18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 1120 MART 2019 ÇARŞAMBA Pahalılık büyük dertYurttaş nükleer politikaya karşı. Kendi illerine yakın tesis kurulmasını istemiyor Kadir Has Üniversitesi’nin araştırmasına göre, yurttaşın en büyük sorunu ekonomi ve pahalılık. AKP’lilerin yüzde 87’si, MHP’lilerin yüzde 93’ü elektrik fiyatlarının yüksek olmasından şikâyet ediyor. Hükümetin “beka” söylemine rağmen yurttaşlar en önemli sorun olarak eko en önemli sorun olarak ekonomiyi görenler, Aralık 2018’de yapılan ankette yüzde 33’e yük nomi ve pahalılığı görüyor. seldi. En önemli sorun olarak iç Kadir Has Üniversitesi Enerji ve ve dış güvenliği görenlerin top Sürdürülebilir Kalkınma Uygula lamı ise 2016’da yüzde 24 iken, ma ve Araştırma Merkezi (CESD) tarafından bu yıl üçüncüsü yapılan ‘Türkiye Toplumunun Enerji Tercihleri Araştırması’nın sonuçlarına göre, Türkiye’nin en önemli sorunu listesinde ilk sırada ekonomi yer aldı. 2016’da yüzde 16, 2017’de yüzde 22 olan 2017’de yüzde 14’e, 2018’de yüzde 7’ye geriledi. Demokrasiyi en önemli sorun olarak görenlerin oranı iki yılda yüzde 7’den yüzde 14’e, çevreyi en önemli sorun olarak görenlerse yüzde 3’ten yüzde 7’ye ulaştı. “Türkiye enerji sisteminin en önemli sorunu nedir” sorusu na yanıtlarda da ilk sırayı yüz de 42’lik oyla pahalılık aldı. Ge çen yıl da yine pahalılık ilk sıra daydı. Enerjide en büyük soru nu çevre olarak görenlerin ora Gökhan Kirkil Volkan Ediger Harcama nı da iki yılda yüzde 3’ten yüzde 15’e yükseldi. Araştırma sonuçları, AKP ve MHP seçmenlerinin de enerji ısınmaya 16 ilde, 18 yaş ve üzeri 1209 kişi ile yapılan ankette proje koordinatörü olan Kadir Has Üniversitesi Enerji Sistemleri Bölüm Başkanı ve CESD Müdürü Prof. Dr. Volkan Ediger, “Enerji ve ekonomi politikalarına duyarlılığın arttığı ortaya çıktı” dedi. Ediger’in sunumunu yaptığı araştırma de pahalılıktan şikâyetçi olduğunu ortaya koydu. Enerjide en önemli sorun pahalılık diyenlerin siyasi parti tercihleri incelendiğinde MHP yüzde 51 ile ilk sırada yer aldı. MHP için bu oran 2017’de yüzde 36 idi. AKP’lilerin de yüzde 39’u, enerjide en büyük sorununun pahalılık olduğunu söyledi. Bu oran CHP’de yüzde 44, HDP’de yüzde 43 oldu. sonuçlarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle: n Yüzde 74’lük kesim enerjide en çok ısınmaya para harcıyor. 2017’de ısınma oranı yüzde 66 idi. n Yüzde 54 doğalgaz, yüz Herkes şikâyetçi “Elektrik fiyatlarını nasıl buluyorsunuz’ sorusuna katılımcıların yüzde 90’ı ‘yüksek” ve “çok yüksek” yanıtını verdi. Bu oran geçen sene yüzde 80 idi. de 19 kömür, yüzde 15 odun, Aynı dönemde “elektrik fiyat yüzde 11 elektrikle ısınıyor. n Enerji tüketiminde ay lık faturası 300 TL üzeri olanların oranı 2017’de yüzde 37 iken bu oran 2018 yüzde 44’e yükseldi. n Evde en fazla tüketilen enerji türünde (elektrik ya da doğalgaz) aylık harcaması 200 TL üzeri olanların oranı 2016’da yüzde 29 iken, 2017’de yüzde 37’ye, 2018’de yüzde 48’e yükseldi. larını normal bulanlar” yüzde 19’dan yüzde 8’e geriledi. Yüksek bulanların siyasi parti tercihleri incelendiğinde HDP yüzde 86, AKP yüzde 87, CHP yüzde 92, MHP ise yüzde 93 olarak gerçekleştiği görüldü. 31 Mart’taki yerel seçimler için AKP ile ittifak yapan MHP’nin seçmenlerinin enerjideki pahalılıktan en çok şikayetçi olan seçmen grubu olması dikkat çekti. l Ekonomi Servisi Özelleştirmeler başarısız 2018’de konutta elektriğe yüzde 45, doğalgazda yüzde 30 oranında zam gelmesi, yurttaşın enerji politikaları konusundaki ilgi ve farkındalığını da artırdı. Ankette, “Oy verdiğiniz partinin enerji politikaları konusunda ne derece bilgilisiniz” sorusuna verilen yanıtlardan “çok bilgiliyim” diyenlerin oranı son iki yılda yüzde 8’den yüzde 15’e yükselirken, “bilgili değilim” diyenlerin oranı yüzde 75’ten yüzde 49’a düştü. Öte yandan, “Oy verirken partinizin enerji politikala rını ne derece dikkate alırsınız” sorusuna verilen olumlu yanıtlarda da ciddi artışlar gözlendi. “Dikkate almam” diyenlerin oranı 20162018 arasında yüzde 55, 44 ve 35 olarak düşerken, “çok dikkate alırım” diyenlerin oranı ise yüzde 151734 olarak arttı. Ankete katılanlar, hükümetin enerji politikalarında başarılı buldukları alanları “doğalgaz temini”, ‘petrol ve doğalgaz boru hatları’ ve “elektrik üretimiiletimidağıtımı” olarak sıraladı. Olumlu bulanların oran ları 201620172018 döneminde “doğalgaz temini’nde yüzde 544643; “petrol ve doğalgaz boru hatları’nda yüzde 554236; “elektrik üretimiiletimidağıtımı’nda ise yüzde 513937 olarak gerçekleşti. Enerji fiyatları da 20162018 arasında yüzde 231122 oranlarıyla en az olumlu bulundu. Hükümetin enerji politikaların en kötü bulunanları arasında yine enerjide özelleştirme ve nükleer enerji yer aldı. Yurttaşlar yaşadıkları il yakınına nükleer ya da kömür santralı istemiyor. Kur riski almayın Karşılıksız çek yüzde 84.6 arttı TBB Risk Merkezi’nin verilerine göre geçen şubat ayında karşılıksız çek sayısı 2018’in aynı ayına kıyasla yüzde 46.1 artarak 61 bin 498 adede çıktı. Bunların tutarı yüzde 84.6 artarak 2.9 milyar liraya yükseldi. Karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çek sayısı ise adette yüzde 70.1, tutarda yüzde 58.3 düştü. Yine şubatta karşılıksız çeklerin toplam çeklere oranı adet bazında yüzde 1.9’dan yüzde 4.3’e, tutar bazında yüzde 2.1’den yüzde 4.1’e yükseldi. İlk 2 ayda ise karşılıksız çek sayısı yüzde 85.8 artarak 135 bin 303 adede, bunların tutarı da yüzde 99 artarak 6.4 milyar liraya ulaştı. l Ekonomi Servisi ABD’den Caracas’a bir yaptırım daha ABD Hazine Bakanlığı, Venezüella’nın devlete ait altın madenciliği şirketi Minervan’ı yaptırım listesine dahil etti. Şirketin ABD’deki varlıklarının donduran ve ABD vatandaşları ile şirketlerinin bu şirketle iş yapmasını yasaklayan kararda, şirketin “Başkan Nicolas Maduro rejimini yasadışı bir şekilde desteklediği” gerekçesi öne sürüldü. Karar, bu şirketle iş yapan üçüncü ülke kişi ve firmalarının da ceza almasına neden olabilir. Venezüella ekonomisini çökerterek Maduro’ya dönük halk ve ordu desteğini bitirmek isteyen ABD, Türkiye’yi de bu ülke ile altın ticareti yapmaması konusunda uyarıyor. 2018’de Venezüella’dan 900 milyon dolar değerinde altın ithal eden Türkiye, ülkenin altınlarının Türkiye’de işleneceğini duyursa da son dört aydır bu ülkeden altın alımı yapmıyor. l Ekonomi Servisi Yükte ağır pahada hafif İhracat birim değer endeksi 2019 Ocak’ta önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 5.5 azaldı. Söz konusu dönemde ithalat birim değer endeksinde de yüzde 3.1 düşüş kaydedildi. TÜİK verilerine göre, ihracat miktar endeksi ise ocakta bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 11.9 artarken, ithalat miktar endeksi yüzde 24.9 azaldı. Eylülde tek hane olacakmış! Yıllık enflasyon şubat ayında yüzde 19.7 olur nı bitirdiklerini, uygun maliyette gelen olursa bakacak ken, Hazine ve Maliye Baka larını söyledi. Kurda yük nı Berat Albayrak bu oranın seliş bekleyenlere de sesle eylül ayında tek haneli ra nen Albayrak, “Öyle mi ola kamlara ineceğini iddia etti. cak, 15 lira mı olacak, yok Trabzon’da iş dünyası ile mu arttıran? Siyasi moti gerçekleştirdiği buluşma vasyonla karalama kesimi, da ekonomiyle ilgili açıkla ya da geçen ağustos, eylül malar yapan Albayrak, enf ve ekimde 67 TL’den bol lasyonla mücadelede sıfır ta bol döviz alanlar; çok bek vizle hareket ettiklerini vur lersiniz” diye konuştu. gulayarak “Enflasyonda ey Albayrak, ekonomiye iliş lül ayı gibi 2019’da tek hane kin öncü göstergelerin 2019 li rakamları göreceğiz. Enf için çok güçlü bir toparlan lasyonda yıl sonu hedefini mayı işaret ettiğini savu yüzde 15.9 belirlemiştik, narak, yılın ikinci çey çok daha altında gerçek reğiyle birlikte ekono leşecek” dedi. mide reel büyüme, is Hazine’nin parasının tihdam anlamında çok bol olduğunu ifa daha pozitif gelişme de eden Albay leri görüleceğini rak, 2019 yılı anlattı. l Ekono borçlanması Berat Albayrak mi Servisi Prof. Dr. Uzunoğlu: Bu dönemde tasarruf ederek, hem kredi hem kur riskinden uzak durmalıyız, sermayemizi güçlendirmeliyiz. Ekonomist Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu, Türkiye’nin yepyeni bir ekonomik düzen içine girdiğini belirterek, firmaları uyardı. Uzunoğlu, firmalara bu dönemde ayakta kalabilmeleri için ihracata ağırlık vermeleri, güç birliğine gitmeleri, kur riski almamaları ve mecbur kalmadıkça kredi kullanmamaları tavsiyesinde bulundu. Firmaların üretimleri azalırken stoklarının artmasının bir soruna işaret ettiğini anlatan Uzunoğlu, “Stoklarını çevirmekte zorlanan işletmenin nakit akışı bozulur ve finansman arayışına girer. Şu anda finansmana erişim çok pahalı. Kredi faizleri yüzde 23.5’ler civarında. Bu da nakit akışınızı bozar. Hesapladığınız maliyetlerin üzerine çıkarak zarar edersiniz” diye konuştu. Son dönemlerde ekonomide yaşanan gelişmele ri herkesin kriz, durgunluk, darboğaz gibi farklı bir isimle değerlendirdiğini anlatan Uzunoğlu, isimlere takılmamak gerektiğini, önemli olan tek göstergenin üretimdeki düşüş ve bu düşüşün yarattığı işsizlik olduğunu vurguladı. Esnaf bitti Kapitalist sistemlerin her zaman kriz ürettiğini ve iyi giden bir dönemin ardından mutlaka krizlerin geldiğini kaydeden Uzunoğlu, sorunun toplumsal değişimlerin iyi analiz edilmesiyle aşılabileceğinin altını çizdi. Uzunoğlu, “Kendimizi toparlamamız için yeniden bir göç dalgası benzeri talep patlaması yaşanmalı ama bu kısa vadede olmayacak” dedi. Uzunoğlu, “Bu dönemde ihracat ayağını düzgün kuranlar, ayakta kalıp mücadele edebilecek” dedi. l Ekonomi Servisi OTO İÇİN Elektrikli tehdit Yüksek kur sebebiyle maliyetleri ve ciddi ivme kaybeden otomotiv sektörünü, şimdi de elektrikli araçlara uyum sağlayamama tehdidi bekliyor. Sektör temsilcileri, 47 Nisan’da düzenlenecek Automechanika İstanbul Fuarı öncesinde bir araya geldi. Elektrikli araç teknolojisinin Türkiye’deki üreticiler için fırsat yarattığı gibi teh dit de oluşturduğuna dikkat çeken Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği Genel Koordinatörü Süheyl Baybalı, “Bu araçlara uygun üretim yapabilip, dönüşmemiz gerekiyor” dedi. Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Platformu Başkanı Berkan Bayram, bu teknolojilere uyum sağlanamadığı takdirde satışların yüzde 50 düşeceğini kaydetti. 4 milyon 300 bin kişi 4milyon 300 bin kişi “açık” işsiz... Dikkat ediniz, genel geçer bir ifadeyle işi olmayan insanlardan bahsetmiyoruz. Sözünü ettiğimiz rakam, açık işsizler ordusunu ifade ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) teknik ifadesiyle, açık işsiz olarak sayılmanın koşulları şöyle sıralanıyor: (1) Sözü geçen dönemde (kasım, aralık, ocak ayı ortalaması) kâr karşılığı, yevmiyeli, ücretli ya da ücretsiz olarak hiçbir işte çalışmamış; (2) İş aramak için son 4 hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve (3) 2 hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olan 15 ve daha yukarı yaşta olanlar işsiz nüfusa dahildirler. Dolayısıyla, TÜİK istatistiklerinde “işsiz” sayılabilmek için aktif olarak iş arıyor olmak ve kısa süre içerisinde de işbaşı yapmaya hazır olmak gerekmektedir. Türkiye’de bu rakam kasım, aralık, ocak aylarında ortalama 4 milyon 300 bin kişidir. Bu rakam 2017’nin eş döneminde 3 milyon 291 bin kişi idi. Dolayısıyla son bir yılda “açık” işsizlerin sayısı 1 milyon 11 bin kişi artış göstermiştir. Hemen belirtelim ki bu rakama, gene TÜİK tanımıyla, “iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar” dahil değildir. Bu grubu TÜİK, “çeşitli nedenlerle bir iş aramayan, ancak 2 hafta içinde işbaşı yapmaya hazır olduğunu belirten kişiler” olarak tanımlamaktadır. Birçok araştırmacı bu grubu çalışmaya hazır olmasına rağmen, iş bulma umudunu kaybetmiş olduğu için iş aramaktan vazgeçen kesim olarak tanımlamaktadır. Açık işsizler rakamına bu tür “umudunu kaybedenler” de ilave edildiğinde “geniş tanımlı işsizlik” kavramına ulaşılmaktadır. TÜİK verilerine göre bu rakam 7 milyon 153 bine çıkmakta ve geniş tanımlı işsizlik oranı da yüzde 20’ye fırlamaktadır. İstihdamın güvencesiz niteliği Konunun bir de istihdam edilenler boyutu var kuşkusuz. 2018’de toplam istihdam 2017’ye görece 633 bin kişi azalmış durumda. Son bir yıl içerisinde istihdam kayıpları tarımda 375 bin, sanayide 40 bin, inşaatta 442 bin kişi olarak hesaplanıyor. Hizmet sektörleri ise 224 kişilik bir istihdam artışı yaşamış. “Hangi tür hizmetler” ve “hangi koşullarda” sorularına ancak dolaylı yanıtlar bulabiliyoruz. TÜİK verileri 2018’de “kendi hesabına ve ücretsiz aile işçisi” biçiminde “istihdam edilenleri” 7 milyon 375 bin kişi olarak tahmin etmekte. Bu rakama herhangi bir sosyal güvencesi olmadan çalışan “kayıt dışı” emekçileri de ilave ettiğimizde ILO’nun güvencesiz istihdam (vulnerable employment) kavramına ulaşıyoruz. 2018 için güvencesiz istihdam toplamı 9 milyon 236 bin kişi olarak verilmiş; çalışan nüfusun üçte birine ulaşıyor. Kayıt dışı / güvencesiz istihdam oranı kadınlarda yüzde 40.3’e değin çıkıyor. Tarımdışı sektörlerde “ücretsiz aile işçisi” olarak “istihdam” edilen kadınlarda kayıt dışılık oranı ise yüzde 70.2! Söz konusu kadın emeği olduğunda, “eğitimli olmak” çok avantaj sağlıyor gözükmemekte. Örneğin lise mezunu kadınlarda işsizlik oranı yüzde 22.3; kadın üniversite mezunlarında ise yüzde 18 (aynı oranlar erkeklerde, sırasıyla, yüzde 12.1 ve 10.4). Bunların yanında bir de İŞKUR tarafından yönetilen geçici istihdam biçimleri var. Toplum Yararına Çalışma Programı bunlardan en önemlisi. TYÇP 31 Aralık 2008’de yürürlüğe girmiş ve “bir yıl içerisinde dokuz ayı geçmemek üzere, istihdamın korunması, arttırılması, işsizlerin meslek niteliklerinin geliştirilmesi ile işsizliğin azaltılmasına yardımcı olmak” amacıyla geliştirilmiş idi. Programa katılanlar dokuz ay boyunca “kurs” görmekte (gerçekte çoğunlukla kursa yazılmaktan ibaret kalmakta) ve asgari ücret üzerinden ücretleri, vergileri ve sigorta primleri “İşsizlik Sigorta Fonundan” karşılanmaktadır. Aslında özü itibarıyla bir başla güvencesiz olan bu yapay ve geçici istihdam biçimi, işsizlik rakamlarını da aşağıya çekmek için bir politika aracı olarak kullanılmaktadır. İŞKUR kayıtlarına göre TYÇP dahilinde “istihdam” edilenler 2018’de 355 bin 482 kişidir. 2017’de bu tür toplam kursiyeristihdamı 266 bin 924 kişi idi. Bu rakamları yukarıda belirttiğimiz güvencesiz istihdam rakamlarına eklersek kayıt dışılık oranı yüzde 35’e çıkmakta; eğer bunları gerçek istihdam kabul etmeyip, işsizler safına eklediğimizde de açık işsizlik oranı yüzde 14.6’ya yükselmektedir. Bir yanda işsizlik, diğer yanda ise istihdamın “güvencesiz” niteliği Türkiye’de derinleşmekte olan krizin yapısal öğelerini oluşturmaktadır. Kapıköy Kapısı açıldı İran’a açılan Van Kapıköy Gümrük Kapısı törenle açıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kapıyı TOBB tarafından 112 milyon lira yatırımla hayata geçirdiklerini belirterek “OdaBorsa camiası olarak, kapılara tam 1 milyar 390 milyon liralık yatırım yaptık” diye konuştu. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle