20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected]. TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 1110 HAZİRAN 2019 PAZARTESİ Akşamcının keyfi kaçtıYüksekvergi,fahişzamlarveyasaklar,Türkiye’ninmilliiçkisindetüketimiazaltıyor l 2011’de Türkiye’de 48 milyon litre civarında olan rakı satışı 2018’de 35 milyon litre seviyesine geriledi. Üretim de düşerken, vergi avantajı nedeniyle ithal içki tercih edenler artıyor. l Son 11 yılda alkollü içkilerden devletin elde ettiği ÖTV geliri 63 milyar 687 milyon TL’yi aştı. 1 litrelik rakıdaki her 4 kadehten 3’ünün parası Maliye’ye vergi olarak gidiyor. Fahiş zamlar, vergi artışları, satış yasakları ve mahalle baskısı geçen 17 yılda fiyat yüzde 1675 artışla 17’ye katlanarak 142.50 TL’ye fır nedeniyle Türkiye’nin mil ladı. İç piyasa satışların li içkisi rakı tüketimi her geçen yıl düşüyor. Son 8 yılda iç piyasada ŞEHRİBAN KIRAÇ da umduğunu bulamayan rakı üreticileri ise daha fazla ihracata ağırlık ver rakı satışları 13 milyon litrelik di. 2004’te 2 milyon 146 bin lit düşüş gösterdi. AKP’nin iktida re olan rakı ihracatı 2018 yılın ra geldiği 2002’den bu yana ise da 4 milyon litreyi aştı. Üretim rakı satışlarında yüzde 20’nin de ise ciddi azalma söz konusu. üzerinde bir azalma var. 2004’te 44 milyon 167 bin litre T.C. Tarım ve Orman Ba olan 2011’de 48 milyon 810 bin kanlığı Tütün ve Alkol Dairesi litreye çıkan Türkiye’nin rakı Başkanlığı’nın verilerine göre, üretimi ise geçen yıl 35 milyon 2017’de iç piyasaya arz edilen 934 bin litreye düştü. rakı miktarı 37 milyon 316 bin litre iken 2018 yılında bu mik GİSDER: Üretim tar yüzde 4 düşüşle 35 milyon 934 bin litreye geriledi. Rakı satışlarının en yoğun olduğu yılbaşı dönemindeki satışlardaki düşüş de göze çarpıyor. Aralık 2017’de üretimden iç piyasaya arz edilen rakı miktarı 4 milyon 677 bin litre iken 2018’de aynı dönemde piyasaya arz miktarı 4 milyon 665 bin litreye geriledi. büyük risk altında Geleneksel Alkollü İçki Sanayicileri Derneği’ne (GİSDER) göre, rakı tehlike altında. Derneğe göre, 2000’li yılların başlarına kadar devlet tekelinin aktif olduğu sektör, AB uyum süreci dahilinde ithalat ve özel sektör yatırımlarına açıldı. Bununla beraber, ithal içki markala 70’lik 8.25 TL’den 142.50 TL’ye çıktı rı Türkiye’de çok yoğun bir reklam ve tanıtım atağına girdiler. İlk özel sektör rakı markası an Rakı fiyatlarında ise sınırla cak 2004 yılında pazara sunul rı zorlayan zamlar söz konusu. du. 2013 yılında ise alkollü iç 2002 yılında 70’lik rakının fiya kilerin tüm reklam ve tanıtımla tı 8.25 TL civarındayken aradan rı, yapılan düzenlemeler ile kı sıtlandı. Bu süreçte, alkollü iç kilerde uygulanan Özel Tüke tim Vergisi (ÖTV) sistemi değiş ti. Satış fiyatına göre yüzdelik vergilendirme sisteminden, ka tegori bazında ve saf alkol içe riğine göre vergilendirme siste mine geçildi. 2011’den itibaren, rakı ve diğer içkiler arasındaki İthal içkilerde patlama var ÖTV farkı rakı aleyhine azalmaya başladı. Rakı kategorisi ÖTV değişimlerine bağlı olarak büyük risk altında. Alkolde vergi ve fiyatların artması nedeniyle Avantajını kaybetti Rakıya uygulanan ÖTV’nin yurttaş daha çok ucuz ürüne kaydı. Vergi avantajı nedeniyle ithal içkilerde patlama var. 2004’te Türkiye toplam 1 milyon 867 bin 673 litre viski ithal ederken 2018’de bu oran yüzde 385 artışla 9 milyon 48 bin 994 litreye yükseldi. Son 15 yılda viski alanında istikrarlı bir yükseliş hiçbir zaman diğer yüksek alkollü içkilerle eşitlenmemesi gerektiğine işaret eden GİSDER gerekçelerini ise şöyle açıklıyor: n Rakı, yağlı bir esans olan anason içerdiği için genellikle hacmen yüzde 45 alkol içeriğinde üretilmekte. Diğer kategori söz konusu. lerde ise hacmen yüzde 37.5 al Türkiye’nin 10 yıl önce yani 2009’da 392 bin 472 litre olan bira ithalatı ise geçen yıl yüzde 2 bin 500 artışla 10 milyon 192 bin litreye yükseldi. Üretimden iç piyasaya arz ise 2012’ye göre geriliyor. 2012’de Türkiye’nin üretimden iç piyasaya arz ettiği bira miktarı 995 milyon 639 kol içeriği bulunabilmekte. n Alkol içeriği nedeniyle, do ğal olarak bir şişe rakıya diğer içkilerden yüzde 20 daha fazla ÖTV tahakkuk ediyor. n Rakının üretiminde kullanılan alkolün en az yüzde 65’i üzümden üretiliyor. Diğer içkiler ise, üzüme göre çok da bin litre iken geçen yıl bu ha ucuz olan arpa, buğday, pa miktar 955 milyon 209 bin litre seviyesine geriledi. 2004’te 1 milyon 788 bin 308 litre olan votka ithalatı da geçen yıl 1 milyon 251 bin 666 litre artışla 3 milyon litreyi aştı. İhracat düşüyor Özellikle reklam ve tanıtım yasakları nedeniyle yerli üretim alkollü içkilerin ihracatın tates, şekerkamışı vb. hammaddelerden üretilebiliyor. Rakı, anason tohumu ile ikinci bir damıtım işlemine tabi tutulmakta ve bu işlem maliyeti artırıyor. İthal ürünlerle rekabette rakının doğal olarak maliyet dezavantajı var. n Vergisel avantajını yitiren rakı satışları azalma eğilimine girdi. GİSDER’in internet sitesinde yer da ise ciddi sıkıntılar söz ko alan açıklamaya göre, yüksek al nusu. 2010 yılında Türkiye’nin kollü içkiler sektöründe uygula 107 milyon 733 bin litre olan bira ihracatı geçen yıl 59 milyon 735 litreye düşerken, 2004’te 3 milyon litre civarında olan şarap ihracatı 2 milyon 736 bin litreye düştü. 2004’de 949 bin 616 litre olan viski ihracatı ise o yıldan bu yana yapılmıyor. nan vergiler dolayısıyla kayıtdışı üretim cazip kazançlar sunuyor. Saha denetimleri arttırılmalı, satış noktalarında şüpheli ürünler incelenmeli. Rakının hammadesi anason ve üzüm üretim alanları da Türkiye’de giderek daralıyor. ÖTV geliri yüzde 524 arttı Alkollü içkilerin vergilerine yapılan zamlar, bu kalemden elde edilen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) miktarını da zirveye taşıdı. Son 11 yılda alkollü içkilerden devletin elde ettiği ÖTV geliri 63 milyar 687 milyon TL’yi aştı. 2008’de içkiden 1.9 milyar TL ÖTV elde edilirken aradan geçen 11 yılda bu rakam yüzde 524 artışla 12 milyar 401 milyon TL’ye fırladı. 2018’de tahsil edilen ÖTV’nin yarısından fazlası alkol ve tütün ürünlerinden geldi. Özellikle alkollü içkiden alınan vergideki artış tüm vergi gelirlerindeki artışı katladı. 2017’de artış oranı yüzde 27, 2018’de yüzde 24 oldu. ÖTV Kanunu’ndaki düzenleme nedeniyle bu ürünlerde 6 ayda bir üretici fiyat endeksine (ÜFE) göre otomatik artış yapılıyor. İlk 4 ayda ÜFE artışı yüzde 5’i buldu. Haziran sonuna kadar oran daha da artarsa sigara ve alkollü içeceklerde ÖTV temmuzda otomatik olarak yükselecek. 70’lik rakıdaki vergi oranı yaklaşık yüzde 72 seviyesinde. Tüketim 2 litre 2019 başında yapılan zamlarla birlikte litrelik rakının üzerindeki ÖTV yükü 95 lira 86 kuruştan 108 lira 78 kuruşa, KDV dahil toplam vergi yükü ise 137 lira 30 kuruştan 150 lira 21 kuruşa çık tı. Yapılan hesaplamalara göre, 1 litrelik rakıdaki her 4 kadehten 3’ünün parası Maliye’ye vergi olarak gidiyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) hesaplamalarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama alkol tüketimi 2 litre civarında. Türkiye Azerbaycan’dan sonra en az alkol tüketilen ülkeler arasında yer alıyor. T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı Tütün ve Alkol Dairesi Başkanlığı verilerine göre, 2017’de alkollü içki tüketimi 1 milyar 52 milyon 339 bin 391 litre iken bu miktar bir yılda sınırlı artışla 2018’de 1 milyar 117 milyon 907 bin 350 litreye çıktı. ‘Dijital Vergi’de hemfikirler Japonya’nın Fukuoka kentinde buluşan G20 ülkeleri maliye bakanları, Facebook gibi küresel teknoloji devlerinin kurumsal şirket vergi yükümlülüklerini azaltmak için kullandıkları yasal boşlukları kapatmak için çalışmaya karar verdi. Facebook, Google, Amazon gibi teknoloji devlerinin, kullanıcıları hangi ülkede olursa olsun, şirket kârlarını vergilendirmenin düşük olduğu ülkelerde beyan etmesi, uzun süredir eleştiriliyordu. Oluşturulacak yeni düzenlemeler, bu büyük uluslarara sı firmaların vergi yükümlülüklerinin artacağı anlamına geliyor. Düzenlemeler aynı zamanda, ülkele rin, dış yatırım çekmek için oldukça düşük kurumsal vergi oranları sözü vermelerini de zorlaştıracak. ABD Maliye Bakanı Steven Mnuchin, G20 finans zirvesinde, “Görünüşe bakılırsa bu konuda oldukça güçlü bir görüş birliği var. Öyleyse bu görüş birliğini ileri taşıyıp bunu nasıl bir anlaşmaya dönüştürebileceğimiz üzerinde çalışmalıyız” dedi. l Ekonomi Servisi Karadon sahası satışa çıkıyor Türkiye Taşkömürü Kurumu, Karadon 810’Nolu taşkömürü sahası 15 yıllığına maden işletmeciliği yapabilecek gerçek ve tüzel kişiler içinden uygun teklif yapana işletmeye verilmesi için açık ihale ile ihaleye çıkacak. İhale 12 Haziran 2019’da saat 15.00’te başlayacak. Şartname bedeli 1000 TL olarak belirtildi. Tüm üretim yılları için kömür üretimi taahhüt miktarı en az 50 bin ton/yıl olacak. Herhangi bir yıl için 50 bin tonun altına üretim taahhüdü veren isteklilerin tek lifleri değerlendirme dışı bırakılacak. İstekliler, rödövans payını 20 TL/ton’dan az olmamak üzere teklif edecekler. Bu miktarın altında verilecek teklifler değerlendirmeye alınmayacak. Teklif mektubunda, yıllar itibarıyla taahhüt üretim miktarları (ton), ihalede teklif edilen ton başına rödövans bedeli (TL/ton) ve 15 yıl için toplam üretim taahhüdü ile ton başına rödövans bedelinin çarpımı, yazı ve rakamla açık olarak yazılacak. l Ekonomi Servisi ‘En ileri kapitalist toplum’… Trump’ın İngiltere gezisinde yaşananları izlerken aklıma Francis Fukuyama geldi. Fukuyama, bir keresinde, “ABD dünyadaki en ileri kapitalist toplum, kurumları da piyasa güçlerinin mantıksal evriminin ürünüdür” diyordu. ABD “en ileri kapitalist toplum” ise diğer kapitalist toplumların geleceklerine ilişkin iyi şeyler söylemiyor; “piyasa güçlerinin mantıksal evrimi” de faşist bir geleceğe işaret ediyor. Irkçı ve otoriter Trump’ın İngiltere ziyareti sırasında Londra’da büyük protesto gösterileri düzenlendi. Bu eylemlerin resimleri gazete sayfalarını, TV haber programlarını işgal etti. Medya, Trump’ı hedef alan, çoğu kez alaycı yorumlarla doluydu. Buna karşılık Trump, “Ne protestosu? Protesto falan olmadı. Caddeler, ben geçerken selamlayan insanlarla doluydu” dedi ve ekledi “İngiliz basını beni çok sevdi.” Trump’ın Kraliçe ile yemeğine, hükümet üyeleri ve 170 davetli katıldı, ama Muhafazakâr Parti’nin İçişleri Bakanı, Müslüman Sajid Javid davet edilmedi. Birincisi, ABD’de, nükleer silahların düğmesine basma yetkisine sahip adamın, ya utanmaz bir yalancı olduğunu ya da realiteden tamamen koptuğunu, kendi fantezi dünyasında yaşadığını gösteriyordu. İkincisi de adamın ırkçılığının, gittiği ülkenin protokolünü tamamen hiçe sayacak bir megalomani düzeyinde olduğunu... Trump’ın, Muhafazakâr Parti’nin başkanlık seçimlerine burnunu sokması, Brexit’ten sonra İngiltere’ye nasıl bağımlı bir ülke muamelesi yapmaya hazırlandığını gösteren ifadeleri bu resmi tamamlıyordu. Çürümenin resmi Irkçı ve otoriter saplantılı Trump yönetimi altında ABD, bir toplum olarak, birçok açıdan Weimar Almanyası’nı anımsatan bir çürüme sergiliyor. En başa, İslamofobi ve yabancı düşmanlığındaki belirgin artışı, göçmen ailelerin maruz kaldığı insanlık dışı uygulamaları koyabiliriz. Toplumda şiddet eğilimi de artıyor: Bu yıl mayıs ayı sonuna kadar, 148 kitlesel (FBI tarifine göre 4 + insanı hedef alan) silahlı saldırıda 149 kişi öldü, 500’den fazla insan yaralandı; 15 okulda silahlı saldırı gerçekleşti. Yılbaşından bu yana 5 bin 930 kişi silahlı saldırıda öldü. Büyük Normandiya Çıkarması’nda (DDay) iki taraftan toplam 4 bin 400 kişi ölmüş. Hukuk da hızla ayaklar altına alınıyor: Başsavcı, kongrenin çağrısına, Trump da mahkeme kararına uymadığı için yasal ve anayasal sistemin bir kriz içinde olduğu söyleniyor. ABD, Birleşmiş Milletler’in eşitsizlikleri ve ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik uluslararası anlaşmasını imzalamamış, eşit haklar yasasını mecliste onaylamamıştı. Bu ortamda siyaset sağa kaydıkça, kadın ve LGBTİ haklarının hızla aşınmaya başladığı görülüyor. Birçok eyalet kürtajı tamamen (tecavüz ve ensest, hatta fetüsün anne karnında ölmesi durumunda bile) yasaklarken, kimi güney eyaletlerinde düşük yapmak bile suç kategorisine sokuluyor. Beyaz üstünlüğü, ırkçı ideoloji yükseldikçe kadını çocuk doğurma makinesi gibi gören anlayış da güçleniyor. Doğum sırasında kadın ölümlerinde ABD, gelişmiş ülkeler arasında açık farkla önde. Bu ölüm oranı 197986’da 100 binde 14’ten, 2013’te 13.8’e, 2018’de de 26’ya tırmanmış. Bu oran Finlandiya, İsveç ve İtalya’da yüzde 4, Fransa’da yüzde 8. Amerika’da, yoksulların yüzde 70’ini kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. Irkçılığın ve cinsiyetçiliğin yükseldiği ortamda LGBTİ düşmanlığı yaygınlaşıyor. Örneğin Boston’da “homofobiğim ve gurur duyuyorum” diyen bir “heteroseksüel (streight) onur” yürüyüşü planlanıyor. ABD, altright (günümüzün faşizmi) hareketini dünyada yayan bir merkez olarak yükseliyor. ABD’nin altyapısındaki (yollar, limanlar vb.) çürüme toplumda büyük kaygı yaratıyor. Bu çürümeye, gelir dağılımındaki bozulmayı, ücret artışlarındaki duraklamayı, ABD yaşam tarzını temsil eden orta sınıfın hızla erimesini, sağlık sigortasına, emeklilik fonlarına sahip olanların sayısındaki gerilemeyi, en zengin yüzde 0.1’in servetinin hızla artarak en alttaki yüzde 90’ın toplam servetinin 188 katına ulaşmasını, buna karşılık evsizlerin sayısının 2018 yılında yüzde 13 artmasını eklersek, karşımıza siyasi, ekonomik ve kültürel olarak Weimar Almanyası’nı anımsatan bir resim çıkıyor. Kapitalizmin en gelişmiş biçiminin hızla canavarlaşmakta olduğu görülüyor. KISA...KISA... l İşlettiği krom madeninin işletme ruhsatı haczedilen işletmeci, soluğu mahkemede aldı. Mahkeme, işletme ruhsatının haczedilemeyeceğine hükmetti. Devreye giren Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozdu. 6 yıllık yargı sürecine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu son noktayı koydu: Maden işleme ruhsatı haczedilebilir. l Yunanistan Turizm Konfederasyonu Başkanı Yannis Retsos, krizin başladığı 2010’dan bu yana turizm sektörünün Yunan ekonomisine 125 milyar Avro kazandırdığını 230 milyon turisti ağırladığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle