22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 EKİM 2019 CUMARTESİ EDİTÖR: ALPER İZBUL / BURAK YURTTAŞ TASARIM: SERPİL ÜNAY HABER Siyasetsiz harekât var mı? Suriye’nin kuzeyine askeri harekât başladığından beri çokça karşımıza çıkan bir saptama var: “Bu harekât siyasi.” Soru şu: Askeri harekâtların siyasi olmayanı, siyasetle bağ kurmayanı var mı? Her askeri harekât biçimi, özünde bir siyasi tutumla, stratejiyle ve beklenti hesaplayan aktörlerle birlikte ilerler. Yanlışlık, askeri harekâtların “siyasetle bağlantılı olan ve olmayan” şeklinde ikiye ayrılmasında. Kurtuluş Savaşı’nı düşünelim. Askeri cephedeki mücadele dış dünyada yeni ittifaklar geliştirmeden, karşı cephedeki devletler blokunun iç çelişkilerine oynamadan; yani bir dış politik yön, rota tutturmadan kazanılabilir miydi? Kazandıran, bu askeri karakterle politik stratejinin birlikte şekillenmesi, birbirini beslemesiydi. Sadece dış politika alanında mı? Milli Mücadele’de dağınık durumdaki yerel direniş odaklarını birleştiren, önce kongrelerle ve ardından bir milli Meclis etrafında toplayarak milletin en geniş kesiminin seferberliğini askeri kurtuluşun hizmetine sunan iç politika stratejisi olmasa, zafer daha zor olmaz mıydı? Öyleyse “askeri operasyon aslında siyasi nitelikte, iç siyasetle bağlantılı” demekten vazgeçelim. Her askeri operasyon bir siyasi nitelik taşır, siyasi strateji belirler. İçte de, dışta da. Mesele siyaset değil, bu siyasetin nasıl olduğu ve kime hizmet ettiğidir. Bu saptamanın devamındaysa yeni bir soru karşımıza çıkar: Askeri nitelik olmadan, sadece politik araçlarla bu güvenlik sorunu çözülebilir miydi? Yani politik araçların tamamı etkin şekilde kullanılmış mıdır? Asıl üzerinde durmamız gereken yer burası. Özellikle “Savaşa hayır” diyenlerin eleştirileri, iç politika araçlarının yeterince etkin kullanılmamasıyla ilişkilidir. Ancak bu beklenti, iktidar blokunun temel hareket tarzıyla çelişen bir nitelikte. İktidar bloku açısından siyaset ve güvenlik, daha çok askeri nitelik kazanmıştır. Aynı zamanda bu, kitle desteği açısından da bir siyasal harç görevi üstlenmiştir. Önce politika, sonra askeri hamle gelmemekte; önce askeri, güvenlikçi hamle, ardından da bunun yarattığı yarılmalar etrafında bir politika gelişmektedir. Zaaf da buradadır: İç politika kanallarını iktidar blokunun ihtiyaçları kilitlemektedir. Diğer yandan dış politika alanına gelelim. Askeri harekât başladığından beri, uluslararası alanda ülkemizi yalnızlaştırmaya ve ağır tehditlerle yüzleşmeye maruz bırakan bir geniş cephe oluştuğu görülmekte. Dolayısıyla, Kurtuluş Savaşı’nın hem diplomatik araçları etkin kullanan, yeni ittifakları arkasına alan; hem de karşı cephenin iç çelişkilerine oynayarak ana tehdidin arkasındaki dayanakları birer birer geri çektiren dış politika stratejisinin tersi bir sonuç doğduğu görülmektedir. Oysa Büyük Taarruz, ana tehdidin arkasındaki uluslararası destek en aza indirildiği anda başlatılmıştır. Bu açıdan bugünkü harekâtın dış politikası, tam tersi yönde bir karşı blok genişlemesi yaratmaya yaramış; bu genişlemeyi kıracak diplomatik araçlar, öncesinde neredeyse hiç kullanılamamıştır. Yalnızlaşmanın ve bu yalnızlaşmayı diplomatik araçlarla aşmamanın ürettiği sonuçlar bunlar. Bu hataları üreten de halk olarak biz değiliz; biliniyor. Bunlar olurken Trump da ekonomiyi çökertmekle tehdit etmekte, millilik iddiasındaki hiçbir iktidar yetkilisi tek karşı yanıt vermemektedir. Çünkü ekonomi kırılgandır. Öyleyse harekâtın iç siyasal araçlar, diplomatik hamleler, iktisadi bağımsızlığı güçlendirici yollar kullanılmaksızın gerçekleştirilmesi, eleştirinin asıl siyasal karakterini belirlemelidir. Sorun terörle mücadele değil, öncesindeki siyasetsizliktir. Bu, iyi anlatılmalıdır. Bu ortamda muhalefetin, ülkenin siyasetsizleşmesine tepki vermek; iç ve dış siyaseti yeniden canlandıracak, tehditlerle hedef alınan bağımlı ekonomiyi yeniden ayağa kaldıracak bir alternatif çıkış üretmek dışında çaresi yok. Türkiye’nin güvenlik zaaflarının iç ve dış politika üretemeyen; ürettiğinde yanlış üreten, jeopolitik ve ekonomik bağımlılıkları, zayıflıkları gidermeden hareket eden siyasal iktidardan da kaynaklandığını gösteren bir hat çizmek çok mu zordur? Bunlar yapılmadığı için, “iktidar milli dalgayı arkasına alacak” deniyor yine; ancak muhalefetin niye “milli dalga”yı arkasına alamadığıyla ya da alamayacağıyla ilgili özgüvensizliğin nedeni açıklanamıyor. İktidarın “millilik” ve “güvenlik” anlatısının yerine bir başka “millilik” ve “güvenlik” paradigması geçirilemediği için de, muhalefet sadece ana söylemin arkasında dizilmek ve bunu yaparken de “ama iç politikaya malzeme ediyorlar” diye söylenmek dışında bir çizgi tutturamıyor. “İktidar siyasete alet ediyor” yerine, “bizim siyasetimiz ise” ile başlayan cümlelerin zamanıdır. Hedefler ateş altındaMSB, Barış Pınarı Harekâtı’nın üçüncü gününde planlandığı gibi sürdüğünü açıkladı: Suriye’de Fırat’ın doğusundaki terör örgütü PKK/YPG hedeflerine yönelik başlatılan Barış Pınarı Harekâtı’nın planlandığı şekilde sürdüğü belirtildi. Milli Savunma Bakanlığı, “Barış Pınarı Harekâtı gece boyunca karadan ve havadan başarıyla sürdürüldü. Tespit edilen hedefler Hava Kuvvetleri unsurları ve ateş destek vasıtaları tarafından ateş altına alındı. Harekât planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor” açıklamasını yaparken harekât kapsamında şu ana kadar 342 teröristin öldürüldüğü bildirildi. 9 Ekim’de terör örgütü PKK’nin Suriye kolu YPG’ye karşı başlatılan Barış Pınarı Harekâtı, üçüncü gününde de Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinin karşısındaki Tel Abyad ile Ceylanpınar’ın karşısındaki Resulayn arasındaki bölgede yoğunlaştı. Tel Abyad’ın doğusu ile Resulayn’ın batısı arasında kalan alanda 14 köyde TSK unsurları kontrolü sağladı. Türk F16’ları Tel Abyad ve Resulayn’da belirlenen YPG hedeflerini vururken, kara birlikleri her iki kentin doğu ve batı kesimlerinde kent merkezlerini kuşatacak şekilde kırsal bölgelerde operasyonlarını sürdürdü. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanlarıyla Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili toplantı yaptı. Harekât sahasından eşzamanlı olarak gelen görüntüler eşliğinde yapılan toplantının ardından konuşan Bakan Akar, “Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar, Yezidiler ve Keldaniler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğine çok büyük önem atfediyoruz. Başladığımız faaliyeti inşallah alnımızın akıyla başarıyla tamamlayacağız. Şu ana kadar 342 terörist etkisiz hale getirildi” dedi. Akar’ın, önceki gece ABD, İngiltere ve Fransa SINIR ÖTESİNDE 4 ŞEHİT ACISI Ahmet Topçu Hacı Bebek Milli Savunma Bakanlığı, Barış Pınarı Harekâtı bölgesinde iki askerin şehit olduğunu bildirdi. Harekât bölgesinde PKK/YPG mensubu teröristlerle çıkan çatışmada Piyade Sözleşmeli Er Ahmet Topçu (23) ve İstihkam Uzman Çavuş Hacı Bebek (44) şehit oldu. Azez’de iki şehit Suriye’nin terör örgütü PKK/PYD Abdülhamit Bilgen Yunus Mermer kontrolündeki Tel Rıfat bölgesinden Zeytin Dalı Harekâtı bölgesindeki Azez’e yakın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait üsse havanlı saldırı düzenlendi. Saldırıda yaralanan 5 asker, Kilis Devlet Hastanesi’ne getirildi. Yaralı askerler Piyade Uzman Çavuş Abdülhamit Bilgen ve Uzman Onbaşı Yunus Mermer tüm müdahalelere rağmen şehit oldu. l Haber Merkezi savunma bakanlarıyla harekât hakkında telefonda görüştüğü bildirildi. Kara propaganda açıklaması PKK’lilerin sosyal medyada yaydığı sivillerin öldürüldüğüne dair kara propagandaya karşı açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı, “PKK/PYDYPG’li teröristlerin, TSK tarafından Kamışlı ve Derik’teki sivil halkın hedef alındığına dair yalan haberleri akıl sınırlarını zorluyor. Bu bölgelerde TSK’ye ait hiçbir operasyon unsuru bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanlığı da uluslararası toplumda Barış Pınarı Harekâtı’nı hedef alan yorumlarla ilgili açıklama yaparak Türkiye’nin harekâtla bölgenin demografisini değiştirmek istediği iddialarını yalanladı. Harekâtın uluslararası hukuka uygun olarak sürdürüldüğü vurgulanan açıklamada, “Harekâtın planlama ve icrasında sadece, AB ve NATO tarafından da terör örgütü kabul edilen PKK’nin Suriye kolu PYD/YPG unsur ları hedef alınmaktadır. Sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için gereken her türlü tedbir uygulanmaktadır. Yeni bir insani krize ve kitlesel göç dalgasına yol açılacağı yönünde tedavüle sokulan iddialar, Türkiye’nin terörle mücadele çabasını itibarsızlaştırmak amacıyla üretilmektedir. Terör örgütünün ayrılıkçı gündemine zımnen veya açıkça destek veren çevrelerin bu hususta Türkiye’ye yönelik asılsız ithamları, Suriye’nin bölünmesini hedefleyen planlarının bozulmasından kaynaklanan bir tepkinin tezahürüdür” denildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy da Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi (OCHA) Suriye Krizi Bölgesel İnsani Koordinatörü Panos Moumtzis’in Barış Pınarı Harekâtı ile Srebrenitsa soykırımı arasında ilişki kuran ifadelerini kınayarak “Dört milyona yakın Suriyeli’yi barındıran ve Suriye’de milyonlarca kişiye insani yardım sağlayan ülkemizin Suriye halkına yardımlarını en iyi bilmesi gereken ko ordinatörün haddini aşarak yaptığı bu sorumsuz açıklamaya karşı tepkimiz muhataplarımıza iletilmiştir” dedi. TSK ile ortak harekât yürüten Suriye Milli Ordusu’ndan (SMO) bir grup, Tel Abyad’ın Dedat köyünde teröristler tarafından pusuya düşürüldü. Çatışmada 4 SMO üyesi öldü, 3’ü yaralandı. MSB, dün sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Fırat’ın doğusunda yer alan 25 hudut karakoluna terör örgütü PKK/YPG tarafından taciz ateşleri yapıldığını duyurdu. Paylaşımda, taciz ateşlerine karşılık verildiği ve 16 teröristin etkisiz hale getirildiği kaydedildi. ‘ABD vuruldu’ iddiası Öte yandan Newsweek, bir Iraklı Kürt istihbarat yetkilisi ve üst düzey bir Pentagon yetkilisine dayandırdığı haberinde, Türkiye’nin harekât kapsamında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) hedeflerine yönelik düzenlediği top atışlarında yanlışlıkla Amerikan özel kuvvetlerini vurduğunu öne sürdü. Haberde, Kobani kentinin Meştenur tepesinde SDG’lilerle birlikte bulunan ABD özel kuvvetlerinin top atışlarının hedefi olduğu belirtildi. İddiaya ilişkin açıklama yapan bir Pentagon yetkilisi, bölgede ABD’ye ait bir gözlem noktasının yakınlarında patlama olduğunu, ancak bu patlamanın kimler tarafından gerçekleştirildiğini tespit edemediklerini belirterek “Hiçbir ABD askeri zarar görmedi. Amerikan askerlerine yönelik bilinçli bir saldırı olduğuna inanmıyoruz” dedi. MSB’den yapılan açıklamada ise “ABD gözlem noktasının yaklaşık 1000 metre güneybatısındaki tepelerden Suruç’taki sınır karakollarımıza Doçka ve havan tacizleri yapılmıştır. Meşru müdafaa kapsamında karşılık verilmiştir. ABD’nin gözlem noktasına herhangi bir atış söz konusu değildir. Atış öncesinde her türlü tedbir alınmıştır” denildi. l ANKARA/Cumhuriyet MARDİN VE ŞANLIURFA’DA HAYATINI KAYBEDENLER TOPRAĞA VERİLDİ Geçici görevle gittiği Akçakale’de yapılan saldırıda şehit olan vergi memuru Güneş için Manisa’nın Salihli ilçesinde tören düzenlendi. Gözyaşlarıyla uğurlandılar Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasının ardından Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’deki ilerleyişine devam ederken, terör örgütü PKK/YPG tarafından önceki gün Mardin’in Nusaybin ilçesi ile Şanlıurfa’nın Akçakale ve Ceylanpınar ilçelerine yapılan roket ve havan mermili saldırılarda yaşamın yitiren 5’i çocuk 7 kişi dün toprağa verildi. Muhammed bebeğe veda Akçakale’de yaşamını yitiren Suriye uyruklu 9 aylık bebek Muhammed Omar ile kamu görevlisi Cihan Güneş için Şanlıurfa Valiliği’nde resmi tören düzenlendi. Törenin ardından Güneş’in cenazesi memleketi Manisa’ya, Muhammed bebeğin cenazesi Akçakale’ye gönderildi. Tel Rıfat bölgesinden göç ederek Akçakale’ye yerleşen Hani Şeab ile Fa time Cemal Adbe çiftinin 5 çocuğunun en küçüğü olan Muhammed bebek, Sanayi Camisi’nde düzenlenen törenin ardından ilçe mezarlığında gözyaşları arasında toprağa verildi. Muhammed bebeğin patlamada yaralanan iki ablasının tedavilerinin Şanlıurfa’da devam ettiği belirtildi. İlçeye geçici görevle gittiği öğrenilen vergi dairesi çalışanı Cihan Güneş’in cenazesi de memleketi Manisa’nın Salihli ilçesinde toprağa verildi. Çatışma sesleri altında Ceylanpınar’da sokakta oynarken yaşamını yitiren Elif Terim (11) ve evden ekmek almak için çıktığı sırada havan mermisinin patlaması sonucu yaşamını yitiren Mazlum Güneş (11) de dün son yolculuklarına uğurlandı. Terim, Özbek Mahallesi Semerkand Camii’nde, top ve çatışma sesleri arasında kılınan cenaze namazının ardından gözyaşları arasında toprağa verildi. Mazlum Güneş için de Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde tören düzenlendi. Güneş, Abdulkadir Geylani Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından Sofice Mahallesi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Anne ve iki kızı için ağıt Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşamını yitiren anne Fatma Yıldız (48) ile kızları Emine (12) ve Leyla (15) ise Şırnak’ta son yolculuklarına uğurlandı. İdil ilçesine bağlı Uluk köyünde düzenlenen törende anne ve kızları için Kürtçe ağıtlar yakılarak gözyaşları döküldü. Anne ve kızları köy mezarlığında yan yana toprağa verildi. l Haber Merkezi Sınır dışından atılan havan ve roket mermileri nedeniyle sivil kayıp sayısı 17’ye yükseldi Nusaybin’de 8, Suruç’ta 2 sivil daha yaşamını yitirdi Nusaybin’de 8 kişi yaşamını yitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’de Fırat’ın doğusuna yönelik Barış Pınarı Harekâtı’nı başlatmasının ardından terör örgütü YPG/PKK’nin sınır hattında bulunan ilçelere yönelik düzenlediği saldırılar dün de devam etti. Mardin Valiliği, Nusaybin ilçesinde sivillere yönelik düzenlenen havan topu saldırısında sekiz kişinin hayatını kaybettiğini, 35 kişinin de yaralandığını bildirdi. Yaralıların durumunun ağır ol duğu öğrenildi. Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde de dün Suriye tarafından ateşlenen havan topunun bir eve isabet etmesi sonucu 2 kişi yaşamını yitirdi, 2 kişi yaralandı. 3 havan mermisi de ilçedeki boş araziye düştü. Barış Pınarı Harekâtı 3. gününü geride bırakırken dünkü saldırıların ardından, terör örgütünün düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden sivillerin sayısı 17’ye yükseldi. l Haber Merkezi Gazeteciler hedef alındı Mardin’in Nusaybin ilçesinde Barış Pınarı Harekâtı’nı takip eden gazetecilere Kamışlı tarafından keskin nişancılarla iki kez saldırı düzenlendi. Terör örgütü PKK/ YPG’liler tarafından düzenlenen saldırı sonucu 2 Anadolu Ajansı muhabiri hafif yaralandı. Yaralı gazeteciler, olay yerine giden sağlık ekipleri tarafından tedavi edildi. Güvenlik güçleri, ikinci saldırının ardından önlem alarak gazetecilerin binayı güvenli şekilde tahliye etmesine yardımcı oldu. Camların kırıldığı bina boşaltıldı. Kamışlı’da IŞİD saldırısı: 3 ölü Mardin’in Nusaybin ilçesi karşısında bulunan Suriye’nin Kamışlı ilçesinde bombalı araçla düzenlenen saldırıda en az 3 kişinin öldüğü, 9 kişinin yaralandığı bildirildi. Kamışlı kent merkezindeki bir restoranın önünde akşam saatlerinde bomba yüklü araç infilak etti. AFP ve Reuters, bölgedeki Kürt yetkililere dayandırarak saldırının IŞİD tarafından yapıldığını ve en az 3 kişinin öldüğünü, 9 kişinin yaralandığını duyurdu. IŞİD’in haber ajansı Amaq da terör örgütünün saldırıyı üstlendiğini açıkladı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle