23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 19 MART 2019 SALI TASARIM: ECE KURTULUŞ HABER Görüşleri örtüşen AKP ve CHP’li iki siyasetçi A KP ve CHP liderleri arasında kan gövdeyi götürürken, görüşleri birleşen iki insanın “dış politikada” aynı çizgide buluşmaları bana ilginç geldi. İktisat Fakültesi Mezunlar Cemiyeti’nin “İktisatçılar Haftası”nda onlarla beraber oldum. AKP kurucusu ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış AKP’nin Suriye, Rusya ve ABD konusundaki yanlışlarını ortaya koydu. Suriye’de Şam ile beraberlik yerine Esad karşıtlığını eleştirdi. AKP’nin (ve Erdoğan’ın) ABD ve Rusya ile ilişkilerinde, “köklü angajmanlar yerine, birine yaslanmadan ve polemiklere girmeden hassas ve yumuşak bir denge politikası izlemesi gerekirdi” diye eleştiride bulundu. CHP’nin bir dönem, dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini üstlenen eski büyükelçi Faruk Loğoğlu da AKP’yi eleştirirken benzer görüşleri savundu. İki önemli AKP’li ve CHP’li insan, dış politikada aynı çizgide birleşmişlerdi. Oysa bugün Erdoğan ve Kılıçdaroğlu dış politikada 180 derece farklı görüşleri, en ağır sözlerle birbirlerini eleştirerek savunuyorlar. Bu çelişkinin arkasında yatan, “iç rejim ve siyasal İslam faktörlerinin yarattığı ayrışmayı ortaya koyan bir konuşma yaparak tartışmalarda taraf oldum”. Ulusal politikada, birleşmeyi engelleyen negatiflerin neler olduğunu anlattım. Bu negatifler, Yaşar Yakış’ın görüşlerinin AKP’de uygulanamayacağının esas nedenleridir. 15 Mart’ta Sözcü’de Aytunç Erkin yazısında, benim Türkiye’nin dış politikasındaki önerilerime yer vermiş. 7 Mart 2002’deki konuşmamda ve sunduğum tebliğden söz etmiş. Ergenekon ve Balyoz’un ABD tarafından hazırlanmakta olduğunu anlatmıştım. (*) Zaten bir süre sonra da, çok üst düzey bir yetkili tarafından, fakültedeki odamda tehdit bile edilmiştim. (**) Kimi asistanlarım bunun tanığı oldular. Anlaşılan FETÖ’cüleri fazla kızdırmıştım. Bu nedenle birkaç yıl sonra, Ergenekon kumpası ile intikamlarını almaya kalktılar. Şanslıydım... Demirel, Ecevit, Özal, Erbakan, Çiller ve Denktaş gibi siyasilerle aynı masada konuşarak ve tartışarak Türkiye’nin dış politikasını değerlendirme şansım oldu. Bir parti ve kurum bağımlılığım bulunmadığı için düşüncelerimi özgürce ortaya koydum, sadece bir akademisyendim. Gördüm (ve öğrendim) ki, “iç yapılarında örgütlü ve katılımcı demokrasiye ulaşamamış ülkeler”, dış politikalarında ulusal çıkarlarını koruma olanağına kavuşamazlar: “Dinci” ya da “askerci” yapılanma içindeki ülkelerde, “halkın ulusal çıkarları ve refahı, hep ikinci, üçüncü planda kalıyor”. 57 İslam ülkesinin hemen hemen tamamı antidemokratik rejim içindeler ya da göstermelik sandık demokrasisi vitrini süsler. Yazımın başında sözünü ettiğim “iki ayrı cepheden iki makul insanın bugün savunduğu benzer görüşler”, işte bu nedenle uygulamaya sokulamazlar. Meksika’ya bakınız: Uyuşturucu gelirinin büyüklüğünün sürüklediği “mafya örgütlenmeleri”, sistemden bir türlü temizlenemez. Yerel yönetimlerdeki cinayetler bugün bile 1920’lerin Hollywood filmlerinden farksızdır. Son 15 yıldır PKK’yi (ve YPG’yi) besleyen en büyük güç, ABD’nin desteğinin yanında, uyuşturucudan sağlanan geliridir. Hele Ankara, Anadolu’daki devlet kurumlarını özelleştirip tasfiye edince, meydan PKK ve uyuşturucu tacirlerine kalmıştır. Suriye’den “ithal edilen” 4 milyon insan da adeta, bunun altyapısını hazırlayacak noktaya yarın gelebilecektir. Devletin tarıma dayalı sanayisinin özelleştirilip tasfiye edilmesi, yalnız patates ithalini değil, çok kritik ve tehlikeli göçmen ithalini (!) de üretmiştir. Ekonomiyi ve dış politikayı bu ülkede incelerken olaya Fransa’daki, İsveç’teki gibi bakamazsınız. Onların yaptıklarının bile üzerine, eklemelerde bulunmanız gerekir. Atatürk devrimleri (ve Atatürkçülük) bunun farkında olduğu için ülkeyi ayakta tutabildi. Bunu unuttuğumuz zaman, sadece Taksim’de namazı konuşmaktan ve tartışmaktan başka bir çaremiz kalmaz. Yeni Zelanda mı: Ey dünya liderleri ve Türkiye’nin siyasetçileri, “sizler kutuplaştırmaları ve ötekileştirmeleri konuşmalarınızda sürdürdükçe, yarının yeni terör saldırılarına da ortam hazırladığınızı ne zaman göreceksiniz”? (*) “Batı’nın Yeni Türkiye Politikası”, syf. 131, 2007, Cumhuriyet Yayınları (**) Prof. Burak Atamtürk, “Erol Manisalı ile Nehir Söyleşi”, syf. 49, 2019, Der Yayınları 19 MART 2019 SAYI: 34131 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya Yazıişleri Müdürleri Serkan Ozan / Olcay Büyüktaş Akça Sorumlu Müdür Ozan Alper Yurtoğlu Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Şehriban Kıraç l İç Politika: Ali Açar l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Fotoğraf: Uğur Demir l Kültür Sanat: Emrah Kolukısa l Düzeltme: Mustafa Çolak Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l İzmir Temsilcisi: Hakan Dirik Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer l Satış Dağıtım Müdürü: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Baskı Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05:38 05:24 05:49 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 07:03 13:17 16:40 06:48 13:02 16:25 07:11 13:24 16:48 Akşam 19:21 19:05 19:28 Yatsı 20:40 20:24 20:45 “Cumhur İttifakı”, pazar günü İzmir’de ortaklaşa bir açık hava toplantısı düzenledi... AKP Reisi Umumisi Recep Tayyip Er ise mezara ve mahşere kadar bizimledir...”  İsa Kilisesi’ndeki Terör! doğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçe Yalnızca PKK, IŞİD terörleri değil her tür li, kürsüde kol kola gövde gösterisi yaptılar. lü teröre karşıyız... Brenton Tarrant’ın Ye TV haberlerinde o dakikaları görünce “Şaşır ni Zelanda’nın “Christchurch (İsakilisesi)” ken madım!” desem yalan olur. tinde camiyi “otomatik silahla!” taraması sonu Neden mi? Latince “Verba volant, scripta cunda 49 kişi yaşamını yitirdi... manent! (Söz uçar, yazı kalır!)” diye bir deyim vardır... Hangimiz Bahçeli’nin 3 Haziran 2015’te Kahramanmaraş’ta Erdo ‘El ele... Pamuk ile el ele!’ 12 Ocak 2016’da İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda, IŞİD militanı, Suriye kökenli 28 yaşındaki Nebil Fadli, Alman turist kafilesinin arasına ğan hakkındaki sözlerini anımsıyoruz? Resmi haber ajansı “Anadolu Ajansı’ndan (AA)” bazı alıntılar yapalım... “Erdoğan, Cumhurbaşkanlığından fiilen inmiştir. Çünkü Erdoğan, bu makama uygun değildir. Mizaç ve meşrebi buna uygun değildir. Sen Cumhurbaşkanısın, sen devletin başısın. Ne geziyorsun meydanlarda? Bizimle ne uğraşıyorsun? Erdoğan’ın lafın gelişi seferber ettiği milliliği pazara kadar, yani seçimden seçimedir. Bizim milli rayı küçük görmesi doğaldır. Çaldılar, başörtüsüne gizlendiler. Rüşvet alıp verdiler ‘yolsuzluk başka, hırsızlık başka’ dediler.” Bahçeli, “meydanlarda gezmeyi” şöyle tekrarlamıştı: “Her gün bize sövüyor, her gün yalan söylüyor. Her gün hakaret ediyor. Peki, kimdir bu gafil? Kendisine Cumhurbaşkanı diyen Erdoğan, be hey densiz, be hey kanun tanımaz, ahlak bilmez sen Cumhurbaşkanısın, sen devletin başısın. Ne geziyorsun girerek üzerindeki bombayı patlatmasıyla 14 kişiyi öldürmüştü. Gariptir, Tarrant bu olaydan bir gün sonra İstanbul’dan ayrılmıştı. İstanbul’daki olay Hıristiyanlara, Christchurch’deki saldırı Müslümanlara yapılmıştı! Bu tür olaylara pek çok örnek verilebilir. Ancak 11 Eylül 2001’de New York’ta İkiz Kuleler’e 2 uçakla Afgan kökenli İslami “El Kaide” örgütünün intihar saldırısında, çeşitli dinlerden 2 bin 996 kişinin ölümü asla unutulamaz... 24 yaşında milyoner olan Anders Behring Breivik, Norveç’te sol eğilimli bir partinin düzenlediği gençlik kampında 2011’de “otomatik duruşumuz, milliyetçi meydanlarda? silahla!” 77 kişiyi öldürmüştü. vizyonumuz, kardeşlik Kahramanmaraş sana Tarrant, Breivik’den esinlendiğini önceden irademiz, Türk İslam güvendi oy verdi. Bu not defterine yazmış! ülküsünü kuşatan ülkücülüğümüz ise mezara ve mahşere ka Meydanlarda el ele... nu zelil etmeye, milli iradeye kıymaya ne hakkın var. Erdoğan oyundur, yalandır, aldatmadır, tu Eşcinsel Polis! Cumhuriyet gazetesinde 4 Mart’ta Seyhan dar bizimledir...” zaktır, komplodur, riyadır, ihanettir!” Avşar, 34 yaşındaki O.G. adlı eşcinsel bir poli Peki, Bahçeli, şimdi Erdoğan ile meydanlar Bahçeli’nin konuşmasından son bir alıntı da sin meslekten atıldığı bildiriliyordu. Kısa bir sü da neden geziyor acaba? ha yapalım: re önce Anayasa Mahkemesi’nce “eşcinsel su Bahçeli “Kahramanmaraş’ın yalancı, iftira “Erdoğan’ın model olacağım derken maska bayların ordudan ihracının” bir aleyhte oya kar cı, ikiyüzlü çürümüşlerle yolunun birleşmeye ra olmasından dolayı Türkiye kaybetmiştir. Ga şı kabul edildiği haberleri de yayımlanmıştı! ceğini” vurguladıktan sonra konuşmasını şöy za gelip, fren tutmayıp kendisini dünya lide “Eşcinsellik” konusunda, sonradan büyü le sürdürmüştü: ri koymak isterken Türkiye gözden ve çaptan kelçi olan SBF’deki öğrenci arkadaşımın şu “Türkiye’nin her yanı dökülüyor. Milletin her düşmüştür. Kaybeden İslamdır, aziz Türk mille değerlendirmesini asla unutmam: “Ben cin değerine sövülüyor. Bu kadar sorun varken, tidir. Millilik namına ne varsa mahvetti. Milliliğe sel (i.n.)den değil, karakter (i.n.)sinden korka Ankara’da 1 milyar 370 milyon liraya saray dik karşı haçlı ittifakının safına girmiştir. Erdoğan’ın rım...” menin ne anlamı var. lafın gelişi seferber ettiği milliliği, pazara kadar, Günümüz Türkiye’sinde o kadar çok “karak Kamu araçlarına 3.3 milyar lira harcıyorlar ve yani seçimden seçimedir. Bizim milli duruşu ter (i.n.)si” ile karşılaşıyoruz ki, “Acaba, hem bu para için ‘çerez parası’ diyorlar. Çereze ba muz, milliyetçi vizyonumuz, kardeşlik irademiz, cinsel, hem de karakter (i.n.)si olan var mı kın çereze. Gemicikleri olanların 3.3 milyar li Türkİslam ülküsünü kuşatan ülkücülüğümüz dır?” diye düşünüyoruz... Cenaze gerilimiİntihar eden hükümlünün cenazesi olaylara neden oldu Cezaevinde intihar eden hükümlünün cenazesinin aileden habersiz gömüldüğünü iddia eden, aralarında HDP’li vekillerin olduğu gruba polis müdahale etti. Mahmut ORAL Tekirdağ’da hükümlü olarak bulunduğu cezaevinde intihar eden Zülküf Gezen, önceki gece apar topar Diyarbakır’daki Yeniköy Mezarlığı’nda defnedildi. Ailesi ve HDP, cenazenin kaçırılarak gömüldüğünü öne sürdü. Polis ise cenazenin ailenin bilgisi ve katılımıyla gömüldüğünü açıkladı. Ancak HDP’liler, eşgenel başkan Sezai Temelli’nin de katılımıyla dün tekrar cenaze namazı kılıp, mezarlığı ziyaret etmek isteyince kent karıştı. Mezarlığın çevresine etten duvar ören polis, HDP’li kitleye basınçlı su ile müdahale etti. PKK hükümlüsü Zülküf Gezen, 16 Mart akşamı, tutulduğu Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde banyoda kendisini asarak hayatına son verdi. Gezen’in cenazesi, dün sabah Diyarbakır’da olacak şekilde yola çıkarıldı. Ancak iddiaya göre polis, cenazeyi aileden habersiz bir şekilde Tekirdağ’dan erkenden alıp kente getirdi ve gece yarısı da aileden sadece birkaç kişinin katılımıyla Yeniköy Mezarlığı’nda defnetti. Bunun üzerine HDP, eşbaşkan Sezai Temelli ve çok sayıda milletvekilinin de katılımıyla dün Diyarbakır’daki mezarlıkta tekrar cenaze namazı kılınıp, Gezen’in mezarını ziyaret etme kararı alındı. Bu gelişme üzerine mezarlığın çevresinde polis etten duvar ördü. Mezarlığın etrafındaki yolların çoğu, trafiğin kapatıldı. Binlerce metrekarelik mezarlığın çevresine yüzlerce polis ve TOMA yerleştirildi. HDP’lilerin mezarlığa gelmesi beklenirken bir emniyet yetkilisi, basın mensuplarına yaklaşarak, Gezen’in açlık grevi eylemine katıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, kendisinin HepatitB hastası olduğunu, HDP’lilerin olayı provoke etmek için sahiplendiğini ileri sürdü. Müdahale edildi Kısa süre sonra bir başka polis yetkilisi, anons aracından mikrofonla mezarlık etrafında toplanan kalabalığa dağılmaları yönünde uyarı yaptı. Ardından mezarlık çevresindekilere basınçlı su ile müdahale edildi. Yaklaşık bir saat süren olaylar sonrasında Temelli, bir grup milletvekili ile birlikte konvoyla mezarlığa geldi. Polis yalnızca Temelli’nin ve milletvekillerinin mezarlığa girmesine izin verileceğini, başkasının girme Cenazenin kendilerinden habersiz defnedildiğini iddaa eden aileye ve HDP’lilere polis sert müdahalede bulundu. sine ise müsaade edilmeyeceğini söyledi. Temelli ile birkaç milletvekili mezarlığa girerken, polis hemen arkalarından girişi kapattı. Çok sayıda milletvekili ve danışmanı, kalabalık bir partili grubuyla dışarıda kaldı. Bu sırada dışarıda kalan gruba polis ikinci kez basınçlı su ile müdahale etti. Arbede sırasında bazı milletvekilleri de olaydan etkilendi. Temelli ve beraberindekiler, mezarlığın ardından Gezen ailesine taziyede bulundu. Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı. Açıklamada “Bir kısım internet sitelerinde ve sosyal medya hesaplarında ifade edildiği gibi sözde ‘tecride karşı fedai eylemi’ söz konusu olmayıp, ilk bulgulara göre bahsi geçen hükümlünün ölümü kendisini asarak intihar etmek suretiyle meydana gelmiştir” ifadelerini kullandı. l DİYARBAKIR Savcılık, ATK’dEn ‘tespit’ istedi Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Tahir Elçi cinayetiyle ilgili olarak Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) yeni rapor istedi. Savcılık, Londra Üniversitesi Goldsmith Koleji bünyesindeki Forensic Architecture (Adli Mimarlık) tarafından hazırlanan rapor ve adli tıp uzmanı Ümit Biçer’in sunumu doğrultusunda yeni bir tespit yapılıp yapılamayacağını sordu. Yazıda, yeni bir de ğerlendirme yapılarak 2016 tarihli Adli Tıp raporundan farklı bir sonuca ulaşılıp ulaşılamayacağı soruldu. Adli Tıp, 2016 tarihli raporunda ise Elçi’yi vuran silahın saptanamadığını ve net bulgular elde edilemediğini bildirmişti. Forensic Architecture tarafından hazırlanan raporda Elçi’nin üç polisten birinin silahından çıkan kurşunla öldürüldüğünü belirtilmişti. l Haber Merkezi DURAKOĞLU: Adil yargılansınlar 6’sı tutuklu, 6’sı tutuksuz, 8’i hakkında da yakalama kararı bulunan 20 avukatın “Terör örgütü üyeliği” ve “Silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçlamasıyla yargılandığı davanın üçüncü duruşması Silivri Cezaevi Kampusu’nda dün görüldü. Duruşmaya aralarında Selçuk Kozağaçlı’nın bulunduğu tutuklu ve tutuksuz avukatlar katıldı. Duruşmayı çeşitli illerden 16 baronun başkanı ve Avrupa’dan ka tılan avukatların da bulunduğu çok sayıda kişi takip etti. 54 gündür açlık grevinde olan tutuklu avukatlar için duruşma salonunda sağlık ekipleri de hazır bekletildi. Duruşmada söz alan İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, mahkeme heyetinin adil yargılama hakkını ihlal ettiğine dönük tespitleri bulunduğu için 16 baro başkanı olarak duruşmaya katıldıklarını belirtti. l İSTANBUL Kamu avukatları özlük haklarını istiyor Ağır iş yükü, düşük ücret, mali ve sosyal haklarının iyileştirilmemesi nedeniyle işi bırakmak zorunda kalan kamu avukatlarının sorunları ve çözüm önerileri için baroların 15 Mart’ta Ankara’da toplanmasının ardından yazılı basın açıklaması yapıldı. 35 il barosunun imzasının bulunduğu açıklamada, “Ne yazık ki haklı taleplerimiz, bugüne kadar karşılık bulmamış, kamu avukatlığı hak etmiş olduğu statüye kavuşturulmamış, özlük ve mali haklarında bir iyileştirme yapılmamıştır” denildi. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Renkkörlüğü. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 2/ Zihin ve bedence ortaya konan çaba... Çift kamışlı, tahta üflemeli çalgı. 3/ Koşut. 4/ Utanç duyma... Bir 1 DOĞAÇ L AMA 2 İM TE YAS 3 N SALT İ T 4 GAM L A T R 5 İ S ROKOKO 6 L İ VA TROL 7 D ALO ELO 8 EDA T İ RA J 9 K O ZMO L O J İ tür pamuk lu kumaş. 5/ “Tombul Teyze”, “Çömez” gibi tiplerin yaratıcısı olan ünlü karikatür sanatçımız... Kırgızistan’ın para birimi. 6/ Satrançta bir taş... Bir soru sözü. 7/ “Ben sana mecburum bilemezsin / adını gibi aklımda tutuyorum” (Attilâ İlhan)... Piyasayı elde tutmak için bir araya gelmiş şirketler topluluğu. 8/ Öngün... Altın. 9/ Turunçgiller. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bölüm. 2/ Harman yerindeki tahılın taş ve toprakla karışık kalıntısı... Karakter. 3/ Bir tür taze ve tuzsuz beyaz peynir... Becerikli, usta. 4/ Yanardağ kayalıkları arasında bulunan bir feldispat türü... De mirin simgesi. 5/ Karadeniz’in doğusunda oturan halka verilen ad... “Ölür ise ölür / Canlar ölesi değil” (Yunus Emre). 6/ Hıristiyanların en büyük bayramı... Rüt besiz asker. 7/ Şeytan... Osmanlı devle tinin Rumeli’deki eyaletlerinden biri. 8/ “Işık, aydınlık” anlamında eski sözcük... Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşan topluluk. 9/ Buharın ya da her hangi bir gazın bulunduğu kabın yüzeyi ne yaptığı basıncı ölçen aygıt. C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle