18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 21 NİSAN 2019 PAZAR [email protected] TASARIM: İLKNUR FİLİZ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Yeni bir liderin doğuşu Prof. Dr. Hakkı Keskin / Siyaset Bilimci İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, daha ilk günden yönetim anlayışını, “mutlak demokrasi, mutlak şeffaflık, mutlak katılımcılık” olarak tanımladı. Bu üç kavram amaca yönelik çok önemli içeriklere vurgu yapmaktadır. Bunların uygulanması, Türkiye’de özlemi duyulan bir yaşam biçimini tanımlamaktadır. Ekrem İmamoğlu seçim sürecinde önemle ve sürekli olarak toplumsal barışın sağlanabilmesi için, toplumun tüm kesimlerini kucaklamayı amaçladığına vurgu yaptı. Kullandığı dil, üslup, inandırıcı yaklaşımıyla, toplumu ayrıştırma politikalarının aksine, barışçı ve birleştirici bir politikayı amaçlamaktadır. Siyasi çizgisi CHP’ye yakın olmayan ve hatta karşı olan bazı seçmenleri de, izlediği bu politikaya inandırarak kazanmayı başardı İmamoğlu. Bana öyle geliyor ki, Türkiye Ekrem İmamoğlu ile gerçek demokrasiye, hukuka, laikliğe, çağdaşlığa bağlı karizmatik yeni bir lidere kavuştu. Dilerim yanılmam. Güven tazelendi AKP’nin Türkiye’yi çok yönlü çıkmaza sürükleyen politikalarına karşın, 17 yıldır iktidarda olması, konuştuğum geniş çevremdeki arkadaşlarımın önemli bir kesiminde, halka sarsılan bir güveni duyuyordum. Bu nedenle bilinçli insanlarda bile, giderek yoğunlaşan ve artan bir umutsuzluğu görüyordum. Bu seçim sonuçları göstermektedir ki, doğru bir siyasi çizgi, kararlı ve inançlı kişilerle, en zor koşullarda bile başarılı olunabilmektedir. Bu seçim halka ve kendimize güveni tazelemiştir! Siyasette hiç umulmadık ve beklenmedik durumlarda önemli değişikliklerin olabileceğini unutmamak gerekir. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın tüm devlet olanaklarını sonuna dek kullanmalarına karşın, Ankara ve İstanbul’da seçimi kaybetmeleri bunun en somut örneğidir. Ankara’da Mansur Yavaş’a karşı nedenli inanılmaz ve hatta yasalara aykırı yöntemlere başvurulduğuna tanık olduk. İstanbul’da Türkiye’de benzeri olmayan bir ilk yaşadık. Yüksek Seçim Kurulu’nun seçimi Ekrem İmamoğlu’nun kazandığını açıklamasına karşın, AKP ve MHP’nin benzeri görülmemiş oyalama girişimleriy Siyasette hiç umulmadık ve beklenmedik durumlarda önemli değişikliklerin olabileceğini unutmamak gerekir. AKP’nin ve Cumhurbaşkanı’nın tüm devlet olanaklarını sonuna dek kullanmalarına karşın, Ankara ve İstanbul’da seçimi kaybetmeleri bunun en somut örneğidir. le, mazbatanın verilmesini 17 gün geciktirmeleri, İstanbul’u vermeme konusunda nedenli direndiklerini açıkca göstermektedir. Seçim gecesi İmamoğlu’nun son derece inançlı ve kararlı bir özgüvenle, Anadolu Ajansı’nın yanlış verilerine, oyalama stratejisine ve Binali Yıldırım’ın seçimi kazandığına ilişkin açıklamasına karşın, defalarca yaptığı açıklamalarla, daha önceki seçimlerde yapılan komployu engellemeyi başardı. CHP iyi çalıştı CHP ve İYİ Parti çok uyumlu ve bu defa seçim sandıklarından alınan ıslak imzaları kararlılıkla sonuna kadar koruyarak, seçmen iradesini sahip çıktılar. Böylece daha önceki seçimlerde yapıldığı söylenen manipulasyonları önlemeyi başardılar. Özellikle de İstanbul’da 17 gün süreyle seçim sandıklarına, Küçükçekmece ve Maltepe’de yapılan yeniden oy sayımlarına sahip çıkan Canan Kaftancıoğlu ve ekibini, milletvekillerini kutluyorum. Demek ki CHP önceki seçimlerde sandıklara sahip çıkma konusundaki açığını kapatmayı öğrenmiştir. AKP ve MHP`nin İstanbul’da izledikleri bu oyalama stratejilerinin nedenlerini, önümüzdeki aylarda daha yakından öğreneceğiz. İlk veriler, AKP’nin yönetimindeki belediyelerde bazı yasadışı uygulamaların yapıldığını göstermektedir. Belediyelerden aylık aldığı halde, belediyelerde görev yapmayan ve AKP’nin seçim propagandası için çalışan on binlerce, Türkiye genelinde belkide yüz binlerce kişi nin bulunduğu söylenmektedir. Doğrusu AKP’li bu aktivistlerin ev ev dolaşarak seçmen kazanma çalışmalarını gıptayla duyuyorduk. Eğer bu veriler doğruysa, demek ki AKP için ev ev dolaşan bu on binlerce propagandistler, belediyelerden aylık alan kişilermiş. CHP’li belediyelere bugünden öneriler Tüm CHP’li belediyeler, sayın Ekrem İmamoğlu’nun, “mutlak demokrasi, mutlak şeffaflık, mutlak katılımcılık” ilkelerine bağlı kalarak çalışmalı, rüşvet ve rant olaylarından kesinlikle uzak durmalıdırlar. Bunun için CHP’de bir denetleme ve kontrol sistemi kurulmalıdır. CHP’li belediyeler Türkiye ve hatta dünyada marka olmuş Eskişehir belediyeciliğini örnek almalı ve sayın Büyükerşen’in başarılı deneyimlerinden yararlanmalıdırlar. Tüm CHP’li belediyelerin Eskişehir belediyeciliğini yakından izlemeleri ve Yılmaz Büyükerşen’in çalışmalarını seminerler yapılarak öğrenmeleri çok yararlı olacaktır. Bir diğer örnek ise, küçük bir kasaba olan Ovacık’ta üretime dayalı neler yapılabileceğini kanıtlamış olan belediyeciliktir. Şu anda Tunceli Belediye Başkanlığına seçilen Fatih Mehmet Maçoğlu’nun Ovacık’taki çalışmaları yerinde incelenerek, özellikle üretim alanında neler yapılabileceğinin görülmesi ve öğrenilmesi çok yararlı olacaktır. Özellikle CHP’li belediye başkanlarının Maçoğlu’nun “Komünist Başkan” kitabını da okuyarak, halkla nasıl kaynaşılabileceğini görmelerini öneririm. Hapis ve seçim Sevgili okurlarım, bugün çok üzgünüm: Yine bir hukuksuzluk ve adaletsizliğin devamı ile mu ne olacak? HHH Sözler tutulmadı karşı karşıyayız Durumun ne denli va him olduğunu burada birçok kez yazdım; bugün Cumhuriyet’in bir haberi üzerinden, konuya bir kez daha değineceğim. HHH Gazetemizin eski yöneticilerinin ve çalışanlarının yargılandığı davada 5 yıldan az hapis cezası alanlar hakkında verilen istinaf mahkemesinin kararı seçimden hemen sonra UYAP’a yüklendi. Kararla birlikte Musa Kart, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Önder Çelik, Emre İper, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör hapse girecek. Çünkü onlar 5 yıldan az ceza aldılar. 5 yılın üstünde ceza alan 6 kişi ise Temyiz aşamasını bekliyor... O kararların Yargıtay tarafından bozulması durumunda ise yeni bir hukuk garabeti yaşanacak. İstanbul 27. Ağır Ceza Mah Bırakınız davanın zaten toptan haksız ve hukuksuz olmasını, gazetemizin gündeme getirdiği bu son adaletsizlikle ilgili olarak Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “adaletsizliğin” düzeltilmesi için istinaf başkanlarıyla görüştüklerini, yasal düzenleme yapılacağı işaretini vermişti. Gül, toplu davalarda aynı fiilden verilen kararlarda kendi içinde bir itirazdenetim ya da Yargıtay’da temyiz üzerinde çalışma yapıldığını belirtmişti. Kadri Gürsel: Gazetecilik suç değil Cezaevine gireceği kesinleşen Kadri Gürsel, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “Erdoğan’ın samimi olmadığını şu somut nedenden dolayı biliyordum: Cumhuriyet davasında onanan hapis cezaları İmamoğlu’nun mazbatayı almasından bir gün sonra UYAP’a yüklendi. Ben dahil 8 Cumhuriyetçi hapse girecek #gazeteciliksuçdeğildir” dedi. kemesi: Gazetenin eski İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’a 7 yıl 13 ay 15 gün... Eski Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, muhabiri Ahmet Şık, yazarı Aydın Engin’e 7 yıl 6 ay... Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç, yazarı Hikmet Çetinkaya’ya 6 yıl 3 ay... Olmak üzere, 5 yıldan fazla hapis cezaları verdiği için HHH 31 Mart seçimlerinde iktidarın, bütün adaletsiz propaganda bombardımanına, bütün devlet desteğine ve baskısına rağmen, üç büyük kenti niçin yitirdiği, daha doğrusu bütün ülkede niçin gerildiği tartışılıyor. Bence temel nedenler olarak, ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı kadar, yaşanan adaletsizlik ve hukuksuzluklara da baksalar iyi olur! temyiz aşaması beklenecek. DİREN MUTFAK... Peki temyiz, onların kararlarını bozarsa, aynı davada 5 yıldan az verilen cezalardan dolayı hapse girenlerin duru DİREN ÜCRET... DİREN ADALET... DİREN HUKUK DEVLETİ... DİREN DEMOKRASİ!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle