Katalog

haber TASARIM: FUNDA YAŞAR ER 918 ŞUBAT 2019 PAZARTESİ Şaşkın valilikAntalya Valiliği, iki yıl önce emekli olmuş polis memuruna uyarı cezası verdi Eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ’ın yeğeni olan polis memuru Mehmet Kocadağ’a, emekli olmadan önceki görevine geç gittiği gerekçesiyle aylık kesme cezası verildi. İki yıl önce emekli olan polis memuruna bir günlük aylık kesme cezası verildi. Bu şaşkınlık verici olay Antalya’da yaşandı. Antalya Valiliği’ne bağlı İl Po lis Disiplin Kurulu, 9 Ocak 2019 tarihinde toplanarak 2017 yılında emek li olmuş polis memuru Meh met Kocadağ’a uyarı cezası ver me kararı aldı. Vali Yardımcı sı Ali Taşkın Balaban başkan miyase ilknur lığında toplanan İl Polis Disiplin Kurulu, görev yerine geç gittiği gerekçesiyle polis memuru Mehmet Kocadağ’a verdiği uyarı cezası bir günlük aylık kesimi anlamına geliyor. Ancak iki yıl önce emekli olmuş birine bu cezanın nasıl uygulanacağı merak konusu. Kocadağ’ın yeğeni Eski Antalya Emniyet Müdürü Hasan Kocadağ’ın oğlu, Susurluk kazasında ölen eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ’ın da yeğeni olan Mehmet Kocadağ’ın narkotik şubede çalışırken görevlendirildiği Kepez ilçesindeki Gülveren İlköğretim Okulu’na belirtilen saatten geç gitmesi nedeniyle hakkında açılan soruşturma nedeniyle verilen ceza 13 Şubat 2019 günü kendisine tebliğ edilmek istendi. Tebligatı imzalamayan emekli polis memuru Mehmet Kocadağ, tebligata “10.03.2017 günü emekli oldum. Antalya Valiliği’nin emrinde çalışan polis memuru değilim. Bu tebligat Fethullahçı Terör Örgütü’nün halen faaliyette olduğunu ve FETÖ ile mücadele edenleri sindirmeye çalıştığının belgesidir. Siz beni uyaramazsınız. Ben sizi uyarıyorum. FETÖ’nün yolundan çıkın, devletin adına çalışın. FETÖ’nün değirmenine su taşımayın. Adalet bir gün size de lazım olabilir” şerhini düştü. Kocadağ, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “FETÖ’nün hedefinde ordudaki Mehmet Kocadağ, kendisine gönderilen tebligatı ‘FETÖ’nün değil, devletin polisi olun’ diyerek şerh düştü ve imzalamadı. Alevi subaylar vardı” saptamasının emniyette de geçerli olduğunu belirterek kendisinin hedef seçilmesinin ardında Alevi olmasının yattığını söyledi. Alevi polisler hedefte Antalya Emniyet Müdürlüğü’nde kendisiyle birlikte diğer Alevi polislerin de sürgün, uyarma ve sindirmeye yönelik baskılar oluşturulduğunu kaydetti. Kocadağ, Ali Yılmaz’ın Antalya Emniyet Müdürü olmasından sonra kendisi ve diğer Alevi polisler için kara günlerin başladığına dikkat çekerek şunları anlattı: “2009 yılı yaz aylarında Antalya Emniyet Müdürü olarak FETÖ mensubu Ali Yılmaz atandı. 31.12.2010 günü birlikte görev yaptığımız Alevi olan bayan polis ile tarafıma KOM Şube’den gönderilmek üzere rapor tutuldu. Antalya KOM Şube Müdürlüğü’nden benimle beraber ne kadar Atatürkçü, devletçi ve özellikle Alevi personel varsa şubeden gönderildi. Ben idare mahkemesine dava açıp 2010 yılı ni san ayında şubedeki görevime geri döndüm. Benim hakkımda rapor tutan Emniyet Amiri Halis Çevik ile KOM Şube Müdürü Mehmet Erikoğlu halen FETÖ firarisidir. Aynı zamanda ByLock kullanıcısıdırlar. KOM. Şube Müdürü 2012 yılında İzmir KOM Müdürü oldu. Binali Yıldırım’a Liman operasyonunu yaptı. 31.12 2010 günü rapora istinaden 18.01.2011 günü KOM Şube Müdürlüğü’nden gönderildim. Hakkımda göreve gitmediğim gerekçesiyle idari soruşturma açıldı. Bir günlük maaş kesimi cezası aldım. Cezayı İdare Mahkemesi kararıyla iptal ettirdim. Kaçakçılık branşım iptal edildi. Mahkeme kararıyla tekrar kaçakçılık branşımı geri aldım. 2013 yılı nisan ayında tekrar KOM Şube’deki görevime mahkeme kararıyla geri döndüm. 10.03.2017 günü emekli oldum. 13 Şubat 2019 günü Antalya Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu tarafıma uyarma cezasını tebliğ etmek istedi. Tebligata şerh düşüp imzalamadım. Mahkeme tarafıma mahkeme masraflarını iade ediyor Antalya Valiliği uyarma cezası veriyor.” İş insanı Osman Kavala’nın da tutuklu olduğu Gezi soruşturmasına ‘Evimizdedahil edilen Yiğit Aksakoğlu, 3 aydır Silivri Cezaevi’nde tecritte kocaman bir kaya var’ ÜnzileAksakoğlu Umut etmekten “Her mektupta birbirimize ‘ya sen çok güçlüymüşsün’, ‘hayır sen çok vazgeçmiyor güçlüymüşsün’ gibi pohpohlamalarımız var. Geçecek, bitecek onu biliyorum. Birileri eninde sonunda anlayacak. Neden bu adamı tutalım ki diyecekler. Tatlı, muteber, adresi, işi belli. Ne zaman bilmiyorum ama...” Yiğit Aksakoğlu, son mektubunda şöyle yazdı: “17 Kasım gecesi benimle gözaltına alınan 16 kişiden yalnızca ben ‘toplantıların içeriğine ulaşılamamış ve ka ranlıkta kalan yönleri olsa da’ diye baş HİLAL KÖSE layan akıl almaz bir gerekçeyle tutuk Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu, yaklaşık üç aydır Silivri Cezaevi’nde tek kişilik hücrede landım. O toplantıların içeriğini belgeleriyle aydınlatmamıza rağmen üç ayrı tahliye talebimiz reddedildi. 5 yıl öncesine ait dinleme kayıtları karşıma çı tutuklu. Beş yıl öncesine ait telefon konuş karıldı. Hepsi de yasal, sivil toplum faali maları, Gezi Direnişi’yle ilgiliymiş gibi gös yetleriyle ilgili. Hakkımda dinleme emri terilerek tutuklandı. Aksakoğlu’nun eşi Ünzile Aksakoğlu, “Tecrit ona ağır geliyor. ‘Sadece kendi sesimi duyuyorum’ diyor. Konuşmaya ihtiyacı var. Defalarca dilekçe yazdı ama yanıt verilmedi” diyor. n Biri üç, biri yedi yaşında iki kızınız var. Bu durumu biliyorlar mı? ni veren savcı şu anda firari.” 1997 yılından beri sivil toplum alanında çalıştığını belirten Aksakoğlu, “Çocuklarımı okula bırakabilmek için tahliye talep ettim ve ediyorum. Adalete olan toplumsal güvenin tesis edildiği bir ülke umut etmekten vazgeçmiyorum” dedi. Bir hafta sonra psikolog desteğiyle söyledim. Büyük bir yanlış anlaşılma var ve o Yiğit Aksakoğlu n Tutuklama kararını duyunca ne his yanlış anlaşılma giderilene kadar babanı setmiştin? orada tutmak istiyorlar. Sabırla bekleyeceğiz dedim. n Tepkileri nasıl oldu? Yiğit Aksakoğlu, çocukları için bir an önce özgürlüğüne kavuşmayı bekliyor. O kısmı çok acıklıydı, hayatım boyunca hiç unutmayacağım bir sahne. O Cumartesi 16 kişiyle ilgili sürekli haberler geli Özellikle büyük kızım panik oldu. Şu sı çocuklarla ilgili hak temelli çalışan birisi. yordu. Yiğit’in sorgusu çok uzun sürdü. çok çarpıcıydı. “Abiler babanı iş için götür Çok büyük bir yanlışlık var ve akşam gele 3 kişi adliyeye sevk edildi Yiğit dahil. Bi memişler, ben de yeni öğrendim” diye ko cek diye bekledim. Gün geçtikçe o kadar da rincisi serbest, ikincisi serbest. Bekleyen nuşmaya başladım, “Babam öldü mü” di kolay olmadığını, gazeteyi açıp göz gezdirdi leri çok seviniyor. İyi haberi alıp bir yer ye sordu. “Hayır, hayır” dedim hemen. ‘Oh ğimiz haberlerden birisi olduğunu gördüm. lere doğru uzaklaşıyorlar, sen beklemeye tamam’ yaptı. Dinleme moduna geçti. Dra Koca bir kaya evimizin ortasında duruyor. devam ediyorsun. Sonra tutuklandı haber matik değil de, şaşkınlık veren hızlı bir di Her anlamda. Her gün o kayanın yanından geldi. Çöktüm, kalkıp yürüyorum yine... yalogdu. dolaşıp yaşamaya devam ediyoruz. Sanırım üç kere yere çöktüm. Nasıl söyle n Cezaevine ziyarete gidiyorsunuz n Sonrası için ne düşünüyorsun? yeceğim kızlara diye düşünüyorum... birlikte... Öncelikle o da ben de anlamak istiyoruz. n O nasıl? Ayda bir hep beraber açık görüşe gidiyo Neden? Neden sabah o saatte evimize gelin O da tutuklama kararını duyunca düştü ruz. Çok erken bir saatte. Hiç arıza çıkarmı di. Neden baskın? Neden çağırmadılar.? Hiç ama Silivri’de rutinini daha ilk haftadan yorlar. Bazen hadi içeri girelim üşüdük di bir şey söylemediler alıp götürürken. Neden oluşturdu. Sadece yalnız olma hali ağır yorlar. Kızlarım gibi çok fazla çocuk var. tutuklu yargılamak istiyorlar? Yiğit’in iste geliyor ona. Kızlara mektup gönderiyor. n Ne düşünüyorsun tutuklama kara diği tek şey bizimle evde olmak. Neyle suç Kızlar da yanıtlarını hazırlıyorlar. Ya haf rıyla ilgili? landığını anlamak istiyoruz. Onu da bilmi tada on dakikalık telefon hakkımızda söy Böyle bir şeyi hiç beklemiyorduk. Yiğit, yoruz. Ben hâlâ ‘çok büyük bir şanssızlık lüyorlar. Ya da onlar bir şeyler karalıyor belediyelerle, üniversitelerle, 06 yaş ara geldi bizi buldu ama bitecek’ diyorum. lar. Hayatımıza mektup geldi. 2018’de 3.5 milyon başvuru yapıldı CİMER’e hücum Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne 2018 yılında yaklaşık 3.5 milyon başvuru yapılması günde ortalama 10 bin başvuru yapıldığını gösteriyor. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, “Vatandaş ilinde, ilçesinde iş yerinde sorununu çözse niye CİMER’e başvursun? Çözümsüzlük ve arayış çareyi Cumhurbaşkanlığı’nda aratıyor” diye konuştu. Gürer, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği soru önergesinde “2018 yılında CİMER’e gönderilen dilekçelerin sayısı kaçtır? Kaçına cevap verilmiştir? CİMER’de görevli personel sayısı kaçtır? CİMER’e elektronik posta yoluyla gönderilen dilekçelerin konu dağılımları nelerdir” sorularını yöneltmişti. Kamu/özel sektör konusu ilk sırada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay verdiği yanıtta CİMER ve Cumhurbaşkanlığı Halkla İlişkiler Başkanlığı’na 3 milyon 429 bin 294 başvuru yapıldığını ifade etti. Oktay, başvurulara verilen yanıt sayısının ise 4 milyon 189 bin 731 olduğunu kaydetti. Oktay, yanıt sayısının başvurudan fazla olmasının nedeninin bir başvuruya birden fazla kurumun yanıt vermesinden kaynaklandığını ifade et ti. Oktay başvuru konularının sırasıyla kamu/özel sektör çalışanları, mahalli hizmetler, yükseköğretim ve sağlık olduğunu kaydetti. Oktay, CİMER’e yapılan başvuruların okunarak ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına gönderilmesi için 25 personelin görev yaptığını dile getirdi. CHP’li Gürer, CİMER’e bir yılda yapılan başvuruların 3.5 milyon olmasının dikkat çekici olduğunu, buna göre günde ortalama 10 bin başvuru yapıldığını belirterek şunları dile getirdi: “Başvuruların incelenmesinde görevli personel sayısı ile başvuru sayısında da dikkat çekici bir nokta vardır; 25 personelin görevli olduğu CİMER başvurularında, her personel ortalama 400 başvuruyu okuyup ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına göndermektedir. Tüm personel hafta sonları ve resmi tatil günlerinde bile izin yapmaksızın çalışsa bile 400 başvuruyu okuyup ilgili bakanlıklara aktarması da büyük beceri. Başvurular, ülkede sorunların hangi boyutta olduğunun da göstergesi. Vatandaş ilinde, ilçesinde işyerinde sorununu çözse niye CİMER’e başvursun? Çözümsüzlük ve arayış çareyi Cumhurbaşkanlığı’nda aratıyor. Devlet işleyişinde sıkıntının artışının göstergesi bu rakamlar.” l ANKARA/Cumhuriyet Çocuklara‘Dipçikle vurup, kafamızı klozete soktular’ işkence iddiası Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir Mahallesi’nde 15 Şubat’ta gözaltına alınan 3 çocuk gözaltı sırasında kafalarına tekme ve silah dipçikleriyle vurulduğunu, kafalarının klozete sokulduğunu iddia etti. Van Barosu olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu ile Çocuk Hakları Komisyonu’na başvuran 17 yaşındaki O.D.,16 yaşındaki Ş.Y, 14 yaşındaki Ö.S., gözaltında kaldıkları süre içinde kendilerine kötü muamele yapıldığını anlattı. Çocuklardan 17 yaşındaki O.D., “İşten eve gittikten sonra polisler mahalledeki olaylar nedeniyle beni yakaladılar, yere yatırdılar. Dipçikle sırtıma vurdular. Botlarla karnıma vurdular. Yakalandığım esnada saçımdan tutup yüzüme gözüme yumrukla vurdular. Tuşba Asayiş Karakolu’na götürdüler. Orada da tokatladılar. Kafamı klozete sokup ağır hakaret ve küfürde bulundular” dedi. 16 yaşındaki Ş.Y. de “Beni yere yatı rıp ters kelepçelediler. Dipçikle kafamın ardına vurdular. Ardından yüzüme gözüme ve burnuma yumrukla vurdular. Tuşba Asayiş Karakolu’na götürdüler bizi. Çok ağır hakaret ve küfür ettiler” diye konuştu. 14 yaşındaki Ö.S. ise “Araçtan 8 polis indi beni ters kelepçelediler. Yere yatırıp yüzükoyun şekilde sırtıma iki defa dipçikle vurdular. Beni polis aracına bindirdiler. Araçta iken bir polis elindeki mermi ile kafama sert bir şekilde vuruyordu. Tokatlamadan sonra beni tuvalete götürüp kafamı klozete soktular. Şu anda sol gözümde bulanıklık ve kaşınma var” ifadelerini kullandı. Van Baro Başkanlığı yaptığı açıklamada, “Çocukların darp edildiklerinin doktor raporlarında da belirtildiği görülmüştür. Olaya ilişkin tutanakların düzenlenmesi akabinde failler hakkında derhal soruşturmanın başlatılması için Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar ve şikâyette bulunulmuştur” denildi. l Haber Merkezi Görüntülerde ortaya çıktı Kadın eylemciye polisten cinsel taciz TAYAD’ın önceki gün Ankara’da Sa cuk üniversite öğrencisi. TAYAD’ın yaptığı karya Caddesi’nde bir eyleme dün des yaptığı eyleme katılan tek verdi. Gözaltına bir üniversite öğrenci alındı. Ve polisin ta si polis tarafından gö cizine uğradı. Bu iğ zaltına alındı. Öğrenci renç durumu fotoğ nin o sırada bir polisin raf makinesi belgele cinsel tacizine uğradı di. Şimdi size devre ğı fotoğraf karelerine diyorum olayı” notuy yansıdı. Gözaltı sırasında yaşanan la paylaştı. Görüntüleri, OHAL taciz kameraya yansıdı. Görüntülere sosyal KHK’siyle görevinden medyadan tepki gös ihraç edilen öğretmen Acun Kara teren CHP milletvekili Sezgin Tan dağ sosyal medya hesabından pay rıkulu, “Rezalet. Söylenecek başka laştı. Görüntülerde türbanlı bir öğ bir kelime yok... Bu polis memuru rencinin polisler tarafından araca derhal açığa alınmalı, soruşturma bindirilirken tacize uğraması görü başlatılmalı ve tutuklanmalıdır” ifa lüyor. Karadağ, görüntüleri “Bu ço delerini kullandı. l Haber Merkezi PKK/KCK operasyonu: 735 kişiye gözaltı İçişleri Bakanlığı, 15 Şubat 1999 tarihinde terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilişini protesto etmek amacıyla eylem hazırlığında olanlara yönelik operasyon düzenledi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, kitlesel eylem hazırlığında olan PKK/KCK terör örgütü üyeleri ve destekçilerine yönelik operasyonda 735 kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 61’inin tutuklandığı belirtildi. l DHA FETÖ’den 100 komiser yardımcısı tutuklandı Batman Valiliği ve İl Emniyet Müdürlüğü’nü ziyaret eden Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya terörle mücadele operasyonlarıyla ilgili bilgi verdi. 2010’daki komiser yardımcılığına geçiş sınavında usulsüzlük yapan FETÖ/PDY mensuplarına yönelik geçen hafta Ankara merkezli başlatılan operasyona değinen Uzunkaya, “Firarda olan ve emniyet hizmetlerinde halen görevli olan 100’ün üzerinde komiser yardımcısı tutuklandı” dedi. l DHA C MY B