25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13kultur@cumhuriyet.com.tr 20 MART 2019 ÇARŞAMBA Çarpıklaşan anılar...Murat Kılıkçıer, ‘Recalibrated Expectations’ı Xgergedan etiketiyle paylaştı Kılıkçıer’in nahifliğini, içinde yaşadığı toplumu ve kendisini ne kadar incelikli ve farkında olarak dinlediğini hemen anlayabileceğiniz “Recalibrated Expectations”ı, çarpıklaşan anılarımızı, dönüşen müzik piyasasını konuştuğumuz samimi sohbeti In Hoodies dinlerken okumanızı öneririm. KURTULUŞ ARI Ayça Han In Hoodies adıyla müzik yapmaya 2015 yılında bir single’la başlıyor Murat, geçen yıl paylaştığı “Circling the Cage” EP’si ve “Coo Coo” isimli teklisi de şahane. İlk albümde çalıştığı ekibin şarkı ve albüm yapmasına vesile oluyor, o dönem bazı demolarını İngiltere’de, 90’larda The Verve albümü “Urban Hymns”le tanınan ve o albümle en iyi prodüktör ödülü alan Chris Potter’a gönderiyor. İlk albümün kayıtlarında Ian Brown’un prodüktörü Tim Wills’den, Ocean Color Scene’in basçısı Damon Minchella’ya kadar birçok isimle çalışan In Hoodies ikinci albümde ise yerli sahneden isimlerle sürdürüyor yolculuğunu. Davulların büyük bölümünü Berke Can Özcan çalıyor, Berkan Tilavel’in de tek şarkıda kaydı var. Perküsyonlarda Tunç Çakır, bas gitarda Feryin Kaya, gitarda Todd Gibson, çelloda Yasemin Özler, tuşlularda Burak Irmak’ın dahil olduğu albüm kayıtları ise Mahmut Albulak var İngiltere’de Chris Potter’la yapılmış. “Recalibrated Expectations” için illüst Murat Kılıkçıer ile In Hoodies’ın ikinci albümü “Recalibrated Expectations” hakkında konuştuk. ratör Mert Tügen de çok güzel çizgiler üreterek her şarkı için bir GİF hazırlamış, albümün ilk klibi “Man Down”un videosu ise illüstratör Elif Demir’e ait. Yaptığı şarkıları göresel bir ifadeye dönüştürmek istemesinin sebebini In Hoodies anlatsın: “Başka formlarda üreten insanlarla işbirliğine girebilmek; şarkıların başka kişilerdeki yansımalarını görebilmek ve ortak bir şeyler çıkarabilmek çok sevdiğim ve yapmaya çalıştığım bir şey. Bir yandan müzisyenin veya grubun kendi görüntüsünün ön plana çıkmasındansa başka sanatsal ifadelerle gösterebilmek, paylaşabilmek bence değerli.” Eve özlem Murat Güzelgün’ün çarpık evlerden oluşan ve albüm kapağında yer alan maket tasarımı, albümdeki sözleri de etkilemiş. Hem eve, belli odalara, alanlara kapanmaktan hem de bir çeşit eve özlemden bahseden albümün oluşma sürecini ise şöyle anlatıyor: “Bu benim bireysel olarak yaşadığım ve hissettiklerimin dışında, genel olarak yaşadığımız büyük değişimle de ilgili; sokakların, şehirlerin, ülkelerin, dünyanın yaşadığı değişim ve sürekli hareket hali... Pek çok insanın gitmek istemesi ya da gitmek zorunda kalması, göç, iltica gibi konular çok kafamı meşgul ediyordu ve hepimizin de etrafında aslında. Bir yandan sürekli çarpıklaşan bir hayatın içerisinde yaşarken sanki kendi duygularımız, kendi sosyal yaşamımız hatta kendi anılarımız bile çarpıklaşıyor gibi geliyor. Kapaktaki ve Murat Güzelgün’ün yaptığı maketlerdeki ifade, hem artık adapte olamadığımız bir dış yaşamı ifade ediyor benim için, hem de geçmişte olan hatırlamak istediğimiz ama tam haliyle hatırlayamadığımız yapıları, anıları, deforme olan kimliğimizi anlatıyor.” Paylaşım sağanağı Ana akımın dışında üreten müzisyenlere, gruplara, projelere belli destekler sağlayan Red Bull Türkiye aracılığıyla çıkan albüm, o süreçte In Hoodies’in ürettiği şeyi paylaşma ve insanlara iletme noktasında aklını meşgul etmeye başlamış: “Müziğin nasıl iletilebileceği kafamı sürekli meşgul eden bir şey ama insanlara nasıl iletilecek düşüncesiyle üretmemeye, onu kafamda biraz ayrı tutmaya çalışıyorum. İnsanlar genelde dijital müzik platformlarından müzik dinliyorlar; müzikle bağ kurmak ve müziğe ayrılan zaman, dikkat süresi, aynı şekilde müzisyenle bağ kurma biçimleri de çok farklılaştı. Dijital programlar kolay ulaşılır gibi görünse de başka değişkenler var; orada da maddi güç ön plana çıkabiliyor, yine tanıtım gücü, firmaların, müzisyenlerin veya arkasındaki diğer etkenlerin gücü daha çok insana yayılmasını ve aslında şarkının, müziğin, albümün farklı konumlanmasını sağlayabiliyor. Binlerce şarkı yükleniyor, dolayısıyla bu sürat içerisinde sizin için anlamlı müzikleri bulabilmek dijital fırtına içerisinde çok zor. Bir çeşit paylaşım sağanağı gibi ama doğru şeye temas edebiliyor musunuz hiçbir zaman bilmiyorsunuz, ben de bilmiyorum.” “Recalibrated Expectations”ın lansman konseri bu akşam 20.00’de All Saints Moda Kilisesi’nde, orada görüşürüz! La Scala 3 milyon Avro’yu iade etti Dünyanın en önemli opera kurumlarından olan La Scala, Suudi Arabistan’dan aldığı 3 milyon Avro’yu iade etti. Bundan bir süre önce Suudi hükümetiyle bir ortaklığa gitme kararı alan La Scala, beş yıllık ödeme planı çerçevesinde ilk taksit olan 3 milyon Avro’yu Suudi kültür bakanlığından almıştı, ancak Cemal Kaşıkçı cinayetinin ardından İtalyan kamuoyundan yükselen sert eleştiriler karşısında geri adım attı. Eğer bu anlaşma iptal edilmesiydi, Leyla Gencer’in yıllarca sahne aldığı La Scala’nın yönetim kurulunda Suudi kültür bakanlığı da söz sahibi olacaktı. BBC’nin haberine göre İtalya’nın iktidardaki partisi de bu anlaşmaya karşı çıktı. Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini bu anlaşmanın derhal sona erdirilmesini talep ederken, Lombardiya valisi de operanın sanat yönetmeni Alexander Pereria’nın işinden kovulması gerektiğini ileri sürdü. Konuya dair Suudi yetkililerden herhangi bir açıklama gelmedi. l Kültür Servisi İstanbul Film Festivali biletleri satışa çıkıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, bu yıl 38. kez 516 Nisan tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak. İKSV Lale Kart üyeleri için festival biletlerinin indirimli ön satışları önceki gün başladı. Genel satışlar ise 23 Mart Cumartesi günü 10.30’dan itibaren Beyoğlu’nda Atlas ve Kadıköy’de Rexx sinemaları (saat 10.3019.00 arası), Biletix internet sitesi (biletix. com), Biletix çağrı merkezi (0850 755 55 55) ve Biletix perakende noktaları üzerinden hizmet bedeli eklenmeden satın alınabilir. Ayrıntılı bilgi: film.iksv. org. l Kültür Servisi Usta oyuncu Ümit Yesin yaşamını yitirdi Usta tiyatro ve dizi oyuncusu Ümit Yesin (65), geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 1 aydır tedavi gördüğü hastanede dün hayatını kaybetti. Yesin için bugün 11.00’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kadıköy Haldun Taner Sahnesi’nde tören düzenlenecek. Yesin’in cenazesi öğlen vakti Şakir’in Camisi’nde (Altunizade) kılınacak cenaze namazından sonra Ümraniye Ihlamurkuyu Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Oyuncular Sendikası da Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Değerli tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, meslektaşımız Ümit Yesin’i kaybettik, çok üzgünüz. Ailesi, dostları ve sevenlerine sabır diliyoruz. Başımız sağ olsun” ifadelerine yer verdi. Ümit Yesin, 28 Ocak 1954 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. İlkokul ve ortaokulu Ankara’da bitiren Ümit Yesin, liseyi İstanbul’da tamamladı. Yüksekokul ve konserva tuvar öğrenimini İstanbul’da yaptı. 1970 yılında Bakırköy Halkevi’nde amatör olarak tiyatroya başladı. Daha sonra da Üstün Asutay’ın sahibi olduğu Bakırköy Komedi Tiyatrosu’nda profesyonel olarak tiyatroya devam etti. Sonrasında büyük usta Muammer Karaca tarafından konservatuara girmeye teşvik edildi. Genellikle yardımcı oyuncu rollerinde oynayan Ümit Yesin, Müjdat Gezen Tiyatrosu, Tiyatrokare gibi topluluklarda çalıştı. Yesin, 1989 yılında TRT’de yayımlanan “Hanımın Çiftliği” adlı dizideki Kabak Hafız ve 2007 yılında “Yol Arkadaşım” adlı dizideki Rıza Elmastaş karakteri, “Çiçek Taksi”deki Şeker Kazım, “Cennet Mahallesi”nde Muharrem, “Akasya Durağı”nda Duran Ağa karakterleri ile herkes tarafından tanındı. Yesin, “Körebe”, “Kurbağalar”, “Amansız Yol”, “Muhsin Bey” gibi önemli filmlerde de rol almıştı. l Kültür Servisi Beyazıt Kütüphanesi en güzel kütüphaneler listesinde Beyazıt Devlet Kütüphanesi, ABD’de yayımlanan aylık popüler kültür ve teknoloji dergisi Wired’ın dünya üzerindeki en güzel 10 kütüphaneyi derlediği çalışmasında 4. sırayı aldı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin bulunduğu yapı aslında, mekânsal olarak Beyazıt Meydanı’nı çevreleyen ve tanımlayan, mutfak, ilkokul, hastane, medrese ve hamam gibi birimlerden oluşan, 1506 yılında inşa edilen bir kompleksin, II. Beyazıt Külliyesi’nin, imarethane, çorba mutfağı ve han binaları “Kervansaray” bölümüydü. 1884’te “Kütüphanei Umumi Osmani” adıyla kurulan Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Türkiye’nin devlet tarafından kurulan ilk kütüphanesi unvanına sahip. Bir “derleme kütüphanesi” olan kütüphane, yaklaşık yarısı kitap olmak üzere top lam bir milyona yakın dokümanı barındırıyor. Kütüphanede yer alan kitapların 11 bin 120 adedini ise aralarında çok önemli eserlerin de bulunduğu “el yazması eserler” oluşturuyor. Mekân, 1999 Marmara depremi sırasında gördüğü hasar sonrasında Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından restore edilmişti. Wired Dergisi, dünyanın en güzel 10 kütüphanesini şöyle sıraladı: 1 Danimarka / Dokkl, 2 ABD / Lawrence Halk Kütüphanesi, 3 Çin / Yangzhou Zhongshuge Kütüphanesi, 4 Türkiye / Beyazıt Kütüphanesi, 5 Norveç / Vennesla Kütüphanesi, 6 Norveç / Bodo Kütüphanesi, 7 ABD / Chicago Halk Kütüphanesi, 8 İngiltere / Birmingham Kütüphanesi, 9 Kanada / Halifax Merkez Kütüphanesi, 10 Meksika / Conarte Kütüphanesi. l Kültür Servisi Sabahattin Ali anılacak Sabahattin Ali, katledilişinin 71. yılında, 2 Nisan günü saat 19.00’da, Şişli Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde düzenlenecek bir toplantıyla anılacak. Anma etkinliği şair Atilla Birkiye’nin “Sabahattin Ali Etkisi” konulu sunumuyla başlayacak. Ardından yönetmenliğini Metin Avdaç’ın yaptığı “Sabahattin Ali Sabah Yıldızı” adlı belgesel gösterilecek. Etkinliğe katılım ücretsiz. l Kültür Servisi Tiyatronun ustalarından yeni oyun Yönetmenliğini Zeliha Berksoy’un üstlendiği “Sanat Yemekte Yenir mi?” adlı oyun izleyiciyle buluşmak için gün sayıyor. Selin Atasoy’un yazdığı oyunda Zeliha Berksoy, Burçin Oraloğlu, Deniz Gökçer ve Arda Meriçliler rol alıyor. Bir aile komedisi olan “Sanat Yemekte Yenir mi?” hepsi orta yaş üstü olan üç tiyatro oyuncusunun bir kutlama yemeği sırasında yaşadıklarına odaklanıyor. Oyunda Harika ve Kerem 30. evlilik yıldönümlerini kutlamak üzere hazırlıklar yaparken, oğulları Umur’un, babası yüzünden içine düştüğü bir çapkınlık entrikasından, anne Harika’ya duyurmadan kurtulma çabalarına tanık oluyoruz... “Sanat Yemekte Yenir mi?” 4 Nisan Perşembe saat 20.30’da Akatlar Kültür Merkezi’nde, 11 Nisan Perşembe günü ise yine aynı saatte Caddebostan Kültür Merkezi (CKM) sahnesinde izlenebilir. l Kültür Servisi Düşler, Gezegenler Ve Bifo Derin bir karanlık. Ağır tempoda, gizemli, ama yer yer ışık dokunuşlarıyla bezenmiş, bilge bir çalışma. Nehrin Düşleri başlıklı senfonik şiiri dinliyoruz: “İnsanoğlu çağlar boyunca yeryüzü ve gökyüzündeki nesnelere rüyalarını, ümitlerini, istek ve korkularını atfetmiştir” diyor bestecisi Mahir Cetiz (d.1977). Müzik, bir nehrin akışı boyunca evriliyor. Ama sanmayın ki büyük hareketlerle. Sadece minimal tempolarda, günümüzün “minimalist” akımını örnekliyor. Şef Gürer Aykal hemen her konserinde bir Türk bestecisine yer verme ilkesini bu kez de 2000’den beri New York’da yaşayan Mahir’in yapıtıyla gerçekleştirdi. Nehrin Düşleri, konserin ikinci yarısında çalınan Gustav Holst’un Gezegenler’i için adeta bir göndermeydi. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası bu konseriyle Gürer Aykal şefliğindeki kuruluşunun 20. yılını kutluyordu. Ülkemizin önde gelen şefi; artık müzik dünyasında önemli bir topluluk olarak tanınan BİFO; uluslararası imzası olan bir bestecimiz; dünyanın her yerinde alkışlanan bir piyanist; dinleyiciyi düş dünyasına götüren Elgar’ın senfonsindeki gezegenler filmi ve Magma Filarmoni Korosu’nun gizemli sesleriyle içimizi sarıveren, unutulmaz bir kutlamaydı. Bütün bu zenginlik kapının dışındaki kaba saba gürültüleri unutmamıza bir hayli yardımcı oldu. Gürer Aykal 1999’da, BORUSAN’ın kurucusu Asım Kocabıyık’a bir senfonik orkestra kurmak ve onu uluslararası platforma taşımak projesini sunmuştu. Böylece kurulan BİFO’nun 2008 Eylülü’ne dek sürekli şefliği ve genel müzik yönetmenliğini sürdürdü. Halen onursal şefi olarak topluluğun yanı başında. 2008’den beri Sascha Goetzel’in daimi şefliğini üstlendiği topluluk, artık kuruluş amacındaki gibi uluslararası festivallere katılmakta, sesini dünyanın önemli sahnelerinde duyurmakta. Piyanist Denis Kozhukin (d.1986) üst düzey hocalarla çalışmış, 2010 Queen Elisabeth yarışmasını kazanmış, dünyanın en ünlü şef ve topluluklarıyla çalan bir piyanist. Çalgısına hâkimiyeti ve Grieg’in o güzelim konçertosunda kendine özgü ışıltılı deyişi uzun süre kulaklarımızda kalacak. İDSO konserinin ikinci yarısı duymaya olduğu kadar görmeye değer özellikler de taşıyordu. Ne kadar ilginçtir ki, İngiltere’de Purcell (ö.1695) ve Handel’den (ö.1759) sonra yirminci yüzyıl başlarına kadar müzik tarihinde ün yapmış bestecilere rastlanmaz. Delius, Elgar, Vaughan Williams ve Holst ile İngiliz müziği yirminci yüzyıl başında yeniden canlanır. Gustav Holst da (18741934) Doğu felsefesine merak sarmış, halk ezgileri kullanmış edebiyat ve tiyatroyu müzikle birleştirmiş bir besteci. Bugün en çok çalınan yapıtlarının başında Gezegenler Süiti geliyor. Güneş sisteminin yedi gezegenini betimlemiş. Duncan Copp imzalı 2010’da hazırlanmış bir film eşliğinde sunulan yapıtın son bölümü olan Neptün’de Masis Aram Gözbek yönetimindeki Magma Filarmoni Korosu’nun üst balkondan duyulan sesi gerçekten uzaydan mı geliyordu acaba! Kartal’da çocuklar doyasıya eğlendi Kartal Bele diyesi tarafından hayata geçirilen ve şairyazar Sunay Akın’ın küratörlüğünü yaptığı Masal Müzesi, çocuklar için renkli ve eğlenceli atölyeler düzenlemeye devam ediyor. Kartal Belediyesi Masal Müzesi’nde faaliyet gösteren Çömlek ve Masal Atölyesi’nde çocuklar, el becerilerini geliştirdi. Türkiye’nin tek Masal Müzesi’nde gerçekleştirilen etkinliklerde önce müzeyi gezen çocuklar, daha sonra masal atölyesine katılarak burada anlatılan masalları dinledi. Çocuklar, ardından çömlek atölyesine katılarak çömlek yaptı. l İHA Bakırköylülerden Livaneli’ye büyük ilgi Bakırköy Belediyesi’nin katkılarıyla Bakırköy Belediyesi Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen Evrensel Müzik Topluluğu konserine Bakırköylüler büyük ilgi gösterdi. Konserde, Şef Fuat Erdener yönetimindeki Evrensel Müzik Topluluğu aralarında Zülfü Livaneli’nin 5 şarkısının da olduğu onlarca şarkıyı Bakırköylülerle beraber seslendirdiler. Geçen günlerde kardeşi Seyhan Livaneli’yi kaybeden Livaneli izleyicilerden özür dileyerek” Canımdan çok sevdiğim kardeşimi çok yakında kaybettim ve içimden şarkı söylemek gelmiyor. Ama Bakırköylülere sözüm olsun başka bir konserde şarkılarımla sizlerle birlikte olacağım. Bu akşamlık beni affetmenizi rica ediyorum” dedi. l Kültür Servisi C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle