18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: EMİNE BİLGET 1514 MAYIS 2019 SALI Değişmeden kendini72. Cannes Festivali bu akşam Jim Jarmusch’un zombi güldürüsü ‘Ölen Ölmez’ ile başlıyor Geçmişine sadık, geleceğine güvenen bir festival izlemeye hazırlanıyoruz. Ana seçkideki dördü kadın, 21 Altın Palmiye adayı içinde, Ken Loach ve yenilemeDardenne kardeşler ücüncü Palmiye lerini alabilmek için yarışacaklar. sanatı ‘Tarih tekrar etmez, kekeler’ sözü, herhalde istediğiniz anlama çekilebilecek esneklikte olduğu için çok kullanılır. Cannes Festivali tarihi de tekrar etmez ama dönem dönem, geçen yıl olduğu gibi, ciddi bir belirsizlik içine giriverir. Bu yıl, kekelemeyen, temelde değişmeden kendine çekidüzen vermiş gözüken, özgüveni tazelenmiş bir etkinlik izlemeye hazırlanıyoruz. Tam elli yıl önce ciddi bir devrim yaşayan Cannes, artık sürekli evrim aşamasına girmiş durumda. Küreselleşen liberalizmin kendi alanına getirdiği köktenci değişimlere uyum sağlamak zorunda. Bunu, ana prensiplerinden taviz vermek yerine, kararlı küçük adımlarla, öz kimliğine sadık kalarak yapmaya çabalıyor. Sonuç bugün için başarılı... ‘Yönetmenlerin On Beş Günü’ Elli yıl önce, eski yapısının temelden çatırdığını gören tedirgin bir festivale hazırlanıyordu Cannes. İlk kez 1968’de, filmleri yarışan yönetmenlerin bizzat katıldıkları sert tepkiler üzerine perdelerini kapamak zorunda kalan etkinlik, Fransız yönetmenlerin kurduğu dernek tarafından düzenlenen “Yönetmenlerin On Beş Günü’’ adlı alternatif bir girişimle karşı karşıya kalıyordu. 25 ülkeden 65 film sunan bu ilk seçki, alabildiğine politik içerikliydi. Farklı ülkelerin, farklı duyarlıkların, farklı türlerin sözcüsü olmak adına büyük bir adım atılıyordu. On beş yıl sonra, eski festival sarayının yerine inşa edilen otelin sinema salonuna yerleşen bu devrimci yan bölüm, bugün, 25 filmlik seçkisiyle, artık sistemin bir parçası konumunda ve kendi kimliğini genel erozyondan koruma çaba sı içinde... Bu gece izleyeceğimiz açılış filmi “The Dead Don’t Die” ile yeniden Altın Palmiye adayı olan Jim Jarmusch’un, 1984 yılında Altın Kamera kazanan ilk filmi « Stranger Than Paradise”ın, ‘’Yönetmenlerin On Beş Günü’’ seçkisinde sunulduğunu anımsamak gerekiyor. Jarmush, hemen ardından, 1986’da, ikinci filmi « Dawn by Law” ile ana seçkiye girerek, ilk kez Altın Palmiye adayı oluyordu... Festivalin, bu ana devrimden önce, 1960’lardaki evrim sürecinde gündeme gelen, ilk ya da ikinci filmlerini gerçekleştiren yönetmenlere ayrılan “Eleştirmenlerin Haftası” yan bölümüyse, artık Croisette Bulvarı’nın öte yanındaki uzak mekânda, geleceğin ünlülerini keş Jim Jarmusch’un bu akşam açılış filmi olarak gösterilecek ‘The Dead Don’t Die’ adlı son filminde Adam Driver, Chloe Svigny, Bill Murray gibi isimlerin bulunduğu geniş bir oyuncu kadrosu var. fetmeye çağırıyor zamanı olan meraklıları... Altın Kamera adayı ilk filmlerin en büyük avcısı, yıllardır özel bir jüri oluşturarak ödüller dağıtan resmi seçki damgalı “Belirli Bir Bakış’’ bölümü, bu yıl 6 ilk film programlarken, Altın Kamera’ya verdiği önemin altını çiziyor. Devrimci havaya ayak uydurmak Tarihe dönelim: Elli yıl önce, General de Gaulle, festivalden birkaç hafta önce kaybettiği referandumun ardından hemen istifa ediyordu. Bugün, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, altı aydır eylemleri kesintisiz süregelen Sarı Yeleklilerin, Vatandaş Girişimi Referandum isteğine yanaşmadı ğı gibi, istifa etmeyi falan da düşünmüyor. Önümüzdeki cumartesi günleri, polisin Sarı Yeleklileri festival çevresinden uzak tutmak için elinden geleni sertçe yapacağından hiç kuşkumuz yok... 1969’da Jüri Ödülü’nü Costa Gavras’ın “Z’’ filmine veren jürinin başkanı, İtalyan Komünist Partisi üyesi Luchino Visconti’ydi. Festival yönetimi, devrimci havaya ayak uydurmak için özellikle Visconti’yi seçmiş; “sistem devrimi evcilleştirerek yutuyor” eleştirilerine kimse pek kulak asmamıştı... Bugün, sanat sineması çevreleri kadar Hollywood sinemasına da adı hoş gelen Alejandro Inarritu’nun başkanlığındaki jüri oluşturulurken, kadın/erkek üye dengesini sağlamak ve yıldız adlar bulmak ön plana çıkıyorsa, bu durumdan festival yöneticileri, sorumlu tutmak haksızlık olur. Küresel formatları göz önüne alarak denge kurmak onların işi ve bu iş ciddi bir cambazlık becerisi gerektiriyor! Küresel devinimin hızı içinde dudakları uçan tarihin kekelemesinden daha doğal ne olabilir ki? 1969’da, faksın adı bile yokken teleksle geçilen haberler, bugün anında görüntülü ve sesli olarak herkesin cep telefonlarına yansırken, temel olana sarılmak gerekiyor : Sanatın, toplumsal duyarlılığın, sorumluluğun, hümanist değerlerin, insan haklarının üzerine daha da bilenmiş bir bilinçle titremek gerekiyor. Cannes’da işte bu ana damar, geçmişe ve geleneklere bağlılık duygusu eşliğinde korunmuş. Ken Loach, Dardenne kardeşler, Marco Bellocchio, Elia Suleiman ve başkaları, yine toplumsal, siyasi gerçeklere farklı yaklaşımlarla ayna tutacaklar. Pedro Almodovar, Terren ce Malick, Abdellatif Kechiche ve Xavier Dolan insan gerçeğinden duyarlı kesitler sunacaklar. Genç yaşlı, iyi ya da az tanınan yönetmenler, yine dünyamızın geleceğinden farklı düzeylerde duydukları endişeleri görüntüleyecek, hepinizi küresel tehlikelere karşı uyaracaklar. Son yirmi yıl içinde giderek yükselen bu tür alarm zillerine kulak verenler artacak mı acaba? Bu çok renkli ve çoksesli sinema şöleninin seçkilerinde bu kez Türkiye’den bir film yer almıyor. Tek temsilcimiz,15. yaşını kutlayan “Cinéfondation” proje destek atölyesine seçilen 15 genç yönetmen arasında bulunan Gürcan Keltek... ‘Sirene’ ‘Pera’da A Capella’ konserlerinde sezonun son konuğu ‘Sirene’ Pera Müzesi’nin sanatseverlerle buluşturduğu, “Pera’da A Capella” konser serisinin son performansını “Sirene” 18 Mayıs’ta saat 17.00’de yapacak. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Volkan Akkoç şefliğinde sahne alan ekibin konser öncesi yapacağı söyleşi ise saat 16.00’da gerçekleşecek. Söyleşide, Türkiye’de ve dünyada kadın korosu geleneği ve besteciliği konularına değinilecek. “Sirene”, dinamik, mücadeleci ve özgür kadın karakterini hem Batı’nın hem de Anadolu’nun folklorik müzikleriyle harmanlıyor. Konserde, koro müziği açısından önemli eserlerin yanı sıra Sarı Gelin, Uzun İnce Bir Yoldayım, Evreşe Yolları gibi eserler a capella düzenlemeleriyle müzikseverlerle buluşacak. BAFTA yılın en iyi dizilerini açıkladı Akbank Sanat Lawton’ı ağırlayacak AKBANK SANAT, 2024 Mayıs tarihleri arasında Belçika kökenli profesyonel dansçı ve eğitmen Tijen Goosen Lawton’ı ağırlayacak. Annesi Türk olan Lawton, dans çalışmalarına İstanbul’da yaşarken başladı. Daha sonra The Arts Educational School London, The Place London ve The Juilliard School New York’ta eğitimine devam etti. Anvers Kraliyet Konservatuvarı’nın düzenli konuk eğitmeni olarak çalışmalarına devam ediyor. Vücudun iletişimsel ve sınırsız bir araç olarak sürekli kendini sorgulaması, bedenin saflığından ve karmaşıklığından beslenmesi ve yaşadığı “yaşamdan” ilham alması Lawton’ın tekniğinin çıkış noktasını oluşturuyor. Saat 11.00’de başlayacak atölyelerin biletleri Biletix’ten temin edilebilir. İngiliz Sinema ve Televizyon Sanatları Akademisi’nin Birleşik Krallık yapımı en iyi dizileri ödüllendirdiği BAFTA Televizyon Ödülleri (British Academy Television Awards) önceki akşam Londra Royal Festival Hall’da düzenlenen törenle sahiplerine verildi. Gecenin birden fazla ödüllü dizileri Phoebe WallerBridge’in yaratıcısı olduğu “Killing Eve” ve “Patrick Melrose” oldu. “Killing Eve” En İyi Dram Dizisi ödülünün yanı sıra, Jodie Comer ve Fiona Shaw’ın aldığı ödüllerle birlikte bu yılki BAFTA Televizyon Ödülleri’nden üç ödülle döndü. Geceden birden fazla ödülle ayrılan diğer yapıp ise “Patrick Melrose” oldu. Patrick Melrose En İyi Mini Dizi ödülünü kazanırken; dizinin başrol oyuncusu Benedict Cumberbatch, En İyi Erkek Oyuncu ödülüne değer görüldü. “Killing Eve” ‘Killing Eve’ dizisinin yazarı Phobe WallerBridge (ortada) ve iki oyuncusu Fiona Shaw (en solda) ile Jodie Comer (en sağda) tören sonrası kameralara poz verdiler. ÖDÜLLER l En İyi Dram Dizisi: Killing Eve l En İyi Mini Dizi: Patrick Melrose l En İyi Kadın Oyuncu: Jodie Comer – Killing Eve l En İyi Erkek Oyuncu: Benedict Cumberbatch – Patrick Melrose l Komedi Dalında En İyi Kadın Performansı: Jessica Hynes – There She Goes l Komedi Dalında En İyi Erkek Performansı: Steve Pemberton – Inside No.9 l En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ben Whishaw – A Very English Scandal l En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Fiona Shaw – Killing Eve l En İyi Kurgu Komedi: Sally4Ever l En İyi Tek Bölümlük Dram: Killed By My Debt l En İyi Uluslararası Dizi: Succession Karikatürist Karikatürist İrfan Ünalan’ın karikatür sergisi, Büyükçekmece Belediyesi A.K.M İbrahim Çallı Sanat Ünalan’ın Galerisi’nde sanatseverlerle buluşmaya devam ediyor. 16 Mayıs’a kadar sürecek sergide Ünalan, minik öğ sergisi sürüyor rencilere karikatür çizim tekniklerini uygulamalı olarak öğretecek, öğrencilerin karikatürlerini çizecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle