte bu anlamlı yaşam, beyaz gömleklilerin barışı istemelerini zorunlu kılar. Barış, insan yaşamının değerini anlatır. Barış, insan yaşamının uygarlığını simgeler. Demokrasi, barış ve uygarlık, insan yaşamının güvenceleridir. Onun için geçmişte de, günümüzde de beyaz gömlekliler hep barış talebini öne sürmüşlerdir, dile getirmişlerdir. Beyaz gömlekliler, onların örgütü olan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ile Tabip Odaları ile hep mesleklerinin sorumluluğunu dile getirmişlerdir. Insan yaşamını savunmak, tıp biliminin sorumluluğudur. Aynı tıbbiyeli, vatanını savunmak söz konusu olunca Çanakkale’de bir sınıfını düşman ateşine siper etmede hiç duraksamamıştır. Orada, o anda doğru bilgi onu yapmaktır. Vatan savunmasında savaş kutsal bir görev, haksız saldırganlık ise asla ortak olunmayacak bir felakettir. Beyaz gömlekliler bu ayrımı çok iyi bilir. Hep bedel mi ödenmelidir? Evet, bedel hep ödenmelidir. Bir şey yapıyorsak bedelini ödemeliyiz. Demokrasi, bedeli ödenerek elde edilir. Barış, bedeli ödenerek sağlanır. Uygarlığa bedeli ödenerek ulaşılır. Bedelini ödemeden bizim olduğunu sandığımız hiçbir şey bizim olmamıştır. Ulaşmak istediğimiz her şeyin bedelini ödemeliyiz. Doğruyu bilmenin sorumluluğu, onun bedelini de taşır. Beyaz gömlek, hem bu onurun hem bu sorumluluğun hem de bu bedelin simgesidir. O gömleği giymek bin yılların devamı olmaktır. O gömleği giyenlerin yolları açık olsun. Yolları açık olsun. Atatürk’e hakaret eden imam serbest BEKİR ŞAHİN Gaziantep’te verdiği vaazda Kurtuluş Savaşı’yla ilgili sarf ettiği sözler nedeniyle tepki çeken İyinacar Camii İmamı Fadıl Yılan, cumhuriyet başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Yılan hakkındaki idari soruşturma ise bugün başlıyor. Şahinbey ilçesinde bayram namazını kılmak için camiye gelenlere konuşan imam Fadıl Yılan, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucuları Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’ye hakaret ederken Kurtuluş Savaşı için, “Şöyle kahramanlık yapılmış, böyle kahramanlık yapılmış. Hepsi yalan, keşke o gün savaşı kaybetseydik, belki Osmanlı’yı daha sonra yeniden kurabilirdik” ifadelerini kullandı. İmamın açıklamalarının sosyal medyada tepki çekmesine üzerine Gaziantep Valiliği, Yılan hakkında soruşturma açıldığını ve açığa alındığını duyurdu. İmam, cumhuriyet başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında ifadesi alındıktan sonra dün serbest bırakıldı. Fadıl Yılan’ın bazı yerel kaynaklara yaptığı açıklamada “50 dakika vaaz verdim, 46 saniyelik bir konuşma ile linç edildim. Çok üzgünüm” ifadelerini kullandı. Öte yandan, Gaziantep’te 18 meslek odasından oluşan Gaziantep Akademik Meslek Odaları Birliği (GAMOB) Yılan hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladılar. l GAZİANTEP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle