18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 30 ARALIK 2019 PAZARTESİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY EKONOMİ Emekçinin stresi artıyorÇalışanların, çalışma hayatındaki stres düzeyi, son bir senede 100 üzerinden 76 seviyesine çıktı Kariyer.net’in CURIOCITY ile yaptığı araştırmaya göre, 10 yıl öncesine kıyasla, çalışanların daha stresli olduğu düşüncesine katılanların oranı yüzde 86 oldu. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında haftalık ortalama çalışma saatinin en uzun olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Uzun iş saatlerinin yanında iş ve yaşam dengesinin sağlıklı bir şekilde kurgulanmaması, çalışanlarda kaygı ve stresi ivmelendiriyor. Bu anlamda daha mutlu ve sağlıklı çalışanlara sahip olmanın yolu, mesai saatleri süresince verimi artırmaya odaklanıp bu dengenin korunmasından geçiyor. Yaptığı işin karşılığını alamamak, aşırı iş yükü, uzun mesailer, performansa dayalı rekabetçi anlayış ve yönetici baskıları gibi gelişmeler emekçilerde stres seviyesini de artırıyor. Kariyer.net’in CURIOCITY işbirliğiyle yaptığı “Çalışma Hayatında Stres” konulu araştırması, çalışanları strese sokan faktörleri ortaya koydu. Çalışmaya, sağlık, eğitim, perakende gibi farklı sektörlerden 1872 çalışan katıldı. Araştırmada, 10 yıl öncesine göre, çalışanların daha stresli olduğu düşüncesine katılanların oranı yüzde 86, yoğun stresin iş değişikliklerinde en büyük etken olduğuna katılanların oranı ise yüzde 89 olarak gerçekleşti. Çok çalışma, az ücret Araştırmaya katılan her 10 profesyonelin 6’sı, çalışmalarının karşılığını kazanç olarak alamamayı stres kaynağı olarak görüyor. Yüzde 51’lik bir kesim aşırı iş yükünü stres kaynağı olarak görürken, yüzde 58’lik kesim ise şirketinin yönetim tarzının stres yarattığını belirtiyor. Özellikle hiyerarşinin çok fazla hissedildiği şirket yapılarında, pozisyon seviyesi arttıkça, aşağıya doğru uygulanan güç kullanımı çalışanların yaşadığı stresi artırabiliyor. Araştırmaya katılanların stres kaynağı olarak gördüğü diğer etmenler; sorumlulukların belirgin olmaması (yüzde 41), çalışma saatleri (yüzde 34kadın ağırlıklı), beklentileri yüksek yönetici (yüzde 33), yöneticiyle yaşanan iletişim bozuklukları (yüzde 33), çalışılan ortam ve fiziki koşullar (yüzde 31), işi kaybetme kaygısı (yüzde 26erkek ağırlıklı) şeklinde sıralandı. Araştırmaya göre, “günümüz çalışanları 10 yıl öncesine göre daha streslidir” ifadesine katılanların oranı yüzde 86 olarak gerçekleşti. l Ekonomi Servisi A İŞ BAŞA DÜŞÜYORraştırmaya katılanla lerinin stresi önleyecek ya da rın yüzde 85’i iş azaltacak hiçbir yerinde yaşanan (yüzde 20) söylüyor. Stre şey yapmadığı stresin kendilerinde gergin sin uyku bozukluğu yarattı nı ifade ediyor. Stresle mü lik yarattığını belirtiyor. Di ğını düşünenlerin oranı ise cadelede en çok başvuru ğer yandan, çoğunluğu ka yüzde 47. lan ilk 10 yöntem; iş dışında dınlardan oluşan bir kesim Araştırmaya katılanlara “Şir ki saatlerde aile ve arkadaş ise stresin tahammülleri ketiniz stresi önleyecek ya larla sosyal aktiviteler dü ni azalttığını (yüzde 77), baş da azaltacak yöntemler uy zenlemek (yüzde 46), daha ağrısına yol açtığını (yüz guluyor mu? Uyguluyorsa çok kafeinli ürün tüketmek de 53), kalp çarpıntısı yaptı neler olduğunu belirtir mi (yüzde 33), gün içinde kü ğını (yüzde 22) ve iştah bo siniz” diye sorulduğunda, çük molalar vermek (yüzde zukluğuna neden olduğunu her 10 çalışandan 8’i şirket 33) olarak sıralanıyor. Çarkları hızlandırma Enerjiden çevreye yeni zamlar geldi Doğalgaz abone bağlantı bedeli ile yere çöp atmanın cezası arttı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Resmi Gazete’de yayımlanan kararına göre, dağıtım şirketlerinin 2020’de uygulayacağı abone bağlantı bedeli 594 TL’den 656 lira 70 kuruşa çıktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kararına göre de, konutlarda yurttaşın sebep olduğu gürültü kirliliğine yönelik uygulanan 1192 TL ceza miktarı, yeni yılda 1461 liraya yükselecek. Yere çöp atmanın cezası 287 TL’den 351 TL’ye çıkacak. Egzoz emisyon ölçümü yaptırmayanlara verilen cezalar ise 1546 TL’den 1895 TL’ye yükselecek. l Ekonomi Servisi Emekliler intibak istiyor Türkiye Emekliler Derneği (TÜED), 2000’den önce emekli olanlara yapılan intibak düzenlemesinin 2000 yılından sonra emekli olanlara da uygulanmasını talep etti. TÜED Genel Başkanı Kazım Ergün, “2000 öncesiyle sonrası emeklilerin aylıkları arasında 300 TL fark var. 2000 öncesinde emekli olanlar için yapılan intibakın, yeni yılda 2000’den sonra emekli olanlara da uygulanmasını istiyoruz” dedi. Sosyal güvenlik mevzuatındaki değişiklikler ve aylık hesaplama yöntemleri nedeniyle aylıklarda istenilen düzeyde eşitliğin sağlanamadığını ifade eden Ergün, Ekim 2008 itibarıyla çalışma süresi uzadıkça emekli aylıklarında kayıpların arttığını anlattı. Akkol, yeniden TİSK Başkanı Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Özgür Burak Akkol seçildi. TİSK’in 27. Olağan Genel Kurulu 2728 Aralık’ta yapıldı. Başkan vekilliklerine Nevzat Seyok, Celal Koloğlu ve Suat Çalbıyık seçildi. Akkol, “Ülkemizde sendikaların, sadece işçi veya işverenlere değil, topluma ve bireye hizmet veren, çevreye duyarlı kurumlar olması için öncülük edip, sosyal projeler geliştirmeye hazırız” dedi. l ANKARA zamanı TgoiElraBdciaG,kbe.nuÖennldgMaönürüdsolüenrbürialÜinrmlaiğsitıilLydeüabkhlseaebkiiycbii:ibr2üy0yı2ül0arüg“izişr”lieyyroılrrıuayz.ına Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici, 2019’un ekonominin aktörleri açısından “dalgalanmanın yarattığı etkilerin” detaylı analiz edildiği bir dönem olduğunu söyledi. Leblebici, “2019’u, bir başka ifadeyle, ‘işleri rayına koyma yılı’ olarak görebiliriz. 2020 ise ‘işler rayına girdi, bundan sonra nasıl daha iyi büyürüz’ yılı olacak. Öngörülebilirliği yüksek bir yıla giriyoruz. Kredi kanalları ve bankaların kredi verme iştahı açık. Kredi talebi de daha pozitif bir tablo sergileyecek. Bunu destekleyici politikalar da var. Artık çarkların yeniden harekete geçmesi ve büyümenin tetiklenmesi gerekir. Ekonomide sıçramaların görülebileceği 2020’de yüzde 4 büyüme potansiyeli mevcut” dedi. 2020’de kurdaki dalgalanma beklenilenden daha düşük olursa daha düşük enflasyon olacağına işaret eden Ümit Leblebici, “Piyasa yüzde 10’lu enflasyonları bekliyor, benim tahminim ise enflasyonun yüzde 8 civarlarında olacağı yönünde. Faizde tek haneyi göreceğimize ina nıyorum. Merkez Bankası da faiz indirimleri ile ekonomiyi canlandırmak için gereken HEDEF ‘EN PRATIK zamanda gereken hamleyi yaptı” diye konuştu. Daha iyi büyüme 2020’de bankacılık sektörünün kredi büyümesini konuşacağını vurgulayan Leblebici, şöyle konuştu: “Büyüme, 2019’a kıyasla kesinlikle daha iyi olacak. Artan kredi talebinin de etkisini göreceğiz. Burada önemli olan hem iç talebi hem de dış talebi dengeleyecek bir politi BANKA’ OLMAK TEB’in KOBİ Bankacılığı’nda kaslarının her zaman kuvvetli olduğunu anlatan Ümit Leblebici, TEB ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: n 2019 yılı sonunda büyümemizin tüketici kredilerinde yüzde 50’nin üzerinde, kurumsal bankacılık tarafında ise yüzde 2627 civarında olacağı görülüyor. Mevduat tara n Bireysel bankacılık alanında kazandığımız bu kuvveti devam ettirmek istiyoruz. Geliştirdiğimiz dijital platformlar bize ve müşterilerimize yeni kapılar açtı. CEBTETEB platformu 900 bin müşteriye ulaştı. Müşterilerimizin, bankacılık işlemlerinin yüzde 86’sını dijital kanallardan gerçekleştirdikleri kayla gitmek. 2 yıldır ertele fında son 5 senede aktif mev ni görüyoruz. Her iki müşte nen talebin artık bu yıl hare duat müşterimizi 2.53 katına rimizden biri online bankacı kete geçmesini beklemek ge çıkardık. lık kanallarımız üzerinden iş rekir. Bu büyümeyi düşün n 2020 yılında ka lem yapıyor. Mobil bankacı düğümüzde de kredi faizle zandığımız bu mo lık kanalını kullanan müşte ri 23 puan daha aşağı gidebilir. 2020, kredilerde ihracat odağının devam ettiği, yenileme yatırımlarına dönük kaynak ihtiyacının daha fazla hissedildiği bir yıl olur. Sahadan aldığımız sinyaller, kredi talebinde canlanmanın başladığını mentumu dengeleyerek devam etmek istiyoruz. KOBİ kredilerinde sektörün 23 puan üzerinde büyümeyi hedefliyoruz. Kurumsalda ise rekabetin art rilerimizin sayısı ise 1.3 milyonu aştı. n 2020’de KOBİ’lerin dijitalleşmesi ve KOBİ süreçlerinin dijitalleşmesinde en iyi banka olacağımızı düşünüyorum. CEBTETEB her yerde dedik, CEBTETEB evde, işte her yerde diyoruz. n Tüm dijital yatırımlarımızla müşterilerimizin hayatını gösteriyor. 2020’de masını kolaylaştıran “En Pratik Ban kârlılığın 2019’a gö bekli ka” olmayı 2020 stratejimiz re daha iyi olacağını beklemek lazım.” Ümit Leblebici yoruz. olarak belirledik. TERMO TEKNIK: DARALMAYI ÖNGÖRDÜK Isı sistemleri tedarikçisi Ter sürdürdük. 2019, ekonomik mo Teknik’in Türkiye Sa durgunluğa rağmen başarılı tış ve Pazarlama Müdürü Sa geçti” dedi. lim Çetinkurşun, 2019’da pa Bu yıl sadece dekoratif rad zar daralması yaşanacağını yatör ürün grubunda bekle öngördükleri için gerçekçi he diklerinin altında bir hacim defler koyduklarını, bu hedef gördüklerini ifade eden Çetin leri yakalamak için de ciddi kurşun, “Bu durumu da tüke projeler ve işbirliklerine im ticimizin dekoratif radyatörle za attıklarını aktardı. Çe ri henüz tanımamasına bağlı tinkurşun, “Sürdürüle yoruz” diye konuştu. Çetin bilir gelişim politika kurşun, Çorlu’daki fabrika sı ve mevcut iş ortak larında üretilen Silüet Se lıklarınızı korumak, risi Dekoratif Radyatörle uzun vadeli bir geli rin tanıtım faaliyetlerine şimin zor günlerde de ise 2020’de ağırlık vere garantisi olacak ceklerini kaydetti. tır. Biz de bayile Çetinkurşun, fab rimizle olan ile rikalarında üre tişimimizi sıkı tim verimliliğine ve dayanışma odaklandıkları cı bir formatta Salim Çetinkurşun nı anlattı. Hamdi Akın Akfen’den iki yılda 6.8 milyarlık yatırım Akfen Holding, 2017 sonunda açıkladığı iki yıllık yatırım paketini, hedefinin yüzde 28.5 üzerine çıkarak tamamladığını duyurdu. Holding, iki yıllık dönemde 2019 sonuna kadar toplam 6 milyar 791 milyon TL’lik yatırım yaptı ve 5 bin 523 kişiye ek istihdam sağladı. Buna göre, 20182019 yılları arasında Kastamonu Gökırmak Bakır Madeni, Eskişehir Şehir Hastanesi, Bulvar Loft konut projesi, Isparta Öğrenci Yurdu ve Kütahya Öğrenci Yurdu projeleri tamamlandı. “Yatırıma devam” mesajı veren Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, “Şartlar ne olursa olsun, Türkiye’nin geleceğine duyduğumuz güvenle ülkemizdeki yatırımlarımıza ara vermeden devam edeceğiz” dedi. l Ekonomi Servisi ‘Eğitim şart’ İşçi sınıfından bir kadına, Boris Johnson için “bizden biri” dedirtenler üzerinde düşünmeye devam ederken YouTube’da, bu düşüncelerimle buluşan bir kısa filme rastladım. İlyada’yı antik Yunancadan ezbere aktarabilmek Johnson, bir televizyon kanalında söyleşi yaparken, “Ne zaman kendimi zor bir durum içinde, çaresiz hissetsem kendi kendime İlyada’yı söylemeye başlarım” dedikten sonra Homeros’un İlyada şiirinin bir bölümünü antik Yunanca olarak, adeta bir tiyatro performansı gibi el kol hareketleriyle vurgulayarak aktarmaya başladı. İtiraf etmeliyim iki dakikadan fazla süren bu performanstan etkilendim. Birincisi, İlyada benim özel ilgi duyduğum, sık sık dönüp okuduğum bir yapıttır. İkincisi bu yapıt, sınıflı toplumların güç ilişkilerinin ana kodlarını içerir. Tek bir örnek verecek olsam şunu seçerdim: Homeros, Truva’nın yenilgisini, tanrıların arzularının yanı sıra, birçok kabileden oluşan, birçok dil konuşan, çok liderli bir orduyla savaşmasına bağlar. Buna karşılık Akalar, tek bir halktı, tek bir dil konuşuyordu ve tek bir kralın, Agamemnon’un liderliğinde savaşıyordu: Tek millet, tek bayrak, tek kültür, tek lider! Konudan uzaklaştım; geri dönersem siyasi hayatı boyunca biraz sakar, yalancı, bazen alay konusu ve sık sık da hatalar yapan bir insan olarak bilinen Johnson’un kişiliğinin ikinci bir boyutu daha vardı. Birinci boyut, halkın “Bizden biri. O da arada sırada saçmalıyor, hata yapıyor” diyerek benimsemesini kolaylaştıran bir imajla ilgiliydi. İkinci, halkın ayırdında olmadığı boyut ise İngiltere’de egemen sınıfların ve temsilcilerinin çocuklarının gittiği özel okullarda, Latince ve antik Yunanca ile birlikte edinilen “klasiklerin” bilgisine, üstünlük duygusuna, yönetme teknolojilerini kullanma becerisine aitti. Ve bir deney… Johnson’u dinlerken, 1990’larda New York’un yoksul bölgelerinden birinde, sanırım Bronx’ta yapılan bir deneyi anımsadım. Bir grup sol eğilimli entelektüel, yerel halka yönelik bir “klasikleri öğretme” sınıfı açmışlar. İlginç bir deney olsun diye açılan sınıf, siyah, beyaz işçi sınıfından her yaştan insanın ilgisini çekmiş; başlarken öngörülen kapasiteyi kısa sürede aşmış. O sınıflarda ders verenlerden biri, “Gelenler, siyasetin şifrelerin çözmeye başladıklarının ayırdına varıyorlar ve çok heyecanlanıyorlar” diyordu. Bunları yazarken de aklıma, borsada küçük yatırımcılara danışmanlık yapan Bob Beckman’ın (19342007) sözleri geldi: Bir süredir beklediği finansal krizi göremeden ölen Beckman, “Sizi yönetenler bildiklerini size söyleseler asla yönetemezler” diyordu. Beckman ekonomiyi kastediyordu ama bu sözleri kolaylıkla genelleştirebiliriz. AKP’de temsil edilen siyasal İslamın entelijansiyasının, temsilcilerinin “eğitimsizi” bu kadar sevmelerinin ve bunu her fırsatta vurgulamalarının arkasında, eğitimsizi yönetmenin, yönlendirmenin kolaylığı ve de eğitimsiz karşısındaki üstünlük duygusu yatıyor. Belki de bundandır, iktidara geldiklerinden bu yana sistemli biçimde eğitim sistemini bozmaları, ülkenin kültürel yaşamını “çorak ülkeye” çevirme çabaları… Yönetilen sınıfların “cahil” bırakılmış olmaları, egemen sınıfların temsilcileri ve tabii entelijansiya açısından önemli bir avantajdır. Bu, genel olarak her alanda arzulanan bir cahillik değildir. Örneğin, alt sınıfların çağın üretim araçlarını verimli biçimde kullanacak kadar bir bilgiyi edinmesi, iktidarın gücünü tanıyarak kabullenmesine olanak verecek altüst ilişkisini kabullenecek düzeyde eğitilmesi, “düzenin” ekonomik ve siyasi istikrarının korunması açısından gereklidir. Vatandaş, ilkokuldan başlayarak öğretmen sınıfa girince ayağa kalkacak, “beyefendinin” önünde ceketinin düğmesini ilikleyecek, bacak bacak üstüne atmayacak, densiz sorular sorarak beyefendiyi zor duruma düşürmeyecek, yapılan açıklamayı anlamasa bile “vardır bir bildiği” diyerek kabullenecektir. Halkın, devlet yönetme becerilerini, iktidar ilişkilerini anlamasına olanak verecek bilgilerden uzak tutulması, çoğu kez, taciz edilmeye, itilip kakılmaya ufak yaştan alışması işte bu yüzden önemlidir. Birtakım vaatlerden öte, bu cehalet tuzağını kıracak bir siyasi mücadele tarzının yaratılması da… Biri boşuna mı “siyasi gerçeklerin” açıklanmasının önemini vurguluyordu? Motosiklet satışları düştü Motosiklet Endüstrisi Derneği (MOTED) Başkanı Bülent Kılıçer, “Son 5 yılda satışlar 165 binden 100 binlere kadar geriledi” dedi. Sektörün 2019’da 10 aylık cirosunun yaklaşık 1.8 milyar TL civarında olduğunu belirten Kılıçer, bunun yıl sonunda 1.95 milyar TL olmasını beklediklerini kaydetti. Kılıçer’in aktardığına göre, 2018’in toplam cirosu ise yaklaşık 1.7 milyar TL olmuştu. Kılıçer, ancak yeni kullanıcılar kazanılmadığı takdirde pazarın büyümesinin mümkün görünmediğini dile getirdi. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle